Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 ARALIK 1998 PAZAF
14 KULTUR
1997"deki beklentilerimiz boşa çıktı, 1998 ise hiç bir hatıraya yer bırakmayacak denli karanhktı
Yapı Kredi Kazım Taşkent Kültür MerkezTndeki 'Bir Yurttaş Yaratmak' sergisinden. "Sivaslı Genç Kız*\ 1939- ıMalik Aksel. "Akdeniz Hejkeli"- llhan Koman.
Tekıtmııigençlerin eÛdnlMeriohlııCASAS BEYKAL
"Hatırlamak gördüğünü bilmektir. Bil-
mekgördüğünü hatırlamaktır. Görmek ha-
tıriamadan bilmektir. Dt-mek ki nakşetmek
karanlığı hatırianıakor"dıyordu Zeytin tak-
ma adlı nakkaş. Orhan Pamuk'un şimdiler-
de pek çok kışi gibı benım de elimden dü-
şürnıedıgım •'Benim Adım KırmızT adlı
romanında. o zaman sormaz mıyım kendi-
me bu karanlıkta hatırladığım neydi diye?
1998. hatıralanmızm karanlıgınagömül-
dü bile. Bu geçmış zamandan benım hatır-
ladıklanmla dığer sanatçılann hatırladık-
lan aynı mıydı? Bir mini anket yapmak üze-
re telefonu açtım. bazı sanatçı dostlanmı ara-
dım ve 1998 geçmiş zamanından neyi ha-
tırladıklannı sordum ve bu yazı değişik ha-
tıralardan oluştu: ortak bir bakışı sunmak
üzere parça parça nakşedildi.
Aydınlanmızın sanatsal otoritesi
1998'deçeteler, cinayetler, kasetlerle, şa-
şırtıcı olaylarla kurgulanmış hızlı, tempolu
bir film ızlıyorduk; aslında hayat hiç değiş-
mıyordu Başlangıçta bomba gibi gündeme
düşüp patlamadan bir süre yanan fitiliyle pa-
nik yaratan. ancak düşkınkhklanna yol açan
sonuçsuzluklar gördük. Hayatın bir akış,
bir süreklilık, bir degişim ve gelişim oldu-
gunun neredev se bir masal olduğuna inana-
cağımız bir karanhk geçmışın kısa süreli şa-
"şırtıcı olaylannrgflrdük. Ası! şaşatıpı Olan
ise bu havada asılı kalmışlığın. hâkim ka-
lacağı baştan bilinen yeni gündem madde-
lerine doymak bilmevişiydi. Başlangıçtaki
neydi? Hatırlayamadığımız bir başlangıçtı,
çünkü sonu hiç yoktu, olmamıştı, Bir ön-
celu yıl. 1997'de umutlarımız vardı. Boşa
çıktığını gördük. 1998 ise sanatçılann ka-
falannda hıçbir hatıraya yer bırakmayacak
denlı karanlıktı. HüseyinAlptekin "Bomboş"
dıye yanıtladı. Malevich'in nesne yokluğu-
nun duvarhğının saklı oldugu siyah karesı-
nın boşluğu değildi. bomboşdemek. Duyar-
lıgı kalmamış bir sanat kavramını hatırla-
maya çahşıyorlardı sanatçılar. Uzun zaman-
dır ben de herkes okusun diye yazmayı (çün-
kü gizliden gizliye de\am ettiğım halde)
bırakmış olmamın nedeni, dünyarun çirkin-
lıkleri karşıstnda söylediklenmın uçup gi-
deceği endişesıydi. Yazıya. yazara ne kadar
aykın bir şev uçup gidivermek. Yazı. uçup
gidecekbirşey olmasın dıyevardıroysa. Yaz-
mak iki kere düşünmektir, ıkı kere rahatı-
mın bozulması demektir. Karanlığı hatırlar-
ken bıle depresyonun eşiğıne vanvorsam.
bildiğımı görmemeliyim, gördügümü bılme-
melıyım ve karanlığı konuşturmak için ha-
tırlamamalıvım. Amaşu sıralardabir ilacım
var. Benım Adım Kırmızı. Pamuk'un söy-
lediği gibi gerçekten bir iyilik saçıyor ve bu
güçle hatıraları yazıya dökebilinm. Yine
de bu yola tek başıma çıkmıyorum, yanım-
da sanatçı dostlanm bana eşlik, geçmiş za-
manı hatırlamama yardım ediyorlar.
Minı ankete katılan sanatçılardan Bedri
Baykam. Tomur Atagök. Hüsamettin Ko-
çan. Gülsün karamustafa, ÖzdemirAJtan.
Nur Koçak ve Hüseyin Alptekin genel ka-
nıolank 1998inberbat,bomboş,hareket-
siz geçtığını hatırlıyorlardı. Artık mesleği-
mizin adından kuşkulanır olduk. Biz sahıp-
lenmedikçe. bız geçmişten miras alçakgö-
nüllülüğümüzle bızi büyütmek anlamına
gelecek olan mesleki kimliğimizin adının
konmasını başkalannın iltifatına bırakırken
birilen kendi küçümenliklerini, kendi ken-
dilerine büvütmek için bu kimliğe sahip
çıktılar. Sonra tartışmaya başladılar, sanat-
çı kimdir. elbette bizleriz div e. Bu tartışma-
ya medya. eskı pomo yıldızlanndan ve ye-
nı manken-oyuncu-sunuculara kadar genç
yaşta cok marıfetli ve çok mesleklı ve ger-
çekten mesleğınin ne olduğu anlaşılamadı-
• Mini ankete katılan sanatçılardan Bedri Baykam, Tomur
Atagök, Hüsamettin Koçan. Gülsün Karamustafa, Özdemir Altan,
Nur Koçak ve Hüseyin Alptekin genel kanı olarak 1998'in berbat,
bomboş, hareketsiz geçtiğini hatırlatıyorlardı. 1998 sonuç olarak:
bizim için gerçekleşmemiş umutlann, düşüncelerin, düşlerin
hüzünlü ütopyasını saklayan karanhk bir geçmiş zaman hatırasıydı.
ğından genel birtanım olarak sanatçı adı al-
tında topladıgı bir kitleyi kattı.
Yılın başında bunlar olurken bir sabah.
sanat üzenne de düşünen aydınlanmız yı-
ne sanatçı hakkında karar verme yetkılen-
ni üstlenerek koskoca lstanbul'un farkında
bile olmadıgı. kollannı bu farkında olma-
yan Istanbulluya açmış llhan Koman'ın
heykelini, sırf adı Akdeniz dıye güneyın
yakıcı güneşi. denizinin tuzu ve dalgaları-
na teslım edıp kısa bir süre içinde paslı bir
demir yıgınına dönüşmesi için adına uy-
gun ama bünyesıne uygun olmayan. denız-
kırlik ruhen vardı.)
"Bü> ük sanatçu bü> ük sanat artık yok. el-
bette doğal bu. çünkü sanatın kalitesi bilin-
miyor ki olsun, ama rekor düze\de (bunla-
n Özdemir Altan'ın hatıratından aktarıvo-
runı) harcanan paralarla yapılan çok kötti
büvük sergiler ki biri ÂKM'de. diğeri
DKM'de kasım \e aralık avında açıldı. ye-
rine hâlâ bir müzenin olmadıgı unutuldu. Ye
bizlerde Vela.squez*in değil, tahta paravan-
larbovavan birustanınıvlatlarıoldujjumu-
/u unuttuk. Sanat giderek dekoratifleşti. sa-
natçı da deküratörtük > apar gibiresim\ ap-
Kahraman ve benim katıldığım bir panel-
de soyut sanat irdelendi ve bu eserlenn ar-
tık müzelerde yerinı alması gerektiğinin
hüznü dıle getmldı.
Tomur'un kaçınlmış fırsatlar, benım ge-
rilemedönemi olarak degeriendırdigım '98
geçmiş zamanının sanatsal hatıratı arasın-
da bir yer. yükselme dönemini yaşıyordu. MÜ
GSF Dekanı Hüsamettin Koçan'ın "Şanti-
>eFakülte' sloganıyla başlattıgı ıslahat ha-
rcketlen kapsamında açılan fakülte galeri-
si. kapılannı okul dışındaki tüm sanat orta-
mına açtı \e 41. kunıluş yılını (Tomur'un
Aaıaranlığı
hatırlamaya
çabalarken 1998
geçmiş zamanında,
kaplumbağalarının hayat mücadelesi v erdi-
gi bir kıyıya taşınmasmı uygun gördüler. Ay-
dınlanmızın bu sanatsal otoriterliğinden da-
ha şaşırtıcı olan ise sanatçılardan yükselen
haklı itirazlann basmda yer alabilmesinde
zorianılıyor olmasıydı.
'Yok sayüan gerçek sanatçılar oldu'
Sanatçmın dışında herkesin sanat üzen-
ne söz söyleme, yönetme. yönlendirme. akıl
verme ve tartışma, hatta karar verme hak-
kı oldugu. ancak gerçek sanatçılann (Bed-
n Baykam'm hatırladığı parçadan aktanyo-
rum) "offside'Vsahadışına "itildiğûvoksa-
>ıldığı, hatta med\a yoluvla asker kaçakla-
nnın, uyuşturucuların, kaçakçılann ana
gündem maddeiemle ha\ atunıza oturan sa-
natçı ve sanat ortarrunın gerçek sanatı ve sa-
natçıvı6rttügü.gizlediği.susturdu«u birdu-
rum yaşandı." Bedri. bunun "bir \ozlaşma
değil, medyanın kültüre indirdiği en büyük
darbe" oldugunu hatırlıyordu.
Yılın başından be-
ri bu durumlardan do-
lav ı "hırpalanan, an-
lanısızJaşan ve de \ok
sayüan gerçek sanat-
çılar oldu." Yılın son
ayında ise (sanki bü-
tün bu kimlik tartış-
malan bu son olaya
bir zemın hazırlamak
için yılın başında
planlanmış gibiydi)
devlet bürokratJarı-
nın kişisel beğeni.
zevk ve otoritesiyle
hazırlanmış bir fuka-
ra çorbasına dönüş-
türülen devlet sanat-
çısı ödüllen dağıtıl-
dı. (Tabii bu törende
ödül alan tek bir yok-
sul sanatçı yoktu. fa-
maya başladı. Bugün pek çok sanatçmın
yaptığj dekorasvondan öte bir şey değildi."
Bedri Baykam: "devletin elbette gerçek sa-
natçısına teşekkür ermck için onursal ödül
vermesi düşünülmeli, ama sanat ortamının
yoksunluklannın da farkına \arılması \e
bunca eleştirilecek siv asal. ekonomik \e top-
lumsal olavın nedeni olan yönetimin eleşti-
rilnıesini üstlenen sanatçmın konumunun.
bir kez daha düşünülmesi. hatırlanması ge-
rektiğjni" vurguladı. Müzesinin. altyapısı-
nın olmadıgı. sanat eğitiminin uzmanlar
eliyle çocuklanmıza taşınamadığı, sanat-
sal etkınlikler diye düzeysız ve bir o kadar
gereksiz şeylere bunca paranın harcandığı.
ama bunun yenne (Tomur Atagök'ün hatır-
ladıklarındanaktanyorum) kalıcıeserler>e
gjrişimlen etkinlikler gerçekleştirme duv ar-
lığı taşıma>an bir ülkede. geçmişin ka> ıpla-
nnı sorgulamalıviz. kaçırdığunız firsatlan ve-
niden hatırlamalıvı/. Buna örnek olarak
Milh" Reasürans'ta CHP Yurt Gezileri ser-
gisinde kaydı bile bulunmayan 600 vapıtın
izinin bulunmadığı. nerede yok olduğunun
hesabının \erilmediğibirTürkhe''deyılın son
ayında bomba gıbı düşen ve tartışılmadan
suskunlukla karanlığa gömülen devlet sa-
natçılığı ödülleri (Bedri'nin sözleriyle) ko-
mik bir duruma dönüşmüştü.
Koçan'm "Şantiye Fakülte'si
Coşkulu bir biçımde kutlamamız gere-
ken Cumhuriyetin 75. yılı kapsamında Ta-
rih Vakfı'nın Darphane'de gerçekleştırdiğı
serginin görsel bombardımanı. sanatçılardan
kötü not alırken Kâzım Taşkent Kültür Mer-
kezi'ndeki sergi: bıçımı. düzeni, yayıldığı ala-
nı, sunusu ve ıçeriği ıle tam not alıyordu.
Sanatçılar ögreticı, tematık bir sergıolma-
sı bakımından Yahşi Baraz'ın. bir resmı ser-
gı nedeniyle vaktınden önce ındırilen "Tür-
kiye'de So>ut Eğüimler" sergisini olumlu
ve önemlı bir adım olarak nitelerlerken
AEKVde Bedri Bavkam. Hasan Bıileııt
tek aydınhk nokta
mini anketime katılan
sanatçılann ve benim
görüşüm gençliğin
etkinliklerinde
odaklandı.
Gençlerin yaptıklan
ne bomba gibi
gündeme düştü, ne
tartışmalar açıldı, ne
de sorunlanna
yaklaşıldı, ama her
şeye karşm onlar 'her
yıl biz buradayız ve
çoğalıyoruz' dediler.
Bence iyilik saçmaya
devam ettiler.
"Konnk" - Gülsüm Orhon,
Maçka Sanat Gakrisi
belirttiği gibı) "Sanatortamınahoşgeldin"
demek olan 41 sanatçmın sergisiyle kutladı.
Fakültenin içine karşı cesaretli. dışma kar-
şı alçakgönüllü bu ev sahipliği, yeni sergı-
lemeleri yüreklendirdi ve Kadıköy yakası ka-
dar sanat ortamına da hareketlilik kazan-
dırdı. Bu galeri beklenen. özlenen bir ütop-
yanın. çağdaş sanat müzesinin küçük bir
adımının işaretlerini de hazırladı. Geleceöe
yönelik bu işaret duyumlanma
göre öncelikle özgün baskı mü-
zesivle başlayabilirdi.
Nur Koçak hatıratı arasında.
gençliğinde ona etkı eden And\
\Varhol"u Aksanaftakı ılk dö-
nem illüstrasyonlanndan. parça
parça bazı sergilen aktanrken
Bedri Baykam'la aynı yerde bu-
luştu ve küratöriüğünü devam
ettiren Beral Madra'yi uluslara-
rası haritada Türkive'vi konum-
landıran yurtdışı sergileriyle ve
Man Rav'le başlavan Borusan
Kültür Merkezi ctkinliklerinin
önemini dile getırdi.
Karanlığı hatırlamaya çaba-
larken 1998 geçmiş zamanında
yine tek umut ve tek aydınlık
nokta, mini anketime katılan sa-
natçılann ve benim görüşüm.
gençliğin etkinliklerinde odak-
landı. Gençlenn yaptıklan ne
bomba gibi gündeme düştü, ne
tartışmalar açıldı nede sorunla-
nna yaklaşıldı: ama her şeye kar-
şın onlar her yıl bLz buradayız ve
çogalıvoruz dediler. Bence iyi-
lik saçmaya devam ettiler. Gül-
sün Karamustafa yurtdışında ol-
duğundan dolayı pek fazla izle-
yemediğı halde gençkrin birara-
yış içindeoldukiannı, ancak on-
lardan bir araya gelişlerini bek-
lediğini. bu nedenle kuşkusu ol- "Ingres'ın
duğunu; çünkü gençlerin beklenti içinde bi-
reysel kaldıklannı, o>sa sanatın beklentisiz
yapıiması ve zamanı gelince bu beklentilerin
zaten gerçekleşeceğini belırttı.
Resım-Heykel Müzesi Derneğı'ningele-
neksel "GünümÜ2SanatçılanSergisi*'( Yu-
suf Taktak'ın AKM'deki düzenlemesiyle)
ve Uluslararası Plastık Sanatçılar Deme-
ğfnin gençliğin ıçındeki ütopyayı açıga çı-
karan ve zorlukla da olsa sürdürülmesin-
den vazgeçilmeyen "Genç Etkinlik" ve vı-
ne MÜ GSF'de gerçekleştırdiğı "Proje-fş"
sergisi (Fatoş Beykal sorumluluğunda ve
düzenlemesiyle) gerçekleşmemiş işlerin sa-
natçısının ütopyalarını sundu. Emre Zeyti-
noğlu. .\li Akav ve benim katıldığım "Sa-
natta l'topya" başlıklı panelde. genış bir ız-
leyicı eşhğınde konu irdelendi ve karanlı-
ğın içinde aydınhk hatıralar için. bu > ıl akım
kalmış. gerçekleşmemiş tüm sorunlar, dü-
şünceler. ıstekler. arzulariçin ütopya'yı sak-
lı tuttu.
Dış sergiler önemli girişimlerdi
Elimde bir beyaz eşya firmasının küçük
ev aletlerinı tanıtan "Küçük Mutluluklar"
adıyla sunduğu ürün satış kataloğuna bakar-
ken dünyanın ve Türkıye'nin çehresinde
gördüklerimden v e hatırladıklarımdan kos-
koca birmutsuzluk içinde küçük mutluluk-
lar buldugum kişisel ve grup sergileri izle-
duJAH^hatırladıni- Bu sorgiler bütün olum-
^izluklara karşın, ne olursa olsun sanatçı-
lann gerçekleştırmekten vazgeçemeyecek-
leri, iyilik saçmak üzere orada hep var ola-
caklarının ışaretleriydıler.
Kendi çabalanyla ya da bir küratörün ça-
basıyla veya iki ülke sanatçılannın ortak
cabasıyla gerçekleştirılen dış sergiler ise
devletin yapmadığı, yapmayı ıstemediğı.
önemsemedığı ve yaptığmda en kötülerle iş-
birliği yaptığı için önyargılı imajın değiştı-
rilmesıne; ülkenin ve sanatımn tanıtılması-
na, bu ülkenin sanatçısının da sanat yapa-
bilme yetenek ve sebatına sahip olduğunun
kanıtlanmasına yaramayan sergılere karşın.
çok önemli girişimlerdi. Bu yazıyı yazarken
v e bazı sanatçıların hatıralannı soruşturur-
ken Körfez'de bombalar yağıyordu ve
Ege'nin karşı kıyısındaki ülkenin sanatçı-
lanylaTürksanatçılan •4
YüzYüzeSerg«si'"nin
Atına ayağını tamamhyorlardı.
Artık bir genç adam olmaya aday oğlum,
benim bitirdiğim romanı sırf adında kırmı-
zı olduğu için ve sadece benım ışaretledı-
ğim yerlerı (olsun) okumaya girişıyordu.
Onun bu romanı okumasını istememın ne-
deni; içinde bir cinayet olsa bile gerçekten
iyilik saçan bu kitabı okur da, kanlı dedek-
tif hikâyeleri yazma sevdasından ve kırmı-
zının bolca kullanıldığı trafik kazası ve sa-
vaş resimleri yapmaktan vazgeçer. iyilik do-
lu bir dünya ütopyasının olabilirliğine ina-
nır diyedir.
1998 sonuç olarak: bılgisayar için sade-
ce bir sayı (çünkü bu rakamları yazdığım-
da onun hatırladığı günün tarihini belirten
rakamlan da yazmayı ısteyip istemediğimi
sormaktı) ama bizim için gerçekleşmemiş
umutlann, düşüncelerin. düşlerin hüzünlü
ütopyasını saklayan karanhk bir geçmiş
zaman hatırasıvdı.
kemanı Kiki, 1924- Man Ra>.
'Işığın Güçleri'ne
Turktasarım
• Kültür Servisi - Bu yıl
dördüncüsü düzenlenen,
Finlandiya'nın en önemli
etkinlıklerinden bin olan ve
"Işığın Güçleri" adını taşıyan
Helsınki Işık Festivali'nin afiş
tasanmı. bir Türk tanıtım v e
tasanm ajansı olan Dream
Design Factorv tarafından
gerçekleştirildı. 1995'tenbu
yana düzenlenen 'Işığın
Güçleri' Helsinki Işık Festivalı
bu yıl da tüm kasım ve aralık
ayı boyunca. v üklü
programıvia dünvanın dört bir
yanından gelen bırçok
zıvaretçinin ılgı odağı oldu. Bu
yılki festivalın teması 'Işık ve
Kent Topluluğu". Londra'dan
St. Petersburg'a kadar çeşıtli
kentlerin ünlü DJ'lennın konuk
olduğu, uzun gecelenn dans
şölenleriyle başladığı. tüm
kenti heryandan fışkıran
ışıklarla koskoca bir kulübe
çevıren bu festıval. aynı
zamanda performanslardan
ateş heykellerıne, ışık
sergilennden Işık Sirki'ne
kadar coşkulu bir kültür, sanat
veeğlence şöleni.
İktu ve Erdinç'in
Afrika konseri
• kültür Sen isi - Banton
Mesut İktu v e pıyanist Erol
Erdinç'in, Cumhunyetin 75.
yılı kutlamalan çerçevesinde,
Etıyopya'nın başkenti Addis
Ababa'da verdikleri konser
büyük ilgi gördü. Dışişleri
Bakanlığı ve Addıs Ababa
Türk Büyükelçilıgi ışbirlığiyle
gerçekleştirilen konserlerde,
özellikle Türk bestecılenn
yapıtlan beğeniyle karşılandı.
Addıs Ababa'da yavımlanan
'The Monitor" ve "Addıs
Tribune' gazeteleri,
sanatçılann konserlennden
övgüyle sözettı.
Tayland'dan 'Kral
ve Ben'e sansür
• Kültür Sen isi - Tav land
hükümetı. 20 th Century Fox
şırketının, Jodie Foster'ın
oynayacağı >enı 'Kral ve Ben'
filminın çekimlennı Tayland'da
gerçekleştırmeve yönelik
taleplerinı geri çevirdi.
Hükümet. fılmın monarşiye
büyük bir saygısızlık olacağını
düşünüyor. Fox şirketı ise
Ta>land'ın bu tutumu
karşısında, uzun tarnşmalara
yol açan ve adı "Anna ve Kral'
olarak belirlenen bu yeni
filmin mart ayında Malezya'da
çekilmesine karar verdi. 'Kral
ve Ben', I944'te yavımlanan
ve en çok satanlar hstesine
giren "Anna ve Sıyam Krah'
adlı kıtaptan uvarlanmıştı. Kral
4. Rama'nın
hükümdarhğındakı saraya
öğretmen olarak gelen Anna
Leonovvens'in hıkâyesıni
anlatan filmin orıjinalı, Thai'ye
mane\ ı bir zarar verdiği
gerekçesiyle burada
yasaklanmıştı.
Yazar Pierre
Vallieres öldü
• Kültür Servisi-Küba'nın
özgürlüğü için verdiği
savaşımla tanınan 60 yaşındaki
yazar Pierre Vallieres geçen
günlerde geçirdiği kalp krizi
sonucu yaşamım vıtirdi.
1960'larda Montreal'in Le
Devoir veLa Presse
gazetelerinde yazan ve
zamanla Küba özgürlük
örgünanün lıderlennden biri
hahne gelen Kanadah >azar.
sola olan yakınlığı ile
tanınıyordu. I966yıhnda
polısin sıkça düzenlemeye
başladığı baskınlar sonucu
kaçtığı .^merıka'da aynı yıl
özgürlük örgütü adına yapılan
bir gösteride yakalanarak hapse
atılan vazar, 4 yılını Amenkan
hapishanelennde geçırmiştı.
Aıaştırmacı bir kışılığı ve
haksızlıklara karşı gelıci bir
yapısı olan Vallıeres. AIDS ve
Bosna konulannda da
duyarlılığa sahipti. Vallıeres'in
1967'de yazdığı ve Kanada'nın
Fransızca konuşulan kısmında
yaşayan Kanadalılarla
Amerika'da yaşayan zencileri
sosyo-ekonomık açidan
karşılaştırdığı kitabı oldukça
ilgı görmüştü.
BUGUN
• BİLGİ ÜM\ ERSİTESİ'nde
saat 14.00 ve 18.00'de 'The
Usual Suspects- (Olağan
Şüpheliler)', 16.00 ve 20.00'de
'TheAbjss'adhfilmler
göstenliyorY2/ö 00 00)
• BEKSAV'da saat 13.00'te
Fılız Işık'ın yazıp yönettiği
Don Kişot İle Keloğlan ısımlı
çocuk oyunu ızlenebilir.
«349 91 55)
• TARANTA BABU
KLILTÜRVT SANAT
MERKEZİ'nde saat 19.30'da
Brechtin yazıp H.Karaata'nın
yönettiği 'Carrar Ana'nın
Silahlan' adlı oyun. Tıyatro
Manga grubundan ızlenebilir.
(235 28 59)