Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 ŞUBAT 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI 13
Alüminyum
ünetimi
anttıpdıyor
• ANKARA(AA)-
Türkiye'nin kamuya ait
tek alümrayum üreten
kuruluşu olan Eti
Holding'e aıt Konya
Seydişehir Alüminyum
Tesisleri'nde
modemizısyon ve
kapasite artışına yönelik
çalışmalara hız verildi.
Yaklaşık 30 yıl önce Rus
teknolojisi ıle kurulan
tesislerde yapılacak
modemizasyon ve
yenileme çalışmalan ile
tesislerin önemlı bir
bölümü ileri teknoloji ile
yenilenecek \e kapasite
büyük ölçüde arttmlacak.
l
MaH tablolar
yeniden
düzenlenmeli'
• İSTANBUL(AA)-
Şirketler 1998yıhna
ilişkin mali tablolannı
açıklamaya devam
ederken, bu bilançolann
ne kadar gerçeği yansıttığı
tartışıhyor. Uluslararası
Danışmanlık Firması
Arthur Andersen'in
Türkiye Genel Müdürü
Şaban Erdikler, mali
tablolann, bir şirketin
gerçek mali durumunu
yansıtacak şekilde
düzenlenmesi gerektiğini
bildirdi. Erdikler,
Türkiye'de mali tablo
düzenleme gereğmin
geleneksel olarak. vergi
matrahının ve vergi
otoritesine karşı yerine
getirilmesi gereken
sorumluluk tespitine
yönelik bir faaliyet olarak
düşünüldüğünü belirtti.
Marka tescil
başvuruları
• ANKARA(AA)-
Sanayide. tanmda ve
küçük sanatlarda, bir
malın üretimi veya
piyasaya sürülmesı ıle
ilgili başvurular, ticaret
markası olarak
değerlendinlecek. Sanayi
ve Ticaret Bakanlığı'nın
'Marka Tescil
Başvurulannm Mai we
iri
SC
Hizmet Listelerinin
Sınıflandınlmasına ilişkin
Tebliğ'i, Resmi
Gazete'nin dünkü
sayısında yayımlanarak
yürürlüğe girdi.
Reklam Kuruiu
ceza yağdırdı
• Ekonomi Servisi -
Reklam Kurulu
tarafından, 1995 yılından
bu yana verilen ve Sanayi
ve Tıcaret Bakanlığf nca
onaylanan para
cezalannın toplamı, 1
trilyon 511 milyar 600
milyon liraya ulaştı.
Reklam Kurulu'nca,
çalışmalanna başladığı 8
Eylül 1995tarihmdenbu
yana geçen süre içerisinde
medya ve çeşitli yerlerde
yayımlanan reklam ve
ılanlar ile ilgili toplam
449 şikâyet başvunısu
yapılırken bunlardan
35l'i hakkındadosya
açıldı. Ocak ayından
bugüne kadar da toplam
516 milyar 200 milyon
liralık ceza kesildiği
bildirildi.
Tünkmenistan
• TAHRAN (AA) - Iran,
Türkmenistan
doğalgazının Hazar
Denizi'nin tabanından
geçerek Azerbaycan ve
Gürcistan üzerinden
Türkiye'ye ulaştınlmasını
öngören projenin kabul
edilemez olduğunu
savundu. lran Dışişleri
Bakanlığı sözcüsü Hamid
Rıza Asefı, yaptıgı
açıklamada, Türkmenistan
Cumhurbaşkaru
Saparmurad Türkmenbaşı
ile ABD sermayeli PSG
Konsorsiyumu Başkanı
Eduard Smith tarafından
önceki gün Aşkabat'ta
imzalanan Trans
Hazar Doğalgaz Boru
Hattı Anlaşmasrnı
eleştirdi.
DUNYA
EKONOMÎSİNE
BAKIŞ
Yazanmız ERGİN
YILDIZOĞLU yıllık
izninin bir bölümünü
kullandığından
yazılarına bir süre ara
vermiştir.
Toplam borçlan ulusal gelirlerinin yaklaşık yüzde 93'üne denk geliyor
Üçüncü dünyayı borç öldEkonomi Servisi - Üçüncü
dünya ülkeleri borçlannı
ödemek için uğraşırken, bu
paralarla
çözümleyebilecekleri
sorunlar nedeniyle her gün
yüzlerce insanını ölüme terk
etmek zorunda kalıyor.
Toplam borçlan, ulusal
gelirlerinin yaklaşık yüzde
93'üne denk gelen yoksul
ülkelerin borçlarının
silinmesi, gelişmiş ülkelerin
yılda kişı başına 19 dolan
buna ayırmasına bağlı. Bu
ülkelerin bir yılda
silahlanmaya ayırdıklan para
ise kişi başına 490 dolara
ulaşıyor.
130 katrilyon borç
Üçüncü dünya ülkelerinin,
Dünya Bankası ve IMF'ye
borçlarını ödemek için
akıttığı paralar, yurrtaşlannın
eğitim, sağhk gibi
hizmetlerden mahrum
kalmalarına yol açarak yaşam
standartlannı geliştiımelerinı
engelliyor. Birleşmiş Milletler
Kalkınma Programı'nda yer
alan verilere göre, her yıl,
hükümetlerinin yüklü borç
ödemeleri nedeniyle yeterlı
sağhk hizmeti götüremediği 7
milyon çocuk, tedav i
edilebilir hastalıklardan
yaşamını yitınyor.
lrlandah rock grubu U2'nun
solisti Bono, dünyaca iinlü
boksör Muhammed Ali ve
Budist lider Dalai Lama
önderliğinde gerçekleştirilen
"Jubife 2000" kampanyası.
dünyanın en yoksul 51
ülkesinin 371 milyar dolar
B,irleşmiş Milletler
Kalkınma Programı 'nda
yer alan verilere göre,
yılda 7 milyon çocuk,
hükümetlerinin,
kaynakları sağhk ve
eğitim hizmetleri yerine
borç ödemeye transfer
etmesi nedeniyle, tedavi
edilebilir hastalıklardan
yaşamını yitiriyor.
(130 katrilyon lira) oldugu
hesaplanan borçlarının 2000
yılında sıftrlanması içm çaba
harcıyor. Jubile 2000
gönüllüleri, zengin
Batı'nın refahını,
Latm Amenka ve
Afrika'nın en yoksul
ülkelennin üzerinden
kazandığına dikkat
çekiyorlar.
Eskı borçlannı ödemek
için yüksek faizh yeni
krediler almak
durumunda kalan üçüncü
dünya ülkelerinin böylece bir
borç batağına girdiği
kaydediliyor.
Dünya Bankası ve IMF'den
alınan borçlann, halkına kötü
da\ ranan diktatörlere gittiği
ve diktatörlenn aldıklan bu
paralarla "güçterine güç"
kattıklan, ceplenni
doldurdukları
belırtilırken, lMF'nin,
kamu harcamalannın
kısılma.sı için
baskıcı hükümetleri
özellikle özendirdiği ıfade
ediliyor.
1980"li yıllardan bu yana
Afrika ülkelerinde reel
ücretlenn yüzde 50-60
oranında gerilediği
kaydedihrken Latın Amerika
ve Afrika ülkelerinde
işsizliğin çığ gibı
büyüdüğüne de dikkat
çekiliyor.
Borçlar kaynakkm eritiyor Zenginler kıüübii topUmdı
• Üçüncü dünya ülkelerinin Batıh
ülkelere kişi başma 250 sterhn (141
milyon lira) borcu olduğu biliniyor.
Bu para, bu ülkelerdeki çoğu
insanın yıllık kazancma denk
geliyor.
• 1997 yılmda tngiltere'nin
Afrika'ya yaptığı 26 milyon
sterlinlik yardtma karşm Afrika
üikeTerinfh her gün bu miktarda
parayı borç olarak Batıh ülkelerin
• kredi kurumlanna ödemek
durumunda olduklan belirtiliyor.
• Afrika'nın ödediği borcun, bu
ülkelerde sağlık hizmetlerine aynlan
paym dört katı oldugu saptanırken
Uganda'da bu oran 6 kata
yaklaş\yor.
• Gelişmiş ülkelerin verdikleri
borçlann Zaireli diktatör Mobutu'ya
verilen 8.5 milyar dolar gibı, bu
ülkelerin halklanna ulaşamadığma
dikkat çekiliyor.
• Latin Amerika'nın 365 milyar
sterlin olan toplam borcu ulusal
geîirinin yüzde 36'sı iken 140 milyar
sterlin borcu olan Afrika'nın Sahrâ
Bölgesi için bu oran yüzde 83.
Zenginler kulübü G-7'nin finans
bakanlannın Almanya'nın Bonn
kentindeki toplantısında, aşın borç
yükü altında ezilen yoksul ülkelerin
borçlarının 'bir kısmımn' silinmesi
konusu, 19 Haziran"da Almanya'nın
Cologne kentinde yapılacak zirveye
bırakıldı. ABD'nin başı çektiği
birkaç ülke, IMF'nin altın
rezervlerinden 100 milyar dolarlık
bölümünün satılarak üçüncü dünya
ülkelerin borçlannm buna karşılık
gelen bölümünün silinmesi üzerinde
duruyor. Almanya ise buna karşı
çıkıyor.
Üçüncü dünya ülkelerinin 371
milyar dolar olan borcunun
çogunlugunun Dünya Bankası ve
IMF'ye, kalan kısmmın da G-7
ülkelerine olduğu biliniyor.
Birçok sivil toplum kuruluşu,
müzisyen, sporcu tarafından
desteklenen Jubile 2000 kampanyası
çerçevesinde, Haziran'daG-7'lerin
toplantısı öncesinde borçlann
silinmesi için baskı yapılacagı ve
çeşitli eylemler gerçekleştirileceği
kaydediliyor.
Türkiye Ziraat Odalan Birliği Başkanı Yücel, tanma yönelik eleştirilere yanıt verdi
'Ekonomiyi batıran tanm sektörü değil'
• Yücel, "Bakanlıklann
bütçesinin yüzde 85'i
siyasi nedenlerle istihdam
edilen ya da çalışmadığı
halde maaş alanlara
gidiyor. Bu da tanm
desteklemeleri olarak
görünüyor*' dedi.
Ekonomi Servisi - Türkiye Ziraat Oda-
lan Birliği (TZOB) Başkanı Faruk Yücel.
tanmın "ekonomiyibatu-ansektör" olarak
göstenlmesini sert bir dılle eleştirdi
Başkan Faruk Yücel, "Tanmı destekle-
me adı altında yapılan hizmetlerte siyasi
maksatiı istihdamlar yapıkyor. Bakankk-
lann kadrolan şjşirilmektedir" diye ko-
nuştu.
Yücel tarafından ziraat odalanna gön-
derilen 8 sayfalık yazıda. "tanmsaldestek-
lemenin ekonomiye getirdiği yüklere" iliş-
kin haberler anımsatılarak "Ülkemizdeki
ekonomik sorunlann nedeni olarak tanm
kesimineverilen destekler gösterilmektedir.
Bu suçlamanın ne derece vanlıs, bir itham
olduğu, tüm tanm camiasinca bilinmekte-
dir" denildi.
Bölgede izlenecek ekonomik kalkınma politikalan yeniden belirleniyor
Güneydoğu'ya
merkez projesi
TZOB Başkanı Faruk Yücel. "Bakan-
lıklann bütçesinin yüzde 85*i siyasi neden-
lerle istihdam edilen ya da çalışmadığı hal-
de maaş alanlara gidiyor. Bu da tanm des-
teklemeleri olarak görünüyor" dedi.
Tanm kesimine 1998 yılında gübre için
verilen 140 trilyon liralık sübvansıyonun
tamamınm tanma aktanlmadığı belirtılen
yazıda, bunun bir kısmının boya sektörün-
de. patlayıcı madde ola-
rak da madencilik ve mü-
teahhitlik sektörünce kul-
lanıldığı kaydedildı.
Ekonomi Servisi - Türkiye
Ziraatçılar Derneği (TZD)
Genel Başkanı tbrahim Yetkin.
Dogu ve Güneydoğu Anadolu
Bölgesi'nde izîenecek
politikalann yörenin özellikleri
dikkate alınarak beiirlenmesi
gerektiğini belirterek
"BöJgede, Merkez
Köy Projesi'ne
geçilmeli ve cazibe
merkezleri
oluşrurulmalıdır'"
dedi.
Öneriler
Yetkin, dûn
düzenlediği basm
toplantısında,
Türkrye'nin,
Doğu ve
Güneydoğu
Anadolu
Bölgesi'nde
siyasal anlamda
hedefıne ulaştığını
ifade ederek. bu
hedeftn bütün millete mutluluk
verdigini söyledi. Bundan
sonraki aşamada bölgenin geri
kalmışhğmın tersyüz edilmesi
gerektiğini anlatan Yetkin,
dernek olarak. bölgenin
kalkınması için önerileri
bulundugunu kaydederek, bu
önerilerin vakit kaybedilmeden
• Türkiye
Ziraatçılar
Derneği Başkanı
Yetkin daha önce
Bolu'da
uygulanan
Merkez Köy
Projesi'nin
bölgede de
yapılarak cazibe
merkezleri
oluşturulacağım
söyledi.
yerine getirilmesi gerektiğini
bildirdi. tbrahim Yetkin.
bölgede, daha önce Bolu'nun
Mudurnu ilçesinde
gerçekleştirilen "Merkez Köy
Projesi'* ile dağınık yerleşim
merkezlerinin bir araya
toplanabileceğini kaydetti.
Bölgede ekonomiyi
harekete geçirecek
"cazibe merkezkri"
oluşturulmasını da
isteyen tbrahım
Yetkin, diğer
önerilerini şöyle
sıraladı:
"Toprak ve tanm
reformu bölgede
gecikmeden
gercekleştirilmelidir.
Tanmda üretim
planlamasına
geçilmeli ve derhal
tanm mastır planı
hazırianmahdır.
GAP'ın
tamamlânması
hızlandınlmabdır. Büyükbas ve
küçOkbaş hayvancıhk
destekknmeü \e meralar ıslah
edilmelidir.
ÖzeDeştirilen Et-Bahk
Kununu, Süt Endüstrisi
Kurumu ve Yem fabrikalannın
yerini dolduracak yeni
kurumlar ihdas edilmelidir.'' Güneydoğu'yu kalkmdıracak politika arayışlan süriiyor.
TV1O alımlan
Toprak Mahsulleri Ofi-
si'nin (TMO) geçen yıl al-
dığı ürün için üreticiye top-
lam 400 trilyon lira ödedi-
ği, bu paranın bulunabıl-
mesı için kamunun 600
trilyon lira faiz ödemek du-
rumunda kaldığı belirtilen
yazıda. bu alım sistemin-
den vazgeçılmesi ıstendi.
Yazıda. doğrudan alım yap-
mak yerine prim sistemi-
ne geçilmesi önerilerek,
böylece ekonominin kay-
da ahnabileceği. üretici-
nin desteklenmış, tüketi-
cmin korunmuş olacağı.
kamunun mali yükünün
azalacağı ıfade edildi. Ya-
zıda. "TMO'nun iiriinsa-
nşı sırasmda basiretU bir
tüceargibi davranmadıgı,
gıda sanayisinin amban ve
deposu olarak. sektörü des-
teklemek için alım yapn-
ğı" kaj'dedildi.
Tanm kesimine uygula-
nan kredinin faızinın de enf-
lasyonun üzerinde olduğu-
na dikkat çekilen yazıda,
bu nedenle çiftçinin faiz
açısmdan desteklenmiş sa-
yılmayacağı belirtilerek,
kamunun iç borçlanmaya-
parken faizlerindeki yük-
sekliğin de yanlış finans
politikalanndan kaynaklan-
dığı öne sürüldü. Yazıda,
devletin çiftçiye doğrudan
kredi vermekten vazgeç-
mesi, çiftçinin istediği ban-
kadan alacağı kredinin fa-
izini sübvanse etmesi öne-
rildi.
ANKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
Sessiz
1
İşsizlik
Seçimlere gıderken toplumun önemli sorunlannın
gündeme gelmesi, bunların çözümlerinin tartışılma-
sı ve bu çerçevede siyasal partilerin ve bunlann
adaylannın durumunun irdelenmesi gerekir. Oysa. te-
mel sorunlar konusunda tam bir sessızlik egemen-
dir. Temel sorunlardan birincisi ise işsizliktir. Devlet
Istatistik Enstıtüsü'nün (DİE), geçen günlerde ya-
yımladığı veriler, işsizliğin ağırbirsorun olduğunu bir
kez daha kanıtlıyor.
Önce, toplam sayılara kent-kır aynmında bakıldı-
ğında ilginç bir durum gözleniyor. Ekim 1997-Ekim
1998 bir yılında toplam istihdam yaklaşık 1 milyon
140 bin kişi artmış, 21 milyon 958 bine ulaşmıştır. An-
cak, ilginçtir bu arhşın tamamı kırsal kesimde görül-
mekte; kent istihdamı hiçbir artış göstermemekte-
dir. Bir başka anlatımla, Türkiye ekonomisı, 20 bin
ve üstü nüfuslu yerleşim birimlerinde geçen bir yıl-
da yeni iş alanı açamamıştır.
Bu olgu. kentsel kesimde işsizlik oranını bir ölçü-
de de olsa arttırmış, yüzde 10'a çıkmasına neden ol-
muştur. Oysa ülke ortalaması olarak işsizlik, aynı dö-
nemde azalmış, yüzde 6.9'dan 6.2'ye inmiştir. Do-
ğal olarak, kırsal kesim işsizlik oranı daha büyük
oranda azalmış ve yüzde 4.2'den 2.8'e düşmüştür.
Incelenen donemde, toplam istihdam edilenlerin
ekonominin alt sektörlerine dağılımı da kent-kır ge-
lişmelerıni yansıtıyor; tanmda çalışanların toplam
içindeki payı, oldukça yüksek oranda artmış, yüzde
39.5'ten yüzde 43.4'e yükselmiştir. Buna karşılık,
hizmet alt sektörlerinin toplamının istihdam payı az
bir düşüşle yüzde 35.5'ten yüzde 34.2'ye inerken,
sanayinm toplam istihdam payında büyük bir düşüş
vardır; sanayi istihdamı yüzde 25ten yüzde 22.4'e
gerilemişfr.
Burada kimi noktalan dahayakından irdelemek ge-
rekiyor. Tanm kesiminde son yıllarda genel bir dur-
gunluk yaşanıyor; sektörün büyüme oranı 1997'de
yüzde eksi 1.5'ti, 1998'de de büyük bir sıçrama ya-
şanmıyor. Bu durumda, tanmsal iş bulmanın dört pu-
an dolayında artması, kırsal kesimde tanm dışı eko-
nomik faalıyetlerden kaynaklanıyor denilebilir mi?
Bu soaınun yanıtı, gerek ıstihdamın ölçümü gerek-
se sektörel dağılımı konusunda çok daha sağlıklı ve-
rilerin derlenmesiyle bulunabılir. Bu nokta bir yana,
kırsal kesimde ücretsiz aile ışçısi olarak çalışanlann
sayısı bu bir yılda 1.1 milyon artmış, 4.2 mılyondan
5.3 milyona çıkmıştır. Ve bunlann tamamına yakını
kadındır.
Sayısal veriler, Türkiye ekonomisinin eğitilmış genç-
lenn işsizliği yarasını taşıdığını, bunun süreklilik ka-
zandığını gösteriyor. Eğitilmiş genç, 15-24 yaş gru-
bu içinde lise ve daha yüksek eğitimli olanlar olarak
tanımlanıyor. Geçerli ücretle iş arayan eğitilmiş genç-
lerin, ülke genelinde yüzde 27.5'ıneişverilemiyor. Bu
oran, 1998 Ekim'i öncesinin bir yılında üç puan azal-
mış görünmekle birlikte, yine de çok yüksek sayıl-
malıdır. Eğitilmiş gençlerin iş bulma olasılığı, kırsal
kesimde, kentlerden daha yüksek görünüyor. Bu
eğilimin de neden ve nasıl olduğunun açıklanması
gerekiyor.
İşsizlik verilen, esas olarak ekonominin tanm ve
sanayi sektörlerindeki durgunluğunu ve gerilemesi-
ni yansıtıyor. Bu durgunluğun giderek ya da belirli
bir zaman aralığıyla hizmetlere de yansıdığı bılin- j
mektedir. İstihdam ve üretimdeki bu egiümler, seçmv ı
lere giderken siyasal partilerin ekonomi politikalan-
na ne ölçüde yansryacak ve seçıldiklerinde uygula-
maya dönüşecektir? Bu sorunun yanıtı büyük önem
taşıyor.
Daha büyük önem taşıyan ise, başta işsizliğin en
ağır ve pahalısını çekmekte olan eğitilmiş gençler ol-
mak üzere, siyasal partilerin iş bulma sorununa ge-
tirecekleri çözümlerin tartışılmasıdır. İşsizlik, bireysel
ezilmişlik, toplumsal geri kalmışlık ve ekonomik ka-
yıptır; kısaca her yönüyle yıkımdır.
Bu noktada kısa bir açmalık yerinde olacaktır. Gü-
neydoğu ya da Kürt sorunu, bölgesel kalkınma çer-
çevesınde çözüme kavuşturulmalıdir. Bu konuya
ilerde daha aynrrtıh değinilecektir. Ancak gençlerin
işsizliği kapsamında bir nokta özenle vurgulanmalı-
dır. Geçmişte, bu yöreden ve lise ve yüksekokulu bi-
tiren işsiz gençlerden başlayarak kapsamlı bir genç-
lere iş bulma programı uygulansaydı terorün ınsan
kaynağı büyük ölçüde kurutulur, çok önemli bir da-
man kesilmiş olurdu. Siyasal yöneticılerin bu yeter-
sizliği çok pahalıya mal oldu. Hiç olmazsa bundan
sonrası için zaman yıtirilmeden böyle bir başlangıç
yapılmalıdır.
İşsiz, kaçınılmaz olarak örgütsüzdür ve sessizdir.
Oysa, en azından seçimlere gidilirken ya da toplu-
mun ses vermesı beklenirken, işsizliğe çözüm biçim-
leri gündeme getirilmeliydi. Hiç kuşkusuz, yamyam
ve kirli olmayan siyasetçi aramanın ağır sorumlulu-
ğu altında kalan kamuoyu, bir türlü bu köklü sorun-
lann tartışmasına uzanamıyor. Ve Kirli kısırdöngü de
sürüp gidiyor. Önemli olan bu kısırdöngüyü kırmak;
doğurgan döngüye çevirmektir.
e-posta: yakup@rorqual.cc.metu.edu.tr
işveren sendikası şikâyetçi
İnşaat sektörü
daralıyor
• Libya'dan alacaklan ve Rusya krizi
nedeniyle zor durumda kalan müteahhitler
konut maliyetlerini arttmyor.
Ekonomi Servisi - Tür- katılan firmalann da sı-
kiye tnşaat ve Tesisat Mü-
teahhitleri Işverenleri Sen-
dikası (TİMSE) Başkanı
SamiSan. 1999'u ınşaat
sektörü açısından "kayıp
>Tİ" olarak nitelendirerek.
kaynak yetersizliği nede-
niyle birçok projenin as-
kıya alındığmı söyledi.
TtMSE Başkanı San,
inşaat sektöründeki sorun-
lann global krizden önce
başladığını belirterek, bu-
nun temel nedeninin. büt-
çeden yeterince kaynak
aktanlmaması olduğunu
söyledi. Kaynak yetersiz-
liği nedeniyle birçok pro-
jeye ödenek verilmediği-
ni kaydeden San, mevcut
yatırımlartamamlanınca-
ya kadar yeni ihalelerin
açılmaması gerektiğini ifa-
de etti.
Uluslararası ıhalelere
kmtı içinde olduğunu an-
latan San, "Libya'da mü-
teahhitJerin alacaklanvar.
Rusyakrizi de müteahhit-
leri çok etkiledi. Ödemeler
yapümıyor. Müteahhitle-
rimiz şarrJar düzelir diye
bekliyor" diye konuştu.
Konut maliyetlennin de-
vamlı arttığını, buna kar-
şın konut satışlannm pek
tatmin edici olmadığını
belirten San. Türkiye'de-
ki yüksek faiz ortamında
kredi kanallan ile iş yap-
manın hayal olduğunu,
sektördeki cıddi daralma-
nın devam ettiğini ifade
etti. San, faizlerin yüksek
seyrinin devamı halinde
inşaat sektörünün çıkma-
za gireceğini, bu yüksek
tansiyona Türk ekonomi-
sinin gücünün dayana-
mayacağını belirtti.