Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 OCAK 1999 PAZAR
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALt StRMEN
Paylaşma
Sevgili,
Yaşamımda. ocak ayının acı kantannın kefesi
daha ağır basmaya başladı. Düşlediğimiz, biçim-
lendirmeye çalıştığımız gelecek, bugünkü hale dö-
nüşüp kuş gibi uçup geçmışe doğru giderken, hep
kurduğumuz şekilde gerçekleşmıyor.
Ocak ayının ikınci yarısı şimdi bızler için iki acı-
nın simgesı oldu; Uğur Mumcu ve de Ergun Bal-
cı.
Bugün sen bunları okurken, ben Ankara'da ola-
cağım, Uğur Mumcu'yu anma gününde..
Uğur'un toplumun yüreğinde ve belleğınde böy-
lesine bir yer edınmesı boşuna değil. Onun yürek-
li savaşımcılığını, müthiş araştırma gücünü, hiç
tavsamayan çalışkanlığını, gözlem ve analiz yete-
neğinı anlatmanın gereği yok. Bunu bütün toplum
zaten biliyor.
Belki detoplumsal misyonu yüzünden az bilinen
yanı. şakacı, müşfik ve paylaşmayı seven bir adam
olduğuydu. Gerçi ironisı, yazılannda görülebilir,
"Sakıncalı Piyade" mizahi belgesel diye tanımla-
nabılecek, kendi türünde eşsiz bir yapıttır. Uğur,
düşündürürken güldüren, son derecede esprıli,
her şeye karşın gülme yeteneğini yitirmeyen ve
karşısındakine de yitirtmeyen bir insandı.
Bir de yukanda da belirttiğim gibi, paylaşmayı
seven yanı vardı.
Yakınında yaşamamış olanlar bıle, onu güç gün-
lerde mahkemelerde dınleyici bölümünde, hapis-
hane giriş ya da çıkışlannda, cenazelerde çekilmiş
resimlerde görebilirlerdi.
O yalnız dostlannın değil, insanlann güç günle-
rini, acılannı, dırenişlenni paylaşmayı görev bilirdi.
Bu hafta içinde Sevgili, Onder ve Ülkü Pek-
can'ın kızlan Zeynep'in düğün törenindeydim. O
çevrenin insanlanna yakışan abartmasız, iyi düzen-
lenmiş bir törendi.
Fizik profesörü Önder'i Uğur aracılığıyla tanı-
dım. Ve daha tanımadan önce, şiir gibi futbol oy-
nadığı, gençlik günleriyle ilgıli anıları, 12 Mart dö-
nemınde Uğur içeri alınınca, Önder'in öğrenim için
gittiği ABD'den, içinde diş fırçası bulunan bir el
çantasıyla uçağa atiayıp apartoparTürkiye'ye gel-
mesı, yetkılılerin. bir tek el çantasıyla gelen bu gen-
ce şüpheyle bakıp onu sorgulamaları gibi olaylan
dinledım.
Uğur'un bir sürü dostu, artık benim de yakın
dostlarım.
Uğur dostlukları da paylaşmayı severdi. Birbir-
lerını tanımayan dostlannı bir araya getırmek, on-
lan kaynaştırmak, onun en sevdiği işlerden biriy-
di.
Hani zaman zaman, bazı gülünç olaylar da ol-
maz değildı. Çok esprili, şakacı bir adam olan Er-
cüment Ulay ıle Ercü'nün evindekı ilk yemeği hiç
unutmuyorum.
Uğur ikimize de birbırimizden bahsetmiş, o gü-
nü de belli ki başka bıçimde. ıkimızın karşılıklı şa-
kalaşması ve birbırinı ızleyen esprilerle geçecek dı-
ye düşlemiştı.
Oysa Ercü ile ben karşılıklı, maçın başında bir-
birini kollayan boksörier gibi duruyor, ilk adımı kar-
şı tarafın atmasını ıhtiyatla betkiyorduk.
Gecenin sonuna doğru Ercü mü, yoksa ben mi,
bilmiyorum, birimiz bir şeyler söyledik, öbürümüz
cevap verdik, herkes gülmeye başladı. Uğur rahat
bir nefes aldı, istediği olmuştu.
Şimdı Önder, Ercüment ve Taner Berksoy ile
yakın dostlar olduk. Uğur, fizik yaşamı sona erdik-
ten sonra bile dostlannı, dostluklannı paylaşma
arzusunu dostlan aracılığıyla yaşama geçirmiştı.
Uğur bızlere ardından çok değerli çalışmalar,
araştırmalar, uyarılar, kitapların yanı sıra değerli
anılar ve dostluklar bırakarak gitti.
TÎKKO lu Akbaba 'nın cenazesi
GaziMahallesi'nde
gergin saatler
İstanbul Haber Servisi -
Tokat'ta gü\en!ik güçle-
nyle gırdığı çatışma sonu-
cu öldürülen TKP(ML)-
TtKKO üyesi Bütent Ak-
baba'nın cenazesi dün sa-
baha karşı polis tarafından
Kanarya Mezarlığı 'na gö-
müldü. Polisın cenazeyi
"kaçırmasına" tepkı gös-
teren \aklaşık 500 kişılik
bir grup. Akbaba için Ga-
zi Mahallesi'nde gnabi
cenaze törenı düzenledı.
Gazi Mahallesi'ne gı-
ren yollar üzennde arama
yapan polis. şüpheli bul-
duğu çok sayıda kişiyı gö-
zaltınaaldı.
Tokat'ın Turhal ve Er-
baa ilçeleri arasındaki Ke-
çeci köyü yakınında 15 O-
cakgiinüfKP(ML)-TÎK-
KO üyeleriyle güvenlik
güçleri arasmda çıkan ça-
tışmada öldürülen Bülent
Akbaba'nın cenazesi, İs-
tanbul Gazi Mahalle-
si'nde toprağa verilmek
üzere öncekı gün yola çı-
kanldı. Boğaz Köprü-
sü'nde cenaze konvoyunu
durduran pol ıs, saat 03.00
sıralannda Akbaba'nın
cenazesini alarak panzer-
lereşliğinde Kanarya Me-
zarlığı'na götürdü ve top-
rağa verdı. Gazi Cemevi
önünde cenazenın gelme-
sıni bekleyen bir grup,
Akbaba 'nın toprağa \ eril-
diğini öğrenince İsmetpa-
şa Caddesi üzerinde kortej
oluşturarak beklemeye
başladı.
Akbaba'nın evine gi-
den grup adına konuşan
Bülent Akbaba'nın kız
kardeşı. daha önce de
PKK üvesı kardeşi Lev«nt
Akbaba ıle yine TİKKO
üyesi ağabeyı Murat Ak-
baba'nın öldürüldüğünü
belirterek, "PoBs cenaze-
mizi kaçırdı. Ancak Bü-
lent'in son isteği Gazi'de
gömülmekti. Bu isteğini
yerine getireceğK" dedi.
Daha sonra Akbaba'nın
evinden aynlan grup, slo-
ganlar atarak Gazi Mezar-
lığı'na ulaştı. Grup, 1994
yılında öldürülen TlKKO
üyesi Metin Bektaş'ın me-
zan başında bir tören dü-
zenledikten sonra dağıldı.
CHP'nin, 'Recep Tayyip Erdoğan'ın Usulsüzlükleri ve Yolsuzluklan' dosyası bir dönemi belgeliyor
• •
istanbul beş ydıııı kaybettiMEHMET DEMtRKAYA
İstanbul Büyükşehir Belediyesı
yönetimini elinde bulunduran
FP'lilerin uygulamalanyla ilgili ortaya
atılan savlann
gerçek boyutu. 18 Nısan'da
yapılacak seçimi FP dışındakı bir
partınin kazanması
durumunda ortaya çıkacak. Çok
yüksek bir boyuta ulaşan arazi rantınm
paylaşımında elinde bulundurduğu
imar yetkisiyle söz sahıbi olan ve yan
kuruluşlanyla birlikte yaklaşık 800
trilyonluk bütçesiyle birçok bakanlığı
geride bırakan İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanlığı
seçimi, siyasi partıler için genel seçimi
kazanmak kadar önemli bir duruma
geldi
CHPIi Gündoğ'un FP dosyası
RP'nın devamında kurulan FP'li
İstanbul Büyükşehir Belediyesı
yönetımi. geçen 5 yıl içinde ciddi bir
proje ortaya koyamamalanna karşm oy
kazanmaya dönük çalışmalanyla
seçimin güçlü adayları arasında yer
alıyor. İstanbul'un ulaşım sorunun
çözümü için Nurettin Sözen
dönemınde uygulamaya konan en ciddi
projelerden biri olan İstanbul
Metrosu'nun tamamlanması, FP
yönetimı sırasında oldukça fazla
geciktirildı.
Bedrettin Dalan dönemınde bir bölümü
yapılan ve büyük bir bölümü Sözen
döneminde gerçekleştirilen hafıf raylı
sistemin geliştirilmesi için ciddi bir
çalışma yapılmadı. Tayyip Erdoğan
döneminde, tstanbul'un ulaşım
sorununa çözüm olmaktan öte trafiğin
akışını bıraz hızlandırmaya yarayan
birkaç kath kavşak dışında bir proje
ortaya konulmadı.
FP'liler, tstanbul'u 2000'li yillara
taşımak için ciddi bir proje ortaya
koymamalanna karşm bu tür popülist
yaklaşımlarla oy oranlannı arttırma
çabası içine girdiler.
Metroda büyük geCİkme RP'nin devamında kurulan FP'li İstanbul Büyükşehir
Belediyesı yönetimi, geçen 5 yıl içinde ciddi bir proje ortaya koyamadı. İstanbul'un
ulaşım sorununun çözümü için Nurettin Sözen döneminde uygulamaya konan en ciddi
projelerden biri olan İstanbul Metrosu'nun tamamlanması geciktirildi.
FP'li belediye yöneticilerinin
İstanbul'da 5 yıl içinde neler yaptığıyla
ilgili bir çalışma yapan istanbul
Büyükşehir ve Beyoğlu belediyeleri
meclis üyesi Haydar Gündoğ. "Recep
Tayyip Erdoğan'ın Usulsüzlükleri ve
Yolsuzluklan" başhğinı taşıyan
dosyayı CHP İstanbul ll Başkanlığf na
sundu. Dosyada dikkat çekilen
konulann bazılan şunlar.
• Çöp transfer ıstasyonlannın
işletilmesi ve çöplerin depolama
alanına taşınması işini İstanbul
Büyükşehir Belediyesi'nin önce yan
kuruluşu olan ÎSTAÇ'a bir protokolle
devrettüer, ancak daha sonra yasalar
hiçe sayılarak iş taşeron fırmalara
verildi. Yaklaşık 7 trilyon liralık çöp işi
tstanbul'un
ulaşım
sorununun
çözümü için
Nurettin
Sözen
döneminde
uygulamaya
konan en
ciddi
projelerden
biri olan
İstanbul
Metrosu'nun
tamamlanması,
FPjönetimi
sırasında
oldukça
fazla
geciktirildi.
için devlet teşvikiyle alınan TIR'lar da
taşeron firmalanna kiralandı.
• Sahip ve yöneticileri FP'ye yakınlığı
ile bilinen, trilyonluk çöp ışini de
üstlenen Albayrakiar. İstanbul
Metrosu'nun elektromekanik
sisteminin ihalesini kazanan
konsorsiyuma belediyenin isteği
üzenne alındı.
• İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne
siyasi yandaşlannı yerleştirmek için 6
daire başkanlığı ve 16 yeni müdürlük
kadrosu açıldı.
• Iktisadi ve tdari Müfettişlik
Talimatnamesi'nde değişıklik
yapılarak belediyede farklı görevlerde
bulunan ve bir deneyimi bulunmayan
siyasi yandaşlan müfettiş olarak
atandı.
Reklam panolan
• İstanbul Büyükşehir Belediyesı,
lETT'nın otobüs duraklanna
konulacak reklam panolan işini,
ıhaleden 24 gün önce kurulan Magic
adlı şirkete verdi.
• thalelen şeffaf yaptıklannı ıddia
eden belediye yöneticileri,
Emırgân'daki Beyaz, San ve Pembe
köşkler ile Yıldız Parkı'ndaki Malta ve
Çadır köşklerinin restorasyonu işinı,
kendilerinin seçtiği firmalara davetiye
göndererek ihale etti.
• 1997 yılında tETT'ye yapılan 12 bın
gömlek alımında zaten zarar eden
kamu kuruluşu 4 mılyar 620 milyon
lira ek bir zarara sokuldu.
• Akaryakıt ıstasyonlannın açılmasına
izin verilirken yasal düzenlemeler yok
sayıldı.
• Recep Tayyip Erdoğan, "Kacak
yapilara nıhsat verip bağış alıyoruz"
diyerek rüşvetin adını değiştırdiğıni
itıraf etmıştir.
• İstanbul'un ana arter ve
meydanlannın otopark olarak
işletilmesi işinden belediye 61 milyar
lira gelir elde ederken. buralann
işletilmesi işinı alanlar trilyonlar
kazandı.
• İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne
aıt gayrimenkullenn. lojman
statüsünden çıkartılıp satılmasına karar
verildi. 869 adet taşınmazın satış karan
alındı. Beşiktaş'ta okul yapılması için
aynlan arsa llim Yayma Cemiyeti'ne
49 yıllığına kiraya verildi.
YARIN: HALİÇ FİYASKOSU
Prof. Bozkurt ile Prof. Özkul'un çahşmasmda, Nazilerden kaçıp Türkiye'ye gelen bilim adamlanna yer verildi
Almcm[İZMİR(AA)-Osmanlı
döneminden başlayarak
Türkiye'de yükseköğretimin
gelişimine katkıda bulunan
ülkelerin başında Fransa,
Avusturya, Almanya ve ABD
geliyor. Ancak, 1915-1950
yıllan arasında Türkiye'ye gelen
çok sayıda Alman bilim
adamının üniversitelerdekı
etkileri, aradan geçen uzun
süreye karşın, hâlâ unutulmadı.
Hacettepe Ünıversitesi öğretim
üyesi Prof. Dr. Atilla Bozkurt ile
Ankara Üniversitesı oğjetım
üyesi Prof. Dr. Ayhan Özkul'un
geıcekleştirdiği 'Türkiye
Lniversitefcrinde Alman
Bilimcüer ve Etkileri' konulu
çalışmada. Almanya'da Nazi
ıktıdanndan kaçıp Türkiye'ye
gelen bilim adamlanna yer
verildi.
Türkiye'ye gelen Alman
bilimcilerin ilk bölümünü,
1915-1918 yıllan arasında
Darülfünun'da çalışan Alman
profesörler oluşturuyor.
Osmanlı tmparatorluğu'nun 1.
Dünya Savaşı'na Almanya'nm
yanında girmesiyle 20 Alman
profesör, çeşitli dallarda ders
vermek üzere Darülfunun'a
geldi. 'Ahşılmamış bir deney'
olmasına karşın, 1918yılına
kadar süren bu girişim.
Darülfünun'un Avrupa
düzeyinde bir üniversıte
olmasını sağlayamadı, ancak
çeşitli enstitülerin kurulması ve
ders kıtaplan hazırlanmasma
katkıda bulundu.
Ankara'da modem bir yüksek
ziraat enstitüsü kurulması için
Dr. Oidenburg yönetimindekı
uıuıtıdmazkittkıLüi
Adana'daki toplantı 30 Ocak'ta gerçekleşecek Milletvekillerinin kitap ve araştırmalara ilgisi az
Solda güçbirliği kurultayı Vekillerin 'okuması' zayıf
ADANA (Cumhurivet Güne> İfleri
Bürosu) - Ankara Kurultayı'ndan son-
ra Adana Sol Güçbirliği Kurultayı da
toplanıyor. 30Ocak'tayapılacakkurul-
tayın amacınm solda güçbırliğıni sağ-
lamak ve ortak davranış, yöntem ve
araçlan oluşturmak olduğu vurgulandı.
CHP Seyhan Belediyesi Meclis üye-
si HaşmetBicer, Hacı Bektaşı Veli Der-
neği Adana Merkez Şube Başkanı Hü-
seyin Yalçın, Eğit-Der Adana Şube Baş-
kanı Fevzi Yüksd, Hacı Bektaşı Veli
Vakfı Adana Şubesi 2. Başkanı Dursun
Gündoğdu, Pir Sultan Abdal Kültür
Derneğı Adana Şube Başkanı Sadık
BoraL Öğrenci Velileri Derneğı Baş-
kanı EcdetCüveJ ve Sel_üloz-lş Sendi-
kası Adana Temsilcısı Omer Mert ta-
rafmdan yapılan ortak y azılı açıklama-
da şu görüşlere yer verildr
"Tûrkiye''yi bölmek \c sömürçelcş-
tirmek istcven bazı empen alist de\ let-
leric, onlarla işbirliği \apan iç ^ r güç-
leri Tikrkije'>i ycniden Kurnıluş Sa\a-
şı öncesûıe benzer kûşuflara sürükteınıb)
bulunmaktadır. Bu güçler, yeni hego-
manj'a siyasctkrine Veni Dünya Düze-
ni adını vermişlerdir. Bazı sağ partilec,
Cumhuriyet De\Timi'ne karşı faaliyet-
lcrini artırnıış, irtica> ı savunma ccphe-
kri oluşnırnıuş vc seçinıkri bu amaçja
kuUanma\a hazırtanmaktadıriar.'
7
ANKARA (ANKA) - Hükümet krizle-
riyle geçen 1998 yılında yasama çalışma-
lannı ikinci plana iten milletvekillerinin
kitaplara ve araştırmalara olan ilgisi de ya-
nya yanya azaldı. 1997 yılında Meclis Kü-
tüphânesi'ne 4 bin 692 kez okuyucu ola-
rak kayıtlan giren milletvekilleri, 1998 yı-
lında^ bin 522 kez kütüphaneden okuyu-
cu olarak > ararlandılar.
Meclis Kütüphanesi'nin yıllık çalışma
raporlanna göre milletvekillerinin kütûp-
haneye olan ilgileri son üç yılda azaldı.
1996 yılında okuyucu olarak kütüphane-
den 5 bin 228 kezyararianan vekiller, 1997
yılında 4 bin 692, 1998 yılında da 2 bin
522 kez kütüphaneden okuyucu olarak ya-
rarlandılar. Eski mılletvekillennın de kü-
tüphaneyı kullanmaalışkanlıklannda azal-
ma göriilürken eski vekiller 19% yılında
1.161,1997de 1.373,1998 yıhnda da 726
kez okuyucu olarak kayıtiara geçtiler.
Erken seçim tartışmalan ve hükümet
krizleriyle geçen 1998 yılında Meclis ça-
lışmalanna ağırlık vermeyen vekillerin,
yasama çahşmalanna hazıılanırken degi-
şik verilere ulaşmak için kullandıklan
Meclis Kütüphanesi'nden aldıklan ödünç
eserlerin sayılannda da azalma görüldü.
1996 yılında milletvekiflerine 3 bin 500
ödünç kitap verilirken 1997 yılında 5 bin
45,1998 yıîmda da 4 bin 480 ödünç kitap
verildi.
11 kişiden oluşan bir Alman
uzmanlar kurulu, 1928 yılında
Türkiye'ye gelerek bu konuda
rapor hazırladı. Bu çalışmalar
doğrultusunda 1930 yılında ilk
Yüksek Ziraat Okulu Ankara"da
açıldı. 1933 yılında öğrenıme
başlayan enstitü. Dr. Falken
tarafından yönetıldi.
Bugünün kadrosu
onlannürûnü
Enstitüde 35 Alman profesör
görev >aptı. Bu okulda çok
sayıda asıstan yetiştirildi. Halen
Ankara, Izmır ve Erzurum zıraat
ve vetennerlik fakülteiennın
kurucu \e öğretim kadrosunun
büyük bölümü, bu Alman
bilimcilenn yanında yetıştı.
1938 > ılında enstitünün
yöneticisi Dr. Falken, 1942
yılına kadar ise diğer Alman
profesörler Türkiye'den aynldı.
ls\ içre'de pedagojı profesörü
olarak çalışan ve rektörlük
yapmış olan Prof. Dr. A.
Malche, 1932 yılında Türk
hükümeti tarafından bir
üni\ersite reform önensı
hazırlamak için davet edıldı. 8
maddeden oluşan bir refoım
önemı kaleme alan Malche'nın
raporu uygun bulunarak kabul
edildı. 31 Mayıs 1933 yılında
2252 sayılı yasanın
çıkanlmasında Malche'nın
önerilen dikkate alındı.
Darülfünun'un adının "İstanbul
Cniversitesi'' olarak
değıştirilmesini öngören yasanın
ardından. bu kuruma çok sayıda
"Aiman mütteci pn>fesörü"nün
gelmesı sağlandı. Tıp, fen,
edebiyat ve hukuk fakültesi ile
41 enstitü kurulurken, bunlann
yönetimi de Alman öğretim
üyelenne bırakıldı. 1933 yılı
reformlanyla eş zamanlı olarak
kurulmaya başlanan uluslararası
üne sahip 2 büyük sanatçı da
Türkiye'ye geldi. Hindemith,
Ankara De\ let
K.onser\atu\an'nm müzik,
Ebert ise tıyatro ve opera
bölümierinın kuruluşunda göre\'
aldı. Bu ikı sanatçı. çok sayıda
Alman mültecinin gelmesini de
sağladı. Aynı yıllarda kurulan
Dil ve Tarih-Coğrafya
Fakültesı'nde de sınırlı sayıda
olmakla birlikte Alman bilim
adamı görev aldı Numune
Hastanesi ve Hıfzıssıhha
Enstitüsü'nde 1935- 1936
yıllannda çalışan Alman
mültecıler. Ankara Üniversitesı
açıldığında Tıp Fakültesi'nde
çalışmalannı surdürdü.
1940^a kadar
Araştırmalara göre 1933
reformu sonrasmda tstanbul
Üniversiesi'nde 74. Ankara'daki
çeşitli kurumlarda ise 70
öğretim üyesi görev aldı.
Türkiye'ye gelen bilim
adamlannın büyük çoğunluğu
40 yaşın üzerindeydi. En fazla
geliş 1933 yılında olmakla
birlikte. 1940 yılına kadar
sürdü. Alman bilimcüer. II.
Dünya Savaşf nın bitmesiyle
Türkive'den aynlmaya başladı.
Ancak en fazla dönüş, 1948-
1950 yıllannda oldu. Alman
bilim adamlan Türkiye'de
ortalama 10-15 yıl kaldı.
Akıbeti saptanan öğretim
üyelennden yüzde 20'si
Türkiye'de vefat etti. Yüzde 35'i
Almanya'ya dönen bilimcilerin
yüzde 30'u ise ABD'ye gitti.
Türk yükseköğretim
kurumlannın gelişimine
katkıda bulunan Alman
bilimcüer, üniversite
reformunun uygulanması, ders
metotlannın düzeltilmesi, ders
kitaplannın bastmlması, ülke
sorunlanna yönelik araştırma
yapılması. bilimsel dergilerin
çıkanlması ve halka yönelik
konferanslar düzenlenmesini
sağladı.
Türkiye'de yurttaşlarm silah merakmm faturası giderek büyüyor. MKEK'nin elindeki belgeler ürkütücü
Sflaha 9 yüda 97.4 trilyon harcandıANKARA (AA) - Son 9 yılda
tabanca ve tüfek için ceplerden,
bugünkü değeriyle 97.4
trilyon lira çıktı.
Makina Kimya Endüstrisi Kurumu
(MKEK) Genel Müdürlüğü'nden
edinilen bilgiye göre 1990'da
Türkiye'de 834'ü ithal, 5 bin 896'sı
Kınkkale, 241 'i zoralım olmak üzere
6 bin 971 adet tabanca ve 143 ithal
tüfek satılırken, bu rakam 1998'de 31
bin 102 olarak gerçekleşti. Geçen
yıl vatandaşa 8 bin 923 adet ithal
tabanca, 20 bin 583 Kınkkale marka
tabanca, 1465 adet zoralım tabanca
ve 131 adet de ithal tüfek satışı
yapıldı. Bu silahlardan ithal
tabancalar için vatandaşın cebinden
3 trilyon 709 milyar lira. Kınkkale
tabancalar için 3 trilyon 382.6 milyar
lira, zoralım tabancalar için 61.6
milyar lira, ithal tüfekler için de 72.4
milyar lira çıktı. Böylece silah
merakının geçen yılki bılançosu 7
tnlyon 225.7 mılyar lira olarak
belirlendi.
Kınkkale'ye dönüş
Özellikle 1993'ten sonra vatandaşın
gözdesi haline gelen Smith VVesson.
Heckler Koch. Tanfoglıa ve \Valther
gibi yabancı marka tabancalann satış
fiyatlannın 725 milyon liralara
ulaşması, yeniden Kınkkale'ye
dönüşe )'ol açtı. 1996'da 25 bın 823
olan. 1997'de 14 bin 80'e gerileyen
ithal tabanca satışlan, 1998'de 8 bin
923'edüştü.
Buna karşılık Kınkkale satışlan
1996'da 10 bin 359. 1997'de 12 bın
277, 1998'de ise 20 bin 583 olarak
gerçekleşti. MKEK verilenne göre
1990'dan bu yana Türkiye'de 116 bin
623 ithal tabanca satıldı.
Bu tabancalar için ceplerden
çıkan para ise ortalama dolar
kuru ile 228 milyon 144 bin 748
dolar olarak gerçekleşti. Avnı
şekilde vatandaş, 104 bin 12
Kınkkale rnarka tabancaya 60
milyon 141 bin 832 dolar ödedi.
Aynı dönemde Genelkurmay
Başkanlığı'nın, başta terönstler
olmak üzere ele geçirdiği ve
**zoralun" olarak nıtelenen 65 bin
584 tabanca da MKEK aracılığı ıle
miiletvekillerine, üst diizey
bürokratlara, hâkim ve savcılar ile
askerlere satıldı. Bunun parasal
değeri de dolar bazında 8 milyon 634
bın 913 dolar olarak hesaplandı.
1990 başından bu yana satışı yapılan
2 bin 552 ithal tüfeğin satış fiyati da
yine dolar bazında 4 milyon 507 bin
797 dolar olarak belirlendi. Böylece
1990-1998 döneminde toplam silah
satışı 288 bın 771'e. parasal karşılığı
da 301 milyon 429 bin 291 dolara
ulaştı. Bu mıktann günümüz değeri
ise 97 trilyon 360.6 milyar lira olarak
belirlendi.
Kaça saülıyor?
MKEK. yerli tabancalan halen 115
milyon 128 bin lira ile 307 milyon
500 bin lira arasında satıyor. tthal
tabancalann satış fiyatlan ise 109
milyon 224 bin liradan başlıyor ve
725 milyon 946 bin liraya kadar
çıkıyor.