25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SATA CUMHURİYET 13 HAZİRAN 1999 PAZAR •••• 8 HABERLERIN DEVAMI Çarakkale PB 26 Izrnr PB 28 _Y 20 Diyarbakır PB 15 Giresun JY 20 Şanlıurfa Y 20 PB 20Ankara Maıısa PB 28 Eskişehir _Y 23 Mardin Y 21 Siirt PB 18 Ayan Derizli PB 31 Konya Y 22 Hakkârı PB 14 Y 28 Sıvas Y 22 Van PB 13 Zorguldak Y 20 Antalya PB 33 Kars Bütün bolgeler parçaı ve çok bulutlu, Marma- ra'nın kuzey ve doğusu. Iç Ege, göller yöresı Doğu Akdenız, Iç Ana- dolu. Karadenız. Doğu Anadolu'nııcı kuzey ve batısı ıle Guneydoğu Anactolu'nun batısı so- ğuk ve gökgurultülu sa- ğanak yagışlı geçecek Hava sıcaklığı yurdun guney kesimlennde de- ğışmeyecek. IS MERKEZLE Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Pans Bonn Y PB PB Y Y Y Y Y 19 22 20 21 19 19 20 23 Berlin Y 21 Moskova Budapeşte Y 25 Aşkabat Madrid PB 31 Astana Viyana Belgrad Y 22 Taşkent PB 28 Y 23 Bakû PB 25 Sofya Roma Y 21 Bişkek Y 20 A 25 Tiflis Y 28 Atina PB 30 Kahire A 36 Münih PB 25 Zünh Y 20 Şam PB 33 Taşkert Tafıran Parçalı buluikj ^ Çok bulutlu Yağmurlu Kariı k Gök gürültûlû GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK 3aştarafı 1. Sayfada Eu sav kimin sözlerine dayanıyor? 30 bin kişi- nin katlinden sorumlu idamlık Öcalan'ın! Eu savda gerçek payı olduğuna inanılır mı? Syasal bir savunmaya zemin hazırlayan terö- ristoaşjnın her yalanına inanılırsa, gerçek dışı her sö2ü için bir araştırma komisyonu kurmak gere- kecek.. Genelkurmay Başkanı'nın TSK'nin öcalan'la ilişki kurduğu savına gösterdiği sert tepkiyi, Re- cai Kutan, "Yadırgıyorum" diye karşılıyor. Lütfen söyleyiniz; Kutan "birgarip" değil mi? üstelik, TSK'nin Öcalan'la "temas kurduğu'nu içeren sav, iftiranın ötesinde anlam taşıyor. Bir başka amaç içeriyor: Son yıllarda azgınlaşan şeriat heveslerine kar- şı tek dayanağımız, son savunma hattımız olan TSK bünyesınde ikilik yaratma heveslerine ışık tu- tuyor. Nazlı llıcak, son yazısında "ordunun biriik ve beraberlik içinde ve yumruk gibi olduğunu" ka- bul ediyor. Ne ki, hemen arkasından şöyle bir cümle kulla- nıyor: "Ama zaman zaman bu kutsal müessesenin içinde 'bazı fesat yuvalan' kök salıyor" diyor. Bu savını kanıtlamak için TSK'nin müdahalesi ile sonuçlanan kimi tarihsel olaylan sıralıyor. Bırinci sırada Türkiye'ye 1961 Anayasası'nı ge- tirerek aydınlık günlerin kapısını aralayan 27 Ma- yıs'ı"kutsal müessesedeki bazı fesat yuvalannın" marifeti olarak anıyor. Daha sonra gerektiği yerde, gerektiği ölçüde karşı çıktığımız 21 Mayıs-22 Şubat isyanlannı, 12 Mart'ı, 12 Eylül'ü, Necdet Öztorun'un devre dı- şı bırakılışını ve son olarak 28 Şubat'ı "TSK'deki bazı fesat yuvalannın yaptınmı olarak irdeler" gö- rünüyor. Eğri oturup doğru konuşalım: TSK, 27 Mayıs dahil "askeri müdahalelerin"hiçbirini yadsımadı; yadsıyacak bir hareket yapmadı. Müdahaleleri tartışmaktan uzak durdu. Hatta bu olaylan TSK'nin bütünüyle benimsediğini gös- teren davranışlar sergiledi. Ne oldu? Şimdi gelelim gerçeğin bir başka yanına: Kuşku yok; RP'nin de, RP'den doğma FP'nin de 28 Şubat'ı sindirmesi olanaksız. Partinin genel başkanından dümen erine kadar bütün kadrolarına kuyruk acısı ve hâlâ köktendin- ci ilkeleri kabul ettirme çabası egemen. Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Karada- yı ve arkadaşlarının MGK'den geçirttikleri 28 Şu- bat Kararları ve ardından gelen süreçte TSK'nin şeriata karşı kararlı tutumunun, görevi devralan bugünkü Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kıvn- koğlu ve arkadaşlarınca "sürdürülmeyeceğini" günlerce yayan, RP-FP önde gidenleri değil mry- di? Peki, ne oldu? Orgeneral Kıvnkoğlu, göreve başlamadan önce ve görevinin ilk günlerinde 7a- ik, demokratik ve sosyal hukuk devletini" koruyup kollamada TSK'nin değişmez tutumunu sürekli yineledi. Zira; ulusun yüzde 85'inin güvenini kazanan TSK, gelen giden ekiplerle "kararveyön değişti- recek" bir kurum değil. Üstelik, anayasadan kaynaklanan; kendine öz- gü yasalaria pekişen görevi, laik Cumhuriyeti ve Atatürk devrimlerini korumak! Bu kararlılık RP-FP kafasıyla bağdaşabilir mi? Orgeneral Kıvnkoğlu ile komuta heyetinin "de- mokrasi yolunda attığı adımlan (ömeğin llıcak gi- bi) ferahlatıcı" bulmak, ama TSK'nin yurt savun- ması kadar önem verdiği, laiklik karşıtı gîderek büyüyen hareketlerle mücadelesine karşı çıkmak ne ölçüde sağlıklı bir mantığın eseridir? Doğrusu bu tezadı yadırgıyor insan! Biryolda olanlara anımsatalım: "Komplo teori- leri ile teorisyenlerinden" uzak durmak gerekiyor. Aklın, sağduyunun selameti için!.. Moskova'ya işbirliğî önerisi • Baştamfı 1. Sayfada demokrasinin kazandığını belirterek bölgenin yeniden yapılanması için Tûrkiye'nin her türlü katkıya hazır olduğunu söyledi. Başbakan Bülent Ecevit de Rusya'nın Türkıye Büyü- kelçisî Atesander Lebedev'e, Balkan- lar'da istikrann sağlanması için An- kara ve Moskova'ya özel görevler düştüğünü bildirdi. Clinton'ın dûn Demirel'i arayarak Kosova harekâtına Tûrkiye'nin verdi- ği destek için teşekkûr ettifi öğrenil- di. Edinilen bilgiye göre CIinton-De- mirel telefon görûşmesi şöyle gerçek- leşti: Cffinton: Türkiye'ye ve özellikle si- ze şahsen teşekkûr ediyorum. Bu ko- nuda sizin özel çabalannızın da öne- mini vurgulamak isterim. Detniret: Olay özgürlük ve demok- rasinin zaferidir. NATO'nun kurulu- şunun 50. yılı törenlerinde sizın ve benim altını çizdiğımiz, birükte sa- vunduğumuz mekanizma kazanmış- tır. Bunda ortak değerlerimızin bü- yük önemi vardır. Ctinton: Türkiye'nin gerek sığın- macılara sağladığı destek gerekse ha- rekâta yaptığı katkının başanda bü- yük rolü olmuştur. Demirel: Sıra Kosovalılann en kı- sa zamanda yurtlarına dönmesinde- dir. Bölgenin yeniden imanna Türki- ye her türlü katkıyı yapmaya hazırdır. Harekâttaki duyarlılığımız bu aşama- da da sürecektir. Şimdi sıra Amavut- luk ve Makedonya'nın ekonomık ba- kımdan desteklenmesindedir. Heriki ülkenin cumhurbaşkanıyla konuş- tum. Geleceğe umutla bakmak isti- yorlar. Clinton: Bu konuyu anımsattığınız için çok teşekkûr ederim. Makedon- ya ve Arnavutluk konusunda yapıla- caklan da gözden geçirmek gereki- yor. NATO ile Yugoslav askeri makam- lannın askeri teknık anlaşmasının ar- dından, bölgeye asker göndermeye yanaşmayan Rusya'nın Kosova'ya birliklerinı gönderen ilk ülke olması Türkiye'de de şaşkınlıkla karşılandı. Ecevit, konuyla ilgili soru üzerine, "Rusiar adeta bir köşe kapmaca oy- nuyorlar. Üzücü bir dunım, ama çok da önemB değiL Çünkü NATO güçle- ri de Kosova topraklanna güiyw. Sağ- lıklı bir denge kurulabiur" dedı. NATO aracılığıyla bölgeden bilgi almaya çalışan Türkiye, Mamak'ta hazır tutulan 28. Mekanize Piyade Tugayf nı da hazır tutuyor. Türk ve NATO askeri makamlan arasında ya- pılan görüşmelerde Türk birliğinin Kosova'da hangi görevi üstleneceği değerlendiriliyor. Toplam 987 kişi- den oluşan Türk birliğinin, devriye, keşif gibi ön planda olmayan bir gö- revi üstlenmesi bekleniyor. Kosova'ya Türk poBsi Tûrkiye'nin Kosova'ya 200 kadar polis de göndereceği kaydedildi. Türk polislerinin Kosova'da Türklerin yo- ğun yaşadığı bölgelerde görev yapa- cağı kaydedildi. Polislerin yanı sıra Kosova'daki yerli emniyet birimleri- nin yeniden yapılanmalannın sağlan- ması için yüksek seviyeli bazı bürok- ratlann da gönderileceği belirtildi. Polislerin, Sırpça, Amavutça gibi ye- rel dilleri bilenlerden seçileceği, eği- timlerinin tamamlanmasının ardın- dan gönderilecekleri bildirildi. Türki- ye, daha önce Dayton Anlaşması kap- samında Bosna'daki Mostar kentine de polis göndermişti. Türk birliğinin, NATO ile yapılan gorüşmeler sonunda bir haftaya kadar yola çıkması, haziran sonuna doğru da Kosova'daki görevine etkin başla- ması öngörülüyor. NATO ile Bulga- ristan arasında yapılan görüşmelerin olumlu sona ermesi durumunda, 205 araç ve 88 konteynerden oluşacak Türk askeri konvoyu karayoluyla bu ülkeden geçerek Kosova'ya giriş ya- pacak. Ecevit, Rusya'nın "Ulusal Günü" nedeniyle Rusya Büyükelçiliği'nde verilen resepsiyona katılarak Mosko- va yönetiminejestte bulundu. Rus bü- yûkelçiliği binasına yıllar sonra Baş- bakan olarak giden Ecevit, Büyükel- çi Lebedev ile de başbaşa görüştü. Görüşmede ağırhklı olarak Kosova bunalımının ele alındığı, Lebedev'in Ecevit'e, "Kosova bunalımının iki ül- ke arasındaki iüşkileri olumsuz etki- lememesi >önündeki istemini iletâğT öğrenildi. Lebedev'in, iki ülkenin işbirliği olanaklannın arttınlması yeterli potansiyelin bulunduğunu, bundan sonraki dönemde yapılacak ziyaret- Ierle bu ilişkilerin önünün açıla- bileceğini kaydettiği bildirildi. Rusya Büyükelçisi, bu kapsamda, Başbakan Ecevit'i Moskova'ya resmen davet et- ti. Lebedev 'in bu sözlerine karşılık E- cevit, Kosova bunalımının NATO ile Yugoslavya arasında yapılan bir an- laşmayla çözülme sürecine girdiğini, bundan sonraki dönemde Balkan- lar'da istikrann bozulmaması için ül- kelerin işbirliği yapmalan gerektığini söyledi. Ecevit'in, bu bağlamda, bölge ül- keleriyle tarihi ilişkileri bulunan Rus- ya ve Türkiye'ye özel görevler düş- tüğünü belirterek Ankara-Moskova arasında işbirliği olanağının Balkan- lar'da olduğu kadar Kafkaslar'da da olumlu etkisini göstereceğini ilettiği bildirildi. Başbakan Ecevit'in. büyükelçinin davetine de olumlu yak- laştığı, 1999 yılı içerisinde mutlaka Moskova'ya gıtmek istediğini ilettiği belirtildi. Ekonomiye IMF damgası H Baştarafı 1. Sayfada Maliye Bakanı Sfimer Oral. Türk ekonomisinin gereği neyse onun ya- pılması gerektiğini belirterek memur maaşlan ve tahıl fiyatlannın belirlen- mesinde IMF'nin Türkiye'ye ziyare- tinin hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini savundu. Vergi gelirlerinin belirlenen rakamı bulmayacağmın anlaşıldığını kaydeden Oral. "Ama biz o rakama doğru ulaşabilmek için vergi idaresi- nin etkinliğini, performansını müm- kün olduğu kadar arttırmaya çalışa- cağE" dedı. ANAP lideri Mesut Yü- maz da vergi yasasıyla ilgili olarak kamuoyundan gelen dilek ve öneri- ler olduğunu, Maliye Bakanltgf nın konuyla ilgili çalışmalannın tamam- landığını belirtti. Yılmaz. yasanın getirdiği düzenlemelerin özüne do- kunmadan konjonktürden kaynakla- nan olumsuzluklan giderecek geniş kapsamlı bir değişikliğe gidilmesi gerektiğini kaydederken 5-6 madde- Iik değişiklik ile yakınmalann orta- dan kaldınlabileceğini söyledi. Liderler zirvesinde benimsenen öncelikli yasalaria umulan getiriler şöyle: 1999 yılı bütçesi: 1999'-un ilk 6 ayı için çıkanlan geçici bütçe- nin haziran ayı sonunda bitmesi ne- deniyle kesin bütçenin bu süreye ka- dar çıkanlması gerekiyor. Bütçe bü- yüklüğünün 28-30 katrilyon lira ara- sında, bütçe açığının da 10.5 katril- yon lira olarak değiştirilmesi bekle- niyor. 1999 bütçesindeki 3 katrilyon 370 trilyon liralık faiz dışı fazla he- defînin ise 500 trilyon liraya kadar geri çekilmesi gerekebilecek. Bankalar YasaSI: Bankalann güçlü bir mali yapıya kavuşturulma- lannı ve bağımsız bir organ tarafin- dan denetlenmelerini esas alan ulus- lararası normlar hedefleniyor. Faiz sarmalına karşı, üretken yatınmlara ve dışsatıma destek olacak hükümler öngörülüyor. Böylece iç ve dış piya- salara güven verilmesi amaçlanıyor. TBMM Plan ve Bütçe Komisyo- nu'nda kabul edilen tasan üzerinde- ki görüşmelere bu hafta genel kunıl- da başlanması bekleniyor. Uluslararası tahkim: Enerji sektörü başta olmak üzere kamu hiz- metini de kapsayacak biçimde ya- bancı sermayenin uyuşmazhklanmn ulusal yargı yerine belirlenen yaban- cı bir mahkeme ya da hakem tarafin- dan çözülmesi yönünde anayasal ve yasal değişiklik yapılacak. ABD, uluslararası tahkimın gelmesi duru- munda, Türkiye'ye enerji sektörün- de ilk adımda 30 milyar dolarlık ya- tınm paketinin açılacağını bildiriyor. Sosyal güvenlik reformu: Sosyal güvenlik kurumlanmn aktü- eryal dengelerinin sağlanmasına yö- nelik olarak öncelikle emeklilik ya- şınm yükseltilmesini öngören birdü- zenleme çıkanlacak. SSK'nin örgüt yapısı da değiştiri- lirken, sağhk ve emeklilik sıgortala- n birbirinden aynlarak özelleştirme- nin zemini hazırlanacak. Getinlecek düzenlemelerle. bu yılkı açığı üze- rinden 5.5 milyar dolann ekonomi- ye kazandınlmasi umuluyor. vergi yasasında değişik- lik: Başbakan Ecevit'in "aynntı de- ğişikHkler 1 ' olarak nitelendirdiği ye- ni düzenlemeler uyannca. mali mi- ladın kaldınlması, emlak vergisinde değişiklik, faiz vergilendirilmesinde stopaj ile yetinilmesi, peşin verginin kaldınlması hedefleniyor. Mali miladın kaldınlmasıyla yurt- dışına kaçan 25 milyar dolar ve ka- yıt dışında kalan 71 milyar dolann ekonomiye kazandınlacağı sav lanı- yor. Musevi lobisi MF'yi zorlayacak ANKARA(AA)- Amerikan-Musevi Komitesi Başkan Yardımcısı B»rry B. R Jacobs, Uluslararası Para Fonu'nun (IMF), Türkiye'ye azami yardım yapabilmesi için, siyasi düzeyde bütün imkânlannı ve etkilerini kullanarak ellerinden gelen tüm gayreti göstereceklerini söyledi. ABD'de yaşayan Musevileri bûnyesinde toplayan Amerikan- Musevi Komitesi'nin Beyaz Saray ile ilişkilerden sorumlu Başkan Yardımcısı Jacobs, Türkiye'ye yaptıklan ziyareti değerlendirdi. Devlet Bakanı Hikmet Uluğbay ile bazı hükûmet yetkililerini ve ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz ı ziyaret eden Jacobs. Tûrkiye ekonomisıyle ilgili gelişmeler konusunda bilgi aldıklannı ifade etti. IMF'den bir heyetin, gelecek hafta Türkiye'ye geleceğini hatırlatarak Washington'a döndüklerinde, IMF'nin Türkiye'ye daha çok yardım yapması için, siyasi düzeyde girişimlerde bulunacaklannı kaydeden Jacobs şöyle konuştu: "Türkiye ekonomisinde olumlu gelişmeler olduğunu gördük. Türkrve, Avrupa bölgesinde. hızla gelişen bir ülke konumunda. Bu edindiğimiz bilgileri. gerek Amerikan siyasi çe\Teleriue, gerekse Amerika'daki Musevi cemaatine anlatarak Türkiye'ye daha fazla destek verDmesini sağtayacağH." AJBD'deki Musevi cemaati tarafından oluşturulan B'nai B'rith'in isimli dernek ve düşünce kuruluşunun başkanı Daniei S. Mariaschin de Türkiye'de yaptıklan ziyaretlerde, yeni hükûmet hakkında çok olumlu izlenım edindiklerini kaydetti. Türkiye ile ABD arasındaki ilişkileri daha da güçlendirmek ve Türkiye'nin, ABD'deki siyasi ve ekonomik çevrelerde daha da tanınmasını istediklerini belirten Mariaschin, ABD yönetimine, Türkiye'nin çok önemli ve stratejik bir ortak olduğunu hatırlatacaklannı söyledi. Kosova'da ı>ii\laşnn telaşı • Baştarafı 1. Sayfada sınm NATO'nun inisiyatifini gerilettiği, süreci daha da karmaşık bir hale getirdiğine inanılıyor. Ahtisaari- Çernomırdin anlaşması Banş Gücü'nün etki alanını tüm Yugoslavya yerine Kosova'yla sınırlıyor. Göçmenlerin geri dönüşünün denetimini NATO'dan alıp BM"ye veriyor. Kosova'da bir referandum olasıhğını dolayısıyla bağımsızlık seçeneğini ortadan kaldınyor. UÇK'nın silahsızlandınlmasını getiriyor. Sonuçtan ne Sırplar ne de Kosovalı Anavutlar memnun. Anlaşma, Kosova'yı belirsiz bir süre için uluslararası bir gücün denetimine teslim ediyor, ama Rusya'ya da yeni inisiyatif alanı açıyor. Liberation'un aktardıgına göre, 13 Mayıs'ta Yeltsin, Jacques Chirac'a Kuzey ve Kuzeybatı Kosova'da konuşlanmak istediklerini bildirmişti. Sırplar için kutsal topraklann bulunduğu bu bölgede Sırp nüfusu çoğunlukta. Eski bir süper güç olarak Rusya kendi bölgesinin oluşmasmı istiyor. NATO komutası altında ve bir başka NATO ülkesine aynlmış bölgede konuşlanmaktan yana değil. ABD ve NATO ise Kuzey. Kuzeybatı Kosova'nın Rusya'ya verilmesine karşılar. Sırplarla Rusya arasındaki iyi ilişkilerin bir süre sonra Kosova'nın fıilen bölünmesine yol açmasından korkuyorlar. Daha ilk günden durumun karmaşıklaşnği tümüyle ortaya çıktı. Rus-Interfax ajansının aktardıgına göre Rusya, Kosova banş operasyonuna her alanda katılrnak istiyordu. NATO ise Kosova'da II. Dünya Savaşf nın Berlin'ini hatırlatan bir Rus bölgesinin oluşmasına karşıydı. Bu yüzden cuma günü basına verilen beş bölgeli Kosova haritasında Rusya'nın adı geçmiyordu. ABD Başkan Yardımcısı Al Gore, Rus Dışişleri Bakanı İvanw"un Rus birliklerinin statüleri belli olmadan Kosova'ya girmeyeceğine dair garanti verdiğini söylemişti. Cumartesi günü evdeki hesabın çarşıya uymayacağı anlaşıldı. Öğleye doğru Fransız ve Ingiliz zırhlı birlikleri Priştine'ye girmeye başlarken ABD temsilcisi Strobe Talbott Kremlin'de Ivanov'la hâlâ Rusya'nın operasyona katılma biçimlerini tartışıyordu. Ancak 200 kişilık bir Rus zırhlı birliği çoktan Priştine'ye ulaşmış, NATO karargâhı olmak üzere aynlan havaalanına yerleşmişti. tvanov Ruslann herkesi şaşırtan bu girişimine "şanssız bir hata" diyor, ama birlikler Priştine'yi terk etmiyordu. Itar-Tass ajansına göre Rus birliklerinin Priştine'ye NATO'dan önce girmesinin karan en üst düzeyde alınmıştı. The Independent'in bildirdiğine göre General Leonid İvasov, NATO'nun Rusya'ya kendi sektörünü vermemiş olmasmın bu sonuca yol açtığını belirrmiş, "Bize de bir parça \«rin diye kimseye yal\armavacağız" demişti. NATO, Rusya'nın aceleciliğinin süreci karmaşıklaştıracağıru, 200 kişilik birliğin askeri anlamda önemsiz olduğunu vurguladı. Ancak bu konjonktürün diplomatik sonuçlannın neler olabileceği henüz açıklığa kavuşmadı. T^HOTEL İTRINCESSE C D P ü M G L V E c C 1 1 L ' « DOĞASI, DOĞALLIĞI, DENİZE SIHR PLAJ1. HAVUZU, DİSKO BAR1. DEVAMLI SICAK SULU VE TELEFONLU OD.ALARI. SABAH AKŞAM AÇIK BÜFE RESTORANI, AKŞAM YEMEĞ1 VE EĞLENCELERİNDE CA>JLI MÜZIĞIÎLE 1999 YILI SEZON FİYATI 1 KİŞİ TAM PANSİYON: 7.750.000 TL. (0-5 YAŞ GRUBU ÜCRETSİZ) HAZtRAN AYI FtYATI 5.000.000 TL. Rez.: TUĞÇE TURİZM LTD. ŞTİ Menekşe 2 Sok. No: 25'3 Kızılay-ANKARA Tel: 0 312 425 65 22 -23 Faks:0 312 425 65 24 HOTEL PRINCESS GüvercİDİik - Bodrum / MDĞLA Tel: 0 252 374 52 43 Tel/Faks: 0 252 374 50 93 Türkiye'de her gün 2 özürlü terk ediliyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) Genel Müdürü Bülent İHk. Türkiye'de her gün 2 zihınsel özürlü çocuğun terk edil- diğini söyledi. SHÇEK Genel Müdürlüğü, Zihinsel Özürlüler Federas- yonu ve üniversıte temsılcilerince düzenlenen "Zihinsel Özürlükrin Probtem Davranışlan ve Başetme YoUan" ko- nusunun ele alındığı Bilimsel Kurul dün toplandı. SHÇEK'nin içerisinde 17'si yatılı, 30'u gündüzlü olmak üzere toplam 47 zihinsel özürlü rehabilitasyon merkezi bu- lunduğunu belirten 1lik, bu yılın sonuna kadar 15 yeni mer- kezin daha açılacağını bildirdi. Başbakanhk Özürlüler Ida- resi Başkanı Mehmet Özer de, devletin hizmet veren ku- rum sayısını arttırması gerektiğini belirterek gönüllü kuru- luşlannda katkılanna büyük gereksinim olduğunu söyledi. ıavınevlerı • Kıl;ıbc\lerı 293 89 78 ı 3 Hat) ÇAĞIN MOTEL Temiz bir deniz, her öğün balık, dostça bir tatil için. fiyatlanmız: 1 kişiT.P. 10.000.000.-TL. 2kişi1 hafta 125.000.000.-TL Assos Bektaş Köyü Sütlüce Koyu Tel: 0286 - 723 40 42 -43 0532 - 767 06 55 SAIRLERIMIZ VE SIIRLERI YENİ DÜNYA MÜZİK Tel 0212 522 37 56 Fax 0212 5190822 G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada soy. O, kimi oyunlanna girerken, arada göndermeler yapar. Ömeğin, 'yazan Shakespeare, bozan Ferhan Şensoy' der. Ben de sizin yazdıklannızı bugünkü bo- zukluğa göre bozdum." "Ne yani" dedi, "Benim yazdıklanm anlamını yitir- di mi? Toplum tümüyle değişti mi?" - Kesinlikle haytr. Ama toplum değişmedi, başka- laştı. Böylece sizin masallannız daha anlamlı hale gel- di. Arada size kızmayan da yok hani... "Anlamadım, kim kızıyonvuş ki bana?" - Anlatayım. Geçen pazar akşamı sizin başkalaşan masallannız üzerine arkadaşım Cevher Kantarct ara- dı. Bir zaman önce dinlediği masalı aktardı. Efendim, ağustosböceği şarkı söylemiş bütün yaz. Kannca ise kışlığını hazırlamış... "Hop hop, bu benim masalım..." - Biliyorum, ama sonunu dinleyin... Kış gelmiş. Her taraf kar, çamur. Kanncanın evi mamur. Yuvanın bir yanında buğday, biryanında hamur. Kapı çalınmış... Bizim ağustosböceği. Sırtında kürk, elinde çanta. Az ötede limuzin duruyor. "Şekerim" demiş ağustosbö- ceği, "Buralarsoğudu. Ben Paris üzerinden sıcakik- limlere uçacağım. Yaza gelirim. Biristeğin varmı di- ye soracaktım." Kannca şaşırmış, başını arkaya aşır- mış, seslenmiş, "Birselamgöndereceğim. Paris'teşu adreste La Fontaine diye biri otunıyor, onun taa.." demiş... La Fontaine bozuldu, ama durumu anlamakta ge- cikmedi. "Yaaa... Söyle o zaman benim masallarda değişen neler var?" - Madem izin veriyorsunuz, anlatayım. Sizin "Ho- rozla Inci" masalınız... "Evet, horozçöplükte incibulur. Işimeyaramaz, de- yip hemen sarrafa birkaç lokma yiyecek karşılığı sa- tar... Şimdi ne yapar?" - Şunu yapar... Inciyi sarrafa gösterir. Sarraf görün- ce şaşınr. Nereden bulduğunu sorar. Horoz, "Kayna- ğını söytemem. Bundan binlerce bulabilirim" öer. Sar- raf havalara uçar. Horoz, en azından yüz incinin be- delini hemen öderse, bin inci getireceğini söyler. Sar- raf bankadan kredi alıp parayı verir. Horoz ortadan kaybolur. Kargayla Tilki... Alaylı alaylı gülümsedi La Fontaine, sordu: "Kargayla Tilki masalında değişme var mı?" - Var... Karga ağzında peynir, konmuş bir dala. Til- ki şöyle bir bakmış bu dala, "hımm" demiş, "yakala- dım bir budala"... "Günaydın sayın karga" demiş, "ne kadargüzelsi- niz. Muhteşem olur, tüyleriniz gibiyse sesiniz"... Kar- ga mest, açmış ağzını, başlamış ötmeye. Peynir ağ- zından düşmüş, ama farkında değil. Bu sırada ora- dan bir ayı geçiyormuş. Bu sesi duyunca, Tamam" demiş, "bizimkilerekonserverecekmuhteşem sanat- çıyı buldum". Hemen bir anlaşma yapmışlar. Karga, ayılardan sonra, öküzler, danalar âleminin de en ün- lü sanatçısı olmuş. üsteleri altüst etmiş... Renk veımedi La Fontaine. "Peki" dedi, "benim 'Altın Yumurtlayan Tavuk' ne oldu?" - Evet, en ünlü masallannızdan biri... Adamıntavu- ğu her sabah bir altın yumurtlarmış. Bir miktar birik- tirmiş. Satmış. Şirket kurmuş. Ikinci satıştan sonra şirketi biraz daha büyütmüş. Başka altın yumurtlayan tavuk bulabılir miyim diye aramış-taramış, yok. Ken- disine bir danışman grubu kurmuş. Danışmanlar öner- mişler, "biz bu tavukla devletten altın sağanz." Birkaç iş takipçisi bulup devlete gitmişler. Altın yumurtlayan bir tavuğun getirisini hesaplayıp on bin tavuklu bir çiftlik projesi yapmışlar. Devleti de ortak etmişler. Pa- rayı peşin almışlar... La Fontaine araya girdi: "Yeter.. Anlattıklann cehennem entrikalanndan be- ter"... - Durun Sayın La Fontaine. Daha Kurtla Leylek var- dı, Tavuk Tüyleri Takınan Karga vardı, iki Boğa ile Kur- bağavardı... Daha sayacaktım, ama zaman dardı... Affedersin La Fontaine, böyle olmasını istemezdik. Ama bilseniz... Geçen gün bukalemunlar adına bir özel temsilci ülkemize geldi. "Insanlar bizi sollamış" deyip sözlükten çıkarıl- masını rica ederek gitti... f Doğanın cenpeti EHA TATİL KÖYÜ Tatilinizi, orman içinde; deniz, nehir ve göl ile çevrili EHACLUB'tegeçirin. HAZİRAN 9 250.000 1 KİŞİ AGUSTOS 15.000.000 0 - 12 Yaş Free (2Büyüğün Yanında) SNG. Oda Fark %50 / 3. Kişi %50 tndirim rttreyengöl Mevhi Side - Manavgat! Antaka Rezervasyon Tel: 0242 756 90 50-51,53 Fate- 756 90 52 • • • • IVEeri Ö L Ü D E N İ Z " X a t i l d e k : i e v i n i z " * Tamatnen yenilenmiş kümah odalar. asan&ör, sauna, havuz, ozel plaj ve deniz aktivitelen * Dinleıunek, ba^ınızı dinlemek, tatili latil gibi yaşamak için. * Doğa harikası Ölüdenizde hizmelinizdedir. * Çocuklara, balayına gelenlere, gnıplara ve müdavimlerimize özel indirimler. Internet : www.hotelmeri com.tr. E-Mail : hotelmeri ©hotelmeri.com.tr. » Rez.Tel: 0.252.6170001 (PBX 8 Hat)Fax : 61700 10 ,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle