Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 KASIM 1999 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kultur(« cumhuriyet.com.tr 15
Reha Erdem'in ikinci uzun metrajlı filmi 'Kaç Para Kaç' 17 Aralık'ta gösterime girecek
'Ulkede giindemi para beKrtiyor'
GÜLERÇETİN
Hiç. paraçaldınızmı?
Ya da baska bir şey, çocukken fılan...
Kaldığımz otelden bir havlu da mı at-
madınız çantanıza?
Cebinize, sanki yanlışlıkla olmuş gi-
bi, birarkadaş çakmağı da girmedi mi?
Hiç fıkirde mı çalmadınız?
Fazia verilen bir para üstünü bile ce-
binize attığınız olmadı mı?
Peki para için yapabileceklerinizin bir
sının varmı?
Reha Erdem'in ikinci filmi Kaç Pa-
ra Kaç'ın tanitımı bu sorularla başlıyor.
17 Aralık'ta gösterime girecek filmde
'küçük' bırhayata giren. 'büyük' bir pa-
ranın 'küçûk' bir suçu, 'büyük' bir tra-
jediyedönûştürmesi anlatılıyor. Yapım-
cılığını Atlantik Film'in. dağıtımını War-
ner Bross'un üstlendiği yapıtın başrol-
lerini Taner Birsei, Zuhal Gencer ve
Bennu Yddınmiar üstleniyor.
Pans'te sinema ve plastik sanatlar eği-
timi gören, 1990 yilından bu yana rek-
lam Filmi yönetmeniliği yapan Erdem.
Fransız-Türk ortak yapımı ilk uzun met-
rajlı filmi "A Ayia Nantes Film Festi-
vali'nde ödül almıştı. Mütevazı bir büt-
çeye sahip olan 'A Ay'ın aksine Kaç Pa-
ra Kaç'ın maliyeti bir milyar iki yüz
milyon dolar. Ülkemizde çekimleri ta-
mamlandıktan altı yıl sonra sadece tek
sinemada. ikı hafta gösteri len 'A Ay'dan
on yıl sonra kamera arkasına geçen Er-
dem'in bir sonraki projesi televizyonda-
ki komedilere hiç benzemeyecek, türü
tırnak içinde komedi olacak bir film.
-Fragmanından gördüğümüz kada-
nyla 'Kaç Para Kaç'ın.ağırbulunan "A
Ay'a oranla hızu bir temposu var. Ara-
daki on yıl içinde sinema anlayışınızda
bir değişiklik oldu mu?
REHA ERDEM - Yok olmadı. Gör-
düğünüz fragman, fragman olduğu için
hızlı. Kısacası bize yabancı olan bir ma-
lın reklam filmini hazırlar gibi yaklaş-
tık fragmana. İkı filmim arasındakı on
yılda sinema anlayışım genel anlamıy-
İa değişmedi. Sinema yapma isteğim
hâlâ o 'kenarükta'. Sonuçta filmin büt-
çesi büyük olsa da oyuncular arasında
star yok. Bu neyi, niye yapmak istedi-
ğimizin bir göstergesi. 'Kaç Para Kaç'
kesinlikle para kazanmak için yapılmış
bir film değil.
-Oyunculann hepsinin tiyatro köken-
li ounası sizîn oyunculuğa bataşmtzı mı
yansıtıyor?
ERDEM-Öncelikle iyi ve oyunculu-
ğa kendisini adamış oyuncularla çalış-
mak istiyorum. Tiyatrocular da hayatla-
• Özellikle bizim
ülkemizde başka değerler
yok oldukça sadece paranın
kaldığına ve her şeyin onun
etrafında döndüğüne inanan
Reha Erdem,
"Zevklerimizden bile çabuk
sıkılıyoruz; vakit kaybetmek
istemiyoruz, çünkü vakit
para demek" diyor.
nnı oyunculuk üzerine kurmuş insanlar.
Bu filmde beğendiğimiz. istediğimiz
oyuncular tıyatrocu oldu. Tiyatrocu ol-
mayan bir tek Ara Güler var. Bu tiyat-
rocu olmayan iyi oyuncu olmaz demek
değil, arrta biz hazır elimizin altında bu
kadar iyi oyuncular varken filmin me-
sajının iktilmesinde daha rahat çalışa-
cağımız insanlan yeğledik.
'Deprem nedenivle erteledik'
- 'A Ay' da ev bir karakterdi. Bu film-
de de paraya bu türden bir rnl veriyor mu-
sunuz?
ERDEM - 'A Ay'daki ev oradaki her
oyuncu gibi. martı gibi, çocuk gibi tek
başma bir elemandı. Para ise bir eleman
değil, fılmm konusu. Para madde ola-
rak da filmin ortasında sürekli görünü-
yor.
-Büyük maliyetleyapılan bu f3mde pa-
raya nasıJ bir yorum getiriyorsunuz?
ERDEM - Tam bir yorum getirmiyo-
rum aslında. Paraya iyi ya da kötü de-
mek çok anlamsız. Sonuçta bunun üze-
rine film yapmak da anlamsız. Özellik-
Filmde 'küçûk1
bir hayata giren, 'büyük' bir paranın 'küçük' bir suçu, 'büyük' bir trajediye dönüştürmesi anlaülıyor.
le bizim ülkemizde başka değerler yok
oldukça sadece para kalıyor ve her şey
onun etrafından dönüyor. Zevklerimiz-
den bile çabuk sıkılıyoruz; vakit kaybet-
mek istemiyoruz, çünkü vakit para de-
mek. Sonuçta bunlan da düşündürttüğü
için her gün gündemimizde olan bu ko-
nuya değindik.
- Filmin daha önce gösterime girmesi
bekleniyordu—
ERDEM - Geçen sezona yetiştireme-
dik, çünkü on ay çekimler sürdü, dött bu-
çuk ay da montaj yaptık. Bunlar buraya
göre uzun süreler, ama bütün dünyada
fılmler böyle yapılıyor. Görüntü mon-
tajı tstanbul'da, ses montajı ve miksajı
Paris'te, negatif montajı ve kopya bas-
kılan Brüksel'de yapıldığı için süre bi-
raz daha uzadı. Bir de filmi biz finanse
ettiğimiz için arada sıkıştık bir reklam
filmi aldık. Sonbahara bitirip ekimde
gösterime sokmayı planlarken deprem
nedeniyle biraz erteîemek istedik.
- Reldamcıhgı süıemayı finanse etmek
için mi yapryorsunuz yoksa ondan da ke-
vif abvor musunuz?
ERDEM - Reklam sinema gibi keyif
vermez. vermesine imkân yok. Biri be-
nim için para kazanma yolu. Diğeri in-
sanı faaliyetim. Sonuçta on senedirya-
pıyorum reklamcılığı, o da sevilmeden
yapılabilecek bir şey değil. İlk başladı-
ğımda açıkçası beni rahatsız ediyordu.
'Benim asıl işim bu değil' diyordum, ama
sevmeden on yıl yürütemezdim. Yîne de
sinemayı sevmek gibi değil bu kesinlik-
le.
Tilm inanç üzerine kunıltT
- İki görüntü yönetmeniyle çalışmış-
sınız. 'A Ay' gibi görüntünün ön plan-
da olduğu bir film mi' Kaç Para Kaç1
ERDEM - 'A Ay' duruşunu büyük
oranda görüntüyle kazanıyordu. Kaç Pa-
ra Kaç'ta da her karenın bir hesabı var.
Filmin gerektirdiğı anlam dorultusunda
özel birestetiği ve filmime çalışan özel
fotoğraftan var. Ancak 'A Ay' film olâ-
rak da öndeydi. Kaç Para Kaç'ta ise fil-
min çizgisi çok ön planda olmasa da öy-
küyle gidiyor. tkisinin ortak özelliği iki-
sinin de inanmak ve inanç üzerine ku-
rulu olması. lnançlann kaybolduğu yer-
lerde iyi ya da kötü şeyler yapmak için
iyi ya da kötü olmak gerekmiyor. Hepi-
miz iyi çocuklanz, ama inançlanmız
kalmadığ\ için en masum şekilde - o
masumiyet aslında çok tehlikeli- her tür-
lü kötülüğü yapabiliyoruz.
- Yeni dağıtım olanaklanna bakılırsa,
tamamlandıktan altı yıl sonra ancak iki
hafta gösterilen A Ay'a göre daha geniş
bir Uley iciye ulaşma imkamna ulaşacak-
sınız...
ERDEM-Kaç Para Kaç'ın böyle çık-
ması çok olumlu. Ancak öte yanda fil-
min dağıtılması durumunda bile yerine
girebilecek ve çok iyi gelir getirecek ya-
bancı filmlerin baskısını hissediyorsu-
nuz. Sınemanın kaderi bu. Keşke Istan-
bul'da bir tane de gişe kaygisı olmadan
beş altı salonda filmleri uzun vadede
gösteren bir sinema olsa. Pek çoğumuz
*şu kadar bdeyici içinfiunyapıyoruz' di-
ye çıkmıyoruz yola, ama bir yandan da
bir yerde dursun da isteyenler gelip bak-
sm istiyoruz. Gişe yapmaması değil de
filmlerin gösterilmemesi kıncı bir şey.
Yönetmen Da\id Fincher. yeni filmi 'Dövüş Kulübü'nde keskın bir ırkçılık portresi çıkanyor.
Başrollerdeki Brad Pitt ve Edvvard Norton, filmde faşist, psikopat katiUeri canlandınyorlar.
'Erkeklik acıyla kazanılır'
KüKürServisi-David Fincher'ın 'YediVOyun'
gibi fılmlerini izleyenler. onun sinemasında ger-
çekçilik aramanın güç olduğunu bilirler. Finc-
her'ın filmleri karanhk, düşsel kentlerde geçen,
mahşer gününe dair masallardır adeta. Yönetmen,
yeni filmi 'Dövüş Kulübü'nde de (FightClub) iz-
leyiciyi çökmüş bir karakterin ıç dünyasmda yol-
culuğa çıkanyor. BaşoyunculâV Brad Pitt ve Ed-
ward Norton, filmde faşist, deli ve psikopat ka-
tilleri canlandınyorlar.
Chuck Palahniuk'un romanından esinlenilerek
sinemaya aktanlan Dövüş Kulübü. aynı tür film-
lerde 'şeytan' ya da şeytanın temsilcisı olarak gö-
rünen bir yabancmın, kahramanın yaşarnına gir-
mesiyle gelişen kurgu geleneğıni sürdüriiyor. An-
cak JamesHogg'un 1824tanhli 'Confessionofa
Justified \Vinner' kitabıyla başlayıp Poe, Dickens
ve Dostoyevski aracılığıyla Martin Amis'ın 1984
yılında yayımlanan 'Money'sine dek uzanan ro-
mantik geleneğin etkisiyle, Dövüş Kulübü'nün
kahramanlan daha sorunlu karakterler olarak çı-
kıyorlar izleyicinin karşısına.
Otuz yaşındaki 'yuppienin hayati
Filmin isimsiz anlatıcısı Edward Norton, ilk
olarak boş bir odada ağzma bir tabanca dayamış
olarak geliyor beyazperdeye. Ardından kendi se-
siyle ak'tanlan geri dönüşlerle bugüne nasıl ulaş-
hğını anlatıyor. Ünlü bir otomobil şirketinde ça-
lışan ve lüks evinde. tüketime adanmış biryaşam
süren bu 30 yaşındaki 'yuppie'nin hayatı, 'uyku-
suzluk' hastalığına yakalanmasıyla alt üst oluyor.
Ancak doktoru ona. 'gerçek acı'nın ne olduğunu
görmek istiyorsa, kanser hastalannm katıldığı bir
terapı grubunu ziyaret etmesıni önenyor. Sonun-
da, ölmek üzere olan ınsanlann bir araya geldiği
bu gruplar bir bağımlıhk yaratıyor filmin anlatı-
cısında. Her gece farklı bir grubu zivaret ederken,
şunlan söylüyor: "İnsanlar, ancak ölmek üzerey-
sen seni gerçekten dinliyorlar.'' Bazı eleştirmenler,
Dövüş Kulübü'ndeki espri anlayışının, DavidCro-
nenberg'in 'Çarpışnıa'sını anımsattığını savunu-
yorlar.
Anlatıcı, yaşamını tümüyle değıştirecek. olan ka-
rizmatik yabancı Tyler Durden'la (Brad Pitt) ise
bir uçak yolculuğu sırasında tanışıyor. tşte bura-
da. Raymond Chandkr' ın 'Strangers ona Train'
senaryosuna düştüğü not geliyor insanın aklına:
"Eğer bir manjakla el sıkışıyorsanız, ruhunuzu şe\-
tana satmış olmanız gerekir." Durden filmde en
kontrol edılemez haliyle, Freud'un id'inı, yanı in-
sanın bilinç- dışı olan doğal ıstekleri ve eğilimle-
rini içeren alt-ben'i simgeliyor.
Durden, burjuva konformizmine düşman bir
karakter olarak. Terry Southernın 'MagicChris-
tian'mdaki Guy Grand'i arumsatıyor. Felsefesi, in-
sanın ilkel çağlanna duyulan özleme dayanıyor.
"Biz, kadınlar tarafindan büyütülüp \rtistirflen bir
kuşağız" diyor Durden, "Bizirn büyüksavaşımız,
tinsel bir savaş. Bizim depresyonumuz. kendi ya-
şamlanmız— Gelişme veflerleme,sadece bir tat-
min! Bunaverüeceken iyi yanıtise kendünizi mab-
vetmek olabilir". Anlatıcı'yla birlikte. erkekler
için Dövüş Kulübü'nü kuran Durden, erkekliğin
yeruden kazanılmasmın yolunun, aslında şiddet kul-
lanmaktan değil, çekilen acılann bilinçli bir şe-
kılde özümsenmesinden geçtiğine değiniyor.
Anlatıcınınaklıise,Durden'inkapvtalisttoplu-
ma karşı 'Mayhem Projesi' başiıklı bir gerilla sa-
vaşı sürdürdüğünü öğrendiğinde iyice kanşıyor.
Özetle Dövüş Kulübü, bu tüyler ürperten yüzyı-
lın sonunda insanın yaşamdan duyduğu memnu-
niyetsizliği irdeleyen rahatsız edici bir film ola-
rak izleyiciyı düşündüreceğe benziyor.
'Her bedenin dili vardır'
Vücudun özgürce kullanılmasını amaçlayan
Roxy 'Hareket Atölyesi' herkese açık
FECtRALPTEKİN
Roxy'Hareket Atöl-
yesi', çalışmalanna ya-
nn başlıyor RoxyCİub
bünyesinde Zeynep
Günsür tarafindan dü-
zenlenen Hareket Atöl-
yesi, danstekniklerinin
öğretildiği bir kurstan
çok, beden dilinin keş-
fine ve özgürce kullanı-
mınayönelik 'süreklili-
ği olan bir »orkshop'
olarak tanımlanıyor.
Boğaziçi Üniversite-
sı'nde sosyoloji eğitimi
gördüğü yıllarda, üni-
versitenin Tiyatro Kulü-
bü'nde bedenin kulla-
nımına dayah çalışma-
lara başlayan, iki yıl
Geyvan McMiUan'dan
modern dans derslerı
alan, ardından araştır-
ma bursuyla Hindis-
tan'a giderek bir yıl kla-
sik Hint danslan üzeri-
ne çalışan, Türkiye'ye
döndüğünde 'Yeşil
Üzümler Dans Tiyatro-
su'nu kuran ve daha
sonra Londra'da göste-
ri sanatlan üzerine iki
yıllık bir master prog-
ramma katılan Zeynep
Günsür. 1996yılından
bu yana bağımsız olarak
ses ve beden kullanımı
üzerine performans ça-
lışmalan yapıyor. Gün-
delik yaşamm kıstıncı-
lığı içinde bedenimizi
unuttuğıımuzu, sıkıntı ve gerginliklerin hıncını be-
denimizden çıkardığımızı ve farkında olmadan ona
ezıyet ettiğimizı belirten Günsür, Roxy Hareket Atöl-
yesi'nin hedeflerini şöyle özetliyor: "Benim bu atöl-
yedeki amacım, bedenlerimize bir nefes aldırmak.
onu rahatlatmakve kendünizi ifade etmede beden di-
liniyeniden hatırlatmaya çalışmak. Çocukken hiç çe-
kinmeden tüm duygulanmızı, bedenünizin her par-
çasuiı kullanarak aktanyorduk. Sonra ondan sakın-
mayı öğrendik; bize dayahlan birtakım standart es-
tetik kaygüarla davranmay a şartlandınldılv. Oy sa her
bedenin kendine ait bir estetiği vardır ve her beden
güzeldir. Sadece hatırianıaya ve onu kullanmaya ih-
tiyacımız var."
Profesyonel sanatın, aslında insanı sanattan uzak-
laştırdığına inanan Günsür, atölyede 'profesyonel'
ekip oluşturmak gibi bir amacının olmadığını; her
yaştan her kesimden
ve her meslekten, fark-
lı beden yapılanna sa-
hip insanlann çalışma-
lara katılabileceklerini
belirtiyor. 'Dayatma-
h' bir kurs niteliğinde
olmayacaği önemle
vurgulanan Hareket
Atölyesi'nde her çalış-
ma iki bölümden olu-
şuyor. Birinci bölüm,
bedenin rahadatılması,
kaslann çalıştınlması,
kondisyon ve esneme
hareketleri; ikinci bö-
lüm ise' Bedeni kulla-
narakneyin nasıl ifade
edilebileceğini' düşün-
dürecek, değışık şekil-
lerde kurgulanmış kü-
çük denemelerden olu-
şan, bedenin eğlence-
si ve yaratıcıhğını keş-
fetmeye yönelik hare-
ket çalışmalan üzerine
kurulu.
Günsür, atölye ça-
lışmalan Türkiye'de
henüz yerleşmiş olma-
sa da bu çalışmalara
ilgi gösterebilecek
öfnemli bir potansiyel
kitle bulunduğuna ina-
nıyor. Kent yaşamının
giderek taharnmül edil-
mez bir hal aldığına
değinen Günsür, çok
yoğun bir günün ardın-
dan, bedene yönelik
benzeri bir atölye çalış-
masına katılan herke-
sin. salondan dinlen-
mış biçimde aynlacağmı vurguluyor: "Sözün tekdil
olduğuna inanmryorum. Biz hâlâ anlaşabümek için
dö\ üşen bir toplumuz. Şiddete bu denli eğilimli olma-
mızınya da dokunmaktan korkmamızın nedenlerin-
den biri. yaşadığımız kültürün beden dilini göz ardı
etmesi. Bedenleriyle rahatolan insanlann, psikolojik
anlamda da daha rahat olacaklan kamsındayım."
Roxy Hareket Atölyesi'nde çalışmalar, pazartesi
ve çarşamba olmak üzere haftada iki gün, 18.00-
20.00 saatleri arasında gerçekleştiriliyor. Günsür,
atölyede gelecekte Latin danslan ve oryantal üzeri-
ne çalışmalara da yer vermeyi tasarladığını belirti-
yor. Hareket Atölyesi'nin tanıtımı için hazırladığı
yazıda Günsür, konuyla ilgilenenlere şöyle sesleni-
yor: "Bu çalışmalara ister beden terapisi, ister bede-
ni rahadatma çalısmalan, isterseniz de dans deyin._
Sadece bedeninizi kullanmak isteyin yeter!"
-__ --. (Fotoğraf: LĞLRDEMİR)
JLhareket Atölyesi'ni düzenleyen
Zeynep Günsür, amaçlannın
"bedenlerimize bir nefes aldırmak, onu
rahatlatmak ve kendimizi ifade etmede
beden dilini yeniden hatırlatmaya
çalışmak" olduğunu söylüyor.
Ceyhun Atuf Kansu Siir Ödülu
2000 yılı için katılma
koşullan açıklandı
ANKARA (Cumhuri-
yetBürosu)-Ceyhun Atuf
Kansu Şiir Ödülü'ne 2000
yılı için katılma koşullan
açıklandı:
- Ödüle aday olan yapıt-
larda Ceyhun Atuf Kan-
su'nun şiir anlayışı göz
önüne alınarak çağdaş bir
dünya görüşü ve dil bilin-
ci temel ölçüt olacaktır.
-15Ocak 1999-1 Şu-
bat 2000 tarihlen arasında
yayımlanan bütün şiir ki-
taplan ödüie katılabilir. Ay-
nca ödül yazmanlığı, bu
kitaplar arasından. çeşitli
nedenlerle katılamayan ki-
mi > apıtlan da ödüle aday
olarak gösterebılir.
- Çeşitli nedenlerle kitap
halinde basılmamış, ancak
kitap bütünlüğü taşıyan şi-
irlerle de ödüle aday olu-
nabilir.
- Seçici kurul: Salih Bo-
lat. Abdülkadir Budak,
Müslim Çelik, Refık Dur-
baş, Şükrü Erbaş, Bahar
Gökler (Ailesi adına).
Emin Ozdemir'den oluş-
maktadır.
- Ödül kazanan yapıt,
Ceyhun Atuf Kansu'nun
ölüm yıldönümü olan 17
Mart 2000 günü açıklana-
caktır.
- Ödüle son katılma ve
aday gösterılme tarihi 1
Şub'at 2000'dir.
- Ödül. tek bir şiir yapı-
tına (kitap ya da kitap bü-
tünlüğü taşıyan şiirlere)
verilecektir.
- 2000 yılı için ödülün
parasal tutan 100 milyon
Türk Lirası'dır.
- Ödüle aday olacak ya-
pıtlar, şairin adı, açık ad-
resi ve kısa yaşam öykü-
süyle birlikte 7 adet kitap
ya da 7 kopya dosyayla
"Ayhan Gökler, Selanik
Caddesi No: 48/3, Kızı-
lay/ANKARA" adresine
gönderilecektir.
Ceyhun Atuf Kansu -
- Ödüle katılan yapıtlar,
sahiplenne gen gönderil-
meyecektir.
Daha önce ödülii
alanjar
1986 yılında konulan
Ceyhun Atuf Kansu Şiir
Ödülü'nü ilk olarak 1993
yılında Sıvas'ta yitirdiği-
mız Behçet Aysan,''Evlül'>
yapıtıyla kazanmıştı. Ar-
dından sırasıyla 1987'de
Şükrü Erbaş, "Yokuluk";
1988de Emirhan Oğuz,
"Ateş HırsBİan Söylence-
si"; 1989da Müslim Çe-
lik, "Peryavşan"; 1990'da
Salih Bolat -Karsılaşma".
199 ldc Ahmet Ada, "Aşk
Her Yerde"; 1992 de Hü-
seyin Yurttaş, "Kod Adı
Mansur"; 1993 te Hida-
yet Karakuş. "Sesini Bana
Bırak~ve 1994te AbdüW
kadir Budak, "İmzasıGül"
adlı yapıtlarıyla ödül al-
mışlardı. 1995 yılında da
ödül, "SürekAvında Dün-
ya" adlı kitabıyla AliCen-
gizkan'a verildi. 1996'da
Gültekin Emre, "Taşı Su-
la": 1997de OyaUysal,
"Uçuruma Düşen Nehir"
adlı yapıtlanyla ödülü ka-
zandılar. I998'de "Suyla
Smanmış Şiirler" ile Ah-
met Uysal ve 1999"da da
"Suç Duyunısu" ile Hkri
İzgören ödülü alan son
ozanlarotmuşlardı.
Depremzedeler için sanat
• Kültür Servisi
-Galeri Baraz'ın
Borsa Menkul
Kıymetler Sanat
Galerisi'nde
organize ettiği
Hayat İçin Sanat
resim sergisinde
15 sanatçının
eserlerinin
satışından elde
edilen 11 milyar
300 milyon TL
gelir
depremzedelere
ulaşmak üzere Iş
Bankası'na
yatınldı. Hayat
Turan Erol'un yapın.
İçin Sanat sergisinde eserleri satılan 15 sanatçı
arasında Salih Acar, Ismail Acar, Ahmet Fazıl
Aksoy, Yüksel Aydın, Habib Aydoğdu, Resul
Aytemir, Ferruh Bas^ğa, Hüseyin Bilişik. Şadan
Bezeyiş, Faruk Cimok. Turan Erol, Can Göknil,
Balkan Naci Islimyeli. Utku Varlık, Gülgün Haksal
yer alıyor. Sergilenen tablolar arasında en yüksek
fiyatla alıcı bulan Turan Erol'un yağlıboya
tablosuydu.
FakirBaykurt anılacak
• Kültür Servisi - Türkiye Yazarlar Sendikası,
geçen günlerde yitirdiğimiz yazar Fakir
Baykurt'u doğumunun 70. yılında anacak.
Yann saat 18.30'da Atatürk Kültür Merkezi
Sinema Salonu'nda yapılacak toplantıda yazarlar,
şairler, eğitimciler, Köy Enstitülüler, tiyatro ve
sinema sanatçılan ile müzisyenler, Fakir
Baykurt'un sanatmı, eğitimciliğini ve kişiliğini
anlatan konuşmalar yapacak ve gösteriler
sunacaklar.
İzmir'den Pire'ye rembetiko
• Kültür Servisi - Compania Ketencoğlu,
Muammer Ketencoğlu. (akordeon-vokal), Orhan
Osman (buzuki-vokal), Suat Berkay (vurmalı
çalgılar), Stelyo Berben (vokal), t\i Dermancı
(vokal) bugün saat 20.00'de Muammer Karaca
Tiyatrosu'nda bir konser verecek. Konserde iki
sembolik Türkçe türkü dışında klasik rembetiko
repertuvarlanndan oluşan örnekler sunulacak.
Davetiyeler gişeden temin edilebilir. (252 05 56)
Mehmet Gün, Vtfeimar'da
• Kültür Servisi - Mehmet Gün'ün yapıtlan
1999'da A\Tupa'nın kültür kenti Weimar'da
sergileniyor. Alman Elektronik Müzik Vakfı, Aralık
1999'da yapacağı yüzyılın son toplantısını VVeimar
şehrinde gerçekleştiriyor. Toplantı için özel
konserler düzenlenmiş ve seçkin bir kurulun seçimi
sonucu çok az sayıda sanatçı davet edilmiş. Bu
sanatçılardan biri olan Mehmet Gün, bir video
elektrokustik müzik çalışmasını sergileyecek.
BUGUN
• BİLGİ ÜNİVERSİTESİ'nde saat 14 OO'te
L'nagi', 16.00'da 'Yiagem ao Prıncıpo Do Mundo'
adlı fılmler izlenebilir. (216 00 00)
• BABYLON'da Ray Anderson konseri yer alıyor.
(292 73 6H)
• 15. İFSAK FotoğrafGUnleri kapsamında İTÜ
Taşkışla Kampusu'nda 'Fotoğrafınla gel' projesi
gerçekleştirilecek.
• ADA KÜLTÜR MERKEZl'nde saat 15.00'te
Tiyatro Oyunevi'nın 'Hizmetçiler' adlı oyunu
izlenebilir.