Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
tmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç
0 Genel Yayın Koordinatörü Hikmet
Çetinkaya 9 Yazıışleri Müdiirü İbrahim
Yddız • Sorumlu Müdür: Fikret tlkiz
O Haber Merkezı Mudürü Hakan
Kara • Görsel Yönetmen Fikret Eser
İstıhbarat CengizYıldınm# Lkonomı Özlem
Yüzak • Kültür Handan Şenköken # Spor.
Abdülkadir Yücelman • Makaleler. Sami
karaören • Düzeltme Abdullah Yazıcı 9
Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu • Bilgı-Belge
Edibe Buğra • Yurt Haberlen: Mehmet Faraç
Yaym Kunılu llhan Selçuk
ıBaşkan) Orhan Erinç, Oktav
Kurtböke. Hikmet Çetinkaya,
Şükran Soner. Ergun Bılcı.
İbrahim Yıldız, Orhan Bursah.
Mustafa Balba>, Hakan Kara.
AnkaraTemsiIcisi Muslafa Balbay Atatürk Bulvan
No- 125, Kat:4, Bakanlıklar-Ankarâ Tel 4195020(7
hat), Faks 4195027 •LzmırTemsılcısı:SerdarKjzık,
H.ZiyaBlv. 1352 S.23Tel:4411220, Faks 4419117
• AdanaTemsılcisı: Çetin Yiğenoğlu, InönüCd 119
S.No:l Kat.l.Tel 363 12 11, Faks. 363 12 15
Muessese Mudurii Cstün Akmen C
Koonhnator AJunet Korubaıl 9 Muha-
sebe Bfiknt Vener«ldare Hûsfyin
Görer • lşletme Önder Çdik • Bılgı-
Işlem NıU İnal 9 Bılgısayar Sısıem
Minvet ÇücrCSatış FızflrtKım
MEDYA C: • Yönetım Kurulu
Başkanı - Genel Müdür Gülbin
Erduran A Koordmatör Retaa
lşıtiHan • Genel MüdurYardımcısı
SevdaÇoban Tel- 514 07 53 -
5139580-513X460-61,Faks 5138463
Va>ımla>aB te Basra: Yenı Gun Haber Aıansı, Basm \e Yayıncıhk A Ş
Türkocajı Cad 39 41 Cagaloghı 34334 lsl'PK 246 lstanbul Td- (0212) 512 05 05 (20 hat] Faks 10 212)513 85 95
24OCAK1999 tmsak: 5.44 Güneş. 7.15 Öğle: 12.23 İkindi: 14.54 Akşam: 17.17 Yatsı: 18.42 www.cumhuriyet.com.tr
Salman Rüşdü
U2 ortaklıgı
• LONDRA(AA)-Hint
asıllı Ingilız yazar Salman
Rüşdü ile ünlü rock grubu
U2'nin, ortak bir şarkı
çalışması yaptıklan
bildirildi. Uİ'nin plak
şirketi tslands'dan yapılan
açıklamada, U2'nın solisti
Bono'nun, Rüşdü'nûn
henûz yayımlanmayan
'The Ground Beneath Her
Feet" adh son romanının
ilk satırlanyla ilgili bir
partısyon yazdığı belirtildi.
Yazar Salman Rüşdü
basına yaptığı açıklamada,
"Ben ve Bono birkaç
seneden beri çok iyi
arkadaşız. Ben ona son
romanımı gönderdim, o da
bana karşılık olarak bu
güzel melodiyi gönderdi.
Bu beni sonsuz mutlu etti"
dedi.
Depremler
can alıyor
• CHICAGO (AA) - ABD
Jeolojik Araştırmalar
Dairesi'nden yapılan
açıklamaya göre 1998'de
dünyada depremden
ölenlerin sayısında, bir
önceki yıla göre 3 mislı
artış olduğu belirlendi.
Geçen yıl, dünyada
deprem felaketlerinden
8928 kişinin öldüğünü
açıklayan Jeolojik
Araştırmalar Dairesi
yetkilisi Waverly Person,
1997'de bu rakamın 2907
olduğunu açıkladı. Jeolojik
Araştırmalar Dairesi
sismograflanyla, geçen yıl
18 ıla 20 bin depremin
tespit edıldiğı ve her güne
50 sarsıntı düştüğü
bildirildi.
Tırfanbeyli'nhi
çilesi
• ADANA (AA) -
Türkiye'nin en sıcak
illennden Adana'da
'yalancı bahar' yaşanırken,
yoğun kar yağışının etkili
oldugu Tufanbeyli ilçesi
adeta doğu illenni
andınyor. Adana merkeze
yaklaşık 200 kilometre
uzaklıkta, Kayseri ve
Kahramanmaraş il
sınınnda bulunan
Tufanbeyli'nin yoğun kar
yağışı ve buzlanmalar
nedeniyle ana yolu zaman
zaman ulaşıma kapanıyor,
ilçenin köylerle bağlantısı
ise sık sık kesiliyor.
Doktor ceımetl
iller
• ANKARA (ANKA)-
Doktor sıkıntısı çekilen
Türkiye'de hekımlerin
yansının 3 büyük ilde
toplandığı belirlendi.
Sağlık işgücünün ve
altyapısının yurt
düzeyinde dengesiz
dağılımı özellikle uzman
hekim açığını gündeme
getiriyor. 3 büyük ilde
hekim fazlası yaşanırken,
77 ilde doktor sıkıntısı
nedeniyle hastalar yeterli
tedavı göremiyor. Hasta
yataklannın yüzde 36'sı,
doktorlann ise yüzde 42'si
lstanbul. Ankara ve
Izmir'de bulunuyor.
Türkıye'de yatak
kapasitesinin yüzde 58'i
kullanılırken. ilçe
hastanelerinde bu oran
yüzde 25'e düşüyor. Bu
nedenle de il merkezlerine
ve büyük illere olan hasta
akını artarak devam ediyor.
Özel eğitim
uçurumu
• ANKARA (ANKA)-
Eğitim harcamalannda,
özel öğretim kurumlan ile
devlet okullannda öğrenim
gören öğrenciler arasında
büyük bir uçurum
bulunuyor. Özel okullar,
dershaneler ve
üniversitelerin bir yılhk
cirolan 500 trilyon lira
düzeyine ulaşırken, özel
okulda öğrenim gören bir
öğrencinin maliyeti, devlet
okullannda öğrenim gören
bir öğrencinin maliyetinin
4 katına yaklaşıyor. Özel
öğretim kurumlannın
yıllık ücretleri 600 milyon
lira ile 2.5 milyar lira
arasında değişirken, özel
üniversitelerin öğrenim
ücretleri de 4 bin ile 10 bin
dolar arasında bulunuyor.
Özel okullann bir yıllık
cirolan, servis ve yemekle
birlıkte öğrenci başına bir
milyar lira olarak dikkate
alındığında. 240 trilyon
liraya yaklaşıyor
Aşın çıplak görüntüler, ileri sevişme sahneleri ve sapık ilişkiler izleyiciler tarafmdan hoş karşılanmıyor
Halk televizyonda sekse karşı
Cocuklar okulda da daha basarılı oluyor
Yaratıcılık için drama yöntemi
ANTALYA (AA) - Cocuklar, yaşamı ve çevresini oyun
oynayarak öğrenir ve bu yolla sosyalleşir. Drama da yön-
tem olarak, bireyin yaratıcılığını bedensel. işitsel. zihin-
sel oyunlarla ve doğaçlamalarla geliştirmeyi hedefliyor.
Antalya Kültür Merkezı (AKM) Sanat Koordinatörü ve
Drama Lideri Tülin Tümrürk Yümaz, bu amaçla çocuk-
lann yaratıcı dünyasını, drama yöntemıyle geliştirmeyi he-
deflediklerini söyledi.
Antalya'da ilk kez kullanılacak drama yöntemi ile ço-
cuklann okullannda daha da başanlı olacağına değinen
Yılmaz, şunlan söyledi: "Drama >öntemi ile çocuklann
yarabcı dünyasmı geliştirmeyi hedeflivonız. Yaraöcı dra-
ma sayesinde cocuklar okullannda daha da başanlı ola-
caklar. Türkrye'de Çağdaş Drama DerneğTnin uyguladı-
ğı bu yöntem. 1982 yılında ilk defa ûlkemizde kulİaıuldı.
Kabtamcı ve ikkr üişkisi içinde sürdüriilen bu yöntemi,'Ya-
şam bir dramadır' cümlesinden yolacıkarakuyguluyoruz.
Şu an Türkiye'de sadece 40 lider var. Ama bu yöntemin
yaran anlaşıİdıkça bu sayı da artacaktuf
Yaratıcı drama yöntemini kullanarak. eğıtimde, klasik-
leşmiş eğitim anlayışından daha iyi sonuç alındığına işa-
ret eden Yılmaz, daha önce lstanbul'daki bir okulda Mil-
li Eğitim Bakanlığı ile işbirliği içinde böyle birprojenin
başlatıldığını anımsattı.
Yılmaz. projenin şu ana kadar başanyla yürütüldüğü-
nü belirterek "Proje kapsamında, düzenli bir afle hayan
olan ve okula giden cocuklar normal eğitim alırken, kim-
sesi olmayan sokak çocuklanna da drama yöntemi ile eği-
tim verilrvor. İlk sonuçlar çok iyi. Sokak çocuklan tüm
olumsuzluklara rağmen ve sadece hafta sonu eğitim alma-
lanna rağmen, haftada 5 gün okula gkfcn diğer çocuklar-
la aynı başarryı gösterdiler" dedı.
Bodrum Kalesi'ndeki Yılanlı Kule'de çeşitli mûzelerden toplanan eserleıie dönemin sağhk çaltşmalan sergflenryor.
'Sevgiye sırtmı dönme'
MERİHAK
BODRUM - "Sevgh/e sırünı dönme. Kadın veya er-
kek. er veya geç, genç veya yaşh ölümü tadacaksın..."
Yıllardır Bodrum Kalesi müdürlüğü yapan Oğuz Al-
pözen'in bu sözü, Yılanlı Kule'de, bir başka deyişle ka-
îenin sağlık ocağımn girişinde gelenleri karşılıyor.
Bodrum Kalesi'nin 5 kulesinden birisinin adı Yılan-
lı Kule. Sağlık Tannsı Asklepions'un MS 4. yüzyılda
yasamış Romalı bir rahibi karşılıyor kuleye gelenleri.
Hekimlik bilgisini dinsel öğretilerden kazanan bu ra-
hipler, çevre ülkelerden gelen hastalan terletme ve müs-
hil yoluyla içini temizleme, rüya yorumlama, telkin gi-
bi yöntemlerle iyileştinyorlardı.
Yılanlı Kule, "doğum-yaşam- ölüm" üçlemesinin
sergilendiği bir mekân. Alt kat girişinde bulunan yılan
kabartması nedeniyle bu adı alan kule. şövalyeler tara-
findan sağlık ocağı olarak kullanılıyordu. Çok tannlı ve
tek tannlı dinlerin vazgeçilmez konusu olan yılan, sağ-
lığın da simgesi oluyor.
Kulenin içinde çeşitli mûzelerden toplanan eserlerle
dönemin sağlık çalışmalan konusunda bilgi edinılıyor.
Doğumun ve üremenin simgesi olan heykelciklerdeki
falluslar. kulenin yapımında büyük sorunlar çıkartıyor.
Kimi muzır buluyor, kuleyi. Kulenin yapımı sırasında
Bodrum Kaymakamı ani bir "baskmla" muzırlığın bo-
yutunu ölçüyor. Bazı eserler, oluşan "basküar" yüzün-
den sergiye çıkanlmıyör. Bodrum Kalesi'ne. çevre ül-
kelerden ve hatta Afnka'dan sağlıgına kavuşmak için
insanlann geldiği. buradaki eserlerden anlaşılıyor.
Kulenin üzerine çıkıldığında Istanköy Adası tüm çıp-
laklığıyla ortaya çıkıyor. îstanköy Adası'nda yaşamış
olan Hipokrates'in pozitif tıp yöntemi ile geliştirdıği Ask-
lepioeion tapınağı görülebiliyor. Ziyaretçilerin tapına-
ğı daha kolay görmesi için kulenin tepesine konulmak
istenen dürbün ise bir türlü bulunamıyor.
Tüm canlılann kısa ya da uzun yaşadığı doğum-ya-
şam- ölüm üçlemesi adım adım bu kulede izleniyor. Bod-
rum Kalesi Müdürü Oğuz Alpözen'in sözü ise kulak-
larda çınhyor:
"Her şey insanoğlunun muduluğuiçindir. Dün de böy-
leydi, yann da böyle olacakör_"
Yılanlı Kule'de sergilenen eserlerde. "doğum-yaşam-
ölüm" üçlemesi ana temaşı oluştunıyor.
Dalyan'daki kaplıcalar sorun
Çamur banyolannda
mülkiyet tartışması
e-posta : tan (a prizma. net. tr
ÖZCAN ÖZGÜR
MUĞLA- Yaz aylannda
pek çok ünlüyü ağırlayan ve
kükürtlü çamur banyolan
ile tanman Sultaniye Kaplı-
calan'nın mülkiyetinin kime
ait oldugu tartışma yarattı.
Mülkiyete sahip çıkan Or-
man Genel Müdürlüğü, kap-
lıcalan yıllığı 1.5 milyar li-
radan 20 yıllığma Sultaniye
Muhtarhğf na kiraladı. Kı-
ralamaya karşı çıkan Köy-
ceğız Belediye Meclis üye-
sı Salih Erbaj-, kaphcalann
mülkiyetinin Özel Ceyre Ko-
ruma Kurumu'na (ÖÇKK)
ait olduğunu bildırdi.
Köyceğız Gölü ve Dal-
yan kanalındaki bölgenin
turizm lokomotifi konumun-
da oian Sultaniye Kaplıca-
lan'nın Sultaniye köyüne
haksızyerekiralandıgını sa-
vunan CHP'li belediye mec-
lis üyesi ve CHP tlçe Baş-
kanı Salih Erbay şunlan söy-
ledi: "Bu alan tartjşmafa M-
çimde orman tahdit sırurla-
nnda yer alıyor. Belediyenin
isteği ile 1995'te tahditten çı-
kanlmadı. Belediye Köyce-
ğiz'in çıkarlannu srvasal ÇK
karlara kurban etti Tahdit
dışı kahnası haünde beledi-
yenin olacak mülk. 7 vıldır
belediye işletmesinde olma-
sına rağmen Orman İdare-
si tarafından Sultanhe köyü-
ne verildi. 383 sa> ılı kanun
hükmündeld kararnamenin
10. maddesi (e) bendine gö-
re bu alanın OÇKK tasarru-
fiında olması gerekiyor."
Köycegiz Orman "lşletme
Müdürlüğü yetkilileri de
yaptıklan açıklamada işlem-
lenni savunurken. söz ko-
nusu alanın Orman Tahdit
Sınırlan içinde kaldığını ve
intifa hakkının 20 yıllığına
Sultaniye köyüne devredil-
diğini kaydettiler.
Ailesiyle birlikte televizyon izleyenlerin yüzde 76.57'si, programlarda
seks dozajının öne çıktığı sahnelerden 'rahatsızlık' duyuyor.
ANKARA (AA) - Ailesiyle birlik-
te televizyon izleyenlerin yüzde
76.57'si, televizyon programlannda-
ki seks dozajının çok öne çıktığı sah-
nelerden 'rahatsızlık' duyuyor.
TRT Yayın Planlama Koordinas-
yon ve Değerlendirme Dairesi Başkan
Yardımcısı Mehmet Mete,"Televizyon
Yaymbumm Türk Tophımu İ zerinde-
ki EddferTbaşlıklı çahşmasında, "seks
dozu yüksek programlann Türk top-
lumu üzerindeld etkilerini" ınceleyen
bir araştırmaya yer verdi.
Ankara, îstanbul, Izmir, Adana, Er-
zurum. Diyarbakır, Antalya, Malatya,
Konya, Edirne ve Trabzon illeri ile
bu illere bağlı ilçe ve köylerde yapı-
lan araştırmada, ailesiyle birlikte te-
levizyon izleyenlerin yüzde 76.57'si-
nin, programlardakı seks dozajının
çok öne çıktığı sahnelerden 'rahat-
stzhk' duyduğu belirlendi.
Aynı araştırmaya göre, aşın çıplak
görüntüler, ileri sevişme sahneleri ve
sapık ilişkiler, izleyicüenn çoğunlu-
ğu tarafindan hoş karşılanmıyor.
Ahlaki değeriere etki
Gelir sevıyesı yüksek aile fertleri-
nin yüzde 53.05'i, aşın seks yayınla-
nnın ahlaki değeriere "çağdaşyakla-
şımgetirdiğini''.yıizde43.4rıde
-
ab-
laki değeriere berhangi bir etkisi ouna-
dığını" düşünüyor.
Gelir seviyesi orta ve düşük aile
fertlerinin yüzde 70.62'si "Aşm seks
yayınlan, örf ve adetkrimize ters düş-
tüğü için k&rnuşık duygular varab-
yor", yüzde 40'ı "Cinsd sapıkîığa yol
açıyor" ve yüzde 61.01'i de "Aile y«-
pısua zarar veriyor" görüşünde.
Aşın seks yayınlanndan rahatsız-
lık duyanlar, genelde başka kanallan
açıyor. Başka kanallan tercih edenle-
rin oraru ise yüzde 65.55.
Araştırmada, seks dozajının yüksek
ölçüde kullanılması ve çok sık ekran-
lara getirilmesinin, toplumun genel
ahlak anlayışını etkılediği, sürekli ola-
rak cinsel arzulan tahrik ettiği, ar ve
haya duygulannı zedelediği, genç kız
ve kadınlann saygıdeğer şahsiyetleri
bir tarafa bırakılarak öncelikle seks ve
zevlc aracı olarak görülmelerini sağ-
ladığı görüşlerine yer verildi.
Söz konusu araştırmada aynca, sık
sık ekrana getirilen cinsel sapıklıkla-
nn gençleri özendirdiği ve toplumun
bu tür olaylara karşı tepkisini azalttığı
saptandı.
Melendiz Irmağı
9
mn küçük
IŞILÖZGENTÜRK
Ona orada rastladım, Ihlara Vadi-
si'nde. Vadi 14 kilometre uzunlu-
ğundaydı ve tatn ortasından Kızılır-
mak'a kavuşmak için acele eden Me-
lendiz Irmağı akıp gidiyordu. Vadi
duvarlannı oluşturan kayalıklarda
yüzlerce oyuk vardı ve bu nedenle va-
di. yüzyıllarboyunca keşişlerin iba-
det için, yöre halkının da istilacılar-
dan korunmak için sığındığı bir yer
olmuştu. Keşişler buralarda kendi
kiliselerini kurup du-
aya oturmuşlar, sıra-
dan insanlar bir ömür
geçirmışlerdi. Vadide
yürüdükçe kiliseler
peşpeşe ortaya çıkı-
yordu. Bu kiliseler
içinde ben en çok, Yı-
lanlı Kilise'yi sevdim.
lçerdeki motiflere mi.
yoksa o motiflerden
esinlenerek kendi uy-
durdugum hikâyelere
mi vuruldum, bilmi-
yorum.
Dilimin ucuna ge-
len ilk hikâye şöyle:
Yılanlı Kilise'nin
Batı duvannda koca-
man bir resim var. Re-
simde dört çıplak ka-
dın yılanlann saldm-
sına uğramış. Daha
doğrusu kadınlar san-
ki bir suç işiemişler
de, yılan dolu bir çu-
kuraatılmışlar. Kadın-
lar biraz kurban gibi.
Birinci kadının ne suç
ışlediği, resmin o bölümü tahrip edıl-
diğinden pek anlaşılmıyor. tkinci ka-
dın en kutsal analık görevine karşı gel-
miş, çocuğunu emzirmemiş, bu ne-
denle, yılanlar onu göğsünden ısın-
yoriar. Üçüncü kadın anlaşılan büyük
bir yalan söylemiş, yılanlar onu di-
linden ısınyorlar. Dördüncü kadın
büyük sözü dinlemediği için yılan-
lar onu kulağından ısınyorlar. Vah-
şi bir resim bu. Kadın kısmına ibret
olsundiyeyapılmışbirresim bu! Ki-
lise tahminen 9. yüzyılda yapılmış,
o günden bu güne kadınlann makûs
kaderinde hiçbir değişiklik yok gi-
bi. Ya da resmin etkisiyle ben öyle
düşünüyorum.
Biz küçük bir grup olarak vadiye
Ihlara Köyü'nden girdik, Melendiz
Irmağı'nı takip ederek tam orta yer-
de yukan çıktık. Bu orta yerdeki kö-
yün adı çok güzeldi:
Belisırma.
Hızlı söylendiğinde adı yabancı
bir parfum adını çagnştıran bu köy,
ırmak kıyısına çok yakışıyor. Her
şeyiyle etkileyici. Yorulan ayaklan-
mı dinlendirirken, köye dalıp gitmiş,
düşünüyorum. Daha doğrusu kendi
kendime soruyorum:
"Neden içinden ırmak geçen kent-
ler, köyler diğerlerine oranla daha
çekkkİir? Neden buralarda \aşayan
insanlar daha hoşgörütü, daha nese-
Bdir?" Bu sorulann yanıtını henüz
bulamadım ama, belkı Belisırma'da
rastladığım Arife,onun yüzündeki gü-
lümseyiş bir şeylerin yanıtıdır.
Yazımın en başında söz etmiştim.
Ihlara Vadisi'nde, Melendiz Irma-
ğı 'nın yanıbaşında rastladığım o kü-
çük kızın adı Arife. Henüz dokuz
yaşında. Hani bir söz vardır, "Tann
bir boş zamanında yaratnuş" deriz,
bu tıpatıp Arife'ye uyuyor. Ama Ari-
fe ne olağanüstü siyah gür saçlannın
ne de pınltılar saçan kara gözlerinin
farkında. Onun derdi gücü Melendiz
Irmagı'nın yanıbaşında durupeşeğiy-
le birlikte turist kovalamak.
Çünkü Arife okumak istiyor. Köy-
de az bir tarlası ve yirmi beş koyu-
nu olan ailesinin onu okutacak gü-
cü yok. Arife dokuz çocuğun en kü-
çüğü. Dört ablası, dört ağabeyi var.
Ablalar evlenecek, ağabeyler iş tu-
tacak.. sıra Arife'ye
gelecek. Durum
umutsuz. Durumun
umutsuzluğunun Ari-
fe de farkında. Bu ne-
denle düşünüp taşı-
nıp bir çare bulmuş.
Evin emektar koca-
kulağım yaruna ka-
tıp ırmak kıyısına in-
miş. Vadiyi yürüye-
rek geçmeye çalışan
turistleri beklemeye
başlamış.
Doğrusu vadinin
orta yerinde yorulan
çok turist var. Ondan
sonra gelsin Arife'nin
eşeği. Üstelik su pa-
rasına. Yaklaşık dört
kilometrelikyol,400
bin lira. Biz ona rast-
ladığımızda Arife be-
şinci müşterisini va-
dinin çıkışına bırak-
mış yenisini bekliyor-
du. Bizim küçük gru-
bumuzda kimse yor-
gun görünmüyordu,
üç yaşındaki en küçük gezgin llgaz
dışında. llgaz hiç itirazsız eşeğe bin-
di, tıpış tıpış vadiyi geçti.
Yolun sonunda Arife bütün ısrar-
lanmıza rağmen para almadı. Çün-
kü llgaz küçücük, el kadarbir çocuk-
tu.
Sonra Arife eşeğiyle birlikte yanı-
mızdan aynldı. Biz Ilgaz'ı sevgili
Belisırma'da bırakıp döndük.
O umanm okul harçlığını çıkara-
cak parayı kazanmıştır. Çünkü bunu
çok hak ediyordu.
isoz50@hotmail.com ;
Roç