Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 ŞUBAT 1998 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
KUŞBAKIŞI MEMET BAYDUR
Bir oyun olarak Haııılet• Saym Mina Urgan,
olağanüstü Shakespeare ve
Hamlet adlı yapıtmda yazara
ve oyuna usta bir doktor gibi
yaklaşır. Hamlet'i 'ölümü
özleyen', deli olmayan ama
üzüntüyü kendine meslek
edinmiş bir kimse olarak
görür. Hamlet 'Her şeyi
derinliğine algılayan
karmaşık bir kişidir'.
On dört yaşında bir dostum, Kenneth
Branagh'ın Hamlet'ini sevdiğini söy-
lüyor. Biraz uzun ama insan sıkılmıyor
dedi. En çok kimi sevdin bu oyunda di-
ye sordum. Filmde mi diye düzeltti so-
ruyu. Hamlet'i sevmiş. Babasırun inti-
kamını alarak otoriteye, saraya, her şe-
ye (kendi sonunu da hazırlayan bir çe-
kingenlikle) karşı çıkan Hamlet'i seçi-
yor onca oyun kişisinin içinden.
Horatio nasıldı sence diye sordum. O
da iyiymiş.
Biraz daha lafladık. beni bırakjp işi-
ne döndü. Bense zaman geçtikçe çocu-
ğuna (çocuklanna) gülünç, gereksiz, ya-
rarsız tavsiyelerde bulunan bir Poloni-
us gibi hissettim kendimi.
Hamlet'le tanışmak, o tanışma sani-
yesi önemlidir kimi insanlann hayatuı-
da. Işte bunca yıldır insan aklını meşgul
etmiş iinlü prens! tşte onu mu yapmalı.
bunu mu yapmalı. öyle mi yapmalı,
böyle mi yapmalı derken hiçbir şey ya-
pamayan ve birdenbire eyleme geçince
kendi başta olmak üzere herkesin fela-
ketine neden olan Küçük Prens! Baba-
sıyla derdi olanlann oyunu. Annesiyle
derdi olanlann oyunu. Kendisiyle derdi
olanlann oyunu.
On dört yaşındaki dostum, aklı be-
nim kadar kirli olmadığı için çok daha
yalın, duru görüyor Hamlet oyununu.
l)Kenneth Branagh 2) Mina Urgan 3)William Shakespeare 4) Laurence Olivier
"Acıklı bir oyun. Komik yerieri de var.
Hamlet hakhychr Nokta.
Oyunu bir de Ophelia'nın ya da Le-
artes'in açısından okumakta yarar var
gibime gelıyor. Tom Stoppard. ünlü
oyununda Rosenkrantz ıle Guilderstern
açısından bakar Shakespeare' ın anlattı-
ğına. Sonuç yine değişmez. Andrzej
\Vajda, sahneye koyduğu Hamlet'te
prensı bir kadın oyuncırja oynatmıştı.
Sonuç yıne değişmiyordu. Hamlet'ı, yö-
netmen. tiyatrosunun düşünsel \ e teknik
olanaklann ı zorlayarak bir dağ keçı sıne
oynatsa da değişmez sonuç: Hamlet ha-
talı da olsa haklıdır. Moratio sevimlidir.
Hamlet ovununu anlamanın ve bu
oyun üstüne düşünmeye başlamanın
çok sağlam. güzel bir yolu \ar. Sayın
Mina Urgan'ın olağanüstü Shakespe-
are ve Hamlet adlı yapıtını okumak.
Türlü çeşitli incelikler, derinlikler içe-
ren kitabında yazara ve oyuna usta bir
doktor gibi yaklaşır Mina Urgan. Ham-
let'in hiçbir hücresi, hiçbir gölgesi, hiç-
bir sessızliği konumuzun dışında değil-
dir Sayın Urgan'ın sayesinde. Usta bir
yazar otduğu kadar. büyük bir okuma
ustasıdır Mina Urgan ve çözümlemele-
nni büyük bir cömertlikle paylaşır oku-
ruyla.
Yalnızca Hamlet'i anlamak yetmez.
Sayın Mina Urgan 560 sayfa süresince
bunu anlatır. öğrencilerini seven, öğ-
retmekten bıkmamış bir öğretmen gibi.
Hamlet'i "ölümüözleyen'.deli olmayan
ama üzüntüyü kendine meslek edinmiş
bir kimse olarak görür. Bence haklıdır
bu görüşünde. Hamlet "Her şeyi derin-
liğine algılayan karmaşık bir kişidir."
Çevresindekı ınsanlara, yaşamanın v er-
diği mutluluğa duyduğu inanç yıkılmış-
tır bir kere. Ne yaparsa yapsm, "herke-
sin onu gözetlediği bir hapishane olarak
bildiği ülkesini sağhku bir ortama" dö-
nüştüremez. Tek çare, ölümü kucakJa-
maktır.
• • •
Bu görüş, Shakespeare'in oyununa
kötümser bir yaklaşım mıdır sizce? Yü-
reğindeki savaşı yitirmiş ve iktıdara, pa-
raya pula teslim olmuş başka prensler
için öyle olabilir. Oysa Hamlet'i hep içi-
mizden biri gibi gören insanlar için,
ölüm ile hapishane benzen toplumlar
arasında güçlü bağlar kurabilen insan-
lar için sorun bambaşkadır.
"Cânım, yüreğimde bir çeşit savaş
vardı;
Uyumamı engeDeyen."
Ülkesinden aynldıktan sonra, gemi
lngiltere'ye doğru yelken açmışken söy-
ler bunlan Hamlet. Huzursuzdur. Huy-
suzdur. Giderken bile, çocukluk arka-
daşlannın ağırlığmı sırtından atarken
bıle canı sıkılır. Sayın Urgan'ın dediği
gibi, her durumu derinliğine algılayan
karmaşık bir kişidir. Birentel, günümü-
zün diliyle. Lanetlenmiş bir aptal ya da
abdal.
Danimarka ise çoktan kokuşmuş bir
kraliyettir.
Yüreğinizde uyumanızı engelleyen
bir çeşit savaş varsa, Mina Urgan'ın
Shakespeare ve Hamlet'ini okuyun. Uy-
kusuzlûk bir anlam kazanacaktır.
Tiyatro Stüdyosu, Jean Genet'nin Türkiye'de hiç oynanmamış oyunu 'Balkon 'u sahneliyor
'Bcdkon, dünyanın, kerhanenin kendisVESRAALİÇAVUŞOĞLU •-«• • — ^ .—1
Hırsız, eşcinsel, hain... Ama 20.
yüzyıhn en önemli veen aykın ya-
zarlanndan bıri; Jean Genet Pa-
ris'te bir fahişenin çocuğu olarak
dünyaya gelen, babası hıçbır za-
man belirlenemeyen Genet'nin
tüm yaşamı dünyanın çirkinlikle-
rini görerek hatta bizzat yaşayarak
geçti. Doğumundan kısa bir süre
sonra, önce bir yetimhaneye, daha
sonra da Fransa'nın Morvan böl-
gesınde, bir çiftçı ailesinin yanına
evlatlık verildi Genet. tlk hırsızlı-
ğına daha çocukken arkadaşlan-
nın kalemlenni çalarak başlayan
yazar. ünlü olmasından sonra da
devam eden bu alışkanlıgını ''Bü-
yük birzevkti" diyerek açıkladı sü-
rekli.
Fransız edebiyatının önde gelen
yazan Genet'nin daha önce Türki-
ye'de hiç sahnelenmeyen oyunu
'Balkon'u. Tiyatro Stüdyosu bu-
luşturuyor ızleyicilerle. Yaşamının
büyük bir bölümünü cezaevinde
geçiren. 1948 yılında ömür boyu
hapse mahkûm edildiğinde Sart-
re ve Picasso gibi ünlü isimlerin
cumhurbaşkanına verdikleri dilek-
çeyle cezası affedilen Genet'nin,
dünyayı bir genelev olarak ortaya
koyduğu 'Balkon'. Yapı Kredi
Kültür Sanat Yayıncılık işbirliğiy-
le sahnelenecek.
thmal edilmiş bir gyun
Odeon Sineması'nın 2 yıl önce
geçırdiği yangın sonucu kullanı-
lamaz hale gelmesi nedeniyle Ti-
yatro Stüdyosu oyunculan, Ge-
net'nin "Balkon" adlı oyununda se-
yircilerle değişik salonlarda bulu-
şacaklar.
Jean Genet'nin en karakteristik
oyunu 'Balkon'. Başar Sabuncu ta-
rafından dilimize çevrildi ve yö-
netihyor. Oyunun tasanmını Duy-
gu Sağıroğlu. giysilerini Sevim
Çavdar. müziğini Selim Atakan,
afışini BalkanNaci tslimyeli hazır-
ladı. Oyunda, Zuhal Olca>, Haluk
Bilginer, Ahmet Levendoglu, Der-
ya Alabora, Salih Sankaya, Bülent
Yarar. Şebnem Sönmez. Celal
Perk. Güven Kıraç, Alptekin Ser-
dengeçti, Sema Kecik rol alıyorlar.
'Balkon' 7-29 Mart tarihleri ara-
sında Kadıköy Halk Eğitim Mer-
kezi'nde, nısan ve mayıs aylann-
da Ankara. Izmir, Bursa, lzmit, Es-
kişehir, Adana ve Mersin'de sah-
nelenecek.
Oyunun yönetmeni Başar Sa-
buncu ve oyuncularla, Jean Genet
ve 'Balkon' üzerine konuştuk.
- Çağunızuı en önemli yazarla-
nndan biri olan Jean Genetsıradı-
şı yaşamryla da adından sıkça söz
ettiren bir yazar. Genet'nin 'Bal-
kon'unu sahnelemeve nastf karar
verdiniz?
BAŞAR SABUNCU - Aslında
bizler de genelgeçer toplumsal de-
ğerlerin dışında yaşıyoruz. Bu
önetmen Başar
Sabuncu 'Balkon 'un
yalnızca ahlaki değerler
üzerine olmadığını
vurgulayarak 'Daha çok,
insanın varltk, yaşama,
kimlik nedenleri üzerine
bir oyun. Balkon
dünyanın kendisi,
daha doğrusu
kerhane dünyanın
kendisi' diyor. Oyunda
günümüze göndermeler
de çok: 'Polıs şefinin
ebediyete intikal edip bir
anıt mezara kapanma
hayali. bugünün
Türkiyesi'ne de çok
uzak değil.'
yüzden Genet'ye yaklaşmak o ka-
dar da zor olmadı. Buradaki her-
kes egemen değerler sisteminın dı-
şında yaşamaya gayret ediyor. Bu
yüzden Genet bıze çok da yaban-
cı değil. Jean Genet benım seçi-
mimdeğildı. Tiyatro Stüdyosu ka-
rar verdi 'Balkon'un sahnelenme-
sine. Ben onlann çağnlısı olarak
katıldım. Ben seçmedim demek,
zorla kabul ettırdıler anlamına gel-
mıyor elbette.
- Peki neden Genet'nin 'Bal-
kon'unuveyönetmen olarakBaşar
Sabuncu'yu seçti Tiyatro Stüdvo-
su?
HALUK BtLGtNER - Biz yıl-
lardır Başar Sabuncu ile çalışmak
istiyorduk zaten. Ancak bu yıl fır-
sat oldu. Genet. 20. yüzyıhn çok
önemli yazarlanndan bın. 'Bal-
kon' Türkiye'de hiç oynanmamış
bir oyun. Genet gibi bir yazann
Türkiye'de çok az tanınması ve
'Balkon'un çok önemli bir metin
olması. günümüze \e Türkiye'ye
göndermelennın çokçaolması, bi-
zim bunu oynamamızın en önem-
li nedenleri arasında.
AHMET LEVENDOGLL -Ti-
yatro Stüdyosu'nun kuruluş amaç-
lan arasında çağdaş tiyatronun
seçkin yapıtlannı sunmak gibi bir
hedefi de var. 'Balkon' da bunlar-
dan biri. Aynca 'Balkon'. sahne-
lenmek ıçın gecikilmiş ve ihmal
edilmiş bir oyun. Çagdaş tiyatro
yapıtlan arasında yer alan ama bu-
güne dek sahnelenmemış bir oyun
olması önemlıydi bızim için.
Amerikalı bir yazann önemsiz sa-
yılabilecek bir oyunu olan 'Sann-
cakta tki Kişi'nin 12 tane prodük-
sıyonu oldugu düşunülürse \ e bu-
na karşın tartışmasız bir > akın kla-
sik olan Genet'nin 'Balkon'u hiç
yapılmamışsa bu doğal olarak gö-
revdir bızım için.
- Bir oyunu. aynı zamanda Ge-
net'\i ilk kez sahnelemek ne gibi
riskleri beraberinde getiri>or?
'Balkon' günümüze uyarlandı mı?
SABUNCU - Ovunu günümüze
uyarlamadık. Sadece çevınyı ya-
parken bugün için geçerli ya da
çağnşımlara açık sözcükler seç-
meye özen gösterdık. Oyunun bir-
çok ana damanndan en önemlısı
bir polıs şefının ebediyete intikal
edip bir anıt mezara kapanma ha-
yalı olduğunu düşünürseniz, bu-
günün Türkıv esı 'nde de bunun ce-
\abını bulmak çok zor olmasa ge-
rek.
İnsanın gerçekliği...
- Genet' Balkon'da. toplumu in-
sanlann düşlerini gerceklestirdik-
leri bir genele> olarak tanımlı\or...
BİLGtNER - Toplumsal yaşa-
ma başladığından ıtıbaren insanın
gerçeklığını \ ıtırdığını düşünüyor
Genet. Hepımız maskelerle dola-
şıp rol yapı>oruz ona göre. Insan-
ların gerçekliğını > ıtırdiğini düşü-
nüyor. "Dünya bir gelenektir ve
tüm insanlar burada fantezilerini
gerçekfcştirirler'' diyor Genet. Pıs-
kopos. general. trma. polis şefi de.
devrim de oradadır. yanı genele\ın
ıçindedır. Dün akşam Genefnın
bir söyleşibinı ıziedım. 1968'de
Genet'nin oyununun sahnelendiği
bir tiyatro basılmış devrimciler ta-
rafindan. De\rimcıler teker teker
sahneye çıkıp konuşmalar yapı-
yorlar; o kadar ılgınçtı kı diyor.
sahneye çıkıyorlar. bir şeyler söy-
lüyorlar. sonra tekrar seyircilerin
arasına katılıyorlar. "Tambirkısır-
döngü. Önce aktör olu>t)rlar son-
ra seyirci.- A>nı benim balkonda-
ki devrimcilerini 0bi. Benim dev-
rimcilerim de genelevin içinde."
Bunlan eleştınyor Genet "Bun-
lar gercek devrimci olsalardı tiyat-
royu basmaziardı. adalet sarayını
basarlardı" dıv or. Genet, bütün bu
makamlann ıçındeki kofluğu vur-
gulamaya çalışıyor. ne kadar boş
olduğunu ve sonuçta bir hiçliğe u-
laştığım...
- "Genet'nin tapınağına gbmek
bü>ük bir cesaret ister. gerçekten
cesaretli olanlara ta»si>'e edüebüir"
di>orlar. Yönetmen olarak sizi ne-
lerzorladı?
SABUNCU - Hep birlikte zor-
'Afife'nin yaşamı baleye dönüşüyor
KültürServisi-Cumhuriyetin 75. yıh ve Türk balesının 50
yıluıı kutlarken. HalkSigorta, 55. kuruluş yıldönümünde
bir 'Mk'e imza atıyor. Adına konulan tiyatro ödüllerin-
den sonra 'ilk MüsKiman kadın trvatrocumuz' Afıfe Ja-
le'nin yaşamını konu alan 'Afîfe'adlı bale yapıtının
yapııricılığını üstleniyor.
Sanatdanışmanlığını HakhmDormen'in, müzik
danışmanlığını ise Rengim Gökmen'm üstlendiğı
balenin koreografısini Be\han Murphy yapacaL
Dansçı kadrosunun Devlet Opera ve Bale Genel
Müdürlüğü'nden destekleneceği 'Afife' balesinin
müzikierini ise Turgay Erdener besteleyeeele
Projenin sanat danışmanı Haldun Dormen, ara-
lık ayında Istanbul'da dünya prömiyerinin gerçekle-
şeceği bu eserin. iki gala için Ankara'ya gideceğini,
daha sonra da Ankara Devlet Opera ve Balesi'ne arma-
ğan edileceğini belirtri. Müzikdanışmanı şef Rengim Gök-
men de ilk kez özel sektörde bir bale yapıtına yaratıcılık aşa-
masından başlayarak ortaya çıkması için desteklediğini ve
sahne sanatlannda ilk kezböyle biroluşumun içinde bu-
lunmaktan mutluluk duyduğunu belirtti. Balenin 50.,
Cumhuriyetin 75., Modern Dans Toplulugu'nun 5.
yıhnın kesişme anında. Türk balesine yepyeni bir
eserhediye edildiğini söyleyen Gökmen, bu eserin
yalnızca Afıfe Jale yaşamöyküsünü içeren bir o-
lay değil. Türkiye'de Atatürkdevrimlerinin. Türk
kadınının sahneye çıkışıy la simgelenmiş bir doruk *
noktası olduğunu vurguladı. Aynca böyle kapsam-
h ve bir 'ük' olan projenin, lokomotif olmasmı di-
ledi.
Koreograf Beyhan Murphy de böyle bir girişimde
geç bile kalmdığmı söyleyerek, sıradışı bir gösteri ola-
cağına değmdiği yapıtuı hazırlama aşamasmda Afife'nin
yasam tarzını göz önünde bulunduracaklannı belirtti.
landık aslında. Alışkanlıklanmız-
dan kolay kurtulamıyoruz. her ne
kadar toplumsal, geçerli değerlere
göre yaşamıyorsak da. Genet ka-
dar uçlarda da dolaşmadık bugü-
ne kadar. Kavramlann yer değiştir-
diğı bir dünya yaratmak o kadar
kolay değil.
Herkes pa\Tnı alacak
- Genet çoğu ekşnrmen taraftn-
dan antiahlakçı bir yazar olarak
tammlamyor. Bu bağlamda günü-
mÜ7 ahlak anla> ışının da sorgula-
nacağını sö>le>ebilir miyiz?
SABUNCU - Kesınİikle öyle.
Buna karşın geçerli olan milli ya
da devlet ahlakıdır. Genet'nin ah-
lakdışılığı belkı de kendi yarattığı
başka bir ahlak adına. 'Balkon' ah-
laki değerler üzenne bir oyun de-
ğil yalnızca. İnsanın varlık, yaşa-
ma, kimlik nedenleri üzenne bir
oyun daha çok. Balkon dünyanın
kendisi, daha doğrusu kerhane
dünyanın kendisi. Balkon da ker-
hanenin balkonu.
Büyüklerimizin selamladığı
belki Kraliçe Elizabeth'ın balko-
nu, Lenin'ın mozolesı ya da poli-
tikacılann kürsüsü. Genet, hırsız
muamelesi gördüğü zaman "Ben
hırsızım'' diyor, kabulleniyor ve
hırsızlığı jüceltiyor. Bu da bir öz-
gürleşme yolu aslında. "Eşdnse-
Km, anarşistim" diyor. özgürleşi-
yor. Ve aslında bunlan bir erdem
olarak görüyor. O kadar ele avuca
gelmez bir adam ki.. Oyun da,
oyun üzerine yazılan her şey de
öyle... Dönüp dolaşıp Genet'nin
esrarengiz, anlaşılmaz, bilmece
oyunu deniyor. Genet,bilir gözük-
mek istemiyor belki. Biz de ukala
olmamayı seçtik oyunda. Nutuk
atmak iddiasmda defiliz. Böyle bir
iddiada olanlann da Genet oyna-
mamalan gerekiyor zaten.
LEVENDOĞUU - Ahlaksal
bağlamda Başar'm dediği gibi hiç-
bir zaman kesin yanıtlar getirmi-
yor ama önemli ipuçlan veriyor.
Örneğm oyunda oyuncular arasın-
da, kötülüİderarasındakötülük ya-
pılamaz ya da iğrenç bir dünya
içinde iğrençlikJer yapılamaz.
Önemli bir ipucu bu.
BtLGtNER - Bugüne kadar
oyunculuk adına yaptığımiz, yap-
mayı doğru bulduğumuz her şeyin
tersini çalışmak zorundayız bu
oyunda. "Amangerçekolsun.inan-
dına obun" dediğimiz oyunculuk
anlayışı 'Balkon'da tam tersine dö-
nüşüyor. Rol yaptığınızın altmın
çizilmesi gerekiyor.
- Oj-un seyirciyle hangi plat-
formda buluşacak?
S.4BUNCU' - Herkes kendine
düşen payı alacak. Kimisi kerha-
nede geçen bir oyun diye eğlene-
bilir, kimisi felsefı, kimi cinselli-
ğin ağiT bastığı, kimisi polisiye bir
oyun diye seyredebilir. Ama hep-
sini birden seyretmiş olanlar da
Genet seyretmiş olacaklar.
Y A P I Y O R L A R ?
Antonioni yeni
filmine başlıyor
• cienda
Jackson.
Jeremy lrons
ve ünlü yazar
JefÎTey Archer
belediye
seçimlerinde
aday olmaya
hazırlanıyorlar.
Sanatçılar, mayıs ayında
düzenlenecek
referandumda seçmen
kitlesinin evet demesi
halinde, Mayıs 2000'de
belediye seçimlerine
aday olarak katılacaklar.
• Julia Roberts \e
Hugh Grant, "The
Nothing Hill Project'
isimli filmde başrolleri
paylaşıyorlar. Filmm
yönetmeni Roger
Mitchell.
• Michelangelo
Antonioni
1 Mart'ta yeni
filminin
çekimlerine
başlıyor 'Due
telegrammi'
isimli fılmin
senaryosu
Antonioni ve
Tonino Guerra
tarafindan yazılmış.
Çekimleri San Diego ve
Los Angeles'ta
gerçekleştirilecek olan
filmde başrolleri
Winona Ryder ve Andy
Garcıa paylaşacaklar.
• Danlel
Barenboim 2002-
2003 konser sezonunda
da Chicago Senfoni
Orkestrası'nın müzik
direktörlüğünü
üstleneceğini açıkladı.
Chicago Senfoni'nin
dokuzuncu müzik
direktörü olan
Barenboim 1999-2000
yıllan arasında da bu
görevi yürüteceği için
mutlu olduğunu belirtti.
• cıint
Eastvvood.
yazar Andrew
Klavin'in 'True
Crime' adlı
romanını fılme
çekmeye
hazırlanıyor.
Romanda, ölüme
mahkûm edilen bir
adamın masum olduğunu
kanıtlamak ve onu
kurtarmak için 24 saati
kalan bir gazetecinin
macerası anlatılıyor.
• Piacldo
DOmlngo. Luciano
Pa\arotti ve Jose
Carreras'nın 29 Mart'ta
Meksika'da vereceği
konserin iptal edildiğı
açıklandı. Yapılan
açıklamada,
organizasyondaki bir
aksaklık yüzünden
konserin ileri bir tarihe
ertelendiği belirtildi.
• Nlcole
Kidman,
Sandra Bullock.
Dianne Wiest ve
Stockard
Channing, bir
komedi
filminde
başrolleri
paylaşıyorlar.
Yönetmenliğini GrifFin
Dune'unyaptığı
filmin adı
'Practical
Magic".
• Jimi
Hendrix in
daha önce hiçbir
yerde
yayımlanmamış
olan bir şarkısı
Lx)ndra'da düzenlenen
bir müzayedede 28 bın
500 dolara satıldı. Üç
sayfadan oluşan şarkıyı
Hendrix 1969 yılında
Los Angeles'a giderken
yazmıştı.
• John Carpenter.
'Vampıres' adlı yeni
filminin başrolü için
James Woods'u seçti.
Woods, filmde vampir
avcılığı yapan bir
grubun lidennı
canlandıracak.
• Dario
Argento,
Budapeşte'de
"Operadaki
Hayalet'in yeni
\ersiyonunu
filme alıyor.
Filmin
başrollerini
Julıan Sands, Asia
Argento ve Andrea Di
Stefano paylaşıyorlar
• pavel Loungine.
belgesel nıtelığındekı
yeni filmıni bitırmek
üzere. 'Vladimir
Mayakovski" isimli
filmde Mayakovski ve
Lili Brik arasında
yaşanan aşk anlatılıyor.
• Vtfoody Allen ve
Sharon Stone, "Antz'
isimli çizgi filmde ikı
kanncayı
seslendırijorlar.
Yapımcılığı Dream
VVorks tarafindan
üstlenilen çizgi filmde,
içinde yaşadığı topluma
bireyci bir yaşam
anlayışı getiren
ve Spartaküs
misali bir
devrim
gerçekleştiren
kanncanın
öyküsü
anlatılıyor.
• Clanni
AmellO kısa bir süre
sonra yeni filmı 'Come
Ridevano'nun
çekimlerine başlıyor.
Senaryosu Amelio ve
Cerami tarafindan
yazılan filmde 50'li
yıllarda yaşayan iki
kardeşin öyküsü
anlatılıyor. Başrolünde
Enrico Lo Verso'nun
oynayacağı filmin
adının değiştırebıleceği
açıklandı.
• Cary Coleman
artık bir Los Angeles
parkında bekçilık
yapıyor. 'Arkadaşım
Arnold"
dızısının küçük
zencisi. dizi
1986yıhnda
yayından
kaldınldığında
kazandığı tüm
paranın anne ve
babası
tarafindan harcandığını
görmüştü.
Hüseyin Sermeften iki yeni CD
• Kûftûr Servisi - Fransa'da yaşayan Türk piyanist
Hüseyin Sermet'in. Rus bestecileri Dimitri
Chostakovitch. Alfred Schnittke, Prokofiev'in
yapıtlannı yorumladığı CD'si 'Le Monde de la
Musique'(Müzik Dünyası) dergisi tarafindan 'Choc'
ödülüne layık görüldü. Dergi, 'Yeni Yorumcular'
serisine bir CD kazandıran Hüseyin Sermet ve
viyolonselist Xavier Philips'e geniş yer verdi. Ünlü
Rus besteci Dimitri Chostakovitch tarafindan 1934
yılında bestelenen viyolonsel ve piyano için op. 40
no'lu sonatı, Alfred Schnittke tarafindan
bestelenen viyolonsel ve piyano sonatı, Prokofiev'in
viyolonsel ve piyano için op.l 19 no'lu sonatını
yorumlayan sanatçılar büyük beğeni kazandı. Aynca
piyanoda Hüseyin Sermet'in. kemanda Regis
Pasquier ve viyolonselde Xavier Philıps'in .
yorumladıklan Alberie Magnard'ın biri viyolonsel
ve piyano, diğeri keman viyolonsel ve piyano için 2
sonatının yeraldığı diğer CD ise, Telerama Dergisi
tarafindan '4 FFFF' ödülüne layık görüldü.
Tıtanik'ten gönderilen mesajlap
müzayedede satıldı
• Kültür Servisi - 14 Nisan 1912 "de birbuzdağına
çarparak Atlantik'in sulanna gömülen Titanik'ten
gönderilen ve Titanik'e gelen mesajlar Christie'de
düzenlenecek bir açık arttırmayla satıldı.
Titanik'ten, 'bir buzdağına çarptıktan 20 dakıka
sonra' gönderilen ilk mesaj ise 'Yolculanmızı
botlara bindiriyoruz' olmuş, ancak 2200 yolcusu
olan Titanik'ten yalnızca 711 yolcu ve mürettebat
kurtulabilmişti. Christie'de düzenlenen müzayedeye
gönderilen 53 mesaj satışa sunuldu.
Mesajlann 1000 dolar ile 6 bin 500 dolara, Kuzey
Atlantik'teki hava raporlannı bildiren 18 telgraf ise
'46 bin 500 dolara satıldı. Müzayededen toplam 123
bin 500 dolar gelir elde edildi.