24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19KASIM1999CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER AGİT'te sivil toplum kuruluşlan Çeçenistan'da yaşanan gelişmeleri tartıştı ( hıcelildi konu msan haklaııDış Haberier Servisi - Avrupa Güvenlik \e lşbirliğı Teşkilatı tstanbul Zirvesi çerçevesinde yürütülen sıvil toplum kuruluşlannın toplantılannda yine insan haklan ihialleri ve işkence konuşulurken özellikle Çeçenistan'da yaşanan gelişmeler ele alındı. 29 hükümet dışı kuruluş dün ortak bir bildiri yayımladı. Sivil toplum kuruluşlan, sılahlı çatışmalarda uluslararası hukuku ihlal eden devletlere silah satışının durdurulması uyansını yaparken "GûvenHk ve oiağanüstü hallerin. insan hakJannı sınırlamada gerekçe olarak öne sürülmesi asla kabul edilemez" açıklaması yaptılar. Sivil toplum kuruluşlannın ortak deklarasyonunda, AGlT bölgesindeki son gelişmeler, silahlı çatışmalarda sivillerin korunma ihtiyaçlan ve savaş suçlulannın yargılanması gereği ön plana çıktı. Deklarasyonu açıklayan îfade Özgürlüğü Norveç Formu yetkilisi BeateShdal. Çeçenistan'daki insanlık dramının acil olarak ele alınması gerektiğini söyleyerek "Rus >etkili)er sığınnıacılara ve göce zorianan kişilere yapılacak insani yardımlara izin venneli. Rus yetkiliter ve çatışmanın diğer taraflan, insani hukuka saygı göstermeli ve banşcıl bir çözüme önceük vermeli" dedi. Slydal, AGlT zırvesine ev sahipligi yapan Türkiye'nin de uluslararası insan haklan kurallanna uygun gerekJi yasal reformlan hayata geçirmesi gerektiğini belirterek "Türldye'de işkenceye karşı koruma, adil yargı, ifade özgürlüğü, örgütlenme özgüriüğü. toplann özgürlüğü ve azuıüklann hakJanna saygı güçlenmelidir" diye konuştu. Deklarasyonda dikkat çeken diğer noktalar şöyle: - Hükümetler ulusal çıkarlan ve devlet güvenhğini insan haklanna saygıdan daha üstün degerler olarak sunmamalıdırlar. - Olüm cezası 2000 yılında kaldınlmalı. - Işkenceyle mücadele sadece işkencenin varüğının açıkça kabul edilmesini değıl, işkence mağdurlanna rehabilitasyon bizmetleri sağlanmasını da kapsar. - Ülkelerinden zorla göç ettirilen kişilerle ilgili olarak, Yerinden Edilenlerle iJgili Birleşmiş Milletler ilkelerine uyulmalıdır. Kitap flıanndan politika fuarı AGİT'e EROL MANtSALI Altmışın üzerinde ülke AGİT'te top- lanmış. Bunlann birkaç tanesı oyuncu, geri kalan büyük çoğunluk ise seyirci. Kitap fuan gibi "politikafiıan"ndado- laşan figüranlar. AGtT'ın Avrupa ve çe\Tesındekı güvenlık sorunlan bakı- mından fazla bir önemı kalmadı. 1990 sonrasıran yeni güç dengelerinde ve tek boyutlu dünyada NATO ve Avrupa Bir- liği'nin Avrupa Güvenlik ve Savunma Kımliği bu görevi üstlendi. 1) Son NATO dorugunda, NA- TO'nun sınırlan ve kapsamı genişletil- di. 2) AB'ye, yavaş yavaş, kendi "özef askeri gücünü kurma yolunda. NATO (ve ABD) tarafindan yeşil ışık yakıldı. Peki o zaman AGlT ne yapacak, ne \ apıyor? AGlT. bir *politika pazarT haline dönüştü. Herkesin her şeyi kc~ nuştuğu bir ortam yaratıldı. VTtrindekiler-. Vıtrinde insan haklan. demokrasi, azınlıklar. çevre gibi sivil toplum örgüt- lerinin büyük ilgisüıi çeken konular or- taya seriliyor. Her ülkeden ve her kesim- den örgütler, her şeyi, içlerinden geldi- ğı gibi söyleyip yazacaklar. Insanlann içindekiler boşaltılacak, insanlar rahat- latılacak. Bu alanda sivil toplum örgüt- teıietkilrveyaygın^lan ülkeleröfleçı- kıyor. Geri kalanlar yine seyirci. Mutfaktakiler... Mutfakta ise "Avrasya'ıun paylaşım kavgasT sürüyor. Amerika, Fransa, Al- manya, Rusya, îngiltere bu kavganın aktörlen. Ama en büyük aktör Ameri- ka tabiı. Artık Yaha KonferansTnda ol- dugu gibi işler, tek bir masa etrafinda, 3-4 kişinin karar vermesiyle çözülemi- yor. Daha karmaşık, çünkü 1990 sonra- sınm koşullan böyle. Hesaplardaha ince, sınırlar kalın cet- vellerle çizilemiyor. Uzun vadeye yayıl- mış bir rekabet, kavga ve ayak oyunla- n söz konusu. Değişiklik burada. De- ğişmeyen şey ise, Lşleri güçlü olanlann yürüttüğü. Kafkasya ve Asya AGÎT'in görünmeyen esas konusu. Petrolün, do- ğalgazın, yeni açılacak pazarlann de- netiminde kimler öne çıkacak. paylar nasıl dağılacak? Büyüklerin bu payla- şım kavgası arasında küçülder, ya daha fazla zarar görmemek için ya da aradan sıyırtıp bir şeyler kapabilmek için çaba- lıyorlar. Ve Türkiye... Bütün bu kavgalann ortasındaki ül- ke ise Türkiye: çevTesinde yeni sınırlar çiziliyor, doğal kaynaklann paylaşım kavgası var hızıyla sürüyor. Hem bü- yük şans hem de büyük birrisk.Bü- yüklerin kavgası arasına sıkışmış, kav- gayabulaşmadan kendi payına düşecek olanı elinden kaçırmamaya çahşıyor. Bu arada "kural dışıyumroklardan" kendını korumak zorunda. Kıbns ve Kürt meselesinde oldugu gibi. Kıbns işin özünde, konunun tamamen dışında olmasına karşm ısrarla önüne getirüiy- or. Tamamen "sanal" bir sorun. Amerika'nın vitrinde dev aynasına çıkanlan Türkıye desteği, "karşıhğııım ne olacağT sorusunu gündeme getiriy- or. Evet bu AGlT bir politika pazan, oyuna gelmemek, bir şeyler kapmaya çahşmak için bir ortam. Kimsenin kuş- kusu olmasın; aslan payı yine büyük- lerin olacak. Zirve ve Clinton, Türkiye'nin çeşitli illerindeki gösterilerle protesto edildi 6 AGIT, tahldmin oııaylaıııııasr Haber Merkezi - ABD Başka- nı BüJ Clinton ve AGÎT zirvesi Istanbul, Ankara ve Adana'da gerçekleştirilen gösterilerle pro- testo edildi. tstanbul'da Sosyalist Iktidar Partisi (SlP), Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) ve îş- çi Partisi (IP) iie Istanbul Üni- versitesi öğrenci Koordinasyo- nu'nun eylemi sırasmda 70'den fazla kişi gözaltına alındı. Anka- ra'daki üniversitelerin öğrencile- ri iki ayn yerde gösteri düzenler- ken Adana'da bazı siyasi parti ve demokratik kitle örgütlerinin or- taklaşa yaptığı basın açıklaması- nı polis engellemek istedi. SlP Istanbul il örgütü dün Be- yoğlu'nda Bill Clinton ve AGIT zirvesini protesto için gösteri dü- zenledi. îstiklal Caddesi'ndeki Ağa Camisi yanındaki SlP Beyoğlu Ilçe Başkanlığı'ndan ABD'yi protesto eden bir müzik çalınma- sının ardından Taksim yönünden "Yankeego home" sloganı atarak yürüyüşe geçen grup, ABD bay- rağını yaktı. Partililerin, basın açıklaması yapmalanna engel olan polisin müdahale ettiği gruptan 7 kişi gözaltına alındı. SlP İl Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada. polisin tutumu pro- testo edildi. ÛDP'li yaklaşık 70 kişilik bir grup da dün Kadıköy tskele Meydanı'nda Clinton ve AGlT'i protesto etmek amacıyla basın açıklaması yapmak istedi. Çevik Kuvvet'e bağlı polislerin geniş güvenlik önlemi aldığı meydan- da AGlT'i protesto eden bir ba- sın açıklaması yapmak isteyen gruba polis izin vermedi. Bunun üzerine polis müdürü ile partinin il yö- neticileri arasında bir süre tartışma ya- şandı. Meydanda toplanarak 2911 sayılı yasaya muhalefet ettiklerini öne süren polis müdürü. "Açıklamanıa gidin par- tinizde yapın, gözaltına aünacaksınız" uyansında bulundu. Uyanya karşın partililer, "Biz göste- ri yapmıyoruz, yasal bir parti olarak tanbul'da yapılan protesto gösterilerinde 70'in üzerinde öğrenci gözaltına ahndı. basın açıklaması yapıyoruz" diyerek basın açıklamasını okumaya başladı. Bunun üzerine polis. partililere müda- hale ederek çok sayıda partiliyi gözal- tına aldı. Göstericiler, gözaltına alınırken po- lise direnerek, "Baskılar bizi yıldıra- maz", "Devletterörünehayır". "Faşist MHP'nin karil polisi". -Kahrolsun Amerikan emparyaHzmi" sloganlan atarak polis minibüslerine bindirilerek emniyet müdürlüğüne götürüldü. Öte yandan Beyazıt Meydanı'nda "Karabağ Azeri toprağıdır. BM karar- lan uygulansı/ı" pankartlan açan ve ba- sın açıklaması yapmak isteyen 20 kişi- lik Azeri öğrenci grubuna izinsız gös- teri yaptıklan gerekçesiyle müdahale eden polis. 15 öğrenciyi gözaltına aldı. İP Genel Başkanı Doğu Perinçek. AGİT zirvesinin ilk günden fiyas- koyla sonuçlandığını öne sürdü. Halkın, "demokrasi ve insan hak- lan narkozuyla uyurulduğunu" id- dia eden Perinçek. Clinton'm Tür- kiye zıyaretini de eleştirerek, "Türldye, bugünün iktidar sahiple- ri tarafindan adeta altın tepsi için- de Clinton"a sunuluyor. Meclis'te ulusal gururdan yoksunluğun tab- lolan sergileniyor" dedi. Ankara Ankara Üniversiteleri Koordi- nasyonu'nca düzenlenen ilk eylem Kıalay Meydanı'nda gerçeklesti- rildi. Yaklaşık 200 kişilik bir gru- bun katıldığı gösteri nedeniyle Kı- zılay Meydanı'nda çevik kuvvet görevlileriyle robocop giysili po- lisler yoğun güvenlik önlemleri al- dı. Göstenciler adına konuşan bir öğrenci, AGlT toplantısmın em- peryalistlenn amaçlan doğrultu- sunda düzenlendiğini belirterek "AGtTzirwsihalkın açlığıdır, yok- luğudur. AGlT, MAJ'nin ve tahki- min onaylanmasıdır r dedi. Öğrencıler basın açıklamasımn ardmdan yine sloganlar eşliğinde Ziya Gökalp Bulvan'nda bir süre yürüdükten sonra olaysız bir şekil- de dağıldılar. Hacettepe Oniversitesi öğrenci- leri ise saat 13.00'te Merkez Kam- pus'ta bir gösterisi düzenleyerek Clinton'm Türkiye ziyaretini ve Batıh ülkelerin devlet yöneticileri- nin katıldığı AGtT toplantısını protesto ettiler. Gösterici öğren- ciler, üzerine gamalı haç çizümiş ABD bayrağını yaktılar. Adana Adana'da Uğur Mumcu Alanı 'n- da bir araya gelen Tümtis. Genel-lş, Tüm Emekli-Sen, KESK Adana Şubel- er Platformu, Halkevi, İHD, EMEP ile SlP yönetici ve üyeleri, AGİT ve ABD Başkanı Clinton'a tepkilerini, "Kah- robun ABD, Kahrolsun Emper- yanzm", "Kahrolsun IMF, tam bağım- sız Türkiye'', "IMF-AGfT, bu ülkeden defol gft". "ABD deftd, bu ülke bizbn" sloganlanyla dile getirdi. İSTANBU L' DAKİ AGİT ZİRVESİNDEN NOTLAR DemireVdengazetecüereözel ilgiHaber Merkezi- Yüzyılın son büyük toplantısı olan AGtT zir- vesi açılışında ilginç anlar ya- şandı. Cumhurbaşkanı Sûleyman DemireL, zirveve kaülan liderkri saat 08.00'den itibaren salonun girişinde karşdadı. Alfabetık sırayla salona alın- ması planlanan liderler, Çırağan Sarayı'na gelişleri itibanyla içe- rigirdi. Cumhurbaşkannğı fotoğrafçı- lannı.fotomuhabirieri \e kame- ramanlan engellememeleri için uvaran Cumhurbaşkanı Demi- rel, foto muhabirieri ve kamera- manlarla konuşarak uygun açv yı sordu ve aldığı >anıta göre fo- to muhabirieri ve kameramanla- nn konumlanmaiaruu sağladı. Bir gazetecinın, salona gıren liderleri tanıyamadıklannı be- lirtmesi üzerine, Dışişleri Ba- kanlığı Protokol Dairesi Genel Müdürü Büyükelçi Ilhan Yiğit- başıoğlu, gelen liderleri isimle- riyle takdim etti. Yiğitbaşıoğlu, bütün liderteri sıfatlan ile tak- dim ederken, JObns Rum yöne- tımi liderini 'Sayın Klerides' şeklinde tanıtn, ancak Rum Dı- şişleri Bakanı Yannis Kasuli- des'ten 'Kıbns Dışişleri Baka- nı' diye söz etti. Salona 24. sırada \\ınanistan Başbakanı Kostas Sinıitis. 26. sı- rada İtalya Başbakanı .Massimo D'Alema. 83. sırada Fransa CumhurbaşkanıJacques Chirac girerken Dışişleri Bakanı İsmaü Cem'in Yunanistan Dışişieri Ba- kanı Yorgo Papandreu ile birlik- te geldikleri görüldü. Karşüama sırasmda foto muhabirive kame- ramanlara diizgün görüntü ala- bümeieri için bir platform oius- turuldu. Bu arada. sonradan gelen bir foto muhabirinin dığerlerini en- gelleyecek şekilde konumlan- ması foto muhabirlerinin tepki- sini çektı. Bunun üzerine Cum- hurbaşkanı Demirel, liderlerin toplandığı salonu işaret edip, gü- lerek "Bu kadar insan banş için- de çalışıyor. Yapmayın çocuklar. Bunlan hallettik, sizleri hallede- medik" dedi. Rusya Federasyonu Başkanı Boris Yeltsin. 46. sırada salona girdi. Cumhurbaşkanı Demirel ile avaküstü sohbet eden Veksin, gazetecileri de selamladı. ABD Başkanı Bill Clinton 102. sırada salona girdi. DemireL Clinton 0e de bir süre sohbet etti. Clinton'dan hemen önce bir başka kapıdan salondan av nlan Veltsin'in. yeniden giriş kapısına vöneldiği görüldü. Ancak yetki- Hlerin uvansı üzerine volunu de- ğiştirerek bekleme salonuna tek- rargirdL Saat 09.00 'da başlaması plan- lanan toplantı, karşılama nede- niyle ve gecikmeli olarak saat 09.20'de açıldı. Demirel, toplan- tıyı masaya tokmakla vurarak açti. Boris Yeltsin'in balo salonuna girişi sırasında Kazak. Ukrayna- h ve Rus delegelerin avağa kalk- ması üzerine Yeltsin eiiyle "otu- run'işareti yaptL Bekleme salonundan balo sa- lonuna en son olarak ABD Baş- kanı Bill Clinton, Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis ve Yu- nanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu geldi. SadeceAGİTzirvesinin yapü- dığı Çırağan Sarajı'nda değil, Lütfi lOrdar'da oluşturulan ba- sın merkezinde de çokyoğun gü- venlik önlemkri ahndı. Basın mensuplan, tekrartekrarvedsk- katli biçimde arandıktan sonra içeri girebfldL Çırağan Sarayı'nda gerçek- leştirilen liderler zırvesı ile Lüt- fı Kırdar Basın Merkezi arasın- da bilgi akışının çok yetersiz kal- ması ve Çırağan Sarayı'na mu- habirlerin büyük bölümünün alınmaması zorluk yarattı. Basın toplanüsı yapmak üze- re Lütfi Kırdar'a gelen liderler- den bazılarunnçevb-men kullan- madan sadece kendi dillerinde konuşmalan ve yabancı gazete- cilerin sorulannı yanıdamama- Lan tepki çekti. Onceden planlanan basın toplantılannın çoğu ya önceden açıklama yapılmadan iptal edil- di ya da çok geç yapılabildi. Her- hangj bir bilgi verilmeyen gaze- teciler, boş yere saatlerce bekle- tildiler. Basın toplanüsı için Çırağan Sarayı'ndan Lütfi fûrdar'a gel- mek isteyen liderler. aradaki yol- lann boşaltılmış olmasına karşın çokgeçkakhlar. \IFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR [email protected] STRASBOURG - Lüdenscheid, Almanya'nın sanayi bölgesi Ruhr'a yakın bir dağ kasabası. Alman oto- motiv sektörünün yan sanayiinin ba- zı bölümleri burada üretiliyor. Bu ka- sabada 8 bin civarında yurttaşımız yaşıyor. Bir kısmı yöredeki fabrikalar- da çalışıyor, bir kısmı işsiz, bir kısmı ise artık kendi işini kurmuş durum- da. Düsseldorftaki Tigges- Bar'ın sa- hibi Abidin'le Düsseldorf'tan Lü- denscheid'a geldik. Tigges-Bar, Düsseldorf'lu üniversıteöğrencileri- nin devam ettiği, bizdeki cafe-baıia- ra benzeyen bir yer. Abidin, 20'ye yakın üniversite ögrencisiyle, kolek- tif bir anlayışla bu ban işlettiğini an- lattı. Haftada birgün düzenli toplan- tı yaptıklarını, işlerdeki aksamalan birliktedeğerlendirdiklerini ve karar- lan birlikte alıp uyguladıklarını aktar- dı. Barın bütün karmaşasının ardın- da, işlerin tıkır tıkır yürümesi, Alman disiplininin hayatın her alanına nasıl yer ettiğini göstermesi bakımından ilginç. Bir akşam vakti Lüdenscheid'a vardık. ÖDP'Iİ Erzincan'ın Geçit bel- desinin Belediye Başkanı Kemal Ir- mak'la, Malatya'nın Ağılbaşı belde- si Belediye Başkanı Ali Rıza Kara- ca, kasabalarından bınlerce kilo- metre uzakta, buradaki insanların aklından bile geçmeyen sorunlarta nasıl boğuştuklannı anlatıyorlar. Top- lantının yapıldığı yer kasabanın Emekliler Evi. Tertemiz, bakımlı bu binanın bir Lüdenscheid'a Kar Yağıyor bölümünde biz toplanırken yaşları 75-80 arası olduğu anlaşılan 50-60 kadar kadınlı erkekli emekli Alman, bir partinin hazıriığını yapıyor. Önce pastalannı yediler, ardından arala- rından birisi piyanonun başına geç- ti, birisi koro şefi olarak ayağa kalk- tı, diğerleri ise söyleyecekleri şarkı- ların sözleri olan dosyaları ellerine aldılar. Biraz sonra binayı onlann eği- timli seslerinden çıkan şarkılar kap- ladı. Neşe içindeydiler, ekonomik gelecek kaygıları olduğu söylene- mezdi. Malatya'nın Ağılbaşı Belediye Başkanı Ali Rıza Karaca, 10 aydır iş- çilere maaş veremediğini anlatırken, Lüdenscheid Belediyesı'nin Emek- liler Evi'nden eğitilmiş sesleriyle emeklilerin şarkılan yükseliyor. Bi- zim sorunlanmızla, onlann sorunlan ne kadar uzak, ne kadar ilgisiz. Ma- latyalı Cumali de Lüdenscheid'da yaşıyor, hemşerisi Ali Rıza Karaca'yı dinlerken gözleri buğulanıyor. Ken- di yaşadığı topraklaria burası ara- sındaki farkı düşünüyor. Onun burada dertleri yok mu? Farklı bir kültürün, farklı bir dilin or- ta yerinde yaşamını sürdürmeye ça- lışıyor. Son yıllarda Türk gençleri arasın- da hızla yaygınlaşan ıslamcı cereya- na ve Türk milliyetçiliğine nasıl dur denemediğini acı ve endişeyle anla- tıyor. Dil ve kültür uyumsuzluğu ya- şayan gençlerin kimlik bunalımıyla milliyetçiliğe ve dine sanldığını, bu davranışın giderek yaygınlaştığını söylüyor. Cumali'yle sabah Lüdensche- id'daki otelde buluşacağız. Otelin penceresi Frankfurt otoyoluna ba- kıyor. Yoğun bir kar her yanı kapla- mış durumda. Ortalık bembeyaz. Almanya'nın tepelerine kar yağıyor. Her şey dü- zen içinde yürüyor. Birazdan Strasbourg'a gidecek treni bekliyorum. Zamanında gele- ceğinden şüphem yok. Zamanında varacağımdan da. Bir haftalık ara- dan sonra yeniden Türkiye'ye döne- ceğim. Yeni sorunlar, yeni umutlar ve yeni arayışlaria. Kar, Lüdenscheid'a bütün hızıyla yağmaya devam ediyor. DUZYAZI ORHAN BİRGÎT Doğru Yol'da Kader Güniı Hemen bütün tüzel kişiliklerde, yani parti, sen- dika ve derneklerde var olan kurulu düzenin altüst edilmesinin, adeta kaf dağını aşmak kadar zor ol- duğunu bilerek Doğru Yol Partisi'nin büyük kong- resinin pazar günü toplanacağını anımsayalım. Birzamanlar, Türkiye'nin merkez sağının en güç- lü temsilcisi olarak politika arenasındaki yerini alan "DP+AP + DYP" çizgisinin bugünkü vitrininde ne yazık ki tüzel kişiliği giderek daha da eriten bir hastalık olduğu biliniyor. Seçmen yanılmaz teşhi- si ile o hastalığın kesin belirtilerini, 18 Nisan se- çimlerinde DYP'yi barajı güçlükle aşabilen bir par- ti olarak Meclis'e sokarak gösterdi. Lider ise se- çim sisteminin lütfu ile, yani barajı aşamayan iki partinin, yani CHP ile HADEP'in Istanbul 3. bölge- sindeki oylannın iteleyip kakalaması sonucunda kendisini milletvekili olmuş saydı. Şimdi, Doğru Yol Büyük Kongresi'nin yann An- kara Atatürk Spor Salonu'nda bir araya gelecek yaklaşık 1200 delegesinin 800'ünün oyunu alarak genel başkanlık koltuğunu muhafaza edeceğin- den emin görünüyor. Görünüyor, çünkü yazının ilk girişinde de söylediğimiz gibi, kurulu düzen ona bu güveni veriyor. Parti içi iktidarın atadığı kurulların oluşturduğu kongrelerden seçilen delegelerin doğal eğilimini, DYP'nin geleceğini düşünmeleri uyarısıyla kendi lehine çevirmek isteyen genel başkan adayı Kök- salToptan. tümünün eşlerinetekertekergönder- diği mektup ile belkı bir tarihsel görev yapıyor. On- lardan, çoğunun ailelerinden gelme geleneksel ya- pı içerisinde, 1946 yılından bu yana izlenen çizgi- nin, partiler tablosunda bugün nasıl aşağılara dü- şerek hezimeti gösterdiğini unutmamalannı isti- yor. Kocalarını uyarmalarını bekliyor! Doğru Yol bugün iktidarda değildir. Ana muha- lefet partisi de değildir. Dolayısıyla, kendi alışjlmış yapısı içerisinde par- tililer, alışılmış bir çok "güç"ten yoksun haldedir- ler. Bunu bilerek Toptan'ın genel başkanlığı ka- zandığı takdirde DYP yi 58. hükümet koalisyonu- na aldıracağını söylemekte olduğunu dindeki en güçlü koz olarak görmek gerekiyor. Aynı şekilde Çiller'ciler de tıpkj rakipleri gibi, büyük kongre sonrasında yeni bir hükümet oluşu- mundan söz ederek o oluşumda DYP nin de gö- rev alacağını kendi yandaşîanna söylemektedirler. Ankaralı gazeteciler DYP delegesıne hükümete katılma için yapılan bu iki yönlü vaadin, bu parti- nin terminolojisinde "dalak" olarak nitelendirildi- ğini anlatıyorlar. Delege, iktidar özlemini "dalağa, üstelik kanlısına kavuşmak olarak algıhyor"muş\ DYP Kongresi nedeniyle iki genel başkan ada- yının da seçim vaadi olarak delegelere bir hükü- met değişikliğinde DYP'nin de koalisyonda yer al- masından söz etmeleri, elbette ilginçtir. Ama doğ- rusu ne ölçüde gerçekçidir? Bilinen bazı gerçeklerin içinde, elliyedinci hükü- metten, kamuoyunun, özellikle MHP kanadında bazı bakanların değiştirilmesini beklediği gelmek- tedir. Aynı tür bir beklenti hem MHP'nin hem de DSP ve Anavatan'ın parti gruplan içinde görülü- yor;. Öyle bir değişikliğin gerçekleşmesinin uzaması ise akla "acaba DYP'deki lideriik çekişmesinin so- nuçlannı bekleyerek daha rasyonel bir değişiklik arayanlar mı var" sorusunu da getirmektedir. Her iki adayın da sözünü ettiği değişiklik için beklentileri, bugünkü koalisyondan MHP'yi çekip yerine DYP'yi iktidar ortağı yapma varsayımına dayanmaktadır. Öyle bir yarsayımın Çiller'in genel başkanlığını sürdürdüğü bir DYP ile gerçekleşmeyeceğini söy- lemek için, büyük kongre öncesinde parti içinde dağıtılan kimi bildirilere bakmak bile kâfi olacak- tır. Bunlann bazılarında, ünlü Adnan Hoca'cılann Tansu Çiller için verdikleri destek kavgası anlatı- lırken, kiminde de Yeniköy'deki Hidiv Kas- rı'nda,Türban'a yani devlet Hazinesine ait tarihi bir çok eşyanın Çiller'in başbakanlığı döneminde Başbakanlık Konutu'na götürüldüğü iddialanna yer verilmekte, bu eşyalann hiç birisinin konutta bulunmadığı, kayıtlarına da rastlanmadığı ileri sü- rülmektedir. Kendi genel başkanlan için bu tür savlan ileri sü- renlerin oluşturduğu bir partinin, bugünkü vitrini ile her hangi bir hükümet içinde yer aldığını düşün- mek, o hükümete taze kan ararken büsbütün za- af aşılamak demek olacaktır. Dolayısıyla da DYP delegesine iktidar vaat eden- ler arasında bulunan Çiller'cilerin o vaatleri önce- likle aldatmaca olarak değertendirilmektedir. Peki Çiller genel başkanlığı yitirecek midir? Beklenmedik bir büyük sürpriz olmazsa DYP'de değişim gerçekleşmeyecektir. Ama ,genel başka- nı ile birlikte büyük kongreden "tüyleri dökülmüş" bir halde çıkacak DYP'nin, demokrasimizde ge- leneksel taşların hâlâ yerine oturmadığını göster- mesi, sadece sisteme zaaf getinmeyi devam etti- recektir. Yani partiler yelpazesinde nerede olduğu ve ni- çin bulunduğu bilinmeyen bir Anavatan Partisi'nin merkez sağın birinci partisi olarak varlığını sürdür- mesinin asıl sıkıntısı "DP + AP + DYP" çizgisin- den daha çok demokratik yaşamımızda kendisi- ni gösterecektir. Faks:0212 677 07 62 E-Mail:orhan.birgit;« do.net.tr. Hillary Clinton Modern köleliğe dur çağnsı NİLÜFERŞENSÖZ ABD Başkanı Bül Clinton'ın eşi Hillary Clinton Avrupa Güvenlik ve Işbirliği Teşkilatı'nm (AGfT). "İnsan Ticareti- ni Önlemedeki Rolü" ko- nulu paneline katılarak insan ticaretinin önlen- mesi amacıyla AGlT üyesi ülkelerde faaliyet gösteren sivil toplum ku- ruluşlanna (STK) l mil- yon dolar yardımda bulu- nacağını açıkladı. Modern zamanlann köleliği olarak nitelendi- rilen insan ticaretinin özellikle kadm ve çocuk- lan hedefledigini belirten Hillary Clinton, bu insan- lık suçunun önlenmesi için uluslararası işbirliği- nin önemine dikkat çekti. Panele katılan Isviçre Cumhurbaşkanı Ruth Dreifuss da bu konunun, uluslararası boyutta ciddi bir sorun olduğunu belir- terek işbirliğinin önemini yineledi. Finlandiya'mn Dışişle- ri Bakanı Tarja Halonen. "Sorunun önünegeçilme- si için önceUkle işsizlik ve yoksulluk önlenmeii" di- ye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle