15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 ŞUBAT 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER TÜSÎAD'ın raporuna göre Türkiye uzun vadede genç nüfusa sahip olma özelliğini kaybedecek 'Ehzk nüfus arbşı sona erdi'Istanbul Hiber Servisi - TÜSlAD'ın yaptığı bır anştırma;.a göre Tûrkiye"de "hizh nüfus araş döneni" artık geride kal- dı. Uzun vadede Türlıye'nın genç nüfû- sa sahip bir Clke olmaktan çıkacağının vurgulandığı iraştırrnada. nüfusun yaş- lanmasının Tirkiye'yı şimdiye kadar hiç karşılaşmadıgı yeni bır süreç içine soka- cağı belirtildi TÜSİAD'IE Prof. Dr. Cem Behar. Doç. Dr. Oğuz Işık. Doç. Dr. Murat Güvenç, Prof. Dr. SerruErder \e Yrd. Doç. Dr. Ha- kanErcan'ahızırlattığı "Türkrye'ninnr- sat penceresi-deraografık döflüşürn ve iz- düşümlerT araştırmasmda Türkiye'nin 1923-2023 yıllan arasındaki nüfus duru- mu inceleniyor. Araştırmaya göre Türkiye'de "hıziı nü- füs aruşdönemT artık geride kaldı. Şu an- da gözlenen yıllık yüzde 1.4 civanndaki artış hızının, 25 yil içinde yüzde 0.8'e düşmesi ve Türkiye Cumhuriyeti nüfusu- nun 95 milyon kişı civannda sabıtleşme- si bekleniyor. Yani "100 mirvonluk Tür- kiye rüyasT büyük bir olasılıkla hiçbir za- man gerçekleşmeyecek. 2050 yılından sonra Türkiye nüfiisunun bir azalma eği- limine girmesi dahi mümkün. TÜSIAD'ın araştırma sonuçlanna gö- re Türkiye'de genç nüfusun sayısı nıspe- ten sabitleşecek. 20 yaşm altındaki nüfu- sun toplamın ıçindeki payı ıse sürekli ola- rak düşecek. Yani uzun vadede Türkiye genç nüfusa sahip bir ülke olmaktan çıka- cak. Yaşlan 65'in üstünde olan kişilerin hem sayısı henrde toplam içindekı payı önümüzdeki 20-30 yılda olaganüstübir hız- la artacak. 1990 yılında 65 yaşm üstünde- kilertoplam nüfusun yüzde 4.5'ine eşıtiken 2025'te bu oran iki katına, yani yüzde 9'a çıkacak. Nüfusun yaşlanmasının Türkı- ye'yı şimdiye kadar karşılaşmadığı yenı bir süreç içine sokacağı belirtılen araştır- maya göre Türkiye'nin bugüne dek hep hız- la büyümeyi amaçlayan. alışılmış demog- rafik yapısı önümüzdeki 20-25 yıl içinde tamamen değişecek. Nüfusun yaşlanmasının getireceğı so- nuçlar ise özetle şöyle olacak: • Hızla artan yaşb bir nüfus kitfesi ha- li hazırda nkanmış olan sosyal gmenlik sisteminintamamençökmesine nedenola- bilir. Bu bakımdan yaşlüık sigortası ve emekiilik fonlan reformlannın bir an ön- ce devreye sokulması gerekecek. • Emekhlığe hak kazanmak için yaş hadlerinın Türkiye'nin yeni demografık ya- pısına uyum sağlayacak şekilde yenıden düzenlenmesı gündeme gelecek. • Sağkk sisteminin ve sağlık kuruiuşla- nnın yaşlanan bir nüfusa uygun hizmet- leri götürebilmesi için yeni koşuuara göre >-eniden yapılanması gerekecek. • Giderekyaşlanacak nüfusun Idşjsel ve sos> al ihti>açlannı karşılama zorunluluğu, hizmeüer sektörünün bu alanda geüşme- sine v« genişlemesine yol açacak. Genç nüftısun sabıtlenmesi ıse şu sonuç- lan meydana getirecektir: • bköğretimdeki sonın arnk bir sayı sorunu olmaktan çıkacak. • Bundan sonra ilköğretımde yaşana- cak olan asıl sorun, eğıtım kalitesınin yük- seltilmesı ve bölgesel dağılımın eşitlenme- si olacak. SOĞUK VE YAĞIŞLIHAVA TÜM YURDU OLUMSUZETKİLEDİ köyyoDannı ulaşıma kapabrken birçpk yerteşiın birimiyie bağlana kesüdi (Fotoğraf: AA) Kar, köyyolkmnı UIIUU Haber Merkezi - Yurdun büyük bö- lûmünü etkisi ahına alan soguk hava ve kar yagışı. Doğu Anadolu ve lç Ana- dohı bölgelerinde çok sayıda köy yo- lunun kapanmasınaneden olurken Do- ğu Karadeniz'de dalgalaruı tahrip etti- ği sahil karayolunda geçış tek şeritten veriliyor. Karayollan 11. Bölge Mü- dürlüğü yetkılıîenne göre. önceki gün ulaşıma kapanan Yüksekova-Şemdin- li, Bitlıs-Mutki ve Tatvan-Mutki kara- yollan, sürdürülen yoğun çalışmalar sonucu yeniden ulaşıma açüdı. Yetki- liler, Çatak-Bahçesaray karayolu dı- şuıdakapah yol bulunrnadıgını, ancak bölgedeki yollarda buzianmagörüldu- ğünü bıldirdıler. Kar kaknhğı Van'da 15, Bitlis'te 30, Hakkâri'de 40, ilçelerde ise 50 ile 80 santimetre, yüksek kesim- lerde ise yer yer 1.5 metreye ulaştı. Köy Hizmetleri yetkilileri de, Van, Bitlis ve Hakkâri'de 200 dolayındayer- leşim birimiyie bağlantının kesildıği- ni, tipi nedeniyle yol açma çalışmala- nnaaraverüdiğinikaydettiler. Bahçe- saray ilçesine bağlı Altmtas köyü ya- kinlanndaçığ altındakalan Şefık Kar- a henüz buiunamadı. Doğu Karadeniz'de önceki gün yer yer 6-7 metreye kadar ulaşan dalgala- nn tahnp ettiği sahil karayolunda ge- çiş. birçok kesimde tek şeritten verili- yor. Bazı kesimlerde de servis yollan kullanarak ulaşım sağlanabiliyor. Giresun kent merkezi ile Tirebolu'da geçis. servis yolundan sağlaıuyor. Gi- resun'da balıkçı bannağında önceki gün dalgalara kapılarak kaybolan iki ki- şiyi arama çalışmalan da devam ediyor. Dalgalann, Giresun. Trabzon, Rıze ve Artvin'de balıkçı barmakbnnda b * lunan 500'e yakın.küçük balıkçı tek- nesinede zararverdiği tahmin edihyor. Giresun-Şebınkarahisarkarayolu da Eğribel mevkiinintemizlenmesisonu- cu ulaşıma açıldı. Kayseri'de kar yagışı ve tipi nedeniy- le yolu kapanan 184 köye, iki gündfir ulaşılamıyor, Karayollanndaki buz- lanrnanedeniyle de Kayseri-Malatyaka- rayolunun Uzunyayla. Ziyarettepesi, Kayseri-Kahramanmaraş karayolunun Dokuzdolambaç mevkiilerinde, küçûk araçlara kontrollü olarak yol veriliyor. N igde Ulukışlayakınlanndabulunan Katrandede mevkiindeki TRT, Türk Telekom veEmniyetMüdüriüğû'ne ait radyolink ve verici istasyonu görevli- si HüstyinYûcei, 6 gündüı mahsur kal- dıgj istasyondan aynlmak için kar te- nuzleme aracraın gelmesini bekliyor. Erzurum-Bingöl karayolunun Cat- Karlıovabölümü. Ardahan-Şavşat, Da- mal-Posof, K^rayazj'Göksu, Tekrnan- Gökoğlan ve Karayazj-Ehnahdere ka- rayollannın ulaşımakapah olduğu O&.- renildi. Erziacan-Sbvas karayolu ile Kop ve Erzurum-Trabzon karayolun- da Zigana geçıdinde ulaşımın yeniden sağlandıgı kaydedildi. Erzurum'da 310, Ardahan'da 250, Kars'ta 150, Tunce- li'de 100, Muş'ta 150, Bingöl'de 250, Erzincan'da 80, Agn'da 300 köy yolu- nun ulaşıma kapalı olduğu. çalışrnalann sûrdûrüldüğü bildirildi. ktanbul'daöiKekigûnetkisini gösteren şiddetfi kar >a^ı w soguk hava iç bölgelere kaydı. Cuma günü okullarm tatil edilmesine neden olan kar yağışı hafta sonunda yerini açık havaya bırakırkengeridejTkılmtş ağaçlar bıraldL(Fotoğraf: UĞUR GUNYÖZ) Petrol-lş Araştırma Servisi 'Türkiye Ekonomisi 'nde Derinleşen Kriz' raporu hazırladı ' Sermayeye ek vergi getirilsin'tstanbul Haber Servisi - Petrol-lş Araştır- ma Serv isi'nın hazırladığı, "Türkiye Ekono- misi'DdeDerinkşen Kriz" raporunda, krizden çıkış için 1994 krizinde olduğu gibi sermaye kesimine ek vergi yükümlülüğü getirilmesi is- tendi. Sermaye kesıminın, krizleri, kazanıl- mış işçi haklannın geriletilmesi ve daralan alan- da paylannı artnrabilmek içinfirsatolarakkul- landığı belirtılen raporda, işçi sınıfının da haklannı korumak ve istemlerini yasallaştır- mak için knzi firsat olarak kullanabileceği- ne dikkat çekildi. Kapitalist sistemin krizden çıkış öğelerini de içinde barındırdığı %ıırgu- lanan raporda. "Baa firmalar, spekülatörler, kurumlar, kişikr. piyasadan çekilirken. bao- lan yeni firsatlar yakalamış olurlar. İş sürecin- de yeni tedbirler nayata geçirilerek, rekabet avantajıgüçiendirüebilir'* denildi. Burada en önemli noktanın, sermayenın krizden çıkış önlemlerini işçi sınıfının kazanımlannın or- • Sermaye kesiminin, krizleri, kazanılmış işçi haklannın geriletilmesi ve daralan alanda paylannı arttırabilmek için firsat olarak kullandığı belirtilen raporda, işçi sınıfının da haklannı korumak ve istemlerini yasalîaştırmak için krizi firsat olarak kullanabileceğine dikkat çekildi. tadan kaldınlmasma dayandırmak istemesı olduğu vurgulanan raporda, işçılerin örgütlü mücadelesinin bu önlemlerin uygulanması- nı çoğu kez engellediği ıfade edildi. 1998 so- nunda yoğunlaşan krizin eşiğınde örgütlü sen- dikal mücadelenin krizin faturasının işçiler- ce ödenmemesinin en önemli güvencesi ol- duğu vurgulanan raporda şu görüşlere yer ve- rildi: "*Derinleşen krizde sermaye kesimi 1979-80 krizinde olduğu gibi, kısa vadeii önlenüer >e- rine yapısal önlemler alınmasında ısrar edi- yor. Sermaye kesimi, siyasi ve ekonomik ön- lemlerin işyeri düzeyini kapsamadan, veyaiş- yerini fîilen temel almadan işlevsel olamay^a- cağının bilincinde. Bu nedenle kriz bahanesi ile emek sürecinin yeniden dü/enlenmesini. fîilen yapünuş düzenlemelerin ise yasal ku- rumsal bir hale gftirilmesini istiyor. Sermaye kesiminin iş sürecindeki yeni talebinin teme- bjıi 'esnek iş sürecıne' îişkindüzenlemeteroluş- turuyor. Böyleceiş sürecinde, çahşanlann ka- zammlan. kolekrJf davranmayeteneği büyük ölçüde ortadan kalkmış olacak. Sermaye ke- simi, sendikal örgûttülüktenkurhuurken,prim ödeme. \emek, ulaşım gkierlerini vb. karşıla- ma gibi yüklerden kurtulmus, olacak. Sanavi, taseron işçi cenneti haline gelecek" Kriz döneminde, işçilerin örgütlü sendikal mücadelesinin toplumu çok daha kolayca ve derinden etkileyebileceğinın altı çizilen rapor- da, "Kamuovunun desteği daha kısa sürede kaonılabilir. Böyieceeski kazanuniann korun- ması yanında, yeni talepierin kabul ettirilme- si, nayata geçûîlmesi mümkün olabikcektir" görüşü savunuldu. Petrol-lş raporunda, siste- min ürettiği krizin oluşumunda işçi sınıfının hiçbir rolü bulunmadığı, ancak hükümetlerin aldıgı önlemlerin çahşanlan değil, sermaye- nın çıkarlannı korumaya yönelik olduğu öne sürüldü. Kasım ayında 55. hükümetin açık- ladığı kriz önlemlerinin neredeyse tamamı- mn özel sermayeye aktanlacak teşvik ve süb- vansiyonları içerdiği vurgulanan raporda, kri- ze karşı çalışma hakkmın korunması, iş gü- vencesinin sağlanması ve ücretlerin satın al- ma gücünün korunmasının işçilerin en temel talepleri olduğu kaydedildi. AP üyesi Renate Heinisch, Türkiye'nin eğitim programlarma kabul edilmemesini eleştirdi 6 Avrupa Parlamentosu'nun kararı politik 9 İPEKYEZDANİ Türkiye'nin "Avrupa Biriği Eği- tim ve Gençlik Programlanr 'na katılımı önündeki engelın kalk- ması için Avrupa Parlametttosu'na (AP) Türkiye hakkında olumlu rapor sunan Alman parlamenter Renate Heinisch. Türkiye'nin bu programa alınmamasının nedeni- nin tamamıyla "poütik" olduğu- nu söyledi. Türkiye'de "insanhak- lan ihlal ediWiğiM gerekçesiyle eğitim programınakatılunının en- gellendiğini belirten Heinisch, bundan sonraki gelişmelerin Ab- dullah Öcalan olaymın nasıl sey- redecegine bağlı olduğunu söyle- di. Avrupa Parlamentosu'nda "çp- ğunlukla akla ve manhğa değiL eğflimlere görekararakndıgını"' be- lirten Heinisch. özellikle Yunan- lı parlamenterlerle komünist ka- nadın Türkiye'nin katılımına sü- rekli karşı çıktığmı açıkladı. Avrupa Parlamentosu Eğitim Komisyonu Başkanı Renate He- • AP Eğitim Komisyonu Başkanı Heinisch'in. Türkiye'nin, AB Eğitim Programlan'na kabul edilmesi için hazırladığı 'olumlu görüş bildiren' raporu, geçen ay yapılan oturumda komisyon tarafından kabul edildi. inisch'in, Türkiye'nin, Avrupa ül- keleriyle ögrenci değişımıni önaö- ren "Socratesr ve "Socratesîl" Eğitim Programlan'na kabul edil- mesi için hazırladığı "olumlu gö- rüş bildiren'' raporu, geçen ay ya- pılan oturumdakomisyon tarafin- dan kabul edildi. Parlamentoda iki gün sonra oylamaya sunula- cak olan rapor, kesin olarak ma- yıs ayında yapılacak oturumlardan sonra kabul ya da ret edilecek. Raporu hazırlayan Alman par- lamenter Heinisch ile Avrupa Par- lamentosu Karma Parlamento Ko- misyonu üyesi AntonioPreto, otu- rumdan önceki son çalışmalannı yapmak üzere geçen hafta Türkı- ye'ye geldi. Heinisch. Avrupa Öğ- renciler Genel Forumu'nun (.\E- GEE) TürkiyeOfî si'ndeki öğren- ciler. İTÜ öğretim üyesi ve AE- GEE Akademik Danışmanı Ler- zan Ozkah ve tstanbul Teknik Üni- versitesi (tTÜ) Rektörü Prof. Dr. Gübün Sağlamer ile tTÜ Taşkış- la Kampusu'nda görüştü. Heinisch. Türkiye'nin Avrupa Parlamentosu tarafından "insan haklaruKürt sorunu" gibi gerek- çelerle Socrates Eğitim Program- lan'na alınmadığını belirterek, bundan sonra PKK lideri Abdul- lah Öcalan'ın yargılama süreci- nin de bu kararda önemli rol oy- nayacağını söyledi. Heinisch, "Eğer Ocalan'a kendinisa\ unma hakkı verilmez ya da Kürt soru- nuy laügfli olumsuzgefişmeler olur- sa. Türkiye'nin AB Eğitim Prog- ramı'na katılımı için de olumsuz karar verilecektir'' diye konuştu. Parlamentoda özellikle Yunanlı parlamenterlerle komünist kana- dın Türkiye'nin katılımına sürek- li karşı çıktığına dikkat çeken He- inisch. bu parlamenterlerin eylül ayında Brükserdedüzenlenen Türk sivil kuruluşlan dinleme toplan- tısuıa dahi gelmediklerini vurgu- ladı. Socratesprogramına azınlıkla- nn katılımının hedeflendiğini ifa- de eden Heinisch, parlamentoda bu programdan "Kürtler'in ya- rarlanıpyararlanama\acağınada- ir endişeler de olduğunu" söyle- di. Kendısının Avrupa Parlamen- tosu'nda olduğu sürece Türkiye hakkında olumlu rapor vereceği- ni kaydeden Heinisch, parlamen- toda politik konularla eğitimle ıl- gili konulann mutlaka birbirin- den aynlması gerektığini savun- du. Heinisch, özellikle kendi ra- porunun onaylanmasından sonra Türkiye'nin Socrates'e katıl- masının kabul edileceğini ümit et- tiğini ifade etti. Hukuk eğitinü 5yıl oluyorANKARA(.ANKA)- Hu- kuk egıtimindekalitenin ar- tınlması ve bir standardın yakalanabilmesine yönelik olarak hukuk fakülteleri- nin eğitim programı ile eği- tim süresi sil baştan yeni- leniyor. Hukuk Fakülteleri Yeniden Yapılanma Komis- yonu, hukuk fakültelerinin eğitim süresinin 5 yıla çi- kanlmasını benimsedi. KD- misyon, 5 yıl üzerine bir çerçeve program hazırlar- ken, ilk 2 yıl temel bilgiler verilecek ve barajı aşama- yan adaylar, ön lisans dip- îoması ile aynlacak. Bara- jı aşan adaylar ise 3 yıl uz- manlığa dönük dersler oku- yacak. Hukuk Fakülteleri Yeni- den Yapılanma Komisyo- nu Başkanı ve Istanbul Uni- versitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Aysel Çe- likel, Komısyonda, hukuk fakültelerinin efitım süre- sinin 5 yıla çıkanlması gö- ruşünün benimsendiğini ve bu yapı üzerine çerçeve bir program hazırlandığını be- lirtti. Çelıkel şunlan söy- ledi: u Ne kadar hi bir çalışma yapıbrsa vapıbın. herkes ta- rafından kabul gören, dört başı mamur bir sonuç çık- mryor. 5 yû olması benim- sendi ama hâlâ4yılda ısrar edenlerdevar. YOK,eğitnn kalitesinin arünlmasını is- tiyor. ABD ve Avrupa'yı in- celedik. lngiltere'de hukuk eğitimi 4 yıllık lisans egiti- minden sonra veriliyor. Bi- rim bunu yapmamız im- kânsız. Ama bir yıl uzat- mak yararlı olabilir. Bir re- form yapılacaksa, öğrenci- lerin otgunlaşarak mezun olmasmı istiyorsak bu ge- rekü" Çelikel, 5 yıllık eğitim yapısının 2+3 şeklinde dü- zenleneceğini ve ilk iki yıl- da temel bilgiler, son üç yıl- da ise uzmanlık eğitimi ya- pılacağını söyledi. ilk iki yıl sonunda bir elemeye gi- dıleceğinı ve başansız aday- lara iki yıllık ön lisans dip- loması verileceğini belir- ten Çelikel, "tlk iki yılda temel hukuk dersleri veri- lecek. İki yılın sonunda, ya iki yılda bitirme koşulu, ya not barajı va da sınav ile bir eleme yapüacak. Başansız adaylar, ön lisans diploma- sı alarak aynlacak. Bu aday- lar adalet meslek yükseko- kulu mezunlan ile aynı sta- tûde olacak. Başanh olan adaylar ise 3 yıl uzmanhğa dönük dersler okuyacak" dedi. AYDINLANMA EMRE KONGAR Unutulmaması Gereken Gerçekler PKK'nin lideri Abdullah Öcalan'ın Kenya'nın baş- kerrti Nairobi'den alınıp, yargılanmak üzere Türkjye'ye getirilmestnin yarattığı coşku içinde hata yapma- mak için şu aşağıdaki gerçekleri akıldan hiç çıkar- mamak gerekiyor: 1) Güneydoğu sorunu sadece bir Kürt sorunu değildir. Güneydoğu'daki sorunlaryumağı içinde Kürt me- selesi sadece bir grup sorunu ışaret eder. Güneydoğu'da, Kürt meselesini oluşturan bırgrup sorunun yanında, "bölgesel kalkınma sorunu", "ge- Hradaletsızliğisorunu", "insan haklan sorunu'', "Or- tadoğu petrolleri ile ilgili olarak dış güçlerin müda- halesi sorunu", "komşu ülkelerie yaşanan su soru- nu", "ülkemize rejimlerini ihraç etmek ısteyen dev- letlerin yarattığı güvenlik sorunu" gibi başka problem- leri de gündeme getiren daha pek çok sorun vardır. 2) Güneydoğu sorununun sadece bir bölümü- nü oluşturan Kürt meselesi ise yalnızca PKK sal- dınsından ibaret değildir. Güneydoğu bölgemizdeki sorunlaryumağını oluş- turan çeşitli problemler arasında önemli bir yer tutan Kürt meselesinin içinde, "PKK'nin saldın sorunu'na ek olarak, "şoven milliyetçiliksorunu", "istihdam so- runu", "eğitim sorunu", "uyuşturucu ve silah da da- hil olmak üzere uluslararası kaçakçılık sorunu", "top- rak ağalığı sorunu" "koruculuk sorunu" gibi daha pek çok sooın yer almaktadır. 3) Bütün bu iç içe geçmiş yapı çerçevesinde. böl- gedeki sorunlar grubunun yalnızca birirti oluşturan Kürt meselesinin sadece bir cephesı olan PKK saldınsı, sıcak bir savaş başlatmış olduğundan, PKK soru- nu, bölgedeki tüm problemleri gölgeleyen bir önem kazanmıştr. Çünkü sıcak savaşın olduğu yerde, herhangi bir çö- züm önerisi, ancak savaş kazanan tarafçaortaya abl- dığında işlerlik kazanabilır. Aynca sıcak savaşın variığı, bölgedeki öteki so- runlann soğukkanlı bir biçimde ele alınma olasılığını da ortadan kaldırmıştır. Üstelik PKK saldınsı, bölgenin sınırlannı aşmış, Tür- kiye Cumhuriyeti'nın egemenliğine yönelik birtehdit halini almıştır. 4) PKK içinde liderlik, hiç kuşkusuz önemlidir, ama şimdiye kadar Abdullah Öcalan'ın üstün lider özel- likleri taşıdığına ilişkin ciddi kanıtlar ortada yoktur. Tam tersine, Öcalan çok sıradan hatta yetersiz bir li- der görünümü vermiştir. Bu nedenle önce Suriye'den çıkartılmış, sonra da Nairobi'den alınıp getirilmiş olması ne denli büyük bir sryasal ve askeri başan olursa olsun, bu ey- temle PKK saldınlannın biteceği ya da duracağı beklentisi pek gerçekçi değildir. 5) Öcalan'ın Suriye'den çıkanlışı ve Turkiye'ye ge- tirilişi. Türkiye'nin uluslararası konjonktürü iyi de- ğeriendirebilmesiyle elde edilmiş bir başandır. Bu aşamadan sonra uluslararası konjonktürun tü- müyle yadsınması artık olanaksızdır. Aynca gerekli de değildir. Tam tersine, Türkiye aynı başarryı uluslararası hu- kuk ve siyaset arenasında da gösterebilmelidir. Zaten, Güneydoğu sorununun altında yatan Kürt meselesini oluşturan çok çeşitli problemin kökenin- de, tarihsel olarak da "emperyalizmin"bulunduğu hiç- bir zaman unutulmamalı, özellikle hukuksal ege- menlik hakkımıztitizliklekorunmak kaydryta, bun- dan sonraki aşamalarda. "dış konjonktür" karşımıza değil, yanımıza alınmaya çalışılmalıdır. 7) Türkiye, Kıbns harekâtından bu yana, ilk kez önemli bir hata yapmadan, "ulusal bir sorununu", "uluslararası arenada haklılığını savunarak aldığı destekle" çözmüştür. PKK terörü açısından en önemli dış konjonktür ise müttefiklerimiz ve komşulanmızla ilgili olanı- dır. Türkiye müttefiklerine ve komşulanna karşı irrti- kam çığlıklan ile değil, bolgesınde yeterince güçlü olan ve davasının haklılığına inanan bir ülkenin ağırbaşlı soğukkanlılığı ile yaklaşmalıdır. 7) "Kürt meselesi "nin çok önemli bır bölümü, PKK saldınsına ek olarak, "şoven Kürt milliyetçiliği anla- yışından" kaynaklanmaktadır. Şoven Kürt milliyetçiliği sorunu ise, şoven Türk milliyetçiliğinin geliştirilmesi ve desteklenmesi ile aşılamaz. Tam tersine, her şoven milliyetçilik yaklaşımı, karşısındaki öteki şoven yaklaşımları da bester vebüyütür. Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğine ilişkin siyasal, toplumsal, kültürel ve ekonomik aynmcıltk sorun- lan, devlete vatandaşlık bağı ile bağlı olan tum birey- lerin etnik ve dinsel kökenlen ne olursa olsun, sahip olduklan eşit haklan, birfiil kullanmalanyla aşıla- caktır. Bu açıdan Cumhurbaşkanı Demirel'in bütün din, dil, ırk ve mezhep aynmlannı çapraz kesen bir biçim- de, "anayasal vatandaşlık" ve "anayasal vatan- severiik" kavramlan çerçevesinde belirttiği "siya- sal biriikve bütünlük" anlayışı, sorunlann çözümü için izlenecek tek ve biricik çağdaş yolu işaret etmekte- dir. Unutmayın, yamyamlann milliyetleri, dinleri, iman- lan yoktur. Din, iman, ırk ve mezhep aynmlanyla sizi aldatıp, önce parçalar sonra da mideye indiriverirler. Bu nedenle, seçim propagandalannı din, iman, ırk ve milliyet üzerine dayayanlara aldanmayın. Sakın yanılıp da seçimlerde yamyamlara oy ver- meyin! web sayfasr. http://remzi.com.tr/yazar.rrtml BÜLENT DİKMENER HABER ÖDÜLÜ YARIŞMASI Gazeteci Bülent Dikmener'ın anısını yaşatmak \e Tûrk gazeteciliğine olan katkılannı manevı yönden sürdürmeyı saglamak amacıyla. adına 1980 yılında konulan "Haber Ödülü" 1998-1999 döneraınde de sür- dürülmektedir. Ödül koşullan şöyledır: 1. Ödüle her Türk gazeteci aday olabilir. 2. Adaylık. gazetecının kendı ya da Ödül Komitesi'nin önensi ile ger- çekleşır. 3. Ödüle aday göstenlecek haberlerin 1 Nisan 1998 ile 31 Mart 1999 tarihleri arasında günlük gazeteler ya da sürelı yayınlardan birinde yayımlanmış olması gerekhdir. 4. Ödüle aday olabilmek için niteliklen 3. maddede belirtılen haberlenn yayımlandıgı gazete ya da sürekli yayınların bır sayısının 12 Nisan 1999 günü akşamma kadar Bülent Dikmener Ha- ber Ödülü PK: 246/tstanbul adresme taahhütlü olarak ulaştınlması zorunludur. 5. Ödüller. a) Haber Ödülü, b) Mansiyon, c) Jüri Özel ödülü olarak belirlenmiştir. Kazananlara, ödülü simgeleyen birer plaket ile özel armağanlar verilir. 6. Seçici Kurul: Müfit Alaçalı, Yalçın Bayer, Fıkret Dağlıoglu. Orhan Erinç, Yalçın Eryalçın, Doğan Katırcıoğlu, Ergın Konuksever, Oktay Kurtböke. Turga\ Olcayto. Erkan Özmen, Denız Som. Yılmaz Tunçkol \e UUi Yanardağ'dan oluşmuştur. Orhan Apaydın (1926-1986), Etem Ctük (1925-1989), Ayhan Başoğlu (1928-1993). Kayhan Edip Sakarya (1948-1994), Soner Girgln (1937-1995) Çetin Özbavrak (1939-1995), Erhan Akyıldız (1947-1998).
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle