28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
260CAK 1999 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLEREV DEVAMI 19 TURKIYE lstanbul PB 8 Sinop Edme 9 Adana PB 16 PB 6 Samsun Kocaeli PB 10 Trabzon Çanakkale PB 8 Giresun Izmr Y 14 Ankara Maiisa PB 13 Eskişehır Aytiın Y 14 Konya Denizli Y 9 Sıvas Zonguldak A 7 Antalya Y 18 Kars Mersin Divarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van PB A A A A A A 18 12 14 12 10 3 5 Yurdun güneybatı ke- simlen çok bulutlu, Güney Ege ile Batı Akdeniz yağmur yer yer sağanak yağışlı, Helsinki DIS MERKEZLER PB -1 Berlin K 6 Moskova K -0 Mamıara ıle yurdun \ç Stockholm K -1 ye doğu kesirnlerı sıs- Londra Y 10 Amsterdam Y 7 Y 6Hava sıcakJığı yurdun BE11 *361 kuzey kesimlennde artacakdigeryerierde Bonn değışmeyecek. Münih 8 Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih K Y K PB PB Y PB Y 3 13 3 5 4 14 14 7 Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire Şam Y K K PB K PB A A 9 -6 7 9 2 10 20 17 Kahire alı bulutlu Sıslı * * GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada tındadır." Hemen her zaman oy derdine düşen kadrolann irtica konusunda üzerierine düşeni gerektıği kadar yapmamas) nedeniyle laikliğin milletin parçası olan Silahlı Kuvvetler'in de güvencesi altında olduğu- nu, tabii Ecevit söylemiyor. "Laikliği özümseyememiş küçük bir azınlıktan" söz eden Başbakan, artık bunlann "Türkiye'de et- kili olamayacaklannı" anladıklannı söylüyor. 18 Nisan seçimlerinde camiler ve başka kanal- larda yapılan etkili dinsel propagandanın kimi par- tilere ne ölçüde yarariı olduğu ortaya çıkacak. Başbakan, "laiklik karşıtı davranışlaria biryere vaniamayacağını artık herkesin görmüş olması ge- rektiğini" öne sürüyor ki, 18 Nisan seçimleri bu ko- nuda da aydınlatıcı olacak. Başbakan'ın ajanslara yansıyan, nedense ga- zete sütunlannda fazla yer almayan TV söyleşisin- de -anımsadığımıza göre- kimi eksiklikler göze çar- pıyor. Geçende sözünü ettik. Hürriyet Başbakan Ece- vit'e şu soaıyu yöneltti: "Kamuoyunda 28 Şubat sürecinin devam etti- ği, ordunun müdahil dunımunun sürdüğü yolun- daki tartışmalan nasıl karşılıyorsunuz?" Başbakan, 23 Ocak'ta yayımlanan demecinde şöyle diyordu: "28 Şubat süreci denen sürecin defteri de ben- ce çoktan kapandı." Ecevit, bir gün sonra TV'de laiklik karşıtı tavırla- nn geçersizliğinden söz ettikten sonra, bu açıkla- malannı özetleyerek "defterin kapatılması zama- nının geldiğini söyledim" dedi. Bir gün önce "28 Şubat süreci denen sürecin defterinin çoktan kapandığını" söylemekle, bir gün sonra "Defterin kapatılması zamanının geldiğini söylemek" arasındaki fark, açık seçik ortada. Fakat, TSK irticayla savaşımı yeterli bulmadığı- nı basına duyurduğu kimi bilgi notlanyla, üstelik hü- kümetleri rahatsız edecek ifadelerden özenle ka- çınarak göstenyor. Gerçekleşmeyenler TSK'ye göre irtica ile mücadele hangi aşamada ve Ecevit'in de ortağı olduğu 55. hükümet zama- nında ne ölçüde başanlı? Örneğin tarikatlar sorununda şöyle diyor: "Tari- katlar 1998 yılında kimi hedeflerine ulaşmalanna karşın başta türban yasağı olmak üzere birçok ko- nuda halkın desteğinı kazanamamışlardır." Bu ifadede acaba neden "hükümet" denilmiyor da onun yerine "halkın desteğinden " söz ediliyor? Zirabu konudakı tarjışmalarda Ecçvit'nn o$ak ol- duğu 55. hükümetin Başbakanı MesıfTYılmaz, türban yasaklannın "yumuşatılmasını" savundu. MGK karan ile "özel ellerde" bulunan binlerce caminin Diyanet Işleri'ne bağlanması kararı, aylar- dır bir türlü yaşama geçirilemedi. Beşinci sınıfı geçen çocuklann Kuran kurslanna gitmesi yasağını Yılmaz hükümeti deldi. Kesintisiz 8 yıl uygulaması dışında 28 Şubat gü- nü MGK'de alınan,"çeşitli siyasal çalkantılara yol açan, sonunda da demokratik kılıf için Yılmaz'ı ve DSP'yi iktidara getiren kararların pek çoğu uygu- lamaya geçemedi. Tarikatların elindeki yurtlar devlete alınacaktı. Gereksinilen yeterli para bulunamadığı gerekçesiy- le gencecik beyınleri dinsel öğretılerle yoğuran "ta- rikatyurtlan" hâlâ işlevini sürdürüyor. Ecevit'in bir cümlesı, köktendıncı kesimde ba- kıntz nasıl yankılandı: (Akit gazetesi-24 Ocak) "28 Şubat bitti, diyen Ecevit'e siyasilerden çağn: Is- patla Ecevit." Kendi yollannda bir adım daha atabilmek için ir- tica Başbakan'ın bir cümlesini işte böyle kullanı- yor, sömürüye hazırlanıyor. Ecevit geçmişte olduğu gibi içten eleştirilere hâlâ danlıyor mu? Yağmurtu Kart Cumhurbaşkanı Demirel iki günlük resmi ziyaret için Cezayir'e gitti w lldli iüsldler gelistirîlmeir5 O 5ORHANERtNÇ CEZAYİR - Cumhurbaş- kanı Süleyman Demirel, bi- rer Akdeniz ve Ortadoğu ül- kesi olan Tûrkiye ile Cezayir arasındaki ilişkilerin geliştı- rilrnesinin, bu bölgelerdeki banş, istikrar ve refah açısın- dan önem taşıdığını söyledi. Cumhurbaşkanı Demirel, Cezayir Cumhurbaşkanı Li- amineZeroual m çağnsı üze- rine, 2 günlük resmi birziya- rette bulunmak amacıyla Türk Hava Yollan'na ait özel Göksu uçağı ile Cezayir'e gitti. Demirel'i Esenboğa Havalimanı'ndan TBMM Başkanı Hikmet Çetin, Baş- bakan Bülent Ecevit Genel- kurmay Başkaıu Orgeneral Hfise>in Knnkoğhı, Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Se- zer. FP Gene! Başkanı Recai Kutan. Ankara Vali- si Erdoğan Şahinoglu ıle Ankara Emniyet Müdü- rü Cevdet Saral uğurladı. Demirel uçakta. gezisine eşlik eden gazetecile- rin isteğı üzerine gezisini değerlendirdi ve sorula- n yanıtladı. Gezisini "gedkmiş bir gezi" olarak ni- teleyen Demirel, Türkıye'nin, Kuzey Afrika'ya özel bir itina gösterdiğini kaydetti. Cumhurbaşka- nı Demirel şöyle devam ettı: "Bu ülkeler. küttür bakunından. tarih bakımından btzimle müştereği olan ülkeler. Kuzey Afrikadaki ülkelerde bize kar- şı muhabbetvar,dosuukvar veCezayirTebiziın çok Demiren Cezayir'de Cumhurbaşkanı Liamine Zeroual karşüadı. (Fotoğraf: AA) iyi tkari münasebetlerimiz var. Bu münasebener daha da çok gelişecek. Ben istedim ki, epeyce ara verümiş olan yüksek seviyedeki zivareder kesiime- sin. OnJardan bize cumhurbaşkanı se\ iyesinde hiç ziyaret vaki olmamış. Bizim 10 sene evvel bir ziya- retimiz var ama (onlargelsin)diye beklemeye, ben- ce bugünkü dünya şartfanıtda gerek yok." Demirel ve beraberindekileri taşıyan THY'ye ait özel uçak Göksu, Cezayir Hayri Bumedyen Hava- alanı'na indi. Havaalanmdan El-Mithak Devlet Konukevi'ne geçen Demirel, burada ilk olarak Ce- zayir Senato Başkanı Bachir Boumaza'yı kabul etti. Demirel daha sonra Cezayir Millet Meclisi Başkanı Abddkader Bensalah ile görüştü. Cum- hurbaşkanı Demirel, son ola- rak Cezayir Başbakanı Sma- UHamdani'yı kabul etti. Gö- riişmelerde, Türkiye'nin Ce- zayir Büyükelçisi Burhanet- tin Muzve Dışişleri Bakanlı- ğı yetkileri de hazır bulundu- lar. Demirel daha sonra Tür- kiye'nin Cezayir Büyükelçi- si Burhanettin Muz'un onu- runa büyükelçilikte verdiği resepsiyonakatıldı. Cumhur- başkanı Demirel, resepsiyon sırasında kabul ettiği Türk toplumu temsilcileriyle anı fotoğrafı çektirdi. Cumhurbaşkanı Demirel, resepsiyon sırasında Türk ga- zetecilerle de kısa bir süre sohbet etti. Kuzey Afrika ül- kelerinin, Türkiye için fev- kalade önemli oldugunu belirten Demirel, "Arap Birtiği mesetei bakımından çok önemli. O cephe- den Türkivc'ye > öneietnkcek husumederi karşua- mada, fev kalade yaraıt olur" dedi. Cumhurbaşkanmın bugünkü görüşmeleriyle il- gili bilgi veren Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyü- kelçi Necati Utkan, Demirel'in Cezayir Cumhur- başkanı Liamine Zeroual ile kısa süre baş başa gö- riiştüğünü anımsattı. Utkan, Zeroual'in görüşme- de, Demirerin ziyaretine büyük önem verdikleri- ni diie getirdiğini söyledi. Cezayir Cumhurbaşka- nı Zeroual'in ilişkileri daha ileriye götürme arzu- sunu da ifade ettigini bildiren Utkan, Cezayir'in bunun için gerekeni yapacağını kaydetti. Mumcu'nun ışığı yiııe aydınlattı I Baştarafı 1. Sayfada gerçekleştirildi. Katılımın yoğun olduğu etkinliği çok sayıda yurttaş ayakta izledi. Etkinlik. UğurMum- cu'nun kendi sesinden konuştnası ve ünlü ozan Nâzun Hikmet'in şi- irinin yer aldığı belgesel nitelikli bir sinevizyon gösterisi ve Ancyra dda'ür^esırasî n'înrhınikonseriy- le başladı. Dans ve müzikle bütünleşen gös- ten, izleyicileri büyüledi. Yücel Er- ten'in yönettiği sahne gösterisinde tiyatro sanatçılan Rüştü Asvau. Tü- laj Bursa, Metûı Coşkun, Yeşim Gül, Berin Ötenel ve Levent LTgen rol al- dı. Sanatçılara. Modern DansToplu- luğu ve müzisyenler eşlik etti. Gösterinin sona ermesinin ardın- dan, sahnenin kenanna dizilen mumlar yakıldı. Uğur Mumcu'nun seslenişinde duyguîu anlar yaşanır- ken sanatçılar dakikalarca ayakta al- kışlandı. Şililı şairin "Halkızbiz,ye- niden doğanz ölümlerde" dizesi Uğur Mumcu'nun gür sesinden sa- londa çınlarken sahneyi kırmızı ka- ranfile bogan izleyiciler arasında anaokulu çağındaki küçûkler de var- du Meşaleli yürüvüş CHP Kadıköy llçe Gençlik Kolla- n üyeleri, önceki gün ellerinde me- şalelerle Kadıköy tskele Mevda- nı'ndan Altıyol'a kadar yürüdüler. Pankartlar taşıyan ve "Mumcıüar burada. katiller nerede", "Susma sustukça sıra sana gelecek" slogan- lan atan grup, daha sonra Mumcu anısına saygı duruşunda bulundu. Kadıköy Gençlik Kollan Başkam Tunmay Gelirli'nin konuşmasının ardından grup, polisin güvenlik ön- lemleri altında dağıldı. Anma etkin- liğine CHP lstanbul Milletvekili AI- gan Hacaktğlu da katıldı. Amt önünde nöbet Işçi Partisi'nin gençlik kolu olan öncü Gençlik üyesi bir grup da ön- ceki akşam Beşiktaş Uğur Mumcu Anıtı'nda anma toplantısı dûzenle- di. Ellerinde Mumcu'nun posterleri ile meşaleler taşıyan topluluk anıtta saygı duruşunda bulundu. Grup, açıklama yaptıktan sonra dağılırken ikisi kız dört kişi anıtta sabaha ka- dar nöbet tuttu. Mimarsinan Belediye Başkanhğı ve Mimaroba CHP Örgütü de önce- ki akşam CHP'nin lokalinde bir an- ma etkinliği gerçekleştirdi. Gaziosmanpaşa Gazi Mahallesi Ismet Paşa Caddesi'nde toplanan bir grup da ellerindeki meşalelerle Mumcu'yu andılar. Çeşitli slogan- lar atan grup, bir süre sonra sessiz- ce dağıldı. Mumcu'nun öldürüldüğü tarih olan 24 Ocak'ta başlayan anma et- kinkklen. hafta boyunca surecek. Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), 30 Ocak 1990 tarihinde öl- dürülen, derneğin kurucu genel baş- kanı Prof. Dr. Muammer Aksoy ile Uğur Mumcu'yu hafta boyunca bir- likte anacak. ADD tstanbul Şubesi'nin 28 O- cak Perşembe akşamı saat 19.30'da Atatürk Kültür Merkezi'nde düzen- lediği anma gecesinde Zonguldak Milletvekili Prof.Dr. MümtazSoy- sal konuşacak ve Üç Deniz Toplulu- ğu bir konseT verecek. Gecede Ata- türkçü çalışmalanndan dolayı arala- nnda gazetemiz, Radyo Cumhnri- yet ve lstanbul Oniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlunun da bulunduğu çeşitli kurum ve kişi- lere ödül verilecek. Çağdaş Yaşamı Destekleme Der- neği Kadıköy Şubesi'nin Mumcu anısına düzenlediği panel yarın saat 16.00'da Caddebostan Kültür Mer- kezi'nde yapılacak. Panelde gazete- miz yazarlan AB Sinmea Şükran So- ner, Prof. Dr. Türkel Minibaş ve Ümit Ziteli konuşacaklar. Cumhuriyet Kadınlan Derne- ği'nce düzenlenen anma programı da 31 Ocak Pazar günü saat 18.00'de Kadıköy Evlendirme Dairesi'nde başlayacak. Marmara Üniversitesi Ûğrencileri Orkestrası'nın dinletisi- nin ardından başîayacak panelde ga- zetemiz yazan AIi Sirmen, Cumhu- riyet Kadınlan Derneği Genel Baş- kanı Şenal Sanhan, Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süheyi Batam ve Aydınlık Dergisi Yazan Adnan Akfırat konuşacaklar. Kadıköy Belediyesi ve lstanbul Kız Lisesi Eğitim Vakfi 'nca birlikte düzenlenen etkinlik 28 Ocak Per- şembe günü saat 18.00'de başlaya- cak. Meriç Velidedeoğlu'nun hazır- ladığı ve Aii Düşenkalkar'ın sunaca- ğı "Düşüncelerde Uğur Mumcu" isimli saydam gösterinin ardından, "Çeteter ve Devtet" konulu bir açık oturum düzenlenecek. Prof. Dr. Nec- la Arat'ın yöneteceği açık oturum- da gazetemiz Genel Yayın Koordina- törü Hikmet Çetinkaya, gazetemiz yazan ve Ankara Temsilcisi Musta- fa Balbay ve Hürriyet Gazetesi Baş- yazan Oktay Ekşi konuşacaklar. ADD Silivri Şubesi 29 Ocak Cuma günü saat 12.00'de Uğur Mumcu Meydanf ndan Atatürk Anın Tören Alanı'na kadar bir yürüyüş düzenle- yecek. Yürüyüşün ardından saat 13.00'te Beyaz Saray Turistik Tesisleri'nde bir panel gerçekleştirilecek. Ege'de banş çağnsı I Baştarafı 1. Sayfada Bu Megalı Ideaya baglı olarak Yunanistan, bağım- sızlıgınm ilanından itibaren topraklannı Osmanlı lmparatorluğu aleyhine 3 katına çıkarmıştır. Lozan; her iki tarafin yaşamsal önemdeki çıkarîan arasın- da bir uyum sağlayarak Ege'de denge kuran ve bu dengeyi güvence altına alan bir anlaşmadır. Bu an- laşma ilişkilerde bir mihenk taşı olarak kabul edil- mektedir. Türkiye ile Yunanistan arasında uzun sü- re çözüm bekleyen birçok problem vardır. Bu prob- lemler doğal olarak karmaşık ve birbırleriyle bağ- lantılıdır ve çoğunlukla Ege Denizi üzennde odak- lanmaktadır. Problemlerin çözülmemesi durumun- da Türkiye ile Yunanistan arasında yeni sürtüşme- lere yol açabilecektir ki bu durum Ege'de iki tarafı kolaylıklaönceden niyetedılmemiş çatışmalara sü- rükleyebilecektir. Hak ihlall: Yunanistan karasulannı 6 milden 12 mile genişleteceğini açıklamaktadır. Yunan kara- sularının genişletılmesi son derece adaletsiz bir du- rum olacak ve haklann ihlali anlamına gelecektir. Ege'de karasulannın 6 milin üzerine çıkanlması yalnızca Türkiye açısından değıl tüm ülkeler açısın- dan da kabul edılemez bir durumdur. 'Adalart İStismar ediyor*: Lozan ve Paris an- laşmalannın hükümlerine göre Ege'deki bazı ada- lann egemenliği silahlı güç bulundurmama koşu- luyla Yunanistan'a devredildi. Aniaşmalann açık hükümlerine karşın Atina yönetimi silahlandırma- yı hızllandırmıştır. Tek taraflı eylem ve işlemleriy- le oluşturduğu bu duruma hukukı zemin oluşturmak için bu adalan NATO'nun faaliyet alanına sokma- ya çalışmakta, bu bölgelerde askeri faaliyetler için Notam'lar ilan etmekte, üçüncü ülkelerin adalarla ilgili faaliyetlerini istısmar etme gayretine girmek- tedir. Kardak ammsâtmaSI: Ege'de egemenliği an- laşmalarla Yunanistan'a devredilmemiş birçok ada, adacık ve kayalık mevcuttur. Son zamanlarda Yu- nanistan. bu coğrafi formasyonlann statüsünde de- ğişiklik yaparak bunlan sözde yerleşim alanlanna dönüştürmeye çalışmaktadır. Bu. Yunanistan'ın Türkiye'ye karşı genişleme politikasına diğer birör- nektir. Ya da bir oldubitti yaparak Ege'yi Yunan gö- lü haline getirme arzusundadır. Kardak olayı Ocak 1996'da bu meyanda oluştu ve bunun sonucunda i- ki tarafin silahlı gücü karşı karşıya geldi. Hava satıasını suiistimal ediyor: Bu so- run, uçuş bildirim alam (FIR) ve Yunanistan'ın söz- de 10 millik hava sahası iddialanyla ilgilidir. Ege hava sahası konusundaki anlaşmazlığın temelinde yatan neden, FIR sorumluluğunun sanki bu sorum- luluk egemenlik hakkı tanıyormuş gibi Yunanistan tarafindan devamlı suiistimal edilmesidir. Yunanis- tan 6 millik karasulan üzerinde sözde 10 millik bir uluslararası ha\a sahasına sahip olduğunu iddia et- mektedir. Ne Türkiye ne de başka bir filke Yunan Azerbaycan'a tepki • Baştarafi 1. Sayfada spekülasvonlannın. Bakû'nûn resmi tutumu- nu yansıtmadığını btlen Rusya. Azerbay- can'm bu açıklamalara uygun bir degerlen- dirme yapmasını beklemektedir" denildi. Cumhurbaşkanhğ! Dış Polıtika Müşaviri Ve- fe Gulizade'nin önerilerinin, Azerbaycanh yetkililerin benzer açıklamalanrun devamı niteliğinde olduğu iîeri sürülen bildiride, "Böviesî açıklamalann, bölgede istikrar ve banş ya da sürmekte olan çaüşmalara kaha bir çözüm bulma kaygısı düşünülmeden sarf edildiği açıktır"' ifadesi kullanıldı. Bildiride "Rusya.Kafkasiar"datarihiveje- opoJHik güç dengesini boznıayi. yeni snuriar yaratmayı, Azerbaycan'la Rusya arasındaki ilişkileri bozmayı ve kamuoyunu bu yönde değiştirmey i amaçlayan hertürlü gjrişüni la- namaktadır" denildi. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar AB- yev'in dış politika müşaviri Vefa Guiizade, . bölgedeki Rus askeri gücüne karşı bir den- ge oluşturmak amacıyla NATO'nun, ABD'nin ve Türkiye'nin Azerbaycan'da ka- lıcı bir şekilde asker yerleştirmesi önerisin- de bulunmuştu. iddia ve tehditlerini kabul eder. PangalOS LavriOII'a gitti': PKK'nin Türki- ye ve Batı Avrupa için en tehlikeli terör örgütü ol- duğu tüm Avrupa ülkelen ve ABD tarafindan ka- bul edilmiştir. Türkiye ve Yunanistan aynı savun- ma teşkilatına üyedirler. Buna karşın geçen 10 yıl boyunca Yunanistan ısrarla terör örgütü PKK'yi desteklemiştir. 22 Aralık 1998'de Yunanistan Dışiş- leri Bakanı Teodoros Pangalos, Atina yakınlannda- ki Lavrion kampına bir törene katılmak üzere gide- rek Ocalan'ın resmi ve pankartlan altında Türki- ye'ye ülkemizin toprak bütünlüğünü hedefalan suç- lamalar yöneltti. Bu tür davTanışlar ne ilişkilere kat- kı sağlar ne de bir müttefik ve hatta devlet olmak- la bağdaştmlabilir. Kibrısta çözüm konfederasyon: uiusia- rarası kamuoyunun şiddetli muhalefetine rağmen Güney Kıbns Rum Yönetimi gerginliği urmandır- ma politikası izlemektedir. GKRY'de kişi başına sa- vunma harcaması yaklaşık 850 dolardır ve bu mik- tar ABD düzeyine eşittir. Ortak savunma doktrini- nin bir parçası olarak Yunanistan ve GKRY, askeri planlannı birbirine entegre etmişlerdi. Ağır silah tedariki, bir askeri hava üssünün yapımının tamam- lanması ve bir deniz üssunün inşası Doğu Akde- niz"de banş ve istikran bozacak son derece ciddi ve kışkırncı gelişmelerdir. Kalıcı bir banş için KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Kıbns konfederas- yonu önerdi. Bu yapının her iki tarafin güvenliğine katkıda bulunacağına ve iki halkın kimlik ve refa- hının güvence altıpa alınacağuıa inanıyoruz. 'OlUmiU adim bekliyOrtlZ': Türk-Yunan iliş- kilerinin gelişmesi yalnızca Türkiye'ye bağlı de- ğildir. Hem Türkiye hem de Yunanistan bu amaca ulaşmak için müşterek çabalarda bulunmalıdır. Kendi payımıza biz Yunanistan'la karşılıklı anlayış sağlamak ve ilişkilerimizi gerçekleştirmek için her türlü çabayı gösteriyoruz. Türkiye. anlaşmazlıkla- n diyalog ve iyi komşuluk ilişkileriyle ortadan kal- dırmaya katkıda bulunmaya hazırdır. Şüphesiz bu Yunanistan'ı da içermektedir. Daha güvenli ve is- tikrarlı birbölge için Yunan mantalitesinde değişik- lik zorunluluktur. Bu değişikliğı göziemledıgimiz takdirde buna karşıhk vermeye hazınz. Temizel: Piyasalarda meltem esiyor ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Maliye Ba- kanı Zekeriya Temizel, "ekonomide olağanüstü kararlann ahnacağı'' beklentisinin olumsuz- luk yarattığını belirterek "Böyle bir şey yok. Yü- rüyen çarkı daha sağlam hale getirmeye çalışıyo- ruz, hepsi bu" diye ko- nuştu. Temizel, daha ön- ce yaprak kıpırdamayan piyasalarda meltem es- meye başladığı, başta ba- vul turizmi olmak üzere birçok sektörde canlılık hissedildiğini söyledi. Temizel, Vergi Yasası'na ilişkin eleştirilerin bilgi- sizlikten ve önyargıdan kaynaklandığını vurgu- ladı. Ekonomideki son gelişmeleri Cumhuri- yet'e değerlendiren Te- mizel, kamuoyunda ola- ğanüstü önlemler alına- cakmış gibi bir hava es- tirildiğini, böyle bir ge- lişmenin olmayacağını açıkladı. Temizel bu ko- nuda şu düşünceleri sa- vundu: "Bir hükümetin ekonomide yapması ge- reken şeyin yüzde 50'si tnevcut çarkı işletmek, yüzde 50'si de btınu biraz daha sağlam hale getir- mektir. Biz çarkı işleriyo- ruz, yüzde 50 tamam. Eğer gündemimizdeki yasalan da çıkartabilir- sek, bunun üzerine en az vüzdc 20 ekledik, demek- tir. Bayramda mesai yap- mamızın temel nedeni de bu çarkı daha sağlam ha- le getirmek. Ancak bu ça- baları. bir paket hanrîa- nıyor ya da olağanüstü kararlar aümyor, diye yo rumlamak yanhş ohır." Ekonomik ve Sosyal Konsey öncesi hüküme- tin neler yapabileceği ko- nusunda çalıştıklannı söyleyen Temizel. "Bu toplanü önümüzdeki dö- nem atacağımız adımlar açısından beürleyici ola- cak" dedi. Temizel, Brezilya ile Türkiye'yi karşılaştır- manın yanlış olduğunu, orada alınan kararlan bi- zim almamızı gerektire- cek bir durumun kesin- likle olmadığını söyledi. Piyasalardaki canlan- maya da dikkat çeken Te- mizel, "Eskiden yapra- ğuı kıpırdamadıgı alan- larda şimdi meltem esi- yor. Örneğin Laleli açıl- dı. Ba\ul turizmi canla- nıyor. Bunun Rusya'daki iç düzenin yeniden sağ- lıklı hale gelmesiyle de il- gisi var" diye konuştu. Temizel, bayram önce- si yapılan ödemelerin de piyasayı olumlu etkiledi- ğini belirterek "Vurttaş- lanmızın büyük bölümü gereksinimleri için harca- ma yaparken önemli dili- mi bu paralan repoda de- ğerlendirdi" dedi. XA.^^I' Sulukar »GökgCrüm» w w G U N D E M 3MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada "Adli Tıp Kurumu'ndak) görevi sırasında, yasa- dışı örgüt üyelerine yardımcı olmak!" Haberi alınca, bir doktorun böyle bir suçlamay- la nasıl karşı karşıya kalabildiğini araştırdık. Aca- ba başka suçlamalar var da salt bu yanı mı bize u- laştı! Hayır... Dr. Akpınar'a yönelik suçlama net: "Görevi sırasında terör örgütü üyelerine yardım- cı olmuş." . ,. Nasıl yardımcı olmuş? Gözaltına alınan kişiler Adli Tıp Kurumu'na mu- ayeneye geldiğinde onlara "gereğinden fazla" ra- por vemniş! Kime göre gereğinden fazlaymış? Güvenlik güçlerine... DemeKki, Dr. Akpınar gözaltında tutulan kişile- ri muayene ederken, "Tümü sapasağlam, paslan- maz çelik bunlann yanında teneke kalır" dese so- run yoktu! Ama Dr. Akpınar öyle yapmamış... "Hekimlik gö- revimi yerine getjrmeliyim, muayene sonucu ne çı- karsa rapora onuyazmalıyım" demiş. Yani görevini yapma suçu işlemiş! Bir an Dr. Akpınar'ın haksız olduğunu, raporlan taraflı verdiğini düşünelim. Bu, terörle mücadele- yi değil, Adli Tıp Kurumu'nu ilgilendiren bir durum. Kurum, idari soruşturma açar, gereğini yapar. Dr. Akpınar'ın tutuklanması ise iki aşamalı oldu. 9 Ocak günü terörle mücadele ekiplerince gözal- tına alındı, 13 Ocak'ta serbest bırakıldı. Aynı gün DGM Savcılığı karara itiraz etti. Yeniden gözaltına alındı, ikinci dört günlük gözaltından sonra 18 O- cak günü tutuklandı, Kırşehir Cezaevi'ne gönde- rildi. Tutuklamanın iki temel nedeni vardır: - Zanlı kaçabilir. - Delilleri karartabilir. Adli Tıp Kurumu doktoru nereye kaçabilir? Böyle bir "soruşturmada" hangi delilleryok edi- lebilir? Yoksa bu terörle mücadele tıpla mücade- le haline mi geldi? Yoksa Adli Tıp Kurumu'nda görevli doktorlara, "Ayağınızı denkalın, terör suçundan gözaltına alı- nıp size gelmiş kişilere istenen biçimde rapor ver- mezseniz siz rapohu hale gelirsiniz" mi denmek isteniyor? Biraz araştınnca Dr. Akpınar'ın bir suçu daha or- taya çıktı: Ankara Tabip Odası'nda yönetim kurulu üyesiy- ken işkence görenlerie ilgili bir kurul oluşturulmuş. Burada görev almış! Tabip Odası yöneticileri şunu söylüyor: "Eğer Türkiye'de işkence yapılmamasını iste- mek ve bu ydndeçabâ harcamâksuçsa, bünu he- pimiz işledik." Acaba Sağlık Bakanı Dr. Güven Karahan bu gelişmeleri "Bolu beyi" gibi mi izliyor? Adli fabbın işlevi... Dr. Akpınar'ın görev yaptığı "Adli Tıp'ın kamu düzeni açısından çok temel bir işlevi var. Bu alan başlı başına bir bilim dalı. Bir bakıma tıbbın yargı- yı tedavi etmesi... Birinsanzarargördü... Yaralandı, zehirlendi, vu- ruldu... Hakkını araması için bunun saptanması gerekiyor. Burada adli tıptaki hekim, hakem olu- yor. Bu pencereden bakınca Dr. Akpınar'a yönelik suçlamanın ne kadar tehlikeli bir boyut taşıdığı da- ha açık ortaya çıkıyor. Dr. Akpınar'a sonjyorlan "Sen kim oluyorsun da, iyi hakemlik yapan bir hekim oluyorsun?" Toplumsal yaşamı sağlıklı örgütlenmiş ülkelere oranla bize adli tıp biliminin gelmesi geç oldu. Ad- li tıp 17. yüzytlda pek çok Avrupa üniversttesinde ders konusu olurken, bu alandaki kurumlaşma ta- mamlanmışken bize 1908'de geldi. O yıl kurulan Sıhhıye Müdüriyet-i Umumiyesi'ne bağlı Tababet- i Adliye Şubesi bugünkü Adli Tıp Kurumu'nun do- ğumdaki adı... Bilinen o ki, yeryüzünde yaralama, öldürme olay- lanna ilişkin ilk rapor lö 40'ta Sezar'ın öldürülme- sinde hazırianm^. 23 yerinden yaralanan Sezar'ın ölümünde hangi darbelerin etken olduğu tek tek saptanmış... Adli tıbbın "ö/7/m"oluşu ise 1650'yedayanıyor... Dr. Akpınar'ın karşı karşıya kaldığı durumun man- tğı, Türkiye'yi biraz geriye götürüyor. Çok değil, 1600'lerfalan! Hükümetin borç sıkınüsı H Baştarafi 1. Sayfada tüm üyelere sesleniyorum. Bu bir parti meselesi değiL Türkiye huzur içinde $eçi- me ghmeB" diyen Cumhur- başkanı Süleyman Demi- rel, borç sorunu için TB- MM'de siyasi partilerin be- raberlik göstermelerini is- tedi Cumhuriyet'ınedindi- ği bilgilere göre, IMF heye- tinin Ankara gezisinin ana hatlan şöyle: - Heyet, öncelikle seçim ekonomisi konusundaki hassasiyetini dile getire- cek. Bu konuda daha önce- ki örneklere dikkat çeke- cek. Hükümet ise sadece IMF'ye değil, kamuoyuna da kendisini bağlayıcı söz verdiğini, seçim ekonomi- sinin kesinlikle uygulan- mayacağını vurgulayacak. - İkinci önemli unsur da seçim sonrası kaygılar ola- cak. Seçim öncesinde uy- gulanan programın seçim sonrasında da uygulanıp uygulanmayacağının gü- vencesi aranacak. Ankara buna yanıt ola- rak da Bütçe Yasası'nı gös- termeye hazırlanıyor. Büt- çenin seçim sonrasını da bağlayacağı anımsatılacak. 55. hükümetin 1998yılmın başında çizdiği programa büyük ölçüde uymuş olma- sı, 1999'da da aynı yapının devam edeceği izleninüni vermede önemli bir unsur olarak kullanılacak. - Hükümet, IMF heyeti Ankara'dayken Bütçe Ya- sası'nın yanı sıra bankalar- la ilgili düzenlemeyi içeren yasayı Meclis'ten çıkarma- ya çalışacak. Buna ek olarak Sosyal Güvenlik Yasası'nın en azından Meclis gündemine gelmesini saglayacak. An- cak bu çalışmanın seçim- ler öncesi yasalaşması bek- lenmiyor. - Ankara, IMF heyetiyle fmans boyutunu da içeren bir anlaşma imzalamayı hedefliyor. Anlaşmanın özellikle fmans boyutu ol- ması konusunda hüküme- tin atacağı adımlann heyet- le görüşmeler sürecinde kesinleştirilmesi amaçlanı- yor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle