20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 MART 1999 PA2AR HABERLER DUNYADA BUGUN ALt StRMEN MlltlUİUk ; . 4 R Sevgili, "Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abi- din" diye soruyordu, Nâzım Hikmet dostuna. Abidin mutluluğun resmini yapabildi mi, yapı- labilir mi gerçekten mutluluğun resmi? Bilmiyo- rum. Resmini bırak Sevgili, tanımı yapılabilir mi mut- luluğun? Herkesın kendine göre bır mutluluk tanımı var belki. Belki dekişioğlunun, mutluluk tanımınıken- disi oluştuımuyor da onu koşullandıran çevre, ai- te, dostlar bıçımlendıriyorlar. Hollyvvood yapımlarıyla şartlandırılmış bizim gençliğin, Made in USA bir yabancı belki de bi- zim için olanaksız bir mutluluk imajı peşine düşü- rüldüğünü düşünmüşümdür hep. Kısacası, Sevgili, bana mutluluğun tanımını sor- ma, yapamam. Belki de sana kımi masum, mutluluk öyküleri anlatabilirim. 1973 yılı 29 Ekim tatilinde Abant'tay- dık. Oğlum Devrim daha yedı yaştnda, orada gör- düğü bir eşeğe binmek istedi. Amacına nail olun- ca da kırmızı yanaklanyla gülerek sormuştu: - Baba mutlu musun? Ben çok mutluyum. Bu soruya cıddi olarak ne yanıt verebilirsin ki? Öyle görünüyor ki, mutluluk sandığımızdan da- ha karmaşık bir konu. Geçenlerde Focus dergisi- nin uzun araştırmalardan sonra ortaya çtkardığı uluslararası mutluluk sıralaması cetveline baktım. Türkiye ılk ona gırrruş, Almanya, Belçıka, Italya, Fransa, çok daha aşağılardalar, Türkiye'yi Isviçre ile Ingiltere izlıyorlar. Ulkemiz dokuzuncu sıraya, hemen ABD' nin arkasına yerleşmiş. Ilk üç sıra ise yoksullardan oluşuyor: Venezuela, Nijerya, Izlan- da. Doğrusu Venezuela'yı ancak kâğrt üstünden ta- nıyorum. Onun ıçın oranın ınsanlannın yandan ço- ğunu mutlu kılan etkenin ne olduğunu bilmeme olanak yok. Listede adına rastlamadığım Fransa'yı ıse bir- çok bölgesi, kalbı Paris ile oldukça yakından ta- nıyorum. Son yıllardaki sık gıdişlerimde, Fransız- lann pek mutlu olmadıklarını her hallennden gö- rüyor, işsızlik, güvensızlik, ağıryaşam koşullannın bunayol açtığını anlıyordum. 1960'lann Fransası bugünkünden daha yoksuldu, ama sanki daha mutlu gibi görünüyordu bana. Ya da ben genç ol- duğum için dünyaya daha pembe gözlüklerle ba- kıyordum. Ancak bugünkü güçlükler ne olursa olsun, Fran- sa'nın yaşam düzeyi, hem Venezuela'dan, hem Nijerya'dan, hem Izlanda'dan daha yüksek. Bu durumda neden şu üç ülkenın ınsanlarının Fran- sızlardan daha mutlu olduklarını anlamak pek mümkün olmuyor. Aynı şey Türkiye için de geçerii. Her 100 Türk'ten 39'unun çok mutlu, 46'sının oldukça mutlu olmasına karşın sadece yüzde 15'nin pek mutlu olmamasını ya da düpedüz mutsuz olma- sını nasıl açıklayabiliriz? Metropötterinde, insanlann yüzde 39'unun doğ- ru dürüst evlerde bile oturmadığı, işsizliğin doruk- ta olduğu, bölgesel dengesızliklerin, gelir dağılı- mındaki bozukluğun uçurumlaroluşturduğu birül- kede yalnızca yüzde 15 mutsuzluğun bir sırn ol- malı. Ama nedir dersen, bilmıyorum. Peki insanlanmızın çoğu mutlu ya da oldukça mutluysa, neden dokunulduklan anda patlamaya hazır durumdalar? Neden bu denli saldırgan, öf- keli ve silahlt insanlanmız? Benim gördüklerimle anketin sonuçları arasın- da bir çelişki var. Mutlulukla ilgıli en sevdiğim tümcelerden biri Fransızların."A/fufsuz bir Sokrat, mutlu bir şap- şa/dan ev/adır" derler. Doğru gibi görünüyor, hiç değilse mutsuz Sokrat mutsuzluğunun nedenini bilir, ama mutlu şapşal, neden mutlu olduğunu bil- mez. Acaba öyle mı, yaşamın amacı bilgi mi, mutlu- luk mu? Hem bildiğim tek şey bir şey bilmediğimdir di- yen Sokrat değil miydi? Öyle ıse mutsuzluğunun nedenini de bilmiyor olamaz mı? Türk Tabipler Birliği Dr. Cumhur* yt' Akpmar'a meslektaş desteği sürüyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Tabıplen Birliği Merkez Konseyi, Dr. Cumhur Akpmar'ın tahhye olmasından büyük sevınç duyduklannı açıkladı. Akpmar'ın tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasının ardmdan basın açıklaması yapan Konsey, duruşmalara katılarak davayı sahiplenen tüm doktorlar ve kuruluş temsilcilerine teşekkür etti. Davanın beraatla sonuçlanması ve Akpınar'ın görevine dönmesının sağlanması yönünde çalışmaya devam edıleceği belırtilen açıklamada, "Bu olay nedeniyle hekinüik etik değeıierinin korunması bu değerierden rahatsız olanlann etkisizleştirmesi yönünde haklı çabamızı bundan sonra çok daha etkin olarak sürdürme karartığındayız" denildı. Çağdas. Hukukçular Derneği de (ÇHD) de bır açıklama yaparak Cumhur Akpmar'ın da avukat Zeki Rûzgâr gibi demokrasi ve ınsan haklan mücadelesı veren kımliği nedeniyle saldınya uğradığını vurguladı. ÇHD açıklamasında, insan haklan mücadelesi veren. meslek etiği ile hareket eden avukat Zeki Rüzgâr ile Dr. Cumhur Akpınar'ın yargılandıklan DGM'lerin"12Martve l2E\1üPdesıkıyönerJm mahkemeleri yerine kurulan, savunma hakkını yok sayan, bağunsız ve taraftız olmadığı AİHM kararlany la tescil edilen, yargı biıüği ve doğal yargıç ilkesine aykın olan; adli yargmın yargıç ve savcılanna güvenmeyen, adil yargılanma hakkını ortadan kakhran, keyfı gözaln ve işkence iddialı emniyet ifadeleri üzerine karariar oluşturaa, siyasallaşmış ve olağanüstü mahkemeter olduklan" savunuldu. CHP lideri Deniz Baykal, partisinin seçimlerde barajı geçemeyeceği yönündeki savları yanıtladı 6 Bize medyadan hayırANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, par- tisinin 18Nisan 1999 seçimlerinde bara- jı geçemeyeceği yönündeki iddialan ya- nıtlarken "Bımlarrûyagöruyorlar,hatim indiriyortar. Kendi kendikrine gelin-gü- vey ohıyoriar" dedı. Baykal, partisinin adaylannın tanıtımı nedeniyle Büyük Ankara Oteli'nde dü- zenlenen toplantıda "Başbakan BaykaT sloganıyla karşılandı. Baykal, seçim kampanyasını daha sonra partililerle Anıtkabir'e yürüyüş düzenleyerek baş- lattı. Baykal, adaylan tanıtım toplantısında, son seçimlerden bugüne kadar geçen 3.5 yıl içinde Türkıye'nm çok inişli-çıkışlı, karmaşık bir dönem yaşadığmı, büyük sorunlarla karşılaştığını anlatarak laik- demokratik cumhuriyet ile ilgili bunalı- mın halen kalıcı biçimde çözülemediğı- ni kaydetti. Baykal, bu sorunu aşacak et- kin, kalıcı önlemler alınmasını isterken, "Siyasi partilerin çoğu enfektedirier. Din istismarcüanrun etkisi, ağuiığı bu siyasi partilerinin çoğunu yönkndirir hak gd- nü5tir"dedi. Laik demokratikcumhuriyet konusun- dabir gevşeme içine girmenin çok yanıl- tıct olduğuna işaret eden CHP lideri, Tür- kiye'nin bu konuda sürekli bir dikkat du- rumunda bulunmasının zorunlu olduğu- nu kaydetti. Demokrasiyi, cumhuriyeti tüketmenin bir firsatı saymak kadar yan- lış bir anlayış olamayacağını anlatan Baykal, şunlan söyledi: "Cumhuriyet üıanç özgürlüğü ve de- mokrasi kavramlanndan birinden hare- ketedereksiyasi amaçla bir mücadete aç- ma eğflimini gördüğümüz zanuuı önüne aolacağız. Bunlan sahiplenmemiz gere- kir. Türkiye 1997 yüında neredeyse bir iç savaşuı eşiğine geldi. Böylesine kamplaş- mtş, birbirine karşı kutuplaşnuş bir siya- CHP Genel Başkanı uuıız Hay kal, seçünlere kablacak parti adaylannın tanıtımı nedeniyle Büyük Ankara Oteli'nde dü- zenlenen toplanüya geüşinde alkışlar ve "*Başbakan Baykal" sloganıyla karşdandı. (Fotoğraf: AA) siortatnı getiren hangipoiitikalardı? Şim- di bunlan aştık deme imkânı var mı? Bir uyuyan tehiike Türkiye'de daima var ol- du, gelecekte de var olacaktır. O uyuyan tehlikenin karşısmda bir uyanık bilincin sürekli ayakta tutulması lazımdır. O uya- nık bilincin adı CHP'dir." Türkiye'de sıyasetın kırlendiğını. yol- suzluğun bir standart uygulama halıne geldığini anlatan Baykal, "Bunlarsöyle- niyor ama gereği yapılmıyorsa asıl o za- man sıkıntı var demtknr. Türkiye'de ge- reği yapdmıyor. Böyle bir konuyu, bir te- mel ülke sorunu saymamak mümkün mü? Bu konuyu Türkiye'nin taşıması. hazmetmesi mümkün ohunaz" dedı. Türkiye'de tehlıkelı düzeyde yolsuz- luk bulunduğu uyansını yapan Baykal. bunlann üzerine yürünmesı gerektiğini kaydetti. Kendilerine hükümeti düşür- melerinin nedenini sorduklannı anlatan Baykal'ın, "Refah hükümetini niye dü- şürdüysek, bu hükümeti de ondan dü- şürdük. Temiz si\aseti. dürüst toplumu. nukuku tehlikeye attılar, onun için'" söz- len üzenne alkışlar eşlığınde "Vur vur inlesin, Mesut \'ılmaz dinleshT sloganı atıldı. Deniz Baykal, toplantıda, eğıtım, sağ- lık ve sosyal güvenliğe ilişkin projeleri- ni de anlattı. Basın kuruluşlannı eleştiren Baykal, tavnn, yansıtmak değıl seçimı yönlen- dirme çırpınışı haline gelmeye başladı- ğını savundu. "Bu kampanyada bize medyadan hayır yok" dıyen Baykal. bu- nu doğal karşıladığını, düzene karşı mü- cadele etmenin kolay olmadığmı söyle- di. Baykal, "Bize barajı gecemeyecek «B- yenler. barajı gecemeyecek oiursak sevi- necek iasanlar. Amaçlan 2 ay sonrasını bugünden tahmin etmek değU, yönlen- dirmek. Bunu desekr de barajı geçeceğiz, demeseler de geçeceğiz. CHP etiiye-sütlü- ye kanşmayan bir parti değil. Bu niteüği ile pek çok çevreyi tedirgin ermtktedir" dedı Salonda bulunan partililere "1995 se- çimlerine oranla CHP'nin oyunun azal- dığı bir bötge var t™" dıye soran Baykal. "hayır'" yanıtı almasının ardından sözle- nnı şöyle sürdürdü: "Siz görmüyorsunuz da İstanbuTda o nıedya-t(?wer>'lann içinde olan insanlar görüyorlar. Siz aldırmayin, işini/e bakın, etkilenmeyin.kulağınızı ükayın: köy lere, kasabalara, halka v urun kendinizi. Bun- lar rüya görüyorlar, hatim indiriyorlar. Kendi kendilerine gelin-güvey oluyorlar. CHP'siz demokrasi olmaz. Cumhuriyet, sosyal demokrasi, Türkiye olmaz." Anıtkabire yûrti>üş Toplantmın ardından Baykal. millet- vekılleri ile parti adaylan. arabalardan çalınan "10. Yıl Marşı" eşliğinde Anıt- kabir'e doğru yürüyüşe geçtiler. Baykal ve partılıler Anıtkabir'de Atatürk'ün mo- zolesıne çelenk bırakarak saygı duruşun- da bulundular. ' r l a n n o r p n m v p r l ^ e t o l f Esen>T»rt Betediye Başkanı Dr. Gürbüz Çapan, belediyeye burs için başvııran 100 üni- U c U l u g i c ı i c ı ^ ü i i c s i c ı v versiteöğrencisine.bankadahesapaçtırarakbankarnatikkartlannıdağıttı.EsenyTirt'ta oturan üniversite öğrendlerine, belediyenin olanaklan ölçüsünde katkıda bulunduklannı belirten Başkan Gürbüz Çapan "Cumhuriyeti ve demok- rasiyi korumaıun yolu aydınlanmadan geçer. Bu amaçla eğitimi her alanda desteklemek ve kollamak gerekir" dedi. (Fotoğraf: KADER TUGLA) Dışişleri Bakanı, Suriye'ye karşı uygulanan politikayla Öcalan'ın getirildiğini söyledi Cem: Türkiye dünya devleti • Türkiye'nin artık dışanda boyun eğmediğini belirten Dışişleri Bakanı Cem, "Bundan 18 ay önce el kapılannda, el pençe divan dolaşan, adeta mazlum, mahçup bir Türkiye görüntüsü vardı. Değişti bütün bunlar" dedi. KAYSERİ (Cumhuriyet) - Dışişlen Bakanı tsmaD Cem, Abdullah Öcalan ın yakalanıp Türkiye'ye getirilme sürecinin Sunye'ye karşı izlenen dış politikanın bir sonucu olduğunu söyledi. Türkiye'nin kendine yetmesini bilen bir dünya de% leti olduğunu belirten Cem. "Şimdi kendi tarihinden güç almasmı bilen bir Türkiye var" dedı. Partisinin Kayseri'nin tncesu ilçesındeki örgütünün açılış törenine katılan Ismail Cem, Suriye'de mekanizmalan kopan terör örgütünün, kendine Avrupa'da sığınacak bir kapı aradığını, ancak DTP Cenel Başkanı Hüsamettin Cindoruk Ecevit'i elestirdi Taket değil, kibrit kutusu'ŞANLIURFA (Cumhuriyet) - Başbakan Bülent EcevitHn geçen günlerde açıkladığı "Güneydoğu paketi"ni eleştiren DTP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, "Paket degiL kibrit kutusu. Başbakan Ecevit, Gûneydoğu haUoyia alay eOniştir" dedı. Partisinin adaylannı tanıtmak ve partiye katılımlar için Şanhurfa'ya gelen Cindoruk, DSt konferans salonunda DYP'den aynlarak partilerine katılanlara rozet taktı. Doğu ve Gûneydoğu için açıklanan paketle İstanbul'da ancak bir ev ve yah alınabileceğini vurgulayan Cindoruk şöyle konuştu: "Ecevit'in açtığı paket boş bir kibrit kutusudur. Bence Sayın Ecevit Gûneydoğu halkı ile alay etmîştir. Hiç paket acmasay dı daha îyrydL Seçimlerden sonra bunlan konuşabilirdi. Biz Doğu ve Güney doğu'nun karma ekonomi ile kalkındınlınası gerektiğini savunuyoruz. Devtet fabrika yapacak. sanay i örgüüeri kurduracak. sanay üeştirecek. Ama bugün özet sektörün insafi fle Doğu ve Gûneydoğu kalkmdınlmak isteniyor. Böyle kalkınma oimaz, 30 trilyon lirayı bölgede yaşayan aUelere dağıtmaya kalksamz bir aileye 100 bin üra düşer. Bunlar seçun zamam yapılmış gösteri niteliğindedir. Boş paketlerdir. Ben buna oba olsa 'Kibrit kutusu kadar paket' derün-" bunda istediği başanyı elde edemediğini söyledi. Öcalan'ın yakalanıp Türkiye'ye getirilme sürecinin Suriye'ye karşı izlenen dış politikanın bir sonucu olduğunu belirten Cem, şöyle devam etti: "Avrupa. kapılannı terör başına kapattı. Bunun ^,- üzerine ismini bile çoğumuzun bilmediği bir AMka ülkesjnde, ne yazık ki Yunanistan BüyükelçUiği'nde yakalanarak Türkiye'ye getirildi. Terörist başını tuttuğumuz gibi Türk adaleti önüne çıkardık. Terörte hepimiz birtikte mücadele verdik." Türkiye'nin artık dışanda boyun eğmeyen. gücünü herkese göstermiş bir dünya devleti olduğunu vurgulayan Cem, "Bundan 18 ay önce, el kapılannda, eİ pençe divan dolaşan. adeta mazlum, mahçup bir Türkiye görüntüsü varth. Değişti bütün bunlar. Şimdi kendi tarihinden güç almasını bilen bir Türkiye var" diye konuşru. Cetn'e plaket lsmail Cem, Incesu ılçesinde bır süre vatandaşlarla görüştükten sonra Kayseri kent merkezıne gelerek Kaysen Şehit ve Malullen Derneğı'nı ziyaret etti. Dernek Başkanı Murat Çetinkaya. Cem'e plaket vCŞehitlerAlbümü" verdi Çetinkaya, "Demeğinuzi ilk kez bir bakan ziyaret ediyor. Bundan büyük onur duyuyoruz. Şehit aileleri, terörist başını Türkiye'ye getirmekte gösterdiğiniz gay retlerden dolayı size minnettardır" dedi. Yüksek Secim Kurulu Bölgelere göre oy verme saati JtesinleştL > •,, • YSK'nih oy verme saatlerine ilişkin karan Resmi Gazete'de yayımlandı. Doğu Anadolu'da saat 06.00, batı Anadolu'da saat 07.00'den itibaren sandık başına gidilecek. Oy verme işlemi doğuda saat 15.00'te, batıda ise saat 16.00'da sona erecek. * ANKARA (AA) - Yüksek Seçım Kuru- lu'nun (YSK.), 18 Nısan 1999 Pazar günü yapıla- cak milletvekıli \e ma- halli idareler genel se- çimlerinde oy verme ış- leminin hangı saatler arasında olacağmı belir- leyen karan Resmi Ga- zete'de vayımlandı Buna göre, Doğu Ana- dolu'daki 32 ilde saat 06.00, Batı Anadolu'da- ki 48 ilde ise saat 07.00'den itibaren sandık başına gidilecek. Oy ver- me işlemi doğu Anado- lu'da saat 15.00'te, batı Anadolu'da saat 16.00'da sona erecek. Oylann 06.00-15.00 saatlen arasında kullanı- lacağı iller şunlar: Adıyaman, Ağn, Art- vin, Bıngöl. Bıtlis, Dı- yarbakır. Elazığ, Erzın- can, Erzurum. Gazian- tep, Gıresun, Gümıişha- ne, Hakkâri, Kars, Ma- latya. Kahramânmaraş, Mardın, Muş. Ordu. Ri- ze, Sıırt. Sıvas, Trabzon, Tunceh, Şanhurfa, Van, Bayburt, Batman, Şır- nak. Ardahan. Iğdır ve K.ılis. Oy verme ışlemının 07.00-16.00 saatlen ara- sında ger çekleştirileceği ıllerise şöyle. Adana, Aryon, Amas- ya, Ankara, Antalya, Ay- dın, Balıkesir, Bilecik, Bolu, Burdur, Bursa. Ça- nakkale, Çankın, Ço- rum, Denızli, Edırne, Es- kışehir, Hatay, lsparta, Içel. lstanbul, Izmir, Kastamonu, Kayseri, Kırklarelı, Kırşehir, Ko- caeli, Konya, Kütahya, Manisa, Muğla, Nevşe- hır, Niğde, Sakarya, Samsun, Sınop, Tekır- dağ, Tokat. Uşak, Yoz- gat. Zonguldak. Aksaray, Karaman, Kınkkale. Bartın. Yalova, Karabük, Osmaniye. FP'li Ali Müfit Curtuna 'Yerel seçimlerde rakibimiz CHP' lstanbul Haber Servisi - lstanbul Buyukşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna. "Apo olayly la DSP start aldı gi- bi görünüyor, ama yerel seçimlerde bizim rakibi- miz CHP'dir" dedı. Seçimlerde halkın sı- yasi kimliği ön planda olmayan. dürüst, işinin ehli, uzlaşmacı bır bele- diye başkanı istedıginin ortaya çıktığını savunan Gürtuna, ışe göre adam kimliğine uyması nede- niyle yanşta kendi sinı şanslı gördüğünü söyle- di. Emirgan Beyaz Köşk'te gazetecilerle sohbet toplantısı yapan Gürtuna, lstanbul Bü- yükşehir Belediye Baş- kanlığı'nın seçimlerde önemli bir yer işgal etti- ğini bu nedenle özel bır kampanya hazırlayacak- lannı kaydetti. Gürtuna, ANAP'ın ve DSP'nın yerel seçimler- de çok fazla şansı olma- dığını öne sürdü ve "Halk belediye başkaıu- nı seçerken kimin bu işte tecrübeli olduğunu, ki- min neyapabileceğini, ki- min projelerinin oiduğu- nu tartacak. Hazıriığı olan, bu işi bilen ekip bi- ziz" diye konuştu. "Üzerinizde Tayyip Erdoğan'ın gölgesini nis- sediyor musunuz" şek- lindeki bir soruya karşı- lık "Şu an öyle bir şey yok. Beraber yola çıktık, beraber yürüyeceğiz" di- yen Gürtuna, Erdoğan'la zaman zaman görüştük- lerini ve işbirliği yaptık- lannı ifade etti. Belediye başkanlanna da siyasi dokunulmazlık sağlan- ması gerektiğini savunan Gürtuna, beledıyelerin vesayet makamı olmak- tan çıkanlıp özerk olma- sı gerektiğini söyledi. •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle