Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29 MART 1998 PAZAR
4 HABERLER
Özfatura'dan
kıtrban derisi
resti
• tZMÎR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) - Kurban derilerinin
Türk Hava Kurumu (THK)
dışmda hiçbir kuruluş
tarafindan toplanamayacağı
yasa, yönetmelik ve
genelgelerle defalarca
belirtilmesine karşın tzmir
Büyükşehir Belediye
Başkanı Burhan Özfatura,
"Beni bağlamaz"
biçimindeki "restiyle"
kurban derilerinin
belediyeye bağışlanması
için Izmirlilere çağrıda
bulundu. Özfatura, "Bunlan
yanlış buluyor ve tasvip
etmiyorum'" diyerek deri
toplanması konusunda yasal
bir engel bulunmadığını
iddia etti.
Damştay'dan
dupdurma
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Danıştay 6.
Dairesi, tstanbul Ataköy
Turizm Merkezi'nin ikinci
kez genişletilmesine ilişkin
Bakanlar Kurulu karannın
yürütmesini "keşif ve
biliıkişi incelemesi" sonucu
alınıp yeni bir karar
verilinceye kadar durdurdu.
Danıştay 6. Daire Başkanı
Gürbüz Önbilgin.
karamamede yer alan
Sanyer tstinye ve Istinye
turizm merkezlerinin
genişletilmesine ilişkin
olarak ara kararla *'Turizm
BakanlığVndan
aydınlatılması gereken bazı
konulara ilişkin bilgi"
istediklerini kaydetti.
Erbakan sergi
gezdi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Kapatılan RP'nin
Genel Başkanı siyasi
yasaklı Necmettin Erbakan.
FP'li belediyelerin
hizmetlerini tanıtım
amacıyla düzenledikleri
sergiyi gezdi. Serginin
düzenlendiği Altınpark'a
kendisi gibi yasaklı olan
Şevket Kazan ile birlikte
gelen Erbakan, Ankara
Anakent Belediye Başkanı
Melih Gökçek tarafindan
karşılandı.
Kütüphaneci
eleştiPisi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)' "34. Kütüphane
Haftası" etkinlikleri. Milli
Kütüphane Konferans
Salonu'ndabaşladı. Hafta
çerçevesinde bu yıl ilk kez
"Kütüphaneciler
Bildirgesi" yayımlandı.
Kültür Bakanı Istemihan
Talay, laik düşünceyi
simgeleyen kütüphanelerin
REFAHYOL döneminde
çağdışı anlayışın yönetimi
altına sokulmak istendiğini
bildirdi. Talay, bu durumu
önlemek için etkin önlemler
aldıklannı vurgularken
yaklaşık 130 kütüphaneci
kadrosu için birkaç ay
içinde sınav açacaktannı
söyledi.
CSndoruk
Diyarbakır'da
• DtYARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu) - DTP
lideri Hüsamettin Cindoruk,
hiç kimsenin fikirlerini
kabul ettirmek ve hak
aramak için dağa çıkmasına
gerek olmadığını belirterek
"Biz herkesin konuşmasını
ve her eğilimin Meclis'te
bulunmasını istiyoruz.
Meclis kürsüsüne çıkalım
ve orada konuşalım" dedi.
Dün parti yöneticileriyle
Diyarbakır'a gelen
Cindoruk. Dağkapı
Meydanı'nda düzenlenen
açık hava mitinginde halka
hitap etti. Cindoruk,
devletin de zaman zaman
haksızhk ve hata yaptığım
belirtti.
Baybaşin
operasyonu
• tZMtR/İSTANBUL
(Cumhuriyet) - Hollanda'da
yakalanan uyuşturucu
kaçakçısı Hüseyin
Baybaşinle ilgili Türkiye'de
başlatılan operasyonlar
sürerken Istanbul'da 5,
Izmir'de 2 kişi gözaltına
alındı. Istanbul Emniyet
Müdüriüğü Narkotik Şube
Müdürlüğü yetkilileri.
gözaltına alınan Baybaşin
ailesi üyelerinin çapraz
sorguya ahndığını belirterek
operasyonlann sürdüğunü
kaydettiler. Izmir'de
gözaltına alınan kişilerin
Baybaşin'e bir sayfiye
beldesinde ev alınmasında
aracıhk yaptıklan ve kara
para akladıklan öğrenildi.
DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel, RP'nin El Ezher operasyonunu değerlendirdi
4
Dinci ıııilitaıı yetiştirfldTANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Ankara DGM Başsavcılı-
ğı'nın, Mısır'da şeriatçı eğitim ve-
ren El Ezher Üniversitesi'yle ilgili
açtığı dava, kapatılanRP'ninGenel
Başkanı Necmettin Erbakan ile 3
RP'H hakkında yeni soruşturmayı
gündeme getirdi.
Savcılık, Türkiye'den birçok
gencin yasadışı yollarla yurtdışına
gönderilmesi için Erbakan'ın "re-
ferans verdigmi" saptadı.
Ankara DGM savcısı Nuh Mete
Yüksel, El Ezher Üniversitesi'ne
yasadışı yollarla öğrenci gönderil-
mesi ile ilgili başîattığı soruştur-
mayı iki gün önce tamamladı. Yük-
sel, soruşturma sonucunda hazır-
ladığı iddianameyle RP'nin yan
kuruluşlan olan Yüksek Öğrenım
Yurtdışı Mezunlan Gençlikve Da-
yanışma Vakfı (YUVA) ve Milli
Gençlik Vakfi'na (MGV) üye 15
kişi hakkında "şeriat devleti kur-
mak için çete otuşturmak" suçun-
dan dava açtı.
tddianamesinde YUVA Vak-
fi'nın kapatılmasını isteyen Yük-
sel, eski RP Genel Başkanı Erba-
kan'ın yanı sıra genel başkan yar-
dımcılan Şevket Kazan ve Abdul-
lahGülıle eski RP milletvekili Lüt-
fü Doğan hakkındaki suçlamalara
da dikkat çekti.
îddianamede, Erbakan'ın, Suudi
Arabistan'ın Urmu Kuran Üniver-
sitesi'nde okumak isteyen bir öğ-
renci için yazdığı referans mektu-
bu ile Abdullah Gül'ün danışmanı
olup Ömer Faruk Yasir kod adını
kullanan Ömer Korkmaz ve Yoısuf
Müsiüm Şimşek tarafindan kaleme
alındığı belirtilen, Erbakan'dan "li-
derimiz" diye söz edilen belgelere
de yer verdi.
Sanıklar hakkında TCY'nin il-
gili maddeleri uyannca 3 ile 11 yıl
arasmda hapis cezası isteyen Yük-
sel şunlan kaydetti:
t Türkiye'de binden fazla şu-
besi olan MGV'nin gençlik ve li-
der arasında bir köprü olduğu. YU-
VA Vakfı'nda ele geçen "Din ve si-
yaset" başlıklı belgede açıkça ifa-
de edilmiştir. Yuva Vakfi başta El
Ezher Üniversitesi olmak üzere, ts-
lam ülkelerindeki üniversitelere
öğrenci göndermiştir.
# Genellikle imam-hatip lisesi
mezunu olan bu öğrenciler, gittik-
leri ülkelerde RP ve MGV ile YU-
VA vakıflarının güdümünde ol-
muşlar, öğrenciler için tutulan ev-
lerde laik cumhuriyet rejimi aley-
hinde beyin yıkama faaliyetleri de-
\ametmiştir.
• YUVA ve MGV bünyesinde
yürüttükleri illegal faaliyetlerle re-
jim aleyhinde eleman yetiştirmek
amacıyla El Ezher Üniversitesi'ne
ve diğer îslam ülkelerindeki üni-
versitelere öğrenci gönderen ve
YUVA Vakfi'na bağlı Suffe îslami
tlimler Akademisi adı altında ille-
gal okul açan sanıklar ÖmerKork-
maz, BüJent Alan ve Eyüp Sabri
Ömer ile yıne aynı amaçla yurtdı-
şına öğrenci gönderme faaliyetle-
rini yürüten RP Halkla llişkiler Bö-
lümü'nde görevli Muhittin Hamdi
Yıkhnm, laik devlet düzeni aley-
hinde faaliyetlerde bulunmak için
teşekkül oluşturmuşlardır. Her ne
kadar YUVA Vakfı yasal bir görü-
nüm arz etmekte ise de yukanda
belirtildiği üzere vakıf bünyesinde
illegal faaliyet yürütülmüş ve sa-
nıklar bu amaçla bir araya gelerek
iradelerini birleştirmişler ve teşek-
kül oluşturmuşlardı
TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VAKFPNIN 'TÜRKİYE'DE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ' RAPORU
'Basın özgürlüğü kısıtlanıyor'
• Gazetecilerin basın suçu
yerine çete üyeliğinden
yargılandığını söyleyen TÎHV
Başkanı Önen, "Basm
özgürlüğünü kısıtlayan
hükümler korunuyor" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tür-
kiye Inşan Haklan Vakfi (TÎHV) Başkanı
YavuzÖnen, basın özgürlüğünün, demok-
ratik siyasetin oluşturulmasınm temel ko-
şullanndan biri olduğuna dikkat çekti. Ö-
nen, "Hükümetier, basın özgürlüğünün
saglanması konusunda sık sık sözler ver-
miştir. Buna karşın, mevcutyasalardaki kı-
srtlayıcı düzenlemelerde esasa ilişkin hiçbir
iyileştirme sağlanmadığı jybû hem yeni ya-
sal düzenlemelerde basın özgürlüğünü kı-
sıtlayan hükümler korunmuş>a da genişle-
tflmiş, hem de mahalif basına \ e gazetecile-
re karşı kullanılan hukuk hilelerinde geliş-
me kaydedilmiştir" dedi.
TlHV Genel Merkezi'nde dün düzenle-
nen basın toplantısına SınırTanımayan Ga-
zeteciler Demeği Türkiye Temsilcisi Nadi-
re Mater. Avrupa Gazeteciler Birliği'nden
Doğan Küıç, gazeteci Işık Yurtçu, Koray
Düzgören ve Haluk Gerger'in eşi Renan
Gergerkatıldı.
Önen, 12 Eylül darbesinin ardından ga-
zetecilerin basın suçlan yerine "sflahh çe-
te" üyeliğinden yargılanmaya başlandığı-
nı söyledi. Türkiye'de basın özgürlüğünün
sınırlannı çizen, hangi bilgi ve görüşlerin
ifade edilebileceğini belirleyen kurumun
MGK olduğunu öne süren Önen, "TİHV
olarak,muhalifbasın ü/erindcki sistematik
ve keyfi baskılann süreceğinden, gazeteci-
'Kayıplar
sürüyor'
Cumartesi Anneleri, gözaltmda
kaybedilen yakınlan için dün
150. kez Galatasaray Lisesi
önünde buluştu. Kayıp
yakınlan adına yapılan
açıklamada. Cumartesi
Anneleri'nin 3 yıldır
"Gözaltmda kayıplara son
verilsin" istemiyle eylem
>aptığu buna karşın gözaltmda
kayıplann sürdüğü kavdedildi.
Oturma eyleminin 10.
haftasında Uluslararası Af
Örgütü'nün gözaltmda kayıp
olaylannın yaşanmaması için
devletten birtakım önlemler
ahnasım istediğinin
anımsatıldığı açıklamada şöyle
denildi: "Gozalünda kayıplar
sürüyor. OlağanüstU Hal
Bölgesi'nden bugün de kayıp
başv urulan geliyor. Devlet,
Uluslararası Af Orgütü'nün
talep ettiği öniemleri alarak
gözahmda kayıp istemediğini
kanıtla>abilir." (Fotoğraf:
BERTÂN AGANOĞLU)
Ecevit: Partimiz, iş
güvenliğinin teminatıdır
ÖZCAN ÖZGÜR
MUĞLA - Başbakan Yardımcısı
Bülent Ecevit, 'Rüzgâr Enerjisi
Sempozyumu'na katılmak için geldiği
Muğla'da enerji işçilerinin 'Santrallar
saülamaz', 'Ozelleştirmeye hayır',
'Kahrolsun IMF, bağunsız Türkiye'
sloganlanna sinirlenerek 'İş
güvenliğinin temüıarj DSP'dir' dedi.
Ecevit, bunalım yaratmadan
duramayan çevTelerin gayretlerinin
ayaklanna dolandığını belirterek
"Hükümet, Meclis ve TSK'nin arasmı
açmaya çalışanlar, bunu başaramadılar.
MGK bildirisi bunun en iyi
göstergesidir" diye konuştu. Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafindan
düzenlenen sempozyuma katılmadan
önce yurttaşlara konuşan Ecevit,
DSP'nin, bundan sonraki seçimlerde
tek başlanna iktidar adayı olduklannı
söyledi. Ecevit özelleştirme ve son
bunalımla ilgili olarak da şöyle
konuştu: "ÖzeUeşrirmede tek bir işçinüı
işten çıkanlmasına izin vermeyeceğiz.
Fabrikalar satıhrsa bunlann parasıyla
yeni fabrikalar açüacak, yeni iş sahalan
açılacak. 'Bağımsız Türkiye' diye
slogan atanlar benim bağımsızlığa
siyasal yaşamımda ne kadar sahip
çıktıgımı da bilirler. Dokuzuncu ayını
dolduran hükümet, büyük uyum içinde
çahşıyor. Rejim sorunu geride kakh."
lerin gözaltmda işkence görmeye, ömürte-
rini eezaevindetüketmeyedevam edeceğin-
den kaygı duymaktayız" diye konuştu.
Basın üzerinde yoğunlaşan tüm baskı-
lara karşm tekelleşme, gazete ve televiz-
yonlan "pazarlama şirketkrine dönüştür-
me" özgürlüğünün olduğunu belirten Ö-
nen, sendikal haklann engellenmesiyle,
yetkililerin, yazdıklanndan rahatsız oldu-
ğu gazetecileri kolaylıkla işten çıkardıkla-
nnı vurguladı.
Hükümet yetkililerinin, görevi başında
öldürülen ya da hak ihlallerine uğrayanla-
nn aslında gazeteci olma-
dıklannı öne sürerek, "olay-
lan üstienmiş. ama bu ko-
nunun a> dmlığa kavuşturu-
lamayacağmı iddia etmiş ol-
duklannı" söyledi.
Radikal gazetesindekı
işine son verilen Koray
Düzgören, basın özgürlü-
ğünün, toplumdaki farklı
seslerin güvencesi olduğu-
nu söyledi.
Gazeteci Işık Yurtçu, ha-
zırlanan Türk Ceza Yasa
taslağının belirsizliklerle
dolu olduğunu, düşünce ve
ifade özgürlüğü önündeki
engellerin kaldınlmadığını
belirtti. Yurtçu, Terörle Mü-
cadele Yasası ve DGM'ler
kaldınlmadan, ceza yasa-
sındaki antidemokratik hü-
kümler temizlenmeden ba-
sın özgürlüğünün sağlana-
mayacağını söyledi.
TlHV'nin hazırladığı
"Türkiye'de Basm Özgür-
lüğü- Tutuklu ve Hükümlü
Gazeteciler'' adlı raporda
da, basın özgürlüğünün, ya-
sal önlemlerin yanı sıra
keyfi uygulamalar. "faili
meçhul dnayet, yargısız in-
faz", işkence ve kötü
muamele gibi pek çok yön-
temle kısıtlandığı kaydedil-
di.
'Yeşil de pişmanlık
yasasmdan yararlanacak'
ANK\R.\ (UBA) - 'Yeşü' kod adlı
Mahmut Yıldınm'ın teslim olması
halinde pişmanlık yasasından
yararlanabileceği bildirildi. Içişleri
Bakanı Murat Başesgioğlu. 'Yeşil' kod
adlı Mahmut Yıldınm'ın TKP/ML ve
TlKKO örgütü üyesi olmak ve
Tunceli'de öldürme olayından dolayı
ülke genelinde arandığını belirtirken
teslim olması ve silahlı çeteyi ortaya
çıkartması halinde pişmanlık yasasından
yararlanabileceğini kaydetti.
GönüTün sorusunu yanıfladı
Başesgioğlu, Aydın DYP Milletvekili Ali
RızaGönül'ün önergesinde, "pişmanük
yasasuun çıkartılması ile 'Yeşil'in teslimi
arasında bir Ugi \
<
ar mıdır" sorusunu
yanıtladı. Başesgioğlu, "Kamuoyunda
pişmanlık yasası olarak bilinen Bazı Suç
Failleri Hakkında L'ygulanacak
Hükümlere Dair Kanun, 'Siyasi ve
ideolojik amaçlı suç işlemek için Türk
Ceza Kanunu'nun 313'üncü maddesine
göre kurulmuş teşekkül, 125, 131, 146
ile 162'nci maddelerinde yazılı suçlan
işlemek üzere kurulmuş silahlı çete veya
cemiyet mensuplannın kendiliklerinden
teslim olarak bu teşekkül, silahlı çete
veya cemiyetin ortaya çıkartüması ve
dağıtılmasına yönelik' bir
düzenlemedir" dedi. tçişleri Bakanı,
'Yeşil'in de bu kanundan
yararlanabileceğini bildirdi.
SIFIRNOKTASII ORAL ÇALIŞLAR oral.calislar@raksnet.com
PARİS - Her gördüğümde
ayrı bir lezzet bulduğum Pa-
ris'teyim. Cuma günü eşyala-
rımı otele bırakır bırakmaz,
metroya atladığım gibi Saint
Michel Meydanı'nayöneldim.
Yurtdışında, sevdiğim bir şeh-
rin kaldınmlannda, rasgele ve
yalnız başıma dolaşmaktan
büyük bir zevk alınm. Sokağı,
insanlan, dükkânları, yapılan
farklı bir gözle izlemekten hoş-
lanınm.
Saint Michel Meydanı üze-
rine edebiyatımızda çok şey-
ler yazıldı. O yüzden ben ede-
bi sözcükler kullanmayaca-
ğım. Türkiye'nin kargaşasın-
dan Paris'e gelmek sanki fırtı-
nalı bir denizde sandalla kara-
ya ulaşmak gibi bir şey. Kaldı-
ğım otelin TV'sinde Türk tele-
vizyonlan yok. Türkçe gazete-
lerin satıldığı yer de epeyce
uzakta.
Türkiye'de ne olup ne bitti-
ğini en azından 36 saattir bil-
miyonjm. Merak etmiyor de-
Saint Michel Bulvan'nda...
ğilim, ama aynı zamanda
memnunum. Milli Güvenlik
Kurulu toplandı, bitti. Neoldu,
bilmiyorum.
Bilsem ne olacaktı ki? Baş-
bakan'ın açıklaması ne? Ona
Deniz Baykal ve Tansu Çil-
ler ne tepki gösterdi? Baykal,
hâlâ "erken seçim" gerilimini
sürdürüyor mu? Askerlerle si-
viller arasındaki gerilim tam
anlamıyla sona erdi mi? "Ara
rejim"\r\ içinde miyiz, dışında
mı? "Düşünceye özgürlük" di-
ye Türk Ceza Yasası'nda ya-
pılması düşünülen bazı deği-
şiklikleri içeren taslak, Meclis
Genel Kurulu'nda ne zaman
ele alınabilir? Türkiye Gazete-
ciler Cemiyeti Başkanlığı seçi-
mi ne oldu? Güneydoğu'da
dün kaç asker, kaç PKK'li ya-
şamını yitirdi?
Yazının başına oturunca
kendimi yeniden Türkiye'nin
sorunlarının içinde buluver-
dim. Durdum, derin bir nefes
aldım. Hiç olmazsa birkaç gün
bu sorunlardan ayrı yaşayabi-
lirim. Metroda yanımda otu-
ran sanşın genç kadın kalın bir
kitabın sayfalarına dalıp git-
miş. Kim bilir, o hangi sorun-
larla yaşıyor.
Türkiye'de binlerce faili
meçhul cinayet olduğunu, bu
cinayetlerin birçoğunun dev-
letin bilgisi dahilinde gerçek-
leştirildiğini, bunlann devlet
belgelerine geçtiğini biliyor
mu? Söylesem inanır mı?
"Bana ne kardeşim, siz de o
devleti, o devleti yönetenleri
değiştirin" mi der?
Saint Michel Meydanı'nda
Saint Michel Bulvarı'na yürü-
mek varken, yine derin düşün-
celere daldım. Halbuki Istan-
bul'dan uçağa biner binmez
karar vermiştim, bu dört gün
boyunca Türkiye'yi ve orada-
ki sorunlan kafamda dondura-
caktım. Ne mümkün...
Paris'in 1975 yılında ilk gel-
diğimde gördüğüm silueti hiç
değişmemiş. "SuriçiParis'te-
ki tek yapı değişikliği Pompi-
dou Kültür Merkezi" diyor Pa-
risliler.
Ona da büyük tepki göster-
mişler inşaatı yapılırken. Yüz-
yılın başında şiirlerde, roman-
larda geçen Paris neyse bu-
gün de o. Saint Nehri büyük
bir olasılıkla daha kirli akıyor,
ama Haliç gibi içinde ne pislik
adacıklan oluşmuş, ne de et-
rafa pis kokular saçıyor.
Saint Michel Bulvan boydan
boya kitapçı. Birinden girip bi-
rinden çıkıyorum. Paris'in bü-
yük sanatçılarının yaşamöy-
küleri, tablolan, romanlan, anı-
ları rafları süslüyor. Gençler,
Saint Michel Meydanı'nda
öpüşüyorlar, yerlere oturmuş,
Paris'te bahan karşılıyortar. Ki-
tapçı raflarında ucuz kitaplan
kanştırıyorlar.
Bir cafede oturup azıcık din-
leniyorum. Notre Dame Kilise-
si'ne, Adalet Sarayı'na, Marie
Arrtoinette'in ölümünden ön-
ce son saatlerini geçirdiği
odaya dogru yürüyüşe çıkıyo-
rum...
Akşam, Türkiye'den gelip
yıllardır burada yaşayan yurt-
taşlanmızla birlikteydik. 12 sa-
atlik Türkiye sorunlanndan ko-
puk özgüriüğüm hemen sona
erdi.
Darbe olacak mı? Kürt so-
runu nasıl çözülecek? Siyasi
Islamla mücadele ne sonuçlar
verecek? Sorular... Sorular...
Sabah bu yazıyı bitirip Saint
Nehri kıyısına yeniden gidece-
ğim. Paris'in güzelim sokakla-
nnda, amaçsız dolaşacağım...
Türkiye'yi düşünmeden yü-
rümek mümkün mü? De-
neyeceğim...
MtKRO
DİNÇ TAYANÇ
Sınav Yorgunluğu
Okul yıllanm... Ders çalışırken "deneme-yanıl-
ma" yöntemine bayılıyorum. Çalakalem giriştiğim
işlem ya da deney yanlışa mı saplandı; kolayı var,
"denedim, yanıldım" diyor ve silbaştan bir daha
girişiyorum.. Yanlışa battığımı anlayabilirsem el-
betteü!
Deneme-yanılma yönteminin, yaşamın herala-
nında geçerii olmadığını öğreninceye değin kaç yıl
geçtiğini ve deneyip de yanıldıklarımda neler yitir-
diğimi anımsayamıyorum bile... Öğrenebildiğim
tek şey var; toplumbilim, deneme-yanılmayı asla
kabul etmiyor!
Çünkü "toplum" yaşayan ve yaşamı gereği sü-
rekli ileriye doğru gelişen bir "varlık"\ Böyle olun-
ca da yaşamını olumsuz etkileyecek her yanılma-
nın bedeîini, bireylerinden başlayıp fatura ediveri-
yor...
Türkiye, 1940'ların ortalık yerinde "demokrası"
diyor... Ne olduğunu anlayamadan da üç-dört yıl
içinde Demokrat oluveriyor!
1950'den bu yana, tam 48 yıldır "birileri" de-
mokrasi üzerinde "deney" yapıyor(!), denedikçe
de yanılıyor... Çünkü, demokrasi, toplumbilimin
bir parçası ve toplum "deneme" tahtası olmayı
kaldırmıyor; yanılmayı ise hiç kaldıramıyor. Kaldı-
ramayınca da her yanılınmış denemenin sonucu,
bireyinden başlamacasına topluma fatura edilive-
riyor...
Her denemenin başlangıcında bir umut yatıyor...
Deneme ilerledikçe, umutta yanıhndığı kaygısı top-
lumu kaplıyor... Yanılgı kesinleştikçe, toplumun
kaygısına ordu "tercüman" oluyor...
Pekiyi, 48 yıldır hemen tüm umutlarda yanıldı-
ğımıza göre "yanlışı" nerede yapıyoruz?
1950'den bu yana Türkiye'ye yön veren(!) tüm
seçimlerden, hemen hemen aynı sonuç çıkıyor:
Sağ iktidar!
1950'den bu yana, ister tek başına, ister "ortak-
//" olsun, tüm sağ iktidarlar hemen hemen aynı si-
yasal ve ekonomik politikaları uyguluyor: Sola ka-
palı, dışa bağımlı...
1950'den bu yana, sol ne zaman "açılmaya"
kalkışsa, karşısına sağın bir "aşın" ucu dikiliveri-
yor. Sağın aşırısı ya faşizme göz kırpıyor ya da ir-
ticaya...
1950'den bu yana, göz kırpılan faşizm ya da ir-
tica "çizmeyi aşınca" sonuç hep aynı oluyor: 1960,
1971, 1980... Sonuç aynı oluyor da faturayı çiz-
meyi aşanlardeğil, çizmenin altında kalanlarödü-
yor...
"Ara rejim" dediğimiz dönemlerden "yeniden"
demokrasiye geçiliyor ve sonuç hiç değişmiyor...
Gene seçim, gene sağ iktidar, gene "tavşana kaç
tazıya tut"...
Birey olarak bendeniz; ne seçmenin, ne sandık-
tan iktidar çıkanların, ne de iktidariarın iktidarsız-
lığına "dur" demek zorunda kalan askerlerin bu iş-
lerden hoşnut olduklarına inanmıyorum, ınanamı-
yorum...
Öyleyse bizler ya toplumbilimi öğrenemiyoruz ya
denemeyi bilmiyoruz ya da "batmadıkça" yanıldı-
ğımızı anlayamıyoruz...
Oysa Türk toplumu, topjumbilimin ve tarihsel
sürecinin "gereğini" bundan 75 yıl önce yaptyor...
Osmanlı'yı "hasta" eden deneylerin yanılmışlığını
Kurtuluş Savaşı ile atıyor; denenmiş sınanmış ve
yanılınmamış Aydınlanma Devrimi ile ileriye dönük
yönünü belirliyor; Lozan ile kendini kabul ettiriyor
ve "Cumhuriyet" diyor...
Düşünüyorum da "demokrasi" dediğimiz
1946'dan bu yana denenmeye kalkışılıp da yanıl-
gıyla sonuçlanan tüm uygulamalarda, ülkeyi ve
toplumunu "geriye " götürme özlem ve "kalkışma-
lan" yatmıyor mu? Demokrasi süreci içinde, uy-
gulana uygulana bayatlayan ekonomi politikalan(!)
hep aynı sonucu vermiyor mu?
1950'lerden bu yana; TL'nin, bırakıyorum Ame-
rikan Dolan'nı, Yunan Drahmisi karşısındaki değer
yitimi önlenebiliyor mu; dış ticaret açığı, bırakıyo-
rum kapatılmasını, daraltılabiliyor mu; serbest it-
halatı destekleyerek ihracatı teşvike dayalı ekono-
mik büyümenin enflasyonu körüklediği ve körük-
lenen pahalılığın toplumun büyük bölümünü hızla
ve süreğen biçimde yoksullaştırdığı gerçek değil
mi?
Örnek üretmekten, tıpkı deneyip deneyip de ya-
nıldığım sınavlarda yorulduğum denli yorgun dü-
şüyorum...
Peki, bu toplum, yanılanlann veyanılgılann "ye-
niden denenmesi"nöen doğan kısırdöngüde yor-
gun düşmedi mi?
Ana fikir: Yanılmanın en büyüğü, yanlışı
yinelemektir.
Ana fikrin ana fıkri: Geleceğe ilerlenen yollar,
geriye kapalıdır.
İnsan Haklan Derneği
'İnsan haklan
ihlalleri azaldı'
tstanbul Haber Scrvisi -
OHAL bölgesinde insan
haklan ihlallerinde azalma
olmasına karşm halk üze-
rindeki baskılann sürdüğü
belirtildi. İnsan Haklan
Derneği (İHD)lstanbulŞu-
besi'nin hazırladığı rapora
göre, bölgede dışardan ge-
len heyet ve İHD yönetici-
lerine karşı eskiye oranla
daha olumlu bir davranışm
gözlendiği kaydedildi.
ÎHD İstanbul Şubesi Yö-
netün kurulu üyesi İsnıail
Sanogu, 26-27 Şubattarih-
lerinde Mardin ve Diyarba-
kır'da yaptıklan inceleme
gezisinin sonuçlannı dün
düzenlediği toplantıyla
açıkladı. Ismail Sanoğlu,
Olağanüstü Hal'in kaldınl-
dığı Mardin'de sivil halk
üzerindeki baskının sürdü-
ğunü, köy nüfusunda>üzde
51.3 oranında göç saptadık-
lannı belirtti. Son bir ayda
iki köyün daha koruculaştı-
nldığmı anlatan Sanoğlu.
köylerine dönmek isteyen-
lerin de konıculuk dayat-
masıyla karşı karşıya kal-
dıklannı savundu. Sanoğ-
lu, Mardin ve ilçelerinde.
335 okulun köylenn boşal-
rılması ve yakılması nedc-
niyle kapalı olduğunu, bu
yıl atanan öğretmenlerin ise
yüzde 50'sinin halen göre-
ve başlamadıklannı öne
sürdü.
Hayvancılıkta da yüzde
52 oramnda düşüş kayde-
dildiğini ifade eden Sanoğ-
lu, 700 bin dekardan fazla
ormanın tahrip edildiğini
geçen yıl içinde 903 esna-
fin dükkânını kapatmak zo-
runda kaldığını ^tırguladı
Sivil toplum örgûtlerinit
faaliyetlerinin engellendi-
ğini öne süren Sanoğlu
"1995 ydı genel srçimlerto-
de Nusa>bin'de birinci par-
ti olan HADEP, s& konusı
ilcedekiörgütlemeçahşma-
sında baskılaria karşılaş-
maktadır. Halkın parti bi-
nasuıa gitmesi.yöDeticilerlt
görüşmesi ve etkuüiklen
kantmas tehditkrte engel-
lenmektedir" dedi