Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13 HAZİRAN 1999 PAZAR
14 KtLTtİR
Çok farklı tiyatro anlayışlannm iç içe yaşayabildiği Londra'da tiyatro sezonu kapanıyor
Sağlam metinler, güçlü yonımlar
EMRE KOYUNCUOGLU
LONDRA - "Mama Mia",
"Farekapanı", "Operadaki Hayalet",
"Cats" gibi büyük mûzikalleriyle
turistik bır potansiyeli olan \e büyük
paralann döndüğü "shovv business^in
dışında Londra aynı zamanda çok
farklı tiyatro anlayışlannın iç içe
yaşayabildiği ve her türün kendi
pazannı ve seyircisini oluşturduğu
bir sanat merkezi. tngiliz
tiyatrosunun önemli özellıklerinden
biri ise büyük tiyatro yazarlannı
yetiştirmesi nedenıvle "yazar
tiyatrosu"' özelliğiyle tarihe
dâmgasını vurması.
Hele hele tiyatrodaki birçok akımın.
değişimin ve gelişimin çoğunu
yazarlann başlattığı düşünülecek
olursa yazar tiyatrosu oluşturmamn
• Londra, her türün kendi pazannı ve seyircisini oluşturduğu bir sanat merkezi. Ingiliz
tiyatrosunun önemli özelliklerinden biri, büyük tiyatro yazarlannı yetiştirmesi nedeniyle
'yazar tiyatrosu' olarak tarihe dâmgasını vurması. Ingiltere'de güçlü oyun metinlerinin yanı
sıra çok güçlü oyuncular var. Bunun en büyük nedeni, inanılmaz bir rekabetin var oluşu.
ve sanat politikası olarak yazarlann
yetişmesini desteklemenin
tiyatronun geleceği adına ne kadar
önemli olduğu ortaya çıkıyor.
Ingiltere'de öncelikle Royal Court
Tiyatrosu bu görevi üstlenmiş.
Daha önceki yazılanmda da
bahsettiğim gibı Royal Court, son 25
yılın en güçlü yazarlannın arkasında
görünen, onlan her türlü yönden
destekleyen bır tiyatro olarak
tanınıyor. Gelecek vaat eden
yazarlann ilk eserleri deneyimli
yönetmenler tarafından
sahnelenerek bu tiyatroda prömiyer
yapıyor. Ve böylelikle yazar, başanlı
bir "ilk"le piyasaya sunuluyor.
Büyük tiyatrolar, uluslararası
prodüksiyon şirketleri oyunu
beğenirlerse yazara yeni bir oyun
ısmarlıyorlar ya da izledikleri oyunu
sahneleme iznini alıyorlar.
Bir deneysel tiyatro çaiışması gibi
sahnelenen oyun, bir anda tiyatro
pazannda büyük bir prodüksiyon
olarak yer alıyor. Bu yöntem ile yeni
yazarlann oyunlan ve böyleükle
hevesleri rafa kaldmlmamış oluyor.
Sonucunu da görüyorlar tabii ki.
Royal Court'a yurtiçinden ve
yurtdışından yılda otuz bini aşkın
oyun metni ulaşıyor.
Aralarından iyi bir yazan keşfetmek
ve bu yazara uygun bir yönetmen
bulmak da tiyatronun edebi
danışmanmın işi.
tngiliz tiyatrosunun güçlü oyun
metinlerinin yanı sıra çok güçlü
oyunculan var. Bunun en büyük
nedeni. inanılmaz bir rekabetin var
oluşu. Bu nedenle Londra'da gittiğim
oyunlarda çoğunlukla oyunculara
ve oyun metinlerinin
sağlamlığına hayran kaldım.
Ancak yönetmenler ve sahne
tasanmlan için aynı şeyleri
söyleyemeyeceğim. Tabii bunu
Türkiye'de ve çoğu Avrupa ülkesinde
yerleşik olan yönetmen kavramı ve
sahne tasanmı anlayışı açısından
bakarak söylüyorum. Onlann farklı
bir geleneği var.
Yönetmenin görevi, bir anlamda
oyuncunun "metni izleyiciye en iyi
şeküde nasıl aktarabilirim"
sorununu çözmek. Sahne tasanmı ise
minimal bir tarzda oyun metnine ve
oyuncuya hizmet eden bir araca
dönüşmüş. Varlığıyla oyuna yorum
katan sahne tasanmı pek yok gibi.
Örneğin sahnede Peter Stein'in
oyunlanndaki grafik ağırlıklı sahne
tasanmlannı gönneniz mümkün
değil. Böyle bir şeyi sorduğunuz
zaman ise size oyun metninin katili
gözüyle bakıyorlar.
Geçen sezonun izbırakan oyunlanBiraz izlediğım oyunlardan ör-
nekler vermek istiyorum.
Cate Tiyatrosu
150 kişilik sahnesiyle Lond-
ra'nın alternatifi ve riski göze
alan birkaç tiyatro mekânından
biri olarak genç bir seyirciye ses-
lenen ünlü Gate Tiyatrosu'nun re-
pertuvar politikasını aktarmak
istiyorum. Geçen yıl büyük ses
getiren "Exfles"dan (Sürgünde-
kiler) sonra bu vılın şubat-hazi-
ran sezonunu "ldiotsr>
( Aptallar)
sezonu olarak derlemişler .Bu
sezon ıçinde Sanço Panza olarak
Mehmet Ergen'in tngiltere'nin
ünlü tiyatro eleştirmeni Micha-
el Billington'dan övgüler aldığı
bir "Don Kisot" uyarlaması, Ja-
roslav Hasek'in aynı adlı roma-
nından yeni bir dramatizasyon-
la "Svayk" ve izleme fırsatı bul-
duğum Bulgar yazar Hristo
Boytchev'in "TheColonelBinrü
(Yarbay Kuş) var.
"The CoionelBmT bir Balkan
ülkesinde geçiyor. Dağlar ara-
sında unutulmuş bir akıl hasta-
nesındeki hastalann dünyasını
aktararak başlayan metin, daha
sonra yavaş yavaş bu insanlan
Birleşmış Mılletler tarafından ta-
nınmak isteyen bir grup insana
dönüştürüyor Absürd çizgiyle
çok güçlü bir kara mizah yara-
tan oyunun yazan Hristo Boytc-
hev, bu oyunuyla 1996'da Bri-
tish Council'ın Uluslararası En
tyi Yazar Ödülü'ne sahip olmuş.
Royal National Theatre
Royal National Theatre'ın
(Ulusal Kraliyet Tiyatrosu'nun)
bu yılki repertuvanndan üç ayn
oyun izledim. Shakespeare'in
"Tnoilus ve Cressidar>
sı. Hanif
Kureıshi'nin son yazdığı oyun-
lardan "Sleep with Me" (Benim-
le Yat) ve Harold Pinter'ın u
Bet-
rayePı (thanet). Uluslararası Is-
tanbul Tiyatro Festivali'nde Ian
Hofen yorumuyla izlediğim "KraJ
Lear"dan sonra bu oyunlar beni
açıkçası biraz hayal kınklığına
uğrattı.
Ancak National Theatre'daki
oyunculann çok iyi olduklannı
öncelikle söylemem gerekiyor.
Çok ilginç bir şekilde oyuncula-
nn çoğunun yönetmenm elinde
nasıl sıkıntı yaşadıklannı görü-
yorsunuz.
Özellikle "thanefte oyuncu-
lann gücünün yönetmenin yan-
lış zamanlaması yüzünden nasıl
boşa gittiğini fark ediyorsunuz.
u
Ihanet"te geriye dönük zaman-
sal bir anlatım var. Ovunu ilk
okuduğunuzda aklınıza gelen
sahne görüntüsüyle sahnelenmiş
bir oyunda. yönetmen Trevor
Nunn'in yaratıcıhğından pek bah-
sedılemez herhalde.
"Benimle Yat" oyununda ise
metinle, yani Hanif Kureishi'yle
sorunum vardı. Genç sevgilisi
ve eşi arasında tercih problemi ya-
şayan klasik bir 40 yaş bunalımın-
daki entelektüel bir erkeğin bir
bahçe partisi düzeninde yaşadı-
ğı ve yaşattığı "pembedizi'' duy-
gulanyla bir yazann seyircinin za-
manını ve parasını almaya ne ka-
Tiyatroda toplumsal, bireysel ve psikolojik şiddet temaları
Bir katilin hayatından kesitler
Royal Shakespeare Company'de ise tn-
giltere prömiyerini bu yıl yapanbir oyu-.
Irtu izleme fırsatım oldu: "Rnberto Zuc-
co." Jane Edvvard'ın Time Outdergisinde
yazdığı eleştiride "Gûlümsememesigere-
ken yerde güldüğünüz ve bundan korfctu-
ğunuz" bir oyun olarak tanıtılıyor.
Yüzyıhmızın ikinci yanstnın en önem-
li yazarlanndan sayılan Fransız Bemard
Marie Koltes'in ölümünden on yıl sonra
dünyanın birçok yerinde eserleri sahne-
lenmekte.
1980'lerden itibaren Avrupa'da kült ya-
zar olarak uzun bir süre moda olan Kol-
tes. günümüzün genç yazarlannı da olduk-
ça etkilemiş biri. Oyunu tngiltere'nin ün-
lü genç yönetmenlerinden James Mac-
donaid sahnelemiş. Koltes'in en ünlü
oyunlanndan olan "Roberto Zucco"nun
Ingiltere'de ilk kez sahneye konduğunu öğ-
renmem bana bir kez daha bir anlamda Av-
rupa ile "Ada*nın tiyatroya yaklaşun fark-
lılıklannı hatırlatıyor.
Bir katilin hayatından fotoğraflann su-
nulduğu ve her fotoğrafta başka bir insa-
nm tragedyasma tanik olunan oyunun çe-
virmeni de çağdaş tngiliz tiyatrosunun
önemli yazarianndan Martin Crimp. Kad-
ro oldukça güçlü. Roberto Zucco'yu oy-
nayan Hint kökenl i ZubİR Vuria bir oyun-
cu olarak kısaca "sahne canavan" dene-
cek biri. Ancak Zucco'ya getirdiği yo-
rum bana "Kolaya kaçmış" dedirtiyor.
Belki de kaçması gerekiyor, çünkü me-
tin çok yogun ve dolu. Karar veremiyo-
rum. Parktaki kadın karakterinde Diana
Kent de. Varla kadar göze çarpıyor. Oyun-
culara çok iş düşen bir oyun. Aynca pro-
düksiyonla ilgili olarak çok yalın bir ışık
dekorundan ve metinle birlikte oyuncu-
yu öne çıkaran başanlı bir yönetmenden
bahsedebilirim.
Kadın gözüyle savaş
sonrası toplumsalyıkım
Almedia Tiyatrosu'nun bir
prodüksiyonu olarak sunulan
"Ptenty" (Bol) oyununda da son
zamanlarda "Elizabeth" fîlmiyle
adından çokça bahsettiren
sinema ve tiyatroda birçok
ödülün sahibi Cate Blanchett var.
Oyuna bilet bulmak çok zor.
Ben Royal Court aracıhğıyla
prömiyer öncesi basına yapılan
gösteriyi izledim.
Oyun bir kadının dünyasından
tkinci Dünya Savaşı sonrası
Ingiltere'de kendüıi gösteren ve
yavaş yavaş gelişen
toplumsal yıkımı yansrayor.
"Ptenty" her anlamıyla güçlü
bir kadronun elinden çıkmış.
Öncelikle çok sağlam
bir metin var.
Yönetmeni Jonathan Kent, aynı
zamanda tngiltere'nin en önemli
tiyatrolanndan Almedia
Tiyatrosu'nun sanat yönetmeni.
Oyunun sahne ve kostüm
tasanmcısı yine ülkenin çok
ödüllü ünlü tasanmcılanndan
Maria Mjömsön.
Bir de Cate Blanchett
başrolde oldu mu, sarmasın da
ne yapsın? Ancak oyun
hakkında çıkan yazılarda
Cate Blanchett'in abartıb
oyunculuğunu dengelemediği
için yönetmene eleştiriler
yağdınhyor. Oyuncu metnin
üstüne çıkıp, metni kendisi için
kullaruyor. Bu tngiliz
tıyatrosunda affediuneyecek
bir hata.
Cate Blanchett oyunun ilgi görmesini sağhyor.
dar hakkı var? Var ki, National
Theatre"m repertuvannda yer alı-
yor ve çıkan bütün olumsuz eleş-
tirilere rağmen oyun yok satıyor.
Hanif Kureishi'nin "Benim
Güzel Çamaşırhanem"ini dü-
şündükçe bir yazann da belki
toplumsal eleştiri gözünün gör-
memeye başladığı noktada tiyat-
ro için daha fazla zorlamaması
gerektiğini düşünüyorum. Tele-
vizyon ne güne duruyor? Bu dü-
şünceme başka bir örneği farklı
bir alandan Edvvard Bond veri-
yor. Son yazdığı eserleri bırakın
sahnelemeyi, okurken bile anla-
mak mümkün değil. Dili anlam-
sız, edebi ve entelektüel. Eserle-
rinde o kadar ütopik savlarla ve
o kadar bu dünyaya ait olmayan
sorunlarla ilgileniyor kı... (Ör-
nek aldığım eseri, "The Crime of
The Century"). Kendi ülkemi
düşünüyorum.
Royal Court Tiyatrosu
Başlangıçta izlerken çok zor-
landığım, ancak daha sonra ne-
redeyse çok sevdiğim oyun: Ro-
yal Court Tiyatrosu'nda tiyatro-
nun sanat yönetmeni Ian Rick-
son tarafından sahnelenen Co-
nor McPherson'ın "The WeB-"ı
oldu. Oyunun konusu kısaca şöy-
le: trlanda'nın köylerinden bi-
rinde herkesin yıllardır birbirini
tanıdığı bir "pub"a bir gün bir ka-
dın gelir. O yörede bir ev satın
alıp orada yaşamak istediğini
söyler. Pub'daki erkekler kadı-
nın ilgisini çekebilmek için yö-
reyle ilgili korku hikâyeleri ve es-
rarengiz olaylar anlatuiar. Bu yo-
ğun ve korkunç hikâyeleri din-
leyen kadın kendi hayatından bir
hikâye anlatmaya başlar... Çok in-
sancıl ve güçlü bir metin. Sahne-
deki metinle uyumlu oyunculuk
tarzı, dekor ve doğru zaman kul-
lanımı çok başanlıydı. Aslında
sahnelenmesi çok zor bir metin.
Tek bir mekânda geçiyor. Beş o-
yuncu sırayla uzun uzun kendi hi-
kâyesini anlatıyor. Hiçbir özel-
liği yok gibi görünen, ancak in-
sanlann içindeki o tedirgin, kor-
kak sevgiyi anlatan sıcacık bir
oyun.
Pans festlva»
Londra'da bütün yaz boyunca
sürecek olan dans festivali şu sı-
ralarda ilk gösterilerini gerçek-
leştiriyor. Festivalin gösterilerin-
den biri olan Merly Tankard
Avustralya Dans Tiyatrosu'nu
Londra'nın kuzeyinde sadece ope-
ra ve dans için tasarlanmış bir
mekân olan Sadler's Wells'te iz-
ledim. Restorasyonu yeni bitmiş
bu görkemli mekân festival gös-
terilerinin gerçekleşeceği yerler-
den yalnızca biri. Bir öteki de Ro-
yal Festival Hall- Hayvvard Gal-
lery. Galerinin performans ve dans
bölümü sorumlusu ADstair Spal-
diııg'le konuşurkentemmuz ayın-
da Aydm Teker'in de burada bir
iş yapacağını öğrendün ve çok
sevindim. Spalding, aynca Meryl
Tankard'ın festival programının
konseprine pek yakışmadığmdan
bahsetti. Tankard, Pina Bausch'un
ilk ekibindeki dansçılardan. Tan-
kard, daha sonra Avustralya'ya
gidip kendi ekibini kurmuş. Ba-
usch'un dansında var olan temel
öğelerini o da kullanıyor. Özellik-
le de aktanlan konsepti zıtlıkla-
nn dinamizmi üzerine kurma bi-
çimiyle. Ancak kendine ait birdil
yaratamamış. Böyle olunca da is-
ter istemez büyük bir dansçmın
gölgesinde kalmış. malzemesini
ve tekniğini çok iyi bilen bir us-
ta görünümünde oluyor. Lond-
ra'daki dans festivalinin asıl ilgi-
lendiği ise koreografın özgünlü-
ğündeki sağlamhk.
Uluslararası Londra
Tiyatrosu Festivali
14 Haziran-4 Temmuz arası
ise LIFT, Uluslararası Londra
Tiyatrosu Festivali gerçekleşe-
cek. LIFT Festivali daha tanın-
mamış ama gelecek için büyük
başan vaat eden genç, aynı za-
manda Avrupa ve Amerika ek-
seni dışında kalmış sanatçılan
dünyaya tanıtmayı amaçlıyor.
Programı oldukça ilginç. Genç
ttalyan yönetmen Romeo Cas-
tellucci'nin Shakespeare'in aynı
adlı eserinden esinlenerek sahne-
lediği "Giulio Cesare" festiva-
lin büyük toplan arasında. Cas-
tellucci için günümüz Avrupa ti-
yatrosunun korkunç çocuğu de-
niyor. Bir başka heyecan verici
topluluk ise Güney Afrika'nın
ünlü sinema ve video-art savaş-
çısı William Kentridge ile
Handspring Kukla Tiyatrosu'nun
ortak çaiışması: "Ubu & Tnıth
Commission" ("Ubu ve Gerçek-
terKurulu").
Kapalıçarşıda ilk çağdaş resîm sergisi
Kültür Servisi- "Her iki Boğaz köprüsünü
de boyanmış görmek istiyorum, hayal
edebiliyor musunuz? Dünyanın en uzun
resminin Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet
köprülerinin ait cephesinde, doğudan
batıva ve tekrar geriye uzandığını? "
tngiliz ressam Ted Pamphilon'ın 1999
Bienali' için son dakikada sunduğu bu teklif
zaman yetersizliği gerekçesiyle
gerçekleşemese de sanatçı yine umulmadık
bir fikirle lstanbul'a bakışını sunacak.
Pamphılon. yüzlerce yıllık
Kapalıçarşı'nın artık kutsallaşmış
salonlannda "tstanbul? Yeah!" isimli
sergisini gerçekleştirecek. Kapalıçarşıda
gerçekleşecek olan ilk çağdaş resım sergisi,
Halıcılar Caddesi'ndeki Fes Cafe'de 19
Haziran'a dek görülebılecek.
Sergi 500 yıllık çarşının tanıtımma katkıda
bulunup tunstlerin olduğu kadar Türk
cemiyetinin de ilgisini çekmeyi
hedefliyor. Çarşı 2000 yılına girerken
herkese, tarihine ek olarak yepyeni bir
etkinlikle, bir resim sergisiyle hepimizden
çok daha uzun zamandır burada
olduğunu. lstanbul'a vargücüyle hizmet
etmeye niyetli olduğunu ve 21. yüzyılda da
uluslararası bir pazar yeri olmayı
sürdüreceğini anımsatıyor.
'tstanbul? Yeah!" başlıklı sergide Ned
Pamphilon'un yaklaşık 30 tablosu yer alıyor.
Pamphilon'un, tuval üzerine akrilık
çahşmalanndan oluşan sergide lstanbul
görünümlerinden kesitler izleyicilere
sunuluyor. Ressamın sıklıkla kullandığı
lstanbul görünümleri arasında ünlü Perşembe
Pazan, Kapalıçarşı ve manzaralar yer alıyor.
Aynntılı bilgi almak isteyenler, 0212 527 36
84 nolu telefona başvurabilirler.
Bu kez Jodie Foster
yamyam oluyor
• Jodie Foster.
Kuzulann Sessizliği'nin
devam fıhni Hannibal
için 'canavar' olmaya
hazırlanıyor. Romanı da
bugünlerde piyasaya
çıkacak Hannibal'da FBI
ajanı Clarice Sterling'le
(Foster) Floransa'da
saklanan Hannibal
(Hopkins) arasında
duygusal bir yakınlık
doğuyor ve ajan birinin
beynini yiyerek
yamyamlaşmaya
başlıyor.
• Mlke Myers
Austm Povvers, Third
Man ve Red Violin adlı
filmlerde başrol
oynuyor.
• Cuba Goodinç
Jr, Robert De Niro ile
Navy Diver adlı filmde
başrolleri paylaşacak.
• John cfeeser ve
Ben Stiller George
VV'ashington'ın Amerika
politikasında yükselişini
anlatan komedi fılmi
TheMakingofThe
President'ta başrolleri
oynayacak. Filmin
yönetmeni Ben Stiller.
• Ouincy Jones ve
Morgan Freeman, David
Mamet'in yöneteceği
Juneteenth adlı filmde
bir araya geliyor.
• Ralph Elllson'm
romanından
beyazperdeye
aktanlacak fılm, beyaz
bir anneden ve siyah
babadan dünyaya gelen
bir çocuğun, büyüyünce
ırkçılığa karşı senatoda
verdiği çabayı anlatıyor.
• Mİchelangelo
Antonionl yeni filmi
Destinazione Verna'ya
son şeklini vermekle
meşgul. Sophia Loren,
Kim Rossi Stuart, Laura
Morante'nin başrolleri
paylaştığı filmde ünlü
model Naomi Campbell
de bır fahişeyi
canlandınyor.
• Frank
Sinatramn 2000
yılında açılışı yapılmak
üzere New York'ta bir
heykeli hazırlanıyor.
Sinatra hayranlan
abidenin çeşitli yerlerine
konacak düğmelere
basarak sanatçının ünlü
parçalannı dinleme
olanağım da bulacak.
• Cattierine
Deneuve
Amerikalılann parasıyla
çekilmiş, îngilizce
konuşulan son filmi La
Recompense D'Une
Mere'i bitirdi. Benoit
Jacquot tarafından
yönetilen filmin
senaryosu Edith
VVTıarton'ın bir
yapıtından esinlenilerek
yazılmış.
• Mozart'm
ölümünden bu yana
geçen iki yüzyıldan fazla
bir süre sonunda ünlü
bestecinin 42 numaralı
yeni bir senfonisi ortaya
çıkn. Kaliforniyalı
müzikolog David Cope
tarafından dünyaya
tanıtılan yapıt ağustos
ayında ABD'de satışa
çıkacak. Mozart'ın
senfonisi aslında ünlü
bestecinin tüm
özellikleri bilgisayara
yüklendikten sonra elde
edilmiş bir yapay yapıt-
Cope'a göre ise
müzikteki ilk klonlama.
• Kennetti
Branagh yaptıgı
açıklamada Ingiltere'de
tiyatrolann çok pahalı
olduğunu ve bu yüzden
küçük bir izleyici
kitlesine sahip olduğunu
söyledi. Yapılan
araştırmalarda ise
izleyicilerin ya
indirimde ya da en ucuz
kademede olan biletleri
tercih ettiği ortaya çıktı.
• Mlchael
Wlnterbottom,
Kingdom Come adlı
yeni filminde başrolünü
oynaması için
Madonna'ya teklif
götürecek.
• Henry James'n
mektuplan önümüzdeki
ay kitap halinde
okuyucuya sunulacak.
Henry James'in yazdığı
15 bin mektubun
yaklaşık 10 bin tanesi
günümüze dek ulaştı.
Yaklaşık 300 mektubun
yer alacağı Henry James:
A Life In Letters adlt ^
kitap önümüzdeki ay f
Penguin Yaymlan
tarafından yayımlanacak.
• Mlchael Jackson
yeni binyılı Sydney
Olimpiyat
Stadyumu'nda vereceği
yılbaşı konseri ile
karşılayacak. Jackson'ın
konserinin ardından
Sydney sokaklannda
2000 yıhnı karşılamak
için havai fışekli
gösteriler düzenlenecek.
• Woody Allen
çekeceği filmin
başrolleri için
oyunculannı seçti: Hugh
Grant, Tracey Ullman ve
Michael Rapaport. Adı
daha konulmayan filmin
çekimlerine gelecek ay
Nevv York'ta başlanacak.
• Berlin Filarmoni
Orkestrası 23
Haziran günü gizli
oylama yöntemiyle yeni
daimi şefıni
belirleyecek. Seçimlerin
ardından Almanya'nm
en önemli müzik
uzmanlanndan Claudio
Abbado'nun yerine 44
yaşındaki tngiliz şef
Simon Rattle'ın
getirilmesi bekleniyor.
65 yaşındaki
Abbado geçen yıl bir
açıklama yaparak 2002
yılında kontratınm
bitmesinin ardından
yeni bir anlaşma
imzalamayacağını
belirtmişti.
Orkestra yönetimi yeni
şefin belirlenmesiyle
ilgili bütün
işlemleri 1999 Eylülü'ne
dek tamamlamayı
planlıyor.
PÖJ yönetiminden dört istifa
• Kültür Servisi - 5 Haziran günü yapılan
PEN Yazarlar Demeği Genel Kurulu'nda seçilen
yönetim kurulu üyelerinden Mario Levi,
Turgay Fişekçi, Ergin Koparan ile denetim
kuruluna seçilen Feridun Andaç, dernek
yönetiminin uyum içinde çalışabilmesini
kolaylaştırabilmek amacıyla görevlerinden istifa
ettiklerini açıkladılar.