Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SOTtt CUMHURİYET 12 ARALIK 1998 CUMARTESİ
HABERLER
DÜNYADA BUGUN
ALİ SİRMEN
Egni Oturup...
Önceki gün İnsan Haklan Günü idi. Bu köşede,
ıısan haklan özürlü Türkiye'de, hiç değilse yasal dü-
sr lemeler açısından bu ayıbı gidermek için ilk ağız-
caparlamentoda bekleyen dört ana tasandan söz
etmiş, bunlann bir an önce yasalaşması gereğini
vugulamıştım.
Türkiye'nin insan haklan özürlü olduğunu bilip
kabul etmeyen kişi olduğunu sanmıyorum.
Siyasilerimiz bile. bu gerçeği teslim etmekteler.
Etmekteler etmesine de gereğini bir türiü yerine ge-
tremiyorlar.
Ancak insan haklan konusunda, kabul edip tar-
tşnamız gereken bir başka nokta daha var.
Her şeyden önce, salt yasal düzenlemeler yetmi-
ysr aynı zamanda devletin memurlan ve polisleri-
nn ona göre eğitilmesi ve de denetlenmesi gerek.
Ama işin bununla da bitmeyeceğini görelim, kimi
"ierici aydınlanmız!"ın düştükleri yanlışa düşme-
yelim.
Iki yıl kadar önce, yine insan haklan konusunda
br toplantıya katılmıştım Ankara'da. Soğuk kış gü-
nü, uçak gecikince, toplantıya başladıktan sonra
yetişebildim.
Konuşmalann bir bölümünü yanm izledim. Her-
kes insan haklannın zorunluluğundan söz ediyor,
devletin bu konudaki ayıplannı sayıp döküyordu.
Haksız da değillerdi, ama galiba olayı bütünüyle
kapsamıyordu tanılan.
Söz aldım:
"Kusura bakmayın, konuşmalan tam olarak
izleyemedim. Ama dinlediğim kadarıyla hep ce-
berrut devletten bahsertiniz. Peki söyier misi-
niz AJIahaşkına, bu devletin karşısında özgür-
lüklerin tutkunu, demokrasinin âşığı bir halk mı
var? Eğer öyle olsaydı, çok kolaydı. 0 halk ce-
berrut rejimi kolaylıkla yerle bir eder, insan hak-
lanna tümüyle saygılı, olgun bir demokrasryi ku-
rardı. Acaba durum öyle mi, ne dersiniz?"
Bu çıkış klasik söyleme pek uymuyordu, epeyce
yadırgandı.
Ama dilerseniz, olaylara bir de bu açıdan bir kez
daha bakalım.
BM İnsan Haklan Evrensel Bildirisi'nin imzala-
nışının 50. yıldönümüne 10 gün kala, ülkemizin gü-
neydoğusunda, Şanlıurfa 1. Ağır Ceza Mahkeme-
si'nde bir dava karara bağlandı. Olay, ailesinin ev-
lendirdiği sevmediği Sakıp'ı bırakıp başkasına ka-
çan, sonra sevdiği adam ile evlenmek için izin al-
mak üzere ailesinin yanına dönen ve aile meclisi ka-
ranyla, eşarp ile boğulup, öldü sanılarak Fırat Neh-
ri'ne atılan Gönül ile ilgili. Töreyi uyguladığını söy-
leyen aile fertleri önce 16-24 yıla mahkûm ediliyor-
lar, sonra ağır tahrik, iyi hal takdiri hatrfletici sebep
1
lerle bu ceza 2-4 yıla indiriliyor ve iki yıla yakın sü-
re yattıklan da göz önünde bulundurularak sanıklar
salıveriliyorlar.
Karann henüz Yargıtay tarafından onaylanmamış
olması bir şey ifade etmiyor.
Karann hukuki içeriğini de tartışacak değiliz. Yan-
lış da olabilir, doğru da. Ama her iki halde de durum
değişmiyor.
Ailenin evlendirdiği kişiyle otuımak istemeyen bir
kızın töre gereği öldürülmesinin caiz görülebıldıği bir
toplumda, hangi insan haklanndansözediyorsunuz
siz? Daha tek ıstikamet bir sokakta doğru yönde git-
meyi beceremeyen ve kendisini ikaz edenleri kaba
kuvvetine dayanarak dövmeye kalkan insanlann
toplumunda, hangi insan haklan olabilir?
Yengiyle biten maçtan sonra keyiften silaha san-
lıp, ölüme nedenolan insanlann toplumunda, insan
haklan nasıl gelişir?
Evet, devlet insan haklanndan özürlü, peki ya top-
lumun kendisi?
"Eğri oturup doğru konuşalım ve vıcık vıcıkpo-
pülizmi bir yana bırakalım" derim.
Ama bunu yapacak yerde bana kızabilirsiniz de.
0 zaman da insan haklannı dahaçoook beklersiniz.
Prof. Odabas ihrac edildi
Harran Universitesi
Rektörü Sert
göreyinden alındı
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) -Yükseköğre-
tim Kurulu (YÖK) Genel
Kurulu. Harran Üniversi-
tesi Rektörü Prof. Dr.
Mahmut Sert'i görevden
alırken, türban eylemine
katılan Van Yüzüncü Yıl
Universitesi Tıp Fakültesi
Dekanı Prof. Dr. Dursun
Odabaş'ın da ögretim
üyeliği mesleğinden ihraç
edilmesini kararlaştırdı.
YÖK Genel Kurulu.
Prof. Dr. KemalGürüz'ûn
başkanlığında dün toplan-
dı. YÖK Denetleme Ku-
rulu'nca hakkında hazırla-
nan \e toplantıya sunulan
raporda, Harran Universi-
tesi Rektörü Prof. Dr.
Sert'ın görevden alınması
önerildi. Bu doğrultuda
Sert görevinden alınırken,
karann Cumhurbaşkanı
SüleymanDemireTin ona-
yına sunulacağı belirtildi.
YÖK, bir süre önce is-
tifa eden ve yerine vekâle-
ten atama yapılan eski Pa-
mukkale Universitesi
RektörüProf. Dr. Arif Ak-
şit'in, aynı üniversitede
Tıp Fakültesi Dekanlığı
görevinde bulunan eşi
Prof. Dr FıhzAkşit ile A-
bant Izzet Baysal Univer-
sitesi Rektör Yardımcısı
Prof. Dr. AB Karaca'yı da
"yoteuzluk yapüJdan" ge-
rekçesiyle öğretim üyeliği
görevinden çıkardı.
Gürüz, Odabaş'ın tür-
ban eylemine katıldıği için
üniversite öğretim üyeliği
mesleğinden ihraç edılme-
sine karar\erildiğini açık-
ladı. Odabaş bundan son-
ra akademik unvanını kul-
lanamayacak.
iletisim Vakfı arastırması
ANAP birinci, FP ikinci,
CHP üçüncü parti ~
İstanbul Haber Servisi -
On sekiz il merkezinde
toplam 3 bin 200 seçmen
üzennde gerçekleştirilen
araştınnaya göre ANAP'ın
birinci. FP'nin ikinci,
CHP'nin ise üçüncü parti
olduğu belirlendi.
tlenşim Vakfı'nın yaph-
ğı biraraştırmaya göre ge-
çen 6 \ralık günü araştır-
mada secmenlere "Bu pa-
zar seçm oka hangi parü-
ye oj wrirdtaiz" sorusu yö-
neltıid. Araştırma Adana,
Ajıkan, Antalya, Bursa,
OeaıızSı, Diyarbakır, Edir-
ne, Erzurum, Gaziantep,
Istanbul, Izmir, Kayseri,
Konya, Samsun. Sinop, Sı-
vas, Trabzon ve Zonguldak
illerinde "yüzyüze" anket
tekniği kullanılarak yapıl-
dı. Bugün bir seçim olma-
sı halinde ANAP yüzde
15.75'likoran ile birinci sı-
rada yer alırken, yüzde
15.65 ile FP ikinci sırada.
CHP yüzde 13.20'likoyla
üçüncü sırada yer alırken,
DSP de yüzde 13.10'lâ
dördüncü sırada bulunu-
yor. Yüzde 14.84'lük bir
kesim ise kararstz.
5 polisin tutukluluğunun kaldırıldığı davada sanık yakınlan yine Göktepe ailesine saldırdı
Cinayetin tutukhı sanığı kalıııaclı
MERİHAK
AFYON - Gözaltında öl-
dürülen gazeteci Metin
Göktepe davasmda tutuklu
sanık kalmadı. Afyon Ağır
Ceza Mahkemesi'nin kara-
nnı alkışla protesto eden ve
"Analann öfkesi katfllerj bo-
ğacak, bu dava burada bit-
meyecek" sloganlan atan
Göktepeailesi ve destekçile-
ri ile sanık polislerin yakın-
ları arasında kavga çıkn.
"Bozkurt* işaretleri ya-
parak Göktepe ailesine sal-
dırmak isteyen sanık yakın-
lan,jandarma tarafından ad-
liyeden çıkanldı. Adliye
içindeki sivil polisler de karar nedeniyle
duyduklan sevinci gizlemediler.
1996 yılının ekim ayından bu yana sü-
ren Göktepe davasının dünkü duruşma-
sında beklenmedik bir karar alındı. Gök-
tepe ailesine destek için Istanbul, Izmir,
Ankara'dan otobüslerle Afyon'a gelenler,
her duruşma öncesinde olduğu gibi adli-
yeye kadar sloganlar atarak yürüdü. Hâ-
kim Mustafe Binşık başkanlığında saat
10.15'te başlayan duruşma yaklaşık 45
dakika sürdü. Duruşmada, tutuklu sanık-
lar Şuayip Mutiuer, Saffet Hızara, Fedai
Korkmaz, Metin Kuşafc Seydi BattaJ Kö-
se hazır bulunurken hakkında gıyabı tu-
tuklama karan venldikten ıkı ay sonra Bit-
lis'te teslim olan sanık poliş Murat Polat
duruşmaya katılmadı. Davayı izleyenler
arasında Göktepe ailesi ve destekçüeri ha-
zır bulundu.
Mahkeme Başkanı Binşık, Polat ile il-
gili karann henüz mahkemeye ulaşmadı-
ğını bildirmesine karşın Göktepe ailesinin
Sanık polislerin yakınlan kurt işaretkrrvle gösteri yaparak olay çıkardL Göktepe'nin yakmlan ve destekçfleri karan üzüntuyle karşıladılar.
ruh sağlığının bozuk olduğunu savundu. yurtdışına çıkışlannı ise yasakladı.avukatı AB Saydı, Polat'ın Bitlis'te yaka-
landığını anımsattı. Gelen belgeleri ve
beklenen kararlan açıklayan Binşık'ın ar-
dından söz alan Mutiuer, Hızarcı, Kork-
maz ve Kuşat, 17 aydır 'haksız yere' tu-
tuklu oiduklannı belirterek tahliyelerini
istedi. Seydi Battal Köse ise komiser
Mustafa Karataş ve
Derviş Ince ile Eyüp
Spor Salonu Masörü
Ali Fahri Özer'in
mahkemeye çagnlıp
dinlenmelenni istedi.
Köse. söz konusu ki-
şiler dinlendikten
sonra tutuklu sanıklann cezaevinde ken-
di aralannda yaptüdan konuşmalan açık-
layabileceğini belirtti.
Köse aynca, davada polis memurlan
Burhan Koç ile Yalçın Aydeniz'in de yar-
gılanması gerektiğinı bildirdi. Sanık avu-
katlanndan Ahmet Llger, iddialannı ha-
yal üriinü olarak nitelendirdiği Köse'nin
Sanık avukatlanndan Mehmet Anrt, Yar-
gıtay'ın bozma karannı anımsatarak tu-
tuklu sanıklann tutukluluk hallerini ge-
rektirecek hiçbir kanıtın bulunmadığını
ileri sürdü.
Görüşünü açıklayan savcı da, tutuklu
• Î996'nın ekiminden bu yana süren Göktepe davasının dünkû
duruşmasında beklenmedik bir karar alındı. Mahkeme Kurulu
Başkanı Binşık'ın, dün savcının isteğinin hemen ardından
karannı açıklaması dikkat çekti. Mahkeme, sanıklann
tahliyelerine karar verirken yurtdışına çıkışlannı ise yasakladı.
kaldıklan süre ve delillerin önemli ölçü-
de toplanmasını gerekçe göstererek sa-
nıklann tahliyesini talep etti. Daha önce
duruşma sonu kararlannı odasına çekile-
rek diğer üyelerle tartışan Binşık'ın, dün
savcının isteğinin hemen ardından kara-
nnı açıklaması dikkat çekti. Mahkeme,
sanıklann tahliyelerine karar verirken
Binşık'ın karan açıklamasının ardın-
dan sessizliğe bürünen salon, kısa bir sü-
re sonra Göktepe'nin yakınlannın alkış-
lanyla bozuldu. Tepki alkışlan salonu dol-
dururken sanık polislerin yakınlan ile
mahkeme salonu dışuıda bulunan sivil po-
lisler sevinç gösteri-
lerinde bulundu.
"Analann öfkesi ka-
tilleri boğacak. Bu
dava burada bitme-
yecek, katilkr halka
hesap verecek. Fa-
şizme ölüm halka
hûrriyet lnadına hepimiz birer Metin'iz"
sloganlan atan Göktepe yakınlanna, tu-
tuklu yakınlan bozkurt işaretleri yaparak
saldırdı. Araya giren jandarma, kavgayı
büyümeden önlerken tutuklu yakınlannın
Göktepe ailesine, "Sizink dışarda hesap-
laşacağız'' diye bağırmalan tepkilere ne-
den oldu.
Göktepe ailesi ve yakın-
lannın öfkesi Afyon sokak-
lanna da taşö. Adliye çıkı-
şnıda sloganlar atan Gökte-
pe ailesi, dışanda bekleyen
diğer gruba doğru yürüyüşe
geçti. Grubun, karan öğren-
mesiyle Afyon sokaklan
sloganlarlaçuıladı. Yaklaşık
500 kişi karara, sloganlar
atarak sert tepki gösterdi.
Mahkeme karan, yaklaşık
iki yıldır her durusmada ha-
zır bulunan anne Fadiroe
Göktepe'yi altüst etti. Fadi-
me Göktepe, "Metingazete-
dydi, çete değildi. Onu. gö-
zalöndaöldürdükr. Bu dava
burada bitmez. On \ıl sürse
de 15 yıl sûrse de bu davamn
tekipçisrvim7
" dedi. Metin Göktepe'nin ab-
lası Gülsüm Göktepe de "Baklava çalan-
lar, katilkrden. işkencedlerden daha ağır
ceza abyor. Böyle adalet olmaz" diye ko-
nuştu.
Göktepe ailesinin avukatlanndan Ka-
mü Tekin Sürek. "Türkiye'de işkence ile
adam öldûrenin cezası bir >il hapiste kal-
makür. Bunu kabul etmemiz rnümkün de-
ğil. Bir sene yaüp kendikrini kurtannış
sa\Tnaanlar" dedi. Ali Saydı ise, "Bu,da-
ha önceden veriuniş bir karardır. Mahke-
me de bunu sadece okurauştur. Sanık po-
lislerden Polat'ın ild gün önce teslim ouna-
sı da ilginç bir olay" diye konuştu.
Emeğin Partisi Genel Başkanı Le\>
ent
Tüzd karara, "Göktepe'yi bir kez daha
öldürdüler" diye tepki gösterdi.
Açıklamalann ardından grup, slogan
atarak yürüyüşe geçti. Geniş güvenlik ön-
lemleri alan polis, grubu otobüslere bin-
dirdi. Mahkeme, 29 Ocak'a ertelendi.
Bursada oldurulen dosemecinin duruşmasında polisten gövde gösterisi
Taınldar suçlanan poüsleri saptadı
BURSA (Cumhuriyet) - Ismail Saydam adlı oto
döşemecisinı ekip minibüsünde döverek öldürdük-
leri gerekçesiyle haklannda 5 yıl hapis istemiyle da-
va açılan 4 polis memurunun yargılanmasına dün
Bursa Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Tanık-
lar, Saydam'ı döverek öldürdükleri öne sürülen po-
lisleri teşhis etti.
'Katil kasü olmayan müessir fıil sonucu ölüme se-
bebiyet vennek' suçlamasıyla yargıç karşısına çı-
kan Çevik Kuvvet Müdürlüğü polislerinden Taner
Komru, Ibran Sönmez, HaBl lbrahim MerdivenB
ve Şevket Asar'ın yargılanması sırasında olağanüs-
tû güvenlik önlemleri alındı. Gazeteciler ve bazı
avukatlann da arandığı otunım öncesinde resmi
giysili poîisler adeta gövde gösterisi yaptı.
Yaklaşık 40 çevik kuvvet polisinin arasında du-
ruşmaya getirilen sanık polislerin gazeteciler tara-
fından görüntülenmesi engellendi. Duruşma salo-
nunun içine de çok sayıda resmi polis yerleştirildi.
Bursa Barosu Yönetim Kurulu'nun, Ismail Say-
dam'ın ailesinin avukatlığını üstlendiği duruşma-
ya Baro Başkanı AB Arabacı da katıldı. Sanık po-
lislerden Taner Kumru, sorgusunda, Ismail Say-
dam'ın kendilerine karşı geldiğini, bu nedenle ekip
otosuna götürdüklerini, sarhoş olduğu için araçta-
ki coplardan birini almak istediğini ve araç içinde
itiş kakış meydana geldiğini öne sürdü. Kumru,
Saydam'ın fenalaştığını ve araçtan indirdiklerini,
arkada^lannın kolonya ve su ile İsmail'e yardım et-
tiğini, ambulansa bindirerek hastaneye gönderdik-
lerini savundu.
Diğer sanık polisler, Turan Sönmez, Halil lbra-
him Merdivenli ve Şevket Asar da, ekip amirinin
ifadelerine katıldıklannı açıkladılar. Ismail Say-
dam'ın eşi Sıdıka Saydam, polislerin kocasını göz-
lerinin önünde dövdüğunü söyledi. Saydam şunla-
n anlattı:
W
O akşam düğüne gjdecektik. Ismail gecikince
annem, kız kardeşim, babam ve erkek kardeşimle
birükte kocanun çahşbğı eski dükkânmın bulundo-'
ğubölgeye gjttik. Babam ve kardeşim Ismaü'ialma-^"
yagittiler. Ben de karşı caddeden onlan izliyordum.
Iki polis kocamı ekip otosuna götürüyoıianfa. Zor-
luyorlardı. Caddeyi aştım, gittiğimde tsmail'i yere
yabrmışlardL Gözleri yan açıkü. Polisler su dökü-
yorlardL"
Duruşma, Adli Tıp'tan gelecek raporun beklen-
mesi için ertelendi.
' Ağzundan köpük gelinceye dek.••9
15 kişiye 'işkence' yaptıklan savıyla haklannda dava açılan 8 polisin
yargılanmasına îstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi
tstanbul Haber Servisi - Ya-
sadışı örgüt üyeliği suçlama-
sıyla gözalnna alınan ve polis-
ler hakkında davacı olan Bir-
sen Kaya, 'Dünya İnsan Hak-
lan Günü'nde 'işkenceyi' an-
lattı.
MLKP örgütüne üye olduk-
lan gerekçesiyle gözalnna alı-
nan 15 kişiye işkence' yaptık-
lan savıyla haklannda dava
açılan 8 polisin yargılanması-
na Istanbul 7. Ağır Ceza Mah-
kemesi'nde devam edildi. Da-
va nedeniyle polis, Istanbul
Adliyesi'nde geniş güvenlik
önlemleri alırken duruşmayı
izlemek isteyen müdahil ya-
kınlanyla güvenlik güçleri ara-
sında tartışmalar yaşandı. Is-
tanbul 7. Ağır Ceza Mahkeme-
si'ndeki duruşmaya müdahil
Arif Çelebi, Süleyman Yeter,
Kaya, poliste ifade vermediğini vurgulayarak işkence yapanlan belirleyebfleceğini kay detti
Erdoğan Yılmaz. GönülKaragöz, Mu- su^lannda evinden gözaltına alındığı-
kaddes ÇeMk, Birsen Kaya, avukatlan
Mihriban Kırdök, GülizaV Tuncer, Fat-
ma Karataş ile sanıklann avukatı İlha-
mi Yelekçi katılırken tutuksuz yargıla-
nan sanık polisler gelmedi.
Duruşmada dinlenen müdahil Bir-
sen Kaya, 22 Şubat 1997'de saat 04.30
nı ve Vatan Caddesi'ndeki Emniyet
Müdürlüğü binasına götürüldüğünü
anlattı.
Kaya, emniyette başkalannın da bu-
lunduğu büyük bir salona alındığını
kaydederek gözlerinin bağlandığını
söyledi. Polislerin kendisini daha son-
ra bir odaya götürdüklerini ifade eden
Kaya, "Burada eUerim arkadan bağ-
landıve gözierim kaşkolla kapaakk. Fi-
listin askısma alındım. Askrya aunma-
danönceiççamaşuiarun üstümde kal-
makkoşuhıyla giysflerim çıkanldL KoJ-
lanm arkadan kaldınlarak bu şekilde
askna ahndnn.Askıdaikenbir polisel-
lerini vücudumda gezdirerek
dnsel tadzde bulundu.'Hiç ler-
lemiyor" diye kendi aralannda
konuştular. Çok rahatülar. Da-
ha sonra ağzundan köpük gel-
meye başladı. Beni askıdan in-
direrek büyük salona bu-akn-
lar" dedi. Işkencenin ardından
bayıldığını anlatan Kaya, daha
sonra doktora götürüldüğünü
kaydetti.
Sağlık kontrolünün ardından
şubeye dönüşleri suasında S.S.
adlı polisin boğazını sıkarak
tehditler savurduğunu anlatan
Kaya, "Yasadışı bir örgıirün
üyesi olduğum kabul ettirflmek
için bana bu şekilde muameie-
ler yapıhyordu. Bir defasında
B.K. adlı kişi bu nedenle yüzü-
me ve mklemejiımruk atü" de-
di. AsiyeZeybek'le ilgili istemi
bir sonraki oturumda görüşme-
ye karar veren mahkeme heyeti duruş-
mayı erteledi. Istanbul 3 No'lu
DGM'de, 'yasadışı örgüt ûyesi' olduk-
lan gerekçesiyle tutuklu olarak yargı-
lanan müdahil Arif Çelebi ile Gönül
Karataş, cezaevine götürülmeleri
sırasında "tnsanbk onuru işkenceyi
yenecek'' diye slogan attılar.
Türkiye'deki antidemokratik uygulamalann tarihsel kökenleri tartışıldı
'Osmanlı'nın kalmtdaıi sürüyor'
ANKARA (CumhuriyetBürosu)-Fransa Pantheon
Universitesi'nden Prof. Dr. Ahmet Insel, Türkiye'de
Cumhuriyet tarihi boyunca otoritarizmin kurumsalla-
şarak güçlendiğini söyledi. Parlamenter iradenin dı-
şuıda ve üstünde yer aldıgını iddia ettigi Türk Silahlı
Kuvvetleri'nin (TSK) otoritesine dikkat çeken Insel,
"Artık Milli Gü«nlik Kurulu ÇMGK) w TSK'nin si-
Vasi yaşama ilişkin müdahalesi kurumsallaştı. TSK,
sonsuz \etkilerie donauldı. MGK bünyesinde iç de\ let
oluşturuldu. Des let içindeki bir kurum, kendini dev-
letin sahibi gibi görüyor" dedi.
Türkiye Bilimler Akademisi, Türk Sosyal Bilimler
Derneği ve Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih
Vakfı tarafından ODTÜ Kongre ve Kültür Sârayı'nda
düzenlenen "Türkiye Cumhurij'etiıım 75 Yıhna Top-
hı Bakış" adh kongrede, Türkiye'deki antidemokratik
uygulamalann tarihsel kökenleri irdelendi. Marmara
Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası llişkiler
Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemaü Saybaşıh,
Cumhuriyet döneminde demokratikleşme doğrultu-
sunda son derece önemli gelişmeler sağlandığını, an-
cak bazı eksikliklerin hâlâ giderilemediğini söyledi.
Osmanlı'nın "despoök", Cumhuriyetin "modern"
devlet kavTamlanyla örtüştügünü söyleyen Saybaşılı,
"Ancak Osmanh geleneğinden kalan bazı kaJınükr
devam edij'or" dedi. Saybaşılı, yargı sisteminin "sivil
ve askeri" olmak üzere ikili bir yapı sergilemesini
eleştırerek "Demokratik devieüe birlikte, askeri ku-
rumlann gücfi artünldı. Böylece ikili kurumsal yapı
olustu. MGK'nin kurulması ile de ikili yürütme orga-
nı oluşturuldu. MGK. Bakanlar Kurulugündemini be-
Hrteyecek noktaya ulaşt" dedi. ^
Fransa-Sorbonne Pantheon Üniversitesi Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Ahmet tnsel, tek parti dönemine eleş-
tirilerde bulunarak "Halk için halka rağmen anlayışı
ile iktidar meşnüaşunlmak istendi" dedi. tnsel, Ata-
tûrk'ün uzun süre "kuvven'er aynlığı'' ilkesine de kar-
şı olduğunu öne sürerek "CHP, kunımlan kendi bün-
yesinde topladı. ama harekedendirmedi" dedi.
Insel. "otoriterCumhurijetin'' TSK'nin "dokunul-
mazmeşnüy'etini'' güçlendirdiğini savunarak "Sonsuz
yetkilerk' donanan MGK bünyesindeki iç devlet sjya-
si müdahalelerini artürdL MGK, dıs politika, eğitim ve
insan haklannı kapsayacak kararlar almava başladı.Bu
bir anlamda kast iktidandu-
" görüşünü savundu.
Cumhuriyete Toplu
Bakış Kongresi
'1880'tenle
ezanTürkçe
okundu*ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Halkbi-
4inxsı Prof. Dr. Ühan Başgez, Osmanlı toplu-
munda laikliğin eski ve sağlam köklerinin ol-
duğunu, 1880'Ii yıllarda ezanın ilk kez Türk-
çe okunduğunu, şeriat hukukundan ayn hu-
kuk sistemlerinin oluştumlduğunu ve birçok
alanda şeriatuı baskısına izin verilmediğini
bildirdi.
"Bflanço 1923-1998. Türkive Cumhuriye-
ti'nin 75 Yıhna Toplu Bakış" kongresinde
"Türiaye'de Laikliğin Tarihsel ve Sosyal Kö-
kenleri" başlığı altında sunumunu yapan Prof.
Dr. Başgöz, Türkiye Cumhuriyeti'nde laikli-
ğin din ile devletin aynhnası olmadığını, la-
iklik ilkesinin 1920'lerde ortaya çıktığı ve
güçlü bir liderin iradesi ile yaşama aktanldı-
ğını sanmanın yanlış olduğunu söyledi. Diya-
net tşleri Başkanlığı'mn Başbakanlığabağla-
narak dinin devletten aynhnadığnu, dinin
devletin kontrolü altuıa koyuldugunu anlatan
Başgöz, Türkiye Cumhuriyeti laikliğinin, şe-
riat kurallan, din ilkeleri ve dinden kaynakla-
nan tek yönlü baskının toplumun üzerinden
kaldınhnası olduğunu belirtti. Osmanh-Türk
toplumunda laikliğin eski ve sağlam kökleri
olduğunun görüldüğunü anlatan Başgöz, şu
saptamalara yer verdi:
• Kuramsal olarak Osmanlı Imparatorlu-
ğu'nda şeriattan başka yasa oimaması gere-
kirken, şeriat hukukunun yanında sultanın ya-
salan ile ayn bir hukuk sistemi de geliştiril-
miştir.
• Bu yasalar sisteminin Türk laiklik ilke-
lerinin kabulüne yarduncı olduğu açıktır. Ab-
dülhamit'in son hukuk danışmanlanndan Leo
Ostrorog. "Eğer Osmanhlarda şeriatuı yanın-
da bir kanunlar sistemi ounasajdı Türk Me-
deni Yasası kolayca kabul edüemezdi" demiş-
tir. Osmanlı Devleti laik değildi, ama orada
200 yıldan beri laikliğe doğru adun adım,
ama sûrekli bir gelişme yer almıştır.
• Tanzimat devrinde yeni kurulan rüştiye
okullan, öğretmen okullan, darülfünun ve sa-
natokullan, din otoritelerinin ehnebuakıhna-
mış, bunlann idaresi için Maarifı Umumiye
Nezareti adıyla yeni bir kurum ortaya çıkmış-
hr.
• Ittihat ve Terakki hükümeti döneminde
çıkanlan yrai yasalarla, şeyhülislam hükü-
met üyesi olmaktan çıkanlmış, ilkokullar şe-
riat makamlannın elinden alınıp Milli Eğitim
Bakanhğı'na, şeriat mahkemeleri de şeyhülis-
lamdan aynlarak Adliye Bakanhğı'na bağ-
lanmıştır.
• Türk halkının sosyal yaşamında, laik an-
layışın daha eski ve güçlü kaynaklan vardır.
Bir kent dini olan ve cami ile medrese kana-
lıyla yayılan Müslümanlık, köy ve konar-gö-
çer aşiretlerin yaşamına hiçbir zaman damga-
snıı tümden vuramamıştır. Köy ve aşiret top-
lumlan ne şeriat yasalanna ne de sultan yasa-
lannabağlı kahnışlar, anlaşmazlıklannı gele-
neksel hukuk kurallan içinde çözmüşlerdir.
• Macarhalkedebiyatıbilginı Kunoş, 1882
yıhnda Istanbul'u ziyaret eder ve Şehzadeba-
şı'nda dolaşır. Onun 1926 yılında Istanbul
Oniversitesi'nde verdiği konferanstan şu par-
çayı sizeaktanyorum: "—Akşamdaolduikm-
di, mumlar şamdanlara dikildi. şerefe>e çık-
mış müezzinler kıble taranna dönüp eüerini
yüzlerine örtüp ince ince ezan okumaya baş-
ladılan Ybktur tapacak / çalabdır ancak."
Demek ki ezanın Türkçe okunması da Ata-
türk devrinin icadı değilmiş. Daha 1880'ler-
de Şehzadebaşı'nda ezanl, hem de 13. yüzyı-
lın Türkçesinden alınan sözcüklerle Türkçe
okuyan müezzinler varmış.