25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27ARALIK1998PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER tşadamı Sabancı, geçmişteki kırgınlıkların bir tarafa bırakılmasını istedi 'Erez'e destek verilsin' Turgut Özal adı verilen hızlı feribotun sefere konulması tö- renJerine kaülan Sabancı, hükümet kurma çalışmalannı değerlendirdi. (Fotoğraf: MEHMET DEMtRKAYA) İstanbul Haber Servisi - Işadamı Sakıp Sabancı. geçmişte yaşanan kırgınlıklann bir tarafa bırakılarak Valım Erez'in hükümet kurmasının desteklenmesi gerektiğini söyledi. İstanbul Büyûkşehir Belediyesi'nin Avustralya'dan aldığı ve Turgut Özal adı verilen hızlı feribot. dün Yenikapı Deniz Otobüsleri îskelesi'nde düzenlenen törenle sefere kondu. Törene FP Genel Başkanı Recai Kutan, DP Genel Başkanı Korkut Özal, istanbul Büvukşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna. eski belediye başkanı Tayyip Erdoğan, Turgut Özal'in eşi Semra Ozal, oğlu Ahmet Özal ile Zeynep Özal, işadamı Sakıp Sabancı, milletvekilleri. siyasi parti temsilcileri ve bir grup yurttaş katıldı Hükümet kurulması çalışmalanyla ilgili hiçbir soruya yanıt vermeyeceğini açıklayan Recai Kutan törende yaptığı konuşmada, Türkiye'nin ekonomik çöküntü içinde olduğunu, Adnan Menderes ve Turgut Özal'in atılımcı ruhunun şimdi FP kadrosunda yaşadığını iddia etti. Bazı devlet büyüklerinin mağaza açıhşlanna katıldığını, ancak İstanbul Büyûkşehir Belediyesi'nin trilyonluk tesislerinin açıhşlanna katılmamasını daha önce de eleştirdiğine ve sitem ettiğine değinen Kutan, "Türkiye'deki kafalaruı baolan, Şirfceti Hayriye döneminde yaşıyor" dedi. Duygulannı anlatması istenen Tayyip Erdoğan, hüzünlü olmadıklannı, çünkü ülkede vefa duygusuna sahip olanlann bulunduğunu söyledi. Demokraside geriye gidildiğini söyleyen Erdoğan, "Beîli güç odaklannın çizdiği yoMa arılan adımlan görüyoruz" değerlendirmesini yaptı. Erdoğan, kendisinin aldığı cezayı çekmeye hazır olduğunu, ancak ceza aldığı TCY'nin 312. maddesinin kaldınlması gerektiğini söyledi. Semra Özal ise yaptığı konuşmada, vefanın ve kadirbilirliğin güzel bir örneğinin yaşandığını belirtti. Sakıp Sabancı tören başlamadan önce gazetecilenn sorulan üzerine yaptığı değerlendirmede, Yalım Erez'in hükümet kurma çalışmalannın desteklenmesi gerektiğini söyledi. Yalım Erez'in ticaretin ve sanayinin icinden geldiğini, sorunlan ıyi bildiğini vurgulayan Sabancı, geçmişte yaşanmış kırgınlıklann bir tarafa bırakılması gerektiğini savundu. Törene katılanlar daha sonra Turgut Özal Hızlı Feribotu'na binerek Boğaz turu yaptı. Eserlere el konuldu Divriği panolan yurda dönüyor • Cumhuriyet, Divriği Ulu Camisi'nin 5 ahşap panosunu New York ve Londra'da bulmanın yanı sıra önümüzdeki hafta Türkiye'ye geri getirilmesini sağlamakla da kalmadı, Yenikapı Mevlevihane'sinin kundaklandığını da kanıtladı • Yayınımız üzerine, FBI ve Scotland Yard, New York savcılığının talimatı ile Ayşegül Tecimer'in arkadaşı Ingiliz antikacı Oliver Hoare'da bulunan eserlere el koydu. ÖZGEN ACAR ANKARA - Kundak- lanmadan önce İstanbul Yenikapı Mevlevihane- si'nden çahnıp yurtdışı- na kaçınlan Sıvas-Divri- ği Ulu Camisi'ne ait beş ahşap pano, Cumhuri- yet'in yayımı üzerine önümüzdeki hafta Tür- kiye'ye geri verilecek. 13. yüzyılda "Mengü- cfiklü Beytigi'' sanatçıla- nnca yapılmış bu kaçak- çılıkolayındaki panolar- dan biri New York'ta. dördü Londra'da. Pano- lar, Türk yetkililenne teslim edilecek. Mart ayında Ingiliz antikacı OfiverHoare'un eserlerinden birini, New York'ta düzenlenen "Üçüncü Uluslararası Asya Sanat Fuan"nda satmakta olduğunu du- yurmamız üzerine, Kül- tür Bakanlığı, New York'taki avukatı Larry Kaye'i ve o da "FBI Sa- nat Hırsızbğı" ajanlannı harekete geçirdi. Olaya el koyan New York Sav- cısı Mary Jo White'ın yardımcısı Jane A. Levi- ne, Hoare'dan eserlerin Türk başkonsolosluğuna teslim edılmesini istedi, ancak eserlerin Lond- ra'da olduğu belirlendi. Bu gelişme üzerine "Scotland Yard Sanat Hırsızlığı" ajanlan da devreye girdi. New York'ta sergile- nen ceviz ağacından oyulmuş, onanm gör- müş, 39.5 cm. çapında, üzerinde özgün boya ka- hntılan bulunan parça, Londra'dan FBI'ya ile- tildi: sergilenmeyen öte- ki dört parçaya ise Scot- land Yard el koydu. Anımsanacağı üzere Yenikapı Mevlevihane- si'nin yakılacağınm ba- sında duyurulmasından sonra haber gerçekleş- miş, bir ay sonra Mayıs 1997'de çıkan bir yan- gında içindeki değerli sanat eserleri ve antik halılarla yakılmıştı. Cumhuriyet, beş pano- nun Londra ve New York'ta ortaya çıkanlıp geri getirilmesinin sağ- lanması dışında, mevle- vihanenin önce soyuldu- ğunu, sonra kundaklan- dığını da kanıtlamış ol- du. 1992 yıhnda Yenikapı MeUevihanesi'nde sa- yım tutanaklannda Div- riği Ulu Camisi hünkâr mahfeli korkuluklan 72, 73, 74, 75 ve 76 numara ile kayıt altına alınmış, fotoğraflan çekilmişri. 72 numarada kayıtlı eser, New York'ta satışa sunu- lan parçaydı. Haberimi- zi okuyan, Ankara Et- noğrafya Müzesi Müdü- rü Şahin Dayan, bunlann Divriği Ulu Camisi "Hünkâr Mahfîli"ne ait olduklannı beürlemişti. Beş panonun Türki- ye'ye geri getirilmesin- de. envanter kayıtlan ile çeşitli yazarlann kitapla- nnda eserler hakkında aynntılı bilgilerin bulun- ması önemli kanıt etkisi yarattı. Bılındiği üzere Türk müzelerindeki eserlerin yüzde 40'ının, vakıflara aitolanj^ni} da yüzde 80'min hiç envan- ter kaydı bulunmuyor. New York'ta bulduğu- muz eserin bu tür envan- teri olmasaydı, bunlann getınlmesi olanağı ol- mayacaktı. Yayınımız üzerine Va- kıflar Genel Müdürlü- ğü'nce başlarılan müfet- tiş soruşturmasının yanı sıra bu olaydan iki yı1 ön- ce buradaki altı görevli hakkmda yapılan 36 ha- lı ve 52 kilimin çalınma- sına ilişkin bir başka so- ruşturmanın sonuçlan da henüz açıklanmadı. Türk hükümetinin bu eserieri geri almakla yetinmeyip Scotland Yard kanalı ile Hoare'dan bu eserleri kimden aldığını öğren- mesi de kaçınılmaz bir sorumluluk. Böylece kundakçı, hırsız, kaçak- çı zinciri de ortaya çıka- nlmış olacak. Türk anti- kacı ve koleksiyoncula- nn çok yakından tanıdı- ğı Hoare, Ayşegül Nadir- Tecimer'in erkek arka- daşı, Prens Charles'ın Türkiye tatilinde rehberi idi. Hoare, Lady Di- ana'nın, kendisini tele- fonla arayıp aşk yapma önerisinde bulunduğunu da açıklamıştı. Bursa "Osmanlı E- \i"nden iki Osmanlı tombak kandilin çalın- masından sonra bunlann Londra'da bir müzayede- de satışa çıkanldığını açıklamamız üzerine, yi- ne Türkiye 'ye geri geti- rilen bu tombaklann ça- lınması ile ilgili mahke- me kayıtlanna Hoare'un adı Tecimer ile birlikte geçmişti. O zaman Ho- are'un Nadir'e ait uçak- la Osmanlı sanatı eserle- rini kaçırdığı öne sürül- müş, kendisiyle konuş- tuğumuz Tecimer bu id- diayı yalanlamıştı. Divriği'de Mengücük- lü Beyi Şehinşah bin Sü- leyman'ın torunu Ahmet Şah ile eşi Şehinşah Adil MelikeTuran Melik tara- fından 1228-29 yıllan arasında yaptırtılan Ulu Cami ve Şifa Yurdu'nun kapısında kendisininki ile birlikte Selçuklu sul- tanının da adı ve simge- si bulunmakta. Divriği Ulu Camisi ve Şifa Yurdu'nun ahşap ustasının adı bir yıldız madalyonda. "Amele Ahmed bin tbrahim el Tiflisi" olarak geçmekte. Kavramın, dünyada bir ideoloji olarak yaygınlaşmasının tesadüf olmadığı savunuldu 6 Insan lıaklanm NATO öne sürdü' İstanbul Haber Servisi - lnsan haklan kavramının 1980'li yıllardan sonra dün- yada bir ideoloji olarak yay- gınlaşmasının tesadüf ol- madığı belirtilerek insan haklannın sanıldığı gibi si- vil toplum örgütlerince de- ğil, komünizme karşı NA- TO'nun bir savunma terci- hi doğrultusunda dünya gündemine sokulduğu sa- vunuldu. Uluslararası Lions Ku- lüpleri Birliği Yönetim Çevresi 118-T, "Cumhuri- letin 75. yılı" ve "İnsan Haklan Evrensel Beyanna- mesi'nin 50. yıh" nedeniyle dün Swissotel'de bir panel düzenledi. Açış konuşma- sını BM Bölüm Başkanı Tülin Tannkut un gerçek- leştirdiği paneli konsey baş- ÇAGDAŞ.YAŞAM IÇl Cumhuriyetin 75. yıta ve İnsan Haklan Evrensd Beyannamesi'nin 50. yıh nedeniyle SnissoteTde bir pand düzenlendi. kanı Oya Sebük yönetti. Panelde "Ulus- lararası boyutta insan haklannın korun- masıve Türkiye"' başlıklı bırkonuşmaya- pan GS Üniversitesi İletışım Fakültesı De- kanı Prof. Dr. SühevfBatnm. BM lnsan Haklan Evrensel Beyannamesı'nin ide- olojik boyutta yeni bir perspektif getirdi- ğini, ancak insan haklannın korunmasın- da hiçbir hukuki müeyyidesinin bulun- madığını belirtti. Batum, bu nedenle insan haklan alanın- da gereksinim duyulan uluslararası bir hu- kukun yaratılması için Avnıpa insan Hak- lan Sözleşmesi'nin (AİHS) imzalandığı- nı belirtti. AtHS'nin insan haklan alanın- da uluslararası standartlar belirlediğini anlatan Batum, bu standartlann zaman zaman "çifte standarda" dönüştüğünü de vurguladı. Panelde. ODTÜ Siyaset Bili- mi ve Kamu Yönetımı Bölümü Öğretim Üyesi ve BM €BDA\V Kereisyonu- Üye- si Prof Dr. Feride Acar da "Kadın hak- lannın uluslararasıdüzfemde korunması" konulu bir konuşma yaptı. Acar, dünya- da kadınlann sadece cmslerinden ötürii uğradığı şiddeti anlatarak insan haklan sözleşmelerinin bu şiddeti önlemeye ye- terli olmadığını söyledi. Bu amaçla 1979 yıhnda BM Kadınla- ra Karşı Her Türiii Aynmcıltgın Kngcllen- mesi Sözleşmesi'nin imzalandığını belir- ten Acar, sözleşmenin kesınlikle "ayn- lıkçı" değil, aksine "eşWevici" bir nitelik taşıdığını vurguladı. 1981 'de 20 ülkenin onayladığı CEDAW'ı Türkiye'nin 1985'de imzaladığını belirten Acar, 30 • •maddeHk CEDAW'm bugün 164 ülkeyle Çocuk Haklan Sözleşmesi'nden sonra "en fazla imzalanan" ikinci uluslararası sözleşme olduğunu, bununla birlikte CE- DAW'm "en fazla çekincekonan" sözleş- me olma özelliğinin de bulunduğunu be- lirtti. Acar, Türkiye'nin de laik olmayan Is- lam ülkeleri ve muhafazakâr Katolik ül- keler gibi CEDAVV'ın 15 ve 16. madde- lerine çekince koyduğunu vurguladı. Emekli büyükelçi ve TESEV Genel Di- rektörü Cündüz Aktan ise BM İnsan Haklan Evrensel Beyannamesi'nin hukuk ve dili açısından harika bir metin olduğunu, ancak pek çok eksikleri bulunduğunu kaydetti. Beyannamede, kendi kadenni tayin etme hakkı, bıreylerin görev ve sorumluluklan, etnik hak- larla ilgili ve ırkçılığa karşı düzenlemelerin yeralmadı- ğını vurgulayan Aktan, "Irkçüık tabii yer almaz. Çünkü beyannamenin ya- zıldığı sırada Amerika'da hâlâ ırk aynmcıltğı nedeniy- le suç işlenhordu. Irkçılığa karşı anlaşmayı. ancak ABD 1965de ırkçıuğı biti- rince imzalandı" dedi. Ay- nı şekilde insan haklannın da dünyada bir ideoloji ola- rak yaygınlaşmasının tesa- düfı olmadığını belirten Aktan, "İnsan haklan kavramım, dün\ a gündemine söy- lendigi gibi si\il toplum örgütleri sokma- dı. Buna, 1975 yılında Said Halim Paşa Yahsı'nda toplanan APEC toplannsında, NATO karar verdL EntelektüeDer ve yok- sullar arasında hızla kabul gören Mark- sizm'e karşı N.ATO'nun bir savunmasıdır demokrasi. Komünistler için geri sayun iş- te o tarihte başlamıştır" dıye konuştu. NA- TO "nun daha önce böyle bir karan neden aldığını ise Aktan, "Çünkü ABD'nin VT- etnam'daki savaşı daha yeni bitmiş, sö- mürgecilik dünyada da daha yeni kaldırü- mışör. Kimsenin itirazedemeyeceği bir ta- rih secilmiştir" şeklinde açıkladı. Yalım Erez: Hükümeti kuracağım • Kuracağı hükümetin güvenoyu alacağını belirten Erez, seçimlerin ertelenmesinin söz konusu olmadığını söyledi. İstanbul Haber Servisi - Hükümeti kurmakla görevlendirilen bağımsız Muğla Milletvekili, Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erez, "Kimsenin endişesi olmasın, hükümeti kuracağım. Güvenoyu alacağundan eminim" dedi. Yalım Erez, Yeşilköy Kaşıbeyaz Restoran'da ailesi ve yakınlanyla yediği iftar yemeğinden önce gazetecilenn sonısu üzerine, Cumhurbaşkanı Demirel'in ve parti liderlennin konuşmalanyla ilgili yorum yapmayacağını belirtti. Erez, görevlendirildiğinde söylediği gibi en yüksek güvenoyuyla hükümeti kuracağım kaydetti. Seçim hükümeti kurulduğu takdirde, Meclis'le birlikte bürün sorunlann üstesinden geleceklerini bildiren Erez, "Ben Meclis'ten gücünü alan bir hükümet olacağun. Geniş bir uzlaşma anyorum. Hükümetin hızı ile MecUs'üı hın aynı olmah. Öyle olursa tüm sorunlan aşanz" dedi. Erez, bir soru üzerine seçimlerin ertelenmesinin söz konusu olmadığını ifade ederek "Yüce Meclis'in aldığı karan, hiçbir güç ertelevemez*' diye konuştu. Erez, programı hakkındaki bir soruyu ise "Bekkyin, göreceksiniz" diye yanıtladı. Hekim ve hukukçular ölüm cezasmm kaldınlmasmı istedi 6 Idam üp etiğîne ve hııkııka aykırı' 'Ölüm Cezalan ve Hekim Tavn' paneli İstanbul Barosu Stajver Lğitim Merkezi'nde >apıldı. • Yaşama hakkmın kişinin iradesi olmadan elinden alınamayacağını belirten îstanbul Barosu Başkanı Sayman "Gaddar, insanlık dışı ve aşağılayıcı cezalar, hukuka aykındır. îdam da bu kategoride" dedi. İstanbul Haber Servisi - Hekımler ve hukukçular, ölüm cezasının insanlık değerlerine, tıp etiğine ve hukuka aykın olduğunu vurguladılar. İstanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman, ölüm cezasının tartışılmasının bile gereksiz olduğunu vurgularken Psikiyatri Derneği İstanbul Şubesi 2. Başkanı Doç. Dr. Mustafa Sercan, "Heldmnk yaşamla ilgili hiçbir zaman ölümün içinde olmamalT dedi. İstanbul Tabip İstinye'den En Taze Haberler Borsacı'da İBörşacJ 1 " ^ T ~ ^ HAFTALIK EKONOMI DERGISİ ^ ^ H Borsacı I ŞİRKETLHtlN 12AYUK KAR IAHMİNLERİİHRACATÇIYA ABD KAPISI AÇILDI POAŞ'TA IMELBt OLDU? ANADOLU BİRA, BOSSA, NERGİS HOLDİNG, PASTAVİLLA, AKBANK, ADANA ÇİMENTO, MERKO, KORDSA, T. İŞ BANKASI, ECZACIBAŞI YATIRIM. İHLAS HOLDİNG, EGESER, TRAKYA CAM SANAYİ "BORSADAKİ REHBERİNİZ" EREZ BAŞARACAK Ml? / HAYATl VE SİYASİ KİŞİLİĞİ / YAKINDAN TANIYANLAR NE DİYOR? / POÜlfiKACILAR NASIL DEGBUBIDİRİYOR? / HANGİ ENGELLERLE KARŞILAŞACAK? / KİMLER NEDBIDESTEKLEYECH? ECEVİT'İN HÜKÜMET ÇALIŞMALARIIMIN PERDE ARKASI SİYASİ PARTİLB* SEÇİME NASIL HAZIRLANIYOR? AYAY1998'İN DEGİŞEN GÜNDEMÎ Odası Başkanı Prof. Dr. Orhan Anoğul da, hekimin ölüm cezasına kahlmasını etik bulmadıklannı söyledi. Türk Nörops^kiyatri Derneği'nin düzenledıği Ölüm Cezalan ve Hekim Tavn konulu panel, İstanbul Barosu Stajyer Eğitim Merkezi'nde yapıldı. Ölüm cezasının hukuka aykın olduğunu vurgulayan Yücel Sayman. kesınlikle kaldınlması gerektiğini söyledi. Yaşama hakkının kişinin iradesi olmadan elinden alınamayacağını belirten Sayman şöyle devam etti: "Gaddar, insanlık dışı ve aşağılayıcı cezalar da hukuka aykındır. İdam da bu kategoride. Peki idamı kaldınrsak ne yapaeağız? Belirti süreler belirlenerek müebbet hapis. e\ hapsi, rehabilitasyon gibi çözümler düşünülebiür. Kişi hiç doğmamış sayılarak da medeni haklanndan mahrum edilebüir.- Toplumun bilinç dışında idamı kabul etmediğini ifade eden Doç. Mustafa Sercan, psikiyatristlerin böyle bir infaza katılmalannın mümkün olmadığını söyledi. Doç. Mustafa Sercan, "Bize düşen görev, meslek tavnmızı oluşturmak ölüm cezalanna karşı olan damariann açılması için bir şeyler yapmak" diye konuştu. Ölüm cezalannm tarih içindeki gelişimini anlatan Prof. Orhan Anoğul da hekimin infaza katılmasınm etik olmadığını belirtti. Idam edilen kişilerden organ alınması konusundaki iddialara da değinen Anoğul, bu dunımun da araştınlması gerektiğini söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle