Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 KASIM 1999 PAZAR
10 PAZAR YAZILARI dishab® cumhuriyetcom.tr
Depremi bekleyen bir kentin korkusuBır şehrin, bir uğultuyu, bir depremi
beklemesini arüayabUiyor musunuz?
Insanlann, kendileri için bir sığınak, bir
kurtancı; korkulardan, kuşkulardan,
karanlıktan. tehlikelerden, soğuktan,
sıcaktan. yağmurdan, ftrtınadan
korucmak içinkimi zaman koşar adım
geldikJeri evlerinde, bu kez ölümü,
yıkımı beklemeye başlamalannı
anlayabiliyor musunuz? Uzaklardayım
ben. Yüreğim çarpıntılar içinde, kötü
bir rüyanın içindeyim... Gecenin
karanlığı içinde ışıl ışıl bir kahvede iki
kadeh bir şey icerken, duvarlann
ûzerinize yıkılabileceği duygusuyla
yaşamak nasıl bir şeydir? Bilmiyorum.
Hadi gidelim burdan, ama nereye?
Nasıl bırakıp gideriz şu bın yılhk
şehrimizi? Gideriz, hiç kuşkum yok.
Neleri bırakıp gitmedik ki bız!
Elimi tut! Depremden sonra ortaya kötü
yüzümüz çıkacak, Bencilhklerimiz
gtzlenemez hale gelecek. Şehrin bürün
fcötü kokubtn ortahğı saracak. Aşklann
aşk olmadığı anlaşılacak, en çok bundan
korkuyorum ben. Elimi tut!
Rüyada ve Sultanahmet'teydim. Önce
dikihtaşın sallandığını ve yıkıldığını
gördüm. Adliye Sarayı'run oralardan bir
yerlerden ınsanlar koşmaya başladılar.
Durdum. Dilim tutuldu. Gözlerim
gördüklerini beynime aktaramadı sanki.
Sokak kabardı. Deniz karaya saldırdı.
Yere düştüm. Duvarlar üstüme üstüme
gelirken, koşuşan insanlann ayaklan
altında kalacağımı düşündüm yalruzca.
Çocuklann bu koşuya
dayanamayacaklan. bu kadar hızh
koşamayacaklan aklıma geldi. Elleri,
armelerinin babalannm ellerinden
kopacak, orada, bir kabaran bir inen,
çatlayan caddede şaşkrn, korku içinde
kalacaklardı.
Efimi tut! Beni yerden kaldır. tşte içimde
kendini bilmez bir kurtulma istegL
başkalan ile ilgimi kesme istegi büyü><or.
Beni se\. İki kişî olurak beiki sonra
ötekiteri tekrar buluruz- tçimizdeki
kalabalığı tekrar bulamazsak, yaşamak
neye yanur sevgilim, hadi elimi tut
Depremle beraber içimde kaynayıp
kabaran boğuşmayı şimdı sana
anlatırken. depremin bizi içimizdeki
kötülüklerle yapayalnız bırakacagını. en
çok kendimizi sevdiğımizi. hatta bunun
bir sevgi bile olamayacağından
korktuğumu anladım. Mezarlıkta genç
kansını, iki yaşında çocuğunu
ESSEN
GURAY
ÖZ
gömdûkten sonra, ağlayan ve gülen,
hayata bağh kalmak için tutacak bir
iplik arayan adamı düşündüm. Ne
yapacak bu adam şimdi derken
yanındaki akrabası ile kaybolan
alacaklılan depoda kalan mallan
konuşmaya başladılar.
Oradan aynlırken "O namussuza
gösteririm ben" dedığini duydum en
son. insanlann birbirlerine yardım
ettiklennı de gördüm. Düşeni
kaldırdıklannı, enkazın arasından çekıp
çıkarmak için yakınlannı, tanıdıklannı,
tanımadıklanru kendilerini tehlıkeye
atarak çabaladıklannı da gördüm.
Kendilerini de mi kurtanyorlardı acaba
diye de geçirdim içimden.
Efimi tut! Şurdan bir yerden bir yudum
su bul bana. Deprem bûtün foyamm
meydana çıkanh. Acılanmızm ve
sevinçlerimizin ne kadar sahte otöuğunu
gösterdi. Haksı/uklann. içimizdeki
akrebin işi olduğunu da anladım bu
arada. Mümkün olsavdı gölgemizi bile
bırakıp kaçacaktık ordan. Elimi tut!
Depremden sonra felaket tüccarlan
birer birer ortaya çıktılar. Ucuza
kapatılan arsalar yeniden değer
kazansın diye binbir dolap çevırenlen
yazdı gazeteler. Sıkıntılar içinde,
zorlukla yaptıklan evleri değerden
düşmesin diye çatlaklan sıvayan ve az
hasarh raporu almak için kesenin agzını
açan sonra da ıkinci sarsıntıda o
duvarlann altında kalanlan. çoluk
çocuklanyla bırlikte ölenleri duydun
mu sen? Ben duydum.
Hadi gidelim burdan. trin akıyor bir
yerlerden. Buz kesmış havada çadırlann
içinde titreyenlerin çaresizliği ile alay
ediyor gibiydi televizyonda konusan
adam.
Elimi tut da gidelim! İnsanlan buntda
bırakıp nereye gideceğiz: hiç değilse şu
ydaldı yıküacak du> ann \ anından
uzakiaşakm. Bak orada yapavalnız
kalmıs. ağlayan çocuğun >anına gidelim
de, yapayalnız kakuğumzu bizûnle
gelirsc çoğalacağunızı söykyetim ona.
Hadi tut ettmi!
Sana acı anılar anlatmak istemiyorum.
Biliyorum senin de içinde şimdi o tuhaf
korku büyümüştür. Birdenbire kendin
olmuşsundur. Sakm bana gösterme onu,
olmaz mı? Bak son gayretimle senin
koluna gıriyorum. Yüzüme bak.
Yüzüme bak; beni sevdiğini söyle; seni
ne kadar çok sevdiğımi ben içimden
geçiriyorum şimdi; ama dilime inmiyor
bir türlü kelimeler.
Tıpkı gözlerim gibi, dilimle beynim
arasındaki teller de koptu.
Bildiğim, sen elimi tutarsan, ikimiz
oluruz. Sonra da kalabalığı. o güzelim
kalabalığı belki tekrar buluruz. Korkuyu
yener, gül kokulannı yeniden duyar hale
geliriz.
EHmi tut! Ölümle karşı karşrya kalan
adamıru gözlerinin büyüdüğünü ve
hayaü yitirmemek için her şeyi yitinneye
hazır olduğunu bfliyordum. Ama korku
bürün insanlan aynı anda sardığmda ne
olur bilmhordum. İnsanlann
çirkinlestiğini, güzeüeştigini ama bütün
bunlann normal zamanlardaki gibi
degiL en usta ressanüann etinden çıkmtş
tablolardaki gibi olduğunu gördüm.
Hadi etimi tut Onlara gidelim.
Şiirin önünde eğiliyorum
Kıtalar asma şürlerle bağlanmış
gibiydi, sahı öyle degil miydi.
uzak, çok uzak mesafeler ancak
dizelerle kavuşmaz mıydı9
"Yeşü
bambu dallannda şebnemler
panldryor bir gözyası gjbL" Eski
başkentın imparatorluk sarayının
bahçesinde tahta parmakhklan
ve kâğıt pencereleri izleyerek
yürüyorurn. Bahçedeki Budist
kiraz ağaçlannm gölgeleri bile
öylesine yalın ve çıplak...
Anlaşılan gösteriş ve şatafat
dogunun ortasında doruğa
çıkmakta ve doğu uzağa çaldıkça
kaybolmakta. tmparator deyişini
kulaklara saldığı görkem ve
uyandırdığı isyandan krallann
henüz paylannı almadığını, hele
prenslerin neredeyse merhamet
hisleri uyandırdığını
düşünüyorum. İmparatorluk bu
yüzyılda bıtti, krallara ise hâlâ
bağışığız, ta ki yönetmenin bıri
çıkıp "Son Kral" fılmini
çevirinceye kadar... tmparatorluk
sarayının bahçesınden çıkarken
"Rüzgâr esiyor ağır ağır ve totus
KYOTO
ŞANSIN
TÜZÜN
çiçegi döküyor pembe
yapraklannT. Şehrin en ışlek
caddesi Sijo-Kavaramachi'deki
insan seline kanşmadan önce
birkaç taprnağa girdiğimden
tütsü kokulanndan başım
dönüyor. Gerçi dükkânlar günün
her saati cıvıl cıvıl ama Batılı bir
kadının gjyinmesi pek mümkün
degil buralardan. Japonya, sabah
akşamı pirinç yiyen bır damlacık
kadınlann ülkesi. EJL
Curamings dizelen bile okyanus
aşın değıl artık! Bilmiyorum,
hangi o elleri yağmurdan bile
küçük olan kadın da kara mıydı?
Ama kimonosunun altından
pembe topuklan görünen
tokyolu ayaklan ancak bir çig
tanesi kadar olanı sanydı. Çünkü
kadının şiirselliğinde asla ırk
ayrımı yoktu. Çay vakti! Itiraf
etmehyim ki çayı sanat için
yapan bu ülkede hayatımın en
berbat çaylannı içtim ve sanat
için yapılan şeylerden uzak
durmakia ne kadar isabetli
davrandığımı anladım.
Kamo nehrinin iki yanında
uzayıp giden şehirde erken
oluyordu akşam. Akşam erken
iniyordu doğuya; hatta yedi kol
demiri yedi kapıya inmeden
daha! Öylesi tepeden inme bir
akşam işte... Nehir kenannda
çıkması olan lokantalann ışıklan
tek tük yanmaya başladı bile:
" Vt yanıp sönen ışıkUnyla
gekcek™" 1lık bir rüzgâr esiyor
nehirden yüzüme, gölgesi
görkemli, gövdesi cılız bir
okaliptüs ağacı vuruyor nehre,
inen akşamla kaybolmak üzere.
Tahta köpriiye dayanmış öylece
altımdan akıp giden nehre
bakıyorum ve şiirin önünde ...
eğiuyonım. -"* "•'
7 milyon dolarhk pandalar Lun Lun'la Yaug Yang yeni evlerine
taşındı. Hayatlanndan memnun
görünen sevimli pandalargünlerini oyna\arakgeçiriyor. ABD' nin Atlanta kentindeki hayvanat
bahçesinde pandalar için doğal ortâmlartnı aratmayacak özel bir yaşam alanı hazırlandı. 7
milyon dolar harcanan yasam alanında 10 panda yaşıyor. Pandalar, soylantehlikede hayvanlar
üstesinde yer abyor. (Fotoğraf: REUTERS) -^ t/u..«.;<<«'-ı*R«ü§s<t-a b»
Hitler'i ,r
,
pazarlayanlar1923 yılının yazında Güney
Bavyera'nın şirin
kasabalanndan
Obersalzberg'de pansiyon
Moritz'de Bay WWf adında
biri oda kiralamıştı.
Pansiyoncu kadına buralann
güzel ve sağlıklı doğasında
2-3 hafta dinleneceğini
söylemişti. Alp Dağlan'nın
doyumsuz panoramasına
karşı, lOOOmetre
yüksekteki Obersalzberg'in
ünü o yıllann
Almanya'sında henüz
duyulrnaya başlamıştı.
Berchtesgaden
yakınlanndaki bu kasabaya
ülkenin varlıklı aileleri ve
politikacılanmn ayaklan
çabuk alışmıştı. Bay Wolf
da 1923 yazından sonra sık
sık dinlenceye geldi. Birkaç
yıl sonra da güzel bir evi
sürekli kiraladı. Adotf Hhter
adına. 1933yılrna
gelindiğinde koskocaman
bir villayı satın aldı. Dap
tepesinde. tlave yapılarla
genişletti. Hayranlan o
yıllarda da vardı.
Kasabalılar onu aralannda
görmekten memnundu. Tâ
ki Hitler birkaç yıl sonra
çevredeki arazileri, başka
villalan da satın almaya
başlayana kadar. Ülke
yönetimini hızla ele
geçirmeye başlamış olan bu
insan, mülkünü satmak
istemeyenleri "topüuna
kamptanna gööderirim"
tehdidı ile ınadından
vazgeçiriyordu. Savaşın
yaklaştığı yıllarda
Obersalzberg, Nazi
iktidanmn başkent
Berlin'den sonraki ikinci
merkezi olmuştu. Binlerce
Hitler hayranı gunbegün
küçük kasabaya geliyordu.
Führer'i görebiliriz
ümidiyle... HitleT'den
günümüze 50 küsur yıl
geçti. Savaşın son
günlerinde Amerikalüann
bombaladığı malikânesının
yeruıde coktan yeller esiyor.
Ancak Hitler hayranlan
Obersalzberg ile
Berchtesgaden'e hâlâ akın
akın geliyor. Tepenin
altındaki dehlizleri,
koridorlan, gizli odalan
geziyor, kasabada Nazi
hatıra eşyalan satan
dükkânlan dolduruyorlar.
Ehıvarlarda gamalı haçlar,
fotoğraflar, vitrinlerde
sılahlar, giysiler, eski
kitaplar, broşürler.
Güney Bavyera'nın bu
güzel yöresine Münih'ten
günübirlik turlarla gelenler
eski Führer hayranı
kuzeydeki Alrnanlann yam
sıra meraklı Amerikalılar ile
fotoğraf makineli Japonlar.
Eyalet yönetiminin girişimi
ile ekım ayında yeni açılan
"Nasyonal Sosv-aüst Belgeler
Müzea" de ziyarctçılerin
ilgi odağı oldu. Savaş
yıllannda Nazi subaylannın
sürekli konakladığı Hoher
Göll Oteli'nin temelleri
üzerine kondurulan 5
milyon marklık yapı tahta
ve eamdan oluşmuş.
Uzmanlann devlet
arşıvlerinden çıkardığı binin
üzerinde belge ve fotoğraf
zıyaretçilere, bay Woirun
ilk Obersalzberg
MUNIH
AHMED
ARPAD
günlerinden Hitler'in Berlin
sığınağmda ıntihanna kadar
geçen o korkunç yıllan
belgeliyor. Ders vermeyi
amaçlıyor. Yöreye her yıl
gelen300bin''Hider
turisti"ni müzeye çekerek
pastadan birkaç dilim de
olsa kapmak ıstiyorlar.
Turist sayısının daha da
artacagına inanan yerel "
yöneticilerle turizmciler
yeni yatınmlara da
girişmekte. Dünyaca ünlü
bir otel kuruluşu Bavyera
eyalet yönetiminden
kiraladığılOOdönümlük -
araziye 5 yıldızlı otel
yapımına başlamak üzere.
Hermann GÖring''in 1934'te
insa ettırdiği villasının
temelleri üzerine
kondurulacak lüks otel iki
yıl sonra zengin turistleri,
Obersalzberg'e çekecek. ^
TURK
ADALETİNE
GÜVENİYORUM!
Kamuoyunda Internet cinayeti olarak
bilinen davanın sonuna geldik.
internet ortamındaki adıyla Kiko
gerçek adıyla kardeşim
Alpay Tezcan'ın öldürülmesinin
üzerinden 1.5 yıl geçti.
25 yaşında hiç tanımadığı bir insanın
ölümüne sebep olan kişinin hak ettiği
cezayı alacağına, bu cezanın
hepimizi tehdit eden saldırganlık
eğilimine bir darbe vuracağına,
çocuklarına daha iyi bir gelecek
hazırlamak isteyen herkesin benim ve
ailemin yanında yer aldığına inanıyorum,
Türk Adaletine Güveniyorum!
Aygen Tezcan
K Kitap kulO
1MZA GUNU
TAKSIM SERGI SALONU'NDA
*f%
Ol
ol
SERVER
TANİLLİ
AY SAUANIYOR
Cumhuriye<
k ı t a p 1 a r ı
P.E.N.DEN
TAVSİYELİ
Depremden zarar görenlere. görmeyenlere,_görecek
oianlara... Muzır Kuruluna. YÖK'e, RTUK'e,
Talim veTerbiye Kunılu'na...
Ça^PazartamaAŞ.TûrkocağıCad No:39/41
(34334)Cağaloğlu-lstanbulTel: (212)51401 96
Bu kitabm türn geliri depreme uğrayanlara bağışlanmıştrr.
1929 -
FAKIR
BAYKURT
70 Yaşında
^y~ 22 Kasım 1999 Pazartesı Saat 18:30
mm MZUIAI SOBUa Atatürk Küttür Merkezi Sınema Salonu
Kasım 1999
SEVCİLİ BARIŞ,
• . ' Sensiz olmak çok zor.
Dileriz gittiğin yer
Banş dolu ve daha ışıklıdır.
Seni özlüyoruz.
Bölüm arkadaşları
ALİ, ASUMAN, BELEMİR, DENİZ, EMİNE,
GAYE, KUMRU, NURDAN, OKTAN,
SEDVAN, SHIHAB, ZUHAL
BAKIRKOY 2. SULH HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
1999/1055
Mahkememize açılan vasi tayini davası sebebiyle;
Mahkememizce verilen 1999/1055-888 esas ve karar
sayılı ve 15.11.1999 tarihli karar ile Istanbul, Eminönü
ilçesi Katip Kasım Cilt: 0014, K. Sıra No: 0755'de nü-
fiisa kayıtîı bulunan Ömer Orhan ile Fatma'dan olma
12.5.1953 D.lu Ömer Levent Kayaoğlu'nun vesayet al-
tına alınarak, kendisine aynı yerde nüfusa kayıtlı Kemal
ile Fatma'dan olma 1960 D.lu eşi Handan Kayaoğlu'nun
vasi olarak tayin edilmiştir.
Itirazı olanlann yukanda yazılı dosyaya müracaat et-
meleri, aksi takdirde kesinleşeceği hususu ilan olunur.
15.11.1999 Basın: 56899
KIRIKHAN ASLTYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
DosyaNo: 199*282
Davacı Hasan vekılı Av. Ahmet Gıindüz tarafından davalısı hasımsız olarak açılan çek ıptalı davasının yapılan yargılaması sırasında ve-
rilen ara karan uyannca; Kınkhan Halk Bankası Şubesı'ne aıt olan dava konusu F 0389297. 0389298, 0389299 ve 0389300 seri no'lu çek-
lcrın imzasız \ e boş olarak davacı Hasan Baş tarafından kayıp edıldığı ıddıa edıldığınden: bu çekı ellennde bulunduranlann ve hak ıddıa
edenlenn son ilan tarihınden ılıbaren 1 ay içinde duruşma günu olan 23 02.2000 tanhıne kadar dosyamıza bilgi vermelen ve müracaat ettne-
len, aksi halde çekın ıptalıne karar venleceğı hususu ilan olunur 05 11.1999 Basın. S6238
Bugün depremin
Q7 .gunu
Yaşadığımız 2. depremle yeniden başa
dondük. Herkesin yapabıleceği bir şeyler
olduğunu unutmayın. Genel Merke2'de kriz
masamızı genişlettik ve katkı telefonlannızı
bekliyoruz. Bundan öncekı çahşmaJarımızda
bıze destek veren çok sayıda kışı ve kuruma
teşekkürü bir borç bihrız.
İşte onlardan birkaçı:
Herr Ptarrer Mıchael Wabbel. Alparslan Paşalı,
Ellıop Sa- Spaın. Tokar Yapı ve Endustrı,
Nur Kabatepe. Jurgen E. Gerhardt. Süheyla
Tuzmen. (Vorstandamhglled), Mefaret
Küçukova. Sevgı Aktar. Garrize Aşçıoğlu
Daıto Chemıalcold. Mıne Nışancı. Melıh Kutluer
Aynur Ozsoy. Genç Koylü. Nermın Atasoy
Sibel Akat. Nermin Karahasanoğlu. Ayşe Bilge
Komeslı. Eslın Saporta. Latıfe Kosta. Ayten
Ganioğlu. Delphı Sar, Aysun Bırlık. Hatice lldız
Gottıngen Douglass Çalışanlan. Can Bingöl
Hakman. Unigaz San. A.Ş....
YardımJarınız ıçın
(0212) 292 87 27 - 292 08 01
(Iş gunlerı saat 10 00/17.00 arası)
Dr. Nezih H. Neyzi Anısına • •-
ARAŞTIRMA ZtRVESl 1999
«21. YÜZYILA GİRERKEN DEĞİŞİMİN DİNAMİKLERİ''
24 - 25 Kasım 1999 The Marmara Oteli Taksim
24 Kasım 1999 Çtr>«nbı
08.30 Kajıt-Çay " ' •- • • . - . ; .-,, > v . *•
09.15 SunuşBülentGÜMX)ĞMUŞ(DemekBaşkanı) " • '
09.40 AçılışProf. Dr. Emre KONGAR (Yıknz Teknik Ünv.) . . .. •s-
1. Otunım Bışkanı Gülıy DÖRTER (Omek YK.J
10.00 Globalleşmenın Kurumsal Çerçevesi Prof. Dr. Ç*ğl»r KE\T)ER (Boğaziçi Onv.) '
10.30 Cay. Kahve Arası
10.45 Araştırmada .Maöre Prof. Dr. Nükhet GÜZ (I. Ü. lletışım Fak.)
11.15 BıliraselBuluslarveUygulama , ' Ömer KAYMAKÇALAN
(Yenılık) Süreçleri (Marmara .\rasnrma Merkezi)
11 45 Sorular ve Cevaplar
12.15 öğleYemegı
2. Otunım Başkanı Halnk AĞABEYOĞLU (Demek YK.)
14.15 Doğu TimorHalkı Nereye Kayboldu? Dr. Ömer MADRA (Açık Radyo)
14.45 Intemanonet --. . . . . Hulki AKTlTS'ÇlReklamcüarDemegi)
15 15 Çay, Kahve .\raa
15.30 Medyada Arastırmarun Rolü Nerih DEMİRKENT (Dûnya Gazetesi)
16.00 Örneklemli Araştırmalann Sonu mn Geliyor?
16.30 Sorular ve Cevaplar
Vnnü ÇAKIR (ACNielsen-ZET)
25 Kasım 1999 Persembe
3. Oturum Baskanı Bnrçin BAKKALOĞLU (Deraek YK.)
09 30 Bılgı Bolluğu ve Bilgisız İnsan
10.00 Toplumsal Araşürmadakı Yöntem ve
Teknıklerde Olası Değısiklikler
10.30 Çay, Kahve Arası
10.45 Piyasa ,\raştırmalannın Popüler Mekanıgı
ve Gelişen Teknoloji Her Sorunn Çözûyor mu?
11.15 Araşnrmanın Güç, Hareket ve Enerji Yapısma
Eleştırel Bakış
11.45 Soru ve Cevaplar
12.15 OğleYemegı
Prof. Dr. Hal.uk ŞAHlN (Ist. Bilgi Onv.)
Dr. SezgiB TÜZUN (Veri Araştuma)
Doç. Dr. Gnntaç ÖZLER (HTP)
AkaALYANAK(DAP)
4. Oturum Başkını
14.15 " ~
Büknt HLINÇARSLAN (Deraek YK.)
"Çağm Değışıminı Yakalamak'"
Halkla llişkılerde Yera Yöntem Arayışlan
20O0'lı Yıllara Doğru Erkek Tuketicilerin "Vahşi"
Dünyası, Karşılaştırmah Uluslararası Araştınna
Çay Kahve Arası
Puslu Ortamın Mantığı
2000"e Doğru Bılışım Pazan
Sorular ve Ce\-aplar
Sibel ASNA (A & B Tanıtım)
Doç. Dr. Pervia OLGUN (BAREM InL)
Doç. Dr. Erkaai KEYMAN (DAP)
Abn EVTIEN (INTERPRO)
14.45
15.15
15.30
1600
16 30
KATILIM KOŞULLARI: Araştırmacılar Dernegi Oyeleri için 50.000.000 TL., ûye olmayanlır için
65 000 000 TL.. Aynı firmadan katılacak olan 3. kişıye %25 ındınm. öğrencılere %50 indinm yapılacaktr.
Söz konusu ucreun Garanti Bankası GalaUsara) Şubesi 6200109 / 4 OO'IH hesaba yatırüması, banka de-
kontunun katılımcdann isimleriyle bırlikte 25139 29 no'lu faksa ilerilmesı veya aşağıdakı adrese postalan-
ması nca olunur
Geçid Adres: btika Cad. Imam Adnai Sk. No: 1 Kat: 2 Peva Han Beyoğiu İSTANBUL
Tefc 0 (212) 249 2319 - 25139 29 Faks: û (212) 25139 29
ZEYTİNBURNU SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1999/887 Karar No: 1999/1138
Hâkim: Kemal Güzel 20999. Kârip: Nuran Taşkıran. Davacı (Vasi adayı): Keziban Sandık-
Çi-
Küçükler: Semra Demir, Hasan Demir. "• . . .
Dava: Vasi tayini. Dava tarihi: 27.7 1999 • ' '' '
Karar tanhı: 15.10.1999 Davanın konusu: Davacı tarafından mahkememize verilen dilek-
çesinde, nücâhsız eşı Rifat Demir'in öldüğünü, ölûmü ile iki reşıt olmayan çocuğunun kaldı-
ğını ve restnı yerlerde işlerini yaptırabilmek için vasi tayini gerektiğini, bu nedenle vasi tayin
edilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Celp edilen nüfus kayıtlanndan Sakarya,
Akyazı, merkez yeni cilt no: 0054, kütük sıra no: 0070'de kayıtlı bulunan Keziban ve Rı-
fat'tan olma Semra Demir'in 3.11./ 1982 d.lu olduğu, Rıfat ve Keziban'dan olma Hasan De-
mir'in 30.4.1990 d.lu olduğu görûlmüştür. Küçüklerin annelen Sakarya, Akyazı, Altındere,
no: 0010, kütük sıra no: 0011, Altındere Osmanağa Mah. 'de nüfusa kayıtlı Ali ve Emine'den
olma 1948 d.lu Keziban Sandıkçı'nın duruşmada verdiğı beyanlara nikâhsız eşirun ölümü ile
çocuklara kendinin baktığını vasi olmak ıstediğini karar verilmesini istemiştir. Mahkememiz-
ce dosyaya toplanan tüm delil ve belgeler incelendiğinde davacı davasının kabulüne karar
vermek gerekrniştir. Bu itibarla; Sonuç: Davacı davasının kabulü ile küçükler Semra pemir
ve Hasan Demir'e annesı Keziban Sandıkçı'nın vasi tayinine. Karann gerekli yerlerde ilanı-
na. Daır vasınin yüzüne karşı yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen
anlatıldı. 15.10.1999 Basın: 56725
Çjfiaş T*r*iy4'tâm (
SATILIK ARSA
Cumhuriyet Mahallesi bırinci kısımda
• 438 m', 9.500.000 TL/trf.
Tel: 0532 456 69 50
Romanlannız ve
ansiklopedilerinız
yerinizden aluur.
Tel: 554 08 04
Marmara Hulcuk
Fakultesı öğrencı
kunh|ırru kaybettun,
hükümsüzdür.
DEVRİM ÖZGE K1NKIT