28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 OCAK 1999 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Ozgürlük ve 1>ağuıLSTzblv Ahmet Hamdi Tanpmar'm 'Sahnenin Dışındakiler' adlı romanından uyarlanan film senaryosu 'îki Ateş Arasmda' ilk kez îyi Şeyler Yaymcılık tarafmdan yayımlandı MEMET BAYDUR Ahmet Hamdi Tanptnar'ın Sahnenin Dışındakıler adlı romanı "tstanbul'a 1920 yılı Eyiülü'nün sonunda yagmurlu kapanık bir gece yansı gelmiştim" cümlesiyle başlar. Üç yüz kırk üç sayfa sonra "- Havdi gidelim! Muhlis Bey önde. yola çıkök." cümlesiyle biter. Romanın kahramanı Cemal, yağmurlu, kapanık bir gece geldiğı tstanbuTdan Anadolu'ya geçmekte, tstiklal Savaşı'na kanlmaya gitmektedır. Tanpuıar, Cemarın tstanbul'a gelişiyle gidişi arasındaki sürecı ve bırtakım insanlan büyük bir ustalıkJa okurun önüne serer. tstiklal Savaşı'na uzaktan bakan, "sahnenin dısında" kalmış insanlann gözünden anlatılmış bir lstiklal Savaşı romanıdırbu. Onca aşkın. ihtirasın, kıskançlığın, kalleşliğin, dedikodunun içinde ana tema, asıl izlek hep siyasettir. tki Ateş Arasında, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın bu malzemeden (kendi romanından) yola çıkarak yazdığı olağanüstü incelikler ıçeren ve kanımca tamamlanmamış bir film senaryosu. Romanın ikinci bölümünde geçen olayları anlatmasına rağmen Tanpınargeriye dönüşlerle. anımsamalarla ve zamanı içın yeni anlatun yöntemleriyle romanının tamamını senaryo içine ya>Tnıştır. Elımizdeki yapıtı gerçekten kıymetli kılan iki bölüm ıse Tanpınar'ın senaryonun başına eklediğı açıklamalardır. Bunlardan ilkinde yazar filmin yönetmenine çok yardımcı olacak aynntılı bilgiler ve bu bilgilerin kendince yorumlannı vermektedir. Filmde "başrol'' Cemal'indir ama.. Tanpınar daha açıklamalann ilk maddesinde Nasır Paşa'nın film içindeki önemınin altını çizer. Nasır Paşa eski ile yeni arasında sıkışıp kalmış bir Osmanlı aydınıdır ve filmin öyküsü içinde, romanda da olduğu gibi sonuna kadar anahtar kişilik olmayı üstlenir. Romanın zamanını da değiştinr Tanpınar, ileriye doğnı kaydınr filmin geçtiği tarihi. Şimdi 1921 yıhnın Ağustosu'nun son haftasında başlayan film Sakarya Savaşı'nın bitiminde, 10 Eylül gûnü sona erer. Tanpınar, senaryo metninde sözü edilmese dahi, kişilerin belleğini, bilgilerini ve davranış biçimlerini şöyle ya da böyle etkileyecek ya da biçimlendirecek olan tarihsel bilgileri de verir yönetmene. Dayanamaz. şu aynntıyı da ekler açıklamalanna: tstiklal Marşı"nın kabul edilmiş olması fon müziği bakımından son derece önemlidir. Karakterlerin iç dünyalanndan filmin müziğine kadar sınemasal olsun olmasın birçok aynntıyı ince ince anlatır yazanmız. Anadolu'da başlayan anti emperyalist savaşa tstanbul'dan destek ya da köstek olan insanlann ve bu arada Nasır Paşa gibi kararsızlann durumlan Xki Ateş Arasında' adlı yapıtta, lstiklal Savaşı'ndan hemen önceki yıllarda, Anadolu'da başlayan anti- emperyalist savaşa Istanbul'dan destek ya da köstek olanların yanı sıra Nasır Paşa gibi kararsız kalanlann durumlan da hikâye ediliyor. Senaryoda yer alan karakterler kimi zaman en ince aynntılanyla işlenirken kimi zaman da bir fırça darbesiyle anlatılıyor. Tanpınar'ın yayımlanmamış senaryosunun ilk baskısı olan "tki Ateş Arasında" başlıklı kitapta bulunan Memet Baydur'un yazısını sunuyoruz. hikâye edilirken tki Ateş Arasında kalanlann kişisel dramlan da gireraraya. Tanpınar'ın olanca ustalığı ve mizah duygusuyla yarattığı enfes bir durum da şudur: Filmdeki bütün erkekler şu ya da bu şekilde Sabiha'yı severler. Çogu sınlsıklam âşıktır Sabiha'ya. Aşk-Sevgi-Sevda üstüne çeşitlemeler yapıyor gibidir Tanpınar. Sonunda bunlann arasına yurtsever olmayı, memleket sevgisini de katar ustalıkla. Tanpınar'ın açıklamalan olağanüstü biruyanyla biter. Filmin yönetmenine, bütün kanşık olaylanna ve örgüsüne rağmen filmin bir karakter filmi oldugunu hatırlatır Tanpınar. tnsanlar anlatılmalıdır durumlarla beraber. Açıklamalann ikinci bölümüne *Filmdeki Mühim Karakterler" başlığını koymuş Tanpınar. Filmdeki on üç karakter kimi zaman kılı kırk yararak, kimi zaman birkaç fırça darbesiyle açıklanır burada. Tanpınar. Cemal üstüne yaptığı açıklamalarda bu kişinin filmdeki "şahsiyetininritmi"ndensöz eder, bir kimlik haritası çıkanr. Değişimleri, nedenleriyle görürüz. Jestlerin, bakışlann, sözcüklerin, sessiz- liklenn gelişimini bildirir bize. Bu senaryodan film yapmak isteyecek insanlar için çok değerlidir bu satırlar. Yönetmenınden oyuncusuna kadar... Filmin kötü kişilerinden Sabiha'nın kocası lzzet'ı bir iki satırla açıklar filmin içinde Tanpınar. Senarvonun o satırlan şöyledir "Cemal, Sabiha'nın evlendiğini işittiği için sarsıur. tzzet'e ait hayaller_. Büyük bir bahçe. Bir havuz. Yedi yaşında bir çocuk kepçeyle havuzdan çıkardığı kırmızı balıklaruı gözlerini oyup havuza atıyor." Izzet'i bütün kötülüğüyle taa çocukluğunda tanımış oluruz. Senaryoda anahtar Tanpınar cümleleri, sorulan, yanıtlan da var elbette. Cemal o can alıcı soruyu sorar bir yerde: Niçin böyleyiz biz? Tevfik Bey yanıtlar: Bizdeme. Hepimiz böyle degiliz. Elbette değıliz. Içimızde böyle keratalar da var. Beyoğlu'ndaki görkemli Beyaz Rus lokantasmı anlatırken şu satırlar girer senaryoya: "Masallann arasında gogsü nişanlaıia doiu. geniş sakalh. bir ayağı tahta eski bir general göğsüne asılnuş agara sepetiyle dolaşır." Nasır Paşa'nın konagındakı bir toplantıda Cemal'in Abdullah Cevdet'e verdiği yanıt da unutulmazdır.. "Hürriyetle beraber istiklali de sevseydiniz ne güzel olurdu beyefendi." İki Ateş Arasında. fınal sahneleri (belki yalnızca bir tek sahnesi) yazılmamış ama, bu haliyle bile okunması ya da zihin perdesinde bile olsa fılme çekilmesi keyıf veren bir yapıt. Ahmet Hamdi Tanpınar'ı, roman okumayı ve sinemayı sevenler için. Bir de elbette hürriyetle beraber istiklali de sevenler için. Zeki Demirkubuz 'un yeni filmi 'Üçüncü Sayfa', 'sıkışmış insanlann çıkışsızlığını 'anlatıyor mamyorum İlk filmi C Btok'un yakJaşımıy la. ıçe- rigiyle, üslubuyla, kişıselliğiyle eleştir- menlerin ilgisini çekmiştı Zeki Demir- kubuz. Istanbul Film Festivali'nin Al- tın Lale Ödülü'nü geri çevirince 'ödüJ reddeden provokatif yönetmeni' oldu 'verîli ilişkiterin' tlk fılminin ardından sarf ettiğı sözlerin altını doldurmak içın ikinci bağımsız filmi Masumiyet'e ım- zaattı. Ancak 'C Btok'un ödül reddeden yö- netmeni' olarak damgalanmaktan ra- hatsızdı. Ödül kabul etme hakkını kul- landı bu kez. Önce Antalya ve Ada- na'dan kucak dolusu Altın Portakal ve Altın Koza'yla döndü Masumiyet. Ulu- sal 28, uluslararası 5 ödül kazanan. 13 uluslararası festivale katılan film yur- tiçinde de izleyiciden büyük ılgi gördü. Sistemin, yönetmeni popülerleştir- me, filmi pıyasa egemenliğine alma ça- lışmalan sürerken bu kez 'sistemle ba- nşık yönetmen' etiketine dırenmek zo- runda kaldı Demirkubuz. 1990'lann so- nunda, 50 dolann öyküsünden yola çı- kan 'Üçûncü Sayfa' adlı üçüncü filmi- ni de 'verili kuraliardan bagunsız' ola- rak tamamladı geçen günlerde. 50 do- lann. bu dolarenflasyonu içinde bazı ın- sanlar için ne kadar önemli bir para ol- dugu üzerine bir film Oçüncü Sayfa. Bir film setinde kaybolan 50 dolardan setteki en fakır genç figüran çocuk so- rumlu tutulunca film de çocuğun 'ka- deriyle'. yepyeni öykülere açıhyor. Si- lahlara, ıntiharlara. Tansu ÇUler'e, De- mirel'e, Sibel Can'lara. Mahsun Kır- nuzıgüriere. televizyon dızilerine uza- nıyor. Birinci bölüm yüksek tempolu C Blok'ta bloklann arasında, Masu- miyet'te sokağın gerçeklerinde sıkış- mış insanlann çıkjşsızlıgını anlatan genç yönetmen, bir kez daha sıkışmışlann, çı- kışsızlann çaresizliğini taşıyor beyaz- perdeye. Filmin asıl okuması ise 'aşkve kötülûk'. Masumiyet'teki Dostoyevski temala- n bir kez daha açıhyor. ICötülüğün bu- günkü ruhsal anlamı ve sınırlan irdele- nirken dışandaki kötülükle insan ru- hundaki iyilik karşı karşıya kalıyor. "Bir insan nasıl kötü ohır?' sorusunun yanı- tı da açıhyor. 'Tutku mndur, degil mi- dir?' diye tartıştıracak bir tutku; ina- nan, inandıklan uğruna kendilerini fe- da eden insanlar var yine filmde... Masumiyet "te oldukça hızlı bir tem- poya sahip olan ilk bölümün ardından gelen uzun ve konuşmasız ikinci bölü- mün kesilmesı için sinemacılardan ta- lep almıştı Demirkubuz. Yeni fılminin temposu üzenne şun- lan söylüyor "Özellİkle birinci bölüm- de oldukça yüksek bir tempo var. Hat- ta öykünün kendisinde var olan tempo- yu biraz da olsayavaşlatabilmek için bö- lüm boyunca sabit kamera kullandım, hiç müzikyok bu bölümde. İkinci bölüm- de ise vine bunlann insan ruhundaki • Kayıp 50 dolardan yola çıkan "Lçuncü Sayfa'nın toplam maliyeti 100 bin dolar olacak. Bütçeyi,'Masumiyet'ten gelen gelirle ve kendi cebinden karşılayan yönetmen, üçüncü deneyiminin ardından, pratikte keşfettiği 'yoksul sinema duygusu'na daha da çok inanıyor artık. Bütün aksaklıklanna karşın sinemaya konulan ölçütleri tartışmak çok da hoşuna gidiyor. Yoksul sinemanın bir heyecanı da oldugunu söylüyor. karsıhklan var." îlk ikı fılminde kendisi de görünen yö- netmen bu kez daha kısa bir rolle çıkı- yor izleyicı karşısına. Masumiyet "te, C Blok'u izleyen Demirkubuz 'bir önce- ki filmini izleyen yönetmen' rolünü be- nimsemış olacak. bu kez Masumiyet'i izliyor Üçüncü Sayfa'da 'Mazoşist bir merak oldu' Ruhi Sarı \e Başak Köklükaya'nın başrollerini paylaştığı filmde tiyatro kö- kenli oyuncular ağırlıkta. Zeki Demir- kubuz üç filmdir tiyatro kökenli oyun- cularla çalışıyor olmasmın bilinçli bir tercih olmadığını söylüyor ve oyuncu- lukta eğitimlı eğitımsız tartışmasına katılmıyor: "Oyuncu seçimlerim, var olan olanaklarla ve o insanlann kişilik- leriyle açıklanabilir. Eğitimli oyuncular- la ilgili bugünkü popüler söyleme katü- mıyorum. Eğitimli, eğitimsiz oyuncu yoktur, iyi oyuncu vardır. Ona bakarsa- nız Yılmaz Güney hiçbir filmde kendi scsini konuşmadı, hiçbir eğitimi de yok- tu. Ama Türkiye'nin en iyi oyuncusuy- du diyebiliriz. Ben onun oyunculuğuna da, Haluk Bilginer'in oyunculuğuna da inanıyorum." Filmde tiyatro ya da sinemayla hiç- bir ılgisi olmayan amatör oyuncular da var. Bu deneyimin kendisine yepyeni kanallaraçtığını söyleven Demirkubuz. her insanın içinde bir oyunculuk yete- neğınin olduğuna inanmaya başladığı- nı \ e bu potansiyeli ortaya çıkartmak için yeni denemelere gidebileceğini belirtı- yor. 'Üçüncü Sayfa'nın toplam mahyetı 100 bın dolar olacak. Bütçeyi, 'Masu- miyet'ten gelen gelirle ve kendi cebın- den karşılayan yönetmen üçüncü dene- yiminin ardından, pratikte keşfettiği Hoksul sinema duygusu'na daha da çok inanıyor artık. "Böylelikle bütün aksak- lıklanna karşın sinemaya konulan öl- çütleri tartışmak. açıkçası çok da hoşu- ma gidiyor. Kaldı ki bir aksakhk oldu- gunu da düşünmüyorum. Aksaklık ol- dugunu söyleyenler sadece o verili sine- mayı ölçüt alarak söyleyebilir, orada da benim yapabileceğim bir şey yok." Yoksul sinemanın. 'bagunsız' sine- manın bir heyecanı da oldugunu söylü- yor Demirkubuz: "Vannı yoğunu ko- yup, sonrada ne olacakdiye bekkmek... Bu bende tkari korkulara değil de ga- rip, mazoşist bir meraka neden olmaya başladı." 'Yenifilm,yeniden üretmedir' Cç filmdir izledığı voksul sinema yo- lunda sürdürecek sinema yolculuğunu. "Bakalım ne zaman dibe batacağım?" merakı içinde. Ancak birgün çok iste- diği bir proje ya da roman olursa bir de- faya mahsus olmak üzere inandığı kay- naklardan para alacak. Bunun da yok- sul sinema anlayışınm varlığını ya da yoksulluğunu belirlemeyeceğini, gerek- lilik oldugunu düşünüyor. tlerledigi yolda Masumiyet'in başa- rısını kendisine bir kredi olarak da gör- müyor Demirkubuz: "Benim alanun ö- caretdeğiL Bu iştekarşüıkb ahsverişe da- yalı bir şey yok. Masumiyet kendi için- de pay laşılacak ve bitirilecek bir şeydir. Venifilmbir füryeniden üretmedir. Ben tüketilmeye, başansızuğa, zirveden dibe inmeye de hazHim." Sinema, Demirkubuz için bir türken- disini ve olup biteni anlama çabası. As- Iında anladıgı bir şeyi aktarmıyor: "Üç fihnden sonra hayretie birçokşeyi bflme- den yaptığımu yapüktan sonra anladı- ğunı gördüm. tlk bakışta bu kendini bil- mezUk gibi görünse de bence çok önem- li bir şey. Anlam dediğimiz şey sonsuz, kendini ne kadar çok adarsan o kadar çok büyüyüp, küçülecek bir şeyse anla- madıklanmı anlamak için film yapıyo- rum." Kendine yazümış çağn fiimleri Bir de film yapmak, hayatındakı bü- tün vicdani sorumluluklann, yüklerin te- mize çıkması gibi bir duygu veriyor De- mirkubuz'a. Yaptıgı bir kötülügün ya da ışlediği bir suçun vicdani hesaplaşma- sını da veriyor fılmlerinde. Bu baglamda da kendine yazılmış bi- rer çağn fiimleri: "Bütün bunlar ruh- sal bir iyileşmeye neden oluyor bende. Film çektikten sonra daha iyi bir insan olmaya başladım. Eskisi kadar kötü de- ğilim örnegin. İyilik, merhamet, acunak gibi birçok duyguyu daha iyi savunabi- Byorum." Sinema denen bir kurgunun ya da ya- lanın ortasmda dururken hiç ona ait ol- mayan bir dünya düşünmek, militan- lıktan kabullenişe yönelen bir içsel yol- culuğa sürüklemiş yönetmeni. Bu ıçsel yolculuğun dışındaki izleyici boyutun- da ise sistemin belirlediği dilin çok dı- şında. son derece açık bir dille yazılmış bir mektup. film. Çok uzaktaki insan- lara vazılmış bir mektup... Masumiyet, bir Fransız dağıtıcı şirke- ti aracılığıyla dünya üzerinde Fransız- ca konuşulan 24-25 ülkede. Nory'eç'te ve Belçika'da gösterime girerken Cçün- cü Sayfa da kendi serüvenine Cannes'ın ön jüri değerlendiraıeleriyle başlaya- cak. Olmazsa Berlın ve Venedik gele- cek sırayla. Türkiye'de ise Antalya Film Festivali'nin ardından ekim sonunda gi- recek vizyona. Fiimleri kendi yollannı izlerken De- mirkubuz yıl içinde iki filme daha im- za atmak istiyor. Daha politik bir nite- lik taşıyacak ilk filmiyle son 18 yılın in- sanlanyla hesaplaşmak, onlardan inti- kam almak istiyor. tkınci filminde ise kendisini anlatacak genç yönetmen. İki filmin birbirinı izlemesinin çok üret- mekle bir ilgisi olmadığını, öyle denk düştügünü söylüyor. Bu projelerin ar- dından belki bir on yıl film çekmeyecek. Y A Ustaoğlu 'nun film i Berlin 'de yarışacak • Yesim UStaoğlUnun "Güneşe Yolculuk" adlı filmi 49. Uluslararası Beriin Film Festivali'nin yanşmah bölümüne (Wettebewerb) katılacak. Son olarak 1988 yılında Erden Kral'ın "A\ Zamanı" adlı fılminin yer aldığı bu bölümde, 11 yıl aradan sonra Yeşim Ustaoğlu. "Güneşe Yolculuk" adlı filmiyle Türkiye adına Altın ve Gümüş Ayı ödülleri için yanşacak • Anthony Hopkins yeni fılminı ttalya'da çevıriyor. Roma yakınlan ve Cınecitta'da çekılen filmin yönetmeni Julıe Taymor. Bir Shakespeare uyarlaması olan 'Titus Andronicus" adlı filmde Hopkins'e Jessica Lange rol arkadaşlığı edıyor. • Paulo Coelho. tüm dünyada 10 mılyon adet satılan Sımyacı adlı kitabıyla, World Economıc Forum tarafmdan \enlen edebiyat ödülü Crystal Avvard 1999'un sahıbi oldu. Simyacı, 10 uluslararası best- seller arasına eırdi. • 49. Berlin Film Festivall ne yeni filmlerıv le katılacak yönetmenlenn isimleri açıklandı. 10-21 Şubat tarihleri arasında gerçekleştırilecek olan festi\alde Robert Altman. Terence Malick, Davıd Cronenberg, Ciaude Chabrol, Stephen Frears. Akı Kaurismaki, Nikita Mikhalkov, Bertrand Tavernier ve Robert Rodriguez'in en son çalışmalan göstenlecek. • Cameron Diaz. Oliver Stone'un yönettığı Any Givn Sunday'in çekımleri tamamlandıktan sonra mayıs ayında Paris'te Adam Brooks'un yönetecegi Invisible Cırcus'ta ro! alacak. Jennıfer Egan'm romanından uyarlanacak olan filmde Diaz. intihar eden bir kadmı canlandıracak ve sadece geriye dönüşlerle izleyicının karşısına çıkacak. • variety dergisi, 1998'ın en çok iş yapan 250 filmini açıkladı. Listenin bınnci sırasında, 488 milyon dolan aşan gişe hasılatıyla, James Cameron'ın yönettiği Tıtanic yer alıyor. Listenin sonuncusu ise yaklaşık 952 bin dolarlık geliriyle, Ang Lee'nin yönettiği Buz Fırtınası. • vvhoopi COİdberg21 Martta gerçekleştırilecek olan Oscar ödüllen törenınde sunuculuk yapacak. Bu yıl müsaıt olmadığından, Billy Crystalın görevi üstlenemeyeceği bildirildi. Goldberg 1994 ve 1996 \ ıllannda da aynı görevi yerine getırmı^tı • Alan Bennett. Oxford Üniversitesi tarafmdan kendisine sunulan onur ödülünü bir protesto göstergesı olarak geri çevirdi. lngıliz dramaturg Bennett, oluşturulacak yeni bınmler içın ünıversitenm, medya patronu Rupert Murdoch'dan bağış kabul etmesinı şiddetle kınamıştı. • Val Kilmer. gelecek Batman filminde oynamak için George Clooney'in "Batman ve Robın" filminde aldığı ücretın iki katını talep etti. Kilmer 1995 yılında çevrilen 'Batman Forever'da başrolü üstlenmişti. • Robert Hossein bu kez sahnede general Charles de Gaulle'ü canlandıracak. Oyun ekim ayından itibaren Pans'te sahnelenecek. • John Travoita sinemada yeniden şarkı söyleyecek. Travoita, Gus Van Sant'ın yeni filmi 'Standing Room Only'de mafya içın çalışan bir şarkıcıyı canlandıracak. Filmin çekımlenne 15 Mart'ta başlanacak. • Fabio Frizzf önümüzdeki sezon Verona'da "Sen Dul' operetinı sahneleyecek. Lehar'ın ünlü yapıtında başrolleri Andrea Bocellı. Cecilia Gasdia ve Elıo Pandolfı paylaşacaklar. • Chopin Yılı kutlanıyor. Bestecinin ölümünün 150. yılında çeşıtlı konser, sergi ve konferansların düzenleneceği Chopin Yılı. pıyanıst Dang Thai Son'un Varşova'da verdiği konserle açıldı. • 14. independent Spİrft'ın (Amenkan bağımsız sinema ödülü) en güçlü adayı, Russel Banks'ın romanından sinemaya uyarladığı ve başrollerini Nick Nolte ıle James Coburn'un paylaştıklan 'Afîlictıon' adlı filmiyle Paul Schrader. • Woody Allen Steven Spielberg'ün yeni filminde rol alacak. Allen, komedi niteliğindeki "Loud and Clear' isimlı filmde bir basketbol eleştırmenıni canlandıracak. Filmin çekimlen Nevv York'ta gerçekleştinlecek. • Nicholas Hytner (yönetmen). 53 vaşındaki oyuncu Goldie Havvn'ı hit müzikal Chicago'nun film versıyonu için belırlenen kadrodan çıkardı. Hawn'ın yerine, Woody Allen'm yeni filmi Celebnty'de izleyicinın beğenısini kazanan genç oyuncu Charlıze Theron seçıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle