24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 21 KASIM 1999 PAZAR 12 PAZAR KONUGU BMKalkınmaprogramı kapsamında îstanbul'dayapılacaksempozyum öncesiDr. SedatÖzkolile konuştuk a global olarakbâtıyor'LEYLA TAVŞANOGLU Dünyada son 10yıldan fazla sürediryerleşmeye başlayan bir kavram var: 0 da toplumsal ve kurumsal sommluluk. Dünyanın, gelişmiş, uygar kabul edilen ülkelerinde özel sektör kuruluşlan, artık gönüllü olarak kendilerinin toplumsal denetimden ve yargıdan geçirilmesi için var güçlehyle çahşıyorlar. Bu yolla haksız rekabetin üstesinden gelebilecekleri gibi, kendilerinin de bulundukları dünyaya daha iyi pazar da kaybedilebilir / 996 'daki HABITA T bünyesinde Dünya İş Forumu 'nun bulunmasının bu etkinliklerle bağlantısı nedir? - Bu, gelişmelerin bir sonucuydu. Biz de bu felsefeye, bu inançlara sahip olduğumuz için, özel sektör kuruluşu olmakla birlikte yani kâr amaçlı bir kuruluş ormamıza karşm artık söylencesel piyasanın görûnmez eliyle değil, belirli sorumluluklaria hareket etme durumundayız. Yani. kurum çahşanlan, içinde yer aldığı toplum ve dünyaya karşı bu kurumlann sorumluluklan var. Yeniden yapılanma gibi güzel ve sûslü deyimlerle insanlan Jşsiz bırakmak, sıkılmış limon gibi bir yana fırlatmak, u Ben sadece kâr amaçlı olarak calışınm. Geri yanj beni ügUendirmez" yaklaşımlanmn sonuç getiremeyeceğini belirîi özel sektör yöneticileri gördüler, anladılar. Bu kurumsal ve toplumsal sorumluluk kavramı, dediğim gibi, zorunluluktan kaynaklandı. Büyük düşünür Mant'ın mealen şu sözü var: "İnsanlik ancak çözebileceği somnlan tarihin vetopiumungûndemine getirir." Yani insanlık bir sorunun bilincine vanyorsa, ya da varmak ûzereyse o sorunun çözümleri de tarihin, topiumun ve insanm gûndemine gelmek üzeredir. Bu anlamda da kurumsal ve toplumsal sorumluluk böyle bir zorunluluktan ortaya çıktı. Dünya bitiyor. Biten bir dünyada tek tek kurumlar olarak bizim kânmızı birkaç kez katlamamız, rakiplerimizi ezmemizin hiçbir anlamı yok. Konuyu bilince çıkartan özel sektör kuruluşlan, akademisyenler, medya kuruluşlan, bilim insanlanyla bir araya gelerek bunu çağdaş bir iş ahlakı platformu ve paradigmasına dönüştürme ç,alış,maları başlatttlar. Bu, gelisecek olan bifckavFam, bir çahşmatur. Bu. beraberinde özel sektör kuruluşlannın toplumsal denetimi ve yargılamasını da gündeme geririyor. Gelişmiş Batı dünyasmda kuruluşlar gönüllü olarak kendilerini toplumsal yargı ve denetimden geçirir oldular. BM'ye, Uluslararası Çalışma Örgütü'ne (ILO) ve benzeri kuruluşlara akredite edilmiş, kendileri de kurumsal ve toplumsal sorumluluk sahibi olan kurumlar tarafmdan onların toplumsal denetimi (Social auditing, social accountability) gündeme geldi ve getirildi. Bu, dünyada gelişmekte olan yeni bir zihniyet. Hele de AB sertifikalan gündeme geldiğinde artık bir kurulun çevre ve insan dostu oluşu yeterli olmayacak. Tedarikçileriyle.hizmet sunduğu kurum ve kuruluşlar ve hatta nihai tüketicileriyle birlikte kurumsal ve toplumsal sorumluluk sahibi olması zorunlu hale gelecek. Bu, AB bağlamında da, global dünya bağlamında da böyle olacak. Kendi ülkenizde de. "Bu benim pazanmdır. Üretim ve hizmetlerimi kendi bildiğinı gibi satanm" dcme imkanınız ortadan kalkacak. Çünkü iç pazar artık global pazann bir parçasıdır. Bir yabancı kuruluş şunu söyleme hakkına sahip olacak: "Senin şjmdhe kadar iç pazar diye beflediğin pazarda kötü antma tesisiv te, kaçak işçi çahşürarak. işçilerin iş güvenKği ve sağhğı konusundaki yasal yükümlülükleri yerine getirmeyerek haksız rekabet yapryorsun. Dolayisryla bu haksız rekabet yfizûnden seni teşhir ediyorum." Dolayısıyla da sizin kendi ürün ve hizmetlerinizi, bırakm başka bir ülkede, kendi ülkenizin smırlan içinde satmamz bile zorlaşacak. Böylece Türkiye gûndemine de toplumsal ve kurumsal sorumluluk getiriliyor ve geliyor. Cumhuriyet gazetesi örnek Peki ülkemizde bu bilinç yerleşiyor mu? - Cumhuriyet gazetesini ele alahm. "Biz sadece gazete veriyoruz'' sloganıyla kendi tanıtımım yaptığmda zaten kurumsal ve toplumsal sorumluluk ilkelerine uygun davranmaktadır. Sizin gazeteniz bunu biliyor ve yapıyor. Ama başkalan bunu yapmadığı için haksız rekabet ve benzeri bağlamlarda da siz onlan topiumun gûndemine getiriyorsunuz. Toplum gündeminde de, kamu vicdanmda da olumsuzhıklar giderek mahkûm edilme yoluna giriyor. PORTRE/ Dr. SEDAT ÖZKOL " - f - İTÜ İnşaat Fakültesi 'ni 1960 'ta bitirdu ABD 'de Fulbright burslusu olarak 1961-62 arası Rolla School ofMines and Metaüurgy 'de yüksek lisans, 1962- 65 arasında araştırma asistam olarak Oklahoma Universitesi'nde zemin mekaniği ve temel inşaatında doktora çalışması yaptu Daha sonra St Louis Universitesi'nde inşaat ve endüstri mühendisliği dersleri verdL Türkiye'ye dönüşünde ODTÜ'de İnşaat Mühendisliği Bölüntü 'nde dersler verdi ve Mühendislik Fakültesi Dekan Yardımeılığı görevini üstlendL 1978-80 arası İşletmeler Bakanlığı'nda KİT Yatınmlar Genel Müdürü oldu. 1970-71 ve 1979-80 dönemlerinde İnşaat Mühendisleri Odası Genel Başkanlığı yaptu TABA Genel Sekreteri ve DEİK bünyesindeki Türk-Avustralya İş Konseyi Kurucu Başkanı olarak görev yaptu 1993'ten buyana Epsilon Şirketler Grubu Uluslararası Projeler Koordinatörü. 1996 'dan beri de Epsilon Eğitim/ Yönetim Danışmanlığı kurucusu ve Genel Müdürü. Başlıcalan "Geri Bıraktınlmış Türkiye", "TekelciKapitalizm ve Türkiye", "Türkiye Ulaşımının Ekonomi Politiği" olmak üzere birçok kitap yazdu 1996 Haziranı 'nda İstanbul 'da düzenlenen BM Uiuslararası İnsan Yerleşimleri Konferansı ya da HABITAT II bünyesinde gerçeklestirilen Dünya İş Forumu'na katıldınız ve kuruluşunuz uluslararası 10 kuruluşla birlikte ödül aldu Bu ödül neydi? -Bizim, Epsilon kuruluşu olarak HABITAT'a katılabilmemız için BM'nin "sürdürülebilir insani geüşme" (sustainable human development) ükesine bağlı olmamız gerekıyordu. Yani doğadan, gençlikten, gelecekten, istihdamdan ve insan haklanndan yana olmahydık. Bunun ötesinde de bu ilkeyle ilgili somut uygulamalanmızın bulunması gerekliydi. O alandaki koşullan herhalde karşılamışız ki Dünya İş Forumu'na Türkiye'den ilk kuruluş olarak katılma hakkını elde ettik. Bizden sonra buna Yapı Merkezi, lzocam ve Good- Year Türkiye katıldılar. Çünkü onlann da "sürdürülebilir insani gelişme" bağlamında uygulamalan vardı. Bu foruma 100'den fazla uluslararası kuruluş katıldı. Etkinlik üç gün sürdü. Bu etkinlikte kurumsal, toplumsal sorumluluk konuşulmuştu. Bu konuyu açar mısınız? - Bu, çağdaş iş ahlakı bağlamındaki bir anlayış. ? O etkinlikte katılan bütün kuruluşlar bu kurumsal, toplumsal sorumluluk bağlamındaki uygulamalannı anlattı. Biz de uygulamalanmızı anlattık. Sonunda, 28 Ekim 1996 tarihınde, New York'taki BM Özel iünsı bu sunuşlar içinde on tan^aj^p^^Lükfmo^liJMsj Ödülü'ne lafyık buldu. ^ ^ " ' - {. * ' I^F Bu on ödül arasında bir sıralama yoktu. Hepsi eşfleğer ödüllerdı. Ödüllerden birisini de Epsilon aldı. Öbür ödüllerin sahipleri hangi kuruluşlardı? - Bizden başka, ABA'den AfTordable Housıng Development Corporation, Almanya'dan Gundlach GmbH, Hollanda'dan DHV Consultants, Isveç'ten Volvo Bus Corporation, Türkiye'den Emlak Bank ve Emlak Pazarlama, ABD'den Mıtsubıshi Electric, Danimarka'dan THE Gaia Trust, ,, lngiltere'den Memcor, Belçika'dan da Honeyvvell Europe vardı. Tabii bu global firmalann yanında Epsilon'ın gücü, birikimi, maddi yapılanması kıyaslanır bir ölçekte değildi. Ama ahlak bakımından, kurumsal, toplumsal sorumluluk bağlamında onlara eşdeğer bulunduk. Bu ödül daha sonra, ülkemizin aldığı bir ödül olduğu için Cumhurbaşkanı'na verildi. Dolayısıyla o ödülü aldığımız sırada ve bunun sonrasında kurumsal, toplumsal sorumluluk denilen çağdaş iş ahlakının Türkiye'de gönüllü ve hiçbir çıkar gözetmeyen sözcüsü ve temsilcısi olduk. Ben de ilk kez olarak 1996-97 döneminde Marmara Oniversitesi Bankacılık ve Sigortacıhk Enstitüsü'nde yüksek lisans öğrencilenne kurumsal ve toplumsal sorumluluk semineri verdim. Bu da gönüllü bir çahşmaydı. Bu seminerle Türkiye'de, uluslararası ve ulusal birikimler karşıhklı gündeme getinldı. 1998'de BM Kalkınma Programı (UNDP) kurumsal ve toplumsal sorumluluk kavramını Türkiye'de özel sektör kuruluşlannın gûndemine daha aktif biçimde getirmeyi planladı. BM Kalkınma Programı'yla yaptığımız görüşmeler çerçevesinde bizim sunduğumuz ön proje taslağı UNDP tarafmdan da benimsendı. Sonunda da şu değerlendırmeler ortaya çıktı: 1. Îstanbul'da ağırlıkh olarak özel sektör kuruluşlannın ve yine özel sektör kuruluşlan içinde ağırlıkh olarak insan kaynaklan, eğitim, tanıtım ve halkla ilişkiler sorumlulanna iki günlük uluslararası bİT sempozyum düzenlenmesi. 2. Kuruculan arasında yer aldığım ve başkan yardımeılığı yaptığım Tüketicileri Koruma Demeği (TÜKADER) ve Epsilon'la birlikte BM Kalkmma Programı Îstanbul'da bır kurumsal ve toplumsal sorumluluk sempozyumu yapmaya karar verdıler. Bu sempozyum 23-24 Kasım tarihleri arasında Îstanbul'da yapılacak. Sempozyumlar sürecek Bu etkinliğe kimler katılacak? - Özellikle özel sektör kuruluşlan içerisindeki insan kaynaklan uzman ve çahşanlan, tanıtım ve halkla ilişkiler uzmanı ve çahşanlan ile eğitim uzman ve sorumlulan katılacaklar. Bu, bir gönüllü emek imecesidır. Bu kesinlikle kâr amaçlı bır çalışma değıldir. Tam tersine, kadrolarımızla, birikimimizle, ilişkilerimizle bu etkinliğın öncüsü ve sözcüsü olmanm onuruna sahip oluyoruz. Bu etkinlikte kurumsal, toplumsal sorumluluk paradıgmasıyla ilgili olarak uluslararası boyutta olduğu kadar, ulusal boyutta da sunuşlar yapılacak. Iki günlük sempozyumun sonunda yapılan sunuşlar bir etkinlik kitabında yer alacak. Aynca bu etkinliğe katılanlara bir katılım belgesi verilecek. 2000 yıhnda Ankara'da KOBl'leri (Küçük ve Orta Ölçekli lşletmeler) ve kamu kuruluşlannı hedefleyen bir başka sempozyum düzenlenecek. Peki, kastmda Îstanbul'da düzenlenecek sempozyumda özel sektör kuruluşlan dışında kuruluşlar katümayacaklar mı? - Hiçbir sınırlama yok. Sivil toplum kuruluşlan, kamu kuruluşlan, yerel yönetimler, bireysel bazda kişiler de katılmak istedikleri takdirde elbette kı katılabilirler. Bu konuda ön çalışmalar başlatıldı. Bu çalışmalar çerçevesinde pek çok kuruluşla faks-modem, elektronik posta bağlantılan yapıldı. Bu temaslar çerçevesinde geçtığimiz günlerde İTÜ sosyal tesislerinde de katılımcılarla birlikte iki toplantı yapıldı. Bu toplantılar da tamamiyle gönüllülük esası üzerine oldu. Bu toplantılarda kurumsal, toplumsal sorumlulukla ilgili olarak alt çalışma gruplan oluştu. Bunlar da katılıma son derece açık çalışma gruplandır. Isteyenler katılabileceklerdir. Büyük bir ulusuz Bu çalışma gruplan hangi alanlarda etkinlik gösterecek? - Bunlar değişık alanlarda oluştu. Örneğın. eğıtimde sçnuîilujıuk, sagjıkta toplu^sal^orumJuluk*,,*,*.,* «a ^ toplumsal sorumluluk, mühendislik hizmetlerinde toplumsal sorumluluk, hukuk hizmetlerinde toplumsal sorumluluk, çalışma yaşamında ve emeklilikte toplumsal sorumluluk, çocuk ve ailede toplumsal sorumluluk, kültürde toplumsal sorumluluk, gençlik ve sporda toplumsal sorumluluk, bilimde toplumsal sorumluluk, bilişimde toplumsal sorumluluk gibi alt çalışma gruplan oluştu. Bu çalışma gruplan gönüllülük esası üzerinde emek imecesi bağlammda bir araya geldiler, kendi aralannda çalışmalan yürütmeye başladılar. Bu çalışmalann ön raporlan 13 Ekim günü açık bir forumda katılımcılann değerlendirmelerine sunuldu. Yazılı ve sözlü bilgi verildi. Isteyenler daha sonra 23 Kasım'a kadar aktif olarak o çalışma gruplanna katkıda bulunma olanağını elde edebilecekler. 23-24 Kasım tarihli toplantılarda hem çalışma gruplannın hazırladıklan özet raporlar görüşülecek ve tartışılacak, hem de iki gün boyunca uluslararası ve ulusal boyutta sunuşlar yapılacak. Bu sunuşlar çerçevesinde katıhmcılar kurumsal. toplumsal sorumlulukla ilgili olarak bilgilerini zenginleştirecekler. Kendi kurumlanndaki kurumsal, toplumsal sorumluluk boyutlan konusunda daha sağhklı değerlendirme yapma imkânını elde edecekler. Var olan toplumsal sorumluluk tohumsa filiz, filizse ağaç olması için kendilerinin daha sağhklı bir yere sahip olmalan gündeme gelecek. Bu seminerde sadece öğrenmeyecekler, aynı zamanda öğretecekler de... Öğrencileşen öğretmen, öğretmenleşen öğrenci bağlamında interaktif bir etkinlik olacak. Ben bır Türk insani olarak Türkiye'nin tarihi, coğrafyası, birikimi. gelenek ve görenekleriyle büyük bir ülke olduğuna, büyük bır ulus olduğumuza inanıyorum. Türkiye insani, değerler bağlamında büyüktür. Ve biz büyük ülke olmaya yazgılıyız. Türkiye'nin büyüklüğü ile kurumsal, toplumsal sorumluluk kavramı arasındaki ilişkiyî anlatır mısınız? - Sempozyuma gelenler kurumsal, toplumsal sorumlulukla ilgili olarak bilgileri öğrendiklen gibi, uluslararası boyuttaki katılımcılara öğretmenlik yapacaklar. Türkıye sadece öğrenci değil, aynı zamanda da öğretmendir. Demin, seminerde gönüllü emek imecesiyapüacağını söylediniz, Seden imece sözcüğünü kullandtnız? hizmet edebileceklerinin bilincini taşıyorlar. , \ "Birdenbire bu da nereden ortaya çıktı? " " ' cinsinden bir soru da sorulabilir. Artık dünyanın yaşlandığı ve dikkat edilmediği, özen gösterilmediği takdirde batmak üzere olduğunun bilinci de uygar, bilime inanan, saygı gösteren, duyarh insanda yerleşti. O nedenle de şimdi kurumlar ve kuruluşlar el ele verip toplumsal ve kurumsal sorumluluk bilincini geliştirmek amacıyla çalışıyorlar. Ülkemizde belki de yeni yeni anlaşılan bu kavram 1996 da İstanbul da düzenlenen HABITAT II konferansıyla tamnmaya başlandı. Konunun genelde önemini, özelde de basınımız ve medyamızda yaşadığımız haksız rekabet olaylannı akılda tutarak, toplumsal ve kurumsal sorumluluk kavramının Türkiye deki öncülerinden Dr. Sedat Özkol 'la konuştuk. - Benim bildiğım kadanyla imece hiçbir dilde yok. Bize özgü bir kelimedir. Hepımiz de bunun ne olduğunu çok iyi anlıyoruz. "Bu bir imecedir" dendiğinde arkasından başka bir şey söylemeye gerek yoktur. Beraberlık, paylaşım gibi sözcükler de kullanılamaz. tşte, bizim bu çahşmamız gönülül bir katılım ımecesidir. Kurumsal ve toplumsal sorumluluğun Türkiye içinde fılizlenmesı ıçin ehmızden geleni yapmaya kararlıyız. Aynm yapma şansı yok Kurumsal ve toplumsal sorumluluk kavramı nereden kaynaklandı? - Bu, gökten zembille inmedı. Yani, birtakım insanlar toplanıp, "Bir de kurumsal ve toplumsal sorumluluk olsun" demediler. Bu, bir zorunluluk olarak ortaya çıktı. Yani şöyle: Tıtanic filmini bilyorsunuz. Gemi batarken ikinci ve üçüncü sınıf kamaralarda kalan yolcular fareler gibi ambarlara kilıtlenerek ölüme terk edildı kı lüks kamara ve birincı smıf yolculan kurtulsunlardiye... Orada bu aynm yapılabildi. Ama dünya bir uzay gemısı olarak batarken artık böyle bir aynm yapma olasılığı ortadan kalkıyor. Nasıl? - Dünya bir uzay gemisi olarak batarken sadece lüks kamara, bınnci sınıf yolculan ve mürettebatıyla değil, tümüyle birlikte batıyor. Onlan kurtarmamız mümkün değil. Deyım yerindeyse ikinci ve üçüncü sınıf yolculan, lüks kamara yolculannı kurtarmak ıçin ambarlara jtapçtmak mümkün değil. Dünya artık global - , otarak batıyor ve çöküyor. 'î' 0 * > -•>•••- Dünya global sorunlarla karşı karşıya. "*•» BM, dünyada sadece uyuşturucu maddeler için harcanan paranın 400 milyar dolar olduğunu bildiriyor. Avrupa'da alkollü ıçki tüketimine yılda 100 milyar dolar harcanıyor. Oysa 8 milyar dolarhk bir yatınmla insan ve çocuk sağlığını güvence altına almak mümkün. 1980'h yıllann sonunda ABD'de belli özel sektör kuruluşlannın yöneticileri bu global sorunlar karşısında kendi aralannda toplantılar düzenleyerek söyleşiler yapmaya başladılar. Bu toplantılarda da şu çıkarsamayı yaptılar: Dünyanın karşı karşıya bulunduğu bu global sorunlann belırlenmesınde, ortaya çıkmasında bizim de sorumluluğumuz var. Hatta belki bunlann başlıca sorumlulan bizleriz, yani global kuruluşlar, global şirketler... Dünyanın devam etmesini. dünyanın sürdürülebılir bir gelişmeyi sürdürmesıni istiyorsak bizim de, tıpkı sivil toplum kuruluşlan, kamu kuruluşlan gıbı toplumsal sorumluluğumuzu gündeme getirmeliyiz. Hatta bu anlamda sivil toplum kuruluşlan ve kamu ~î kuruluşlanna bu anlamda öncülük yapmamız gerekiyor. Böylece ortaya bir "Amerikan Toplumsal Girişim Şebekesi" (Social Venture Network USA) çıktı. •* Bu, tamamıyla gönüllü niteliktedir. Doğadan, insan * haklanndan gençlikten, gelecekten ve istihdamdan yana olan sürdürülebilir insani gelişmeye inanan kurum ve kuruluşlann yetkili ve üst düzey yöneticilerinden oluşuyor. Bunlar kendi aralanndaki söyleşilerde konunun topiumun gûndemine getirilmesi için kendi aralannda değerlendirmeler yaptılar Akademik kurumlarla, sivil toplum kuruluşlanyla, yerel yönetimlerle, bilim insanlanyla, aydınlarla görüşerek bunu yaygınlaştırdılar. Böylece birçok kuruluşun gönüllü olarak katıldığı bir şebeke (netvvork) oluştu. 199O'lı yıllann başında Avrupa'ya geldi "Avrupa Toplumsal Girişim Şebekesi" (Social Venture Network Europe) adını aldı. Bu şebekeler tamamıyla gönüllü nitelikte, hiçbir yaptınm gücü yok. Buna ister katılır, istemezseniz de katılmazsınız. Ama katıldıktan sonra insani ilkeler bağlamında o ilkelere bağlı kalmanız gerekir. Bununla bırlikte, ABD'de ve ıleri sanayi toplumlanndaki akademik kurumlarda da kunımsal, toplum sorumluluk resmi eğitim programına da girdi. Işletme, mühendislik, hukuk, sosyal bilimler okuyan öğrenciler için kurumsal ve toplumsal sorumluluk zorulu dersleTden birisi oldu. Bu derslerde değişik örneklen, değişik uygulamaları anlatıldı ve yan resmı akademik kurumlar ortaya çıktı. Örneğin ABD'de World Business Academy adlı bir kuruluş kuruldu. Böylece bu kuruluşlar topiumun gûndemine kurumsal ve toplumsal sorumluluk konusunu getirdiler. Hatta bu konuda yüksek lisans çalışmalan da başlatıldı. Forumlarla, sempozyumlarla, eğitim çahşmalanyla konu toplum gündeminde sıcak tutuldu ve tutuluyor da...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle