26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 ŞUBAT 1998 PAZAR • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI »• G U N C E L Cİ NEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada lanıyor? Yoksa, Cumhurbaşkanı Chirac'ın, Başba- kan'la bakanlannın sergilediği "buyük ötçüde ya- kınlıktan" mı? Elbette sorulan yanıtlarken dikkatli ve sakıngan davranmak gerekiyor. Yakın geçmiş, bizi sakınganlığa zorluyor. Zira devletlerin izlediği politikalar, sorunların güncelli- ğine ve kendi ulusal yarartarının önceliğine göre değişiyor. Değişkenliğin adı da politika! Örneğin bugün muhabbetle kucaklaştığımız Fransa; 1970'lerde Ermeni sorununun bayraktar- lığını yapıyor, Osmanlı döneminden miras Ermeni soykırımını gerekçe sayarak üzerimize geliyordu. Ermeni soykırımını simgeleyen bir heykelin açı- lıştöreni nedeniyle Fransa'daki büyükelçimiz rah- metli Hasan Esat Işık'ın Paris'i terk edip gelme- siyle doruğa çıkan gerginliği anımsamamak ola- naklı mı? Ya Chirac'tan önceki Kürt salvoları. Bayan Mit- terrand'ın başını çektiği, eşi Cumhurbaşkanı'nın sessiz kaldığı. Fransız medyasıyla sürdürülen aley- himizdeki geniş kampanya? Dediğimiz gibi "Değişkenliğin adı politikadır" ve o gün bunlar olabilir ama bugün, başka bir gün- dür. Üstelik Cumhurbaşkanı'nın bir başka neden- le bana söylediği gibi "küskünlük ebedi değildir." Bu hava elbette iki devlet başkanı arasındaki görüşmelere de yansıyor. 'Sen karar değiştir!' Ne ki böyyük gazetelere bakarsanız yanılabilir- siniz: Chirac'ın Türkiye'ye kimi önemli güvenceler verdiğini, vaatlerde bulunduğunu yazıyorlar. Fransa'nın, Güney Kıbns S-300'leri topraklarına yerleştirir, AB ile görüşmelere başlarken Türk top- lumundan temsilci almazsa müzakereleri engelle- yeceğine, Chirac'ın Demirel'e söz verdiğini haber veriyoriar. Bütün bunlar pek güzel de; Yunanistan'ı karşı- sına alacak, kimi AB ülkelerinde tepkiyle karşılan- ması olası güvenceleri, Fransa hiçbir koşul öne sürmeden mi veriyor acaba? Yoksa güvenceler, önemli bir koşula mı dayanıyor? Işte Fransa güvencesinin püf noktası bu iki so- runun yanıtında. Parlak manşetler arayan basın; dostumuz Chi- rac'ın Kıbns güvencesini verirken bizden ne iste- diğini yazmıyor, sadece önerileri allayıp pullayıp önümüze koyuyor. Doğaldır ki sonuçta kamuoyu hem Fransız dost- luğuna şartlandınlıyor hem de yanıltıhyor. Oysa ılan ettiğimiz kesin karar şu: AB, Lüksem- burg zirvesındeki Türkiye'yi dışlayan politikasından vazgeçmedikçe, 12. aday ülke olduğumuzu açık- lamadıkça Türkiye, martta toplanacak olan Avru- pa Konferansı'na katılmayacak. AB ülkelerinin ortak istegini içeren politikayı Chi- rac dile getiriyor. Tabii, ilan ettiğimiz kararı değiş- tirmemize önayak olacağına ınandığı kimi öneriler getiriyor. Sözü edilen güvenceler, o güzelim söz verme- ler; Fransa'nın Türkiye'yi Avrupa Konferansı'na ka- tılmama kararından vazgeçirmeye yönelik. Kısacası Fransa, Türkiye'ye "Âvrupa Konferan- sı 'na katıl, biz de sana, AB 'nin Kıbnslı Rumlaria tek^ başma' iş görmeyecegi 'ni sağlayalım" demeye ge-^" tiriyor. Bu görüşmeden sonra ne olabilir? Dikkati çeken nokta, Cumhurbaşkanı Demirel'in basınla görüşmelerinde Chirac'tan söz ve güven- celer geldiğine hiçbir biçimde değinmemesi. Hat- ta Paris'te basınla bütün konuşmalarında "AB'nin tam üyelik konusundaki hatayı düzeltmesinin, bi- ze verdiği sözleh tutmasının" altını özenle çiziyor. Bu tutum dıkkate alınırsa Chirac'ın önerdiği söy- lenen öğelere Süleyman Demırel sıcak bakıyor mu, aklı yattı mı, üstelik hükümet ne düşünüyor? Elbet- te şu anda bilinmıyor. Bilinen tek gerçek, Türkiye'nin Avrupa Konferan- sı'na koşullar degişmedıkçe katılmama karannın bir devlet politikası olduğu. Elbette bu karann bir günde değiştirilmesi olanaksız. Yeni bir karardan önce; hükümette, MGK'de, hatta kamuoyunda konunun tartışılması gerekiyor. Fransa'nın öne sürdüğü yeni öğelerte bir politi- ka değişikliği Türkiye'ye ne getirir, ne götürür, çok iyi hesaplamak gerekir elbette. Yoksa karardan dönersek... Ucunda "ucuz devlet" damgası yemek olasılığı da var! Ecevit: Göçmenlerin güyenliğuü dışarıda sağlarız ANKARA (Cumhumet Bürosu)-Birleşmış Milletler (BM) Mültecıler Yüksek Komiserliği, Türkiye'den, K. Irak'tanbir göç hareketi olur- sa sınırianru açmasını istedi. Başbakan Yardımcısı Biilent Ecevit göç edenlenn gih en- liğinin "sıııırlarııı hetnen öte- sinde sağtanacağmı" belırte- rek, BM'ninbaşvurusuna sı- cak bakmadığı mesajını ver- di ve ülke ıçine sızmalara izin verilmeyeceğini söyledi. Ecevit, Gaziantep Ticaret Odası'nın kuruluşunun 100. yıldönümü etkinliklerine ka- tılmak üzere Esenboğa Ha- valimaru'ndanhareketetme- den önce gazetecilerin Irak- BM bunalımıyla ilgili soru- lannı yarutladı. ABD'nin I- rak'amüdahale etmesı duru- munda Türkiye'nin tavnnın ne olacağı sorusuna Ece\it, "Ben evvela müdahalenin kaçınılmaz olmaması üstün- de duruyorum. Türkiye de bunun için çaba gösteriyor" vanırmı verdi. Ecevit. BM Genel Sekreten Kofı An- nan'ın da Bağdat'a bir çö- züm olanağı bulunabıleceği- nı düşündüğü için gıttiğıni vurgularken, ABD'nin tav- nnda bir yumuşama belirtisi gördüğünü söyledi. Ecevit, şöyle devam etti: "Eğer kayıtsız şartsız silah denetimini Irak> önetimi ka- bul ederse. ABD silahb hare- ketten vazgeçmeyi içine sin- dirnüş görünüyor. Çünkii üzerindedüşündükçebunun sakıncalan ağır basıyor. Bir kere sivillere zarar vermeye- cekbir hava harekânolanak- sız. bunu kabul cdiyorlar. Kimyasal ve biyolojik silah depotan gerçektenvar iseon- lann bombalanması duru- munda ortaya çıkabilecek çok ağır ve yavgm sağkk so- runlan üzerindededurulma- yabaşlancu." Ecevit, Türkiye'nin buna- lımın ilk günlerinden itiba- renbu tehlikelere dikkat çek- meye çalıştığıru belirtti. Ece- vit. olası bir çatışmanın dı- şında kalmayı istediklerini vurgularken. "Bu konuda iyimserim. ABD'ninciddi bir kara harekânnı düşünmedi- ği anlaşılryor. Çünkii 1990- 1991 yıllannda Basra Boğa- n'nda 500bini aşkın asker>> ğünuşo, şimdi onlann onda biri kadan bile yok. Bu du- nımda Türkiye'ye sıçrama olasılığı daçokzayıf.tabii bu- nu asla temenni etmrvoruz" dedı. BM Mültecıler Yüksek Komıserliğı'nın, Türkiye'- den, bir göç olursa can gü- venliğinin sağlanması ama- cıyla sınırlannı açmasını is- tedığinı bildiren Ecevit, "Hiç kaygı duyulmasın. Türkiye, kendisınınnın hemen ötesin- de de olsa herhangi bir göç- men akını geldiği takdirde onlann güvenliğuıi sağiaya- cakdurumdadır.Fakaticimi- ze sızmalara izin vermemiz mümkün değil" göriişünü dı- le getirdi. 6 TaBmatlar Kenan Evren'den'• Baştarafi 1. Sayfada lerini ele geçirdı. Raporun açıklanmayan bölümlerin- de ASALA'ya karşı ey- lemlere yer venlirken MlT'ten gelen bir bilgi no- tu da aktanldı. Çankaya Köşkü'ne sunulan rapor- da Çatlı'nın ASALA"ya karşı mücadelesı iddıala- nnı "kamuflaj" olarak de- ğerlendiren MİT, Teftiş Kurulu'na gönderdiği ra- porda, Çatlı'nın eylemle- rini aynntılanyla sıralaya- rak çelişkiye düştü. Ra- porda. MlT'in Çatlfyı kullanması konusunda Başbakan'a sunulan şu özet bilgiye yer verildi: "Ermeni terörüne karşı 12 Eylül'den sonra arayış- lann başladığı tarihte Hı- ramAbas, Abdullah Çatlı, ^ Haluk Kırcı ve bir kısım ülkücüyü organize etmiştir. Bu çaüşmalar o ta- rihte Cumhurbaşkaniığı (O tarihlerde Sayın Ke- nan Evren Devlet Başkanı, Milli Güvenük Kon- seyi ve Genelkurmay Başkanı sıfatıyla görev ya- pıyordu) bünyesinde >ürutülmüştü. Fakat muh- temel ve menfı bir eelişme olması ihtimaüne bi- naen çalışmalar NIIT'e dev redilmiştir. ,\SALA eylemleri MİT'e devrolunduktan sonra Çatlı. 1984 Ekimi'nde ziyarete gönderildiği bir adres- tekj 250 gr'lık eroüı poşetiv le ve garip bir şekü- de yakalanıp 1984-1990 arasında Fransa-lsviç- re hapishanelerinde vatmıstır." Çatlı'nın cezaevinden kaçınldıktan sonra Türkiye'de sığınacak bir yer olarak önce lstan- bul emniyetine, sonra da Emniyet Genel Müdür- lüğü'ne yöneldiği: devlet adına Çatlı'nın "gü- venilir bir silah olarak korumaya ahndığı" be- lirtilirken şu çelışki tartışmaya açıldı: "Çath Sıkrv'önetim Mahkemeleri'nin ve An- kara Sıknönetiın Konıutanlığı'nm tanıdığı hü- viyetle idamla yargılanacak bir katil idiyse niçin bu hizmete gönderibniştir? Gönderildtği hizmet bir ülke sorunu idiyse niçin 3-4 seneve mahkûm edilip cezasını çekip normal bir insan olarak ha- vata döndürülüp legalize edilmedi? N urda dön- dükten sonra savgın bir teşkilat olan EmnKet Genel Müdürlüğü niçin kendisini bu şekilde is- tihdam etti? Pasaport silah vs. niçin temin edil- di? Bu suaHerin bash bir cevabı vardır; herkes Meral çatlı'ya mahkemeden ret Ozbay adına düzenlenen işlemlergeçersiz sayıldıtstanbul Haber Servisi - Susurluk kazasında ölen katliam sanığı Abdal- lab Çatlının, ölmeden önce Mehmet Özbay sahte kimliği ile yaptıgı tüm hukuki işlemlerin geçerii olmadığına karar verildi. Meral Çath'nın, eşinin Mehmet Öz- bay sahte kimliği iîe yaptığı hukuki iş- lemler için açtığı tespit davası, Bakır- köy 8. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görüldü. Mahkeme. Abdullah Çath'nın bilerek sahte kimlik kullanmasmın suç unsuru olduguna dikkat çekerek "Ya- sadışı v-oUardan temin edilen. başkası- na ait sahte kimligin kullanılmasının hukukauygunülmadığı" karanna%ar- dı. Kararda, Abdullah Çatlı'nın, Meh- met Özbay sahte kimliği ile yaptığı tüm hukuki işlemlerin geçersiz oîduğu ve bu nedenle davanın reddine karar veril- diği beîirtüdi. Çatlı'yı el altında bulundumlacak gerektiğinde kullanüacak bir silah olarak görme arzusundav- dı." 'Mayınla adam asma' Raporun 103 ve 104. sayfalannda, Güneydo- ğu'da sert yöntemlerin, kaosun oluştuğu ya da çatışmanın şiddetlendiğı dönemlerde uygulan- dığı kaydedılirken şöyle devam edildi: "Bölgedeki yollara döşenip güvenlik kuv>et- lerince savica fazla şehit verilmesine sebep olan örgüt mayınlannı bÖlgeye getiren ve yollara yer- leştiren bölge halkından kişiler. getirdikleri ma- yınlarla birtikte ağaçlara asılarak benzeıierine gözdagı verihniştir.O >ülarda bu metoüa Şırnak, Hakkâri ve Mardin illeri kırsahndaki mayınla- malar. iki av gibi kısa bir süre içerisinde sona er- dirilmiştir.'" Hizbullah çaüşması Raporda Güneydoğu'dakı faıli meçhuller ko- nusunda şu görüşler kaydedildi: "Bu çerçevede değerlendirmeler yapılırken OHAL bötğesindeki bütün faHi meçhul cinayet- lerin dev lete v üklenme temayülü ortaya çıkmış- tır. PKK'ninkaçırarakkatlettiğivatandaşlarile PKK-Hi/bullah örgütü arasındaki çatışmalar- da ölenlerie. daha sonra Hizbullah örgütünün llim ve Meadl grupları arasındaki kanlı hesap- Ford Kampany Başladı Kemerlerînizi Bağlayın Fiyatlar sabit, taksitler düşük, ödeme planı esnek... tstediğiniz ödeme planını siz yapın, formalitesiz, telaşsız KRFDtNt7 HA71R... tsterseniz eski otomobiliniz ile takas edin, isterseniz ikinci el Ford alın... Üstelik en büyük FORD yetkili satıcısı ŞAN FORD PLAZA'dan 1 yıl boyunca periyodik bakım, işçilik ve sarf malzemeleri BFTIAVA... Seçenekleriniz çok ve seçiminiz için tek yapmanız gereken Medya Market'i aramak. Rıı fır«atı karırma Alemdag Cad. Kemerderc Mcvkii No: 63 îmraniye Ttt (0 216) 365 02 70 (7 hat) Fax; (0 216) 420 95 74 ŞIMDIARAYIN (0 212) 281 49 49 Levcnt Cad. Snmbûl Sok. No: 41 80620 2. LcTent laşmalar sonucu ölen kişi- lerin bölgedeki faili meçhul olaylann büyük bölümünü teşkil ettiği dikkatlerden kaçınlmıştu-." 1992'deCızre'dekiNev- ruz olaylan sırasında "ça- tışmada kaza kurşunu so- nucu" öldürüldüğü kayde- dilen Sabah gazetesi mu- habın Izzet Kezer "TKP- B" mensubu olarak nite- lendikten sonra "Bunlann tamamı OHAL Bölge- si'nde faili meçhul cinayet- ler sonucu ölmüşkrdir. Yu- kandaki bilgiler de devlet arşivine girmiştir. Öldürii- len şahıslann ortak özellik- leri belirgin bir kimliğe sa- hip olmalandır" ifadesi- nın kullanılması dikkat çekti. Raporda, bölgede ,Jv_ öldürülen \e faili meçhul olarak nitelenen gazeteci cinayetleri şöyle sıralandı: Hafiz Akdemir: Yeni Ülke ve Özgür Gündem Gazetesi. Kürdistan Ulusal K.urtuluşçulan (KUK) Örgütü'nün Gençlik Komite Sekreten. Yah>'a Orlan: PKK destekçısı, Yeni Ülke. Gü- neş ve Özgür Gündem gazetesi muhabiri. Mech Akgün: 2000"e Doğru. Yeni Ülke mu- habiri, Nusaybin'de kurulan Sosyalist Parti İlçe Sekreten, PKK destekçisi. BurhanKaradeniz: Yeni Ülke muhabiri, PKK mensubu ve destekçisi. Halit Güngen: 2000'e Doğru dergisi Diyar- bakır muhabiri vebüro şefı, Sosyalist Parti Şır- nak ll Yönetim Kurulu üyesi. lzzet Kezer: Sabah gazetesi muhabiri, TKP/B mensubu. Cengiz Altun: Batman Yeni Ülke muhabiri, PKK mensubu. Çetin Ababay: Özgür Gündem muhabiri, PKK mensubu. Eze Zeytincflik Raporda, Alaattin Çakıcı'nın da adının karış- tiğı Türk Ticaret Bankası'nın devTedilmesi ola- yıyla ilgili olarak Erol Evcil'ın sahibı olduğu Eze Ze>tincilik hakkındaki iddialar da yer aldı. Raporun açıklanmayan bu bölümü şöyle: "Aynca Türkive Kalkınma Bankası'nda ne- ler olduğu, eski genel müdürün mahkûmiyetine yol açan sürecin deincelen- mesu Erol Evcil'in 177 mil- yon dolarlık borcu nasıl yapbğı, tş Bankası' nın Eze Zeytincilik dosyasında 15 Temmuz 1997'de 76 mil- yon dolara, Türk Ticaret Bankası'nın aynı tarihte 61 milyon dolara ulaşan bor- cu nasıl oluşturduklan or- taya çıkanlmalıdır. Türk Ticaret Banka- sı'nın nasıl krize girdiği araştınlmalıdır. Bankalar konusunda kapsamlı ve 'organize suç" niteliğinde polisiyle metotlarla yürii- tülen bir soruşturma açü- malı ve konu asliye ceza mahkemelerine giden ku- surlu kredi dosyası olarak değil, tek bir olayın değişik savfalan olarak -gerekirse DĞM kanununda degişik- lik yapılarak- Devlet Gü- venlik Mahkemesi'nin in- celenmesine sev k edilmeü- dir." Enflasyonda dünya ikincisiyiz ANKARA (UBA) - Türkiye, enflasyonda, Su- dan'ın arkasından dünya ikincisi ilan edildi. IMF'nin yıllık enflasyon raporuna göre, tüketici fı- yatlan itibanyla Sudan yüzde 103'lük fiyat artı- şıyla dünya şampiyonu olurken Türkiye yüzde 78 enflasyonla Sudan' ın arka- sından dünya ikincisi oldu. 1996'da yüzde 82 enflas- yon ile dünya ikincisi olan Türkiye. IMF'nin Asya, Afrika, Kuzey Afnka ve Güney Amerika ülkelerini kapsayan enflasyon \ erile- rine göre 1997"de de Su- dan'ın arkasından yine dünya ikincisi olarak sıra- lamadaki yerini korudu. IMF'nin, 1997Ekimayı dünya ekonomisıne bakış raporunda Türkiye. yüzde 78.6 enflasyonla. dünyada yüksek enflasyon sırala- masında ikinci sırada yer alırken Cezayir. Kenya, Nijerya, Tanzanya. Tunus. Bangladeş, Çin, Hindistan. Endonezya. Malezya, Pa- kistan, Filipinler, Tayland, Mısır, lran, Ürdün. Ku- veyt, Suudi Arabistan, Ar- jantin. Brezilya, Şili, Ko- lombiya. Meksika. Peru, Uruguay ve Venezuela'da enflasyon yüzde 8 ile yüz- de 47 arasında seyretti. Öte yandan, Merkez Bankası verilerine göre TL, Afrika'daki birçok ka- bile devleti ile yıllardır iç savaş yaşayan Afganıstan, Lübnan paralan ile dünya- nın ekonomik ambargo- suyla karşı karşıya olan I- rak Dinan'nın da altına düştü. Scorpio Ghia Fiesta G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY H Baştarafi l. Sayfada sinde bulunan Global Surveyor uydusunun gön- derdiği son fotoğraflarda, kurumuş büyük bir ne- hir yatağmın görüldüğünü belirtti. Nenedi vadisinde 2.5 km. genişliğindeki bir kan- yonda bulunan nehir yatağmın, Mississippi Nehri gibi kıvnmlar çizdiğini kaydeden NASA yetkilisi, 'Görüntü gürül gürül akan birnehrin birkaç kezya- tak değiştirdiğini gösteriyor. Hesaplarımıza göre nehir yaklaşık bir milyon yıl boyunca akmış olma- lı ki bu görüntü ortaya çıkabilsin' dedi. Huntress, bu fotoğraflann Mars 'ta çok uzun sü- re su bulunduğunu kanıtladığmı belirterek 'Her nerede sıvı halde su ve kimyasal enerji bulunursa, orada yaşam vardır, bunun istisnası yoktur' diye konuştu." Haberi okuyunca Ankara'nın semt adlan geldi aklıma: Kavaklıdere, Bülbülderesi, Seyranbağları, Kek- likpınarı, Dutluk, Keçiören, Çiftlik, Söğütözü, Çin- çinbağları, incesu, Tuzluçayır, Portakal Çiçeği Va- disi, Incirli... Şimdi sadece adlan kaldı yadigâr... Kavaklıdere'den aşağı beton akıyor... Bülbülderesi'nde bülbül kafeste bile durmaz... Seyranbağlan'nda artık ne seyran var, ne bağ... Keklikpınan'ndan su değil apartman fışkırıyor... Keçiören adı, ilçenin yönetimini düşününce ak- la başka hayvanları getiriyor... Çiftlik ahhh... Atatürk Orman Çiftliği'ni kemire kemire bitiremediler. Hâlâ da doymuş değiller... Söğütözü ne söğütü akla getiriyor, ne özü, var- sa yoksa otobüs-otomobil egzozu... Çinçinbağları olmuş gecekondu ağları... Tuzluçayır'da yeşilin ne tadı kalmış ne tuzu... Portakal Çiçeği Vadisi'ndeki kimi uygulamalan düşününce, insanın vadi sözcüğünün 'Vsini ata- sı geliyor... fnciüi için ne diyelim? Ankara'nın ocağına incir dikilmemiş mi? Mars'taki nehrin gürül gürül aktığı söyleniyor. A- ma büyük kentlerimizde gürül deyince akla ne su, ne nehir; gürultü geliyor. Sadece büyük kentlerimiz mi? Anadolu'ya şöy- le bir bakalım... Pek çok nehri adım adtm kaybe- diyoruz. Kaynağında içimine doyulmayan Kızılır- mak, Zara'yı geçince oluyor Kirliırmak... Menderes Nehri elden gidiyor, köylüler uyandı yöneticiler uyanmıyor... Gediz mi? O da ne? öyle bir nehir mi vardı? Çevreden Yakınma Bakanlığı Ülkemizde çevrenin öneminı anlatmak kolay ol- madı. Türkiye âşığı Şinasi Özdenoğlu'ndan din- lemiştim. Ankara'da hava kiriiliği daha cıddi boyut- lara ulaşmadan önce TBMM'de milletvekillerinı uyarmak istemiş. Ona kızmışlar: "Kardeşim git işine, hava çamaşır mı ki kirien- sin." Tabii, insanın çamaşırı hep kiriiyse, kir deyince aklına sadece çamaşır gelir. Bugün artık bir Çevre Bakanlığımız var. Ama ne yetkisi var, ne etkisi. Bakan Imren Aykut yakını- yor: "Uyanyorum, dinleyen yok. Ankara'nın merke- zine 15 dakika mesafede çöplük olur mu? Çevre Bakanlığı'nın etkisi-yetkisi arttınlmalı." Gerçekten de Çevre Bakanlığı, sorunlardan ya- kınma ve demeç verme bakanlığı haline geldi. Sorun geniş, yer dar. Mars'ta bir milyon yıl boyunca nehir aktığını id- dia eden bilim adamı ne diyor: "Su varsa mutlaka hayat da vardır." Peki, ya su yoksa? Düşünür, yaşamın değişkenliğini anlatmak için ne diyor: "Aynı nehırde iki kez yıkanılmaz..." Peki, ya nehir, nehiıier, nehirlerimtz, hiç yıkanıl- maz hale gelirse? Ekonomide darboğaz FARLTCATAAY A1VKARA - Hazine. yüksek borç yükü ve Uzakdoğu bunalımı nede- niyle ıç ve dış borçlanma- da son 3 yılın en yüksek faizlerini ödedi. Uluslararası finans pi- yasalannın mevcut duru- munda borçlanma yapabıl- menın bile büyük başan olduğunu savunan yetkili- ler, yüksek miktarlı borç geri ödemeleri nedeniyle "bu bedelin ödendiğini" söylediler. Ocak-mart döneminde borç geri ödemeleri 3 kat- rılyon 350 trılyon liraya ulaşırken, bütçe gehrleri 1.9 katrilyon lirada kaldı. Hazine'nin. önceki günkü enflasyona endeksli ihale- sinde (TÜFE X) net risk primi, 20 Ocak'taki TÜFE X'li ihaleye göre 12 puan artarak vüzde 30.95'e yük- seldi. 123.4 trilyon hra borçla- nan Hazine. 25 Ocak'ta 200.3 trilyon lira geri öde- me yapacak. 1998'de ulus- lararası piyasalardan 3-4 milyar dolar borçlanmayı hedefleyen Hazme. bunun 1.1 milyar dolannı yılın ilk iki ayında gerçekleştirdi. Faızler 19 Ocak'taki 1 mil- yon marldık ihalede yüzde 7.25 olurken. 15 Şubat'ta gerçekleştirilen 400 mil- yon dolarlık ihalede de li- 1)0^4.5 faiz ödendi. Hazine Müsteşan Yener Dinçmen, ihalelerde yük- sek faizlerle karşılaşılma- sına karşın, 3 aylık borç- lanma programını ıhlal et- memek için alım yapıldı- ğını söyledi. Hazine'den üst düzey bir yetkili. faizlerin yükseli- şinde Uzakdoğu bunalı- mından sonra azgelişmiş ülkeleri riskli bulan ulusla- rarası sermayenin gelişmiş ülkelere kaçmasınm ve rant gelirlerine vergi geti- rilmesinin etkili olduğunu bildirdi. Yetkili. "Vergiyibahane edip faizleri vergi oranının çok daha üzerinde yüksel- tiyoriar. Bankalar, \erginin üzerine bir de risk oranı ek- livor. Türk bankalan bazı vergi avantajlan nedeniyle Eurobond piyasalannda sattiğınuz tahvillerden alı- yor. Bu tahvUlerin vansını Türk bankalan aldı" de- ğerlendırmesini yaptı. Türkiye'nin borç stoku- nun yüksek olmasının fa- izlerin de yükselmesıne yol açtığını kaydeden yet- kili. "Faizler >üksek ama hiç olmazsa borçlanabili- yoruz. Uluslararası piyasa- larda ihaleye çıkan birçok ülke borçlanmayı başara- madı. Arjantin dışında borçlanabîlen ülke yok"' dedı. 1998 ıçınde 3-4 milyar dolar borçlanma yapılaca- ğını bildiren yetkili. Hazi- ne'nin bu yıl net dış borç ödeyicisi olacağını ve dışa- nya kaynak transferi ger- çekleşeceğini söyledi. Nisan-haziran dönemi borçlanma programı için hazırlıklara başlayan Ha- zine. ocak-mart dönemin- de 3 katrilyon iç borç, 1 6 milyar dolar da dış borç geri ödemesi yapacak. Yı- lın ilk 3 ayında bütçe gelir- leri 1.9 katrilyon hra olur- ken, borç geri ödemeleri- nin bütçe gelirlerinin ol- dukça üzerinde olması teh- like sinyali olarak değer- lendirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle