Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7MART1999RAZA
14 KULTUR
'Devlet, eğlence sektörü ile sanatı birbirine kanştınp sanatçıyı tüccara dönüştürdü'
Sanatçı: Vergi miikeflefi işçiKültür Servisi -Maliye Bakanlığı 'nın
yazar, sanatçı, çizer vediğerbilim vekül-
tür tnsanlanna yönelik vergi uygulama-
sı bilim sanat dünyasını bir kez daha düş
kınklığına uğrattı. Maliye Bakanı Nami
Çağan ın tebligde değişiklik yapıldığı-
nı veyıllıkhasılatı 7 milyar lirayıaşma-
yan bilım ve sanat adainlannın defter
tutmalanna gerek olmadığını açıklama-
sı konuya çözûm getirmedi.
Söz konusu 7 milyar lira brût tutar ol-
dugundan bundan fon payı dahil yüzde
11 stopaj yapıldığında yıllık net 6 mil-
yar 230 milyon lira oluyor. Bu da yak-
laşık aylık 519 milyona denk düşüyor.
Böylelikle devletin yazanna, şairine, res-
samına, ilım adamına. çizerine heykeltı-
raşına 500 milyonun üzerindeki kazan-
cı hak görmedigi anlaşılıyor.
Eski uygulamaya göre yıllık geliri 7
milyar liranın altında ya da üstünde ol-
sun zaten telıfkazançlan üzerinden FCDV
ve fon payı adı altında yüzde 26 oranın-
da vergi ödeyen kültûr ve sanat alanırun
yaratıcılan, Ocak )999'dan itibaren or-
talama \ergi yükünün yûzde 22 olduğu
ülkemizde yûzde 35'lere varan vergi
ödemeye ve defter tutmaya zoruniu kı-
lındı.
Bu arada uygularnanın düzeltilmesi
için, araiannda Atifla Sav. Rkri Sağlar,
Ercan Karakaş, MümtazSoysal, V ılmaz
Karakmunlu, Yüksel YaJova, Sabri Er-
gül ve Algan Haealoğlu nun bulunduğu
bir grup mılletvekilinin hazırladığı ve
9.12.1998'de TBMM'ye sundugu 'Ver-
gi Yasası'nın tdif geiirieri ile ilgiH geçki
7. maddesinin kaldınlmasına üişkin ya-
sa teküfi' de Meclis gündeminde bekli-
yor.
HÜSAMETTtN KOÇAN: Ülkemiz-
de eglence sektörü ile sanat birbirine ka-
nştınlıyor. Yaratıcı etkinlik ticari faali-
yet olarak algılanıyor. Sanat yapıtları
sansür ediliyor... Sanatın toplumla buiu-
şabilmesi için yeterli çabalar gösteril-
miyor. Yaratıcı çabanın bırakıldıgı. feda
edildıği bir ortamda sanattan vergi top-
lama yerine, sanat ve kültür ortamı ye-
ni fonlarla desteklenmeli ki, sanatın ya-
ratıcılığı toplumla ve dünya insanı ile
buluşabilsin. Sanatın insana ve topluma
katkısını böyle anlamak gerekir.
Sanatta vergi bağışıklığı üstünde ye-
niden düşünülmektedir. Sanatçının ya-
pıtından vergı alınmamaiı. Galeriler, ya-
yınevleri ve öteki kurumlara vergi ayn-
calığı tanınmalıdır ki, sanat ortamı olu-
şabilsin. Olitşrnuş sânat ortamı uzun va-
dede ülkeye kazandıracağı kültürel zen-
ginliğin yanı sıra önemli maddi kaynak-
lar da sağlayacaktır. En azmdan sanayı-
de, turizmde ve öteki öncelikli yatınm
alanlanndan bugüne kadar tanmmış ay-
ncalıklan sanata da tanımak gerekir.
Kendimizi tanımlamazsak—
HANDAN BÖRÜTÜÇENE: Ben ar-
tık esnaf ya da tüccar olarak bir 'beyan-
nametivergimukellefîyim' ama tanım da
eksik çünkü yurtdışında da yaşayan TC.
Vatandaşı bir 'sanatçı" olarak, devleti ta-
rafından sanaiçı statüsü tanınmadığından
pasaportunun meslek hane-
sine işçi' yazılı biri olduğu-
ma göre aslen şöyle söyle-
mem gerekir: Ben devletin
gözünde resmi statü olarak
•Bevannamtli vergi müket-
lefı isçiyim". 'Sanatçı" kım-
liğimiz de her türlü medya
tarafından talan edüdiğinden
beri devletin ve toplumun
nezdınde aslında ben ki-
mim? Bu zor sorunun ben-
deki yanıtı net! Gerçek ya-
ratıcılann, hem kendilerini
hem ürettiklerinı saydam-
mış gibi görmeme inadında
olanbu ulkede inatla üreten-
lerden binyim, üstelik ver-
gisini de ödeyen.(Her yapı-
tımızın satışından net yûz-
de 26).
1999 Ocak ayına kadar
yûrûrlükte olan vergi yasa-
sının uygulanması her tür-
lü pratikliği içeriyordu, alan-
da hiçbir sorun ya da vergi
kaçağı yokken bu akılalmaz
veni düzenlemeyi öneren
DSP'li ve ANAP'lı 5 millet-
vekili Metin Bostancıoğlu.
AB Ilıksoy,Ahmet Piriştina,
Mehmet Yaşar Ünal, Meh-
met Büyükyılmaz'a. Mec-
lis'e ve ilgili bakanlığa so-
ruyorum, aslında bu vergi
yasasının altında gerçek ni-
yetiniz nedir?
Yasalann çerçevesinde bu
yeni uygulamanın hala dü-
zeltilebilme şansının oldu-
ğunu biliyoruz...Şimdi 15
bütün ilgili meslek örgütle-
riyle birlikte alanımıza ve
haklanmıza sahip çıkma za-
manı. Biz kendimizi tanım-
lamazsak her önüne gelen
kurum ve kişi bizleri canla-
nnın ve akıllannın istediği
gıbi tanımlar durur. Hep
böyle olmamış mıdır?
EKREM KAHRAMAN:
TC Anayasası'nın 64. mad-
desi devlete, sanata, sanat-
çıya -kamu adına- destekle-
me, koruma, geliştirme gö-
revi yüklemiştir. Durum
böyleyken, son yapılan ya-
sa değişikliğiyle sanattan
vergi alınmayı ağırlaştıran
girişimler başlatılması dev-
letin yükümliilükleri ileçe-
lkemizde
eğlence sektörü ile
sanat birbirine
kanştınlıyor. Yaratıcı
etkinlik ticari faaliyet
olarak algılanıyor.
Yaratıcı çabanın feda
edildıği bir ortamda
sanattan vergi
toplama yerine, sanat
ve kültür ortamı yeni
fonlarla
desteklenmeli.
liştiği biryana onun toplumsal-kültürel
özüne büyük bir darbe indirmektedir.
Gerek sanat ortamınm, gerekse bazı
hükümet ya da siyasi çevrelerin sanatın
desteklenmesi için vergı bağışıklığı, kar-
şılıksız maddi destek, sponsorluk gibi uy-
gulamalara nıyetlenmeleri dahası spon-
sorluk yapacak özel sektör kurumlannın
söz konusu harcamalannm bir bölümü-
nün vergiden düşülmesi yönündeki uy-
gulamalar hiç mi görülmemektedir?
Yoksa sanatçılann lüks bir yaşam sü-
recek kadar zenginleşrikleri mi göriil-
mektedir. Bu aymazlık, bir sosyal de-
mokrat partiye nasıl da bulasabilmiştir.
Sanata ve kültüre bir esnaf kafasıyla ba-
kan bu saldırgan körlüğûn önüne çıkıl-
maiıdır. Sanatçı ile şarkıcı ya da p r o
mosyon dağıtımcısını birbirinden ayıra-
mayan bu anlayış bir an önce terk edil-
meîidir. Yoksa sanatçılar çok yakında
defter tutmak için bulacaklan muhase-
becileri için de devletten maddi destek
talebinde bulunacaklarf
YUSLFTAKTAK: Yeni vergi yasası
açıklandığında, hiç şaşırmadım. Çöple
samanı kanştıran yönetim, ticaretle uğ-
raşan eğlence dünyası ile sanat dünya-
sını kanştırmaktadır. Bu yönetime sana-
tın sanatçının önemini anlatacak değiliz,
çünkü başbakanımız şair. Yeni vergi ya-
sası gerçek sanatçılar için tam bir fela-
kettir, bunu kabul etmeyeceğiz. Bir sey-
ler almak için önce düşünmeleri gerek;
"acaba bfe bu sanatcılara ne verdik?" di-
ye...
- Yurtdışında sergi açarsın yapmadık-
lan eziyet yoktur.
- Sanat eğitimi politikalan sıfırdır.
- Sanat yapıtı alma sistemi yoktur.
- Sanat yapıtlanna "nc esldye ne yeni-
ye" saygılan yoktur çünkü doğru dürüst
müzeleri yoktur.
"Sanatçıyı destekkme" yoktur... vb.
Tüm sanatçılann tepki duyması gerek.
Sus payı verilen devlet sanatçılannın
da...
Eğfendiriciler ve sanat yapanlar
BERtL A\ILANMER*-6e4işmiş
toplumlann göstergesi, yaratıcı insan
gücüdür ve bu yaraticılık tüm boyutlan
ilesanatta kendini gösterir. Sanatçının sor-
gulayıcı tavn, Ldeyiciye çok yönlü ve bo-
yutlu düşünce sunması açısından, toplu-
mun gelişmesindeki rolü tartışılamaz.
UNESCO'nun üye ülkeler nezdinde sa-
natçının statüsü üzerinde aldığı tavsiye
kararlannda da, sanatçının ekonomik,
sosyal ve kültürel açıdan desteklenme-
sini, ülkenin kültürel hayatına katkısı
kadar, bunun dünya insanlannın ortak kül-
türünün oluşmasmın bir geregi olarak
görür.
en devletin
gözünde resmi statü
olarak 'Beyannameli
vergi mükellefi
işçiyim.' 'Sanatçı'
kimliğimiz de her
türlü medya
tarafından talan
edildiğinden beri
devlet ve toplumun
nezdinde aslında ben
kimim?
Bizde sanatçı, ekonomik, sosyal ve
kültürel çabalannda yalnızdır, yasa ve ör-
gütlerle de desteği yoktur. Yeni çıkartı-
lan yasa ise zaten belirli bir ölçûde ver-
gi veren sanatçılann önüne bir sorun ve
baskı daha koymuştur.
Türkiyemizde ekonomimizi ve siya-
sal yasamımızı geliştirmek istiyorsak,
bunun da sağlıklı bir sosyal yapı içinde
yer almasını bekliyorsak. kültür ve sa-
natımızı geliştirmek ve yaygmlaştırmak
zorundavız.
Yönetimlerden. sanatı ve sanata kat-
kıyı destekleyici yasal düzenlemelerbek-
lerken bu karar önümüze çıktı. Herhal-
de bu yasa, inanılmaz ücretlerle eğlen-
ce dünyasmda "sanatçı" adı altında ça-
hşan "entertainer?
'eğlendincilerie sanat
yapanlann faalıyetlerinin ayırt edileme-
mesinden kaynaklandığı düşüncesinde-
yim.
NtLÜFERERGİN: Kültür sanat ala-
njna hiçbir kalıcı yatınmın yapılmadığı
sanatçının üretimini teşvik edici çözüm-
lerin aranmadığı, sanatçılann sosyal gü-
vencelerinin sağlanmadığı, KültürBakan-
lığı bütçesinin her geçen yıl azalarak
binde üçleredüşürüldüğü ülkemizde, sa-
nat ve düşün adamlannın bir ticaret er-
babı gibi görülmesinden artık vazgeçil-
mesi aksine alana ilişkin ayncalıklarge-
tirilmesi gerekmektedir. Gelir vergisi ka-
59yaşında ölen Dusty Springfield, 60 'lı yıllarda bir ekoldü
Soul'un beyazyıldıusustiu..Kfihür Servisi - Büyük bir sa-
natçı daha müzik sahnesinden ka-
yıp gitti; soul'u siyahi sanatçılar
gibi söyiemeyi beceren güçlü ses
Dusty Springfleld 59 yaşmda (16
Nısan'da bO'ma girecektt) Londra
yakmlanndaki evindeöldü. 6O'lı yıl-
larda Ingiliz popunun zirvesine
oturan Springfield (asıl adı Mar>-
O'Brien) beş yıl önce göğüs kan-
senne yakalanmış, sürekii tedavi
görmesine karsm kanseri yenerne-
mişti...
Küçük yaşta kardeşi Tom'la sar-
kı söyleyerek başladtğı müzik ka-
riyerinin her anı önemli yenilikler
vebaşanlarladoluydu... LanaSis-
tere grubuyla profesyonel olan,
Tom ve Tta Fidd'la folk öçlüsû
SpringfiekJs'ı kuran Dusty, \%2-
63'te art arda Island of Dreams,
Say f Wbn't BeTheregibi hitler çı-
karmış; Silver Threadsla ABD'de
listeye girmeyi basarmıştı.
Grup dagilınca solo çaJışmaJar-
la yoluna devam eden Dusty, za-
manlabirpop klasigine dönüşen ve
bugnnedek lngiltere'de yapılmış en
önemli parçalardan biri olarak ni-
tefendiriten I O J ^ WantToBeWWı
Yoa ile yine Amerika'da hstebaşı
olmuşve 18 hafta boyunca listeler-
de kalmıştı. 'You Doot Have To
SayYba Lwe Me' ile 1966'da dün-
ya çapında başan kazanan sanat-
çı, buşarkısıyiahayatında ıCkve son
kez Jngiltere rnüzflc listelarinde ük
straya yerleşmişti.
Işte o dönem souHa fiört etme-
ye başlamış. BurtBadıarard'la or-
tak çahşması I Just Dont Know
What Myself müzik camiasında
büyük yankî yapmıştı. Ststş Awhi-
le, Losing You. In the MiddJe of
Nowhcre, bu döneme Springfield
Imzasınıatandiğerparçalardj. 1966
yılında Vöu Dont Haveto Say You
LayeMeik I nuınara, sonraki yıl
I Ckm ray Eyes and Count to Ten
Altın yıllannın
ardtndan
bağımirfık
sorunuyla
mücadefe eden
Springfield,
1987'de Pet
ShopBoys
üyesi Neil
Tennantile
VVhatHavel
DoneTo
Oeserve This?'i
yorumlamış,
90'dada
Reputation'la
yine iistelerde
gözükmüş, Son
of APreacfter
Man ile Ucuz
Roman filminin
albümûne
katılmıştı.
ile 4 numara oldu. Onu plaktan
dinleyenler bu buğulu sesin bir bc-
yazdan çıktığına inanmazken o iyi-
den iyiye soul kulvanna kayıyor-
du.
Döneminpopçulan arasmdaken-
dineyer bulamıyordu. Ikinci albü-
mü Dusty'nin kapağına "Sahof^e
şapkav la çriap dans ederek aptal-
ca şe>k-ryapan biryorurocuotanak
istemiyorum" diye yazarak şov
dünyastnı protesto ediyordu.
1964'te Güney Airika'da siyah
ve beyazlardan oluşan bir kitleye
konser vermiş, trkçı beyaz yönetim
taratirnian hemen ûlkeden atılmış-
b...
601ann sonunda artık bir ekol-
dü Springfield; ABD'deGüneyli so-
ulcularla çalışmış, CaroleKing ve
RandyNetvman gibi önemli isim-
terin bestelerini yorumlamış, BB-
Ge HoMdaj le kıyaslanmış, soul'la
popu yaklaştırarak müzik tarihine
geçecek önemli işlere imza atmış-
ü. l%8yıİjndayerleştiğiABD'nin
Tennesseeej'aletinin Memphıs ken-
tinde yaptığı ve bugün klasiklerin
başköşesinde duran Dust> in
Memphis. dönemin eleştirmenle-
ri tarafından son yıllarm en iyi al-
bümü olarak nitelendirilnjişti.
Hastanede krafiçeden ödül
Ancak Springfıeld'ın altm yılla-
n fazla uzun sürmedi. Hem müzik
dünyasrnın yeni standartlarına
uyum sağlamakta çektiği gûçlük
hem de özel yaşamı nedeniyle al-
dığı tepkiler sonucunda Los Ange-
les'a taşınmıstı. Bir türlü çözüm-
levemediği uyuşturucu ve alkol so-
rununa ilişkin olarak yaptıgı açık-
lamada, 1970'lere, aldıgı ilaçlarve
votka sayesinde dayanabiidiğini.
ancak bu yolla utangaçhgının ûs-
tesindengelebildiğini söylûyordu.
Bu yıllarda plak yapmarnıştı
Springfield, ama her gelen yeni ku-
şak parcaiannı yakalama>'i bilmiş-
ti. Cinseî tercıhlerinin magazin ba-
smj tarafından sürekii eleşttrilme-
si sonucu uzun süreaktifsahne ya-
şamından uzak kalınış, nayvan hak-
lan için yürütülen kampanyalara
katılmıştı.
Bu bunalımiı dönemin ardmdan
bağımlılık sorunuyla mücadele et-
meye ve kariyerini yeniden yapı-
landınnaya basladı. 1987'de hay-
ranlanndan Pet Shop Bovs üyesi
Neil Tennant birlikte VVhat Have
f DoneToDeserveThis?': düetha-
linde yorumlamayı tek lifetmiş,
parça ABDve Ingiltere'de ikinci sı-
raya kadar yükselmışti. Sonra da
Scandal filmi için Wlıat IVe Dme
To Desen*Thfe'i doldurmuş, 90'da
daReputation'layine lıstelerde gö-
zûkmüş, SonofA PreacberMan ad-
lı parçasıyla PU^J Fîrtion (Ucuz
Roman) filminin müzik albümûne
de kaülmışn.
1995'te son albümü A Vfery Fî-
m Low'ı çıkaran Dusty Springfi-
eld, geçen yıl da kraJiçe Efiabetb
tarafindan onur ödülüne layık gö-
rülmüş, Kraliçehastaneye giderek
ödülü Springfîeld'a vermişti...
1939 yılmda Hampstead'de do-
ğan Springfield'ın bâbası bir ver-
gi memuruydıı. Babasınm şiddet
egilimi nedeniyle zor ve mutsuz
birçoculdukgeçirdi. 15yaşmday-
kende Kaliforniya'ya gelerek mü-
zik kariyerine başladı. 30 yılı a§-
kın birsüre boyunca Springfield'la
birlikte çalışan İVfikeGifl, sanatçı-
nın son ana dek kansere yenilme-
yi kabullenmedigini belirtti; "O
gerçek bir mükemmefiyrtçi ve bû-
ü b i l
lanmadan önce de, hayabmda ta-
nnhğım en inatçı insanlardau bi-
nununun telif kazançlannı istisna kap-
samına alan 18. maddesinin ressamlar,
heykeltıraşlar, şairler, yazarlar lehine iyi-
leştirilmesi gerekirken, Temmuz 1998'de
TBMM'de birkaç milletvekilinin ver-
dikleri önerge ile 1949 yılından beri uy-
gulanan telif kazançlannın istisnai du-
rumuna ilişkin çok önemli bir geri adım
atmıştır.
Siyasi kariyerierinde bir leke
Demeğimizin, yasa onaylandığı gün-
den bugüne sürdürdüğü görüsmeler, yap-
tığı açıklamalar, konunun uzmanlannın
uyanlan, bir grup milletvekilinin Mec-
lis gündeminde 3 aydır bekleyen yeni
kanun teküfi önerileri, bu yanlışın dü-
zeltilmesini sağlayamamış ve yasa yü-
rürlüğe girmiştir. Eski uygulamaya gö-
re yıllık geliri 7 milyar liranın altında ya
da üstünde olsun zaten yûzde 26 vergi
ödemekte olan kültür ve sanat yaratıcı-
lan, Ocak 1999'dan itibaren ortalama
vergi yûkünün yüzde 22 olduğu ülkemiz-
de yûzde 35'Iere varan vergi ödemeye ve
defter tutmaya zoruniu kılmdılar.
Ülkemizde telif kazançlanndan elde
edilen gelirin toplam vergi gelirlerinin
yûz binde birini oluşturdugu düşünüiür-
se yasadaki değişikliğin arkasında bas-
ka nedenler aramak kaçınılmazdır. Üre-
timlerinin 'hoşa girmeme' durumunda
kültür sanat adamlan üzerinde siyasi bir
baskı aracı olarak kullamlabilecek yeni
düzenlemeye ilişkin, kamuoyunda olu-
şan baskılar sonucu Maliye Bakanlığı'-
nın yedi milyar liranın altında kalan ge-
lirlerde defter tutmazorunluluğunu kal-
dırması sanki bir iyileştirmeymiş gibi
açıklanmakta, kültür ve sanat adamlan-
ntn temel eleştiri noktası gözlerden uzak-
laştınlmaya çalışılmakta ve kamuoyu
yanıltılmaktadır.
Kültür sanat alanına indirilen bu dar-
bede payı olanlar siyasi kariyerlerinde bu-
nu bir leke olarak taşıyacaklar, ileride ya-
sanacak uygulamalardan sorumlu olacak-
lardır. Olkemizin sanatçılannın, düşün
adamlannın uzun soluklu müdahale et-
me alışkanlıklan vardır ve bellekleri güç-
lüdür. Konuyu gündemden indirmeye
yönelik, yatıştıncı, konunun özünü sap-
tınct açıklamalar yasanın değiştinlme-
sine karşı oluşturdugumuz direnci yok
edemeyecektir.
Sürekii baskı altında tutmak
KORAY ARİŞ: Türkiye'de sanatçı şö-
valyelik yapmaktadırvB<izk.T para kaza-«(
nan insanlar değiliz, sanatımızı öz\'eriy---
leyapmayaçalışıyoruz. Sanatçısıntn hiç-
bir sosyal güvencesinin olmadığı bir ül-
kede bizler ticari kaygı gözeüneksizin ce-
bimizden para harcayarak satılıp sanlma-
yacağını düşünmeden üretiyoruz. Dev-
letin beni bir memur statüsüne koyması
yanlıştır. 7 milyar sının yanlıştır. Dev-
letin özendirici olması gerekli. Sanatçı
sayısının artması gerekli. Olkeler kültür
ve sanat adamlan ile var olurlar.
ALEV E. MAVtTAN / BtHRAT MA-
VİTAN: Sayın Baylar, sizleri sanatçıla-
nn vergisi ile değil, dergisi ve sergisi ile
ilgilenmeye davet ediyoruz.
CİHATARAL: Ülkemiz-
de gün geçmiyor ki sanata
ve sanatçının özgür yaratma
çabastna aydın insanın dü-
şünce üretimine yeni bas-
kılar, ağır yükler ve yılgın-
lıklargetirilmesin. Işte 1999
Ocak ayında yürürlüğe gir-
miş olan yeni vergi usul ya-
sası sanatçının vergi muafı-
yetini kaldırarak, sanata ağır
koşullardayatmaktadır. Ağır
vergi yükümlülüğü yanı sı-
ra defter tutmak, sürekii bil-
dirimlerde bulunmak ve mu-
afiyete getirilen sınırlılık-
lara baglı olmak zorunlu-
luğu yanı sıra sanatçının ya-
ratma çabasını olumsuzlaş-
öncı, yaşam koşullaruu zor-
laştına hükümleriçeren ya-
sa, aslında içeriğinde gizli
sansürcü ve baskıcı bir tu-
tumu da sergilemektedir.
Sanatçının aydınlanma-
ya, ilerlemeye ıştk veren,
yaratıcı kişiliğine insanlı-
ğın yaşama organı olan sa-
nata indirilmiş bu ağır dar-
benin yarası bir an önce sa-
nlmalıdır. Kamuoyunura-
hatsız eden bu yasa mad-
deleri ivedi olarak değişti-
rilmelidir.
İBRAHİMÇtFTÇtOĞ-
LU: Söylenecek söz bul-
mak neredeyse olanaksız.
Bir 'devlet' sanatçısına bu
kadar m\ uzak durup, düş-
manca duygular besleyebi-
lir diye düşünüyorum.
Amaç net gözüküyor.
'Derin Devlet' sanatçıyı sü-
rekii baskı altında tutmak
istiyor. 'Canına okurum'
diyor, Allah aşkına şunun
şurasında kaç sanatçımız
var, (aynca kaç ressam, hey-
keltıraş doğru dürüst para
kazanabiliyor) ki tutup on-
dan en yüksek vergi bare-
minden vergi talebinde bu-
lunuyor 'hapisle' tehdit edi-
yorsunuz. Lütfen biraz 'in-
saf ve izan'. Bu yasanın il-
gili maddeleri geri çekilme-
lidir. Bırakın yeni iyileştir-
me tedbirlerini yasanın ön-
ceki halini bile kabul edesi
geliyor insanın.
Muhsin Ertufruf Tiyatro Emek
Ödülü Münir Ozkurun
• İZMİR (AA>Dolcuz
Eylül Üniversitesi (DEÜ)
Güzel Sanatlar Fakültesi
Sahne Sanatlan Bölümü
tarafından ilk kez bu yıl
düzenlenen 'Muhsin
Ertuğrul Tiyatro Emek
Ödülü' Münir Özkul'a
verildi. Uzun yıllar
tiyatroya emeği geçmiş
sanatçılara verileceği
açıklanan ödül, her yıl
oyunculuk, dramatik
yazarlık ve sahne
tasanmı dallanndan biri
için dûzenlenecek.
Özkul'a ödülü 19 Mart'ta gerçekleşecek '17.
Tiyatro Haftası'nın açılış töreründe sunulacak.
Muhsin Ertuğrul, 1979 yılında kendisine Ege
Üniversitesi tarafindan verilen fahri doktora
unvanının töreni dolayısıyla çok hasta olmasına
karşın Izmir'e gelip törene katılmış. bir hafta sonra
da bu kentte yaşama veda etmişri.
Hasan Hüseyin amlıyor
• Küttür Servisi-Türk şiirinin önemli ismi Hasan
Hüseyin'in doğumunun 72. yıldönümü dolayısıyia
bugün saat 13.30'da Mecidiyeköy Kültür
Merkezi'nin konferans salonunda biranma
toplantısı dûzenlenecek. Açılış konuşmasını Prof.
Dr. Nurettin Sözen'in yapacağı toplantıda Tiyatro
Mnga'nın gösterisi, Gülsüm Cengız ve Banş
lldan'ın sunacaklan şiirdinletisi, Azime
Korkmazgil ve Zühtü Bayar'ın konuşmacı olarak
katılacaklan söyleşi, Nevzat Karakış ve Sadık
Gürbüz'ün sunacaklan müzik dinletısi yer alacak.
Toplantı için giriş ücreti ödenmeyecek. (274 39 35-
543 32 69)
Müzikal devf SteBa zor durumda
• HAMBURG (AFP)-Almanya'nın en büyük
müzikal yapım şirketi Stella zor günler yaşıyor.
Şirketin üst düzey yetkililerinin yaptığı açıklamaya
göre önümüzdeki günlerde şirketin her beş
çalısanından biri işten çıkanlacak ve şu anda
gösterimde olan yedi yapımdan ikisi de gösterimden
kaldınlacak. Şirketin başını suyun üstünde tutmak
için başka şansının olmadığı söyleniyor. Stella'nm
yeni genel müdürü Mejoe Klein, geçen perşembe
yaptığı toplantıda Duisburg'da oynayan 'Sefıller' ve
Essen'de oynayan 'Joseph' adlı müzikallerin
gösterimden kaldınlacak olması nedeniyle 610
çalışanm işsiz kalacağını, 390 kişinin ise başka
alanlarda istihdam edileceğini belirtti. Stuttgart'ta
oynayan 'Miss Saigon'un ise Viyana'da büyük
başan kazanan 'Vampirlerin Dansı" müzikaliyle yer
değiştireceği söyleniyor. Stella'nm yapımcılığını
üstlendiği diğer dört müzikal 'Kediler', 'Operadaki
Hayalet', 'Starlight Express' ve 'Güzel ve Çirkin'
adlı operalann ise gösterimde kalmalannın daha
modemize edilmelerine bağlı olduğu belirtiliyor.
Stella'da yaşanan krizin nedeni olarak izleyici
sayısının her geçen yıl daha da düşmesi gösteriliyor.
PrÖmiyeri 5 Nisan'da Berlin'de gerçekleşecek olan
Dtre Dame'ın Kamburu' ije,yapıırn süreci devam
n*FrarifcfbrtrûumaJi 'HsfanKrariâ Sgiü 3
herhangi bir sorun yaşanmadığı belirtiliyor.
Tüvale yansıyan yüzier
• Kültür Servisi-
Tema Sanat Galerisi,
Ömer Kaleşi'nin
resim sergisini
sanatseverlerin
beğenisine sunuyor.
1967'den.buyana
resimlerinde
Balkanlar'da yaşanan
acılan işleyen
sanatçının son dönem
yapıtlan da o
yıllardaki
etkilenmelerin
izlerini taşıyor.
Kaleşi için en önemli
tema insan, özellikle de insan başlan.
Yüzier hüzünlü ve düşüncelidir, ama direnirler.
Sanatçı, uzun yıllardır sürdürdüğü sanat
serüveninde insanın ortak duygulannı, yalnızlığı,
yaşamın acımasızlığı ile yaşam karşısındaki
savaşımını, geleneğin biçimselliğine karşın soyut
bir dil ve renk ile anlatmayı seçiyor. Portrelerinde
soyut bir doku içinde sergilediği figüratif
öğeler bir noktadan sonra figüratif olmaktan
sıynhyor.
Tanrıkulu yeniden CSO müdürü
• ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanlığı Senfoni
Orkesrrasrnm (CSO) yıllık olağan genei kurulu
yapıldı. Genel kuruldaki seçimler sonucunda CSO
Müdürlüğü'ne yeniden Nedim Tannkulu getirildi.
Her yıl Mart ayının ilk haftasında yapılan
CSO'nun olağan genel kunılunda doksan dört
sanatçı oy kullandı. Seçim sonucunda en yüksek
oyu alan Nedim Tannkulu, Irfani Özdemir,
Ahmet Balamir, Şinasi Çilden ve Selim Öğüt
yönetime getirildi. Yönetime gelen sanatçılann
kendi aralannda yaptıklan seçimler
sonucunda da Nedim Tannkulu yeniden CSO
Müdürü olurken, Ahmet Balamir, Şinasi Çilden ve
Selim Öğüt yönetim kurulu üyeliğine
getirildiler.
Kuvay-ı MHIIye Katfmlarr'na
izin verilmiyor
• ORDU (AA)-Ordu Belediyesi Karadeniz
Tiyatrosu (OBKT) tarafindan sahnelenen 'Kuvay-ı
Milliye Kadınlan' adlı oyunun Gölköy ilçesinde
sahnelenmesine kaymakamlık izin vermiyor.
Yaklaşık beş aydır Ordu'da sahnelenen oyunun,
Kaymakam Zeki Koçberber tarafından gerekçe
gösterilmeden ilçede sahnelenmesine izin
verilmemesine tepki gösteren OBKT yöneticileri,
olayı 'kültür ve sanat etkinliklerini engelleme'
olarak değerlendiriyor. Kaymakam Koçberber ise
konuyla ilgili açıklamada bulunmuyor. Nezihe
Araz'ın yazdığı, Gülçin Üstüntaş'ın yönettiği iki
perdelik oyunda Kurtuluş Savaşı sırasında Türk
kadınlannın verdiği mücadele anlatıhyor.
BUGÜN
• CRR'de saat 19.30'da Istanbul Büyükşehir
Belediyesi Kent Orkestrası, şef Kamil Coşkun'un
yönetiminde ve Gökmen Noyan'ın (trompet)
eşliğinde bir konser verecek. (232 98 30)
• SALİH ZEKf KOLAT KÜLTÜREVI'nde saat
15.00'te Hilmi Yavuz'un katılacağı 'Osmanlı'run 70.
Yıh' başlıkh söyleşi gerçekleşecek. (449 18 84)