17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 OCAK 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 13 ŞİRKETLERDEN • AYGAZ, kültürel hayatımızı renklendirecek bir eser hazıriadı. Kitaplığuuzda severek yer \r ereceğinİ2 "Tannlar Dağı Nemrut" Ue Nemnıt Dağı'nın zirvesinde dolaşacaksınız. Eserde, Kral Antiokhos'un vasiyetnanıe niteliğinde olan kült > aatının Türkçe'ye çevrilmiş tam metni de yer alıyor. • İSTANBUL99 Uluslararası Mücevher, Takı, Saat ve Malzemeleri Fuan. 4-7 Mart tarihleri arasında yapılacak. lstanbul Ticaret Merkezi'de diizenlenecek fiıara 500'ün üzerinde üretici fîrma katılacak. • İNTERTÖV küçük kızlar için "Canım BebeğuiTi hazniadı. Canun Bebegim isteklerini ağlayarak iletiyor. Hasta olduğunu söyleyebilen Canun Bebeğim, ihfiyaçlan karşılandığında ise etrafa gülücükler dağıtıyor. • PlYALE'nin hazır çorba çeşitleri yenilendi. Ev çorbası tadında hazırlanan Piyale Çorba "nın, tarhana, acıli tarhana, şehriyeli tavuk, işkembe, kremalı mantar, mercimek, ezo gelin ve yayla çeşitleri bulunuyor. • HEWLETT Packard. ticari amaçlar için geliştirdiği HP Kayak NT ^orkstation sisteminin tanıtımını yapü. PC \Vorkstation, global destek ve >öne(im aracı. yüksek çözünürtükte grafik ve görüntü oianaklan sunuyor. • ACER, 1999 yıhna yeni bir kampanya ile başlıyor. Acer, yeni kampanyasında Power 6000 model PC'yi 799 dolar, Extensa 500 notebook'u ise 1.349 dolara tüketıcilerine sunuyor. • ARKO Baby, kimsesiz çocuklara bayram hedhesi verdL İstanbul'daki Sosyal Hizmetler Müdürlüğii'ne bağlı çocuk yuvalan, yetiştirme yurtlan, kreşier ve Darülaceze'de kalan çocuklara Arko Baby şampuan hediye etti. • LUCENT Technologies'in Bell Laboratuvarlan'nda yere düştüğünde kınlmayacak bılgisayar ekranlan için araştırmalar yapılıyor. Plastik transistörlerin özellikle yüksek hacimli uygulamalarda yararlı olacağı belirtiliyor. • TÜRKTYE Teknoloji GeHşnrme Yakfi (TTGV7 ), Arasörma - Geliştirme çaiışmalanna Dış Ticaret Müsteşarlığı kaynağından sermaye desteği veriyor. Yaratıcı ve yenüikçi projelere destek veren TTGV'ye son başvuru tarihi 29 Ocak olarak belirlendi. • BOEtNG Havacılık, 1998 yıhnda toplam 568 ticari uçak teslimatı yaptığını açıklayarak bunun geçen yıla oranla yüzde 50 fazla olduğu belirtildi. Aynca, Boeing'in bu yıl için 656 uçak siparişi aldığı ve teslimat hedefîne ulaştığı açıklandı. Yatınmsızlık ve özel kuruluşlara rant aktanmı, SSK sağlık hizmetlerini köreltti SSK'de gizli özefleştirmeRAıMJ SALMAN ANKARA - Ailelenyle birlikte 30 mil- yonu aşkın kişiye sağlık hizmeti sunan Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK); yatı- nmsızlık ve özel sektöre rant aktanmı po- litikalan nedeniyle gizli özelleştirme sü- reci yaşıyor. Özellikle 1980'lerin ikinci yansından başlayarak sağlık sigortası da- lında izlenen yatırım ve personel politika- lanyla yaşanan özelleştirme süreci, bu hü- kümet döneminde çıkanlmaya çalışılacak olan SSK yasa tasansı ve sağlık hizmet- leriyle sigorta hizmetlerinin aynlması an- layışıyla yerleştirilmeye çalışılıyor. Yüksek iç ve dış borç ödemeleri nede- niyle stand-by anlaşmasıyla 10-15 milyar dolarlık kaynak sağlamaya çalışan Türki- ye, Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) sos- yal güvenlik koşuluyla karşı karşıya bu- lunuyor. IMF'nin istekleri doğrultusunda emeklilik yaşının yükseltilmesinin yanın- da, sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi yolunu açacak olan bir yapılanma öngö- rülüyor. Yatınmlar azaldı SSKverilerine göre 1988 yıhnda kuru- mun sağlık hizmeti sunduğu 16 mih/on 487 binkişinin 1997 yıhnda 30 milyon 379 bin- le Türkiye nüfusunun yaklaşık yansına ulaşırken: aynı dönemde ayakta tedavi hiz- metleri yaklaşık 2 kat, yatakta tedavi hiz- metleri ise ancak yüzde 50 oranında art- tınlabildi. SSK'nin bakmakla yükümlü olduğu kişi sayısındakı arnşa karşın. 1993 'te 28 bin 204 olan yatak sayısı 1994'te 26 bin 877'ye düşürüldü. Yatak kapasitesi, ancak 1997 yıhnda 28 bin 928'e ulaştınldı. Yatınm harcamalannın toplam gelirler içerisindeki payı ise 1992 yılından itiba- ren sürekli azaltılmaya başlandı. Yatınm harcamalannın toplam gelır içinde 1989 yıhnda binde 13 olan payı, 1996 yıhnda binde 6'ya kadar geriletilirken; 1997 yı- hnda buoran binde 9 olabildi. Yine 1991 'de 68 olan yatınm sayısı 1997 yıhna gelin- diğinde 22'ye kadar düşürüldü. Yapıian ya- tmmlann yatakh kuruluşlaryerine yatak- sızlara aktanlması dikkat çekiyor. Yatakh sağlık kuruluşlanna yapılması gereken yatınmlann 1994"ten beri düşme eğiliminde olduğu görülürken 1996-1997 OSK'ninsağlık hizmeti sunduğu kişi sayısı 1988 yıhndan 1997 yıhna yüzde 50 artışla 30 milyonu aşarken yatak sayısı yerinde saydı. Yatınmlar içindeki payı sürekli düşen sosyal güvenlik harcamalannda öncelik yatakh sağlık kuruluşlan yerine yataksızlara kaydınlarak IMF isteklerine hazır duruma getirildi. yıllannda sağlık alanında yapıian yatınm- lann da makine, teçhizat, taşıt gibi gerek- sinimleri karşılamaya dönük olduğu gö- rülüyor. 1988 yıhnda 746 yatağa bir sigortah düşerken 1997 yıhnda bu rakam 1050'ye çıktı. Yatınmlardaki kısıtlamanın olumsuz sonuçlan, 1997 yıhnda kurum tedavi gi- derlerinin yüzde 26'hk bölümünü oluştu- ran52 trilyon 716 milyar lirayı kurum dı- şındaki sağlık kuruluşlanna aktanlması olarak ortaya çıkıyor. SSK, 1987 yıhnda toplam 257 milyar lira olan tedavi gider- lerinin 207 milyar lirayla yüzde 80'i ku- rum sağlık tesıslerinin giderlerinden olu- şurken bu pay 1997 yıhna gelindiğinde yüzde 74'e düştü. Dışanya aktanlan kay- nağm, aynı dönemde toplam tedavi gider- leri içindeki payı yüzde 20'den yüzde 26'ya çıkartıldı. Personel yetersizBği SSK"nin kadro sayısı 1991 yıhnda 60 bin 236 olan ve bunun 55 bin 703'ünü kullanırken 1992 yılında bu sayı 60 bin 58'e düştü. Fiilen kullanılan kadro sayısı da 55 bin 655'e indirildi. Kurumun hizmet ver- diği kişi sayısındaki artısa karşın 1992, 1995, 1996've 1997 yıllannda kadro ip- tallenne gidilmesi nedeniyle 7 yıllık sü- reçte kadro sayısı 55 bin 703'ten, ancak 59 bin 204'e çıkabildi. Partizan kadrolaş- manm gerçekleştirildiği REFAHYOL dö- neminde ise 8 bin 167 kişilik boş kadro- nun 3 bini kullanıldı. 1987-1997 döneminde hizmet sunulan kişi sayısı yüzde 84 artmasına karşın, sağ- lık alanında çalışan kişi sayısı, yalnızca yüz- de 19 arttınldı. Sağlık alanında var olan kadrolardan kullanımoranı da 1993 yıhn- da yüzde 96'yken 1994'te yüzde 90'a, 1995 'te yüzde 89'a, 1996'da yüzde 87'ye kadar düştü. Ancak sağlık harcamalan- nın kurum gelir ve giderleri içindeki ora- nı ise arttı. SSK verilerine göre 1988 yı- hnda kurum gelirlerinin yüzde 13'ünü alan sağlık harcamalan 1997 yıhnda yüz- de 22'sini kapsamaya başladı. Hastalık sigortası, ilk kez 1994 yıhnda açık vermeye başladı 1993 yıhnda 3 tril- yon 323 milyar lira artısı olan hastalık si- gortası dalı 1997 yıhnda 7 trilyon 705 mil- yar lira açık verdi. Işadamları devalüasyondan Türkiye 'nin de olumsuz etkileneceğini belirtiyor Türk iş dünyasında Brezilya endişesiİSTANBUL (AA) - Uzakdoğu ülkeleri ile başlayan küresel kri- zin etkilerinin başta Brezilya ol- mak üzere, Güney Amerika ül- kelerine sıçraması, Türk iş çev- relerinde endişelere yol açtı. Sabancı Holdıng Yönetim Ku- rulu Baçtyırş ŞakıpSabancı. Bre- zilya•daki krizin-k%ndilerini en-' dişelendirip endişelendirmediği konusundaki birsoruya karşılık, "Elbette endişeleniyorum*' dedı. Küresel krizlerden bütün dün- yanın etkilendiğine dikkat çeken Sabancı, Japonya'ya yaptığı son ziyareti sırasında da büyük Ja- pon fırmalannda bu yıla. hatta ba- zı konularda 2000 yıhna dönük kaygılar gördüğünü söyledi. Sabancı. "Biz bundan aynla- mayız. Bizim de kendimize mah- sus meselelerimiz var. Bir türlü is- tikrarü, güçlü hükümerJere ula- şamıyonız*' dedi. Komili Holding Yönetim Ku- rulu Başkanı Halis Komili ise ge- çen yıllarda dünyanın büyük ra- hatsızlıklar geçirdiğine, geçir- meye de devam ettiğine işaret ederek şu görüşleri dıle getırdi: "Tabii her türlü hadise düşün- dürüyor,endişelendiriyor. Ancak rulu Başkanı Feyyaz Berker, Bre- zilya'daki gelişmelerin, ıhracatı- nın yüzde 20"sinı Latın Amen- ka"ya yapan ABD'yı yakından ilgilendirdiğinı vurguladı. Brezilya'nm devalüasyon ya- tekstil ve demir-çelik dahil bir- çok sektörde o fiyatlar. dünya pi- \asalannda >cniden reses>Dna \<ol açabüir" dedi. Organik Kimya Yönetim Ku- rulu Başkanı Aldo Kasknvski de Oabancı küresel krizler€en'[ !'n bütün dünyanın etkilendiğine dikkat çekerken, Komili ise Brezilya'nın Amerikan yatınmlan ağırhklı bir bölgede bulunmasının yaralan çabuk iyileştireceğini iddia etti. Amerikan yatırımının ağırlıklı olarak Güney Amerika ve bu ara- da BreziKa'da olnıası. onların te- dasilerini çogu /aman daha çabuk gerçekleştirir di>e düşünüwrum. O bakımdan korkutucu boyut- lan bulmaz diye dü^ünmek isti- yorum." Tekfen Holding Yönetim Ku- parak mali piyasalan kanştırma- sı ve IMF'nin sınırlı kaynaklan- nın bulunması nedeniyle. Türki- ye'nin de endirekt olarak etkile- neceğini ifade eden Berker, "Bu tür krizler, zbıcirteme reaksiyon etkisi taşıyor. Çin'e atlama tehli- kesi var. Türkiye için Çin çok önemli. Devalüasyon yaparsa, Güney Amerika ülkelenndeki bir krizin, Türkiye'yi endirekt etki- leyeceğı görüşünü savundu. Kaslovvski, "Mesela IMF iBş- kilerinı etkiler. Para sıkıntısı için- de olduklannı biliyoruz. Krizden önce.önceükTürkhre'deidLŞim- di öncelik ne olacak diye merak- la bekliyoruz. Haliyle, Güney Amerika'daki herhangi bir kriz- de, çok daha yakın ve direkt et- kilendiği için Amerika'nın rutu- mu farklı olur. Brezilya'nın önce- lik alacağını tahmin ediyoruz" dedi. Alcatel Teletaş Genel Müdü- rü Lütfi Yenel, kriz sürecini, özel finans kurumlannın gelişmekte olan ülkelere daha dikkatli har- cama yönünde bir tutum içıne girmeleri bakımından Türkiye için negatıf bir gelişme olarak gördüğünü söyledi. Yenel, "Ancak öbör taraftan, oralardan kaçan paranın bir ye- re gitme gereği \ar. Türkiye'yi bu açıdan şanslı görüyorum. Bura- da hem bir risk hem de fırsat var. İnşallah Türkiye bunu nrsata çe- virir" dedi Borusan Holding Yönetim Ku- rulu Başkanı Asun Kocabıyık ise Brezilya krizinin Türkiye'yi et- kilemeyeceği görüşünü dile ge- tirdi. ÇAUŞ3V1ALAR DEVAM EDİYOR Küreselsermaye MAI'de kararlı MERİHAK İZMİR-Çokulusluşir- ketlere ulus devlet yasala- nnın çok üzerinde haklar tanımayı hedefleyen MAI (Çok Taraflı Yannm Anlaş- ması) için kapalı kapılar ardındaki hareketlilik sürü- yor. Dokuz Eylül Üniver- sitesi Iktisadi Idari Bilim- ler Fakültesi öğretım görev- lisi Dr. YaşarUysalGATT Anlaşmasf nın (Mal ve hiz- metlerin serbest dolaşımı- na ilişkin anlaşma) 47 yıl süren görüşmelerin ardın- dan imzalandığına dikkat çekerek uluslararası ser- mayenin MAI'de ısrarcı olacağını vurguluyor. Küreselleşen ve sınırta- nımayan sermaye hareket- lerine uluslararası bir dü- zen getirme çabası olarak nitelenen MAI. yatınm ye- ri arayan kuruluşlar için birçok engeli ortadan kal- dınyor. Şirket deviete karşı Anlaşmaylabırlikte kâr transferi sınırlamasının, ya- bancı yatınmcılara getiri- len ihracat garantismin or- tadan kalkacağını; yaban- cı yatınmcılann devletle- rin aleyhine dava açma hak- kının da oluştunılacağını belirten Dr. Uysal, anlaş- manın tamamen yabancı tekellerin lehine olduğuna dikkat çekti. Dr. Uysal, şunlan söyledi: "Küresel- teşmenin arkasına sığınıp pembe birdünya \aratnlar. Böyle bir dünya sözü ver- diler. Bunlann alündaki amaç. dünyadald nlm sı- nırlanyabana tekefler için kakürmakn. Ancak bu aşa- mada önlerine bazı en^l- ler çıkh. Birincisi Fransa buna karşı çıktı. Aynca dünyada birekonomik kriz ortaya çıkınca sermayeler kontrol alünaahndı. Küre- seDeşmenin de toz pembe olmadığı anlaşıldı. Sıcak paranın girerken iyi çıkar- ken \ikıa olduğugörütdü." ABDnın dış ticaretinın yüzde 15'ini oluşturan Bre- zilya'nın devalüasyon yap- tığını belirten Uysal. bu devalüasyonla birlikte ABD'nin pazannda bir da- ralma yaşandığını kaydet- ti. Uzakdoğu'da yaşanan krizden sonra kaçan para- nın güvenli bir liman ara- dığını ve ABD'ye gittiği- ni dile getiren Uysal, şu anda ABD ve Avrupa ül- kelerinde kriz olmadığmı ancak onlann iş yaptığı pa- zarlarda kriz yaşandığını ifade etti. Uysal, "Eğerbu bölgelerde yaşanan kriz özeflikk ABD'de rcelobrak birdaralmayaranrsa dün- ya ekonomisi o zaman glo- bal bir krizin içine girer" diye konuştu. Bu aşamada MAI'nin çahşmalannın durdurul- muş gibi gözüktüğünü an- cak tüm olumsuzluklara karşın çahşmalann sürdü- rüldügünü savıman Dr. Uy- sal, "Şimdi rafa kakünl- mış gibi görülse de bir gün mutlaka gündeme geiecek bu anlaşmaya Türkhe'nin çok dikkatli otması lazun" dedi. Yarınlarınızın güvencesi için keyfinizi kaçırmayın! Güvenceli Hesap y Güvenceli Hesap, döviz yatınmınıza yüksek kazanç sağlarken ücretsiz hayat sigortası kazandırıyor. Güvenceli Hesap, Iktısat Bankası'nın özel sorunlara getırdiğı özel çözıimlerden sadece bırı Gelın konuşalım, size en uygun çözümü sunalım. T»l: (0212) 274 18 16 http Ifmm ıktısatbank com Ir İKTİSAT Memnu niyetle Nakit Ahşverış • Nakıt Ev • Nakıt thtıyaç • Nakıt Otomobıl • Nakit Tatil • Nakıl Çek • Nakıt Hesap • Nakıt Keaıye İŞÇİMNEVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Diş Parlatıcı Bayramın karanlık, yağışlı ikinci gününün saba- hında, çoğunluğun sıcak yataklannı terketmedik- leri saatlerde, Beyazrt meydanının işportacıları son hazırlıklannı yapıyorlar. ilk müşterilerle ve iç içe tezgâhlarla bile zor yü- rünüyor. Varoşlardan ücretsiz otobüslerle inenler yığıldığında ne olacağı, öncekı günlerden bilini- yor. Zaten birkaç günde yığılmış çöp kümeleri ye- terince ipucu veriyor. Bol soğanlı kokoreç tezgâh- lannın önünde birikenlerle satıcılar arasında hızlı pazarlıklar başlamış. "Kokoreçin de pazarlığı mı olur" demeyin. Bal gibi de oluyor. Almak isteyen "150 bin liram var" deyince, satıcı "O da olurağabey" yanıtı ile müş- teri geri çevirmiyor. Tabii yarım ekmek içine konan kokoreç, soğan miktanndan indiriminı yapıyor. Sabah televizyon haberlerinden izlediğım bol reklamlı belediyenin bedava ekmek kuyruğuna, önünden geçtiğim belediye ekrnek büfelerinin 3'ünde de rastlayamadım. Büfeler kapalı, satıcı- ları bile yok. Ya bedava ekmekler çok daha erken saatlerde tükenmiş ya da buralara kadar ulaşama- mış. Bildik en kalitesiz, en ucuzundan her şeyin sa- tıldığı tezgâhlar arasında çok sık rastladığım "Av- rupa diş parlatıcı" yazısına kafam takılıyor. Gaze- teye vanr varmaz bir dış hekimi dosta danışıyo- rum. Tahmin ettiğım gibi diş macunu, diş fırçası kullanma alışkanlığı olmayan, yoksul kültürün in- sanlan arasında bir yerlere giderken özel günler- de diş parlatıcı kullanma alışkanlığı var. Saramnış dişler içinde halk arasında oksijenli su olarak bili- nen hidrojen peroksit bulunan tozlarla temizleni- yor. Tabii ki çok zarariı, diş etleri hastalıkları, diş çü- rümelerini hızlandırıyor. Diş hekimi dostum Zişan Kızıl, bırakınız dişle- rini fırçalama, diş macunu kullanma alışkanlığı ol- mıyanlann dişlerini tozla temizlemelerinin zararla- nnı, düzgün diş temizliği, bakımı yapanlar için bi- le beyazlatıcılann zarariı olduğunu anlatıyor. Diş he- kimlerini bilgilenme toplantıları içinde yakın tarih- te bu türden çok canlı, önemli tartışmalann yapıl- dığını vurguluyor. Sosyete doktorlannda estetik kaygılarla uygu- lanan yöntemler arasında diş beyazlatmanın çok pahalı bir hizmet olduğunu, bu konunun meslek. etik değerleri içinde tartışıldığını belirtiyor. Bilim- sel gerçeğin, tartışma sonuçlannın doktor eliyle diş beyazlatmanın da diş ve diş eti sağlığını tehdit eden bir işlem olduğunu ortaya koyduğunu, ken- disinden bu tür hizmeti isteyen hastaları zararia- rını anlatarak tedaviden vazgeçirdığini söylüyor. Diş beyazlatıcıdan soğuk, yağışlı bir bayram gü- nünde, iş dışında ancak ücretsiz otobüslerle ken- te inen varoşluların bayram eğlencesine geri dö- nüyoruz. Kalabalıklarda gençler büyük ağırtığı oluş- • turuyorlar. Tramvay geldiğinde büyükleri itekleye- rek aralardan koşarak boş yerleri kapıyorlar. Bir gü- rültü, bir itiş kakıştır gidiyor. Belli ki en büyük eğ- lenceleri, bir otobüsten, birTramvaya, oraya bu- raya gitmek. Konuşmalannda hep kalan para he-^ sabı yapıp, ceplerinden çıkardıkları harçlıkları sa-r, yarak ne yiyebilecekleri, nereye gidebılecekterinin- : kavgasını yapıyorlar. Bu arada ayakta yaşlılar birikince, kimileri uta- nıp yer vermek için kalkıyor. Diğerleri yaşlılara yer verenle "inek" diyerek dalgasını geçiyorlar. Derken bir başka kavga, okulu bırakmışlarla devam eden- ler arasında çıkıyor. Okulu bırakmış olanlar, arka- daşlarına arada bir tartışma adına hafiften tokat, yumruk atarak öfkelerini bastırmaya çalışırlarken okuyanın üniversite mezunu çöpçü olacağını, ken- dilerinin çalışarak daha kolay zengin olacaklarını savlıyorlar. Sonunda kımın daha zengin olacağı üze- rine yeminli iddialara giriliyor. Varoş kalabalıklan kent merkezierinde de ancak seyyar satıcılara, en fazlasından ucuzcu dükkân- lara ulaşabiliyorlar. Biraz daha kaliteli kafeteryala- n, sinemaları, alışveriş mağazalannı doldurmak, yi- ne en azından bir üst orta sınıftan gelenlere, bir- leştirilmiş bayram tatilinde bir yerlere kaçamayan- lara kalıyor. Bayramlarda ücretsiz yolculuklar, bedeli sonra- dan halka. yine dar gelirliye bilet fiyatı, vergi ola- rak çok daha ağır ödetilerek din duygularının, bay- ramın sömürülmesınde çok önemli bir araç olarak kullanılıyor. Ancak bu sayede kent merkezlerine ge- lebilen varoşlularla, kent merkezierinde yaşayan- lar, kuramadıkları iletişimi bayramlarda karşılıklı biraz daha yitirmiş olarak kendi koşullan, kendi de- ğer ölçüleri içinde kendi bayramlannı yaşıyorlar. DTM'nin raporu Euro dünya mali sistemini etkileyecek ANKARA (AA) - Dünya- nın ikinci büyük para biri- mi olmaya aday Euro'nun yürürlüğe giımesiyle. Av- rupa'nın olduğu kadar dün- yanın da mali sisteminde önemli değişiklikler mey- dana gelmesi bekleniyor. Dış Ticaret Müsteşarhğı (DTM) Ekonomik Araştır- malar ve Değerlendirme Genel Müdürlüğü tarafın- dan hazırlanan, "Ekono- mik Parasal Birlik Sürecin- de Tek Para Euro'ya Ge- çiş" adh raporda, Euro'nun dünya ticaretine ve Türki- ye'ye muhtemel etkileri de- ğerlendirildi. Olası etkiler şöyle: - Ulusal paralann birbi- rine dönüşümünde ortaya çıkacak maliyetlerinin or- tadan kalkması ile yapıian iç ticaret, pazann derinliği- ni daha da arttıracak. - Tek para sistemine ge- çişle birlikte üretimde kon- solidasyon hızlanacak, şir- ket birleşmeleri ve üretim tesislerinde kapanmalar ar- tacaktır. Bunun bir sonucu olarak dağıtım kanallannın da yeniden oluşturulması gerekecek. -Çokuluslu şirketlerin fa- ahyetlerini muhasebeleş- tırmede kolayhk olacak Kredi riskj kavramı -Euro'ya geçen ülkeler arasında kur riski kavTamı yerine kredi riski kavramı ön plana çıkacak ve bu du- rum rating kavramının öne- mini arttıracak, bu iç finans piyasalannın daha hızlı en- tegre olmasını sağlayacak. -Parasal birlik içindeki finans piyasalannı birbiri- ne bağlayan TARGET ad- lı ödeme sisteminin kurul- masıyla piyasalann geçiş- liliğinin ve derinliğinin art- ması bekleniyor. - AB genelinde yüksek olan işsizlik oranlarının, Maastrich kriterlerine uyum amacıyla maliye politikala- nna gelen kısıtlamalar ne- deniyle orta vadede devam etmesi bekleniyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle