29 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 TEMMUZ 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA H J J V U I ^ İ UIVIJ. / ekonomi@cumhuriyetcom.tr 13 Petrol stokları düşı LONDRA(AA)- Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), Petrol îhraç Eden Ulkeler Teşkilatı'nın (OPEC) petrol ûretim kısıntısına sıkt sıkıya bağlı kalmasının. yılın üçüncü 3 aylık diliminde stoklarda umulmadık düzeyde ciddi düşüşlere yol açacağını bildirdi. Merkezi Paris'te bulunan IEA tarafindan hazırlanan aylık raporda, dünyada 22 yılın en düşük dûzeyine ulaşan petrol fiyatlannın yükselmesini sağlayan OPEC'in kısıntısının devam etmesi durumunda, stoklarda günlük 1.6 milyon varile eşit düzeyde azalma olacağı kaydedildi. Konutfiyatlapı arttı • ANKARA (AA) - Toplu Konut ldaresi (TOKİ), Samsun ve Kars'ta satışa sunduğu konutlann fiyatlannı, ortalama yüzde 31 oranında arttırdı. TOKI yetkililerinden edinilen bilgiye göre Kars'ta satışa çıkanlan, büyüklükleri 90.37 ile 106.88 metrekare arasında değişen konutlann satış fıyatlan 11 milyar 888.7 milyon lira ile 14 milyar 60.7 milyar lira arasında değişen miktarlara yükseltildi. Samsun"da ise 55.9 ile 107.52 metrekare arasında değişen konutlann fıyatlan 8 milyar 579 milyar lira ile 16 milyar 502.4 milyar lira arasında değişen tutarlara çıkanldı. Tariş'te haciz sopunu • İZMİR(AA)-Tariş Genel Müdürü Fatih Cenikli, Ziraat Bankası tarafindan Tariş'e haciz uygulanması sorununun henüz çözümlenemediğini. ancak bölge milletvekillerinin konuya ilgisinin arttığını belirterek, "Haftaya çözüleceğini umuyoruz" dedi. 2000 yıb harcamaları • ANKARA (AA)- Bilgisayarlardaki 2000 yılı problemi konusundaki harcamalar için, genel ve karma bütçeli kuruluşlann 10.5 tnlyon liralık talebine karşıhk Maliye Bakanlığı yedek ödeneğinden 5 trilyon lira tahsis edildiği öğrenildi. Kamu iktısadi teşekkülleri (KİT) ve özelleştirme kapsamındaki lcuruluşlar için 24.6 trilyon, döneT sermayeli kuruluşlar için ise 1.6 triiyon lirahk harcama gerektiği belirtildi. Tüketim degH verimiilik ölçüt • tZMlR (AA) - Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) îzmir Şubesi Başkanı Macit Mutaf, dünyada tüketilen enerji miktannın gelişmişlik ölçüsü olarak algılanması düşüncesinden vazgeçildiğini, onun yerine aynı ölçüde enerji ile daha çok iş yapabilmenin öne çıkanldığını bildirdi. Mutaf, "Ülkemiz, Avrupa ortalamasına göre aynı ürün için iki kat daha fazla enerji harcamaktadır. Bunun neresi gelişmişliktir" dedi. Yapı Kretü'ye ft§ kaynak • tSTANBUL (AA) - Yapı Kredi Bankası, ihracatın fınansmanında kullanılmak ûzere, uluslararası piyasalardan 250 milyon dolarlık sendikasyon kredisi sağladı. 1 yıl vadeli ve libor artı binde 5.5 faizli krediye ilişkin anlaşma Londra'da imzalandı KOBhere elkitabı • İstanbul Haber Servisi - TMMOB Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi'nce hazırlanan Küçük ve Orta Ölçekli Sanayicinin (KOBİ) El Kitabı. İstanbul Şube Başkanı Ümit Ülgen tarafindan tanıtıldı. Kitabm KOBt'lerle ilgili yayımlanan ilk kitap olduğunu belirten Ulgen, amaçlannın KOBİ düzeyindeki girişimcilere yol gösteımek ve onlan yönlendirmek olduğunu söyledi. Ülgen, "Ülkedeki işletmelerin yüzde 99,7'sini oluşturan KOBl'lere verilen destek yüzde 4'ü geçmiyor" dedi. Hükümet, temel sorunlara, çalışanlara kemer sıktırarak çözüm anyor Zaııüaı* boğuyorFATMAKOŞAR Hükümet, memur maaş zammını IMF'nin istekleri doğrultusunda "olabü- diğbıce" düşük tutarak yüzde 20 olarak be- lirlerken, son bir ay içinde akaryakıt baş- ta olmak üzere pek çok temel ürüne zam yapıldı. Yoksulluk sınınnın altındaki pa- rayla geçinmek zorunda kalan dar ve sa- bit gelirli, söz konusu zamlarla daha da güç duruma düşüyor. Son yıllarda uygu- lanan ekonomik politikalar, çalışanlann milli gelirden aldığı payın sürekli gerile- mesine yol açarken. haksız kazanç sağla- yan kesimi ise güçlendiriyor. Benzindeki artış yüzde 77.15 Son bir ayda elektrikten benzine, taksi ücretlerinden şekere, posta hizmetlerine kadar pek çok ürüne yüksek oranlarda fi- yat artışlan yapıldı. Haziran ayının başın- da elektrik yüzde 5 oranında zamlanırken benzine 3 defada yaklaşık yüzde 25 ora- nında zam yapıldı. 1 Temmuz'da yapılan son zamla birlikte yılbaşından bugüne ka- dar benzin fıyatlan yüzde 77.15 oranın- da arttı. Enflasyonun önünde giden ben- zin zamlan, ığneden iplığe her ürün için yeniden fiyat ayarlaması yapılmasını da zorunlu kılıyor. Tüketiciyi ılgilendiren perakende fiyatlara kısa sürede yansıyan akaryakıt zamlan, en önemli girdisi ya- kıt olan sanayiyi de etkiliyor. Temel sorunlar bekliyor Gelirlerinin büyük bir kısmını borçla- nn faizine aktarmak durumunda olan hü- kümet ise yüksek enflasyon ve faiz. sos- yal güvenlik açıklan, bütçe açığı, hatta eko- nominin küçülmesi gibi temel sorunlara çalışanlann biraz daha kemer sıkmasını Son bir ayda yapılan fiyat artışlan Ürün Zam oranı % Elektrık Motonn Gazyağı 9 Temmuz Ha sağlayarak 'çözüm aramayı' sürdürüyor. Bu çerçevede KİT ürünlerine art arda zam yapan ve sabit gelirliden sürekli fedakâr- lık isteyen hükümet, buna karşıhk IMF ve Dünya Bankası'nm dayatmalanyla gün- deme gelen, üstelik ekonomiyi düze çıka- racağı savlanan sosyal güvenlik 'refbr- mu\ kamu harcamalannın kısılması, ta- nmda desteklemenin tamamen kaldmlma- sı gibi düzenlemelerle bunalımın fatura- sını çalışanlara ve çiftçiye çıkarmaya ça- lışıyor. ükümet, yüksek enflasyon ve faiz, sosyal güvenlik açıklan, bütçe açığı hatta ekonominin küçülmesi gibi temel sorunlara, çalışanlann biraz daha kemer sıkmasını sağlayarak 'çözüm aramayı' sürdürüyor. Bugüne kadar yapılan, vergi indirimle- ri ve krizdeki sektörlere verilen teşvikler Türkiye'de resmi rakamlann da destekle- diği işsizlik ve gelir dağılımındaki den- gesizliğe çözüm olmaktan uzak kalırken, art arda yapılan zamlar da kamu kurum- lannın yıllardır biriken sorunlanna çare olamıyor. Hükümet, buna karşm KtT'ler için ye- ni kaynak arayışlan, planlı istihdam ve yeni yatırımlarla uzun vadeli politikalan gündeme getirmiyor. Türkiye'de yaklaşık 5 milyon kişiyi il- gilendiren ve temmuz başındaki yüzde 19.9 oranındaki artışla birlikte net 57 mil- yon 620 bin liradan net 68 milyon 631 bin liraya çıkanlan asgari ücret, sendikalann hesapladığı 323 milyon liralık yoksulluk sınınnın çok altında kalıyor. Temmuz zammı dün yüzde 20 olarak belirlenen memurun da durumu asgari ücretliden farklı değil. Memur, söz konu- su maaş artışıyla haziran ayı sonu itiba- nyla tüketici fıyatlannda yaklaşık yüzde 70'e varan yılhk enflasyonu büe yakala- yamayacak. PoKtikalar rantiyeye yanyor Türkiye'de son yıllarda çalışanlann du- rumunu göz önüne almadan uygulanan ekonomik politikalar. işgücünün milli ge- lirden aldığı payın sürekli gerilemesine yol açarken, haksız kazanç sağlayan kesimi güçlendiriyor. Devlet Istatistik Enstitüsü'nce (DİE) son olarak yapılan hesaplamalara göre, ça- lışanlann milli gelirden aldığı pay 1993 yılında yüzde 30.9 düzeyinde bulunur- ken, 1998'de51 katrilyon 625.1 trilyon li- ra olan gayri safı yurtiçi hasıla içinde bu pay yüzde 25.6'ya geriledi. Geçen yıl yüzde 25'lere gerileyen mil- li gelirde işgücünün payı. maaşlann son derece düşük tutulduğu ve art arda zam- lann yapıldığı kriz yılı 1994'te de yüzde 25.5'egerilemişti. Buna karşıhk, söz konusu dönemde fa- iz, kira ve kâr gelirlerinin milli gelirdeki payı ise artış gösterdi. 1993 yılında yüz- de 54.2 olan söz konusu rantiye gelirleri- nin milli gelirdeki payı 1998'de yüzde 57.9'a çıktı. Bu oran, ekonomik kriz yılı olan 1994'te de yüzde 59'a çıkmıştı. Dünya Altın Konseyi, Fon'un altın satma planına karşı çıkarak konuyu BM'ye götürdü â* Voksul ülketerin borç yükünün hafiJİetilrnesi için IMF'nin alûn satması halinde altın fryatiannın düşeceğine, yoksul altın üreticisi ülkeierin daha da fazla borçyükü alüna gireceğine dikkat çekildL IMF alüm yoksıda yaramayacak Ekonomi Servisi - Dünya Altın Konseyi, Uluslararası Para Fo- nu"nun (IMF) aitffl stoklannın yüz- de 10'unu satmaplanını BM'yegö- türdü. Altın Konseyi Uzmanlan Başkanı George Milling-Stanley. IMF'nin altın satmasının, borç yü- künün hafıfletilmesi amacıyla yar- dım edilecek ülkeler arasında bu- lunan Afrika'daki yoksul altın üre- ticisi ülkeleri daha fazla borç yü- kü altına sokacağını söyledi. Reuters'in habenne göre, altın sanayiinin bir lobi grubu olan kon- sey. IMF'nin, altın satmak yerine, üye ülkeierin daha fazla mali kat- kıdabulunması gibi alternatif yol- larla elindeki para miktanm arttır- ması gerektiğini bildirdi. Konsey adına basın toplantısı düzenleyen Milling- Stanley, borç yükünün azaltılması amacıyla ya- pılacak yardımın finanse edilme- si için önerilen yolun, sözkonusu Altın Kriz Komitesi kıınddu JOHANNESBURG (AA) - Güney Afrika. dün- ya altın saüşlannın yoğunlaşarak altın fiyatlannın son 20 yılın en düşüİc dûzeyine inmesi üzerine "Al- tın Kriz Komitesi'' oluşturdu. Altın fıyatlannın rekor oranda düşmesi üzerine, Güney Afiika'da beş altın üretici şirket, Altın Kriz Komitesi'ne sıkmtıda olduğunu bildirerek işçi çı- kartacağını açıkladı. Beş fîrmadan yaklaşık 11 bin 700 işçinin çıkar- tılacağını öğrenen hûkümetin ise Batılı ülkelere çağnda bulunarak, altın fiyaürun istikrara kavuş- turulması konusunda yardımtaiep etmeye hazırlan- dığı belirtiliyor. Bu arada hükümet. sanayi ve işçi sendikalannm bir araya gelerek, işçi çıkartacak olan bu beş şirke- tin, işçi çıkartma yerine, mali sıkıntıyı aşmanın baş- ka yollannı aramasmı tavsiye ettikleri kaydedildi. tngıltere'nin salı günü 25 ton altın satmasının ardından altın fıyatlan ons başına 256.80 dolar ile son 20 ydm en düşük dûzeyine gerilemişti. Güney Afrika hükümeti de, Ingiltere'rün altın satışının kabul edilemez olduğunu açıklamışa. Ne- redeyse bütün geliri altın üretimine dayalı olan Gü- ney Afhka'da birçok köklü fırmanın iflas edeceği üeri sürülüyor. Güney Afrika'da özellikle siyah nü- fusun yüzde 42'si işsiz durumda bulunuyor. ülkelere daha fazla zarar verece- ğini kaydetti. Milling-Stanley, yardım edile- cek ülkeler listesinde yer alan 30"dan fazla ülkenin ihracatırun yüzde 5 ile 40'ını altının oluştur- duğunu hatırlattı. IMF'nin satmayı planladığı al- tının rölatifolarak az olduğunu. an- cak bunun piyasalara bir mesaj göndereceğini belirten Milling- Stanley, "ÜVIF'nin altın saüşını sa- dece tarüşmak bile, \ardım edile- cek ülkeler listesindeki ülkelere (HIPCs) borç yükünün hafıfletil- mesinden daha fazlava mal olu- yor" dedi. Milling-Stanley, bundan sonra altın fiyatlannın hiçbir za- man yükselmeyeceginin idrak edil- mesi gerektiğini vurguladı. Dün- yanın en büyük altın satıcısı olan Güney Afrika da benzer tartışma- lan gündeme getırmişti. IMF, dünyanın en yoksul 41 ül- kesmin borç yükünün hafıfletil- mesine katkıda bulunmak ama- cıyla, önümüzdeki biıkaç yıl için- de 104 milyon ons olan altın sto- kunun 10 milyon onsunu satmayı planlıyor. IMF'nin altın satış pla- nının ABD Kongresi tarafindan onaylanması gerekiyor. Çay-Kur Bölge Müdürü Aygün, 200 bin üretici ailenin geleceğinden kaygılandığını söyledi Kaçak çay, sektörü tehdit ediyorCAP Çay bir yaşında DtYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu)- Cay-Kur tarafindan ge- çen yıl ağırlıkh olarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerinde satü- ması amacıyla piyasaya çıkanlan G AP Çay, Çay- Kur'un 20 ürünü arasın- da satışbakımından ikin- ci sıraya yükseldi. Yetkiüler,GAPÇay'm satışının her ay bir önce- kine göre artış gösterdi- ğini bildirdi. Çay-Kur tarafindan kaçak çay satışlannın yo- ğun olduğu Diyarbakır. Erzurum ve Mersin böl- ge müdürlükleri bünye- sindeki 30 ilde, kaçak çay satışlarıru en aza in- dirmek amacıyla üreti- len ve 5 Temmuz 1998'de piyasaya sürülen GAP Çay, piyasadaki birinci yıhnı doldurdu. Çay-Kur Diyarbakır Bölge Müdürü Mehmet Aygün, 12 iiin bağlı bu- tundugu Diyarbakır Böl- ge Müdürlüğü'nde GAP Çay satışlannın Tem- muz-Aralık 1998 döne- minde 180 ton, Ocak- Haziran 1999 dönemin- de de 210 ton olmak üzere toplam 390 ton olarak gerçekleştiğini söyledi. MAHMUTORAL DİYARBAKIR - Yurdun özellikle sınır illerinde satışı giderek artan insan sağlığına zararlı kaçak çayın. sektörü sıkıntıya sokacağı bildirildi. Dünyada üretim fazlası çaym satışı için üretici ülkeler arasında kıyasıya bir rekabet ol- duğuna dikkat çeken yetkililer, Türki- ye'de kaçak çay satışlannın artması- nın ardında bu çekişmenin ve piyasa- yı ele geçirme çabalannın yattığını sa- vundu. Dünyada çay üretimi yapılan ülke- lerdeki ortalama üretim miktan 2 mil- yon 800 bin ton, aynı ülkelerdeki tü- ketimin ise 1 milyon 700bin ton oldugu- na dikkat çeken Çay-Kur Diyarbakır Bölge Müdürü MehmetAygün, üretim fazlası çayın satışı için ülkeler arasın- da ciddi ve kıran kırana bir rekabet ya- şandığını. bunedenleTürkiye'de kaçak • Türkiye'nin de aslında çay ihraç etmesi gereken ülkelerden olması gerektiğine, ancak buna karşın yılda 25 bin tonun üzerinde yabancı menşeli çay sokulduğuna dikkat çekiliyor. çay satışlannda artış olduğunu vurgu- ladı. Çay üreticisi ülkeierin, ihtiyaç fazlası olan 1 milyon 100 bin ton ku- ru çayı, diğer ülkelerdeki piyasayı el- de etmek amacıyla ucuza sattığinı vur- gulayan Aygün, Türkiye'de yılhk çay üretiminin 180 bin ton olmasına kar- şıhk tüketimin 160 bin ton dolaymda olduğuna dikkat çekti. Mehmet Aygün, "Son zamanlarda orta\-a çıkan veyoğun reklam kampan- yalanvla kamuoyunu etki altına alan alternatif içecekler nedeniyle çay tü- ketimi giderek azalma gösteriyor. Bu durum dikkate alındıfında 200 bin çay üreticisi aile, kaçak ça>ın getirdi- ğitehükeyte karşı karşıya kalabiür" di- ye konuştu. Kaçakçayın Türkiye'ye girişinin sı- nır ticareti. kaçakçılık ve Kıbns üze- rinden zati eşya muafiyeti şeklinde ger- çekleştiğini, bu yolla Türkiye'ye yılda 25 bin tonun üzerinde yabancı menşe- li çay sokulduguna dikkat çeken Meh- met Aygün, "Oncelerisınır illerimizde tüketilen yabana menşeli çay, giderek daha iç kesimlere sokulmaya çahşıb- yor.\Wda sokıılan kaçakçaylar&d sek- töre ah fabrikalar tarafindan 300 bin Uraya satm alınıp, Türk Çayı adı alnn- da ambalajlanarak piyasada yüzde 400 kârla sabbyor. Bu fahiş farkın vergisi- nin gerçek değeri üzerinden verilip ve- rilmediği de büuımiyor" dedi. İŞÇİNİN EVREMNDEN ^ÜKRAN SONER Yupi "IMF'den beklenen paranın gelmesi için, hükûme- tin bugün SSK reformu yasa değişikliğini kabul et- mesi, emeklilik yaşının yûkseltilmesi gerekiyor.." Dün sabahki borsa yorumlannda bir borsa yupisi böyle diyordu. Aynı vurgulamayı yapan bir diğerine, hükümete yönelik bir güvensizlik olup olmadığı so- rulduğunda ise, sadece işçi-işveren taraflann uyuş- mamasından borsanın tedirgin olduğu, hükümetin bu tartışmalan uzatmadan, tepkileri büyütmeden yasa- yı bir an önce çıkarması gerektiği yanıtını veriyordu. Türkiye gerçeklerinde söz konusu edilen yaş yük- settmesi, SSK'linin emeklilik hakkını kullanamama- sı anlamına geliyormuş. Borsa yupisinin ne umurun- da. Onu anladık da, söz konusu para olduğunda, SSK'nin açıklannın kapatılmasına çözüm aramak gerektjğinde de aldırmazlıklannı anlamak zor. Rakamlar ortada. İşçinin emeklilikyaşı kaça çıkar- tılırsa çıkartılsın, emeklilik hakkı çoğunluk için gas- pedilsin; SSK'nin içinde bulunduğu, katrilyonlarlaöl- çülen açığın kapatılmasına yetmiyor. Yaşla sağlana- bilecek en yüksek tasarruflar trilyonlaria ölçülürken, hem açık rtern de açığın asıl kaynaklanndan gelen kayıplar, (özel sektördeçalıştınlan %61 işçinin kaçak sigortasız olması, kaçak olmayanlann primlerinin iş- verenler tarafindan ödenmemesi, hükümetlerin işçi- nin, SSK'nin parasını kötü niyetli kullanması...) kat- rilyonlarla ölçülüyor. Işçiler, sendikalar, "SSKreformuyapılacaksa, SSK bataktan kurtanlacaksa, asıl bu önlemlerin alınması gerek" diye kimi gerçekleri anlatmaya çalışıyorlar. IMF, işveren örgütleri, borsa yupileri ve tabii onlann buy- ruğundaki hükümetin sözcüleri medyanın kulaklan tjkalı. Emek daha daha ucuza, daha çok sömürüle- rek, yoksullaştınlarak, gelecegi, sağlık, emeklilik hak- lan ellerinden alınarak çalıştınlacak.. Yeni dünya sö- mürü düzeninde, açık, ucuz pazar, arka bahçe olma- sı öngörülen Türkiye'de sermayenin, yatnmcının bi- te değil, rantta büyüyen paranın krizini gidermek üze- re yoksuldan zengine daha daha kaynak aktanlacak. Yupi, klasik kaprtalist düzende işçiyi sömüren gö- bekli patrondan beter, acımasız. Kararlannı verirken riske ettiği sermayesi bile yok. Sömürüsüne fetva ver- diği işçi ile yüzyüze gelmiyor. Duvariarla korunan bir ayn dünyada yaşıyor. Emeğine, bilgisine, çalışması- na göre değil, hangi yoldan olursa olsun paraya ne kadar para kattığına göre, ücret adı altında bir yük- sek pay alıyor. Yupi, kimliğini sattığı oranda yükse- lip, vurgun düzeninden payını alıyor. Yaşamın hangi alanında olursa olsun, eğitimi, bi- limsel niteliği en yüksek olanlar, en çok çalışanlar sı- nırlı ücretler alırken yupiler para kınyor. Yeni dünya sömürü düzeninin, Özalizm'in yükselen değerlerin- de yupiler her yerde asıl üretenler, çalışanlar, bilgi sahibi olanlann önüne geçiyor. • • • Yazının tam da bu noktasında, yandaki odadan te- levizyonlann öğlen haberlenrKJe, hükümetin gerek SSK, gerekse memurlann ücret artışına ilişkin kararlannın açıklaması duyuluyor. Hükümet, geçen haftaki yazılanmızda vurgulama- ya çalıştığımız taktiğinde başanlı oldu. Elbette işçi- işveren taraflann SSK reformunda uzlaşmasını bek- lemiyordu. Ekonomik ve Sosyal Konsey'in toplanma- sında maksat, yaşı tartışmaya açmakn. Çünkü taraf- lann daha önceki hükümetler döneminde uzlaştık- lan metin 50-55 üzerindeydi. IMF bu rakamı az bul- muştu. Önemli olan, Türk-lş'in rakam yükseltmede açık arttırmaya girmesiydi. Ecevit, borsa yupilerinin uyanlan doğrultusunda, işi uzatmadan, bir daha Ekonomik ve Sosyal Kon- sey'i toplayıp tartıştırmadan, işçi ve işveren ayn me- tinlerinden bir sentez çıkarmış gibi, 62'den 58-60'a inerek işi noktalamaya bakıyor. Bu yazı yazılırken henüz karann aynntılan yoktu. Ama Ecevit'in, Türk-lş'in başkanlarını kurtarmaya yönelik, halen çalışanlar için geçiş maddelerini de yu- muşattjğına eminim. Benim duyduğumu o da duy- muştur. Türk-lş'in başkanlar kurulundan açıklanan me- tinde, gerçek anlamda SSK'yi bataktan kurtaracak, SSK yasası için reform olarak düşünülebilecek cid- di önlemler varken, kapalı kapılar arkasında sade- ce bugünkü üyeler için ödün öne çıkıyordu. Sendika başkanlan, işçi hakkı ve bılincı, çıkarlann- dan, dünyasından önemli bir çoğunluğu ile öylesine kopuk, öylesine yükselen değerierden paylarını al- mış bulunuyorlar ki, yeni işçinin emeklilik yaşı nere- de ise umurlannda değil. Onlar sadece bugünkü üyelerinin öfkesini yatştıracak ödünler, yani eski iş- çiler için kademeli geçişin yumuşak olmasını bekli- yohardı. Başkanlar kurulunda alenen "işe baş/ama- mış işçinin hakkı için işçiyi sokağa çıkaramayız" bi- le denmişti. Karar olarak kavgası verilmeyecek iyi bir metin hazırlamakla namus kurtulmuş oluyordu. Gerçi hükümetin kabul ettiği metinler henüz Mec- lis onayından geçecek. Bu arada "Sadece yaşı yük- selten, SSK'de reformu getirmeyen, işsizlik sigorta- sı, iş gûvencesi, SSK'yi ıflastan kurtaracak asıl ön- lemleri almayan biryasayı çıkarttırmayız" diye res- mi açıklamayapmışTürk-lş, DİSK, Hak-lş var. "Güç- terimız/ birteştirelim" diye işçi örgütlerine çağnda bu- lunan KESK var. Sokaklarda birlikte eylem yapan iş- çiler ve memuriar var. Ama hükümetin kulaklan bu seslere tıkalı. Hükü- metin derdi SSK'yi iflastan kurtarmak değil. Hükü- met "SSK'ye boşver, IMF'den para gelsin" diyen yupilerin sesini dinliyor. Yupiler, emeği sömürme konusunda, bir zamanlann göbekli patronlanndan bile daha acımasızlar... Aktoş 'tayap-boz oyunu Ekonomi Servisi - İs- tanbul'un Anadolu yaka- sında elektrik dağıtımını üstlenen Aktaş'la ilgili Danıştay ikiye bölündü. Aktaş'm Anadolu yaka- sındaki elektrik dağıtım yetkisinin iptali ve yürüt- menin durdurulması yö- nünde Elektrik Mühen- disleri Odası (EMO) tara- findan yapılan başvuru- yu 10. Daire sürekli red- dederken Dava Daireleri Genel Kurulu aksi yönde karar veriyor. EMO'dan itiraz Aktaş'la ilgili 10. Da- ire yeniden yürütmenin durdurulması talebinin reddi karannı aldı. lO.Da- ire'nin karanna pazartesi günü Dava Daireleri Ge- nel Kurulu'na itiraz ede- ceklerini söyleyen EMO Hukuk Danışmanı Gök- han Candoğan, buradan çıkan karann artık kesin bir nitelik taşıyacağmı söyledi. Candoğan, "Dava Da- ireleri Genel Kurulu, ka- rannda 8 Ağustos 1997 tarihinde yayımlanan ve birçok usulsüzhığün ya- pıldığının kaydedildiği Başbakanhk Teftiş Kuru- lu'na göndermelerde bu- lunmuştu. Kurul, kamu- ya 23 trOyonfiraborcu bu- lunan ve usulsüz işlemle- ri herkes tarafindan büi- nen Aktaş'la ilgili dosya- yıyeniden görüşmesi üze- rine 10. Daire'ye gönder- dL 10. Daireiseson olarak hiçbir gerekçe gösterme- den yeniden yürütmenin durdurulması yönündeki talebin reddi yönünde ta- vır aldı. Bizim şuanda ya- pacağımız şey, karan Da- \* Daireleri Genel Kuru- lu'na götürerek itiraz et- mek" diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle