Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19KASIM1999CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
AGİT'te sivil toplum kuruluşlan Çeçenistan'da yaşanan gelişmeleri tartıştı
( hıcelildi konu msan haklaııDış Haberier Servisi - Avrupa
Güvenlik \e lşbirliğı Teşkilatı
tstanbul Zirvesi çerçevesinde
yürütülen sıvil toplum kuruluşlannın
toplantılannda yine insan haklan
ihialleri ve işkence konuşulurken
özellikle Çeçenistan'da yaşanan
gelişmeler ele alındı.
29 hükümet dışı kuruluş dün ortak bir
bildiri yayımladı. Sivil toplum
kuruluşlan, sılahlı çatışmalarda
uluslararası hukuku ihlal eden
devletlere silah satışının durdurulması
uyansını yaparken "GûvenHk ve
oiağanüstü hallerin. insan hakJannı
sınırlamada gerekçe olarak öne
sürülmesi asla kabul edilemez"
açıklaması yaptılar.
Sivil toplum kuruluşlannın ortak
deklarasyonunda, AGlT bölgesindeki
son gelişmeler, silahlı çatışmalarda
sivillerin korunma ihtiyaçlan ve savaş
suçlulannın yargılanması gereği ön
plana çıktı. Deklarasyonu açıklayan
îfade Özgürlüğü Norveç Formu
yetkilisi BeateShdal. Çeçenistan'daki
insanlık dramının acil olarak ele
alınması gerektiğini söyleyerek "Rus
>etkili)er sığınnıacılara ve göce
zorianan kişilere yapılacak insani
yardımlara izin venneli. Rus yetkiliter
ve çatışmanın diğer taraflan, insani
hukuka saygı göstermeli ve banşcıl bir
çözüme önceük vermeli" dedi. Slydal,
AGlT zırvesine ev sahipligi yapan
Türkiye'nin de uluslararası insan
haklan kurallanna uygun gerekJi
yasal reformlan hayata geçirmesi
gerektiğini belirterek "Türldye'de
işkenceye karşı koruma, adil yargı,
ifade özgürlüğü, örgütlenme
özgüriüğü. toplann özgürlüğü ve
azuıüklann hakJanna saygı
güçlenmelidir" diye konuştu.
Deklarasyonda dikkat çeken diğer
noktalar şöyle: - Hükümetler ulusal
çıkarlan ve devlet güvenhğini insan
haklanna saygıdan daha üstün
degerler olarak sunmamalıdırlar.
- Olüm cezası 2000 yılında
kaldınlmalı.
- Işkenceyle mücadele sadece
işkencenin varüğının açıkça kabul
edilmesini değıl, işkence
mağdurlanna rehabilitasyon
bizmetleri sağlanmasını da kapsar.
- Ülkelerinden zorla göç ettirilen
kişilerle ilgili olarak, Yerinden
Edilenlerle iJgili Birleşmiş Milletler
ilkelerine uyulmalıdır.
Kitap
flıanndan
politika
fuarı AGİT'e
EROL MANtSALI
Altmışın üzerinde ülke AGİT'te top-
lanmış. Bunlann birkaç tanesı oyuncu,
geri kalan büyük çoğunluk ise seyirci.
Kitap fuan gibi "politikafiıan"ndado-
laşan figüranlar. AGtT'ın Avrupa ve
çe\Tesındekı güvenlık sorunlan bakı-
mından fazla bir önemı kalmadı. 1990
sonrasıran yeni güç dengelerinde ve tek
boyutlu dünyada NATO ve Avrupa Bir-
liği'nin Avrupa Güvenlik ve Savunma
Kımliği bu görevi üstlendi.
1) Son NATO dorugunda, NA-
TO'nun sınırlan ve kapsamı genişletil-
di.
2) AB'ye, yavaş yavaş, kendi "özef
askeri gücünü kurma yolunda. NATO
(ve ABD) tarafindan yeşil ışık yakıldı.
Peki o zaman AGlT ne yapacak, ne
\ apıyor? AGlT. bir *politika pazarT
haline dönüştü. Herkesin her şeyi kc~
nuştuğu bir ortam yaratıldı.
VTtrindekiler-.
Vıtrinde insan haklan. demokrasi,
azınlıklar. çevre gibi sivil toplum örgüt-
lerinin büyük ilgisüıi çeken konular or-
taya seriliyor. Her ülkeden ve her kesim-
den örgütler, her şeyi, içlerinden geldi-
ğı gibi söyleyip yazacaklar. Insanlann
içindekiler boşaltılacak, insanlar rahat-
latılacak. Bu alanda sivil toplum örgüt-
teıietkilrveyaygın^lan ülkeleröfleçı-
kıyor. Geri kalanlar yine seyirci.
Mutfaktakiler...
Mutfakta ise "Avrasya'ıun paylaşım
kavgasT sürüyor. Amerika, Fransa, Al-
manya, Rusya, îngiltere bu kavganın
aktörlen. Ama en büyük aktör Ameri-
ka tabiı. Artık Yaha KonferansTnda ol-
dugu gibi işler, tek bir masa etrafinda,
3-4 kişinin karar vermesiyle çözülemi-
yor. Daha karmaşık, çünkü 1990 sonra-
sınm koşullan böyle.
Hesaplardaha ince, sınırlar kalın cet-
vellerle çizilemiyor. Uzun vadeye yayıl-
mış bir rekabet, kavga ve ayak oyunla-
n söz konusu. Değişiklik burada. De-
ğişmeyen şey ise, Lşleri güçlü olanlann
yürüttüğü. Kafkasya ve Asya AGÎT'in
görünmeyen esas konusu. Petrolün, do-
ğalgazın, yeni açılacak pazarlann de-
netiminde kimler öne çıkacak. paylar
nasıl dağılacak? Büyüklerin bu payla-
şım kavgası arasında küçülder, ya daha
fazla zarar görmemek için ya da aradan
sıyırtıp bir şeyler kapabilmek için çaba-
lıyorlar.
Ve Türkiye...
Bütün bu kavgalann ortasındaki ül-
ke ise Türkiye: çevTesinde yeni sınırlar
çiziliyor, doğal kaynaklann paylaşım
kavgası var hızıyla sürüyor. Hem bü-
yük şans hem de büyük birrisk.Bü-
yüklerin kavgası arasına sıkışmış, kav-
gayabulaşmadan kendi payına düşecek
olanı elinden kaçırmamaya çahşıyor.
Bu arada "kural dışıyumroklardan"
kendını korumak zorunda. Kıbns ve
Kürt meselesinde oldugu gibi. Kıbns
işin özünde, konunun tamamen dışında
olmasına karşm ısrarla önüne getirüiy-
or. Tamamen "sanal" bir sorun.
Amerika'nın vitrinde dev aynasına
çıkanlan Türkıye desteği, "karşıhğııım
ne olacağT sorusunu gündeme getiriy-
or. Evet bu AGlT bir politika pazan,
oyuna gelmemek, bir şeyler kapmaya
çahşmak için bir ortam. Kimsenin kuş-
kusu olmasın; aslan payı yine büyük-
lerin olacak.
Zirve ve Clinton, Türkiye'nin çeşitli illerindeki gösterilerle protesto edildi
6
AGIT, tahldmin oııaylaıııııasr
Haber Merkezi - ABD Başka-
nı BüJ Clinton ve AGÎT zirvesi
Istanbul, Ankara ve Adana'da
gerçekleştirilen gösterilerle pro-
testo edildi. tstanbul'da Sosyalist
Iktidar Partisi (SlP), Özgürlük ve
Dayanışma Partisi (ÖDP) ve îş-
çi Partisi (IP) iie Istanbul Üni-
versitesi öğrenci Koordinasyo-
nu'nun eylemi sırasmda 70'den
fazla kişi gözaltına alındı. Anka-
ra'daki üniversitelerin öğrencile-
ri iki ayn yerde gösteri düzenler-
ken Adana'da bazı siyasi parti ve
demokratik kitle örgütlerinin or-
taklaşa yaptığı basın açıklaması-
nı polis engellemek istedi.
SlP Istanbul il örgütü dün Be-
yoğlu'nda Bill Clinton ve AGIT
zirvesini protesto için gösteri dü-
zenledi.
îstiklal Caddesi'ndeki Ağa
Camisi yanındaki SlP Beyoğlu
Ilçe Başkanlığı'ndan ABD'yi
protesto eden bir müzik çalınma-
sının ardından Taksim yönünden
"Yankeego home" sloganı atarak
yürüyüşe geçen grup, ABD bay-
rağını yaktı. Partililerin, basın
açıklaması yapmalanna engel
olan polisin müdahale ettiği
gruptan 7 kişi gözaltına alındı.
SlP İl Başkanlığı'ndan yapılan
açıklamada. polisin tutumu pro-
testo edildi.
ÛDP'li yaklaşık 70 kişilik bir
grup da dün Kadıköy tskele
Meydanı'nda Clinton ve AGlT'i
protesto etmek amacıyla basın
açıklaması yapmak istedi. Çevik
Kuvvet'e bağlı polislerin geniş
güvenlik önlemi aldığı meydan-
da AGlT'i protesto eden bir ba-
sın açıklaması yapmak isteyen
gruba polis izin vermedi. Bunun
üzerine polis müdürü ile partinin il yö-
neticileri arasında bir süre tartışma ya-
şandı.
Meydanda toplanarak 2911 sayılı
yasaya muhalefet ettiklerini öne süren
polis müdürü. "Açıklamanıa gidin par-
tinizde yapın, gözaltına aünacaksınız"
uyansında bulundu.
Uyanya karşın partililer, "Biz göste-
ri yapmıyoruz, yasal bir parti olarak
tanbul'da yapılan protesto gösterilerinde 70'in üzerinde öğrenci gözaltına ahndı.
basın açıklaması yapıyoruz" diyerek
basın açıklamasını okumaya başladı.
Bunun üzerine polis. partililere müda-
hale ederek çok sayıda partiliyi gözal-
tına aldı.
Göstericiler, gözaltına alınırken po-
lise direnerek, "Baskılar bizi yıldıra-
maz", "Devletterörünehayır". "Faşist
MHP'nin karil polisi". -Kahrolsun
Amerikan emparyaHzmi" sloganlan
atarak polis minibüslerine bindirilerek
emniyet müdürlüğüne götürüldü.
Öte yandan Beyazıt Meydanı'nda
"Karabağ Azeri toprağıdır. BM karar-
lan uygulansı/ı" pankartlan açan ve ba-
sın açıklaması yapmak isteyen 20 kişi-
lik Azeri öğrenci grubuna izinsız gös-
teri yaptıklan gerekçesiyle müdahale
eden polis. 15 öğrenciyi gözaltına aldı.
İP Genel Başkanı Doğu Perinçek.
AGİT zirvesinin ilk günden fiyas-
koyla sonuçlandığını öne sürdü.
Halkın, "demokrasi ve insan hak-
lan narkozuyla uyurulduğunu" id-
dia eden Perinçek. Clinton'm Tür-
kiye zıyaretini de eleştirerek,
"Türldye, bugünün iktidar sahiple-
ri tarafindan adeta altın tepsi için-
de Clinton"a sunuluyor. Meclis'te
ulusal gururdan yoksunluğun tab-
lolan sergileniyor" dedi.
Ankara
Ankara Üniversiteleri Koordi-
nasyonu'nca düzenlenen ilk eylem
Kıalay Meydanı'nda gerçeklesti-
rildi. Yaklaşık 200 kişilik bir gru-
bun katıldığı gösteri nedeniyle Kı-
zılay Meydanı'nda çevik kuvvet
görevlileriyle robocop giysili po-
lisler yoğun güvenlik önlemleri al-
dı. Göstenciler adına konuşan bir
öğrenci, AGlT toplantısmın em-
peryalistlenn amaçlan doğrultu-
sunda düzenlendiğini belirterek
"AGtTzirwsihalkın açlığıdır, yok-
luğudur. AGlT, MAJ'nin ve tahki-
min onaylanmasıdır
r
dedi.
Öğrencıler basın açıklamasımn
ardmdan yine sloganlar eşliğinde
Ziya Gökalp Bulvan'nda bir süre
yürüdükten sonra olaysız bir şekil-
de dağıldılar.
Hacettepe Oniversitesi öğrenci-
leri ise saat 13.00'te Merkez Kam-
pus'ta bir gösterisi düzenleyerek
Clinton'm Türkiye ziyaretini ve
Batıh ülkelerin devlet yöneticileri-
nin katıldığı AGtT toplantısını
protesto ettiler. Gösterici öğren-
ciler, üzerine gamalı haç çizümiş
ABD bayrağını yaktılar.
Adana
Adana'da Uğur Mumcu Alanı 'n-
da bir araya gelen Tümtis. Genel-lş,
Tüm Emekli-Sen, KESK Adana Şubel-
er Platformu, Halkevi, İHD, EMEP ile
SlP yönetici ve üyeleri, AGİT ve ABD
Başkanı Clinton'a tepkilerini, "Kah-
robun ABD, Kahrolsun Emper-
yanzm", "Kahrolsun IMF, tam bağım-
sız Türkiye'', "IMF-AGfT, bu ülkeden
defol gft". "ABD deftd, bu ülke bizbn"
sloganlanyla dile getirdi.
İSTANBU L' DAKİ AGİT ZİRVESİNDEN NOTLAR
DemireVdengazetecüereözel ilgiHaber Merkezi- Yüzyılın son
büyük toplantısı olan AGtT zir-
vesi açılışında ilginç anlar ya-
şandı.
Cumhurbaşkanı Sûleyman
DemireL, zirveve kaülan liderkri
saat 08.00'den itibaren salonun
girişinde karşdadı.
Alfabetık sırayla salona alın-
ması planlanan liderler, Çırağan
Sarayı'na gelişleri itibanyla içe-
rigirdi.
Cumhurbaşkannğı fotoğrafçı-
lannı.fotomuhabirieri \e kame-
ramanlan engellememeleri için
uvaran Cumhurbaşkanı Demi-
rel, foto muhabirieri ve kamera-
manlarla konuşarak uygun açv
yı sordu ve aldığı >anıta göre fo-
to muhabirieri ve kameramanla-
nn konumlanmaiaruu sağladı.
Bir gazetecinın, salona gıren
liderleri tanıyamadıklannı be-
lirtmesi üzerine, Dışişleri Ba-
kanlığı Protokol Dairesi Genel
Müdürü Büyükelçi Ilhan Yiğit-
başıoğlu, gelen liderleri isimle-
riyle takdim etti. Yiğitbaşıoğlu,
bütün liderteri sıfatlan ile tak-
dim ederken, JObns Rum yöne-
tımi liderini 'Sayın Klerides'
şeklinde tanıtn, ancak Rum Dı-
şişleri Bakanı Yannis Kasuli-
des'ten 'Kıbns Dışişleri Baka-
nı' diye söz etti.
Salona 24. sırada \\ınanistan
Başbakanı Kostas Sinıitis. 26. sı-
rada İtalya Başbakanı .Massimo
D'Alema. 83. sırada Fransa
CumhurbaşkanıJacques Chirac
girerken Dışişleri Bakanı İsmaü
Cem'in Yunanistan Dışişieri Ba-
kanı Yorgo Papandreu ile birlik-
te geldikleri görüldü. Karşüama
sırasmda foto muhabirive kame-
ramanlara diizgün görüntü ala-
bümeieri için bir platform oius-
turuldu.
Bu arada. sonradan gelen bir
foto muhabirinin dığerlerini en-
gelleyecek şekilde konumlan-
ması foto muhabirlerinin tepki-
sini çektı. Bunun üzerine Cum-
hurbaşkanı Demirel, liderlerin
toplandığı salonu işaret edip, gü-
lerek "Bu kadar insan banş için-
de çalışıyor. Yapmayın çocuklar.
Bunlan hallettik, sizleri hallede-
medik" dedi.
Rusya Federasyonu Başkanı
Boris Yeltsin. 46. sırada salona
girdi. Cumhurbaşkanı Demirel
ile avaküstü sohbet eden Veksin,
gazetecileri de selamladı. ABD
Başkanı Bill Clinton 102. sırada
salona girdi. DemireL Clinton 0e
de bir süre sohbet etti.
Clinton'dan hemen önce bir
başka kapıdan salondan av nlan
Veltsin'in. yeniden giriş kapısına
vöneldiği görüldü. Ancak yetki-
Hlerin uvansı üzerine volunu de-
ğiştirerek bekleme salonuna tek-
rargirdL
Saat 09.00 'da başlaması plan-
lanan toplantı, karşılama nede-
niyle ve gecikmeli olarak saat
09.20'de açıldı. Demirel, toplan-
tıyı masaya tokmakla vurarak
açti.
Boris Yeltsin'in balo salonuna
girişi sırasında Kazak. Ukrayna-
h ve Rus delegelerin avağa kalk-
ması üzerine Yeltsin eiiyle "otu-
run'işareti yaptL
Bekleme salonundan balo sa-
lonuna en son olarak ABD Baş-
kanı Bill Clinton, Yunanistan
Başbakanı Kostas Simitis ve Yu-
nanistan Dışişleri Bakanı Yorgo
Papandreu geldi.
SadeceAGİTzirvesinin yapü-
dığı Çırağan Sarajı'nda değil,
Lütfi lOrdar'da oluşturulan ba-
sın merkezinde de çokyoğun gü-
venlik önlemkri ahndı. Basın
mensuplan, tekrartekrarvedsk-
katli biçimde arandıktan sonra
içeri girebfldL
Çırağan Sarayı'nda gerçek-
leştirilen liderler zırvesı ile Lüt-
fı Kırdar Basın Merkezi arasın-
da bilgi akışının çok yetersiz kal-
ması ve Çırağan Sarayı'na mu-
habirlerin büyük bölümünün
alınmaması zorluk yarattı.
Basın toplanüsı yapmak üze-
re Lütfi Kırdar'a gelen liderler-
den bazılarunnçevb-men kullan-
madan sadece kendi dillerinde
konuşmalan ve yabancı gazete-
cilerin sorulannı yanıdamama-
Lan tepki çekti.
Onceden planlanan basın
toplantılannın çoğu ya önceden
açıklama yapılmadan iptal edil-
di ya da çok geç yapılabildi. Her-
hangj bir bilgi verilmeyen gaze-
teciler, boş yere saatlerce bekle-
tildiler.
Basın toplanüsı için Çırağan
Sarayı'ndan Lütfi fûrdar'a gel-
mek isteyen liderler. aradaki yol-
lann boşaltılmış olmasına karşın
çokgeçkakhlar.
\IFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@turk.net
STRASBOURG - Lüdenscheid,
Almanya'nın sanayi bölgesi Ruhr'a
yakın bir dağ kasabası. Alman oto-
motiv sektörünün yan sanayiinin ba-
zı bölümleri burada üretiliyor. Bu ka-
sabada 8 bin civarında yurttaşımız
yaşıyor. Bir kısmı yöredeki fabrikalar-
da çalışıyor, bir kısmı işsiz, bir kısmı
ise artık kendi işini kurmuş durum-
da.
Düsseldorftaki Tigges- Bar'ın sa-
hibi Abidin'le Düsseldorf'tan Lü-
denscheid'a geldik. Tigges-Bar,
Düsseldorf'lu üniversıteöğrencileri-
nin devam ettiği, bizdeki cafe-baıia-
ra benzeyen bir yer. Abidin, 20'ye
yakın üniversite ögrencisiyle, kolek-
tif bir anlayışla bu ban işlettiğini an-
lattı. Haftada birgün düzenli toplan-
tı yaptıklarını, işlerdeki aksamalan
birliktedeğerlendirdiklerini ve karar-
lan birlikte alıp uyguladıklarını aktar-
dı. Barın bütün karmaşasının ardın-
da, işlerin tıkır tıkır yürümesi, Alman
disiplininin hayatın her alanına nasıl
yer ettiğini göstermesi bakımından
ilginç.
Bir akşam vakti Lüdenscheid'a
vardık. ÖDP'Iİ Erzincan'ın Geçit bel-
desinin Belediye Başkanı Kemal Ir-
mak'la, Malatya'nın Ağılbaşı belde-
si Belediye Başkanı Ali Rıza Kara-
ca, kasabalarından bınlerce kilo-
metre uzakta, buradaki insanların
aklından bile geçmeyen sorunlarta
nasıl boğuştuklannı anlatıyorlar. Top-
lantının yapıldığı yer kasabanın
Emekliler Evi.
Tertemiz, bakımlı bu binanın bir
Lüdenscheid'a Kar Yağıyor
bölümünde biz toplanırken yaşları
75-80 arası olduğu anlaşılan 50-60
kadar kadınlı erkekli emekli Alman,
bir partinin hazıriığını yapıyor. Önce
pastalannı yediler, ardından arala-
rından birisi piyanonun başına geç-
ti, birisi koro şefi olarak ayağa kalk-
tı, diğerleri ise söyleyecekleri şarkı-
ların sözleri olan dosyaları ellerine
aldılar. Biraz sonra binayı onlann eği-
timli seslerinden çıkan şarkılar kap-
ladı. Neşe içindeydiler, ekonomik
gelecek kaygıları olduğu söylene-
mezdi.
Malatya'nın Ağılbaşı Belediye
Başkanı Ali Rıza Karaca, 10 aydır iş-
çilere maaş veremediğini anlatırken,
Lüdenscheid Belediyesı'nin Emek-
liler Evi'nden eğitilmiş sesleriyle
emeklilerin şarkılan yükseliyor. Bi-
zim sorunlanmızla, onlann sorunlan
ne kadar uzak, ne kadar ilgisiz. Ma-
latyalı Cumali de Lüdenscheid'da
yaşıyor, hemşerisi Ali Rıza Karaca'yı
dinlerken gözleri buğulanıyor. Ken-
di yaşadığı topraklaria burası ara-
sındaki farkı düşünüyor.
Onun burada dertleri yok mu?
Farklı bir kültürün, farklı bir dilin or-
ta yerinde yaşamını sürdürmeye ça-
lışıyor.
Son yıllarda Türk gençleri arasın-
da hızla yaygınlaşan ıslamcı cereya-
na ve Türk milliyetçiliğine nasıl dur
denemediğini acı ve endişeyle anla-
tıyor. Dil ve kültür uyumsuzluğu ya-
şayan gençlerin kimlik bunalımıyla
milliyetçiliğe ve dine sanldığını, bu
davranışın giderek yaygınlaştığını
söylüyor.
Cumali'yle sabah Lüdensche-
id'daki otelde buluşacağız. Otelin
penceresi Frankfurt otoyoluna ba-
kıyor. Yoğun bir kar her yanı kapla-
mış durumda.
Ortalık bembeyaz. Almanya'nın
tepelerine kar yağıyor. Her şey dü-
zen içinde yürüyor.
Birazdan Strasbourg'a gidecek
treni bekliyorum. Zamanında gele-
ceğinden şüphem yok. Zamanında
varacağımdan da. Bir haftalık ara-
dan sonra yeniden Türkiye'ye döne-
ceğim. Yeni sorunlar, yeni umutlar
ve yeni arayışlaria.
Kar, Lüdenscheid'a bütün hızıyla
yağmaya devam ediyor.
DUZYAZI
ORHAN BİRGÎT
Doğru Yol'da Kader Güniı
Hemen bütün tüzel kişiliklerde, yani parti, sen-
dika ve derneklerde var olan kurulu düzenin altüst
edilmesinin, adeta kaf dağını aşmak kadar zor ol-
duğunu bilerek Doğru Yol Partisi'nin büyük kong-
resinin pazar günü toplanacağını anımsayalım.
Birzamanlar, Türkiye'nin merkez sağının en güç-
lü temsilcisi olarak politika arenasındaki yerini alan
"DP+AP + DYP" çizgisinin bugünkü vitrininde ne
yazık ki tüzel kişiliği giderek daha da eriten bir
hastalık olduğu biliniyor. Seçmen yanılmaz teşhi-
si ile o hastalığın kesin belirtilerini, 18 Nisan se-
çimlerinde DYP'yi barajı güçlükle aşabilen bir par-
ti olarak Meclis'e sokarak gösterdi. Lider ise se-
çim sisteminin lütfu ile, yani barajı aşamayan iki
partinin, yani CHP ile HADEP'in Istanbul 3. bölge-
sindeki oylannın iteleyip kakalaması sonucunda
kendisini milletvekili olmuş saydı.
Şimdi, Doğru Yol Büyük Kongresi'nin yann An-
kara Atatürk Spor Salonu'nda bir araya gelecek
yaklaşık 1200 delegesinin 800'ünün oyunu alarak
genel başkanlık koltuğunu muhafaza edeceğin-
den emin görünüyor. Görünüyor, çünkü yazının ilk
girişinde de söylediğimiz gibi, kurulu düzen ona
bu güveni veriyor.
Parti içi iktidarın atadığı kurulların oluşturduğu
kongrelerden seçilen delegelerin doğal eğilimini,
DYP'nin geleceğini düşünmeleri uyarısıyla kendi
lehine çevirmek isteyen genel başkan adayı Kök-
salToptan. tümünün eşlerinetekertekergönder-
diği mektup ile belkı bir tarihsel görev yapıyor. On-
lardan, çoğunun ailelerinden gelme geleneksel ya-
pı içerisinde, 1946 yılından bu yana izlenen çizgi-
nin, partiler tablosunda bugün nasıl aşağılara dü-
şerek hezimeti gösterdiğini unutmamalannı isti-
yor. Kocalarını uyarmalarını bekliyor!
Doğru Yol bugün iktidarda değildir. Ana muha-
lefet partisi de değildir.
Dolayısıyla, kendi alışjlmış yapısı içerisinde par-
tililer, alışılmış bir çok "güç"ten yoksun haldedir-
ler. Bunu bilerek Toptan'ın genel başkanlığı ka-
zandığı takdirde DYP yi 58. hükümet koalisyonu-
na aldıracağını söylemekte olduğunu dindeki en
güçlü koz olarak görmek gerekiyor.
Aynı şekilde Çiller'ciler de tıpkj rakipleri gibi,
büyük kongre sonrasında yeni bir hükümet oluşu-
mundan söz ederek o oluşumda DYP nin de gö-
rev alacağını kendi yandaşîanna söylemektedirler.
Ankaralı gazeteciler DYP delegesıne hükümete
katılma için yapılan bu iki yönlü vaadin, bu parti-
nin terminolojisinde "dalak" olarak nitelendirildi-
ğini anlatıyorlar. Delege, iktidar özlemini "dalağa,
üstelik kanlısına kavuşmak olarak algıhyor"muş\
DYP Kongresi nedeniyle iki genel başkan ada-
yının da seçim vaadi olarak delegelere bir hükü-
met değişikliğinde DYP'nin de koalisyonda yer al-
masından söz etmeleri, elbette ilginçtir. Ama doğ-
rusu ne ölçüde gerçekçidir?
Bilinen bazı gerçeklerin içinde, elliyedinci hükü-
metten, kamuoyunun, özellikle MHP kanadında
bazı bakanların değiştirilmesini beklediği gelmek-
tedir. Aynı tür bir beklenti hem MHP'nin hem de
DSP ve Anavatan'ın parti gruplan içinde görülü-
yor;.
Öyle bir değişikliğin gerçekleşmesinin uzaması
ise akla "acaba DYP'deki lideriik çekişmesinin so-
nuçlannı bekleyerek daha rasyonel bir değişiklik
arayanlar mı var" sorusunu da getirmektedir.
Her iki adayın da sözünü ettiği değişiklik için
beklentileri, bugünkü koalisyondan MHP'yi çekip
yerine DYP'yi iktidar ortağı yapma varsayımına
dayanmaktadır.
Öyle bir yarsayımın Çiller'in genel başkanlığını
sürdürdüğü bir DYP ile gerçekleşmeyeceğini söy-
lemek için, büyük kongre öncesinde parti içinde
dağıtılan kimi bildirilere bakmak bile kâfi olacak-
tır. Bunlann bazılarında, ünlü Adnan Hoca'cılann
Tansu Çiller için verdikleri destek kavgası anlatı-
lırken, kiminde de Yeniköy'deki Hidiv Kas-
rı'nda,Türban'a yani devlet Hazinesine ait tarihi
bir çok eşyanın Çiller'in başbakanlığı döneminde
Başbakanlık Konutu'na götürüldüğü iddialanna
yer verilmekte, bu eşyalann hiç birisinin konutta
bulunmadığı, kayıtlarına da rastlanmadığı ileri sü-
rülmektedir.
Kendi genel başkanlan için bu tür savlan ileri sü-
renlerin oluşturduğu bir partinin, bugünkü vitrini ile
her hangi bir hükümet içinde yer aldığını düşün-
mek, o hükümete taze kan ararken büsbütün za-
af aşılamak demek olacaktır.
Dolayısıyla da DYP delegesine iktidar vaat eden-
ler arasında bulunan Çiller'cilerin o vaatleri önce-
likle aldatmaca olarak değertendirilmektedir.
Peki Çiller genel başkanlığı yitirecek midir?
Beklenmedik bir büyük sürpriz olmazsa DYP'de
değişim gerçekleşmeyecektir. Ama ,genel başka-
nı ile birlikte büyük kongreden "tüyleri dökülmüş"
bir halde çıkacak DYP'nin, demokrasimizde ge-
leneksel taşların hâlâ yerine oturmadığını göster-
mesi, sadece sisteme zaaf getinmeyi devam etti-
recektir.
Yani partiler yelpazesinde nerede olduğu ve ni-
çin bulunduğu bilinmeyen bir Anavatan Partisi'nin
merkez sağın birinci partisi olarak varlığını sürdür-
mesinin asıl sıkıntısı "DP + AP + DYP" çizgisin-
den daha çok demokratik yaşamımızda kendisi-
ni gösterecektir.
Faks:0212 677 07 62
E-Mail:orhan.birgit;« do.net.tr.
Hillary Clinton
Modern köleliğe
dur çağnsı
NİLÜFERŞENSÖZ
ABD Başkanı Bül
Clinton'ın eşi Hillary
Clinton Avrupa Güvenlik
ve Işbirliği Teşkilatı'nm
(AGfT). "İnsan Ticareti-
ni Önlemedeki Rolü" ko-
nulu paneline katılarak
insan ticaretinin önlen-
mesi amacıyla AGlT
üyesi ülkelerde faaliyet
gösteren sivil toplum ku-
ruluşlanna (STK) l mil-
yon dolar yardımda bulu-
nacağını açıkladı.
Modern zamanlann
köleliği olarak nitelendi-
rilen insan ticaretinin
özellikle kadm ve çocuk-
lan hedefledigini belirten
Hillary Clinton, bu insan-
lık suçunun önlenmesi
için uluslararası işbirliği-
nin önemine dikkat çekti.
Panele katılan Isviçre
Cumhurbaşkanı Ruth
Dreifuss da bu konunun,
uluslararası boyutta ciddi
bir sorun olduğunu belir-
terek işbirliğinin önemini
yineledi.
Finlandiya'mn Dışişle-
ri Bakanı Tarja Halonen.
"Sorunun önünegeçilme-
si için önceUkle işsizlik ve
yoksulluk önlenmeii" di-
ye konuştu.