20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7MART1999RAZA 14 KULTUR 'Devlet, eğlence sektörü ile sanatı birbirine kanştınp sanatçıyı tüccara dönüştürdü' Sanatçı: Vergi miikeflefi işçiKültür Servisi -Maliye Bakanlığı 'nın yazar, sanatçı, çizer vediğerbilim vekül- tür tnsanlanna yönelik vergi uygulama- sı bilim sanat dünyasını bir kez daha düş kınklığına uğrattı. Maliye Bakanı Nami Çağan ın tebligde değişiklik yapıldığı- nı veyıllıkhasılatı 7 milyar lirayıaşma- yan bilım ve sanat adainlannın defter tutmalanna gerek olmadığını açıklama- sı konuya çözûm getirmedi. Söz konusu 7 milyar lira brût tutar ol- dugundan bundan fon payı dahil yüzde 11 stopaj yapıldığında yıllık net 6 mil- yar 230 milyon lira oluyor. Bu da yak- laşık aylık 519 milyona denk düşüyor. Böylelikle devletin yazanna, şairine, res- samına, ilım adamına. çizerine heykeltı- raşına 500 milyonun üzerindeki kazan- cı hak görmedigi anlaşılıyor. Eski uygulamaya göre yıllık geliri 7 milyar liranın altında ya da üstünde ol- sun zaten telıfkazançlan üzerinden FCDV ve fon payı adı altında yüzde 26 oranın- da vergi ödeyen kültûr ve sanat alanırun yaratıcılan, Ocak )999'dan itibaren or- talama \ergi yükünün yûzde 22 olduğu ülkemizde yûzde 35'lere varan vergi ödemeye ve defter tutmaya zoruniu kı- lındı. Bu arada uygularnanın düzeltilmesi için, araiannda Atifla Sav. Rkri Sağlar, Ercan Karakaş, MümtazSoysal, V ılmaz Karakmunlu, Yüksel YaJova, Sabri Er- gül ve Algan Haealoğlu nun bulunduğu bir grup mılletvekilinin hazırladığı ve 9.12.1998'de TBMM'ye sundugu 'Ver- gi Yasası'nın tdif geiirieri ile ilgiH geçki 7. maddesinin kaldınlmasına üişkin ya- sa teküfi' de Meclis gündeminde bekli- yor. HÜSAMETTtN KOÇAN: Ülkemiz- de eglence sektörü ile sanat birbirine ka- nştınlıyor. Yaratıcı etkinlik ticari faali- yet olarak algılanıyor. Sanat yapıtları sansür ediliyor... Sanatın toplumla buiu- şabilmesi için yeterli çabalar gösteril- miyor. Yaratıcı çabanın bırakıldıgı. feda edildıği bir ortamda sanattan vergi top- lama yerine, sanat ve kültür ortamı ye- ni fonlarla desteklenmeli ki, sanatın ya- ratıcılığı toplumla ve dünya insanı ile buluşabilsin. Sanatın insana ve topluma katkısını böyle anlamak gerekir. Sanatta vergi bağışıklığı üstünde ye- niden düşünülmektedir. Sanatçının ya- pıtından vergı alınmamaiı. Galeriler, ya- yınevleri ve öteki kurumlara vergi ayn- calığı tanınmalıdır ki, sanat ortamı olu- şabilsin. Olitşrnuş sânat ortamı uzun va- dede ülkeye kazandıracağı kültürel zen- ginliğin yanı sıra önemli maddi kaynak- lar da sağlayacaktır. En azmdan sanayı- de, turizmde ve öteki öncelikli yatınm alanlanndan bugüne kadar tanmmış ay- ncalıklan sanata da tanımak gerekir. Kendimizi tanımlamazsak— HANDAN BÖRÜTÜÇENE: Ben ar- tık esnaf ya da tüccar olarak bir 'beyan- nametivergimukellefîyim' ama tanım da eksik çünkü yurtdışında da yaşayan TC. Vatandaşı bir 'sanatçı" olarak, devleti ta- rafından sanaiçı statüsü tanınmadığından pasaportunun meslek hane- sine işçi' yazılı biri olduğu- ma göre aslen şöyle söyle- mem gerekir: Ben devletin gözünde resmi statü olarak •Bevannamtli vergi müket- lefı isçiyim". 'Sanatçı" kım- liğimiz de her türlü medya tarafından talan edüdiğinden beri devletin ve toplumun nezdınde aslında ben ki- mim? Bu zor sorunun ben- deki yanıtı net! Gerçek ya- ratıcılann, hem kendilerini hem ürettiklerinı saydam- mış gibi görmeme inadında olanbu ulkede inatla üreten- lerden binyim, üstelik ver- gisini de ödeyen.(Her yapı- tımızın satışından net yûz- de 26). 1999 Ocak ayına kadar yûrûrlükte olan vergi yasa- sının uygulanması her tür- lü pratikliği içeriyordu, alan- da hiçbir sorun ya da vergi kaçağı yokken bu akılalmaz veni düzenlemeyi öneren DSP'li ve ANAP'lı 5 millet- vekili Metin Bostancıoğlu. AB Ilıksoy,Ahmet Piriştina, Mehmet Yaşar Ünal, Meh- met Büyükyılmaz'a. Mec- lis'e ve ilgili bakanlığa so- ruyorum, aslında bu vergi yasasının altında gerçek ni- yetiniz nedir? Yasalann çerçevesinde bu yeni uygulamanın hala dü- zeltilebilme şansının oldu- ğunu biliyoruz...Şimdi 15 bütün ilgili meslek örgütle- riyle birlikte alanımıza ve haklanmıza sahip çıkma za- manı. Biz kendimizi tanım- lamazsak her önüne gelen kurum ve kişi bizleri canla- nnın ve akıllannın istediği gıbi tanımlar durur. Hep böyle olmamış mıdır? EKREM KAHRAMAN: TC Anayasası'nın 64. mad- desi devlete, sanata, sanat- çıya -kamu adına- destekle- me, koruma, geliştirme gö- revi yüklemiştir. Durum böyleyken, son yapılan ya- sa değişikliğiyle sanattan vergi alınmayı ağırlaştıran girişimler başlatılması dev- letin yükümliilükleri ileçe- lkemizde eğlence sektörü ile sanat birbirine kanştınlıyor. Yaratıcı etkinlik ticari faaliyet olarak algılanıyor. Yaratıcı çabanın feda edildıği bir ortamda sanattan vergi toplama yerine, sanat ve kültür ortamı yeni fonlarla desteklenmeli. liştiği biryana onun toplumsal-kültürel özüne büyük bir darbe indirmektedir. Gerek sanat ortamınm, gerekse bazı hükümet ya da siyasi çevrelerin sanatın desteklenmesi için vergı bağışıklığı, kar- şılıksız maddi destek, sponsorluk gibi uy- gulamalara nıyetlenmeleri dahası spon- sorluk yapacak özel sektör kurumlannın söz konusu harcamalannm bir bölümü- nün vergiden düşülmesi yönündeki uy- gulamalar hiç mi görülmemektedir? Yoksa sanatçılann lüks bir yaşam sü- recek kadar zenginleşrikleri mi göriil- mektedir. Bu aymazlık, bir sosyal de- mokrat partiye nasıl da bulasabilmiştir. Sanata ve kültüre bir esnaf kafasıyla ba- kan bu saldırgan körlüğûn önüne çıkıl- maiıdır. Sanatçı ile şarkıcı ya da p r o mosyon dağıtımcısını birbirinden ayıra- mayan bu anlayış bir an önce terk edil- meîidir. Yoksa sanatçılar çok yakında defter tutmak için bulacaklan muhase- becileri için de devletten maddi destek talebinde bulunacaklarf YUSLFTAKTAK: Yeni vergi yasası açıklandığında, hiç şaşırmadım. Çöple samanı kanştıran yönetim, ticaretle uğ- raşan eğlence dünyası ile sanat dünya- sını kanştırmaktadır. Bu yönetime sana- tın sanatçının önemini anlatacak değiliz, çünkü başbakanımız şair. Yeni vergi ya- sası gerçek sanatçılar için tam bir fela- kettir, bunu kabul etmeyeceğiz. Bir sey- ler almak için önce düşünmeleri gerek; "acaba bfe bu sanatcılara ne verdik?" di- ye... - Yurtdışında sergi açarsın yapmadık- lan eziyet yoktur. - Sanat eğitimi politikalan sıfırdır. - Sanat yapıtı alma sistemi yoktur. - Sanat yapıtlanna "nc esldye ne yeni- ye" saygılan yoktur çünkü doğru dürüst müzeleri yoktur. "Sanatçıyı destekkme" yoktur... vb. Tüm sanatçılann tepki duyması gerek. Sus payı verilen devlet sanatçılannın da... Eğfendiriciler ve sanat yapanlar BERtL A\ILANMER*-6e4işmiş toplumlann göstergesi, yaratıcı insan gücüdür ve bu yaraticılık tüm boyutlan ilesanatta kendini gösterir. Sanatçının sor- gulayıcı tavn, Ldeyiciye çok yönlü ve bo- yutlu düşünce sunması açısından, toplu- mun gelişmesindeki rolü tartışılamaz. UNESCO'nun üye ülkeler nezdinde sa- natçının statüsü üzerinde aldığı tavsiye kararlannda da, sanatçının ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan desteklenme- sini, ülkenin kültürel hayatına katkısı kadar, bunun dünya insanlannın ortak kül- türünün oluşmasmın bir geregi olarak görür. en devletin gözünde resmi statü olarak 'Beyannameli vergi mükellefi işçiyim.' 'Sanatçı' kimliğimiz de her türlü medya tarafından talan edildiğinden beri devlet ve toplumun nezdinde aslında ben kimim? Bizde sanatçı, ekonomik, sosyal ve kültürel çabalannda yalnızdır, yasa ve ör- gütlerle de desteği yoktur. Yeni çıkartı- lan yasa ise zaten belirli bir ölçûde ver- gi veren sanatçılann önüne bir sorun ve baskı daha koymuştur. Türkiyemizde ekonomimizi ve siya- sal yasamımızı geliştirmek istiyorsak, bunun da sağlıklı bir sosyal yapı içinde yer almasını bekliyorsak. kültür ve sa- natımızı geliştirmek ve yaygmlaştırmak zorundavız. Yönetimlerden. sanatı ve sanata kat- kıyı destekleyici yasal düzenlemelerbek- lerken bu karar önümüze çıktı. Herhal- de bu yasa, inanılmaz ücretlerle eğlen- ce dünyasmda "sanatçı" adı altında ça- hşan "entertainer? 'eğlendincilerie sanat yapanlann faalıyetlerinin ayırt edileme- mesinden kaynaklandığı düşüncesinde- yim. NtLÜFERERGİN: Kültür sanat ala- njna hiçbir kalıcı yatınmın yapılmadığı sanatçının üretimini teşvik edici çözüm- lerin aranmadığı, sanatçılann sosyal gü- vencelerinin sağlanmadığı, KültürBakan- lığı bütçesinin her geçen yıl azalarak binde üçleredüşürüldüğü ülkemizde, sa- nat ve düşün adamlannın bir ticaret er- babı gibi görülmesinden artık vazgeçil- mesi aksine alana ilişkin ayncalıklarge- tirilmesi gerekmektedir. Gelir vergisi ka- 59yaşında ölen Dusty Springfield, 60 'lı yıllarda bir ekoldü Soul'un beyazyıldıusustiu..Kfihür Servisi - Büyük bir sa- natçı daha müzik sahnesinden ka- yıp gitti; soul'u siyahi sanatçılar gibi söyiemeyi beceren güçlü ses Dusty Springfleld 59 yaşmda (16 Nısan'da bO'ma girecektt) Londra yakmlanndaki evindeöldü. 6O'lı yıl- larda Ingiliz popunun zirvesine oturan Springfield (asıl adı Mar>- O'Brien) beş yıl önce göğüs kan- senne yakalanmış, sürekii tedavi görmesine karsm kanseri yenerne- mişti... Küçük yaşta kardeşi Tom'la sar- kı söyleyerek başladtğı müzik ka- riyerinin her anı önemli yenilikler vebaşanlarladoluydu... LanaSis- tere grubuyla profesyonel olan, Tom ve Tta Fidd'la folk öçlüsû SpringfiekJs'ı kuran Dusty, \%2- 63'te art arda Island of Dreams, Say f Wbn't BeTheregibi hitler çı- karmış; Silver Threadsla ABD'de listeye girmeyi basarmıştı. Grup dagilınca solo çaJışmaJar- la yoluna devam eden Dusty, za- manlabirpop klasigine dönüşen ve bugnnedek lngiltere'de yapılmış en önemli parçalardan biri olarak ni- tefendiriten I O J ^ WantToBeWWı Yoa ile yine Amerika'da hstebaşı olmuşve 18 hafta boyunca listeler- de kalmıştı. 'You Doot Have To SayYba Lwe Me' ile 1966'da dün- ya çapında başan kazanan sanat- çı, buşarkısıyiahayatında ıCkve son kez Jngiltere rnüzflc listelarinde ük straya yerleşmişti. Işte o dönem souHa fiört etme- ye başlamış. BurtBadıarard'la or- tak çahşması I Just Dont Know What Myself müzik camiasında büyük yankî yapmıştı. Ststş Awhi- le, Losing You. In the MiddJe of Nowhcre, bu döneme Springfield Imzasınıatandiğerparçalardj. 1966 yılında Vöu Dont Haveto Say You LayeMeik I nuınara, sonraki yıl I Ckm ray Eyes and Count to Ten Altın yıllannın ardtndan bağımirfık sorunuyla mücadefe eden Springfield, 1987'de Pet ShopBoys üyesi Neil Tennantile VVhatHavel DoneTo Oeserve This?'i yorumlamış, 90'dada Reputation'la yine iistelerde gözükmüş, Son of APreacfter Man ile Ucuz Roman filminin albümûne katılmıştı. ile 4 numara oldu. Onu plaktan dinleyenler bu buğulu sesin bir bc- yazdan çıktığına inanmazken o iyi- den iyiye soul kulvanna kayıyor- du. Döneminpopçulan arasmdaken- dineyer bulamıyordu. Ikinci albü- mü Dusty'nin kapağına "Sahof^e şapkav la çriap dans ederek aptal- ca şe>k-ryapan biryorurocuotanak istemiyorum" diye yazarak şov dünyastnı protesto ediyordu. 1964'te Güney Airika'da siyah ve beyazlardan oluşan bir kitleye konser vermiş, trkçı beyaz yönetim taratirnian hemen ûlkeden atılmış- b... 601ann sonunda artık bir ekol- dü Springfield; ABD'deGüneyli so- ulcularla çalışmış, CaroleKing ve RandyNetvman gibi önemli isim- terin bestelerini yorumlamış, BB- Ge HoMdaj le kıyaslanmış, soul'la popu yaklaştırarak müzik tarihine geçecek önemli işlere imza atmış- ü. l%8yıİjndayerleştiğiABD'nin Tennesseeej'aletinin Memphıs ken- tinde yaptığı ve bugün klasiklerin başköşesinde duran Dust> in Memphis. dönemin eleştirmenle- ri tarafından son yıllarm en iyi al- bümü olarak nitelendirilnjişti. Hastanede krafiçeden ödül Ancak Springfıeld'ın altm yılla- n fazla uzun sürmedi. Hem müzik dünyasrnın yeni standartlarına uyum sağlamakta çektiği gûçlük hem de özel yaşamı nedeniyle al- dığı tepkiler sonucunda Los Ange- les'a taşınmıstı. Bir türlü çözüm- levemediği uyuşturucu ve alkol so- rununa ilişkin olarak yaptıgı açık- lamada, 1970'lere, aldıgı ilaçlarve votka sayesinde dayanabiidiğini. ancak bu yolla utangaçhgının ûs- tesindengelebildiğini söylûyordu. Bu yıllarda plak yapmarnıştı Springfield, ama her gelen yeni ku- şak parcaiannı yakalama>'i bilmiş- ti. Cinseî tercıhlerinin magazin ba- smj tarafından sürekii eleşttrilme- si sonucu uzun süreaktifsahne ya- şamından uzak kalınış, nayvan hak- lan için yürütülen kampanyalara katılmıştı. Bu bunalımiı dönemin ardmdan bağımlılık sorunuyla mücadele et- meye ve kariyerini yeniden yapı- landınnaya basladı. 1987'de hay- ranlanndan Pet Shop Bovs üyesi Neil Tennant birlikte VVhat Have f DoneToDeserveThis?': düetha- linde yorumlamayı tek lifetmiş, parça ABDve Ingiltere'de ikinci sı- raya kadar yükselmışti. Sonra da Scandal filmi için Wlıat IVe Dme To Desen*Thfe'i doldurmuş, 90'da daReputation'layine lıstelerde gö- zûkmüş, SonofA PreacberMan ad- lı parçasıyla PU^J Fîrtion (Ucuz Roman) filminin müzik albümûne de kaülmışn. 1995'te son albümü A Vfery Fî- m Low'ı çıkaran Dusty Springfi- eld, geçen yıl da kraJiçe Efiabetb tarafindan onur ödülüne layık gö- rülmüş, Kraliçehastaneye giderek ödülü Springfîeld'a vermişti... 1939 yılmda Hampstead'de do- ğan Springfield'ın bâbası bir ver- gi memuruydıı. Babasınm şiddet egilimi nedeniyle zor ve mutsuz birçoculdukgeçirdi. 15yaşmday- kende Kaliforniya'ya gelerek mü- zik kariyerine başladı. 30 yılı a§- kın birsüre boyunca Springfield'la birlikte çalışan İVfikeGifl, sanatçı- nın son ana dek kansere yenilme- yi kabullenmedigini belirtti; "O gerçek bir mükemmefiyrtçi ve bû- ü b i l lanmadan önce de, hayabmda ta- nnhğım en inatçı insanlardau bi- nununun telif kazançlannı istisna kap- samına alan 18. maddesinin ressamlar, heykeltıraşlar, şairler, yazarlar lehine iyi- leştirilmesi gerekirken, Temmuz 1998'de TBMM'de birkaç milletvekilinin ver- dikleri önerge ile 1949 yılından beri uy- gulanan telif kazançlannın istisnai du- rumuna ilişkin çok önemli bir geri adım atmıştır. Siyasi kariyerierinde bir leke Demeğimizin, yasa onaylandığı gün- den bugüne sürdürdüğü görüsmeler, yap- tığı açıklamalar, konunun uzmanlannın uyanlan, bir grup milletvekilinin Mec- lis gündeminde 3 aydır bekleyen yeni kanun teküfi önerileri, bu yanlışın dü- zeltilmesini sağlayamamış ve yasa yü- rürlüğe girmiştir. Eski uygulamaya gö- re yıllık geliri 7 milyar liranın altında ya da üstünde olsun zaten yûzde 26 vergi ödemekte olan kültür ve sanat yaratıcı- lan, Ocak 1999'dan itibaren ortalama vergi yûkünün yüzde 22 olduğu ülkemiz- de yûzde 35'Iere varan vergi ödemeye ve defter tutmaya zoruniu kılmdılar. Ülkemizde telif kazançlanndan elde edilen gelirin toplam vergi gelirlerinin yûz binde birini oluşturdugu düşünüiür- se yasadaki değişikliğin arkasında bas- ka nedenler aramak kaçınılmazdır. Üre- timlerinin 'hoşa girmeme' durumunda kültür sanat adamlan üzerinde siyasi bir baskı aracı olarak kullamlabilecek yeni düzenlemeye ilişkin, kamuoyunda olu- şan baskılar sonucu Maliye Bakanlığı'- nın yedi milyar liranın altında kalan ge- lirlerde defter tutmazorunluluğunu kal- dırması sanki bir iyileştirmeymiş gibi açıklanmakta, kültür ve sanat adamlan- ntn temel eleştiri noktası gözlerden uzak- laştınlmaya çalışılmakta ve kamuoyu yanıltılmaktadır. Kültür sanat alanına indirilen bu dar- bede payı olanlar siyasi kariyerlerinde bu- nu bir leke olarak taşıyacaklar, ileride ya- sanacak uygulamalardan sorumlu olacak- lardır. Olkemizin sanatçılannın, düşün adamlannın uzun soluklu müdahale et- me alışkanlıklan vardır ve bellekleri güç- lüdür. Konuyu gündemden indirmeye yönelik, yatıştıncı, konunun özünü sap- tınct açıklamalar yasanın değiştinlme- sine karşı oluşturdugumuz direnci yok edemeyecektir. Sürekii baskı altında tutmak KORAY ARİŞ: Türkiye'de sanatçı şö- valyelik yapmaktadırvB<izk.T para kaza-«( nan insanlar değiliz, sanatımızı öz\'eriy--- leyapmayaçalışıyoruz. Sanatçısıntn hiç- bir sosyal güvencesinin olmadığı bir ül- kede bizler ticari kaygı gözeüneksizin ce- bimizden para harcayarak satılıp sanlma- yacağını düşünmeden üretiyoruz. Dev- letin beni bir memur statüsüne koyması yanlıştır. 7 milyar sının yanlıştır. Dev- letin özendirici olması gerekli. Sanatçı sayısının artması gerekli. Olkeler kültür ve sanat adamlan ile var olurlar. ALEV E. MAVtTAN / BtHRAT MA- VİTAN: Sayın Baylar, sizleri sanatçıla- nn vergisi ile değil, dergisi ve sergisi ile ilgilenmeye davet ediyoruz. CİHATARAL: Ülkemiz- de gün geçmiyor ki sanata ve sanatçının özgür yaratma çabastna aydın insanın dü- şünce üretimine yeni bas- kılar, ağır yükler ve yılgın- lıklargetirilmesin. Işte 1999 Ocak ayında yürürlüğe gir- miş olan yeni vergi usul ya- sası sanatçının vergi muafı- yetini kaldırarak, sanata ağır koşullardayatmaktadır. Ağır vergi yükümlülüğü yanı sı- ra defter tutmak, sürekii bil- dirimlerde bulunmak ve mu- afiyete getirilen sınırlılık- lara baglı olmak zorunlu- luğu yanı sıra sanatçının ya- ratma çabasını olumsuzlaş- öncı, yaşam koşullaruu zor- laştına hükümleriçeren ya- sa, aslında içeriğinde gizli sansürcü ve baskıcı bir tu- tumu da sergilemektedir. Sanatçının aydınlanma- ya, ilerlemeye ıştk veren, yaratıcı kişiliğine insanlı- ğın yaşama organı olan sa- nata indirilmiş bu ağır dar- benin yarası bir an önce sa- nlmalıdır. Kamuoyunura- hatsız eden bu yasa mad- deleri ivedi olarak değişti- rilmelidir. İBRAHİMÇtFTÇtOĞ- LU: Söylenecek söz bul- mak neredeyse olanaksız. Bir 'devlet' sanatçısına bu kadar m\ uzak durup, düş- manca duygular besleyebi- lir diye düşünüyorum. Amaç net gözüküyor. 'Derin Devlet' sanatçıyı sü- rekii baskı altında tutmak istiyor. 'Canına okurum' diyor, Allah aşkına şunun şurasında kaç sanatçımız var, (aynca kaç ressam, hey- keltıraş doğru dürüst para kazanabiliyor) ki tutup on- dan en yüksek vergi bare- minden vergi talebinde bu- lunuyor 'hapisle' tehdit edi- yorsunuz. Lütfen biraz 'in- saf ve izan'. Bu yasanın il- gili maddeleri geri çekilme- lidir. Bırakın yeni iyileştir- me tedbirlerini yasanın ön- ceki halini bile kabul edesi geliyor insanın. Muhsin Ertufruf Tiyatro Emek Ödülü Münir Ozkurun • İZMİR (AA>Dolcuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatlan Bölümü tarafından ilk kez bu yıl düzenlenen 'Muhsin Ertuğrul Tiyatro Emek Ödülü' Münir Özkul'a verildi. Uzun yıllar tiyatroya emeği geçmiş sanatçılara verileceği açıklanan ödül, her yıl oyunculuk, dramatik yazarlık ve sahne tasanmı dallanndan biri için dûzenlenecek. Özkul'a ödülü 19 Mart'ta gerçekleşecek '17. Tiyatro Haftası'nın açılış töreründe sunulacak. Muhsin Ertuğrul, 1979 yılında kendisine Ege Üniversitesi tarafindan verilen fahri doktora unvanının töreni dolayısıyla çok hasta olmasına karşın Izmir'e gelip törene katılmış. bir hafta sonra da bu kentte yaşama veda etmişri. Hasan Hüseyin amlıyor • Küttür Servisi-Türk şiirinin önemli ismi Hasan Hüseyin'in doğumunun 72. yıldönümü dolayısıyia bugün saat 13.30'da Mecidiyeköy Kültür Merkezi'nin konferans salonunda biranma toplantısı dûzenlenecek. Açılış konuşmasını Prof. Dr. Nurettin Sözen'in yapacağı toplantıda Tiyatro Mnga'nın gösterisi, Gülsüm Cengız ve Banş lldan'ın sunacaklan şiirdinletisi, Azime Korkmazgil ve Zühtü Bayar'ın konuşmacı olarak katılacaklan söyleşi, Nevzat Karakış ve Sadık Gürbüz'ün sunacaklan müzik dinletısi yer alacak. Toplantı için giriş ücreti ödenmeyecek. (274 39 35- 543 32 69) Müzikal devf SteBa zor durumda • HAMBURG (AFP)-Almanya'nın en büyük müzikal yapım şirketi Stella zor günler yaşıyor. Şirketin üst düzey yetkililerinin yaptığı açıklamaya göre önümüzdeki günlerde şirketin her beş çalısanından biri işten çıkanlacak ve şu anda gösterimde olan yedi yapımdan ikisi de gösterimden kaldınlacak. Şirketin başını suyun üstünde tutmak için başka şansının olmadığı söyleniyor. Stella'nm yeni genel müdürü Mejoe Klein, geçen perşembe yaptığı toplantıda Duisburg'da oynayan 'Sefıller' ve Essen'de oynayan 'Joseph' adlı müzikallerin gösterimden kaldınlacak olması nedeniyle 610 çalışanm işsiz kalacağını, 390 kişinin ise başka alanlarda istihdam edileceğini belirtti. Stuttgart'ta oynayan 'Miss Saigon'un ise Viyana'da büyük başan kazanan 'Vampirlerin Dansı" müzikaliyle yer değiştireceği söyleniyor. Stella'nm yapımcılığını üstlendiği diğer dört müzikal 'Kediler', 'Operadaki Hayalet', 'Starlight Express' ve 'Güzel ve Çirkin' adlı operalann ise gösterimde kalmalannın daha modemize edilmelerine bağlı olduğu belirtiliyor. Stella'da yaşanan krizin nedeni olarak izleyici sayısının her geçen yıl daha da düşmesi gösteriliyor. PrÖmiyeri 5 Nisan'da Berlin'de gerçekleşecek olan Dtre Dame'ın Kamburu' ije,yapıırn süreci devam n*FrarifcfbrtrûumaJi 'HsfanKrariâ Sgiü 3 herhangi bir sorun yaşanmadığı belirtiliyor. Tüvale yansıyan yüzier • Kültür Servisi- Tema Sanat Galerisi, Ömer Kaleşi'nin resim sergisini sanatseverlerin beğenisine sunuyor. 1967'den.buyana resimlerinde Balkanlar'da yaşanan acılan işleyen sanatçının son dönem yapıtlan da o yıllardaki etkilenmelerin izlerini taşıyor. Kaleşi için en önemli tema insan, özellikle de insan başlan. Yüzier hüzünlü ve düşüncelidir, ama direnirler. Sanatçı, uzun yıllardır sürdürdüğü sanat serüveninde insanın ortak duygulannı, yalnızlığı, yaşamın acımasızlığı ile yaşam karşısındaki savaşımını, geleneğin biçimselliğine karşın soyut bir dil ve renk ile anlatmayı seçiyor. Portrelerinde soyut bir doku içinde sergilediği figüratif öğeler bir noktadan sonra figüratif olmaktan sıynhyor. Tanrıkulu yeniden CSO müdürü • ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkesrrasrnm (CSO) yıllık olağan genei kurulu yapıldı. Genel kuruldaki seçimler sonucunda CSO Müdürlüğü'ne yeniden Nedim Tannkulu getirildi. Her yıl Mart ayının ilk haftasında yapılan CSO'nun olağan genel kunılunda doksan dört sanatçı oy kullandı. Seçim sonucunda en yüksek oyu alan Nedim Tannkulu, Irfani Özdemir, Ahmet Balamir, Şinasi Çilden ve Selim Öğüt yönetime getirildi. Yönetime gelen sanatçılann kendi aralannda yaptıklan seçimler sonucunda da Nedim Tannkulu yeniden CSO Müdürü olurken, Ahmet Balamir, Şinasi Çilden ve Selim Öğüt yönetim kurulu üyeliğine getirildiler. Kuvay-ı MHIIye Katfmlarr'na izin verilmiyor • ORDU (AA)-Ordu Belediyesi Karadeniz Tiyatrosu (OBKT) tarafindan sahnelenen 'Kuvay-ı Milliye Kadınlan' adlı oyunun Gölköy ilçesinde sahnelenmesine kaymakamlık izin vermiyor. Yaklaşık beş aydır Ordu'da sahnelenen oyunun, Kaymakam Zeki Koçberber tarafından gerekçe gösterilmeden ilçede sahnelenmesine izin verilmemesine tepki gösteren OBKT yöneticileri, olayı 'kültür ve sanat etkinliklerini engelleme' olarak değerlendiriyor. Kaymakam Koçberber ise konuyla ilgili açıklamada bulunmuyor. Nezihe Araz'ın yazdığı, Gülçin Üstüntaş'ın yönettiği iki perdelik oyunda Kurtuluş Savaşı sırasında Türk kadınlannın verdiği mücadele anlatıhyor. BUGÜN • CRR'de saat 19.30'da Istanbul Büyükşehir Belediyesi Kent Orkestrası, şef Kamil Coşkun'un yönetiminde ve Gökmen Noyan'ın (trompet) eşliğinde bir konser verecek. (232 98 30) • SALİH ZEKf KOLAT KÜLTÜREVI'nde saat 15.00'te Hilmi Yavuz'un katılacağı 'Osmanlı'run 70. Yıh' başlıkh söyleşi gerçekleşecek. (449 18 84)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle