28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 TEMMUZ 1999 PAZARTESİ • • • • HABERLERIN DEVAMI Daniştay,yağmaya karşıgüvence • Baştarafı 1. Sayfada gösterildi. 57. hükümet tarafından ülkeye yabancı sermaye girişini arttırmak gerekçesiyle haârlanan anayasadeğişikliği önerisiyle imtiyaz sozleşmele- rini inceleme yetkisi elinden alınmak istenen Da- nıştay, en önemli işlevlerinden birini yitirme teh- likesiyle karşı karşıya kaldı. Danıştay'ın verdiği bazı önemli kararlar şöyle: • Gökova kararı, Danıştay'ın çevre alanında ver- diği ilk karar niteliğini taşıyor. Danıştay 10. Daire- si, Gökova'daki Kemerköy termik santralının ya- pılmasına gerekli önlemlenn alınması koluşuluy- laizinvetdi. (24.06.1986) Danıştay 6. Dairesi, 27 Haziran 1996'de antma tesisleri bulunmayan Kemerköy, Yeniköy ve Yata- ğan termik santrallannın çahşmasının, yaydıklan yüksek orandaki kükürtdioksit emisyonlan nede- niyle çevre sağlığına zarar verdiğini hükme bağla- dı. Ancak Danıştay karan, yörede elektrik sıkıntı- sı olduğu gerekçesiyle Bakanlar Kurulu tarafından işleme konulmadı. • Danıştay 2 Nisan 1998"de aldıgı kararla Iz- mir'in Bergama ilçesi Ovacık köyünde siyanürle altın işletmeciliği yapması için Çevre Bakanlığı tarafmdan Eurogold firmasına verilen izni iptal et- ti. Oybirliği ile alınan kararda, anayasanm 17. mad- desindeki "Herkesin yaşama, maddi ve manevi var- tağını koruma ve geüştirme hakkı vardır*\ 56. mad- desindeki "Herkesin sağüklı ve dengeü bir çevrede yaşama hakkı vardır" maddelenne dikkat çekildi. (Uluslararası tahkimle, Eurogold'a bölgede yeni- den siyanürle maden işletebilme yolu açılacak.) • Kenui Anadol tarafından açılan davada AJi- ağa'da yapılmak istenilen termik santralının ÇED raporu hazırlanmadan uygulamaya konutmak is- tendiği belirtildi. Danıştay tdari Dava Daireleri Ge- nel Kurulu, 17.11 1989'da Aliağa termik santralı- nın yapım iznini "Çevre Yasası'na, Hava Kalite- sTnin Konınması YönetmeBgTne ve Gayn Sıhhi Müessesefer Yönetmeliğrne aykın bularak iptal etti. • Ankara Anakent Belediye Meclisi 'nin Güven- park'ın otopark ve çarşı olarak tahsisine ilişkin ka- ran, Danıştay 6. Dairesi tarafından iptal edildi. Da- nıştay, 9 Mayıs 1988'de aldığı kararda, bunun kent iikelerine aykın olduğunu, kentte yeşil dokunun arttınmının bir kamu yaran olduğunu vurguladı. • Zafer Parkı'nın Ankara Belediyesi tarafından otoparka dönüstürülme istemine karşı 41 Danıştay üyesi Ankara ldare Mahkemesi 'ne dava açtı. Mah- keme, parkın otoparka dönüştürülmesinin kentin yeşil dokusuna zarar verecegini öngördü. (16.12 1986) • Danıştay 6. Dairesi, Istanbul'da Bizansdevri- ne ait bir sarnıcın koruma kapsamından çıkanlma- sını isteyen Kültür Bakanlığı'na karşı açılan dava- da, sarnıcın korunmasının devam ettirilmesine ka- rar verdi. Danıştay, kültür varlıklannın korunma- sının bir kamu yaran olduğunu vurguladı. (29.03.1988) • Danıştay tdari Dava Daireleri Genel Kurulu, Koç Üniversitesi'ne lstanbul Sanyer'deki Mavra- moloz Devlet Ormanı'nın tahsisini öngören Ba- , kanlar Kurulu karannı iptal etti. löOhektarhktah- sisin kamu çıkanna uygun olmadığına karar veren Danıştay, bunun devlet ormanlannı azaltacağmı vurgulamıştı. Danıştay, vakıf üniversitelerine Ha- zine arazisi tahsisinin de Anayasa Mahkemesi ka- ranyla iptal edildiğine dikkat çekmişti. (3.07.1999) Eğitim, tûrban karartan Kuran kurslan: Danıştay. 21 Ocak 1998'deki karannda öğrencilerin 5. sınıftan sonra Kuran kurs- lanna gitmesini öngören Diyanet Işleri Başkanlı- ğı Kuran Kurşu Yönetmeliği'ni 8 yıllık kesintisiz eğitime ve çocuklann psikolojisine aykın bularak iptal etti. • 55. hükümetin yönetmeliğin Danıştay tarafin- dandönmesi üzerine Diyanet Işleri Başkanlığı ara- cılığıyla 29 Mayıs 1998'de yasal boşluklardan ya- rarlanarak çıkardığı "yaş sının aranmaksızın her- kesin yaz aylannda Kuran kurslarma gidebümesi- ni öngören" yönetmelik de Danıştay tarafmdan Mart 1999'da iptal edildi. Türban: Danıştay, YÖK'ün türban genelgesi- nin iptali istemini reddetti. Yüksek Mahkeme, 13 Aralık 1984 tarihinde aldıgı kararla "türbaıun ma- sum bir aiışkanlık otmaktan çıkarak. kadın özgür- tiiğüne ve cumhuriyetin temel iikelerine karşı bir dünya göriişünün simgesi haline gddiğini"' vurgu- ladı. Danıştay idari Dava Daireleri Genel Kurulu, kamu kurumlannda türban takan memurlann gö- revden atılmasını onayladı. Kurul, kamuda uyul- ması gereken kurallan bilmesine karşın türbanını çıkarmamakta ısrar eden memurun hareketini "ide- olojik ve siyasi amaçlarla kurumun huzurunu boz- ma" olarak değerlendirdi.(26 Mayıs 1999) tftargeneigesi: REFAHYOL iktidan döneminde Başbakan Necmettin Erbakan tarafından çıkan- lan ve çalışma sürelerini iftar saatlerine göre dü- zenleyen genelgenin yürütmesi, Danıştay 12. Da- iresi tarafından durduruldu. Danıştay 12. Dairesi, 28 Ocak 1997 tarihinde verdiği kararda "Bu karar anayasanuzın baslangıç kısmının 5. paragrafi, 2. ve 24. maddeterine aykın olduğu gibi din ve devlet iş- lerinin birbirinden bağunsız şekilde yürütülmesi şekünde uygulanan laiklik ükesine deters düşroek- tedir" dedi. Santratlar: Danıştay, REFAHYOL döneminde 6 elektrik santralının yap-işlet modeliyle elektrik santralı yapılmasına ilişkin ihalelerde yürütmeyi durdurma karan verdi. Ancak karara karşın ihale teklifleri alındı ve ihale komisyonlan çahşmalannı sürdürdü. DSP'de tahkim rahatsızhğıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kamu hizmetleriyle ilgili imtiyaz sözleşmelerinden doğan uyuşmaz- lıklarda uluslararası tahkime gidil- mesi yolunu açan anayasa değişik- liği önerisi, DSP'de rahatsızlık ya- rattı. 40 dolayında milletvekilinin öne- riye imza vermediğine dikkat çeki- lirken, bazı milletvekillerinin "gizli oyUmada" önenye karşı oy kullan- maya hazırlandığı bildirildi. Anayasa değişikliği önerisi üze- rinde TBMM Anayasa Komisyo- nu'nda geçen hafta başlayan görüş- melere yarın devam edilecek. FP, önerinin alt komisyona sevk edil- mesini isterken, DYP Genel Başka- nı Tansu ÇDler "Tahtdmde tatmin edilmefiyim" demeye başladı. Hü- kümet ortaklanndan özellikle MHP ve DSP içınde de bazı millet\ ekil- leri anayasa değişikliği önerisi ko- nusunda rahatsızlıklannı gizleme- di. 287 imzayla TBMM Başkanlı- ğı'na sunulan öneride 40 dolayında DSP milletvekilinin imzasının yer almadığı ögrenildi. Aralannda Ziya Aktaş, Tahir Köse, Ali Arabacı, Rıd- van Budak' ın da bulunduğu bir grup millervekili anayasadeğişikliği öne- risine imza vermedi. Rıd\ an Budak, anayasa değişikliği önerisıne karşı açık tavır aldı. Eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ziya Aktaş da, bazı çekince- lerini dile getirdi. Aktaş, kendi dö- neminde hazırlanan taslakta. Danış- tay'ın imtiyaz sözleşmelerinde dev- rede kalmasımn öngöriildüğünü söyledi. DSP milletvekilleri, Danıştay'ın yetkisinin "görüş bfldinne'"ye indir- genmesi ve özellikle çe\Te konusun- da yurttaşlann hak aramayollannın tıkanması konusunda rahatsızlıkla- nnı dile getirdi. Anayasa değişiklik- lennin gizli oyla gerçekleştirildiği- ne dikkat çekilirken, bunun DSP'de- ki "hayır" oylannı arttırabileceği vurgulandı. Bu arada, CHP de tahkim konu- sunu ıncelemeye aldı. CHP yöneti- mine bugün anayasa değişikliği önerisi konusunda bir brifing veri- lecek. Partinin görüşünün bubrifin- gın ardından daha açık olarak ifade edileceği bildirildi. CHP Genel Baş- kan Yardımcısı Cevdet Selvi, öneri- nin büyük tahribat yapacağını belir- terek şunlan söyledi: "Hükümet özeUeştirmeyi anaya- saya getirme gafletinden kurtulma- h. Onanlması güç sonuçiar doğura- cakbr. Hükümet ortaklan ne yap- bldannın farkında değiller. Beliıii çevrelerin baskısıyla hareketediyor- lar. Muhalefet de kendi derdinde. Biz Meclis'te olmamamıza rağmen, ko- nuyu inceliyoruz. Bir teknik çalışma yapıyoruz. Dikensiz gül bançesi ha- line gelmiş bir Mecns ve IMFnin, rantiyenin dayatmalanna tesHm oi- muş bir hükümetvar. CHP, Meclis'te olmasa bile muhalefet sorum- ItıiuğuDu yerine getirecektir." ERDEMIR hisselerininyüzde2'siçahşana ALİAYAROĞLU ZONGULDAK - ERDEMlR yönetimi, dev- lete ait yüzde 51 hissesinin yüzde 2'sini çalışan personeline de\Tetmek için hazırhklara başladı. Genel MüdürTanjuAngın,ERDEMlR'in2OO5 yılında Avrupa'nın ilk 10 demir çelik tesisinden birisi olacağını belirtti. Angın şunlan söyledi: "Hedefimiz 2005 yınnda A\rupa'nın ilk 10 de- mir çeiik tesisi arasında yer almakür. O hedefuı karşihğı 6 miryon ton demir; zamanla yanşıyo- ruz.'Kamlş' projesi5senesürüyor.Yatınmiçin 400-500 milyon dolan buluyor. Üretimin 6 mil- yon tona çıkması için harcanması gereken para 4.5 milyar dolar. Bu işin böyle ohnayacağını gör- dük. Yönedmle birükte inceledik. Ark ocaklan 2 milyon ton verebiliyor. Ark ocagının arkasına slab dökünı tekniği ve haddchanesi. dünyada modem bir şekil olarak kullaıuuyor. Hemen bu- nu kunryoruz ve 1 milyon dolar abyoruz. İlk kı- sa vadeü yapacağımız şey bu. 2010 yıhnda hede- fımiz 5 milyon ton. Bu yeterli değiL Hedef 6 mil- yon ton 2005 yılı için. Bulgaristan. İskenderun 2'şer milyon ton da ordan alıyoruz. Bunlan top- ladığımız zaman 2010 yılında hedef 9.5 milyon ton crvan." ERDEMtR Genel Müdürü, devlete ait yüzde 51 hissenin önümüzdeki günlerde yüzde 2'sinin çalışan personele dağıtılacağını bildirerek bu konuda şu açıklamayn yaptı: "Buranın yüzde 51'i kamu hisscsi. Kamu hissesû ama tstanbul borsasında işlem görüyor. Fiyatı belli, değeri beJ- H. ERDEMIRMn degeri şuymuş. buymuş diye- mezsiniz. O değeri borsadaki ortaklar tayin edi- yor. Yapılan özeUeştirmelerle bu özeDeştirme ay- nı şey degil. Burada yapüacak olan iş daha fazla kamu hissesini çahşanlara veya borsaya vermek. Bizim özdleştirme kapsammdaki diger şirketle- rin içinde olmamızın nedeni de bu. Çiinkü bu o- lay o kadar basit bir olay ki belki haftaya yapa- cağız bu operasyonu. Bir anda bakacaksımz ki kamu hissesi yüzde 49'a düşmüş. Bu yönde ça- lışma var. Yüzde 2'nin çahşanlara verilmesi on- lann lehinedir. Özelleştirme idaresinin elindeki hissenin yüzde 2'sinin çalışanlannın eline veril- mesi söz konusudur. Dolayısıyla bizim İskende- run Demirçelik'i ahnamız dive bir şey yok. Bun- lar doğnı değiL Özelleştirme İdaresi İSDEMt Ri ihaleye çıkaracak. İSDEMİR'i ve Bulgaris- tan'daki fabrikayı almak için ERDEMIR'in kasasından para çıkmayacak. Öyle şey yok." Erek'ten tepki DYP'den ekonomik pakete eleştiri ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-DYP Genel Başkan Yardımcısı Ali Şevki Erek, 57. hükümeti oluşturan par- tilerin "bir kurtuluş reçetesi'' olarak sunduklan çözümler- den, bir yıl sonra U U dânüşü vapdklannı" söyledi. Erek. "Gelinen nokta ekonomide SOS >e çöküştür" dedi. Erek, dün düzenlediği ba- sm toplantısında, hükümetin açıkladığı ekonomik paketi eleştirdi. Pakette, işçi, me- mur, emekli, esnaf ve KO- Bl'lerin olmadığını anlatan Erek şunlan söyledi: "Geü- nen nokta SOS, bitiş ve çö- küştür. Yeni bir paketalelace- k halka sunuldu. Burada 2 nokta var. Bunlar. Türkiye Cumhuriyeti'ni yöneten zih- niyetin içinde buİunduğu du- rum ve paketin ne getirip ne götürdüğüdür. 1 yda kalma- dan bir kurtuluş recetesidir diye halkasunulançözümler- den U dönüşüyle yapdmıştır.'' Hükümetin önceki reçete- lerin iflas ettigini ve kökten yanlışyapıldığını itirafettiği- ni kaydeden Erek, halkın hü- kümete güveninin kalmadı- ğını savundu. Erek şu görüş- leri dile getirdi: "Bu pakette red faizler hangi noktaya ge- lecek? Reel faizlerin geldiği noktada müteşebbisler yatı- run yapma olanagı bulabile- cek mi? Enflasyonu daha da azdıracak mısınız? Petrole bir ayda yapılan yüzde 30'un üzerindeki zamnu nasıl tela- fi edeceksiniz? Memura ve iş- çiye verilen zamlan bir ay zarnnda alıp gittiğinizin far- kında mısınız?" tşçi ve memurlann önceki gün muhteşem bir yürüyüş yaptığını, bu mitingin içeri- ğine bakmak gerektiğini vur- gulayan Erek, yüzde 20 ora- nındakı zamla memurun in- sanca yaşamasının sağlan- madığmı belirterek DYP'nin iktidarda getirmek istediği 50-55 emeklilik yaştna "me- zarda emekMHk" denildiğıni anımsattı. Miss Globe tacını Türkmenistan güzeligrydi Miss Globe Internatkmal GüzeBik Yanşması'nda "Miss Globe" tacını Türkmenistan güzeii giydi. Yanşmada birinciliği Çek Cumhuriyeti'ni temsO eden güzel, ildnciliği Litvanya güzeG, öçüncülüğü de Türkiye güzeii Seün Demiratar kazandı. Demiratar'm ayru zamanda "Miss Onur Air' güzeii de seçildiği yanşmada, Estonya güzeii dördüncüu Yunanistan güzeii beşinck Norveç güzeH de altana oldu. Cnmne Plaza Otel'de bu yıl on ikincisi düzenknen yanşmay a, 32 ulkenin güzelkri kaüldı. TV8'den canh olarak yayunlanan gecenin sunuculuğunu Cenk Koray ve Suna Yüdızoğlu yapn. Yanşmacdann, kareograf Tnncay Erkul'un hazıria<hğı kostûmlerle jürinin karşısma çıkngı yanşmada, şarkıcı Esra Ozmen de konuklara küçük birkonsersundu. G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada lardan geçmiş olacaktı. Birincisi, Adalet Komisyo- nu'na takıldı, ikincisi emek cephesinin eylemine. Her iki konu da, TBMM'de "sol bakışın" eksikliği- ni bir kez daha ortaya çıkardı. Ancak CHP'nin kurdu- ğu gölge kabine gölgede dinleniyor olmalı ki, bu par- tiden ses getirecek çıkışlar göremedik. Belki yasa geçtikten sonra tepki gösterecekJerdir, acele etme- yelim! Meclis'in içine girersek... Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk tahkimi savunurken, "Türkiye Enver Ho- ca'n/n Arnavutluk'una benzer bir kapalı sisteme mahkûm edilemez" dedi. Türk, çok deneyimli, bilgili, üstelik bilgilerini sürek- li yenileyen bir siyasetçi. Türkiye'de kimsenin tümüy- le dışa kapalı bir sistem istemediğini, tahkime karşı çıkanlann konuya bu mantıkla yaklaşmadığını da iyi biliyor. Türk, siyasete girmeden önce pek çok ulus- lararası davayla ilgilendi. Türkiye'nin lehine kararlar alınmasını sağladı. Bu da bir gerçek. Ancak, anayasa değişikliğiyle gündeme getirilen tahkimin geçmişte yaşananlardan farklı yönleri var. Durumu bir örnekle anlatmaya çalışalım. Izmtt Körfez geçişinin ihalesi büyük gürültü kopar- dı. Biz gürültüye degil, ihalenin özüne inelim. Çok Ufuslu Şirketlerin (ÇUŞ) katılımıyla gerçekleşen iha- lenin bazı şartlan şunlardı: - Bu geçişe rakip olabilecek, Danca-Topçularferi- bot seferi, Denizcilik Işletmeleri'nden alınacak, özel- leştirilecek. Hemen vurgulayalım, işletme bu seferier- den yıida ortalama 50 milyon dolar gelir elde ediyor. - Özelleştirilen bu hattn ücreti Körfez geçişinin yüz- de 80'inden az olmayacak. - Bu geçişe rakip olma olasılığı olan Izmit-Karamür- sel yolu iyileştirilmeyecek. Özellikle son maddeyi Sayın Türk'ün birkaç kez okumasını diliyoruz. Şimdi, bu somut örnek bazında, uluslararası tahkime gelirsek... Diyelim ki, Izmit'le Ka- ramürsel arasında Türkiye'nin ekonomisine büyük katkısı olacak bir dizi yatınm söz konusu oldu. Ya da buradaki yerleşim yerteri beklenenden fazla gelisti. Hükümete başvurdular, bugün görünümü hoş ancak araç kullanması zor bu yolun iyileştirilmesini istedi- ler. Hükümet de bunu yatnm programına koydu. Kör- fez geçişini inşa eden ÇUŞ buna itiraz eder, ulusla- rarası tahkime giderse, orası ne der? ÇUŞ'un geliri azalacak, haklı. O bölge insanı daha insani yot istiyor, haklı. Uluslararası tahkim, Karamürsellilere ayıp olmasın mı der, ÇUŞ'lann kânna dokunmaya gelmez mi der? Örneğin bizde çağnştırdığını aktanp, konuyu bağ- layaltm: Yargısını başkasına emanet edenin, bedeninden sargısı eksik olmaz! Kozlaşma uzlaşmaya döner mi? Sosyal güvenlik reformu da yann Plan Bütçe Ko- misyonu'nda görüşülecek. Cumartesi günü yüz bin- lerce kişinin katıldığı emek cephesi mitingi devam ederken hükümet de "Acaba uzlaşma yolu bulabilir miyim" sorusuna yanrt anyordu. Türk-lş yetkilileriyte de görüşüldü, bugün-yann yeni bir öneri gündeme gelebilir. Hükümet yaştan ödün vermeye yanaşmıyor. An- cak öteki konuları yeniden konuşma eğiliminde. Cu- martesi günkü eylemin ardından hükümetle çalışan- lar arasındaki "kozlaşmanın" bu hafta "uzlaşmaya" dönme olasılığı gündeme gelebilir. Hükümet geçen perşembe günü aldıgı kararlarta iş âlemine, "teşekkür etmekten başka" yapacak bir şey bırakmadı. Vergi Yasası'ndaki değişikliklere "gün- lük" değil de "süreçlik" bakanlar, uygulamanın iş âleminin de lehine olmayan sonuçiar verebileceğini vurguluyorlar. Sadece altı ay ertelenmesi istenen "mali milat" üç yıl ileri atıldı. Bunun Türkçesi şu: Gündemden kalktı mali milat, malı istediğin yere at! Bu haftayı hükümet için "siyasi milat" olarak dü- şünebiliriz. Bunu kaldtrmak isteyebilir, ama olanaksız. Çünkü siyasi miladın ipi toplumun elinde! Metin Kaplan cezaevinden yönetiyor • Baştarafı 1. Sayfada Kaplan tutuklanmadan önce Ingolstadt kentindeki camilerinde yaptığı konuşmada tslamın hem Kuran, hem de kılıç oiduğunu söyleyerek sözü Almanlara getiriyor: "Biz Alman devletine, Ahnan milletine usulü da- iresince tebhgatınuzı yapıyoruz. ta\si\eleri- mizi unlara ulaşürmay a çalışıyoruz. Adam- lar hemen basın ve yayınlanyla yaygara ko- panyor, 'Kaplan Alman devletini tehdit et- ti ' diyorlar. Bu nedemek? Biz ikaz ediy oruz, uyanyoruz, aklınızı başınıza alın diyoruz. Tarihte hangi milkt, hangi devtet ADahu Te- ala'nın dini ile savaşmaya kalktı ise o yok ol- muştur. mahvolmuştur. o belde halkıyla bir- likte yerle bir olmuştur. İşte görüyorsunuz Allah cezayı belayı veriyor. Şu anda Alman- ya sular aranda" dıyor. ~Ya hilafet ya şeha- det" diyen Kaplan, müritlerini, savaşta kel- leleri gitse de taviz vermemeye çağırarak. şu üç fınnda iyice pişip kavrulmalannın zo- runlu olduğunu söylüyor ve konuşmasını şöyle sürdürüyor: "Medresede, Arapça ile u- lum-idiniye'yi öğreneceksiniz; tekkede tari- katn Muhammediye'yi, tasavvufiı belleye- ceksiniz. Kışlada İslam savaş hukukunu, tek- niğini yani tetik çekmeyi bikceksiniz." Kaplancılar arasında Metin Kaplan' ın ce- zaevinde uzun süre kalması durumunda ye- rini kimin dolduracağının örgüt içinde he- sabı yapıldığı söyleniyor. Metin Kaplan'ın kayınbiraderi ve Kaplancı hareketin öteden beri perde arkasındaki ikinci adamı olan Hasan Basri Gökbulut'un açığa çıkarak bu görevi üstlenmesine, örgütte çok başlılığm ortaya çıkacağı korkusuyla sıcak bakılmı- yor. Kaplan ailesinden gelen birinin tartış- masız kabul edileceği, bunun için de Metin Kaplan'ın oğlu M. Fatih Kaplan'ın buna ha- zırlandığı belirtiliyor. Öne çıkanlan ve ca- milerde konuşturulan halife adayı M. Fatih Kaplan. babasının sözlerini tekrarlayarak "Ya Anadolu'ya hilafet hâkim olacak ya da hepberaberşehitolacağız'* dıyor. 1 Temmuz 1999 tarihli Ümmeti Muhammed'deki bir yazısında. "2000 yıhnın tslamın yılı olması ehli küfrü korkutuyor. Alman makamlan M. Metin Hocamıza ilk önceleri para cezası verdiler. 'Sen konuşamazsın' dediler. Ve si- yaset yapma yasağı koydular. Sonunda da halifemizi cani \« hunharca kaçınp zindana attılar. Belki bizleri, hilafet erlerini de idam edebilirler. Bunlann hepsi bizim için güzel şey lerdir. Hiç olmazsa kısa yoldan Allah'm nzasmı kazanır ve cennetinegideriz. Müslü- manın işi kolaydır; ölürsek şehit, kahrsak ga- zi oluruz!" diyor. Ortak çalışma Uluslararası Islamı terör örgütleriyle iş- birliği yapan Kaplancılann. Fransa'nın çe- şitli yörelerinde toplam 15 caniyi Faslı ve Cezayirli şeriatçı örgütlerle ortak lcullandık- lan belirtiliyor. Örgütün üst düzey birimlerinde görev al- mış eski bir Kaplancı, "15 caminin tapusu bfle ortak. Sadece üç cami Kaplancılann üs- tüne kayTtiı*1 diyor. Kaplancılann Alman- ya'daki camilerinin sayısı 20. Belçika, Hol- landa ve Avusturya'da da birer camileri bu- lunuyor. Hizb-i Islami Afganistan Siyasi Bürosu'nun Almanya'da Metin Kaplan'ın tutuklanması üzerine yayımladığı bildiride Kaplan'ın serbest bırakılmasını isteyerek şöyle deniyor: "Müslümanlann ibadetgâh- iannave meschlerine böyk saklınlann otma- sını ve bu muhterem şahsiyetin en kısa za- manda hürriyetine kavuştumlmasını. böyle bir ihanetin tekrar vuku bulmamasınu bu- nun garanti edümesini talep ediyoruz." Fas Jslami Hareketi de Metin Kaplan'ladayanış- ma açıklamasında. "Alman makamlannın Emir-ül-Müminin ve Halifet'ül-Müslumin Muhammed Metin Müftâoğhı'nu (Kaplan) tutuklamalannı şiddetk knuyoruz. Alman makamlanndan en yakm bir zamandaonun sauverilmesini istiyoruz" deniyor. Hilafet devleti Almanya'nın Koblens kentinde 1992'de Cemalettin Kaplan tarafından kurulan Ana- dolu federe İslam devleti hakkında şimdiye kadar hiçbir dava açılmadığı, sözde hilafet devleti sözcülerince açıklandı. Orgütün ba- şı olarak Metin Kaplan hakkında da soruş- turmanın sürdürüldüğü, dava açma aşama- sına gelinmediği söyleniyor. Tanık olarak şimdiye kadar 60 kişinin sav- cılık tarafından dinlendiği belirtiliyor. Adı- nın açıklanmasını istemeyen eski bir müf- tü, "Adamlar devktimiz var diye vergi top- hıyoriar. gençlere askere gitmeyin çağnsı ya- pıyorlar. teievizyon yayuılan var, gazetecık»- nyorlar. Bunlan hep hilafet devleti adına ya- pıyorlar. Bu durumda Kaplancılar suç iş- liyorlarsa sorumlusu Ahnan devletkiir. Ne- den kaplan'ın devlet kurmasına izin ver- dfler?"dedi. JKYB:PKK'yi desteklem'mmız Ecevit'ten Tahran yönetimine sert tepki WASH1NGTON (AA) - Liderliğini Celal Talabani'nin yaptığT Irak Kürdistan Yurtse- verler Birliği (IKYB), terör örgütü PKK'yi topraklannda banndırdığı ve destek verdi- ği yolundaki iddialann doğnı olmadığını sa- vunarak Türkiye ile iyi ilişkiler kurmak is- tediğini bildirdi. IKYB'nin yayın organı "Kurdistani n- w " adlı gazetede yayımlanan açıklamada, Kuzey Irak'ın IKYB kontrolü altındaki böl- gesinde PKK'nin karargâhı, üssü ve elema- nı bulunmadığı bildirildi. Kuzey Irak'taki rakip Kürt grubu Irak Kürdistan Demokra- tik Partisi'nin (IKDP) duyurulannın tersine, PKK'nin IKYB bölgesinden IKDP'ye sal- dmlar düzenlemediği de belirtilen açıkla- mada, IKYB sorumlulannm Türk yetkilile- riyle, ilişkilerinin iyileştirilmesi için görüş- melerde bulunduğu ka>'dedildi ve IKDP'nin amacının, Ankara-IKYB diyaloğunu balta- lamak olduğu iddia edildi. IKDP, daha önce yaptığı açıklamada, te- rör örgütü PKK'nin IKYB bölgesinden IKDP'ye düzenlediği saldınlarda çok sayı- da kişinin öldüğünü duyurmuştu. IKDP peş- mergeleri, Türk Silahh Kuvvetleri'nin Ku- zey Irak'ta PKK'ye karşı düzenlediği son operasyona da katılmışlardı. IKDP ve IKYB yetkilileri arasında Was- hington'da geçen ay yapılan görüşmelerde taraflar temel anlaşmazlık noktalannda çö- züme ulaşamamış, ancak kamuoyu önünde birbirleri aleyhine açıklama yapmayacakJa- nnı duyurmuşlardı. îki grubun birbirlerini suçlar nitelikteki son açıklamalan, Washington'da üzerinde anlaştıklan bu maddenin de artık geçerli ol- madığı şeklinde yorumlanıyor. I Baştarafı 1. Sayfada federasyon sözcüğünü telaffuz etseler de, etmeseler de daha başka bir çözüm buiunamayacağını herhalde kabul ederier. Kıbns'a son 25 yıkhr banş gelmiştir, demokrasi ve özgüriük gdmiştir. Türkiye'nin direncini bilen, bağımsızhğa ve güven- bge verdiği önemi bilen herkes bizim bundan dönüşü kabul edemeyeceğimizi bilir. Eğer konfederasyon üzerinde bir an- laşmaya varümazsa ne ohır? Ozaman Türkiye Ue KKTC'nin zaten başlamış olan bütünleşme süreci büsbütün artar" açık- lamasını yaptı. Ecevit, Türkiye'nin AB'ye üyeliği konusundakı bir soru- yu yanıtlarken Türkiye'nin AB'ye alınmadığı sürece AB'den gelecek herhangi bir siyasal öneriyi ya da baskıyı kabul et- mesinin söz konusu olamayacağmı kaydetti. Terör örgütü PKK'nin Avrupa organizatörlerinden Cevat Soysal'ın Türkiye'ye getirilişine de değinen Ecevit, yakala- ma olayıyla Almanya Dışişleri Bakanı Joachka Fischer'in ziyaretinin aynı günlere denk gelmesinin bir rastlantı oldu- ğunu söyledi. Avrupa'da bazı çevrelerin Türkiye'nin bölünmesi hayal- lerini hâlâ kurduklannı, bazılannın da PKK'yi hoş tutup "a- man bizim topraklanmızda eylem yapmayın" kaygısı taşı- dıklannı anlatan Ecevit, Italya'nın da aynı kaygılan duydu- ğunu sandığını vuTguladı. Italya hükümetinin önce Türkiye'ye karşı ve PKK lehin- de kendi kamuoyunu ayağa kaldırdığını, şimdi de onu nasıl dizginleyeceğini bilememenin kaygısı içinde bulunduğunu belirten Ecevit. bu ülkenin son zamanlarda Türkiye ile çok bozulan ilişkilerini bir ölçüde onarma arayışı içine girdiği izlenimi edindiklerini bildirdi. Ecevit. "Son zamanlarda İran ile yaşanan ilişkiler bir sı- cak çanşmay a yol açabilir mi" sorusu üzenne de şu açıkla- mayı yaptı: "Bunu asla temenni etmeyiz. Bürün komşulanmızla banş içinde yaşamak istiyoruz. Ama acı gerçek şu ki Suriye P- KK'ye gösterdiği koİayhklan tamamendeğilse bile büyük öl- çüde ortadan kaldırdıktan sonra Suriye'nin işlerini büyük ölçüde İran üstlendi. Bundan ciddi olarak tedirginiz, ama bu konuyu aramızda diplomatik ilişkilerle çözmeyi isteriz. Bu arada sudan bahanelerle Türkiye'ye karşı eleştiriler ileri sii- rülüyor. Sınır çizgisinin gözle görülür olmadığı yerierde bil- meden bir iki kişinin sının aşması söz konusu olabilir. Her- halde bu iki askerfaniz İran'ı istilaya kalkışmadılar. İran, Türkiye'ye karşı dostiuk ve komşulukla bağdaşmayacak bir tutumda." ' ' _ • Türkiye, iddialan yerinde incelemek üzere tran'a resmi bir heyet gönderiyor. tran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hamit Rıza Asefi, dün IRNA'ya yaptığı açıklamada, Türk uçaklannın sınırda yap- tığı iddia edilen bombardımanın ardından ortak bir heyetin bölgede inceleme yapmasını ve meydana gelen hasan tes- pit etmesini önerdiklerini söyledi. Türk hükümetinin bir inceleme heyeti gönderme karann- dan memnun olduklannı belirten Asefi, Türk hükümetinin bu olumlu girişiminin devam eden yanlış anlamayı gidere- ceğini umduğunu söyledi. Türk yetkililer de, bu iddialan incelemek için özel bir he- yetin tran'a gelerek görüşmelerde bulunacağını doğruladı- lar. Heyetin, gelecek çarşamba günü Türkiye sınınndaki Batı Azerbaycan eyaletinin başkenti Urumiye'ye gelmesi ve bombardıman olduğu iddia edilen bölgeye giderek yerinde inceleme yapması bekleniyor. tran, 4 Türk savaş uçağının geçen hafta pazar günü sını- n geçerek Piranşehr bölgesinde bir sınır karakolu ve aşiret çadırlanna roket atması sonucu, biri asker 5 kişinin öl- düğünü, 10 kişinin de yaralandığını iddia etmişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle