20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 MART1999 PAZAR HABERLER Rusya'dan ilişkilen yumuşatma çabası • Rusya Dışişleri Bakanhğı Asya Dairesi Genel Müdürü Büyükelçi Aleksi Alekseev, tarihsel süreçte oluşmuş sımrlara saygı duyduklannı belirterek 'aşın akımlara, terorizmin her şekline ve saldırgan aynlıkçılara' karşı olduklannı söyledi. AYÇAATAY Rusya, PKK'ye verdiği destek ve Kıbns Rum Kesimi'ne S-300 satışı yü- zünden Türkiye ile gerilen ilişkilerini dûzeltme çabasına girdi. tstanbul Bil- gi Oniversitesi'nde önceki gûn düzen- lenen 'Türk-Rus İlişkileri Masaya YaO- nhyor' adlı panele katılan Rusya Dışiş- leri Bakanhğı Asya Dairesi Genel Mü- dürii Büyükelçi Aleksi Alekseev, "tarih- sel süreç içinde oluşan sımrlara saygı dıryduklannr belirtti. Ankara'da Dışiş- leri Bakanlığı yetkilileri ile yapılan bir görüşmenin ardından toplantıya katılan Büyükelçi Alekseev, Türkiye ile Rus- ya'nınyaklaşımlannmbenzediğini söy- ledi. Alekseev, "Türkiye ile aşm akım- lara, terorizmin her şekline, saldırgan aynlıkçılara karşı çabalarunızdan söz edilebiUr" ifadesinı kullandı. Türkiye ikinci ülke Rus büyükelçi, Rusya'nın Türki- ye'nin en fazla ihracat yaptığı 2. ülke ol- duğunu belirterek Türkiye ile ülkesi ara- sındakı ticari ilişkilerde bir dengesizlik oldugunu söyledi. Hükümetinin görüş- lenni diplomatik bir dille ifade eden Alekseev, Türkiye, Rusya'ya mal sat- mak istiyorsa, bunun karşılığında da mal almalı, mesajını verdi. Büyükelçi Alekseev, Türkiye taraftn- dan açılan, Rusya'nın da teklif sundu- ğu helikopter ihalesine gönderme yap- tı. Alekseev, Türkiye ve Rusya arasın- da yürüyen diğerprojelerle birlikte iha- lenın ıkı ülke ticaretindeki "muazzam dengesizliğT azaltacağını söyledi. Hükümetinin çok yönlü ilişkilerle ya- pıcı ve gerçek bir ortaklığın sağlam te- mellerinin atilmasını arzuladığını belir- ten Büyükelçi "tkio'ıttşki)er, her zaman iki yönlü bir sokakür" diye konuştu. Panele katılan eski Hava Kuvvetleri Komutanı Emekli General Ahmet Çö- rekçi, emekli Büyükelçi Gündüz Ak- tan, Türk-Rus Iş Konseyi Başkanı Ya- vuzKıbç da iki taraf arasmdaki ilişkile- rin Türkiye'den bakıldığmda nasıl gö- ründüğünü anlattılar. Ihale arahkta sonuçlaıuyor Eski Kara Kuvvetleri Komutanı Emekli General Ahmet Çörekçi'nin verdiği bilgiye göre, Rusya, Türkıye'nin açtığı ihaleye KC-50 tipi helikopterler- le katılıyor. Çörekçi, ihalenin bu yılın aralık ayında sonuçlanacagını belirtti. Bilgi Oniversitesi'ndeki panele katı- lan konuşmacılardan eski Rusya Genel- kurmay Başkanı ve Savunma Bakan Yardımcısı Emekli General VTadimir Lobov ise NATO'nun Türkiye'nin Rus- ya'dan askeri teknoloji satın almasına engel oldugunu ileri sürdü. Aynı zaman- da Varşova Paktı'nın fesh edilmeden ön- ceki son genelkurmay başkanı olan Lo- bov. NATO ya da savaş dönemi ideolo- jilerinin temel ahndığını belirterek "Ar- ük SSCB de yok Varşova Paktı da. Rus- ya artık farklı" diye konuştu. NA- TO'nun ekonomik gelişmeyi frenlediği- ni ıleri süren Lobov, u Bu Mok kendisini degistirmdiyadasahnedençıkıpgitme- ITdedi. Lobov, ülkesinin Kıbns Rum Kesi- mi'ne S-300 fuzelerini satmasını ise "bir iş" olarak değerlendirdi. Panele, Alekseev ve Lobod'un yanı sıra Rusya Kültür Bakanhğı Avnıpa ve Amerika Ülkeleri Araştırma Merkezi Başkanı A. S. Parastayev, Rus-Türk Araştırmalar Merkezi Başkanı Aslarabek Mozloyev ve Türkiye Tarihi Uzmanı Prof. Dr. Ni- kolai Kireev katıldı. Kattlımcılar. bir dö- nemin bittiğini belirterek 'Rusya'ya ön yargılı bakılmaması' gerektiğini vur- guladılar. -gŞ**-1 Türkiye, Irak ve Suriye'nin terör örgütüyle bağlantılarmm devam ettiğini bildirdi PKKVe desteksürüyorSERKAN DEMİRTAŞ / ALPER BALL1 ANKARA - Türkiye; Irak ve Suriye'nin PKK'ye desteklerinin sürdüğünü belirterek komşulannı teröre karşı işbirliğinde "daha samimi davranmava'" çağırdı. Şam yönetimi- nin "Ankara'nın zortadığı ölçüde samimi ol- dugunu'' belirten Dışişleri Bakanhğı, çok sa- yıda teröristin Bağdat yönetiminin deneti- mindeki bölgeye sığındığının saptandığını. ancak Irak'ın Türkiye ile işbirliğine sıcak bakmadığını bildirdi. Adana uzlaşmasınaka- tılmak istemeyen Lübnan'a da, iki ülke ara- sında güvenlik işbirliği yapılmasına yönelik taslak merin sunuldu. Cumhuriyet'in, Dışişleri Bakanlığı'ndan aldığı bilgilere göre PKK'nin Türkiye'nin komşulanndaki yeni konumu ve Ankara'nın gelişmelere vaklaşımı ana hatlanyla şöyle: Irak'ın terör desteği onaylana- I1UZ: Sunye'den çıkanlan bazı terörist un- surlann bir bölümü gemilerle Güney Kıbns Rum yönetimıne taşındı. Örgütün. eskiden zayıf ilişki içinde olduğu Irak'ta da üslendı- ği yolunda kesın bilgiler var. Bu bilgi Anka- ra'yı ziyareti sırasında Irak Başbakan 1. Yar- dımcısı Tank Aziz'e aynntılı olarak verildı. Azız, önce 'Öyle bir şey yok' dedi, ancak bi- zım dosyamızdaki kesin aynntılı bilgiler üze- rine araştıracağını söyledi. Artık olduğu bir gerçek, onaylayamayacağımız da ayn bir gerçek. PKK'nin yurtiçindeki faaliyetlerine karşı verilen mücadele. dış desteklerine kar- şı da aynı şekilde verilecek. Özellikle kom- şulanmızın örgütün unsurlanna vereceği des- teğe göz yummayacağımızı her platformda dıîe getırdik ve getirmeye devam edıyoruz. Surlyedeki PKK varlıty sona er- medl:Şam>önetımınınörgüte\erdıği des- tek çok köklü. Kazımak, ortadan kaldıımak çok kolay değil. Adana mutabakatı çerçeve- sınde Sunye'yle iki temel mekanizma oluş- turuldu. Birincısi, 2. Ordu Komutanı Orge- neral Aytaç Yalman ile Suriyelı komutan Bedr Hasan arasında oluşturulan doğrudan telefon hattı. Bu hemen hemen her gün kul- lanılıyor. Diğeri de Türkiye'nin Şam'a gön- derdiği iki görevli. Bu mekanizmalar işliyor. $am, zorladıftınız ölçüde saml- ml: Suriye'nin örgüte yönelik desteğinı bir anda kesebilmek kolay değıl. Desteğin nite- lıği konusunda uyarıyorsunuz, "Öyk bir şey yok" diyorlar. Aynntılı bilgi veriyorsunuz, yanıt: "Gittik baknk, böyle bir şey yok, ama bundan sonra ounayacak." Ifadeler çelışki içeriyor, ama sonra ger- çekten sözünü ettığinız yerde benzer bir şey ohnuyor. Biz bunlan kaynaklanmızdan teyit ediyoruz. PKK varlığının sona erdıği nokta- ya gelmış değiliz. Zorladığımız ölçüde sami- miyet görülüyor. Ama bu büyük bir gayret gerektiriyor. Likbnan mutabakata soğuk: Bü- yükelçi Aydan Karahan, Cumhurbaşkanı Sû- leyman Demirel'ın özel temsilcisi sıfatıyla Lübnan'a gıderek cumhurbaşkanına ve baş- bakana ayn ayn mesaj götürdü. Bu ülke bir iç savaş geçırdi. Merkezi otorite ortadan kalktı, ortaya çıkan boşluğu Suriye doldur- du. Topraklannın bir bölümü tsrail'in, bir bö- lümü de Suriye'nin işgalinde. Karahan'ın te- maslan sırasında Lübnan'a, Adana mutaba- katında vanlan uzlaşma konusunda bilgi ve- rildı. Lübnan yönetımi bu gelişmeleri sıcak karşıladı, ancak Adana mutabakatınuı 3. aya- ğı olmak istemediklerini dile getirdiler. Her alanda işbirliği yapmaya ve her türlü talebı- mızi de memnuniyetle karşılamaya hazır ol- duklannı beyan ettiler. Onlara güvenlik ve iş- birliği konusunda bir taslak sunduk. lncele- yeceklerini belirttiler. Bu konuda tamamen kendi iradeleriyle sonuç alacak durumda de- ğiller. Serbest iradeden söz etmek mümkün değil. Türkiye'ye sıcak bakıyorlar. Bölgenin süper gücü olarak görüyorlar. Ekonomik alanda işbirliği söz konusu olabilir. Kafkaslar Dışişleri yetkililerinin Kafkaslar'daki son gelişmelerle ilgili değerlendirmeleri de şöyle: Ermenistan silahlanıyor: çok has- sas bir bölge. Istikrar çok önemli. Çünkü bu yol Türkiye'nin Orta Asya'ya geçiş yolu, ay- nı zamandaOrta Asya ülkelerinın Rusya'nın kontrolü olmadan Batı'ya çıkmalan için tek yol. Ama maalesef burada büyük sorunlar var. Abhazya sorunu, Yukan Karabağ soru- nu gıbi. Bu sorunlann çözülmesı konusunda bir gelişme yok. Özellikle Karabağ sorunu, istıkran ve bölgedeki geniş ekonomik prog- ramlan olumsuz etkiliyor. Buna artı olarak Ermenistan'ın yoğun silahlanma gayretleri var. Ermenistan son bir yılda 1 milyar dolar- lık silah alımı yaptı. Bu ülkede Rusya'nın üslen bulunuyor. Mig 29 ve S-300 rûze sis- temleri son dönemde almdı. Yeni silahlanma- nın bölgedeki istıkran zedeleyeceğine inanı- yoruz. Biz de Azerbaycan'a destek olmaya çalışıyoruz. Azerbaycan'a ÜS yok: Azerbaycan'a üs, Cumhurbaşkanı Haydar AByev'in danış- manmın oluştuıduğu bir fikir. Bu fıkri ABD ile de değerlendirdik, bu aşamada sadece bir fıkir olarak kaldı. Kökten reddetmedik, tar- tışök. Azeriler de Rusya ve Ermenistan teh- didine karşı bir güvence istiyorlar. Türki- ye'nin Ermeni smınna üs kurması gibi birdu- rum yok. Ancak oralarda zaten yeterli aske- ri birliklerimiz var. Türkiye-Gürcistan ilişki- leri zaten çok iyi bir aşamada. Askeri eğitim işbirliği anlaşması da bu kapsamdadır. Tür- kıye'nin birçok ülkeyle Azerbaycan'la da benzer bir anlaşması var. Bunu gruplaşma diye değerlendirmek doğru olmaz. Diyarbakır. Terörün en çok etldlediği illerin başında geüyor. Son beş yıl içinde 300 bin olan nüfus 1 miryon 300 bine çıknuş. Köylerinden ve çevre Ulerden geien yüzbinlerce kişi işsizlikve yoksulluğun pençesinde kıvranıyor. Terörün etkisizleştirilmesinde geiinennokta hükümetin 1 ; ; \ ekonomik ' ! paketierryk desteklenirse bu görüntüier geçmişte kalacak. Sınır ticareti ve etküeriSADULLAH USUMİ Sınır ticaretı kaldınlırsa Doğu ve Güneydoğu ekonomisı darbe yiyor, izin verilirse yasalara uyulmadığı için Türk tanmı batıyor. Yasal ölçüler içinde kalmak kaydıy- la sınır ticaretine karşı olan yok. Doğu ve Güneydoğu illerimizde yaşayan yurttaşlanmızın geçimine katkıda bu- lunacağı için destekleyenler bile var... Yasalanmız, sınır ticaretinin nasıl yapılacağını çok açık biçimde tarif et- miş. Ömeğin, sınır illerimiz ile lran, I- rak, Suriye, Gürcistan, Bulgaristan ve Yunanıstan arasında alışvenş serbest olacak. Ancak sınır ticaretine de sınır geti- rilmiş... Bu yolla ülkemize sokulan ürünlerin alım satımı sadece o ilin sı- nırlan içinde yapılabilecek... Başka ıl- lere ve ilçelere gönderilemeyecek ve satılamayacak... Hükümetler ya göz yumduğu ya da yerel yöneticiler yasalan uygulamak- tan kaçındığı için sınırlanmız yol ge- çen hanına döndü... Üstelik, hallerde ve pazar yerlerinde yeterince denetim ya- pılamadığı için piyasalanmız nereden getirildiği belli olmayan yabancı ürün- lerle doldu... Üstelik çoğu da kalitesiz ve sağhksız... Bu kargaşaya Tanm Bakanı Mab- mut Erdir bile dayanamadı ve tran'dan her gün iki ile üç bin civannda hayva- nın smırlanmızdan kaçak olarak yur- dumuza sokulduğunu açıklamak zo- runda kaldı... Bu yolla giren hayvanla- nn yansından fazlasının da sağhksız olduğu ileri sürülüyor... Önceki yıl pazarlanmız kaçak veya sınır ticareti yolu ile girdiği iddia edi- len şekerlerle doldu taşti. ŞekeT şirke- Antalya. Eskişehir. Konya ve hatta Edirne pazarlannda satışa çıkanldı. Üstelik, Iran'dan çok ucuza alınan kar- puzlar, Türk halkına en azından beş ve- ya altı kat fazla fiyatlarla satıldı... Böy- lece, tüketicilerimız soyuldu... Buna karşılık, halkımız doyuma u- laştığı için mayıs ayında piyasaya çıkan yerli karpuzlar çaresizlik içinde kısTa- nan çiftçimizin elinden 15 bin, hatta 10 bin liraya aldı. Aynı karpuzlar, büyük ğer kaçakçıhk önleneraezse, sınır ticaretine açtklık ve ciddi bir denetim getirilemezse bu kargaşa devam edip gidecek... Çiftçilerimizin hakta olan trilyoniarca lira, yabancı ülkelere ve kaçakçılann kasalanna akacak ve sonuçta Türk tanmı ve çiftçisi de yok olacak... ti ile PANKOBİRLİK şeker satamaz hale geldi. Bu yüzden devlet, pancar üreticilerimize hâlâ 250 trilyon liraya yakın borcunu ödeyemedi. Ureticileri- miz parasızhktan kıvranıyor... Geçen yıl mart ayından itibaren lran'dan trilyoniarca liralık kaçak kar- puz yurdumuza sokuldu. Iran'a sınır olan illerimizin dışına çıkanlması ke- sinlikle yasak olan karpuzlar, iki ay sü- re ile Ankara, Izmir, Istanbul, Adana, kentlerde 100 bin ile 150 bin lira ara- stnda satıldı. Kavun ve karpuzdan geçimini sağ- layan 20 milyona yakın çiftçimiz bu yüzden milyonlarca, milyarlarca lira zarar etti. Sonuçta karpuzlann bir kıs- mı tarlada, bir kısmı da toptancı pazar- lannda çürüdü... Çiftçilerimiz bu yıl da aynı tehlike- lerle karşı karşıya. Zira, bir hafta önce Brezilya'dan getirilen karpuzlar Istan- bul'da satışa çıkanldı... Kilosu iki mil- yon hradan kapış kapış gidiyor... Mart ayı sonuna doğru da lran kar- puzlan gelmeye başlayacak... Son de- rece kalitesiz ve tatsız olduğu bilındi- ği halde bu karpuzlar da bol müşteri bulacak... Böylece yerli karpuz üreticilerimi- zin hakkı olan trilyoniarca lira, iraıüı üreticilerin ve kaçakçılann cebine gi- recek... Türk çiftçisi gene batacak ve if- laslarbirbirinı kovalayacak...' Aynca 10 gün kadar önce, güney il- lerimizde şımdilik hangi yolla girdiği belli olmayan tran patlıcanlan da satıl- maya başlandı. Ucuz olduğu için toptancılanmız tranpathcanlannı tercih ediyor... Ama, bu ucuzluk iç pazarlanmıza yansımı- yor... Paralan Iranlı üreticilerle, kaçak- çılar ve toptancılar kazanıyor. Buna karşılık, yerli üreticilerimiz de bin bir emek ve masrafla yetiştirdikle- ri pathcanlannı sarmakta zorlanıyor... Eğer kaçakçıhk önlenemezse, sınır ticaretine açıkhk ve ciddi bir denetim getirilemezse bu kargaşa devam edip gidecek... Çiftçilerimizin hakkı olan trilyoniar- ca lira, yabancı ülkelere ve kaçakçıla- nn kasalanna akacak ve sonuçta Türk tanmı ve çiftçisi de yok olacak... ŞIFI^NOKTASI I ORAL ÇALIŞLAR Seçimler yaklaşıyor, arenada Türkiye'yi yö- netecek adaylar birer birer boy gösteriyor. Görüntülere, yaşlı ve yorgun erkek çehreleri yansıyor. Parti aday listelerinde seçılme şan- sı olan bütün yerleri onlar doldurmuşlar. Gençlere ve kadınlara onlardan yer kalma- mış. içinde bulunduğumuz siyasi ortama çok uygun bir tablo. Görünen o ki, erkekler ve yaşlılar, 2000 yılının Türkiyesi'ni de yönet- mek için yeniden Meclis'i dolduracaklar. KADER (Kadın Adaylan Destekleme Der- neği), listeler yapılırken büyük bir çaba gös- terdi ve kadınlann siyasi yaşamımıza daha et- kin bir şekilde katılmasının gerekliliğini anlat- maya çalıştı. Bu çabanın boşa gittiği inancın- dadeğilim. En azından, seçilecek yerlerdeki sayıları artmasa bile bu seçimlerde çok sa- yıda kadın, siyasi yaşama katılmak içfn mü- cadele etti. Listelerde eskisinden daha çok kadın aday yer aldı. Kendisini ilerici ve solcu sayan bazı erkek- ler, "Kadınlar siyasete girsin" çağnsının boş bir çağn oldugunu düşünüyoriar. Bu hedefin gerçekleşmesi halinde bile bir şeyin değiş- meyeceğini söylüyoriar. Diyoriar ki, Tansu Çilİer de kadın, onun gibi kadınlar Meclis'i doldursa ne değişir?" Böyle söyteyen erkek- Yaşlı, Yorgun ve Erkekler, öncelikle düşünmeliler ki, bugüne kadar Türkiye'yi hep erkekler yönettiler. Erkeklerin yönettiği bu ülkede kan ve gözyaşı bir türlü dınmedi. Toplumsal adaietsizlik aşın ölçüde yaygınlaştı. Demokrasi, banş gibi sözcükler erkeklerin yönettiği dünyada boş bir laf olarak kaldı. Kadınlar hiç yönetmediler ki, erkekler, "On- lar yönetse ne değişecek?" deme hakkına sahip olsunlar. / Kaldı ki Tansu Çiller, erkek egemen bir si- yaset arenasında, erkeklerin yöntemiyle si- yaset yapıyor. Çiller'in tarz-ı siyaseti tam an- lamıyla erkek. Zaman zaman da, erkeklerin istediği "ağlayan kadın" rolünde sahneye çı- kryor. Kadınlann ağıriığının artması, yönetmetar- zını değiştirecek önemli bir birikimi içinde ta- şıyor. Çünkü kadınlar, "egementik" kavramı ve "yönetme" anlayışını farklı kavrayıp fark- lı uyguluyoriar. Siyaseti bir yönetme sanatı rjl- maktan çıkanp bir paylaşma ve demokratik- leşme olarak yaşama geçiriyorlar. Çokça ör- neğini verdiğim Isveç'te bunu pratik yaşam içinde gözleme olanağı bulmuştum. Isveç'te hükümetin yansı kadınlardan oluşuyor; par- lamentonun ise yüzde 40'tan fazlası kadın. Isveç hâlâ erkek egemen bir ülke, ancak kadınlann ağıriığı artmış durumda. Kadınla- nn ağırlığı arttıkça, siyasete banş ve olgun- luk egemen olmaya başlıyor. Isveç, günü- müzün en uygar ülkelerinden biri. Yönetim anlayışı, kadınlar sayesinde giderek sivilleşi- yor.Yine, çok verdiğim bir örneği burada tek- rar anlatmak istiyorum. Üç yıl önce Isveç'e gittiğimde "Eşitlikten Sorumlu Kadın Bakan " Marita Utvskog'dan randevu almıştım. Bakanlık binasına gittik ve aşağıda adımızı yazdırarak beklemeye baş- ladık. Bir süre sonra bir bayan geldi, bizi alıp asansöre bindirdi ve Bakan'ın odasından içe- riye buyur etti. Aynı kadın, foto muhabiri arkadaşımla ba- na bir şey içip içmeyeceğimizi sordu. Kah- veleri hazır ettikten sonra da gelip karşımıza oturdu: "Buyrun ben Bakan Marita Ulvskog" dedi. Şaşırmıştık. Alışık olmadığımız bir du- rumla karşılaşmıştık. Ne kapıcıya rastladık, ne özel kalem müdürü odasından geçtik. Bakan, konuğunu aşağıya inip kendisi karşı- lamış ve kahveyi de kendisi hazırtamıştı. Iş- te, siyasete kadın katkısının önemli ölçülerin- den birisi buydu. Siyaset kadınlaria sivilleşi- yordu. Isveç'te başka benzer örnekler de ya- şadım. ••• Yann, Dünya Emekçi Kadınlar Günü. Ka- dınlar hâlâ siyasi yaşamımızda geri planda. Yani demokrasi geri planda, eşitlik geri plan- da. Bu kez listeler yapılırken kadınlar daha atak davrandılar. İyi bir başlangıç yaptılar. Önümüzdeki dönemde, bu çabalann daha da artacağına inanıyorum. Tün\iye'nin demokratik, banşçı bir ülke ol- masının en önemli yollanndan biri kadınlann ağıriığının artması. Türkiye'nin yaşlı, erkek yöneticilerden kurtulması, yorgunluktan kur- tulması, kadınlann vegençlerin önünün açıl- masına bağlı. Erkekleri ve iç kavgadan yorulmuş bu ül- keyi canlandıracak dinamizm kadınlar tara- fında. Gelecek 8 Mart'larda kadınlann zen- ginlik, banş, yumuşaklık ve sivilleşme kata- cakları Türkiye özlemimi dile getiriyor, Ka- dınlar Günü'nü kutluyorum. Cüvenlik önlemleri arttırıldı İmralı'da iç denetim Adalet'e devredüdi • Adanın kara bağlantısıyla güvenliğini askeri birlikler, adadaki cezaevi güvenliğini jandarma, iç güvenliği ise Adalet Bakanhğı sağhyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AbduDah Öca- lan'ın tutuklu bulunduğu İm- ralı Adası'nda cezaevi iç gü- venliği Adalet Bakanlığı'na devredildi. Öcalan davasın- da tüm aşamalan olağan mevzuata göre işletmeyi ta- sarlayan hükümet, soruştur- manın ilk bölümünde tama- men askerlenn denetimınde tutulan tmralı'dakı koruma düzeninı diğer cezaevlerin- dekiyle aynı konuma getirdi. Alınan bilgiye göre, Apo'nun banndınldığı bö- .ltejletdeki güVenlîk görev- liferi Adalet Bakanhğı'nın kolluk hizmetinde çaltşıyor. Adanın kara bağlanhsındakı güvenlik polis ve askeri ekıp- lerce sağlanırken, İmralı Ce- zaevi'nin dış güvenlik hiz- meti diğer cezaevlerinde ol- duğu gibi jandarma tarafın- dan yürütülü)t>r. Duruşma salonuna basın ve diğer ziyaretçilerin alınıp alınmayacağı ise mahkeme başkanınm karanna göre be- lirlenecek. Davayı izleyecek- lerle ilgili düzenlemeyi Ge- nelkurmay Başkanlığı değil Adalet Bakanhğı yapacak. Duruşmaya basın çalışanla- nntn girebileceği kararabağ- lanırsa Mudanya'ya basın merkezi kurulacak. Dışişleri ve Adalet Bakan- hğı yetkililen, duruşmaya "gözİemci aknmaması w adfl yargılama" konusunda şu değerlendırmeyı yaptılar: "Bu yargılama ile ilgili her şey hâkim karanna bağhdn'. Dunışmalar hâkimin karar- lan doğrultusunda gerçekle- şecektir. Mahkeme salonuna gözlemci olarak degil, ancak seyirci olarak girUebilir. Bu seyirciler deAhmet, Mehmet gibi kişiler olur, yani omuzla- rmda herhangi bir kurulu- şun unvanuu taşıyarak du- ruşmasakmundaoturamaz." Yetkılıler, yargı sürecınm uluslararası sözleşmelere uy- gunluğu konusunda da şu gö_rüşleri dile getirdiler: "Ocalan'ın vargdanması ile Ugjien«oemli husus yargıla- manın kendisinin başlamış otmasıdır. Bu sürece müda- hale doğru olmaz. Adalete yarduna olmak bütün dev- let kurumlannın görevidir. Avnıpa Konseyi îşkenceyi Önleme Komitesi'nin ziyare- ti oldu. Temaslan son derece gizli oldu. Basına sadece programlannuı iceriğini be- lirten programlannı açıkla- dılar. Bugezikrinin ardından gizli bir rapor hazırlayacak- lar. Bu rapor A>rupa Konse- yi'ne sunulacak- Blrim deya- nıt hakkımız sakh tunılacak bu rapora. A\rupalı insan haklan kuruluşlannın >anp- lama île ilgîli sorulan ohıyor. Daha çok mahkeme ne ka- dar sürecek, kimler duruş- mayiizkyebüecek gibiteknik sorular. Şu anda Ocalan'm ifadeleri var ancak bunlann, teröre destek sağlayan dış ül- keiere karşı kuüanilmaküze- re hukuki bir değeri yok.'' Berlin lcisleri Bakanı VVerthebach 'Genç PKK'lUer sınır dışı edilmelV BONN / MOSKOVA (Cumhuriyet)- Almanya'da Berlin lçişleri Bakanı Ec- kart VVerthebach (CDU). faalıyetleri yasaklanan terör örgütünün genç yaştaki mensuplannın daha seri bir şekilde sınır dışı edilmesini istedi. PKK. yandaşlanrun dün Moskova'da düzenle- dikleri gösteri yürüyüşü ve mitinge, aşın milliyetçi li- der VTadimir Jirinovski de katılarak Türkiye aleyhinde konuşmalar yaptı. Ocalan'ın yakalanmasın- dan sonra Almanya'da şid- det olaylanna girişen örgüt mensuplannın çoğunun gençler olduğuna işaret eden VVerthebach yaptığt açıklamada, "Talebim genç yaşta olanlar için geeerh olan sınır dışı konunası uy- gulamasının asgari dii/eye indirilmcsidir. Böyleükle bu insanlann hukuki statüleri- ni sağlamlaşörma imkânı kahnayacaknr" dedi. Mevcut yasalara göre an- cak 3 yıl hapis cezasına çarptınlan bir yabancının sınır dışı edilebileceğıni anımsatan VVerthebach, bu ceza yasasının kapsamının genişletilmesini ve buna, yasaklanan gösterilere işti- rak edenlerin, hüküm giy- meden de 'dahil' edilmesi- ni talep etti. Bu arada. başkent Ber- lin'de Israil Başkonsoloslu- ğu'nu işgal etmek isterken Israil güvenlik görevlileri tarafından açılan ateş sonu- cu ağır yaralanan ve geçen cumartesi günü kaldınldığı hastanede ölen 26 yaşında- ki PKK yandaşının cenaze- si, dün Berlin Tegel Hava- alanı'ndan Türkiye'ye gönr derildi. Alman Demokratik Sos- yalizm Partisi (PDS) eyalet milletvekili Gıyasettin Sa- yan'ın verdiği bilgiye göre, cenaze Siverek'te toprağa verilecek. 17 Şubat tanhinde mey- dana gelen olayda Israil gü- venlik görevlilerinin açtığı ateş sonucu olay yerinde ölen 3 PKK militanının ce- nazesi geçen hafta cuma gü- nü Türkiye'ye gönderilmiş- ti. Moskova'da terör örgütü yandaşlannın, haftalardır hazırhklan süren ve tüm Rusya çapında ve diğer BDT ülkelerinde yaşayan bütün Kürt kökenlilerin da- vet edildiği yürüyüş ve gös- terisi sönük geçti. Gösteriye katılanlann sayısı 300-400 civannda oldu. Gösteriye katılan aşın milliyetçi lider Jirinovski ise konuşmasında, terör ör- gütü PKK'ye her türlü des- teği vermeye devam edece- ğini sık sık yineledi, Jiri- novski, Türkiye'yi bölme amacı taşıdığını ıfade eden sözler kullandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle