Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 ŞUBAT 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
TÜSÎAD'ın raporuna göre Türkiye uzun vadede genç nüfusa sahip olma özelliğini kaybedecek
'Ehzk nüfus arbşı sona erdi'Istanbul Hiber Servisi - TÜSlAD'ın
yaptığı bır anştırma;.a göre Tûrkiye"de
"hizh nüfus araş döneni" artık geride kal-
dı. Uzun vadede Türlıye'nın genç nüfû-
sa sahip bir Clke olmaktan çıkacağının
vurgulandığı iraştırrnada. nüfusun yaş-
lanmasının Tirkiye'yı şimdiye kadar hiç
karşılaşmadıgı yeni bır süreç içine soka-
cağı belirtildi
TÜSİAD'IE Prof. Dr. Cem Behar. Doç.
Dr. Oğuz Işık. Doç. Dr. Murat Güvenç,
Prof. Dr. SerruErder \e Yrd. Doç. Dr. Ha-
kanErcan'ahızırlattığı "Türkrye'ninnr-
sat penceresi-deraografık döflüşürn ve iz-
düşümlerT araştırmasmda Türkiye'nin
1923-2023 yıllan arasındaki nüfus duru-
mu inceleniyor.
Araştırmaya göre Türkiye'de "hıziı nü-
füs aruşdönemT artık geride kaldı. Şu an-
da gözlenen yıllık yüzde 1.4 civanndaki
artış hızının, 25 yil içinde yüzde 0.8'e
düşmesi ve Türkiye Cumhuriyeti nüfusu-
nun 95 milyon kişı civannda sabıtleşme-
si bekleniyor. Yani "100 mirvonluk Tür-
kiye rüyasT büyük bir olasılıkla hiçbir za-
man gerçekleşmeyecek. 2050 yılından
sonra Türkiye nüfiisunun bir azalma eği-
limine girmesi dahi mümkün.
TÜSIAD'ın araştırma sonuçlanna gö-
re Türkiye'de genç nüfusun sayısı nıspe-
ten sabitleşecek. 20 yaşm altındaki nüfu-
sun toplamın ıçindeki payı ıse sürekli ola-
rak düşecek. Yani uzun vadede Türkiye
genç nüfusa sahip bir ülke olmaktan çıka-
cak. Yaşlan 65'in üstünde olan kişilerin
hem sayısı henrde toplam içindekı payı
önümüzdeki 20-30 yılda olaganüstübir hız-
la artacak. 1990 yılında 65 yaşm üstünde-
kilertoplam nüfusun yüzde 4.5'ine eşıtiken
2025'te bu oran iki katına, yani yüzde 9'a
çıkacak. Nüfusun yaşlanmasının Türkı-
ye'yı şimdiye kadar karşılaşmadığı yenı
bir süreç içine sokacağı belirtılen araştır-
maya göre Türkiye'nin bugüne dek hep hız-
la büyümeyi amaçlayan. alışılmış demog-
rafik yapısı önümüzdeki 20-25 yıl içinde
tamamen değişecek.
Nüfusun yaşlanmasının getireceğı so-
nuçlar ise özetle şöyle olacak:
• Hızla artan yaşb bir nüfus kitfesi ha-
li hazırda nkanmış olan sosyal gmenlik
sisteminintamamençökmesine nedenola-
bilir. Bu bakımdan yaşlüık sigortası ve
emekiilik fonlan reformlannın bir an ön-
ce devreye sokulması gerekecek.
• Emekhlığe hak kazanmak için yaş
hadlerinın Türkiye'nin yeni demografık ya-
pısına uyum sağlayacak şekilde yenıden
düzenlenmesı gündeme gelecek.
• Sağkk sisteminin ve sağlık kuruiuşla-
nnın yaşlanan bir nüfusa uygun hizmet-
leri götürebilmesi için yeni koşuuara göre
>-eniden yapılanması gerekecek.
• Giderekyaşlanacak nüfusun Idşjsel ve
sos> al ihti>açlannı karşılama zorunluluğu,
hizmeüer sektörünün bu alanda geüşme-
sine v« genişlemesine yol açacak.
Genç nüftısun sabıtlenmesi ıse şu sonuç-
lan meydana getirecektir:
• bköğretimdeki sonın arnk bir sayı
sorunu olmaktan çıkacak.
• Bundan sonra ilköğretımde yaşana-
cak olan asıl sorun, eğıtım kalitesınin yük-
seltilmesı ve bölgesel dağılımın eşitlenme-
si olacak.
SOĞUK VE YAĞIŞLIHAVA TÜM YURDU OLUMSUZETKİLEDİ
köyyoDannı
ulaşıma
kapabrken
birçpk
yerteşiın
birimiyie
bağlana
kesüdi
(Fotoğraf:
AA)
Kar, köyyolkmnı UIIUU
Haber Merkezi - Yurdun büyük bö-
lûmünü etkisi ahına alan soguk hava ve
kar yagışı. Doğu Anadolu ve lç Ana-
dohı bölgelerinde çok sayıda köy yo-
lunun kapanmasınaneden olurken Do-
ğu Karadeniz'de dalgalaruı tahrip etti-
ği sahil karayolunda geçış tek şeritten
veriliyor. Karayollan 11. Bölge Mü-
dürlüğü yetkılıîenne göre. önceki gün
ulaşıma kapanan Yüksekova-Şemdin-
li, Bitlıs-Mutki ve Tatvan-Mutki kara-
yollan, sürdürülen yoğun çalışmalar
sonucu yeniden ulaşıma açüdı. Yetki-
liler, Çatak-Bahçesaray karayolu dı-
şuıdakapah yol bulunrnadıgını, ancak
bölgedeki yollarda buzianmagörüldu-
ğünü bıldirdıler. Kar kaknhğı Van'da 15,
Bitlis'te 30, Hakkâri'de 40, ilçelerde
ise 50 ile 80 santimetre, yüksek kesim-
lerde ise yer yer 1.5 metreye ulaştı.
Köy Hizmetleri yetkilileri de, Van,
Bitlis ve Hakkâri'de 200 dolayındayer-
leşim birimiyie bağlantının kesildıği-
ni, tipi nedeniyle yol açma çalışmala-
nnaaraverüdiğinikaydettiler. Bahçe-
saray ilçesine bağlı Altmtas köyü ya-
kinlanndaçığ altındakalan Şefık Kar-
a henüz buiunamadı.
Doğu Karadeniz'de önceki gün yer
yer 6-7 metreye kadar ulaşan dalgala-
nn tahnp ettiği sahil karayolunda ge-
çiş. birçok kesimde tek şeritten verili-
yor. Bazı kesimlerde de servis yollan
kullanarak ulaşım sağlanabiliyor.
Giresun kent merkezi ile Tirebolu'da
geçis. servis yolundan sağlaıuyor. Gi-
resun'da balıkçı bannağında önceki
gün dalgalara kapılarak kaybolan iki ki-
şiyi arama çalışmalan da devam ediyor.
Dalgalann, Giresun. Trabzon, Rıze
ve Artvin'de balıkçı barmakbnnda b *
lunan 500'e yakın.küçük balıkçı tek-
nesinede zararverdiği tahmin edihyor.
Giresun-Şebınkarahisarkarayolu da
Eğribel mevkiinintemizlenmesisonu-
cu ulaşıma açıldı.
Kayseri'de kar yagışı ve tipi nedeniy-
le yolu kapanan 184 köye, iki gündfir
ulaşılamıyor, Karayollanndaki buz-
lanrnanedeniyle de Kayseri-Malatyaka-
rayolunun Uzunyayla. Ziyarettepesi,
Kayseri-Kahramanmaraş karayolunun
Dokuzdolambaç mevkiilerinde, küçûk
araçlara kontrollü olarak yol veriliyor.
N igde Ulukışlayakınlanndabulunan
Katrandede mevkiindeki TRT, Türk
Telekom veEmniyetMüdüriüğû'ne ait
radyolink ve verici istasyonu görevli-
si HüstyinYûcei, 6 gündüı mahsur kal-
dıgj istasyondan aynlmak için kar te-
nuzleme aracraın gelmesini bekliyor.
Erzurum-Bingöl karayolunun Cat-
Karlıovabölümü. Ardahan-Şavşat, Da-
mal-Posof, K^rayazj'Göksu, Tekrnan-
Gökoğlan ve Karayazj-Ehnahdere ka-
rayollannın ulaşımakapah olduğu O&.-
renildi. Erziacan-Sbvas karayolu ile
Kop ve Erzurum-Trabzon karayolun-
da Zigana geçıdinde ulaşımın yeniden
sağlandıgı kaydedildi. Erzurum'da 310,
Ardahan'da 250, Kars'ta 150, Tunce-
li'de 100, Muş'ta 150, Bingöl'de 250,
Erzincan'da 80, Agn'da 300 köy yolu-
nun ulaşıma kapalı olduğu. çalışrnalann
sûrdûrüldüğü bildirildi.
ktanbul'daöiKekigûnetkisini
gösteren şiddetfi kar >a^ı w
soguk hava iç bölgelere kaydı. Cuma günü okullarm
tatil edilmesine neden olan kar yağışı hafta sonunda
yerini açık havaya bırakırkengeridejTkılmtş ağaçlar
bıraldL(Fotoğraf: UĞUR GUNYÖZ)
Petrol-lş Araştırma Servisi 'Türkiye Ekonomisi 'nde Derinleşen Kriz' raporu hazırladı
' Sermayeye ek vergi getirilsin'tstanbul Haber Servisi - Petrol-lş Araştır-
ma Serv isi'nın hazırladığı, "Türkiye Ekono-
misi'DdeDerinkşen Kriz" raporunda, krizden
çıkış için 1994 krizinde olduğu gibi sermaye
kesimine ek vergi yükümlülüğü getirilmesi is-
tendi. Sermaye kesıminın, krizleri, kazanıl-
mış işçi haklannın geriletilmesi ve daralan alan-
da paylannı artnrabilmek içinfirsatolarakkul-
landığı belirtılen raporda, işçi sınıfının da
haklannı korumak ve istemlerini yasallaştır-
mak için knzi firsat olarak kullanabileceği-
ne dikkat çekildi. Kapitalist sistemin krizden
çıkış öğelerini de içinde barındırdığı %ıırgu-
lanan raporda. "Baa firmalar, spekülatörler,
kurumlar, kişikr. piyasadan çekilirken. bao-
lan yeni firsatlar yakalamış olurlar. İş sürecin-
de yeni tedbirler nayata geçirilerek, rekabet
avantajıgüçiendirüebilir'* denildi. Burada en
önemli noktanın, sermayenın krizden çıkış
önlemlerini işçi sınıfının kazanımlannın or-
• Sermaye kesiminin, krizleri, kazanılmış işçi haklannın
geriletilmesi ve daralan alanda paylannı arttırabilmek için firsat
olarak kullandığı belirtilen raporda, işçi sınıfının da haklannı
korumak ve istemlerini yasalîaştırmak için krizi firsat olarak
kullanabileceğine dikkat çekildi.
tadan kaldınlmasma dayandırmak istemesı
olduğu vurgulanan raporda, işçılerin örgütlü
mücadelesinin bu önlemlerin uygulanması-
nı çoğu kez engellediği ıfade edildi. 1998 so-
nunda yoğunlaşan krizin eşiğınde örgütlü sen-
dikal mücadelenin krizin faturasının işçiler-
ce ödenmemesinin en önemli güvencesi ol-
duğu vurgulanan raporda şu görüşlere yer ve-
rildi:
"*Derinleşen krizde sermaye kesimi 1979-80
krizinde olduğu gibi, kısa vadeii önlenüer >e-
rine yapısal önlemler alınmasında ısrar edi-
yor. Sermaye kesimi, siyasi ve ekonomik ön-
lemlerin işyeri düzeyini kapsamadan, veyaiş-
yerini fîilen temel almadan işlevsel olamay^a-
cağının bilincinde. Bu nedenle kriz bahanesi
ile emek sürecinin yeniden dü/enlenmesini.
fîilen yapünuş düzenlemelerin ise yasal ku-
rumsal bir hale gftirilmesini istiyor. Sermaye
kesiminin iş sürecindeki yeni talebinin teme-
bjıi 'esnek iş sürecıne' îişkindüzenlemeteroluş-
turuyor. Böyleceiş sürecinde, çahşanlann ka-
zammlan. kolekrJf davranmayeteneği büyük
ölçüde ortadan kalkmış olacak. Sermaye ke-
simi, sendikal örgûttülüktenkurhuurken,prim
ödeme. \emek, ulaşım gkierlerini vb. karşıla-
ma gibi yüklerden kurtulmus, olacak. Sanavi,
taseron işçi cenneti haline gelecek"
Kriz döneminde, işçilerin örgütlü sendikal
mücadelesinin toplumu çok daha kolayca ve
derinden etkileyebileceğinın altı çizilen rapor-
da, "Kamuovunun desteği daha kısa sürede
kaonılabilir. Böyieceeski kazanuniann korun-
ması yanında, yeni talepierin kabul ettirilme-
si, nayata geçûîlmesi mümkün olabikcektir"
görüşü savunuldu. Petrol-lş raporunda, siste-
min ürettiği krizin oluşumunda işçi sınıfının
hiçbir rolü bulunmadığı, ancak hükümetlerin
aldıgı önlemlerin çahşanlan değil, sermaye-
nın çıkarlannı korumaya yönelik olduğu öne
sürüldü. Kasım ayında 55. hükümetin açık-
ladığı kriz önlemlerinin neredeyse tamamı-
mn özel sermayeye aktanlacak teşvik ve süb-
vansiyonları içerdiği vurgulanan raporda, kri-
ze karşı çalışma hakkmın korunması, iş gü-
vencesinin sağlanması ve ücretlerin satın al-
ma gücünün korunmasının işçilerin en temel
talepleri olduğu kaydedildi.
AP üyesi Renate Heinisch, Türkiye'nin eğitim programlarma kabul edilmemesini eleştirdi
6
Avrupa Parlamentosu'nun kararı politik
9
İPEKYEZDANİ
Türkiye'nin "Avrupa Biriği Eği-
tim ve Gençlik Programlanr
'na
katılımı önündeki engelın kalk-
ması için Avrupa Parlametttosu'na
(AP) Türkiye hakkında olumlu
rapor sunan Alman parlamenter
Renate Heinisch. Türkiye'nin bu
programa alınmamasının nedeni-
nin tamamıyla "poütik" olduğu-
nu söyledi. Türkiye'de "insanhak-
lan ihlal ediWiğiM
gerekçesiyle
eğitim programınakatılunının en-
gellendiğini belirten Heinisch,
bundan sonraki gelişmelerin Ab-
dullah Öcalan olaymın nasıl sey-
redecegine bağlı olduğunu söyle-
di. Avrupa Parlamentosu'nda "çp-
ğunlukla akla ve manhğa değiL
eğflimlere görekararakndıgını"' be-
lirten Heinisch. özellikle Yunan-
lı parlamenterlerle komünist ka-
nadın Türkiye'nin katılımına sü-
rekli karşı çıktığmı açıkladı.
Avrupa Parlamentosu Eğitim
Komisyonu Başkanı Renate He-
• AP Eğitim Komisyonu Başkanı Heinisch'in.
Türkiye'nin, AB Eğitim Programlan'na kabul
edilmesi için hazırladığı 'olumlu görüş bildiren'
raporu, geçen ay yapılan oturumda komisyon
tarafından kabul edildi.
inisch'in, Türkiye'nin, Avrupa ül-
keleriyle ögrenci değişımıni önaö-
ren "Socratesr ve "Socratesîl"
Eğitim Programlan'na kabul edil-
mesi için hazırladığı "olumlu gö-
rüş bildiren'' raporu, geçen ay ya-
pılan oturumdakomisyon tarafin-
dan kabul edildi. Parlamentoda
iki gün sonra oylamaya sunula-
cak olan rapor, kesin olarak ma-
yıs ayında yapılacak oturumlardan
sonra kabul ya da ret edilecek.
Raporu hazırlayan Alman par-
lamenter Heinisch ile Avrupa Par-
lamentosu Karma Parlamento Ko-
misyonu üyesi AntonioPreto, otu-
rumdan önceki son çalışmalannı
yapmak üzere geçen hafta Türkı-
ye'ye geldi. Heinisch. Avrupa Öğ-
renciler Genel Forumu'nun (.\E-
GEE) TürkiyeOfî si'ndeki öğren-
ciler. İTÜ öğretim üyesi ve AE-
GEE Akademik Danışmanı Ler-
zan Ozkah ve tstanbul Teknik Üni-
versitesi (tTÜ) Rektörü Prof. Dr.
Gübün Sağlamer ile tTÜ Taşkış-
la Kampusu'nda görüştü.
Heinisch. Türkiye'nin Avrupa
Parlamentosu tarafından "insan
haklaruKürt sorunu" gibi gerek-
çelerle Socrates Eğitim Program-
lan'na alınmadığını belirterek,
bundan sonra PKK lideri Abdul-
lah Öcalan'ın yargılama süreci-
nin de bu kararda önemli rol oy-
nayacağını söyledi. Heinisch,
"Eğer Ocalan'a kendinisa\ unma
hakkı verilmez ya da Kürt soru-
nuy laügfli olumsuzgefişmeler olur-
sa. Türkiye'nin AB Eğitim Prog-
ramı'na katılımı için de olumsuz
karar verilecektir'' diye konuştu.
Parlamentoda özellikle Yunanlı
parlamenterlerle komünist kana-
dın Türkiye'nin katılımına sürek-
li karşı çıktığına dikkat çeken He-
inisch. bu parlamenterlerin eylül
ayında Brükserdedüzenlenen Türk
sivil kuruluşlan dinleme toplan-
tısuıa dahi gelmediklerini vurgu-
ladı.
Socratesprogramına azınlıkla-
nn katılımının hedeflendiğini ifa-
de eden Heinisch, parlamentoda
bu programdan "Kürtler'in ya-
rarlanıpyararlanama\acağınada-
ir endişeler de olduğunu" söyle-
di. Kendısının Avrupa Parlamen-
tosu'nda olduğu sürece Türkiye
hakkında olumlu rapor vereceği-
ni kaydeden Heinisch, parlamen-
toda politik konularla eğitimle ıl-
gili konulann mutlaka birbirin-
den aynlması gerektığini savun-
du. Heinisch, özellikle kendi ra-
porunun onaylanmasından sonra
Türkiye'nin Socrates'e katıl-
masının kabul edileceğini ümit et-
tiğini ifade etti.
Hukuk
eğitinü
5yıl
oluyorANKARA(.ANKA)- Hu-
kuk egıtimindekalitenin ar-
tınlması ve bir standardın
yakalanabilmesine yönelik
olarak hukuk fakülteleri-
nin eğitim programı ile eği-
tim süresi sil baştan yeni-
leniyor. Hukuk Fakülteleri
Yeniden Yapılanma Komis-
yonu, hukuk fakültelerinin
eğitim süresinin 5 yıla çi-
kanlmasını benimsedi. KD-
misyon, 5 yıl üzerine bir
çerçeve program hazırlar-
ken, ilk 2 yıl temel bilgiler
verilecek ve barajı aşama-
yan adaylar, ön lisans dip-
îoması ile aynlacak. Bara-
jı aşan adaylar ise 3 yıl uz-
manlığa dönük dersler oku-
yacak.
Hukuk Fakülteleri Yeni-
den Yapılanma Komisyo-
nu Başkanı ve Istanbul Uni-
versitesi Hukuk Fakültesi
Dekanı Prof.Dr. Aysel Çe-
likel, Komısyonda, hukuk
fakültelerinin efitım süre-
sinin 5 yıla çıkanlması gö-
ruşünün benimsendiğini ve
bu yapı üzerine çerçeve bir
program hazırlandığını be-
lirtti. Çelıkel şunlan söy-
ledi:
u
Ne kadar hi bir çalışma
yapıbrsa vapıbın. herkes ta-
rafından kabul gören, dört
başı mamur bir sonuç çık-
mryor. 5 yû olması benim-
sendi ama hâlâ4yılda ısrar
edenlerdevar. YOK,eğitnn
kalitesinin arünlmasını is-
tiyor. ABD ve Avrupa'yı in-
celedik. lngiltere'de hukuk
eğitimi 4 yıllık lisans egiti-
minden sonra veriliyor. Bi-
rim bunu yapmamız im-
kânsız. Ama bir yıl uzat-
mak yararlı olabilir. Bir re-
form yapılacaksa, öğrenci-
lerin otgunlaşarak mezun
olmasmı istiyorsak bu ge-
rekü"
Çelikel, 5 yıllık eğitim
yapısının 2+3 şeklinde dü-
zenleneceğini ve ilk iki yıl-
da temel bilgiler, son üç yıl-
da ise uzmanlık eğitimi ya-
pılacağını söyledi. ilk iki
yıl sonunda bir elemeye gi-
dıleceğinı ve başansız aday-
lara iki yıllık ön lisans dip-
loması verileceğini belir-
ten Çelikel, "tlk iki yılda
temel hukuk dersleri veri-
lecek. İki yılın sonunda, ya
iki yılda bitirme koşulu, ya
not barajı va da sınav ile bir
eleme yapüacak. Başansız
adaylar, ön lisans diploma-
sı alarak aynlacak. Bu aday-
lar adalet meslek yükseko-
kulu mezunlan ile aynı sta-
tûde olacak. Başanh olan
adaylar ise 3 yıl uzmanhğa
dönük dersler okuyacak"
dedi.
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
Unutulmaması
Gereken Gerçekler
PKK'nin lideri Abdullah Öcalan'ın Kenya'nın baş-
kerrti Nairobi'den alınıp, yargılanmak üzere Türkjye'ye
getirilmestnin yarattığı coşku içinde hata yapma-
mak için şu aşağıdaki gerçekleri akıldan hiç çıkar-
mamak gerekiyor:
1) Güneydoğu sorunu sadece bir Kürt sorunu
değildir.
Güneydoğu'daki sorunlaryumağı içinde Kürt me-
selesi sadece bir grup sorunu ışaret eder.
Güneydoğu'da, Kürt meselesini oluşturan bırgrup
sorunun yanında, "bölgesel kalkınma sorunu", "ge-
Hradaletsızliğisorunu", "insan haklan sorunu'', "Or-
tadoğu petrolleri ile ilgili olarak dış güçlerin müda-
halesi sorunu", "komşu ülkelerie yaşanan su soru-
nu", "ülkemize rejimlerini ihraç etmek ısteyen dev-
letlerin yarattığı güvenlik sorunu" gibi başka problem-
leri de gündeme getiren daha pek çok sorun vardır.
2) Güneydoğu sorununun sadece bir bölümü-
nü oluşturan Kürt meselesi ise yalnızca PKK sal-
dınsından ibaret değildir.
Güneydoğu bölgemizdeki sorunlaryumağını oluş-
turan çeşitli problemler arasında önemli bir yer tutan
Kürt meselesinin içinde, "PKK'nin saldın sorunu'na
ek olarak, "şoven milliyetçiliksorunu", "istihdam so-
runu", "eğitim sorunu", "uyuşturucu ve silah da da-
hil olmak üzere uluslararası kaçakçılık sorunu", "top-
rak ağalığı sorunu" "koruculuk sorunu" gibi daha
pek çok sooın yer almaktadır.
3) Bütün bu iç içe geçmiş yapı çerçevesinde. böl-
gedeki sorunlar grubunun yalnızca birirti oluşturan Kürt
meselesinin sadece bir cephesı olan PKK saldınsı,
sıcak bir savaş başlatmış olduğundan, PKK soru-
nu, bölgedeki tüm problemleri gölgeleyen bir
önem kazanmıştr.
Çünkü sıcak savaşın olduğu yerde, herhangi bir çö-
züm önerisi, ancak savaş kazanan tarafçaortaya abl-
dığında işlerlik kazanabilır.
Aynca sıcak savaşın variığı, bölgedeki öteki so-
runlann soğukkanlı bir biçimde ele alınma olasılığını
da ortadan kaldırmıştır.
Üstelik PKK saldınsı, bölgenin sınırlannı aşmış, Tür-
kiye Cumhuriyeti'nın egemenliğine yönelik birtehdit
halini almıştır.
4) PKK içinde liderlik, hiç kuşkusuz önemlidir, ama
şimdiye kadar Abdullah Öcalan'ın üstün lider özel-
likleri taşıdığına ilişkin ciddi kanıtlar ortada yoktur.
Tam tersine, Öcalan çok sıradan hatta yetersiz bir li-
der görünümü vermiştir.
Bu nedenle önce Suriye'den çıkartılmış, sonra da
Nairobi'den alınıp getirilmiş olması ne denli büyük
bir sryasal ve askeri başan olursa olsun, bu ey-
temle PKK saldınlannın biteceği ya da duracağı
beklentisi pek gerçekçi değildir.
5) Öcalan'ın Suriye'den çıkanlışı ve Turkiye'ye ge-
tirilişi. Türkiye'nin uluslararası konjonktürü iyi de-
ğeriendirebilmesiyle elde edilmiş bir başandır.
Bu aşamadan sonra uluslararası konjonktürun tü-
müyle yadsınması artık olanaksızdır.
Aynca gerekli de değildir.
Tam tersine, Türkiye aynı başarryı uluslararası hu-
kuk ve siyaset arenasında da gösterebilmelidir.
Zaten, Güneydoğu sorununun altında yatan Kürt
meselesini oluşturan çok çeşitli problemin kökenin-
de, tarihsel olarak da "emperyalizmin"bulunduğu hiç-
bir zaman unutulmamalı, özellikle hukuksal ege-
menlik hakkımıztitizliklekorunmak kaydryta, bun-
dan sonraki aşamalarda. "dış konjonktür" karşımıza
değil, yanımıza alınmaya çalışılmalıdır.
7) Türkiye, Kıbns harekâtından bu yana, ilk kez
önemli bir hata yapmadan, "ulusal bir sorununu",
"uluslararası arenada haklılığını savunarak aldığı
destekle" çözmüştür.
PKK terörü açısından en önemli dış konjonktür
ise müttefiklerimiz ve komşulanmızla ilgili olanı-
dır.
Türkiye müttefiklerine ve komşulanna karşı irrti-
kam çığlıklan ile değil, bolgesınde yeterince güçlü
olan ve davasının haklılığına inanan bir ülkenin
ağırbaşlı soğukkanlılığı ile yaklaşmalıdır.
7) "Kürt meselesi "nin çok önemli bır bölümü, PKK
saldınsına ek olarak, "şoven Kürt milliyetçiliği anla-
yışından" kaynaklanmaktadır.
Şoven Kürt milliyetçiliği sorunu ise, şoven Türk
milliyetçiliğinin geliştirilmesi ve desteklenmesi
ile aşılamaz.
Tam tersine, her şoven milliyetçilik yaklaşımı,
karşısındaki öteki şoven yaklaşımları da bester
vebüyütür.
Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğine ilişkin siyasal,
toplumsal, kültürel ve ekonomik aynmcıltk sorun-
lan, devlete vatandaşlık bağı ile bağlı olan tum birey-
lerin etnik ve dinsel kökenlen ne olursa olsun, sahip
olduklan eşit haklan, birfiil kullanmalanyla aşıla-
caktır.
Bu açıdan Cumhurbaşkanı Demirel'in bütün din,
dil, ırk ve mezhep aynmlannı çapraz kesen bir biçim-
de, "anayasal vatandaşlık" ve "anayasal vatan-
severiik" kavramlan çerçevesinde belirttiği "siya-
sal biriikve bütünlük" anlayışı, sorunlann çözümü için
izlenecek tek ve biricik çağdaş yolu işaret etmekte-
dir.
Unutmayın, yamyamlann milliyetleri, dinleri, iman-
lan yoktur. Din, iman, ırk ve mezhep aynmlanyla sizi
aldatıp, önce parçalar sonra da mideye indiriverirler.
Bu nedenle, seçim propagandalannı din, iman, ırk
ve milliyet üzerine dayayanlara aldanmayın.
Sakın yanılıp da seçimlerde yamyamlara oy ver-
meyin!
web sayfasr. http://remzi.com.tr/yazar.rrtml
BÜLENT DİKMENER HABER
ÖDÜLÜ YARIŞMASI
Gazeteci Bülent Dikmener'ın anısını yaşatmak \e Tûrk gazeteciliğine
olan katkılannı manevı yönden sürdürmeyı saglamak amacıyla. adına
1980 yılında konulan "Haber Ödülü" 1998-1999 döneraınde de sür-
dürülmektedir.
Ödül koşullan şöyledır:
1. Ödüle her Türk gazeteci aday olabilir.
2. Adaylık. gazetecının kendı ya da Ödül Komitesi'nin önensi ile ger-
çekleşır.
3. Ödüle aday göstenlecek haberlerin 1 Nisan 1998 ile 31 Mart 1999 tarihleri arasında günlük
gazeteler ya da sürelı yayınlardan birinde yayımlanmış olması gerekhdir.
4. Ödüle aday olabilmek için niteliklen 3. maddede belirtılen haberlenn yayımlandıgı gazete
ya da sürekli yayınların bır sayısının 12 Nisan 1999 günü akşamma kadar Bülent Dikmener Ha-
ber Ödülü PK: 246/tstanbul adresme taahhütlü olarak ulaştınlması zorunludur.
5. Ödüller.
a) Haber Ödülü,
b) Mansiyon,
c) Jüri Özel ödülü
olarak belirlenmiştir.
Kazananlara, ödülü simgeleyen birer plaket ile özel armağanlar verilir.
6. Seçici Kurul: Müfit Alaçalı, Yalçın Bayer, Fıkret Dağlıoglu. Orhan Erinç, Yalçın Eryalçın,
Doğan Katırcıoğlu, Ergın Konuksever, Oktay Kurtböke. Turga\ Olcayto. Erkan Özmen, Denız
Som. Yılmaz Tunçkol \e UUi Yanardağ'dan oluşmuştur. Orhan Apaydın (1926-1986), Etem
Ctük (1925-1989), Ayhan Başoğlu (1928-1993). Kayhan Edip Sakarya (1948-1994), Soner
Girgln (1937-1995) Çetin Özbavrak (1939-1995), Erhan Akyıldız (1947-1998).