Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 MAFtT 1998 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Nesin Vakfı'nda
arama
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Yazar Aziz
Nesin'in avukatı Veli
Devecioğlu, Çatalca'daki
"çocuk cennetT'nin
kaymakam yönetiminde
jandarmalar tarafından
aranmasına sert tepki
gösterdi. Devecioğlu,
Çatalca Kaymakamı Ertan
Yüksel'e gönderdiği
mektupta şöyle dedi:
"Denetleme bahanesiyle
jandarmayı da yanınıza
alarak Nesin Vakfi'ndaki
çocuklanmızın yatak
odalanna, özel dolaplanna
ve yastıklara vanncaya dek
her tarafı arayıp kitap dergi
ve özel fotoğraflan alıp
götürdüğünüzü öğrenmiş
bulunuyorum."
Oyun
yasaklamaya son
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Kültür Bakanı
Istemihan Talay, tiyatrolann
tume sırasmda çeşitli illerde
yasaklarla karşılaşmaması
için valiliklere genelge
gönderecek. Talay.
"Valiliklere
göndereceğimiz genelgede,
özel tiyatrolann
geliştirildiği ve devlet
tarafından da desteklendiği
bir dönemde kısıtlayıcı,
engelleyici bir tutumun
hükümetimizin politikasına
da ters düştüğü ifade
edilecek" dedi.
İHmesin'
• tstanbul Haber Servisi -
Bebek ölümlerini binde
20'lerin altına düşürmeyi
arnaçlayan "Bebekler
Öimesin" kampanyası,
başladı. Sağlık Bakanlığı ve
Istanbul ll Sağlık
Müdürlüğü'nün birlikte
yürüttüğü kampanya
çerçevesinde dün Şişli Etfal
Hastanesi Yenidoğan Yoğun
Bakım Servisi açıldı.
Açılışa katılan ANAP
Istanbul Milletvekili Ali
Talip Özdemir, Türkiye'de
bebek ölümlerinin binde 42
olduğuna dikkat çekerek
şunlan söyledi: "Bu yıl 70
bin bebek ölecek. Bu
konuda dünyada kalkınmış
ülkekrden 6 kez daha
geriyiz."
l
2. Balkan Çocuk
Şenliği'
• Istanbul Haber Servisi -
Silivri Belediyesi, bu yıl 23
Nisan Ulusal Egemenlik ve
Çocuk Bayramı kapsamında
düzenleyeceği "2. Balkan
Çocuk Şenliği" kapsamında
Balkan ülkelerinden
gelecek çocuklan
ağırlayacak. Şenlikle ilgili
açıklama yapan Silivri
Beledıye Başkaru Selami
Değirmenci Balkanlar'da
dostluk ve işbirliğinin
çocuklarla pekiştirilmesi
için şenliği geleneksel hale
getirdiklerini belirtti.
Bahar
kahvaltılapı
• tstanbul Haber Servisi -
Armada Otel, hafta
sonunun yorgunluğunu
üzerinden atmak isteyenlere
Sera'da "bahar kahvaltılan"
hazırladı. Armada Sera'da
Marmara Denizi,
Sultanahmet Camii ve
Ayasofya'nın sabah
manzarası eşliğınde 5
Nisan-31 Mayıs günleri
arasında sûrecek olan
etkinlikte çok farklı
mönûlerin konuklara
sunulacağı bildirildi.
ÇEKÜL'ün başarısı
• tstanbul Haber Servisi -
Çevre ve Kültür Değerlerini
Koruma ve Tanıtma Vakfı
(ÇEK.ÜL) Başkanı Prof.
Metin Sözen, Yüksek
Danışma Kurulu
toplantısında 2 milyon 200
bin ağaç diken vakfin
Orman Bakanlığı'ndan
sonra en çok ağaç diken
kurum olduğunu söyledi.
Sözen, bakanlıkla birlikte
Gümüşhane'de erozyonla
mücadele için hazırlanan
projenin uygulanacağını
belirtti.
Çiller'in çağrısı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - ANAP
Genel Başkan Yardımcısı
Yaşar Okuyan, Tansu
Çiller'in yinelediği ittifak
çağnsını samimi
bulmadıklannı ve ortada bir
seçim karan yokken bu
başvurunun anlamh
olmadığını söyledi.
Okuyan, "Eğer Sayın
Çiller'in gerçekten merkez
sağın bölünmüşlüğünden
rahatsız oldugunu bilsek,
tabii ki ittifak önerisini
değerlendirirdik. Ancak, bu
çağnnın medya aracılığıyla
yapılmış olması
samimiyetine kuşku
düşürmüştür" dedi.
'Üınversiteyi
irticadan kıırtarahıır
Rektörler zirvesi
Cumhurbaşkam Demirerin
başkanlığmda yapıldı
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Cumhurbaşkam Süleyman
Demirel. MGK mart toplantısın-
dan sonra yaptığı ilk değerlendir-
mede, irticai akımlann yurtdışı
kaynaklanna işaret etti. Türki-
ye'nin 55 tslam ülkesi arasında la-
ik, demokratik rejim ve çağdaş il-
keler açısından farklılığına dikkat
çeken Cumhurbaşkam. "Bugün
içinde bulunduğumuz çeşitli tar-
nşmalann temeündebunun yarat-
üğı birtakım kıskançhklann bu-
lunduğunuifadeetmeliyim" dedi.
YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal
Gürüz, üniversitelerde cumhuri-
yetin temel amaç ve ılkelerine ay-
kın tutum ve davranışlar ile hoş-
görü ortamının ideolojik amaçlar-
la istismanna izin verilmeyeceği-
ni vurguladı.
Rektörlerzirvesi, dün Cumhur-
başkamÜemirer in başkanlığmda
gerçekleştırildi. Demirel, Türki-
ye'nin Islam Konferansı üyesi 55
ülke içinde lslam. demokrasi ve
laikliğin birbinyle bağdaşabilirli-
ğini kanıtlayan tek ülke olmasını.
cumhuriyetın yarattığı toplumsal
dönüşüme borçlu oldugunu kay-
detti. Demirel. şöyle konuştu:"ISe
zaman ki İslamı sivasallaşnrma
arayışlan başgöstermiştir. işte o za-
man. 19% ortasındasunisorunlar
başlamıştır. Ülkeyi inananlar ile
inanmayanlar şeklinde ikiye böl-
meyi amaçlayan bu siyasi akımlar
sadece toplumsal sözleşmemizi bo-
zarakbir anayasasuçuişlememek-
te, aynı zamanda Müslümanlan
bölerekgünah da işlemektedir. Bu-
na hiçbir şekilde izin verilmemeli-
dir."
Köktendinciliğe karşı diğer
uyarılannı sıralarken üniversite
yurtları ile yurtdışına gönderile-
cek öğrenci ve öğretim üyelerinin
seçıminde dikkatli olunmasını is-
Danıştay
Kuran
kursu
için 8
yıl şart
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Danıştay idari Da-
va Daireleri Genel Kurulu da.
öğrencilerin ancak 8 yılhk te-
mel eğitimi bitirdikten sonra
Kuran kursuna gidebilecek-
lerine hükmetti. Genel kurul,
Damştay 8. Dairesi'nin 5. sı-
nıftan sonra Kuran kurslanna
gidilmesini öngören Diyanet
Işleri Başkanlığı Kuran Kurs-
ları Yönetmeliği'nin yüriit-
mesinin durdurulması kara-
nna Başbakanhk'ın itirazım
reddetti. Danıştay İdari Dava
Daireleri Genel Kurulu Baş-
kanı Satim Ozkan, yönetme-
liğin 8 yılhk kesintisiz temel
eğitime aykın oldugunu söy-
ledi.
Başbakanhk'ın, yönetme-
liğin iptali ve yürütmesinin
durdurulması istemjyle açı-
lan davada Danıştay 8. Daire-
si'nin verdiği yürütmeyi dur-
durma karanna yaptığı itiraz
kabul edilmedi. Danıştay tda-
ri Dava Daireleri Genel Ku-
rulu Başkanı Salim Özkan. 8.
Daire'nin verdiği yürütmeyi
durdurma karannı onadıkla-
nnı belirterek,
u
Genel kurul,
8. Daire'nin yürütmeyi dur-
durmagerekçelerine de katü-
dı" dedi.
Genel kurulda alınan ka-
rardan sonra 8. Daire, iptal is-
temini esastan sonuçlandınn-
caya kadar Diyanet tşleri
Başkanlığı Kuran Kursları
Yönetmeliği uygulanamaya-
cak.
Dairenin gerekçesi
Danıştay 8. Dairesı, yönet-
meliğin yürütmesinin durdu-
rulmasına ilişkin gerekçeli
karannda, temel eğitim süre-
sinin 8 yıla çıkanlması nede-
niyle Kuran kurslannda il-
köğretim diploması koşulu-
nun aranması gerektiğini be-
lirtmişti. Kuran kurslanna
katılmak için 5. sınıfı bitırme
koşulu arayan yönetmeliğin
8 yılhk temel eğitimin ruhu-
na aykın oldugunu vurgula-
yan mahkeme. hafta sonlan
düzenlenecek kurslan da öğ-
rencilerin sağlığını ve eğitim-
lerini engelleme açısından
sakmcah bulmuştu.
TBMM Komisyonu Diyarbakır'da TBMM tnsan Haklan Komisyo-
nu üyelerinin güneydoğudaki ee-
zaevierindebaşlatûklanincetemegezüerisürüyor. Önceki gün Diyarbakır'dakicezaevierinigezerek mah-
kûmlarla görüşen Komisyon Başkanı ve DSP Aydın Milletvekli Sema Pişkinsüt, Türkiye'deki 550 ceza-
evi ile infaz kurumlanıu incelemeye aldıklarını büdirdi. Pişkinsüt, cezaev lerindcki sorunlann betirlene-
bilmesi için mahkûmlar arasında bir anket de yapüklannı anlattı. İnsan Haklan Komisyonu üyesi FP
Diyarbakır Milletvekili Haşim Haşimi de cezaevi koşullannı çok ağır bulduklannı belirterek bir affin
çıkm&sının da zorunlu oldugunu söyledi. (Fotoğraf: AA) ^ . ^ »
teyen Demirel, herkesi anayasal
çizgide. cumhuriyetin çevrestnde
birleşmeye çağırdı.Demirel. ken-
disine "Neyin etrafinda toplana-
cağız" dıyenlere *Demokratik.la-
ik ve sosyal bir hukuk de\leti olan
cumhuriyetinetrafindatoptanaca-
jpz" yanıtını vereceğini söyledi.
Demirel, "Türkiye'nin huzur ve
güvenini cumhuriyetin etrafinda
toplanmakta görüyorum. Bu hu-
susta benim fıkrim ayn. onun fik-
ri ajn, diğerinin fıkri ayn
olursa tarnşmalann sonunu
getirmek mümkün olmaz"
dedi.
Devletin ekonomiden çe-
kilmesi ve serbest piyasa
ekonomisinin tam anlamıy-
la kurumsallaştınlması ge-
rektiğini savunan Demirel.
bugün dünyada ekonominin
içindeki bir devletin çağdaş
olamayacağını söyledi. De-
mirel. Türkiye'nin kayden
Avrupa Birliği üyesi ülkeler
arasında yer almasının
önemli olmadığı görüşünü
dile getirerek "OnemM olan
seviye, kriter itibanyla ora-
ya ulaşümasıdır" dedi. Tür-
kiye'nin AB hedefıne ancak
demokrasiye ve laik sosyal
hukuk devletine bağlılık ze-
mininde ulaşabileceğini
kaydeden Demirel. "Bu,
şablonun ana şartidır. Bun-
lan muhafaza etmediğuniz
takdirde içeri gjrmenüz de
mümkün değUdir" diye ko-
nuştu.
YÖK Başkanı Gürüz,
baskı altına alınmış, kandı-
nlmış gençlerin aydınlatıl-
ması için büyük çaba göste-
rileceğini belirterek hukuki
mevzuatın odünsüz uygula-
nacağını söyledi. Rektörler
adınakonuşan Üniversitele-
rarası Kurul Başkanı Prof.
Dr. Osman Çakır, modern
yurtlann inşa edilerek öğ-
rencilerin siyasi. ideolojik,
bölücü ve irticai etkilerden
kurtanlması ges&tigini be-
lirtti.
Nacar'dan Fethullah Gülen doşyası
Islamcı yazar Ismail Nacar, Fethullah Gülen hakkmda hazırladığı bir
dosyayı ve piyasadan çekilen 'Küçük Dünyam' adlı kitabı CHP'ye verdi
ANKARA (UBA) - Islamcı
yazar tsmail Nacar. Fethullah
Gülen hakkmda hazırladığı bir
dosya. Gülen ile yapılan
röportaj ve piyasadan çekilen
"Küçük Dünyam'* adlı kitabı
CHP Grup Başkanvekili Önder
S»
f
'a verdi. Nacar'ın hazırladığı
dosyanın aynısı önümüzdeki
hafta Başbakan Mesut Yıhnaz'a
da verilecek. Tarikatlara ilişkin
açıklamalan ile bu kesimden
büyük tepki alan tslamcı yazar
Ismail Nacar. bu defa da
MGK'nin sık sık "Türkiye'nin
geleceğj için tehlike" olarak
gördüğü Fethullah Gülen
hakkmda bir dosya hazırladı.
Nacar, bir dosya ile içinde 1995
yılında yazılan ve Fethullah
Gülen'in yaşamının anlatıldığı
röportajın yer aldığı "Küçük
Dünyam" adlı kitabı CHP Grup
Başkanvekili Önder Sav'a verdi.
Aynı dosyanın önümüzdeki
hafta, ANAP Bolu Milletvekili
Avni Akyol aracılığıyla
Başbakan Mesut Yılmaz'a da
verileceği öğrenildi. Gülen'in
yaşammı ve anılannı anlatan
"Küçük Dünyam" adlı kitap,
1995 yılında yazıldı ve bir süre
sonra da piyasadan çekildi.
Ancak kitabm Fethullah
Gülen"in okullannda
öğrencilere dağıtıldığı iddia
ediliyor. Kitabın 10 ve H'inci
sayfasında yer alan bilgilere
göre Fethullah Gülen, "hac
özlemi içindeyken" 1968 yılında
hacca gidenlerle Hz.
Peygamber'e mektup
gönderiyor. Bunun üzerine
dönemin Diyanet lşleri Başkanı
ve bugünkü FP Gümüşhane
Milletvekili Lütfi Doğan.
kendisini arayarak. hacılann
durumunu kontrol için Diyanet
adına hacca gitmesini öneriyor.
Kitabın 18'inci sayfasma göre
ise Fethullah Gülen'e annesi 4
yaşındayken Kuran'ı öğretmeye
başlıyor. Gülen bir ay içinde
Kuran'ı hatmetmeye başlıyor.
28'inci sayfada, akrabalannın
anlatımına göre. Peygamber
sülalesinden geldiğinı söylüyor.
Kitabının 37'nci sayfasında
Gülen, "Başta kıble olmak
uzere. dört tarafinda da saygı
duyduğu şeylerin olmasından
dolayı ayaklannı hiçbir yere
uzatmadığını ve bu nedenle
birkaç gece ayaklan uzerinde
durduğunu" anlatıyor.
Evlenmeme gerekçesi
63'üncü sayfada, nefsiyle
yaptığı mücadeleyi anlatan
Gülen, "Önce onu bir kedi,
sonra bir ayı ve en sonunda onu
bir goril olarak gördüm" diyor.
Gülen, evlenmemesınin
gerekçesıni ise kitabın 65'inci
sayfasında, 1978 yılında bir
arkadaşmın kendisine gelerek
"Akşam rüyamda efendünizi
gördüm (Hz. Muhammed'i).
Size selam söyledi. Ve evlendiği
gün ölür ve cenazesine de
gelmem dedi" şeklindeki
sözlerine bağhyor. 82'nci
sayfada, Gülen, bir vaazında,
eski Genelkurmay Başkanı
Cemal Tural'ı övdüğü için
AHah'ın kendisini
cezalandırdığını, 97'inci
sayfada ise eski îçişleri
Bakanı Ferit Kubat. kendisine
karşı kin taşıdığı için ömrünün
son yıllan ve ölümünün çok
kötü oldugunu anlatıyor. Kitapta
Gülen, eğitim için kamplar
kurduklannı. bu kamplann iyi
korunduğu halde. MİT
tarafından resimlerinin
çekildiğini ifade ederken
121 'inci sayfada. "Stratejiler
söylenmez. Işin başında
bulunandan başka kimsenin
bilmemesi gerekir" diyor.
137'nci sayfaya göre "Kâbe'de
sinekler herkesi ısırdığı halde
kendisini ısırmıyor". yine aynı
sayfada Mekke'de bir
arkadaşmın evinde yatıyor ve
sabahleyin kalktığında
yastığının uzerinde, Izmir'den
bir arkadaşı tarafından
göndenlen bir mektup buluyor.
Bu arkadaşı ise kendisinin
Mekke'de oldugunu bilmediği
için Gülen, bu mektubun
gaipten bir kuvvet aracılığıyla
kendisine gönderildiğine
inanıyor.
J£\lIRMIKİ. AYDIN ENGlN
Bugünlerde durmaksızın ku-
zu fıkralan anlatılıyor. Bir pazar
sabahı okuyucunun sabah kah-
vesinin tadını kaçırmamak için
siyaset dışı bir Tırmık yazsak,
art arda birkaç fıkra sıralasak ne
iyi olacak. Gel gör ki korkuyo-
rum. Salt fıkra anlatmak için ak-
taracaklanmın altında, öküz al-
tında buzağı, koç attında kuzu
aranacak; zaten sabıkalı bir ga-
zeteciyim diye "Hımmmm, bu
herifbu fıkrayla şunu ve şunu i-
ma etmek istedi" denecek, şu
masum Tırmık, "maksadını
aşan anlamlara" çekilecek.
Ne yapsam acaba?
• • •
Bektaşinin önüne iki şişe şa-
rap koyup sormuşlar:
- Baba erenler, sen anlarsın,
bak bakalım bu şaraplardan
hangisi daha iyi?
Bektaşi babası şaraplardan
birinden bir yudum çekmiş; su-
ratını buruşturup öteki şişeyi
göstermiş:
- Bu iyi.
Soranlar itiraz etmişler:
- Ama erenler, daha onu tat-
Açıklamalı Fıkralar...
madın bile!..
Bektaşi omuz silkmiş:
- Olsun, demiş. Nasıl olsa
bundan kötü o/amaz...
Açıklama: Bu fıkra ile geçen
on gün boyunca gündemden
inmeyen "darbe" tartışmalan-
nın ilişkisi yoktur. Fıkra bahane-
siyle, demokrasinin bizdeki gi-
bi en eğri büğrüsünün, seçilmiş-
lerden oluşan hükümetin bizde-
ki kadar becereksizinin, düzeyi
bizdeki gibi bir parlamentonun
bile darbeden daha iyi olduğu i-
ma edilmemektedir.
• • •
Ağa, yanına yanaşmasını da
alıp yaylı arabaya kurulmuş, ka-
sabaya gidiyormuş. Tıkır mıkır
yol alıyorlar, yol da bitmek bilmi-
yormuş. Ağanın canı sıkılmış. O
ara arabanın atı durmuş, yolu-
nun ortasına kondurmuş. Ağa
gönlünü eğlendirmek için, atın
henuzdumanıtüten "marifetini"
göstererek yanaşmaya dön-
müş:
- Ulan şu atın yola döktüğün-
den bir parmak yersen, at da
senin, arabada...
Yoksul yanaşmanın gözleri
paıiamış. Bir arabaya, bir ata,
bir de yolun ortasındaki marrfe-
te bakmış. Yummuş gözünü,
daldırmış parmağı, bir güzel ye-
miş.
Ağa bozulsa da tükürdüğünü
yalamamış. Atı da, arabayı da
yanaşmaya bağışlamış. Yer de-
ğişttrmişler. Yanaşma minderle-
re kurulmuş, ağa kamçtyı ve diz-
ginleri almış, yola devam etmiş-
ler.
Tıkır mıkır giderken ağa kerv
di enayiltğtne hayıflanıyor, ya-
naşma da ağanın bunun acısı-
nı çıkarmasından korkuyormuş.
Kasabaya az kala, at gene du-
rup, yolun ortasına gene duma-
nı tüiten bir "marifet" kondu-
runca yanaşma ıkınıp sıkınıp la-
fa girmiş:
- Ağam, şu marifetten bir
parmak da sen ye, atını da ara-
banı da geri al!
Mal canın yongası. Zaten bir
şaka uğruna güzelim yaylıyı, de-
ğerti atı kaptırdığına için için ya-
nan ağa daldırmış parmağı,
yummuş gözünü ve yutmuş.
Yeniden yer değiştirip yola
düzülmüşler. Tam kasabaya gi-
rerken yanaşma dizginleri çekip
arabayı durdurmuş, ağaya dön-
müş.
- Ağam, demiş. Bizyola çık-
tığımızda bu araba da, at da se-
nin değil miydi?
- Hee benimdi.
- Pekişimdi de bu arabayla at
senin değil mi?
- Heee, benim.
Yanaşma dayanamamış:
- Peki ağam öyleyse biz o ka-
dar boku niye yedik?
Açtklama: Bu fıkrayla, 28 Şu-
bat MGK kararlarını gerçekleş-
tirmek koşuluyla işbaşına gelen
hükümetin, önceki günkü MGK
toplantısında altına imza koy-
duğu kararlara bakıp, arada he-
pimizin yüreğini ağzına getiren
"darbe - ara rejim" tartışmala-
nnı anımsayip, "Madem 28 Şu-
bat karariannı bir kez daha altı-
nı çizerekbenimseyecektiniz, o
zaman bu darbe - ara rejim tar-
tışmalan neydi öyle" gibi bir
imada bulunulmamaktadır.
•••
Kurttepelerden inip, aşağıda
su içen kuzucuğun tepesine di-
kilmiş:
- Vay, demiş.. sen benim su-
yumu bulandmyorsun. Şimdi
seni yiyeceğim.
Kuzucuk boynunu bükmüş.
- Ama nasıl olur, demiş. Su
yukanlardan akıp geliyor. Siz de
öyle. Ben sizin suyunuzu nasıl
bulandırmış olabilihm.
Kurt sıntmış
- Olsun, demiş. Ben gene de
seni yiyeceğim...
Şimdi yanlış anlamalan önle-
mek için bu fıkraya da bir açık-
lama lazım. Ama köşede yer
kalmadı. Zaten fıkranın hertıan-
gi bir ima içermediği kolayca
anlaşılıyor.
Öyle değil mi?
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Gözlepin!./
Leylak rengi bir gömlek giymiştin o ıslak gece-
de... Avuçların sımsıcak saatlerin içindeydi...
Gözlerinin içinin güldüğünü bir anda fark etmiş-
tim...
Biliyor musun, karadutlar güneşinde sen yanm
kalmış birsevdaydın; bense mavi kadifede biryıl-
dız zerresiyle koskocaman dünyamızda avunma-
yaçalışıyordum...
Nedense Oktay Rifat'ı anımsadım o anda...
Dedim ki:
"Gözlerin varya çekik kara kara
Önce gözlerindi en güzel ışık..."
Sis içindeydi kent, yıldızlann tümü de bizden
kaçıp gitmişti...
Senin gözlerinden ırmaklar akıyordu, karlarsa
donmuş otlann ortasındaydı.
Cahrt Külebi, Oktay Rifat, Behçet Necatigil
artık yaşamıyordu...
Içi korku dolu kış geceleri, masmavi benekli tır-
tıllar, o aydınlık mayıs sabahları hüzünlerimizi yal-
nızlık düşleriyle buluşturuyordu...
Sana ne demiştim o gece anımsıyor musun?
Moskova yazında saçlarını rüzgârda savurduğun
akşam hangi şiiri okumuştum, şimdi söyler misin?
Leylak rengi bir gömlek giymiştin o ıslak gece-
de...
Üşüyordun!..
Gözlerinde yannların aydınlığını yakaladım; saç-
lannda özgürlüğün büyüsünü gördüm...
Güz türkülerinin, ilkbahar sevişmelerinin arka-
sındaydık ve sen Sunay Akın'ın '62 Tavşanı'nı...
okuyordun...
"Denize düşen/ bir oyuncaktır Kız Kulesil soru-s
yorum berber koltuğundan/ İki ayna arasında/y>
akıp giden görüntüme/ şa/r olanınız hangisi..." ,-t
* * * y
Sis içindeydi kent, yıldızlann tümü bizden kaçıp, t
gitmişti... #:_,
Metin Fındıkçı, "Kalbim parçalanmış mimoza"\n
diyordu bir fırtına öncesi; Derya Çolpan, °8öy/e:ı
olur bir intihann şiiri" deyip ekliyordu: ,•>?
"Koynunda sakladığın hahtal dağlar batar de-ji
nizler ıslatır/ konuşurken r'leri vurgulamak gibi/ •
pelerinleriyle yatar rüzgârda..." 3
Yerimden kalkıp ışıklan söndürdüm... \î
Şairler doldurdu odanın içini... «
Anna Ahmatova'nın dizelerinde ölü sulann dur-v
gun yüzünü görür gibi oldum. Süt beyaz bir sev-2
danın gülümseyişiyle avundum... S
Denizin uçurumu üstünde mavi bir alev gibi ya-^
nan bulut sürülerini aradım sabaha dek... •'.
Biliyor musun martılarla konuştum!.. >~\
İnci Asena'nın bir şiirini okudum: ''
"Giderken as/ında o olmayan geldiğim yere/ bi-' '•
liyoruml dilimin ucunda bir söz kalacak/ bir türlü'
1
'
tutamadığım..."
:
;
Artık benim sokaklarım yorgundu ve eski şarkı- ^
laıiaavunuyordu... 'Z
Bir mor menekşe açmıştı sararan gecenin için--
de...
Dedim ki:
"Ey eflatun aşk, bana eflatun yağmurlar yağdı- "
rabiHr misin?" "•*fr\iKWUi&
*•• '
Birden Efrain Huerta nın sesiyle irkildim: "&
"Sevgim alacakaranlığın bağlannı çözdü..." -
Ürkerek çekilen sessizlikte açmayan çiçeklere .
söyleyecektik şarkımızı; tükenmeyen bir yorgun-
luk gibi kurumuş gölgeleri arayacaktık, sönük ışık-
lan yok ettiğimiz günleri...
Bunca acılar içinden süzülüp gelmiştik bugün-
lere; alaca bir şafakta ölümler görmüştük; zindan-
larda çoğalan umutlarla büyümüştük...
O gece sen hiç farkında olmadan gözlerinin içi-
ne bakıp 17 yaşının delişmenliğini yakaladım; na-
sıl acı çektiğine tanık oldum...
Sanal evreninde yer alan gezginliğin, boş üç şi-
şe biraya takılı kalmıştı...
Karadutlar güneşinin altında o boy veren ağaç,
leylak rengi olan gömlek, mavi kadifeden biryıldız
Yaşar Aksoy'un dizeleriyle buluşurken avazım
çıktığı kadar bağırdım:
"Gölgende özlem dolu çağnyı gördüm/ mağa-
ramı aydınlatan mimoza alev/ benim Halikamaslı
aşkım ama yoktun"
Kent sis altındaydı ve yağmur yağıyordu...
Jacques Prevert'le buluştum Siam Cadde-
si'nde. Onunla Brest'i dolaştık boydan boya...
Kızlar gülümsüyordu saçak altında; şaşkındım
ama hayran sırılsıklam...
Nedense böyle bir havada Octavia Paz'ın or-
mana gömülmüş güneşini arıyor ve soruyordum:
"Yann bir başka gün mü olacak?"
E. Posta: Hikmet.cetinkaya(Ş raksnet.com
Faks numaramız: 0212 513 9098
ÇAĞDAŞ f S j YAYINLARI
Hikmet Çetinkaya
SEVDANIN ADRESİ
BELLİ DEĞİL
I cyr7\
HtKMETÇETLNKAYA
SEVDANINADRESİi
BEILt DEĞİL •
İ
i
Incelemedi^iniz bir olguyu nasıl bilebilirsink kı! Ya da tanımadığınızı
nasıl değerlendirebılırsıniz? Güvenmeyi istedinız mi, kuşku ortadan
kalkar da kendinizi adamadınız mı. sevdanın adresı yıter, gider. Usta
bir kalem. duygu \
r
üklü bir yürekle birlikte sevdanın adresını aramaya,
ve de bulmava ne dersiniz?
• CumhuriYet
^ kitap kulübü
Coq Pozarlama A.Ş.
Törkocoğı Cod No:39/41 (34334}Ca$aloğlu-1stanb«jl Tel:(212}514 0196