Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 OÖAK 1999 SALI
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALİ SİRMEN
• ••Ya Devlet Başa
ANKARA - Sıyasetin nefesı hep çözüm kokma-
sa da Ankara sürekli siyaset kokluyor. Siyaset ku-
lislerınde en keyifli görünenler ise kuşkusuz DSP'
liler. Beklenmedik anda gelen iktidar, 18 Nisan se-
çimlerine hükümet olarak gitme olanağı Ecevit'in
partisini başa güreşecek bir hale getırebilir, düşün-
cesınde olanların sayısı az değil.
Görüştüğüm bir DSP milletvekili, büyük, hatta
çok büyük bir hata yapmadıkları takdirde, sandık-
tan birinci parti olarak çıkmalan ya da hiç değilse
birıncıyi zorlamaları olasılığından söz ediyor.
Belki aşın iyimser bir öngörü. Ama kabul etmek
gerekir ki tarafsız gözlemciler de Ecevit'in, büyük
bir yanlış yapmaması halinde şu kısa iktidar dö-
neminden kârlı çıkacağını ve gelecek seçimlerde
milletvekili sayısını hatırı sayılır biçimde arttıraca-
ğını söylüyoıiar.
Bülent Bey'in partisinin şansını arttıran bir baş-
ka faktör de öbür sosyal demokrat parti CHP'nin
lideri Baykal'ın ve akıldanelerinin birbirini izleyen
hatalan yüzünden, geçen defa güç aştiğı barajı bu
kez aşamaması olasılığının belirmesi. Bu durum-
da oyunun heba olmamasını isteyen sosyal de-
mokrat seçmenlerin. icraatını tam olarak benim-
semeseler de Ecevit'e yönelmeleri olasılığı güçlü.
Evlerde, toplantılarda yapılan sohbetlerde bu eği-
limin örneklerine rastlayabiliyorsunuz.
Üstelik Bülent Bey iş dünyasının ve medyanın
desteğini de kazanmış durumda. O kadar ki par-
tideki karı-koca sultası bile bir erdem, bir avantaj
olarak kabul edılip sunuluyor. Ecevit sağın beliıii
kesimlerinin, bu arada Fethullahçılann da deste-
ğini sağlamak ıçin kendınce gereklı gördüğü ödün-
leri vermekten hıç de çekinmıyor.
Aynca DSP'de, daha 55. hükümet döneminde
kamuoyunda olumlu izlenim yaratmış olan Temi-
zel, Uluğbay gibi isimler de var. Bülent Bey'in U-
luğbay'ı, Tansu Hanım'ın isteği üzerine başanlı ol-
duğu Milli Eğitim'in başından almasının kılrfı da
hazir. "Hikmet Bey as/en ekonomisttir ve şu anda
ekonomi çok önemli olduğu için o göreve getiril-
mıştir." Rüzgâr elvenşli yönden estiği sürece, bu
açıklama gerçeği yansıtmasa bile fazla tepki çek-
meyecektir.
Gerçekten de Türkiye'de şu anda ekonomi çok
önemli, hatta gidış böyle sürerse, ki öyle gibi gö-
rünüyor, ekonomik durum, siyasal çıkmazın, rejim
sorunlannın da önüne geçecektir.
•' Işte Ecevit'in karşılaştığı en büyük risk faktörü
debu.
Devletin muaceliyet kazanmış olan büyük iç ve
dış borcunu karşılayabilmesı güç. Ecevit mutlaka
dış kaynak bulmak zorunda, yalnız dış borçlar için
değil, iç borçlar için de... Çünkü iç borcun yine iç
borçlanmayla karşılanmaya kalkışılması halinde,
zaten çok yüksek düzeyde seyreden faizlerin da-
ha da yukarılara tırmanmasına yol açılacak. Bu-
^ünkü faiz hadlenne bile dayanamayan piyasa,
bu tırmanma karşısında hiç tutunamayacak ve iş-
ten çıkaımaların, ıflasların birbirini izledıği reses-
yonun daha da büyük boyutlara vardığt bir üç ay
yaşanabılecek.
Türkiye'nin bu durumdan kurtulması için dış
kaynaklı para bulması gerekiyor. Bunun yolu da
Bülent Bey istese de istemese de IMF'den geçi-
yor. Ama IMF, ömrü üç ay olan bir geçici seçim hü-
kümeti ile masaya oturmaya hazır olmadığı izleni-
mini veriyor. Daha sonra kuruluşun Türkiye so-
rumlusu Martin Hardy, Ecevit Hükümeti'ne olum-
lu yaklaşacaklannı söylüyorsa da bu açıklamanın
ne denlı tatmın edicı olduğu, Bülent Bey'in önüne
sürülecek faturanın ne olduğu henüz belli değil.
Ayrıca Türkiye'nin ekonomik zorlukları yalnız
kendi yapısal bozukluklarından kaynaklanmıyor.
Aynı zamanda dünyadaki kriz de Türkiye'nin pa-
ra bularak dar boğazı aşmasını güçleştiriyor.
Bülent Bey öyle birdönemde iktidar oldu ki glo-
balleşme denen olgu yüzünden Japonya aksırsa
Türkiye komaya girebiliyor. Brezilya'nın ağır has-
talığı ise Türkiye'yi tabii ki etkiliyor.
Daha da kötüsü, ülkemizi tanıyan, Brezilya kri-
zini çok önceden gören, sözü dinlenen, görüşüne
değer verilen iktisatçılar, Türkiye'nin durumunun
Brezilya ile kimi benzerliklertaşıdığını, sıranın Bre-
zilya'dan sonra Türkiye'ye gelebileceğini söylü-
yorlar. Gerçekten de Türkiye dev bütçe açığı, dev
iç ve dış borçları, dayanılması güç, hatta olanak-
sız reel faizleri ile bunların sonucu doğan ve git-
tikçe artan resesyon yüzünden iyi bir görüntü ver-
miyor.
Bu durumda. olanakları, araçları ve amaçlan
belli IMF'nin, Bülent Bey'in imdadına nasıl yetişe-
bileceğini kestirmek gerçekten güç.
Aynca Türkiye'nin krizi aşabıleceğine kendisinin
inanması yetmiyor, dışarısı da buna inanmak zo-
runda ki Türkiye aradığı kaynağı bulabilsin.
Işte ekonomik tablo bu.
Bu tablonun, 1994ü aşan uzun süreli gerçek bir
krizi doğurması olasılığı da zayıf değil.
Bu durumda insan ister istemez soruyor; "Aca-
ba küçücük partisiyle 'devlet başa' olanağını ya-
kalayan Ecevit, büyük bir tuzağa mı düştü? Kısa
sürede devlet başa kuzgun leşe dönüşebilirmi?"
Ecevit'in geçmışteki iktidarlarının ekonomik fi-
yaskosu o zaman ısıtılıp gündeme getirilebilecek
ve "Ecevit demek zam, yokluk demektir" sloganı
Bülent Bey'i de partisini de güç durumda bıraka-
caktır.
Şu anda hem Bülent Bey'in, hem partisinin (za-
ten ikisi de aynı şey) çok lehine görünen geçici ik-
tidar, kısa sürede felakete dönüşebilir.
Acaba bu tehlikeyi hissettiği için mi Bülent Ece-
vit, "Bize de iktidar hep ekonominin çok kritik du-
rumda olduğu dönemlerde geliyor" diye yakınma-
ya başladı kulislerde.
Evet, Ecevit ile DSP öyle bir sırat köprüsünden
geçiyorlar ki ya devlet başa ya kuzgun leşe...
70 bin korucudan 3787'si
sabıkalı. Kimi PKK'ye yataklık
yaptı, kimi cinayet işledi
suçDİYARBAKIR (Cumhumet Büro-
su)- Doğu ve Güneydogu Anadolu böl-
gelerinde PKK'ye karşı verilen müca-
delede yer alan 70 bin geçici köy koru-
cusundan 3 bin 787'sinin. yasadışı olay-
lara kanştıklan geıekçesiyle yargılan-
dıklan ve silahlannın ellerinden alındı-
ğı belirlendi.
PKK'ye karşı mücadele için devletin
silah ve maaş verdiği koruculann
1899'unun "PKK'ye yardım ve yatak-
bk ettikieri" iddiasıyla yargilanmalan
dikkat çekti. Bölgede 1073 korucu da
"uyuşturucu ticareti yapmak ve çete
kunnak"suçlanndan yargılandı.
Koruculuk sistemi 1984 yılında P-
KK'nin Güneydoğu'da silahlı faaliyet
göstermesiyle oluşturuldu. 1987 yılın-
da Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'nın
Komeıılarııı
kabarıkkurulmasıyla geçici köy koruculannın
sayılan 70 bine ulaştı. Olağanüstü Hal
Bölgesi'nde önemli bir istihdam alanı
haline de gelen koruculuk sisteminde
bınlerce korucu 15 yıl içinde yasadışı
ışlere bulaşmalan nedeniyle DGM'ler
ve diğer yerel mahkemelerde yargılan-
dı. PKK ile mücadelenin kızıştığı dö-
nemlerde birer suç makinesi haline ge-
len koruclann büyük bölümünün terö-
ristlere karşı mücadele vermek yerine
örgüt militanlanna yardım ve yataklık
ettiği belirlendi. Bazı korucular devle-
tin silahmı gönül işlerinde kullanarak
kız kaçırdı, kimileri kan davalanm yi-
ne devletin silahıyla çözdü. Korucular
için de silah ticareti yapanlara da rast-
landı.
Korucular arasında suç oranının art-
masının en önemli nedenlerinden biri
de çoğunun bölgenin güçlü aşiretlerine
mensup olması. Araştınnalar, korucu-
lann bolgedeki kaos ortamının yanı sı-
ra devletin verdiği silahı aşiret desteğiy-
le birleştirerek daha kolayca suça yönel-
diklerini ortaya koydu.
Türk Silahlı Kuvvetleri birlikleri ile
bölgede görevli Özel Tim elamanlany-
la PKK'ye karşı yapılan büyük operas-
yonlara da katılan koruculann suç oran-
lannın artması, kırsal kesimdeki yurt-
taşlann yoğun yakınmalanna neden ol-
du. 1987'den sonra korucularlailgilişi-
kâyetlerde artış oldu. Bu dönemde bin-
lerce korucu hakkında soruşturmalar
açıldı. Yargılamalar sonucunda suçlu
bulunan 3 bin 787 korucunun devlet ta-
rafindan verilen silahlan geri alındı. Bu
koruculann tamamının görevlerine son
verildi. Suçlu olduklan mahkemelerce
saptanan çok sayıda korucu hapıs ceza-
lanna çarptınldı. Büyük bölümü halen
cezaevlerinde.
tçişleri Bakanlığı kayıtlanna göre gö-
reve başladıklanndan bu yana sürekli
kitle örgütleri, insan haklan kuruluşla-
n ile bölge vatandaşlan arasında büyük
tartışmalara neden olan geçici köy ko-
ruculannın Doğu ve Güneydogu Ana-
dolu bölgelerinde işlediği suçlar şöyle:
"108'i rüşvet almak, 1899'u PKK'ye
yardım ve yataklık, 196'sı adam oldür-
mek, 161 'i adam yaralamak. 2801 silah
kaçakçılığı. 57'si kız kaçırmak, 13'ü
meskene tecavüz ve 1073'ü uyuşturucu
ticareti yapmak, çete oluşturmak ve di-
ğer suçlar."
Ceyhanlı
başkanın
transfer
rekoru
ADANA (Cumhuriyet Gü-
ney İDeri Bürosu) - Ceyhan Be-
lediyesi'nin Bağımsız Belediye
Başkanı Emin Civelek törenle
ANAP'a kaydmı yaptırdı. Ci-
velek CHP'den Belediye Baş-
kanı seçildikten sonra parasız-
hğı öne sürerek REFAHYOL
iktidan döneminde RP'ye geç-
miş, pavyonda ıçkili masalarda
eğlenirken paparazzi kamera-
lanna yakalandıktan sonra ise
RP'den de istifa ederek bagım-
sız kalmıştı.
Seyhan Belediye Başkanı
Ahmet Cevdet Yağ ile çok sayı-
da partilinin katıhmıyla dün il
binasında düzenlenen basın
toplantısında II Sekreteri Neca-
ti Eldem taraftndan ANAP ro-
zetı takılan Civelek. "Mesut
Yılmaz hükümetinin Ceyhan'a
verdiği desteğm yanı sıra maf-
ya ve çeteyle uğraşması
ANAP'a sempatryle bakmama
neden okJu. Olürsem de kalır-
sam da sonuna kadar bu parti-
deyim" dedı.
Ceyhan Belediye Başkanlı-
ğı'na CHP'den seçildiğini, kı-
sıtlı olanaklarla hizmet verme-
ye çahşırken REFAHYOL hü-
kümetinin kurulduğunu kayde-
den Civelek. "Ceyhan'a yar-
dım alamadığun için CHP'den
istifa edip Refah Partisi'ne ka-
bldım. Tek amacım: Ceyhan'a
hizmet yapabilecek parasal
kaynağı belediyemize aktar-
makb. Ancak, gereken desteği
göremeyince, vaatler yerine ge-
tirflmeyince RP'den istifa ettim.
Parti değiştirirken sadeceve sa-
dece Ceyhan'ı düşünüyordum.
Ama gereken desteği göreme-
vince hüsrana uğradım" diye
konuştu.
Ceyhan'da aday adaylan ise
yavaş yavaş ortaya çıkıyor.
Emin Civelek'in yine parti de-
ğiştirmesinintartışıldığı kentte
ünlü işadamı M.Kadir
Önük'ün CHP'den aday aday-
lığını açıklaması parti çevrele-
rinde sevinç yarattı. Partiye ya-
kın çevreler Önük ile girecek-
leri seçimlerde belediye baş-
kanlığına kesin gözüyle baka-
bileceklerini belirttiler.
Bu arada Adana Barosu Baş-
kanı Ziya Yergök de dün
CHP'den Adana Büyükşehir
Belediye Başkanlığı için aday
adayı olduğunu açıkladı.
Elmalı baraj gölüsahasındaki kaçakvillalarsiyasimnnlarla yükseldL(Fotograf: UĞURGÜNYÜZ) - • -
FP'liler ISKl'de seçim öncesi söylediklerinin tam tersini yaptılar
Su havzalannda işgal
MEHMET DEMİRKAYA
Türkiye'nin önde gelen yatınmcı kuru-
luşlanndan bin olan ISKİ'de FP'li-
ler, 1994 yerel seçimlerinde işbaşına gel-
meden önce söylediklerinin tam tersi-
ni yaptılar. Seçimden önce, suya yapı-
lan zamlann geri ahnması için kampanya-
lar düzenleyen, suyu tstanbullulara mali-
yetine vereceklerini açıklayan FP'liler,
aradan geçen süre ıçınde suyun birim fi-
yatını fahış oranda arttırdılar. Seçimler ön-
cesinde. su ha\ zalannda 0-1000 metre ara-
smdaki bölgelere kesinlikle yapılaşma iz-
nı vermeyecekleri sözü veren FP'liler. ÎS-
Kl yönetmeliğinde degişiklık yaparak ke-
sin yapılaşma yasağını 0-300 metreye in-
dirdiler.
İSKİ. önceki yönetimin suıistimal ve
yolsuzluklannm ortaya çıktığı. Istanbul
Büyükşehir Belediyesfnin yan kuruluşu.
Trilyonluk yatınmlan nedeniyle pek çok
müteahhıt fîrmanın yakından izlediği ve
su için en küçük bir sorunda dahı 10 mil-
yonu aşkın tstanbullunun topa tuttuğu tS-
Kl'nin 1999 bütçesı 274 trilyon 356 mıl-
yar lira. Bunun 109 trilyon 347 milyar li-
rası yatınm bütçesini oluşturuyor.
Recep Tayyip Erdoğan. 1994 seçımleri
öncesinde düzenlediği kampanyalarla su-
ya yapılan zamlann gen almmasını istiyor-
du. Ve o dönem yaptığı açıklamalarda Er-
doğan. kendılerinin işbaşına gelmesi ha-
linde suyu maliyetine verecekleri sözü ver-
mişti. Ancak işbaşına geldikten sonra su-
ya sürekli zam yapılması üzenne, "Suya
zam yapmayacağınıa söylemiştiniz'" den-
• Seçimler öncesinde. su
havzalannda 0-1000 metre
arasındakı bölgelere kesinlikle
yapılaşma izni vermeyecekleri
sözü veren FP'liler, ÎSKİ
yönetmeliğinde değişiklik
yaparak kesin yapılaşma
yasağını 0-300 metreye
indirdiler.
diğinde, böyle bir şey söylemediğini be-
lırten Erdoğan, suya zam yapmayacakla-
nnı değil suyu maliyetine vereceklerini,
yapılan zamlardan sonra dahı suyun ma-
Iiyetin altında verildiğini ıddia etmişti.
1994 yılında 10 metreküpe kadar olan
suyun birim Fıyatı 5 bin lira iken bugün bi-
rim fiyatı 174 bin lira. 5 yıl içerisinde su-
yun birim fiyatı bu denli armnlmasına kar-
şın hiçbir parti suya yapılan zamlann ge-
ri ahnması için kampanya düzenlemedi.
FP'lilerin işbaşına geîir gelrnez yaptık-
lan uygulamalardan biri de ISKl'in yan
kuruluşu olan SUSER'in (Su Servisi Ti-
caret AŞ) kapatümasıdır. SUSER'in 1200
çalışanının işlerine son verildi. Işten atılan-
lar yıllarca tazminatlannı almak için uğ-
raştı. Su sayaçlannı okuma işini yürüten
SUSER'in kapatılmasma gerekçe olarak,
bu işi bundan böyle ISKl'nın yapacağı
gösterilmiştı. SUSER işçilerinin bağlı bu-
lunduğu TES-tŞ sendikası yaptığı açıkla-
mada şu değerlendirmeyi yapmıştı:
"SUSER'in >«pöğı saj^ç okuma, fatu-
ra dağıtma işleri, yönetime yakın olan,
Anadolu yakasında ELS.\N Ltd. Şti'ne,
0800 261 18 38
ücretsiz maviyi kurtarma hattı Istanbul'un 6'da l'inin içme suyu gereksinimini karşdayan Bmöikçekmece'ji kirleten, gölün hemen dibin-
deki bu çiftük evierinin yapunını kimse engeüeyemedi. (Fotoğraf: CENGIZ YILDIRIM)
Topkapı yakasında Albayrak AŞ'nin yan
kuruluşu olan Sistem Ltd. Şti-'ne, Beyoğlu
yakasında ise BİLTAŞ şirketine ihale edil-
di. Bu şirketlere 500 crvannda işçi alındı.
SUSER'in yaptığı tankerie su dağıtım işi
tankeıierie birlikte Hamidiye AŞ'ye devre-
dildi ve bu şirkete 300 civannda işçi alın-
<k" lSKl'nın yan kuruluşu olan SUSER'in
kapatılmasından sonra bu kuruluşun yap-
tığı ış, özel kuruluşlara ihale edildı. tSKİ
içerisinde kalabılecek bir kaynak böylelik-
le özel kuruluşlara aktanlmış oldu.
FP'lilerin en önemli icraatlanndan biri
ISKl yönetmeliğinde yaptıklan değişiklik
oldu. Yönetmelik değişikliği. su toplama
havzalanndaki yapılaşmayı arttırmaya
hizmet edeceği gerekçesiyle Mimarlar
Odası tstanbul Şubesi tarafindan dava ko-
nusu edildi.
CHP'li Istanbul Büyükşehir ve Beyoğ-
lu belediye meclis üyesi Havdar Gündoğ,
"1994yerel seçimleri öncesinde Recep Tav-
yip Erdoğan. su havzalan civannda hızlı
bir yeşillendirme çalısması yapılacak ve 0-
1000 metreük bölgeve kesinlikle >erleşim iz-
ni verilmeyecektir demişti. Bu dönemde ya-
pılaşma vasagı 0-1000 metreden 0-300 met-
reye düşürüMü. Verdikleri sözün tam ter-
sini yapülar" eleştirisınde bulundu.
Su havzalannda bırakm yeşillendirme-
yi. yönetmelik değişikliği ile kaçak inşa-
atlara da izin verildi. Kaçak yapılaşmya
izin vermeyeceğiz diyen FP'liler, yönet-
melik değişikliği yaparak su havzalannı
yeni yapılaşmalara açtılar. Bu yapılaşma-
yı şöyle savundular: "Su havzalannı yapı-
İaşmaya tamamen kapatmak bugüne ka-
dar bir çözüm getirmemiştir. Çok düşük
oranda verilecek izink buralara ev yapa-
cak olaniar su havzalannı da konuiar."
Özellikle Ömerli ve Elmalı baraj havza-
lannda meydana gelen yapılaşma için bir
müdahalede bulunmayan ISKl yönetimi,
Ebnalı Baraj havzasında bulunan 8-10 vil-
la için zaman zamam yıkım girişimlerin-
de bulundu. ISKl'nin bu villalan birkaç
kez yıkmaya gitmesine karşın bazılan hâ-
lâ ayakta duruyor. ÎSKİ, bu villalan son
kez yıkmaya gitme girişiminm, Istanbul
Valiliği'nin güvenlik kuvvetı vermediği
gerekçesiyle yapılamadığını duyurmuştu.
Su parası kadar, kullanılan suyun uzak-
laştınlması için de para alan İSKİ, kanali-
zasyon sisteminin yenilenmesi için yeter-
li bir çalışma ortaya koymadı. Küçük bir
yağmurda dahi Istanbul'un birçok yeri su-
lar altında kalıyor.
18 Misan'daki seçimler İSKİ için de sön
derece önemli. FP dışında bir partinin ka-
zanması durumunda ISKl'nin trilyonluk
ihalelerinin kimlere nasıl verildiğinin in-
celenmesiyle pek çok yolsuzluğun ortaya
çıkacağı iddia ediliyor.
Yarın: İETT'deki siyasi
kadrolasma
Adana
Demokrasi
Kurultayı'nın
güç bırlığı
çağnsı
ADANA (Cumhuriyet Bûrosu)- T-
MMOB, DÎSK, KESK ve Halkevle-
ri'nin katılımıyla 16 Ocak'ta toplanan
Adana Hi Demokrasi Kurultayı'nın
sonuç bildirgesi yayımlandı. Anaya-
sanın, seçim sistemi ve Siyasal Parti-
ler Yasası'nın değiştirilmesi, bütçe ha-
zırlanırken emek örgütlerinin söz ve
karar haklannın sağlanması, özelleş-
tinne ihalelerinin iptal edilmesi yö-
nündeki istemlerin karara baglandığı
belirtilen bildirgede, karariar doğrul-
tusunda güç ve eylem birliği için ge-
reken çabanın gösterileceği kaydedil-
di. Adana tli Demokrasi Kurulta-
yı'nm u
Demokratikle$me" "Scçfan
Sistemi ve Siyasal Partiler Yasası".
"1999Bütçesi"'' ve "ÖîeBeştinne'" ana
başlıklanyla yayımlanan sonuç bildir-
gesinde, demokratikleşme için geoiş
halk yığtnlanmn gereksinimlerineya-
nıt verecek sivil bir halk anayasası ya-
pılması istemine yer verilerek şöyle
denildi: "Sendikalann önündeki her
tflrİD yasak ve engeUemekr kakfanl-
mak kamu çahşanlanna grevü tophı-
sözleşmeii sendikai hak ve özgürce si-
yaset yapma hakkıverilmelidir. 12 Ey-
lül'üo mirası olan çakşma yasalan de-
mokratiklestirilmclL işkolu ve iştetme
barajlan. noter şaro. yetki iştemi ve
grevyasaklan kaldırüniak, iş güvence-
si ve işsizlik sigortası sağlanmalıdır.
Toplum üzerindt baskı aracı olarak
kullanılan DGM'ler kapanlmah, yar-
gı bagımsu- olmab ve hukukun üstün-
iüğû sağlanmalıdır. Eğhim bagımsız.
özerkv« parası/olmalıdır. tsteven ana-
dffinde egitim yapabibnelidir. Siyasal
iktidann üniversiteler üzerinde baskı
aracı olarakkoflandığı YÖKIağvedO-
meti, öğretim ûyelerinin, öğrencflerin
veçabşanlann yönetime kaülması sağ-
fammahdır. Halktan yana politika ve
projeler üreten, bu nedenle mevcut
olan bu sisteme tersdüşen mesiekoda-
ian ûzerindeki her türlü basku sınır-
landırnıa ve yetldsizleştirme uvguto-
malanndan vazgeçilmelidir. Bütçege-
Hrinin büvük kısmı Doğu'da devam e-
den savaşa gitmektedir. Ve bu savaş
binlerce in&anımızın ölümüne neden
olmaktadır. Bu nedenle bu savaşa son
verilmeBdir."
Bildirgede, seçimlerin halkın ken-
<üsini nasıl y&fietmesi gerektift bHin
1
'
cinin verilebikceği propaganda aracı
olması, siyasal partilerin tüzûk, prog-
ram ve örgütlenmelerini özgür irade-
leriyle belirlemelerine olanak tanın-
ması, seçimlerde ittifaklara olanak ve-
rilmesi, seçimbarajlannın, siyaset ya-
saklan ve milletvekili dokunulmaz-
lıklannın kaldmlması. adaylann ön-
seçimleüyeler tarafindan belirlenme-
si istendi.
Muradiye davası
Çiller'in
avukatlan
vakfi savundu
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Ankara Büyükşehir Belediye Başka-
nı Melih GÖkcek'in belediye olanak-
lannı kullandırarak kaynak aktardığı
Muradiye Vakfi 'nuı "çete oluştur-
makla suçlanan" yöneticılerinin yar-
gılanmalanna başlandı. Sanıklardan
ll'i tahliye edildi. Muradiye Vak-
fi'nın avukatlan arasında Çiller aile-
sinin avukatlan Omer Asım Lîvaneli-
o@u ile Alparslan Sucu da yer aldı.
Ankara 1 No'lu DGM'de görülen
davanın dünkü ilk duruşmasında sor-
gusu yapılan sanıklardan Cengiz Has-
mer, sorgusunda 1994-1995- 1996
yıllannda Ankara Büyükşehir Beledi-
yesi Çevre Koruma Daire Başkanlığı
bünyesinde kurulan Emanet Komis-
yonu tarafindan Ankara anacadde ve
sokaklannın bakım, onanm, ağaçlan-
dınna işleriyle ilgili 90 adet işin iha-
lesine değişik şirketler adına katıldı-
ğmı anlattı.
îddianamede yer alan suçlan işle-
mediğini savunan Hasmer, Gökçek'i
Lale Parkı'nın yapımı sırasında tanı-
dığını. bunun dışında hiç görüşmedi-
ğjni öne sürdû.
Îddianamede. Cengiz Hasmer'in 7
yıldan 18 yıla. Yasemin Hasmer, Sa-
im ÇMuoğlu, Musa Mallı. Halil An-
durak, Sükvman Asianer, Vlehmet
Ermiş, İsmail Cnal, Halil Özbay'ın
3'er yıldan 6'şar yıla, Mustafa Kû-
çükkeçe, Akif Ozbay, Ergün Kekş ve
Zeki Çulha'nın ise 8'er yıldan 19 yü
6'şar aya kadar ağır hapis cezalanna
çarptmlmalan isteniyor.
Muradiye Kültür Vakfi Mütevelli
Heyeti üyeleri RızaÇöllüoğlu, Musta-
fa Katfadğtu, Ahmet Poyraz, Hilal
Görgülü, Nuri Aydm, Hüseyin Nad
Eseroğlu. Mehme't AdiL BUal Bayram
ve Ahmet Erdeme 1 yıl 6'şar aydan
3'er yıla kadar ağır hapis cezası is-
teniyor.
Dünkü duruşmada 12 tutuklu sa-
nıktan 11 'i tahliye edildi. Mahkeme
Başkanı MehmetOrhan Karadeniz,
suçun niteliğine, delil durumıma ve
dosya kapsamına göre, Kevser Pro-
je tnşaat Taahhüt Ticaret Sanayi Ltd.
şirketi sahibi Cengiz Hasmer dışın-
daki 11 sanığın tahliyesine karar ve-
rildigini bildirdi.