Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 1 KASIM 1999 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Belediye
işçüerinin açlık
grevi
• ERZURLTV1(AA)-
Erzurum Büyük$ehir
Belediyesı'nde çalışan ve
8 aydır maaşlanıu
alamayan işçilerin 5 gün
önce başlattıklan ölûm
orucu devam ediyor. 15
işçinın başlattığı eylem
sırasında rahatsızlanarak
Erzunım SSK
Hastanesi'ne kaldınlan
tsmail Dayı ve Murat
Akgûl, hastaneden
taburcu edildikten sonra
tekrar "ölürn orucu"na
başladı.
Mepve Kavakçı
dondu
• İstanbul Haber Servisi
- Milletvekilliği tartışma
konusu olan FP'lı Merve
fcavakçı, bir sûre önce
evlendigi işadamı Bekir
Yıldınm ile balayından
döndü. Önceki gece
Paris'ten Istanbul'a gelen
Kavakçı, Atatürk
Havalimanı'nda
gazetecilerin sorulannı
yanıtsız btraktı.
BAV
operasyonu
• İstanbul Haber Servisi
- Polisin. Bılım
Araştırma Vakfi (BAV)
üyelenne yönelik
operasyonlan sırasında
adı tekrar gündeme gelen
lösemi hastası doktor
Oktar Babuna, yurt
çapında düzenlenen "îlik
Bankası
Kampanyası"nın
tümüyle yasal olarak
yürütüldüğûnü savunarak
bağışlann, İstanbul Tıp
Fakültesı Vakfi ve
İstanbul Valiliği'nce
açılan hesaplarda
toplandığını belirtti.
% ÇembeNîtaş
Kitap Fuan'
• İstanbul Haber Servisi
- 9. Çemberlitaş Kitap
Fuan lstanbul
Büyükşehir Belediye
Başkanı Ali Müfit
Gürfuna tarafından
aflikU/fîüöuna, fuann
açllışında yaptığı
konuşmada. kıtaplann
bir küJtürün temel
taşlanm oluşturduğunu
söyledi.
Sulukule'de
kavgaI tstanbul Haber Servisi
- Fatıh, Sulukule'de ikı
grup arasında çıkan
silahlı kavgada Ceyhun
Demirel, Kenan
Korkmaz, Muharrem
Öztekin ve Necdet Üstün
adlı kişiler hafif şekilde
yaralandı. Yaralılar.
Haseki Hastanesi'ne
kaldınldı.
'Sinema ve
Siyaser• TRABZON (AA)-
Sosyal Demokrasi Vakfi
(SODEV) tarafindan
düzenlenen "Trabzon
Smema Şenliği" için
Trabzon'a gelen sinema
sanatçısı Berhan Şimşek
ve eleştirmen Vecdi
Sayar, "Sinema ve
Siyaset" başlıklı panele
katıldı. Berhan Şimşek,
sanatın, soran. değiştiren
ve özûnde muhalefeti
koruyan bir yaratıcılık
olduğunu belirterek
"Muhalefetçi öz, sanatı
dinamık, dingın ve
geliştirici yapar.
Siyasetçi ise bunlan
gözler, güzel olanı alır ve
uygular. Siyasetçi, sanatı
ve sanatçıyı koruma ve
kollama sorumlulu
duymalıdır" dedı.
Su kesintisi
• İstanbui Haber Servisi
-Ömerli Tasfiye Tesisleri
ve Şeyhli Deposu
arasında yapılacak
çalışmalar nedeniyle
İstanbul'un Anadolu
yakasmdakı bazı
bölgelere 23-24 Kasım
tarihlerinde 30 saat
süreyle su
verilemeyecek. ISKİ'den
yapılan açıklamaya göre,
23 Kasım Salı günü saat
06.00'dan 24 Kasım
Çarşamba günü saat
12.00'yekadarsu
verilemeyecek yerler
şöyle: Pendik, Dolayoba,
Şıhlı, Kartal, Yakacık,
Maltepe. Küçükyalı,
Cevizlı Idealtepe,
Gülsuyu, Esenkent,
Soğanlık, Gebze, Gebze
Organize Sanayi Bölgesi,
Danca, Bayramoğlu,
Esenyalı ve Kaynarca.
Akkuyu'da meydana gelecek bir kaza Türkiye, Kıbns ve Ortadoğu için büyük bir felaket yaratacak
Niildeer santral lobisi boş durmuyor
• Greenpeace Akdeniz Ofisi Enerji Kampanyası
Sorumlusu Melda Keskin, 1965 yılından bu yana nükleer
lobi ve Türkiye'deki enerji yetkililerinin kamuoyunu
yanıltmaya çahşarak ülkeyi nükleer yola itme girişimleri
sergilediklerini söylüyor.
CEMULUTAŞ
"Nükleer santrah mutlaka \apaca-
ğız. tsterlerse gökyüzüne vazı \azsın-
lar, bizi Allah'tan başka kimse bu pro-
jeden vazgeçiremez." Bu sözler Enerji
ve Tabıı Kaynaklar Bakanı Cumhur
Ersümer'e ait. Ersümer, Greenpeace
eylemcilerinin 19Ekim 1999'da lstan-
bul Boğaz Köprüsü'ne "Cumhur Er-
sümer, stop Akkuyu" pankartını asarak
protesto edilen Ersümer, kamuoyunu,
nükleer santralın yapılacağı yöre hal-
kının tepkilerini, bilim adamlannın
uyanlannı hiçbir şekilde dikkate al-
madı. Ersümer'in, "Ben bilimsel araş-
ürmalann ışıgında. ülkenin ve halkın
yaranna olmadığı kamtlansa bile nük-
leer santral projesinden vazgeçeçek du-
ruradadeğilim" anlamına gelen sözle-
ri ıse eleştiri almaya devam ediyor.
Parlamentodaki partiler, af, anayasa
değişikliği gibi ülkenin temel tercihle-
ri konusunda uzlaşmaya varamazken,
nükleer santral gibi bir konu, hükümet-
ler üstü bir politikaya dönüşebiliyor.
Sonuç olarak enerji alanında yapıla-
cak yatınmlardan biri olan nükleer
santralın. partiler ve hükümetler üstü
bir konumda ele alınması, uluslarara-
sı nükleer lobiyle ne tür angajmanlara
gınidığı sorusunu gündeme getiriyor.
Greenpeace Akdeniz Ofis Enerji
Kampanyası Sorumlusu Melda Kes-
kin, nükleer lobi ve Türkiye'deki ener-
ji yetkililerinin 1965'ten bu yana, ka-
muoyunu yanıltmaya çahşarak yürüt-
tükleri promosyonla ülkeyi nükleer yo-
la itme girişimleri sergilediklerini söy-
lüyor. Keskin, bu çabalann Türki-
ye'nin yüzde 24 gibi skandal boyutla-
ra ulaşan enerji kayıplannı en aza in-
direbilecek verimli teknoloji yatınm-
lannı da yenilenebilir enerji kaynakla-
nnın gelişimini de engellediğini akta-
nyor. Cumhur Ersümer ise bu eleştiri-
lere karşı, "Enerji talebi yılda yüzde 8-
10 oranında artan Türkiye'nin tüm
kaynaklar yüzde yüz kullanılsa bile yi-
ne de nükleer santrala gereksinimi ol-
dugu" yanıtını veriyor. Ancak bu kay-
naklann neden öncelikle tam olarak
kullanılmadığını söylemiyor.
Keskin ise 100 milyar dolar dış bor-
cu olan Türkiye'nin 2020 yılına kadar
tanesi 5 milyar dolardan 10 adet reak-
törsatın almayı planladıgını. enerji ta-
lebinin resmi kaynaklarca iki kat abar-
tılı, yerel enerji kaynaklanrun ise iki
kat az gösterilmesi nedeniyle talep tah-
minlerinin her zaman yanlış çıktığını
anımsatıyor.
'Komplo teoricileri'
Kimi gazetecıler de hükümetın dü-
men suyuna girerek, kendilerince "ya-
bana orijinir Greenpeace'in protesto
eylemlerinın ardında bir komplo oldu-
ğunu göstermeye çahşıyor. Batı köken-
li bu örgütün, Batı'da enerjilerinin
önemli bir bölümünü nükleer santral-
lardan sağlayan ülkelere karşı neden
mücadele etmediğini soruyor. Cumhur
Ersümer'in de dile getirdiği bu kur-
nazca mantık, Türkiye'ye nükleer sant-
ral satmak isteyen ülkelerin yine Batı-
lılar olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
"Türkiye'nin nükleer enerji üreten bir
ülke olmasını istemeyen Baülılann".
reaktör satışı için yanş ıçinde olması,
Enerji Bakanı'nı tekzip ediyor.
Türk hükümetleri, bütün çabalanna,
enerji taleplerinde yapılan kasıtlı yan-
lış tahminlere karşın 34 yıldır bu ha-
yallerini gerçekleştiremedi. Cumhur
Ersümer, Türkiye'ye nükleer santral
satma yanşındaki şirketlerden nükle-
er ihale sonucunun açıklanmasının yıl
sonuna ertelenmesini kabul etmeleri-
ni isteyeceğini açıklamıştı. Böylece,
Mart 1998'de yapılması gereken açık-
lama, fınansal ve teknik sorunlann ya-
nı sıra yöre halkırun da tepkileri nede-
niyle 6. kez ertelenmek zorunda kalın-
dı. Ihaleye, Kanada'dan AECL, Fran-
sa'dan Framatome ve Almanya'dan Si-
emens'in oluşturduğu NPI konsorsi-
yumu ile ABD'den Westhinghouse ve
Japonya'dan Mitsubishi'nin oluşturdu-
ğu konsorsiyum teklif vermişri.
Greenpeace'den Melda Keskin, kısa
bir süre önce gerçekleşen Tokaimura
nükleer tesisindeki kazayı anımsata-
rak bilim ve teknolojide en ileri ülke-'
ler arasındaki Japonya'da bile nükleer
bir tesiste kaza meydana gelebildiğine
dikkat çekiyor.
Akkuyu uyansı
Keskin, depremden sonra insan ku-'
suru nedeniyle ortaya çıkan felaket
tablosuna karşın Türkiye'nin, aktif ol-
duğu saptanan Ecemiş fay hattına 20
kilometre mesafedeki Akkuyu'ya nük-
leer santral yapma ısrannı acı bir iro-
ni olarak niteliyor. Çernobil nükleer
kazasmdan sonra Türkiye Atom Ener-
jisi Kurumu ve dönemin Sanayi ve Ti-
caret Bakanı Cahh Aral'ın sergilediği
tutum, yılbaşında Ikitelli'de meydana
gelen radyasyon kazası ve son olarak
Marmara depreminin sonuçlan, ülke-
deki risk kültürünün sıfır olduğunu
gösterirken, Akkuyu'da olabilecek bir
nükleer kazanın Türkiye, Kıbns ve
tüm Ortadoğu için büyük bir felaket
yaratacagı kaydediliyor.
Terkos'a
acükoruma
istendi
• DHKD, İstanbul'daki
önemli 10 doğal yaşam alanı
arasında gösterdiği
Terkos'da denizden kum
çıkanlmasına karşı etkin
önlemler alınmasını istedi.
İstanbul Haber Servisi- Doğal neden-
ler ve denizden kum çekilmesiyle Ter-
kos Gölü'nü Karadeniz'den ayıran 200
metre enindeki toprak parçasırun eroz-
yona uğraması sonucu istanbul, içme
suyunun yanında bir doğal güzelliğini
de geri dönülmeyecek şekilde kaybetme
tehlikesiyle karşı karşıya.
Doğal Hayatı Koruma Derneği
(DHKD) Proje Yürütücüsü Gökmen
Argun, Terkos'ta tatlı ve ruzlu suyun
yan yana olmasının bölgenin ekolojik
dengesini belirleyen en önemli unsur-
lardan biri olduğunu ifade ederek "Do-
ğal açtdanöoemi muazzam. Kontrol me-
kamzmalan çakşmau" dedi. Denizden
kum çıkanlmasına karşı etkin önlemler
alınması gerektığini hatırlatan Argun,
gölün tuzlanması halinde bitkilerin ya-
şam ortamının kalmayacağını ve kuşla-
nn da bölgeyi terk edeceğini belirtti.
DHKD tarafından ilan edilen İstan-
bul'daki önemli 10 doğal yaşam alanı
arasında bulunan ve "çokadl" kriteriy-
le koruma altına alınması istenen Ter-
kos, baltalık orman, fundalık. mera, su-
lakalan. kayalık ve kumul tepelerden
çok geniş bir mozaik oluşturuyor. Göl
çevresinde orta derecede asitik ve killi
topraklarda Avrupa ve Anadolu florası-
nın birleşimini temsil eden çok zengin
bir su florası gelişmiş. Türkiye'nin Ka-
radeniz kıyılanndaki en zengin kumul
florası ve tatlısu florasının bulunduğu
bölge. Türkiye'nin de imzaladığı Bern
Sözleşmesi (Yaban Hayatı ve Yaşama
Ortamlannı Koruma Sözleşmesi) ile
korunan bitki türlerinin yaşam alanı.
Bölgede yetışen kum incisi, Çatalca
peygamberçiçegi, yabani sıklamen, or-
kide, su eğreltisi, Karadeniz salkımı, su-
kestanesi. ayıüzümü. sahil sığırkuyruğu
da bu sözleşmeyle koruma altına alınan
Türkiye'deki 17 bitki türü arasında yer
alıyor. Bölgede yetişen ve uluslararası
öneme sahip popülasyonu olan diğer
türler ise Boğaziçi keteni, istanbul ke-
teni, kıyı kerevizi, Kilyos moru, Kilyos
peygamberçiçegi. kumul çivitotu, Riva
sığırkuyruğu. sahil asperulası ve Trak-
ya düğünçiçeği. tstanbul Boğazı'nın
kuzeyinde yer alması ve yırtıcı kuşlar ile
leyleklerin göç yolu üzerinde olmasıy-
la önemli kuş alanı olarak belirlenen
Terkos, zengin bitki türlerinin yanı sıra
özellikle kış aylannda önemli kuş popü-
lasyonlanna da ev sahipliği yapıyor.
Rus bilim adamlan da bir süre önce Küçükçekmece Gölü'ndeki Idriilikle ilgfli bir araşûrma yapmıştı. (Fotoğraf: UGUR GUNYUZ)
Küçükçekmece Gölü'nü koruyacak kolektörün inşaatına başlanamadı
Bakanbk görüşü bekleniyor
İstanbul Haber Servisi - tSKl Basın ve
Halkla tlişkiler Müdürü Cafer Uzunkaya,
Küçükçekmece Havzasfnın korunması için
yaklaşık 20 trilyon lira maliyetli
Küçükçekmece Biyolojik Atıksu Antma
Tesisi ve Küçükçekmece Doğu ve Batı
Sahili Atıksu Kolektörleri'nin inşaatına
başlanması için Çevre Bakanlığı ile
Bayındırlık ve Iskân
Bakanlığı'nın görüşlerini
beklediklerini söyledi.
Küçükçekmece Havzasfnın
korunması ve göl suyunun
temizlenmesini sağlayacak
tesislerin yapımına
başlanabılmesi için Kültür ve
Tabiat Varlıklannı Koruma Kurulu'nun
karanna göre ilgili bakanlıklara 23 Eylül
1999 günü başvurduklannı belirten
Uzunkaya, 01 Ekim 1999 tarihinde Turizm
Bakanlığı Yatınm Genel Müdürlüğû'nden
olumlu cevap aldıklannı söyledi.
Uzunkaya. Çevre Bakanlığı ile Bayındırlık
ve Iskân Bakanlığı'nın da görüşlerinin
gelmesinin ardından tesislerin inşasına
başlanacağını ifade etti. Söz konusu
tesislerin yapımına en kısa zamanda
başlamak istediklerini belirten Uzunkaya,
"Küçükçekmece Doğu (3.5 km) ve Baü
Sahili (4ü km) Aüksu Kolektörkri ihaksi,
yaklaşık 4 miKon kişhe hizmet verecek
Küçükçekmece Bivolojik Aüksu Antma
Tesisi'ne inşaat izni verilmesinin ardından
yapılacaknr" dedi. Uzunkaya, kaynaklann
sağlıklı, verimli bir biçimde kullanılmasına
Belediye Başkanı Özbatur göl ve çevresini
kurtaracak antma tesislerinin yapılacağı
80 dönümlük Hazine arazisinin ÎSKl'ye
verilmesini istedi.
dikkat edilmesi gerektiğini de söyledi. Sivil
toplum kuruluşlan ve çevre sakinleri
tarafindan Küçükçekmece Gölü'nün
kurtanhnası için çok acil harekete geçilmesi
gerektiği vurgulanırken, özellikle Altınşehir
bölgesındeki sazlığın, içinde banndırdığı
canlılar nedeniyle bir an önce koruma altına
alınması istendi. İstanbul Yelken Kanat
Havacılık ve Çevre Koruma Birliği Başkanı
Tayftın Karayan, göle akan derelerin ıslah
edilmesi gerektiğini ifade ederek "Derefer,
antma tesisine bağlandıktan sonra göle
verilmeU. Göl çev resindeld kaçak
yapılaşmanın önlenmesi de gereklT dedi.
Küçükçekmece Belediye Başkanı Haüdun
Özbatur da gerek Altınşehir bölgesındeki
sazlık alanın koruma altına ahnmasınm.
gerekse atıksulann temiz sulara
kanşmasının engellenmesinin öncelikle
"anksu şebekesi oluşturulmasına"
bağlı olduğunu vurguladı.
Özbatur, göl ve çevTesini
kurtaracak antma tesislerinin
kurulacağı 80 dönümlük
Hazine'ye kayıtlı arazinin, Milli
Savunma Bakanlığı tarafindan
bedel karşılığı Küçükçekmece
Belediyesi'ne verileceğini ifade ederek
şöyle devam etti: "Oysa söz konusu
tesislerin yapuabflmesi için bu arazinin
tSKİ'ye tahsLs edflmesi gerekliydL Bunun
için belediye olarak MüM Savunma
Bakanhğı'na gerekli başvuruyu >^pnk Id
hukuksal olarak beledrvenin yapabileceği tek
katkı da buydu." Özbatur, göl çevresindeki
kaçak yapılarla ilgili olarak Küçükçekmece
Belediyesi olarak ciddi mücadeleler
yürüttüklerini de kaydetti.
ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@turk.net
STRASBOURG -Avrupa Konseyi Iş-
kenceyi Önleme Komitesi'nin düzenle-
diği 20. yüzyılın son toplantısını izlerken
Fransızlann gözü, sürekli gazetelerin
manşetlerineyükselen, Fransa'da Em-
niyet'le Gizli Servis arasındaki çelişme-
deydi. Fransa'nın Korsika sorunu nede-
niyle başı yeniden belaya girdi. Sosya-
list Lionel Jospin hükümeti, daha ön-
ce Korsikalı ayrılıkçıların öldürdüğü
Korsika Bölge Valisi'nin katilinin Gizli
Polis tarafından kaçınldığının söylen-
mesi nedeniyle zor duruma düştü.
Korsika adasında Korsika Ulusal Kur-
tuluşÖrgütü adıylatanınan FLNCörgü-
tü bölgenin valisi olan Claude Erig-
nac'ı öldürmüştü. Daha doğrusu böy-
le kabul edilmişti. Ancak son günlerde
ortaya çıkan yeni skandal, bu cinaye-
tin boyutlannın oldukça derinlere uzan-
dığını gösteriyor. Erignac'ın öldürülme-
si üzerine bölgeye yeni bir vali gönde-
rilmişti. Sertlik yanlısı yeni vali Bernard
Bonnet ve başdanışmanı Gerard Par-
dini ve dört jandarma geçen yıllarda iş-
birliği ettiği Gizli Servis'le bölgede bir-
çok kanunsuz eylem gerçekleştirmişti.
Bunlardan birisi de bir restoranın kun-
daklanmasıydı. Vali ve yardımcıları bu
kundaklamanın ortaya çıkması üzerine
Fransa'mn Susurluk'u Büyüyor
tutuklanmışlardı.
Ancak skandal bununla da kalmadı.
Fransa terörle mücadele eski şefi Ro-
ger Marion, Fransa Gizli Servisi'ni Kor-
sika Valisi Claude Erignac'ı öldüren Y-
van Collona'yı korumakla suçladı.
Fransa parlamento ve senatosunun
kurduğu Soruşturma Komisyonu'nun
Korsika'da Güvenlik ve Devlet Politika-
sı başlıklı raporunda Marion, Fransız
Gizli Servisi'nin katil olduğu söylenen
Yvan Collona'yı haberdar ederek kaç-
masına yardım etmekle suçladı. Fran-
sız gazeteleri Fransa'yı kanştıran bu ra-
poru günlerdir manşetlerinden veriyor-
lar. Geçen yıl görevinden alınan ve bir
süre tutuklanan eski vali Bernard Bon-
net'in de bu iddiayı doğrulayacak şe-
kilde konuşması endişeleri iyice arttır-
dı.
Bütün bu iddialar, Fransız iç politika-
sında bomba gibi patladı. Sanki Fran-
sa Susurluk yaşıyor. Ancak burada
farklı olan, her şey daha şeffaf, yargı
daha etkili. Bu nedenle bu iddiaların
önümüzdeki günlerde Meclis'in gün-
demine gelmesi ve enine boyuna tartı-
şılması mümkün. . •'
Onlar da ayrılıkçı eylemleri gerekçe
göstererek kanunsuzluklara başvur-
muşlar. Şimdi acaba Vali'nin ölümünde
de Gizli Servis'in parmağı var mı soru-
suna cevap aranıyor. Bu soru yüksek
sesle soruluyor. Zaten bu iddia da par-
lamento ve senatonun raporuyla orta-
ya çıktı.
•••
Nereden nereye, biz buraya işkence
ile ilgili mücadelede dünya çapındaki
ünlü otoriteleri, Türkiye'ye yönelik iş-
kence iddialannı buradaki uzmanlann
nasıl değerlendirdiklerini izlemeye gel-
miştik, karşımıza yine Susurluk çıktı. Bi-
zim Susurluk çetelerini buraya gönder-
sek, kendi kader ortaklanna da belki
bu işlerden nasıl kurtulacaklan konu-
sunda akıl verirler.
Tabii ki işkenceye ve idam cezasıyla
ilgili mücadelenin sembol isimleriyle
görüştük. Pinochet'nin Ingiltere'detu-
tuklanmasını sağlayan ünlü Ispanyol
hâkim Garzon Real Baltazar'la, Fran-
sa'da idam cezasının kaldınlması için
büyük bir mücadele yürüten ve sonun-
da Mrtterrand hükümetinin adalet ba-
kanı olarak bu hedefini 1981 yılında ger-
çekleştiren Fransa'nın en büyük hukuk-
çusu sayılan Senatör Robert Badin-
ter'le, Abdullah Öcalan yakalanıp Im-
ralı'ya konulduktan sonra onu ilk kez
gören Avrupa Konseyi İşkence önleme
Komitesi Genel Sekreteri Trevor Ste-
vens'le ve Avrupa Insan Haklan Mah-
kemesi Başkanı Luzius Wildhaber gi-
bi çok önemli isimlerie söyleşiler yap-
tk.
Avrupa'nın kapısındaki Türkiye'ye
nasıl baktıklannı, Türkiye'nin insan hak-
lan konusundaki kamesini nasıl değer-
lendirdiklerini tartıştık. Ulucanlar katli-
amı dahil Türkiye'deki her gelişmeyi ya-
kından izleyen ve büyük bir dikkatle ve
özenle Türkiye'ye karşı objektif bir üs-
lup kullanan bu isimlerin satır aralann-
da neler anlatmak istediklerini sizlere
önümüzdeki günlerde aktaracağız. Tür-
kiye'nin de çok sayıda bilim adamı ve
resmi yetkiliyle katıldığı bu önemli top-
lantı, bizimaçımızdandailginçtanıklık-
lara neden oldu. Merak etmeyin, kısa
sürede bunlan aktaracağım.
Bir haftalık aynlıktan sonra Türkiye'ye
yeniden merhaba.
Doc. Dr. cetin Cöksu
'Nükleer ihalenin ;
altyapısı yetersiz'
tstanbul Haber Servi-
si - Orta Doğu Teknik
Üniversitesi (ODTÜ)
Mimarlık Fakültesi, Şe-
hir ve Bölge Planlama
Bölümü Öğretim Üyesi
Doç. Dr. Çeön Göksu,
depremin yarattığı fela-
ketin ülkenin bilimsel
çalışmalara gereken
önemi vermediğinin
açık kanıtı olduğunu
vurgulayarak "Türkh
r
e
enerji konusunda da ül-
kenin geleceğini riske so-
kacak nükleer santral
karannı gerekli bilimsel
incelemeleri yapmadan
veriyor" dedi.
Nükleer enerji santra-
lı ihalesinin arahk sonu-
na ertelendiğini anımsa-
tan Göksu, hükümetin
bu ihaleyi gerçekleştir-
me konusunda kararlı ol-
duğuna degınerek böyle-
si ciddi bir konuda karar
vermek için gerekli alt-
yapırnn hazır olmadığını
söyledi. Devlet eliyle yü-
rütülen ulusal enerji po-
litikasının ekonomik ve
bilimsel değerlendirme-
ler açısından yetersiz ol-
duğunu ifade eden Doç.
Göksu şunlan söyledi:
"Bu ihale basit bir
enerji ihalesi değildir.
Türkiye'nin bugününü
vegeleceğini derinden et-
kileyecekrir. Bu konunun
bilim çevrelerinde, ka-
••*•
muoyunda ve Meclis'te
tartışılmasa, bütün yönle-
riyie değerlendiriunesi
gerekir. Aksi takdirde,
depremk yıkılan şehirler
olayında olduğu gibi,
yüksek riskler ortaya çı-
kabUecektir. .
Nükleer santrallar,.
dünya için,çe\ nesinde ya- >
şayan halklar için riskB-
dir. Hemen bütün ülke-)
lerde kazalar olmakta ve
bu nükleer sızmnlar çev- •
resinde bulunan yaşamı
tehlikeye atmaktadır.
Çernobil'den sonra da
birçok nükleer kaza
meydana gelmeye devam
etmektedir. Yann Türki-
ve'de kurulan santralda
bir sızmtı veya patiama
olursa bunun sorumlulu-
ğu kinae ait olacakör"- „ n
Enerji Bakantıgî'nı»^
yaptığı tahminlerin ge-
nelde isabetsiz çıkoğım
belirten Doç. Dr. Göksu,-.
1970'lerde nükleer sant-'
ral yapılmazsa ülkenin»
karanlıkta kalacağı tah-
1
minlerinin boşa çıkması-
nı anımsattı.
Türkiye'nin elinde
başta hidrolik olmak
üzere çok önemli enerji j
kaynaklan olduğunu be-
1
1
lirten Doç. Dr. Göksu,
enerji gereksinimini dış
kaynaktan karşılamaya
çalışmanın doğru olma-
dığını kaydetti.
Tarım alanına yapılaşma
Toprak ana
ihaneti affetmedi
İstanbul Haber Servisi
- Toprak ve tanmla ilgili
meslek örgütleri ile TE-
MA gibi gönüllü çevTeci
kuruluşlar, 17 Ağustos'ta
meydana gelen deprem
felaketinde, verimli top-
raklar üzerindeki yapıla-
nn yerle bir olduğunu
anımsatarak "Toprak
ana, maalesef kendineya-
pılan ihaneti affetmedi''
görüşünü dile getirdi.
Söz konusu meslek örgü-
tü ve gönüllü kunıluş,lar,
tanm arazileri üzerinde
yapılaşmaya son veril-
mesini ve Marmara De-
nizi'nin kuzeyi için yeni
bir yerleşim master plam
hazırlanmasını istediler.
Izmit Ziraat Odası,
Türkiye Ziraatçiler Der-
neği Kocaeli Şubesi,
TMMOB Ziraat Mühen-
disleri Odası, TEMA
Vakfi Kocaeli Temsilci-
liği ve Izmit Çevre tnisi-
yatifi Grubu, yaptığı or-
tak açıklamada, lller
Bankası'nca 1970'deya-
yımlanan Kocaeli Anali-
tik Etütleri adlı kitabın
jeolojik rapor bölümün-
de, Kocaeli. Derince ve
Altınova'yı içine alan
ovanın eski ve yeni alüv-
yon toprak olması, zemi-
nin oturmaması, yeraltı
su seviyesinin yüksek ol-
ması gibi nedenlerle yer-
leşime açılmaması yö-
nünde öneriler bulunma-
sına karşın bunlann dik-
kate alınmadığını belirt-
tiler. Bölgenin 1. derece
deprem bölgesi olmasına
karşın ve deprem yönet-
meliğinin aynen uygu-
lanması gerektiği bildi-
rilmesine karşın kamu ve
özel sektörün, Ford oto-
mobil fabrikası örneğin- '
de olduğu gibi çok ve-
rimli 1. ve 2. sınıf tannı
arazilerini yoğun sanayi
ve yerleşime terk ettikle-
ri belirtildi. 17 Ağustos
depremınde en çok zarar
gören yerlerin 1. smıf ta-
nm arazileri üzerinde ol-
duğu vurgulanan açıkla-
mada şöyle denildi:
"Bu örneklerden bir
tanesi de Kocaeli Üniver-
srtesi'dir. Bu bilim yuvası
kurumumuz da her ne
hikmetse birimlerini 1. sı-
nıf tanm arazileri, mera-
lar veya orman alanlan
üzerinde tesis etmiştir..
Depremde en çok zarar
gören Veniköy.Arslanbey,
veKullarbölgeJeri bunun •
canlı örnekleridir.
Bütün bunlara karşın
şimdi de depremde açık-
ta kalan yurttaşlaruı ba-
nnmalan amacıyla yapı-
lan prefabrik evlerin ve
belki de devanunda yapı-
lacak olan kancı konutia-
nn 6,7 ve 8. smıf araziler
üzerinde yapılması gere-
Idrken, 1 2 ve 3. sınıf ta-'
run arazileri üzerinde te-
sis edilmeye çauşıldığı '<
gözkniyor. İlgililerin bu;
yerlerin geçici olarak kul-;
landdığı, ileride yeniden:
tanma açüacağmı söyle-
meterinekarşın, buralar-
daki tüm meyve ağaçlan
söküklü. Tanma elverişli
topraklar iş makineleri
ile kazılarak taşmdı."