23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 ŞUBAT 1999 PAZARTESİ 8 HABERLER Gümrüklerde 1997 yılında 1.3 trilyon, 1998'de ise 27.6 trilyon liralık uyuşturucu ele geçirildi Uyuşturucu tr e gözaltıANKARA (AA) - Türkiye'nin uyuş- turucu üe mücadele çabalanna para- lel olarak. geçen yıl gümrüklerde 27.6 trilyon lıra değerinde uyuşturucu mad- de ele geçinldı. Gümrük Muhafaza Genel Müdürlü- ğü yetkılılennden edinilen bılgıye gö- re, 1997 yılında gümrük muhafaza ele- manlan. 1 î operasyonda l trilyon 327 milyar 935 mılyon lıralık uyuşturucu ele geçırdi 1998 yılında operasyon sayısı yıne 15 olarak belirlenırken, bu defa ele geçen uyuşturucu maddenın pıyasa değeri 27 tnlyon 669 milyar 814 milyon lira olarak hesaplandı. Gümrük muhafaza elemanlan, 1998 yılında, Hopa, Edırne, tskenderun, ts- tanbul ve tzmit'te gerçekleştirilen ope- rasyonlarda 586 bın 953 gram eroın, 1 mılyon 385 bın 600 gram asetik an- hidnt, 1500 gram esrar, 171 kılogram baz morfin ve 310 bın adet captagon ele geçırdi. Aynı şekılde Mersin'de emniyet güçlenyle ortaklaşayapüan bır başka operasyonda da 602 bın 603 gram kokaın yakalandı. ^ Gümrük muhafaza elemanlan, 1997 yılında. 284 ayn olayda pıyasa değe- n 5 tnlyon 115 milyar 721 milyon li- ra olan kaçak sıgara. çay ve tıcan eş- ya da ele geçırdi. 1998'de ise bu defa 293 ayn otayda ele geçen kaçak eşyanın parasal değe- n 7 trilyon 5 milyar 362 mıryon hra ola- rak belirlendı. Bu çerçevede yurda yasal olmayan şekılde getirilmeye çahşılan467 bın 546 kılogram çaya, 2 bın 563 şişe içkiye ve 215 bin 667 paket sıgaraya el ko- nuldu. 1997 yılında gümrüklerde 2 bin 259 kilogram kaçak çay ele geçinldi- gı dikkate alındığında, geçen yıl kaçak çayda tam anlamıyla bir patlama ya- şandığı da gözler önüne senldı. Aynı şekılde geçen yıl yurda kaçak yollardan sokulmaya çalışılan 552 mil- yar 938 milyon lıralık tıcari eşyanm Türkiye'ye gınşine de izın venlmedi. Kaçakçılann en fazla yoğunlaştığı gümrük kapılan, Kapıkule ıle tstanbul oldu. Edırne Gümrükler Muhafaza Başmüdürlüğü'nce, 1998 yılında 123 kaçakçılık olayında 514 milyar 429.9 mılyon liralık kaçak eşy a yakalandı. ts- tanbul Gümrükler Muhafaza Baş- müdürlüğü ise 44 olayda 4 tnlyon 28 milyar 168 mılyon liralık kaçak eş- yaya el koydu. Mersin Gümrük Muhafaza Baş- müdürlüğü de 22 olayda 786 milyar 907 mılyon liralık kaçak eşya ele geçınr- ken. îzmıt ıçın de olay sayısı 8, yakalanan eşyanm parasal değen de 588 milyar 746 milyon lıra olarak tespıt edildı. Polis kitabında urkütucu tanım 'Devlet terörünün hedefi elitlerdir' ÖZKANGÜVEN Emnıyet Genel Müdürlüğü Eğitım Da- ıresi tarafından hazırlanan \ e polis okulla- nnda okutulan ders kitabında "devtetterö- rü*nün hedefinın "üikedevaşaşan etitierya da devlet temsjjtikri" olduğu belirtılıyor. Ders kitabında terörist' kavramıyla ıl- gılı de ılgınç açıklamalar yer alıyor. Kıta- ba gore. terönstler. "erkek, yirmi yaslann- da, bekâr, ortadirek >a da yüksek gelirti ai- leye üye. ünrversite egituni görrnüş. ve can sıkınbsı çekeıT kışıler araMndan çıkıyor. -Polis Okullan Ders Kitaptan-1" adlı, 1997 tanhlı ders kitabında "devletterörü- ne" yer venlıyor. Emniyet, devlet terörünü "gfafi" ve "dev- 'Copyankş kullanılıyor' Pohslenn, bazı toplumsal olaylarda göstencılerekarşı kullandığı "toptonn'' aslında bırer "dürtnre" silahı olduğu belırtıldı. GazetecıMetinGöktepenin . cop ve tekme darbelenyle öldürüldü- ğü iddialanna karşın polis okullann- dakı öğrencilere okutulan ders kita- bında bu sılahın ölüme neden olmadı- ğı belırtiliyor. Kıtaba göre cop, "görevfi poüs fle gösterici-saldırgan arasında belirii bir mesafe rutmak için kolun uzanüsı ola- rak" tutuluyor. Kullanılış şeklinın an- latıldıgı bolümde copun "yaralamak- tan çok kisiyi etkisiz bırakmak" ama- cıyla kulianıldığı belirtılıyor. Ancak toplumsal olaylarda polis, göstericileri etkisiz bıraktığı halde vur- maya devam ediyor. Kitapta cop dar- belennın msan vücudununhassas nok- talanna vurulamayacağı kaydediliyor. let destekü korumalT terör dıye ıkı bölü- me ayınyor. Bu ayrıma göre. emnıyetın dev let teroru tanımı şö> le "Gizlidevlette- rörü, devletajaniannuı terörevtemkrine giz- Ike kablmasıdır. Diğeri ise devletin ajanla- n ya da bazı gruplar dev let adına terör ey- lemlerioigerçekkştirmek için görevlendiri- lirter. Hedef ya üUİede yaşay an elitkrdir \a da başka devlet temsikileridir." Kitapta bır "•terörist prototipi* çızen em- nıyete göre, terönst "genellikle'' terör ey- lemlennde bulunan kışı, kışıler ya da ku- rumlar olarak tanımlanıyor. Ancak bu tanımın yetersız kaldığı vur- gulanarak şoyle devam edılıyor "tstisnalan olmasına rağmen tipik terö- rist erkek yirmi yaşlannda, bekâr. ortadi- rek ya da yüksek gelirli aileye mensup, üni- versite eğitimigörmüştür. Yine >apdanaraş- nrmalarda, terörisrler dogru inançİLsiyah- beyazgibi kesin kararbdırian odün vermez- ler. risk almayı severter hatta isterier. eyle- me>atkındıriar." Kitapta bu tanımın ardından şu soru yö- neltılıyor "Buözelliklerindendolayımı te- röristoluyoriar.yoksa terörist olduktanson- ra mı bu özeüiİderi kazanıyoriar, bu pek açık değildirf ICışının kısa bır sürede terönst olamaya- cağına ışaret edılen ders kitabında. teröns- tın terönst olabılmesı ıçın ılk önce bunalı- ma gırmesı, canının sıkılması gerektığı be- lırtılerek "Kişi bir gecede terörist oîmaz. Can sıkınüsı protestoya götürür ve kesin göniş aynmıyeraltına bir teröristüyesi eta- nık gitmesiyle sonuçlamr" denılıyor Terönstlerin "ruhsal özeflikJerinin" ele alındığı bölümde ise bu ınsanlann bırçok sorunu bulunduğu ve depresyon geçırdık- lenşöyleanlatılıyor "Teröristlikteki rolle- rinde pek rahat değillerdir. Sinirsel olarak başarma korkusuna sahiptirler. Doğnı hak- kında sağdmuvu kay betmişlerdir ve ken- dikrininyapükiannın doğruluğuna inanır. onun propagandasını yaparlar." Viik irfni tfyhaıı ı^oinden \dana iNtıkametine gelen 64.861 sefer sayıh yüktreni\akapınarbeldesiyakjnındabilinnıe>enbirnedenlerâ>'- dan çıktı. Trenin raydan çıkması sonucu öien vcya yaralanan oimadığı bildirildi. Lzun süre ulaşıma kapanan demiryolu dün sabâh 09.00'da trafiğe a^ılabüdi. (Fotoğraf: AA) Tankerle minibüs hatalı sollama sonucu çarpıştı Adana'da kaza: 9 ölü,15 yaralıADANA (Cumhuriyet Güney İDeri Bürosu) - Karaısalı ilçesine gıtmekte olan yolcu minıbüsünün Salbaş mevkıınde bır tankerle çarpışması sonucu araç sâıâcülen ıle bırlıkte 9 kışı öldü, 15 kışı yaralandı. Adana'dan aldığı yolcularla Karaısalı ilçesıne hareket eden Ragıp Uçar yonetımındekı 01 DN 173 plakalı minibüs saat 18.00 sıralannda Salbaş mevkıınde karşı yönden gelen Yaşar Can ıdaresindekı 01 TF 785 plakalı tanker ıle çarpıştı. Kaza anında araç sürücülen yaşamlannı yitirirken jarampole yuvarlanan minıbüste bulunduğu belirtılen yaklaşık 30 yolcudan Mehmet Ayten, Ahmet \ak;ın, Pettn Boduregta. Safih Boduroğkı, Ramazan Dnraa, Cafer Durmaz ıle kımlığı henüz saptanamayan 35 yaşlannda bır erkek öldü. Yaraldar hastanelere dağrtıldı (Cazada ağır yaralanan Mustafa Sürmeii, Mehmet Hayva, M. Galip YficeL Mehmet Davarcu Galip Girgec, İdris Bülbül. Harun Dönmez, Cumhur YapıCL, Elif Öztürk, Mehmet Türkmen, Davut Gökçeli, Tuğba Yılmaz, Emrah Yılmaz. Özlem Doğuş, Mehmet Karaduman ve kımlıkten henüz belirlenemeyen 2'sı çocuk 4 kışı Çukurova Ünıversıtesı Balcalı. Devlet \e SSK hastanelennde tedavı altına alındılar. Yetkılıler, görgü tanıklannın anlahmlanna göre kazaya mınıbüse fazla yolcu aldığı ıleri sürulen ve yaşammı yıtıren Recep L'çar'ın hatalı sollama yapmasının neden olduğunu belırttıler. Dokuz Eylül Üniversitesi araştırması Osmanlı cinseiliği engelleyemedi OZA1N YAYMAN İZMİR- Tüm baskı ve ya- saklamalara karşın Osman- lılarda fuhuş ve zınanın yay- gın olduğu belırtıldı. Yapılan bır araştırmada, sanılanın ak- sme Osmanlı'da cınsel bılgi düzeyının de yüksek oldu- ğu ortaya konuldu. Dokuz Eylül Ünıversıtesı Eğitım Fakültesı öğretım üyelennden Yrd. Doç. Dr. Fıkret Yılmaz m. 1985 yı- lmdan bu yana uzennde ça- lıştığı -Anadolu'daSucTür- leri" konulu bıhmsel araş- tırmabinda." 16. yüzyılda Os- manlıtaşrasında fuhuş >ç a- na" konusu da yer alıyor Yılmaz'ınaraştırmasında 16 yüzyıl Osmanlı taşrasında cınsel suçlann yüzde 11 ora- nında gönildüğü, suç türle- n arasındazına. fuhuş, homo- seksüellık, kız kaçırma, te- cavüz gıbı konulan ıçıne alan genış bır açılımda cınsel suç- lann dıkkatı çekıcı oranda yüksek olduğu belirtılıyor. Araştırmada ayrıca, cınsel bılgı düzeyının sanıldığının aksme son derece ılen oldu- ğu da vurgulanıyor. Yrd. Doç. Dr. Fıkret Yıl- maz, Tanzımat'tan önce cm- sel suçlann görulmedığı ırıa- nışmın doğruolmadığmı ıfa- de ederek "Anadolu'da. Tan- zimat sonrası cinsel konu ve suçlann gündemegekliğiyo- tundaki inarnş son dereceyan- lıştır. Tanzimat'tan sonra ge- nelevler açümıştır. Bu. Os- manlı adliye arşivteri ince- lendiginde ortayaçıkmakta- dır. Osmanlı taşrasında cin- sel konular önemliydL Hat- ta bizim tahmin ettiğimbedeiı daha fazla oneme sahipti" dedı. Osmanlı'da 16. yüzyılda tstanbul ve Anadolu arasın- da önemlı sosyal farklar bu- lunduğunu kaydeden Yıl- maz, "'Cinselsuçlann oraru- nın yüksek olmasına rağmen cezalannın şeriat ile yöneti- len bir ülkeye göre çok hafif olması da dikkati çekici baş- ka bir husustur. Bu cezalann çoğu değnek cezası olarak veriliyor ve sonunda parava çevriliyordu. Başın taşla eiü- mesi gibi bir ceza ise sadece 18. yüzyılda Istanbul'da bir kezuygulanmış ve aydıniann, yönetimin serttepkisi ik kar- şılaşmış,bir daha tekraıian- mamışnr" dıye konuştu. 16. yüzyıl Osmanlısı üze- nne yapılan araştırmanın so- nuçlannda şu görüşlere yer \enldı "Fahişelereodönem- de ruspa deniliyordu. Ma- halleli bir evin kadınının er- keğinialdatnğına inanıyorsa, o evin kapısına bir çift boy- nuz asüıyordu. Anadolu ve tstanbul arasında cezakarda farkiüıklar vardı. İstanbul'da fuhuş yapanlann topa konu- lup mermigibi atıldığı arşiv- lerde kavitlı. Ruspalar para- stzolarakçahşbnbvDrdu. Pat- ronlanyla (o günkü deyimi köftehor) aralanndaki an- laşmazlıklar güven sorunun- dan kaynaklanıyordu. Muta nikâhı (geçici nikâh) söz ko- nusu değildi. Çünkü bera- berliklerin adını koymaya gerek yoktu. Ozgürceevlenip boşanılabiüyordu." Yunus Nadi Armağanı Yarışması, 1946'da kuruldu; hem geçmişe, hem geleceğe dönük olan anlamı, gazetemi- zin kurucusu Yunus Nadi 'ye saygı ve se\>giden kaynaklamyor. Yalnız Cumhu- riyet gazetesinin değil, Türkiye Cumhu- riyeti nin kuruluşunda büyük emeği bu- lunan Yunus Nadi 'nin anısını her yıl tazelemek bizim için bir görev. Devrim- ci ve demokrat Cumhuriyet 'in Ulusal Bağımsızhk Savaşımızla ve Türkiye Cumhuriyeti 'yle zamandaş ve eşanlam- lı bir kuruluş tarihçesi var. Yunus Nadi, gazetemizin temel taşlarım bu doğrul- îııda koydu. Yunus Nadi 'nin ölüm yıldö- niimünü geçmişe dönük bir acı olarak değil geleceğe yönelik bir kültür olayı- na dönüştürmek amacıyla bu yarışma düzenlendi. Yanşmanın ilk düzenlendiği yıllarda Türkiye de sanat alanında hiçbir özel ö'dül yoktu; tek parti dönemiydi ve yal- nız CHP'nin koyduğu bir şiir ödülü vardı. Aynı dönemde bütün dünyada sa- nat, bilim ve edebiyat ödülleri ün yap- mışlardı. tsveç'te Nobel, ABD'de Pulit- zer, Sovyetler'deLenin, Fransa da Gon- court ödüllerinin sonuçları Türkiye de de izleniyordu; ama ülkemiz bu alanda da geç kalmıştı. Cumhuriyet gazetesi bu öncülüğü üstlendi, elli üç yıl önce düzenlenen Yunus Nadi Armağanı'yla sanat ve kültür yaşamımızda bir yarış- ma coşkusu oluşturdu. Daha sonraki yıllarda Türkiye 'de de yanşmâların ve ödüllerin sayısı çoğal- dı, yirmıyi aştı. Bugün belki ödül enf- lasyonundan söz açılabilir; eleştirel bir yaklaşımla sakıncalan gündeme getıri- lebilir, ama yine de kültür, bilim ve sa- nat konularında yapılan yatırımlann çokyararlı olduğu rahathkla söylenebi- 53. YIL YUNUS NADİ ÖDÜLLERİ 1999 lir. Zamanla ödüller arasında ayrımlar ortaya çıkar; bir yarışma kurumsallaş- tıkça, amacı, nitelikleri, karakteri belir- ginleşir. Bu arada kimi holdinglerin kendi amaçlarına yönelik yanşmalar düzenlemeleri ve ödüller dağıtmalan da bu alanda kaçımlmaz çoğulculuğu yansıtıyor. Kimi bankalann, şirketlehn. ticari tekellerin reklam amacıyla dü- zenledikleri yanşmâların ödülleri, pa- rasal açıdan ne kadar büyük olursa ol- sun; özü, maddi çerçevenin dışındaki anlamında odaklaşıyor. Ödüller, 40 yılı aşkın bir sürede Yu- nus Nadi Armağanı Yarışması adıyla aralıksız olarak kırkyüı aşkın bir süre- de düzenli olarak gerçekleştirildi, kül- tür ve sanat hayatımıza amaçlanan kaikıları yaptı ve etkilerini duyurdu. Daha önce bir dalda yapılan ödüllen- dirmenin kapsamı 1990 yılından itiba- ren genişletildi ve Yunus Nadi Ödülleri adıyla sürmeye başladı. Ûlkemizin kültür ve sanat yaşamı bü- tün baltalanmalara ve olumsuz yatırım- lara karşın sürekli gelişiyor ve yaygın- laşıyoı: Fikir ve sanat özgürlükleri Tür- kiye de tam değil; siyasal iktidarların baskıları hâlâ sürüyor ve çağdaş de- mokratik ortamdan henüz yoksun sayı- lıyoruz. Buna karşın fikir, sanat, bilim, kültürde çabalar sürüyor. Tarihsel geli- şim sürecinde elbette 'aydınlanma'nın önüne hiçbir güç geçemez. Cumhuri- yet, çağdaş uygarlığa gıden yolun fikir, sanat, kültür, bilim yolu olduğunu kuru- luşundan beri savunan bir gazete. Bu yoldaki çabaları desteklemek ve özen- dirmekte Yunus Nadi Ödülleri'nin işle- vi sürecek. Bu yıldan başlayarak 1999 Yunus Nadi Ödülleri 'nde iki anabaşlık altında dört ödül verilecek. Edebiyat Ana Dalı: Öykü, roman, şiir. Bilimsel Araştırma: Sosyal Bilimler Araştırması. Önümüzdeki yıllarda ödül anadalları ve dallarında gereksinimlere göre değişiklikyapılabilecek. Adayiara başanlar diliyoruz- ÖYKÜ Ödüle 1 Nisan 1998 ile 31 Mart 1999 tarihle- ri arasında yayımlanmış bir kitap ya da yayı- na hazır bir 'kitap dosyasf yla aday olunabi- lir. Yayımlanmamış yapıtlann, beyaz dosya kâğıdına makine yazısı ile çift arahklı yazıl- mış olması gereklidir. Adaylar yapıtlannı altı adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici Kurul, ödülü, kitap ve kitap dos- yası arasında paylaştırabilir. Seçici Kurul: Mehmet Başaran, Vedat Gün- yol, Selim tleri, Tarık Dursun K., Sami Kara- ören. R O M A N Ödüle 1 Nisan 1998 ile 31 Mart 1999 tarihleri arasında yayımlanmış bir kitap ya da yayına ha- zır bir 'kitap dosyası'yla aday olunabilir. Yayım- lanmamış yapıtlann, beyaz dosya kâğıdına ma- kine yazısıyla çift arahklı yazılmış olması ge- reklidir. Adaylar yapıtlannı altı adet olarak gön- dereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici Kurul, ödülü, ki- tap ve kitap dosyası arasında paylaştırabilir. Seçici Kurul: falip Apaydın, Ahmet Cemal, Konur Ertop, Fethi Naci, Muzaffer Uyguner. $ I I R Ödüle 1 Nisan 1998 ile 31 Mart 1999 tarihleri arasında yayımlanmış bir kitap ya da yayına ha- zır bir 'kitap dosyası' ile aday olunabilir. Ya- yımlanmamış yapıtların beyaz dosya kâğıdına makine yazısı ıle çift arahklı yazılmış olması gereklidir. Adaylar yapıtlannı altı adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçi- ci Kurul ödülü kitap ve kitap dosyası arasında paylaştırabilir. SeçiciKurul: Ataol Behramoğlu, Prof.Dr. Ce- vat Çapan, Doğan Hızlan, Attilâ îlhan, Şük- ran Kurdakul. S O S Y A L B İ L İ M L E R A R A Ş T I R M A S I Ödül konusu "Demokrasi ve Terör" olarak be- lirlenmiştir. Ödüle 1 Nisan 1998 ile 31 Mart 1999 tarihleri arasmda yayımlanmış bilimsel araştır- malarla, yayına hazırlanmış ve en az 25 sayfa olarak beyaz dosya kâğıdına çift arahklı maki- ne yazısı ile yazılmış bilimsel araştırmalar ka- tılabilir. Adaylar yapıtlannı sekiz adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Se- çici Kurul Ödülü, kitap ve kitap dosyası arasın- da paylaştırabilir. SeçiciKurul: Prof. Dr. BediaAkarsu, Prof.Dr. Tok- tamış Ateş, Prof. Dr. Aydın Aybay, Prof. Dr. Ta- ner Berksoy, Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, Prof. Dr. îzzettin Önder, Prof. Dr. Erdoğan Teziç. H E R D A L İ Ç İ N G E Ç E R L İ G E N E L K O Ş U L L A R Ödüller, her dalda amatör-profesyonel herkese açıktır. (Cumhuriyet mensuplan hiçbir dalda ödüle aday olamazlar.) Adaylar gerçek ad ve ad- reslerini ve telefon numaralannı belirtmek zo- rundadırlar. Ancak adaylar adve adreslerinin sak- lı tutulmasını isteyebilirler. Ödül koşullanna uy- mayan yapıtlan yanşma dışında tutmak zorun- dayız. Adaylann yapıtlanylabirlikte adlannı ve soyadlannı arkasına yazacaklan iki fotoğrafla- nnı, açık adreslerinin de yer aldığı katılma bel- gesini ve yaşamöykülerini 12 Nisan 1999 Pa- zartesi günü saat 17.00'ye kadar 'Cumhuriyet Gazetesi, Yunus Nadi Ödülleri. Cağaloğlu 34334 Istanbul' adresine iadeli taahhütlü olarak pos- tayla göndermeleri ya da elden alındı karşıhğı teslim etmeleri gerekmektedir. Yayımlanmış ya- pıtlar daha önce herhangi bir ödül almamış ol- malıdır. Zarfın ya da paketin üzerine hangi dal ile ilgili olduğunun (şiir, roman. öykü vb.) ya- zılması zorunludur. Ödül dallannda (Sosyal Bilimler Araştırması dışında) konu sınırlaması yoktur. Yapıtlar hiçbir şekilde iade edilmez. Ödül alan ya da herhangi bir şekilde ön eleme- den geçirilen yapıtlar. genel yayın ilkelerimiz doğ- rultusunda gazetemizde yayımlanabilir. Ödül sonuçları 29 Haziran 1999 günü açıklanacaktır. Ö D Ü L Her dal için: 500.000.000 TL. K A T I L M A B E L C E S İ ADIM, SOYADIM: ADREStM: TELEFONUM: KATILDIĞIM DAL:
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle