Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 TEMMUZ 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
H J J V U I ^ İ UIVIJ. / ekonomi@cumhuriyetcom.tr 13
Petrol stokları
düşı
LONDRA(AA)-
Uluslararası Enerji Ajansı
(IEA), Petrol îhraç Eden
Ulkeler Teşkilatı'nın
(OPEC) petrol ûretim
kısıntısına sıkt sıkıya bağlı
kalmasının. yılın üçüncü 3
aylık diliminde stoklarda
umulmadık düzeyde ciddi
düşüşlere yol açacağını
bildirdi. Merkezi Paris'te
bulunan IEA tarafindan
hazırlanan aylık raporda,
dünyada 22 yılın en düşük
dûzeyine ulaşan petrol
fiyatlannın yükselmesini
sağlayan OPEC'in
kısıntısının devam etmesi
durumunda, stoklarda
günlük 1.6 milyon varile
eşit düzeyde azalma olacağı
kaydedildi.
Konutfiyatlapı
arttı
• ANKARA (AA) - Toplu
Konut ldaresi (TOKİ),
Samsun ve Kars'ta satışa
sunduğu konutlann
fiyatlannı, ortalama yüzde
31 oranında arttırdı. TOKI
yetkililerinden edinilen
bilgiye göre Kars'ta satışa
çıkanlan, büyüklükleri
90.37 ile 106.88 metrekare
arasında değişen konutlann
satış fıyatlan 11 milyar
888.7 milyon lira ile 14
milyar 60.7 milyar lira
arasında değişen miktarlara
yükseltildi. Samsun"da ise
55.9 ile 107.52 metrekare
arasında değişen konutlann
fıyatlan 8 milyar 579
milyar lira ile 16 milyar
502.4 milyar lira arasında
değişen tutarlara çıkanldı.
Tariş'te haciz
sopunu
• İZMİR(AA)-Tariş
Genel Müdürü Fatih
Cenikli, Ziraat Bankası
tarafindan Tariş'e haciz
uygulanması sorununun
henüz çözümlenemediğini.
ancak bölge
milletvekillerinin konuya
ilgisinin arttığını belirterek,
"Haftaya çözüleceğini
umuyoruz" dedi.
2000 yıb
harcamaları
• ANKARA (AA)-
Bilgisayarlardaki 2000 yılı
problemi konusundaki
harcamalar için, genel ve
karma bütçeli kuruluşlann
10.5 tnlyon liralık talebine
karşıhk Maliye Bakanlığı
yedek ödeneğinden 5 trilyon
lira tahsis edildiği öğrenildi.
Kamu iktısadi teşekkülleri
(KİT) ve özelleştirme
kapsamındaki lcuruluşlar
için 24.6 trilyon, döneT
sermayeli kuruluşlar için ise
1.6 triiyon lirahk harcama
gerektiği belirtildi.
Tüketim degH
verimiilik ölçüt
• tZMlR (AA) - Elektrik
Mühendisleri Odası (EMO)
îzmir Şubesi Başkanı Macit
Mutaf, dünyada tüketilen
enerji miktannın gelişmişlik
ölçüsü olarak algılanması
düşüncesinden
vazgeçildiğini, onun yerine
aynı ölçüde enerji ile daha
çok iş yapabilmenin öne
çıkanldığını bildirdi. Mutaf,
"Ülkemiz, Avrupa
ortalamasına göre aynı ürün
için iki kat daha fazla enerji
harcamaktadır. Bunun
neresi gelişmişliktir" dedi.
Yapı Kretü'ye
ft§ kaynak
• tSTANBUL (AA) - Yapı
Kredi Bankası, ihracatın
fınansmanında kullanılmak
ûzere, uluslararası
piyasalardan 250 milyon
dolarlık sendikasyon kredisi
sağladı. 1 yıl vadeli ve libor
artı binde 5.5 faizli krediye
ilişkin anlaşma Londra'da
imzalandı
KOBhere
elkitabı
• İstanbul Haber Servisi -
TMMOB Makina
Mühendisleri Odası
İstanbul Şubesi'nce
hazırlanan Küçük ve Orta
Ölçekli Sanayicinin (KOBİ)
El Kitabı. İstanbul Şube
Başkanı Ümit Ülgen
tarafindan tanıtıldı. Kitabm
KOBt'lerle ilgili
yayımlanan ilk kitap
olduğunu belirten Ulgen,
amaçlannın KOBİ
düzeyindeki girişimcilere
yol gösteımek ve onlan
yönlendirmek olduğunu
söyledi. Ülgen, "Ülkedeki
işletmelerin yüzde 99,7'sini
oluşturan KOBl'lere verilen
destek yüzde 4'ü geçmiyor"
dedi.
Hükümet, temel sorunlara, çalışanlara kemer sıktırarak çözüm anyor
Zaııüaı* boğuyorFATMAKOŞAR
Hükümet, memur maaş zammını
IMF'nin istekleri doğrultusunda "olabü-
diğbıce" düşük tutarak yüzde 20 olarak be-
lirlerken, son bir ay içinde akaryakıt baş-
ta olmak üzere pek çok temel ürüne zam
yapıldı. Yoksulluk sınınnın altındaki pa-
rayla geçinmek zorunda kalan dar ve sa-
bit gelirli, söz konusu zamlarla daha da
güç duruma düşüyor. Son yıllarda uygu-
lanan ekonomik politikalar, çalışanlann
milli gelirden aldığı payın sürekli gerile-
mesine yol açarken. haksız kazanç sağla-
yan kesimi ise güçlendiriyor.
Benzindeki artış yüzde 77.15
Son bir ayda elektrikten benzine, taksi
ücretlerinden şekere, posta hizmetlerine
kadar pek çok ürüne yüksek oranlarda fi-
yat artışlan yapıldı. Haziran ayının başın-
da elektrik yüzde 5 oranında zamlanırken
benzine 3 defada yaklaşık yüzde 25 ora-
nında zam yapıldı. 1 Temmuz'da yapılan
son zamla birlikte yılbaşından bugüne ka-
dar benzin fıyatlan yüzde 77.15 oranın-
da arttı. Enflasyonun önünde giden ben-
zin zamlan, ığneden iplığe her ürün için
yeniden fiyat ayarlaması yapılmasını da
zorunlu kılıyor. Tüketiciyi ılgilendiren
perakende fiyatlara kısa sürede yansıyan
akaryakıt zamlan, en önemli girdisi ya-
kıt olan sanayiyi de etkiliyor.
Temel sorunlar bekliyor
Gelirlerinin büyük bir kısmını borçla-
nn faizine aktarmak durumunda olan hü-
kümet ise yüksek enflasyon ve faiz. sos-
yal güvenlik açıklan, bütçe açığı, hatta eko-
nominin küçülmesi gibi temel sorunlara
çalışanlann biraz daha kemer sıkmasını
Son bir ayda yapılan fiyat artışlan
Ürün Zam oranı %
Elektrık
Motonn
Gazyağı 9 Temmuz
Ha
sağlayarak 'çözüm aramayı' sürdürüyor.
Bu çerçevede KİT ürünlerine art arda zam
yapan ve sabit gelirliden sürekli fedakâr-
lık isteyen hükümet, buna karşıhk IMF ve
Dünya Bankası'nm dayatmalanyla gün-
deme gelen, üstelik ekonomiyi düze çıka-
racağı savlanan sosyal güvenlik 'refbr-
mu\ kamu harcamalannın kısılması, ta-
nmda desteklemenin tamamen kaldmlma-
sı gibi düzenlemelerle bunalımın fatura-
sını çalışanlara ve çiftçiye çıkarmaya ça-
lışıyor.
ükümet,
yüksek
enflasyon ve
faiz, sosyal
güvenlik
açıklan, bütçe
açığı hatta
ekonominin
küçülmesi gibi
temel
sorunlara,
çalışanlann
biraz daha
kemer
sıkmasını
sağlayarak
'çözüm
aramayı'
sürdürüyor.
Bugüne kadar yapılan, vergi indirimle-
ri ve krizdeki sektörlere verilen teşvikler
Türkiye'de resmi rakamlann da destekle-
diği işsizlik ve gelir dağılımındaki den-
gesizliğe çözüm olmaktan uzak kalırken,
art arda yapılan zamlar da kamu kurum-
lannın yıllardır biriken sorunlanna çare
olamıyor.
Hükümet, buna karşm KtT'ler için ye-
ni kaynak arayışlan, planlı istihdam ve
yeni yatırımlarla uzun vadeli politikalan
gündeme getirmiyor.
Türkiye'de yaklaşık 5 milyon kişiyi il-
gilendiren ve temmuz başındaki yüzde
19.9 oranındaki artışla birlikte net 57 mil-
yon 620 bin liradan net 68 milyon 631 bin
liraya çıkanlan asgari ücret, sendikalann
hesapladığı 323 milyon liralık yoksulluk
sınınnın çok altında kalıyor.
Temmuz zammı dün yüzde 20 olarak
belirlenen memurun da durumu asgari
ücretliden farklı değil. Memur, söz konu-
su maaş artışıyla haziran ayı sonu itiba-
nyla tüketici fıyatlannda yaklaşık yüzde
70'e varan yılhk enflasyonu büe yakala-
yamayacak.
PoKtikalar rantiyeye yanyor
Türkiye'de son yıllarda çalışanlann du-
rumunu göz önüne almadan uygulanan
ekonomik politikalar. işgücünün milli ge-
lirden aldığı payın sürekli gerilemesine yol
açarken, haksız kazanç sağlayan kesimi
güçlendiriyor.
Devlet Istatistik Enstitüsü'nce (DİE)
son olarak yapılan hesaplamalara göre, ça-
lışanlann milli gelirden aldığı pay 1993
yılında yüzde 30.9 düzeyinde bulunur-
ken, 1998'de51 katrilyon 625.1 trilyon li-
ra olan gayri safı yurtiçi hasıla içinde bu
pay yüzde 25.6'ya geriledi.
Geçen yıl yüzde 25'lere gerileyen mil-
li gelirde işgücünün payı. maaşlann son
derece düşük tutulduğu ve art arda zam-
lann yapıldığı kriz yılı 1994'te de yüzde
25.5'egerilemişti.
Buna karşıhk, söz konusu dönemde fa-
iz, kira ve kâr gelirlerinin milli gelirdeki
payı ise artış gösterdi. 1993 yılında yüz-
de 54.2 olan söz konusu rantiye gelirleri-
nin milli gelirdeki payı 1998'de yüzde
57.9'a çıktı. Bu oran, ekonomik kriz yılı
olan 1994'te de yüzde 59'a çıkmıştı.
Dünya Altın Konseyi, Fon'un altın satma planına karşı çıkarak konuyu BM'ye götürdü
â*
Voksul ülketerin
borç yükünün
hafiJİetilrnesi için
IMF'nin alûn
satması halinde
altın fryatiannın
düşeceğine,
yoksul altın
üreticisi ülkeierin
daha da fazla
borçyükü
alüna gireceğine
dikkat çekildL
IMF alüm yoksıda yaramayacak
Ekonomi Servisi - Dünya Altın
Konseyi, Uluslararası Para Fo-
nu"nun (IMF) aitffl stoklannın yüz-
de 10'unu satmaplanını BM'yegö-
türdü. Altın Konseyi Uzmanlan
Başkanı George Milling-Stanley.
IMF'nin altın satmasının, borç yü-
künün hafıfletilmesi amacıyla yar-
dım edilecek ülkeler arasında bu-
lunan Afrika'daki yoksul altın üre-
ticisi ülkeleri daha fazla borç yü-
kü altına sokacağını söyledi.
Reuters'in habenne göre, altın
sanayiinin bir lobi grubu olan kon-
sey. IMF'nin, altın satmak yerine,
üye ülkeierin daha fazla mali kat-
kıdabulunması gibi alternatif yol-
larla elindeki para miktanm arttır-
ması gerektiğini bildirdi.
Konsey adına basın toplantısı
düzenleyen Milling- Stanley, borç
yükünün azaltılması amacıyla ya-
pılacak yardımın finanse edilme-
si için önerilen yolun, sözkonusu
Altın
Kriz
Komitesi
kıınddu
JOHANNESBURG (AA) - Güney Afrika. dün-
ya altın saüşlannın yoğunlaşarak altın fiyatlannın
son 20 yılın en düşüİc dûzeyine inmesi üzerine "Al-
tın Kriz Komitesi'' oluşturdu.
Altın fıyatlannın rekor oranda düşmesi üzerine,
Güney Afiika'da beş altın üretici şirket, Altın Kriz
Komitesi'ne sıkmtıda olduğunu bildirerek işçi çı-
kartacağını açıkladı.
Beş fîrmadan yaklaşık 11 bin 700 işçinin çıkar-
tılacağını öğrenen hûkümetin ise Batılı ülkelere
çağnda bulunarak, altın fiyaürun istikrara kavuş-
turulması konusunda yardımtaiep etmeye hazırlan-
dığı belirtiliyor.
Bu arada hükümet. sanayi ve işçi sendikalannm
bir araya gelerek, işçi çıkartacak olan bu beş şirke-
tin, işçi çıkartma yerine, mali sıkıntıyı aşmanın baş-
ka yollannı aramasmı tavsiye ettikleri kaydedildi.
tngıltere'nin salı günü 25 ton altın satmasının
ardından altın fıyatlan ons başına 256.80 dolar ile
son 20 ydm en düşük dûzeyine gerilemişti.
Güney Afrika hükümeti de, Ingiltere'rün altın
satışının kabul edilemez olduğunu açıklamışa. Ne-
redeyse bütün geliri altın üretimine dayalı olan Gü-
ney Afhka'da birçok köklü fırmanın iflas edeceği
üeri sürülüyor. Güney Afrika'da özellikle siyah nü-
fusun yüzde 42'si işsiz durumda bulunuyor.
ülkelere daha fazla zarar verece-
ğini kaydetti.
Milling-Stanley, yardım edile-
cek ülkeler listesinde yer alan
30"dan fazla ülkenin ihracatırun
yüzde 5 ile 40'ını altının oluştur-
duğunu hatırlattı.
IMF'nin satmayı planladığı al-
tının rölatifolarak az olduğunu. an-
cak bunun piyasalara bir mesaj
göndereceğini belirten Milling-
Stanley, "ÜVIF'nin altın saüşını sa-
dece tarüşmak bile, \ardım edile-
cek ülkeler listesindeki ülkelere
(HIPCs) borç yükünün hafıfletil-
mesinden daha fazlava mal olu-
yor" dedi. Milling-Stanley, bundan
sonra altın fiyatlannın hiçbir za-
man yükselmeyeceginin idrak edil-
mesi gerektiğini vurguladı. Dün-
yanın en büyük altın satıcısı olan
Güney Afrika da benzer tartışma-
lan gündeme getırmişti.
IMF, dünyanın en yoksul 41 ül-
kesmin borç yükünün hafıfletil-
mesine katkıda bulunmak ama-
cıyla, önümüzdeki biıkaç yıl için-
de 104 milyon ons olan altın sto-
kunun 10 milyon onsunu satmayı
planlıyor. IMF'nin altın satış pla-
nının ABD Kongresi tarafindan
onaylanması gerekiyor.
Çay-Kur Bölge Müdürü Aygün, 200 bin üretici ailenin geleceğinden kaygılandığını söyledi
Kaçak çay, sektörü tehdit ediyorCAP Çay bir yaşında
DtYARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu)-
Cay-Kur tarafindan ge-
çen yıl ağırlıkh olarak
Doğu ve Güneydoğu
Anadolu illerinde satü-
ması amacıyla piyasaya
çıkanlan G AP Çay, Çay-
Kur'un 20 ürünü arasın-
da satışbakımından ikin-
ci sıraya yükseldi.
Yetkiüler,GAPÇay'm
satışının her ay bir önce-
kine göre artış gösterdi-
ğini bildirdi.
Çay-Kur tarafindan
kaçak çay satışlannın yo-
ğun olduğu Diyarbakır.
Erzurum ve Mersin böl-
ge müdürlükleri bünye-
sindeki 30 ilde, kaçak
çay satışlarıru en aza in-
dirmek amacıyla üreti-
len ve 5 Temmuz 1998'de
piyasaya sürülen GAP
Çay, piyasadaki birinci
yıhnı doldurdu.
Çay-Kur Diyarbakır
Bölge Müdürü Mehmet
Aygün, 12 iiin bağlı bu-
tundugu Diyarbakır Böl-
ge Müdürlüğü'nde GAP
Çay satışlannın Tem-
muz-Aralık 1998 döne-
minde 180 ton, Ocak-
Haziran 1999 dönemin-
de de 210 ton olmak
üzere toplam 390 ton
olarak gerçekleştiğini
söyledi.
MAHMUTORAL
DİYARBAKIR - Yurdun özellikle
sınır illerinde satışı giderek artan insan
sağlığına zararlı kaçak çayın. sektörü
sıkıntıya sokacağı bildirildi. Dünyada
üretim fazlası çaym satışı için üretici
ülkeler arasında kıyasıya bir rekabet ol-
duğuna dikkat çeken yetkililer, Türki-
ye'de kaçak çay satışlannın artması-
nın ardında bu çekişmenin ve piyasa-
yı ele geçirme çabalannın yattığını sa-
vundu.
Dünyada çay üretimi yapılan ülke-
lerdeki ortalama üretim miktan 2 mil-
yon 800 bin ton, aynı ülkelerdeki tü-
ketimin ise 1 milyon 700bin ton oldugu-
na dikkat çeken Çay-Kur Diyarbakır
Bölge Müdürü MehmetAygün, üretim
fazlası çayın satışı için ülkeler arasın-
da ciddi ve kıran kırana bir rekabet ya-
şandığını. bunedenleTürkiye'de kaçak
• Türkiye'nin de aslında
çay ihraç etmesi gereken
ülkelerden olması
gerektiğine, ancak buna
karşın yılda 25 bin tonun
üzerinde yabancı menşeli
çay sokulduğuna dikkat
çekiliyor.
çay satışlannda artış olduğunu vurgu-
ladı. Çay üreticisi ülkeierin, ihtiyaç
fazlası olan 1 milyon 100 bin ton ku-
ru çayı, diğer ülkelerdeki piyasayı el-
de etmek amacıyla ucuza sattığinı vur-
gulayan Aygün, Türkiye'de yılhk çay
üretiminin 180 bin ton olmasına kar-
şıhk tüketimin 160 bin ton dolaymda
olduğuna dikkat çekti.
Mehmet Aygün, "Son zamanlarda
orta\-a çıkan veyoğun reklam kampan-
yalanvla kamuoyunu etki altına alan
alternatif içecekler nedeniyle çay tü-
ketimi giderek azalma gösteriyor. Bu
durum dikkate alındıfında 200 bin
çay üreticisi aile, kaçak ça>ın getirdi-
ğitehükeyte karşı karşıya kalabiür" di-
ye konuştu.
Kaçakçayın Türkiye'ye girişinin sı-
nır ticareti. kaçakçılık ve Kıbns üze-
rinden zati eşya muafiyeti şeklinde ger-
çekleştiğini, bu yolla Türkiye'ye yılda
25 bin tonun üzerinde yabancı menşe-
li çay sokulduguna dikkat çeken Meh-
met Aygün, "Oncelerisınır illerimizde
tüketilen yabana menşeli çay, giderek
daha iç kesimlere sokulmaya çahşıb-
yor.\Wda sokıılan kaçakçaylar&d sek-
töre ah fabrikalar tarafindan 300 bin
Uraya satm alınıp, Türk Çayı adı alnn-
da ambalajlanarak piyasada yüzde 400
kârla sabbyor. Bu fahiş farkın vergisi-
nin gerçek değeri üzerinden verilip ve-
rilmediği de büuımiyor" dedi.
İŞÇİNİN EVREMNDEN
^ÜKRAN SONER
Yupi
"IMF'den beklenen paranın gelmesi için, hükûme-
tin bugün SSK reformu yasa değişikliğini kabul et-
mesi, emeklilik yaşının yûkseltilmesi gerekiyor.."
Dün sabahki borsa yorumlannda bir borsa yupisi
böyle diyordu. Aynı vurgulamayı yapan bir diğerine,
hükümete yönelik bir güvensizlik olup olmadığı so-
rulduğunda ise, sadece işçi-işveren taraflann uyuş-
mamasından borsanın tedirgin olduğu, hükümetin bu
tartışmalan uzatmadan, tepkileri büyütmeden yasa-
yı bir an önce çıkarması gerektiği yanıtını veriyordu.
Türkiye gerçeklerinde söz konusu edilen yaş yük-
settmesi, SSK'linin emeklilik hakkını kullanamama-
sı anlamına geliyormuş. Borsa yupisinin ne umurun-
da. Onu anladık da, söz konusu para olduğunda,
SSK'nin açıklannın kapatılmasına çözüm aramak
gerektjğinde de aldırmazlıklannı anlamak zor.
Rakamlar ortada. İşçinin emeklilikyaşı kaça çıkar-
tılırsa çıkartılsın, emeklilik hakkı çoğunluk için gas-
pedilsin; SSK'nin içinde bulunduğu, katrilyonlarlaöl-
çülen açığın kapatılmasına yetmiyor. Yaşla sağlana-
bilecek en yüksek tasarruflar trilyonlaria ölçülürken,
hem açık rtern de açığın asıl kaynaklanndan gelen
kayıplar, (özel sektördeçalıştınlan %61 işçinin kaçak
sigortasız olması, kaçak olmayanlann primlerinin iş-
verenler tarafindan ödenmemesi, hükümetlerin işçi-
nin, SSK'nin parasını kötü niyetli kullanması...) kat-
rilyonlarla ölçülüyor.
Işçiler, sendikalar, "SSKreformuyapılacaksa, SSK
bataktan kurtanlacaksa, asıl bu önlemlerin alınması
gerek" diye kimi gerçekleri anlatmaya çalışıyorlar. IMF,
işveren örgütleri, borsa yupileri ve tabii onlann buy-
ruğundaki hükümetin sözcüleri medyanın kulaklan
tjkalı. Emek daha daha ucuza, daha çok sömürüle-
rek, yoksullaştınlarak, gelecegi, sağlık, emeklilik hak-
lan ellerinden alınarak çalıştınlacak.. Yeni dünya sö-
mürü düzeninde, açık, ucuz pazar, arka bahçe olma-
sı öngörülen Türkiye'de sermayenin, yatnmcının bi-
te değil, rantta büyüyen paranın krizini gidermek üze-
re yoksuldan zengine daha daha kaynak aktanlacak.
Yupi, klasik kaprtalist düzende işçiyi sömüren gö-
bekli patrondan beter, acımasız. Kararlannı verirken
riske ettiği sermayesi bile yok. Sömürüsüne fetva ver-
diği işçi ile yüzyüze gelmiyor. Duvariarla korunan bir
ayn dünyada yaşıyor. Emeğine, bilgisine, çalışması-
na göre değil, hangi yoldan olursa olsun paraya ne
kadar para kattığına göre, ücret adı altında bir yük-
sek pay alıyor. Yupi, kimliğini sattığı oranda yükse-
lip, vurgun düzeninden payını alıyor.
Yaşamın hangi alanında olursa olsun, eğitimi, bi-
limsel niteliği en yüksek olanlar, en çok çalışanlar sı-
nırlı ücretler alırken yupiler para kınyor. Yeni dünya
sömürü düzeninin, Özalizm'in yükselen değerlerin-
de yupiler her yerde asıl üretenler, çalışanlar, bilgi
sahibi olanlann önüne geçiyor.
• • •
Yazının tam da bu noktasında, yandaki odadan te-
levizyonlann öğlen haberlenrKJe, hükümetin gerek SSK,
gerekse memurlann ücret artışına ilişkin kararlannın
açıklaması duyuluyor.
Hükümet, geçen haftaki yazılanmızda vurgulama-
ya çalıştığımız taktiğinde başanlı oldu. Elbette işçi-
işveren taraflann SSK reformunda uzlaşmasını bek-
lemiyordu. Ekonomik ve Sosyal Konsey'in toplanma-
sında maksat, yaşı tartışmaya açmakn. Çünkü taraf-
lann daha önceki hükümetler döneminde uzlaştık-
lan metin 50-55 üzerindeydi. IMF bu rakamı az bul-
muştu. Önemli olan, Türk-lş'in rakam yükseltmede
açık arttırmaya girmesiydi.
Ecevit, borsa yupilerinin uyanlan doğrultusunda,
işi uzatmadan, bir daha Ekonomik ve Sosyal Kon-
sey'i toplayıp tartıştırmadan, işçi ve işveren ayn me-
tinlerinden bir sentez çıkarmış gibi, 62'den 58-60'a
inerek işi noktalamaya bakıyor.
Bu yazı yazılırken henüz karann aynntılan yoktu.
Ama Ecevit'in, Türk-lş'in başkanlarını kurtarmaya
yönelik, halen çalışanlar için geçiş maddelerini de yu-
muşattjğına eminim. Benim duyduğumu o da duy-
muştur. Türk-lş'in başkanlar kurulundan açıklanan me-
tinde, gerçek anlamda SSK'yi bataktan kurtaracak,
SSK yasası için reform olarak düşünülebilecek cid-
di önlemler varken, kapalı kapılar arkasında sade-
ce bugünkü üyeler için ödün öne çıkıyordu.
Sendika başkanlan, işçi hakkı ve bılincı, çıkarlann-
dan, dünyasından önemli bir çoğunluğu ile öylesine
kopuk, öylesine yükselen değerierden paylarını al-
mış bulunuyorlar ki, yeni işçinin emeklilik yaşı nere-
de ise umurlannda değil. Onlar sadece bugünkü
üyelerinin öfkesini yatştıracak ödünler, yani eski iş-
çiler için kademeli geçişin yumuşak olmasını bekli-
yohardı. Başkanlar kurulunda alenen "işe baş/ama-
mış işçinin hakkı için işçiyi sokağa çıkaramayız" bi-
le denmişti. Karar olarak kavgası verilmeyecek iyi bir
metin hazırlamakla namus kurtulmuş oluyordu.
Gerçi hükümetin kabul ettiği metinler henüz Mec-
lis onayından geçecek. Bu arada "Sadece yaşı yük-
selten, SSK'de reformu getirmeyen, işsizlik sigorta-
sı, iş gûvencesi, SSK'yi ıflastan kurtaracak asıl ön-
lemleri almayan biryasayı çıkarttırmayız" diye res-
mi açıklamayapmışTürk-lş, DİSK, Hak-lş var. "Güç-
terimız/ birteştirelim" diye işçi örgütlerine çağnda bu-
lunan KESK var. Sokaklarda birlikte eylem yapan iş-
çiler ve memuriar var.
Ama hükümetin kulaklan bu seslere tıkalı. Hükü-
metin derdi SSK'yi iflastan kurtarmak değil. Hükü-
met "SSK'ye boşver, IMF'den para gelsin" diyen
yupilerin sesini dinliyor. Yupiler, emeği sömürme
konusunda, bir zamanlann göbekli patronlanndan bile
daha acımasızlar...
Aktoş 'tayap-boz oyunu
Ekonomi Servisi - İs-
tanbul'un Anadolu yaka-
sında elektrik dağıtımını
üstlenen Aktaş'la ilgili
Danıştay ikiye bölündü.
Aktaş'm Anadolu yaka-
sındaki elektrik dağıtım
yetkisinin iptali ve yürüt-
menin durdurulması yö-
nünde Elektrik Mühen-
disleri Odası (EMO) tara-
findan yapılan başvuru-
yu 10. Daire sürekli red-
dederken Dava Daireleri
Genel Kurulu aksi yönde
karar veriyor.
EMO'dan itiraz
Aktaş'la ilgili 10. Da-
ire yeniden yürütmenin
durdurulması talebinin
reddi karannı aldı. lO.Da-
ire'nin karanna pazartesi
günü Dava Daireleri Ge-
nel Kurulu'na itiraz ede-
ceklerini söyleyen EMO
Hukuk Danışmanı Gök-
han Candoğan, buradan
çıkan karann artık kesin
bir nitelik taşıyacağmı
söyledi.
Candoğan, "Dava Da-
ireleri Genel Kurulu, ka-
rannda 8 Ağustos 1997
tarihinde yayımlanan ve
birçok usulsüzhığün ya-
pıldığının kaydedildiği
Başbakanhk Teftiş Kuru-
lu'na göndermelerde bu-
lunmuştu. Kurul, kamu-
ya 23 trOyonfiraborcu bu-
lunan ve usulsüz işlemle-
ri herkes tarafindan büi-
nen Aktaş'la ilgili dosya-
yıyeniden görüşmesi üze-
rine 10. Daire'ye gönder-
dL 10. Daireiseson olarak
hiçbir gerekçe gösterme-
den yeniden yürütmenin
durdurulması yönündeki
talebin reddi yönünde ta-
vır aldı. Bizim şuanda ya-
pacağımız şey, karan Da-
\* Daireleri Genel Kuru-
lu'na götürerek itiraz et-
mek" diye konuştu.