Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 ARALIK 1998 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAJVfl 19
Istanbul
Edirne
Kocaeli
Ganakkale
Izmir
Manisa
Avdın
Denizli
Y
PB
Y
PB
Y
Y
Y
Y
6
2
7
7
16
16
17
12
Sinop Y 10 Adana PB 16
Zonguldak Y 5 Antalya
Samsun
Trabzon
Gıresun
Ankara
Eskişehır
Konya
Sıvas
Y
PB
PB
Y
Y
Y
PB
12
11
11
6
6
8
8
12 Mersin PB 17
Dıyarbakır PB 12
Şanhurfa PB 13
Mardin PB 12
Siirt PB 18
8 Hakkâri PB
8 Van
Y 18 Kars
PB 10
PB
Yurdun batı kesımlen
çok bulutlu. Marma-
ra'run doğusu, Ege, Ba-
fi, Akdenız, Iç Anado-
lu'nun batısı, Batı ve O-
ta Karadenız yağışJı ge-
cecek. Yağışlar yağmur.
Batı Karadenız'ın ıç ke-
simlefi karia kanşık yağ-
mur şeklinde olacak
Yurdun doğu kesımlen
sıslı olacak. Ruzgâr, gü-
ney ve batı yönlerden
hafrf yağış anında orta
kuvvette esecek
Oslo
Helsınki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Parıs
Bonn
K
PB
PB
Y
K
Y
Y
Y
-3
-3
-2
14
-2
14
14
6
Beriin K -2
Budapeşte PB 0
Madrid Y 11
Viyana PB -2
Belgrad PB -1
Sofya PB 0
Rorna PB 7
Atina Y 13
Münih K 0 Zürih K 4 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
K
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
-8
19
-4
6
10
4
9
21
PB 15
•Tahraı
Parçalı bulutlu i Sıslı c
/
"
v
"
v
>, Bulutlu k Çok buturJu
GUNCELcÜNEYT ARCA\1İREK
• Baştarafı 1. Sayfada
bu söylemlerin gerçekler karşısında beş paralık
değeri olmadığını biîiyorlar,
"Olumsuz herşeyin geçmişte kaldığını" içeren
son zamanlardaki modanın DYP Genel Başkanı'na
uygulanamayacağı ayrı bir gerçek.
Cumhurbaşkanlığı üzerinde bu yargıya varan ki-
şi; "biryıl önce, kendikişisel ve siyasal çıkartan için
şeriat yolculanna payanda olduğunu ve asıl ken-
disinin 'devletle milleti' karşı karşıya getirdiğini"
unutuyor.
REFAHYOL'un çarpık izleri hâlâ rejimin ve ülke-
nin üzerinde duruyor.
Refah'tan doğma'aynı yolun yolcusu Fazilefle
DYP'nin "yeniarayışlanndan" rejimi korumak için
kimi çevreler olağanüstü çaba sarf ediyorlar.
"Cumhuhyetin temel niteliklerini" sıralayan
Cumhurbaşkanı; "laik, hukuk devleti olma, ülke-
nin bölünmez bütünlüğü ile bunlara sadakatle
bağlanmanın her Türk vatandaşının görevi" oldu-
ğunu söylüyor.
Cumhurbaşkanı zaten hemen her konuşmasın-
da bu değişmez ilkeleri sayıyor, ne var bunda di-
yenler çıkabilir.
Ancak, Cumhurbaşkanı Demirel bu temel ilke-
leri sıraladıktan hemen sonra, "Bunlar zedelenir-
se, tabii ki bunalım doğar" diye sürdürüyor.
"Bunda da ne var" diyeceklere yanıt geliyor:
"Ve Türkiye'de 1997 senesinin başında buna-
lım doğmuştur".
Kesin ve adresi belli bir ıfade: Ülkeyi karanlığa
sürükleyen REFAHYOL dönemi!
Türkiye'nin ancak 1997 Haziranı'ndan (Takkeli
Erbakan'ın istifasını verdiği gün, 18 Haziran'dan)
itibaren, kurulan 55. Yılmaz hükümetiyle yeniden
rayına oturma sürecine girdiğini belirtiyor ve aylar-
ca tersini savunmasına karşın, bugün içinde bu-
lunduğumuz "ciddi koşullan" şöyle özetliyor:
"28 Şubat kararları odur ve 28 Şubat karahan
yürürlüktedir, uygulanmaktadır ve.. yeniden gele-
cek, kurulacak hükümetin en önemli görevlerin-
den biri olacaktır".
Fazilet'le, bize göre Çiller li DYP'nin kurulmaya
çalışılan hükümetteyeralmaolasılığının bulunma-
masındaki gerekçeyi, anayasaya göre "banşta
'başkomutan' sıfatını" taşıyan Cumhurbaşkanı
Demirel'den başka hiçbir sivil otorite bu denli açık,
kesin çızgilerle açıklayamaz, anlatamazdı! (29 Ka-
sım 1998-TRT 1 'deki söyleşi)
Çankaya ile aynı koşutta
Çankaya'nın arif olan herkesin anlayacağı bu
sözlerinden belki cesaret aldı. Belki artık söyleme-
ninzamarvtgekjrginivar sayarak "mü»taf/'^3aşba---
kan da aynı doğrultuda konuşmaya başladı.
Demirel'den on bir gün sonra. 10 Aralık günü,
azınlık hükümeti girişiminde bulunan Ecevrt'le gö-
rüşen Yılmaz, "Türkiye 1997'de birsiyasi tecrübe
yaşadı. Bu tecrübe rejimi tehlikeye sokacak bo-
yutlara geldi. Hükümet kurma çalışmalannda da,
yeni hükümetin icraatında da bu tecrübeyt göz ar-
dı etmek doğru değildir, gerçekçi değildir" dedi.
Değişik bir üslupla üç aşağı beş yukarı Demirel'in
sözlerini yineliyor.
Bu söylemlere parti yararı ve particilik açısından
bakarak bir değerlendirme yapmak hem olanak-
sız, hem de anlamsız.
Zira bu sözlerin sahipleri devletin nabzını tutan
insanlar.
Nitekim Mesut Yılmaz bir adım daha atıyor. Fa-
zilet'li bir hükümete karşı çıkmasındaki nedeni
"önemli olan Türkiye'nin 28 Şubat konjonktürü-
ne 'gölge düşürmeden' seçime götürülmesidir"
diye açıklıyor.
28 Şubat'ın gelişinde sadece RP'nin değıl, ama
onun bütün icraatına destek veren Çiller'li DYP'nin
de rol sahıbi olduğu hâlâ belleklerde tazeliğini ko-
ruyor. Öyleyse?
Bu nedenleri elbette yakından bilen Ecevit,
"meşru yollardan giderek, meşru sonuç almak"
için üstün bir çaba gösteriyor.
Darısı Deniz Baykal ın başına!
Yağmurtu Kartı
Yıldırım gözaltında
Çakıcı spora da lnılaştı
• Çakıcı'mn talimatıyla Federasyon Başkanlığı
seçimlerine müdahale ettiği iddiasıyla Trabzonspor
Kulübü Başkan Yardımcısı gözaltına alındı.
tstanbul Haber Servisi - Kiğılı'nın Futbol Federasyo-
Trabzonspor Kulübü başkan
yardımcılanndan Atilla Yıl-
dınm. Alaattin Çakıcrnın
talimatıjla Futbol Federas-
yonu Başkanlığı seçimlen-
ne müdahale ettiği gerekçe-
siyle gözaltına alındı.
3 Arahk 1998 günü bir ga-
zetede yer alan, "Futbol Fe-
derasyonu seçimlerine maf-
yanın kanştığT şeklindekı
yazıyı ıhbar kabul eden ts-
tanbul DGM Cumhuriyet
Başsavcılığı, Organıze Suç-
lar Silah Mühimmat Kaçak-
çılık Şube Müdürlüğü'neta-
limat vererek konunun araş-
tmlmasını istedi. Ekipler,
başlatılan soruşturma çerçe-
vesinde Atilla Yıldınm'ı gö-
zaltına aldı. Aynca. aynı ko-
nuya ilişkın. halen cezaevin-
de tutuklu bulunan Sedat Pe-
ker'ın yakın adamlarından
olduğu öne sürülen Mem-
duh Otyakmaz da yakalandı.
Yıldırım'ın, 4-5 Eylül
1997 tarıhlermde yap\lan
Futbol Federasyonu Başkan-
İ!|ı seçimlennde Abdullah
KiğuYnın yerine Alp Yal-
man'ın kazanmasını ısteyen
Çakıcı'nın talimatıyla de\-
reye girdiği iddia ediliyor.
Çİkıcf nın talimatı üzerine
liarekete geçen Yıldınm'ın.
nu Başkanı seçilmesinin ar-
dından da aleyhinde propa-
gandaya başladığı öne sürü-
lüyor. Yıldınm'ın. Çakı-
cı'nın talimatını dönemin
Futbol Federasyonu Başkan
Yardımcısı Haluk Ulusov ile
DYP Elazığ Milletvekilı
Mehmet Ağar'a da ilettiği,
Ağar'ın da seçimlenn yeni-
lenmesi için dönemin spor-
dan sorumlu Devlet Baka-
nf nı aradığı öne sürülüyor.
Abdullah Kigılı. çeşitli bas-
kılarnedeniyle, 5 Eylül 1997
tarihinde devraldığı Futbol
Federasyonu Başkanlığı gö-
revinden, yaklaşık 2 ay son-
ra 3 Kasım 1997 tarihinde is-
tifa etmış, halen yüriittûğû
Fenerbahçe Spor Kulübü
Sözcülüğü ve Asbaşkanlığı
görevine başlamıştı. Kiğılı
döneminde Futbol Federas-
yonu Başkan Yardımcılığı
görev ini Mete Kılıç ile bera-
ber yürüten Ulusoy ise 4 Ka-
sım 1997'de Kiğılı'danboşa-
lan Federasyon Başkanh-
ğı'na getirilmişti. Halen Or-
ganize Suçlar Silah Mühim-
mat Kaçakçılık Şube Mü-
dürlüğü'nde gözaltında tutu-
lan Yıldınm ile Memduh Ot-
yakmaz'ın sorgulanmasına
devam edildiği öğrenildi.
6
îşçi çıkarmak gereksîz'
İSTANBUL/ANKARA (Cumhuriyet) - Işveren
örgütleri ekonomik krizin, hemen işçi çıkarmayı
gerektirmediğini, Türkiye'nin global ekonomik
krizden göreceli olarak az etkilendiğini belirttıler.
Türkiye tşveren Sendikalan Konfederasyonu
(TİSK) Genel Başkanı Refık Baydur "Pazar da-
ralması veekonomik bunalım hemen işçi çıkarma-
yı gereknrmez" diyerek kendı üyelerinı eleştirdi.
türk Sanayici ve fşadamlan Derneği (TÜSİAD)
Genel Başkanı Muharrem Kayhan da yaşanan kri-
zin bir sürpriz olmadığını, Türkiye'nin bu krizden
az yara aldığmı kaydetti.
Baydur, yaşanan darboğazın ağırlık nedeninin
siyasi istikrarsızhk olduğunu belirtti. Hükümetle-
rin, bu sorunlann tartışılacağı ve çözüm buluna-
cağı Ekonomik ve Sosyal Konseyi ciddiye alma-
dığını kaydeden Baydur. önlemlerin alınmaması
durumunda 1999'da diğer sektörlerin de bunalım-
dan etkileneceğini belirtti. "Pazar daralması ve
ekonomik bunalım hemen işçi çıkarmayı gerektir-
mez1
* dıyen Baydur. esnek çalışma modelinm gün-
deme gelebileceğıni belirterek "Bunlara göster-
melik değil 3-4 gün tarüşarak çare bulmalıyız" de-
di.
TÜStAD Başkanı Muharrem Kayhan da ekono-
mide yaşanan krizin zaten beklendiğini. Türki-
ye'nin ise global krizden "nispeten az yara aldıgı-
nı" söyledi. Uludağ'da devam eden "2. SİAD Zir-
vesT'nde konuşan Kayhan, dünyada yaklaşık l tril-
yon dolarlık servetın kaybolduğunu anımsatarak
Türkiye'nin büyümesinin dış kaynaklara dayan-
masının hassas bir durum yarattığını belirtti.
Sendikacılara dayaklı gözaltı
Aksarav Postanesi'nden Adalet
Bakanhğı'na "DGM'Ierin
kapatılmasr için topladıklan
imzalan postalamak isteyen DtSK
.VÎ Jürk-lş iiyesi sendikalann
Terörie Möcadele Şubesi polisleri,
biri sendika genel btşkanı olan 3
kişiyi döverek gözalüna ahrken
haberi izteyen gazetecfleri de
tartakladılar. DGMTertn
kapatılması için sendika yönetidsi,
işyeri temsilcisi ve işçilerden
toplanan vüzlerce ünzayi Adalet
Bakanhğı'na göndermek isteyvn
DtSK ve Türk-tş'e bağh sendika
yönetkileri saat 13J0 sıralannda
Aksam Postanesi'nde toplandı.
"fmzalılSğıflan açarak açddama
yapmak iste>en sendikacilan önce
tterek engefleyen stvii pofisler. daha
sonra gnıba müdahale ettifer.
Poliskr. DtSK'e bağh Liman
Tersane Gemi Yapı Onanm tşleri
Sendikası (Limter-İş) Genel
Başkanı Kazun Bakış, eski
Tekstfl 1 No'lu Şube Sekreteri
Ayşe YiımK ve Deri tşçDeri
Kütriir \e Da\anışma Derneği
Başkanı Hüseyin Akçiçek'i
û'6\ erek gözaltına aldüar.
Sendikaalann yerierde ^
s
****
sfirûkienerek gözahına
ahnmalannı görüntüleyen basın
mensuplannı tehdit eden poiis,
aralannda gazetemiz muhabvi
Alper Turgut'un da bulunduğn
çok sayıda gazetechi tartakiadL
(Fotoğraf: ALPER*TURGUT)
'Fatura işçiye ödetflmesiıı'
• Baştarafı 1. Sayfada
lu şunlan söyledi:
"Yani devletten fon kay-
naklı düşük faizü kredi ala-
rak yüzde 150'ye varan fa-
izJeıie devlete geri vermek
şeklinde oluşan kısır dön-
gfi hazıriadı krizL 30 saat-
Kk çalışma süresi, dünyada
da uygulanan bir sistem.
Ancak bunun istihdamı
artûrıcı ve krizi çözücü bir
önlem olacağma inanmn o-
rum. İşler iyiyken kâıiar
kişisel olacak, kötüye gitti-
ğinde sorumluluk payiaşı-
lacak. Bu endüstriyel ilişki-
leri olumsuz >önde etldle-
yecek bir yaklaşımdır."
Deri-Iş Sendikası Genel
Başkanı Yener Kaya da üc-
ret indirimine kesinlikle
karşı olduklannı, enflasyo-
nun yüzde 100'lerde oldu-
ğu bir ortamda, ücretlerin
arttınlması gerektiğini sa-
vundu. Kaya. "Ücretlerin
artması gerekirken azarai-
ması söz konusu olamaz.
Bunun dışında 30 saatlik
çahşma kabul edilebilir"
dedi. Türk Harb-tş Genel
Başkanı İzzet Çetin, yara-
tılan yapay bunalımın, işa-
damlannın yeni kurulacak
hükümete isteklerini "dik-
te" ettirmeye yönelik oldu-
ğunu söyledi.
Çetin, "Sermayesuufi iş-
ler yolunda gjderken ka-
zandığı büyük kârlan nasıl
işçisiyle paylaşmıyorsa, içi-
ne düştüğü sıkıntının so-
nuçlanna da kendisi kat-
lanmak zorundadır" dedi.
1999'un ilk yarısında büyüme hızının eksi 2
olacağıru, hesaplanan yüzde 3-4'lük büyümenin
yılın ikinci yansında gerçekleşeceğini öngören
Kayhan, "Bunun ipuçlan var. tş âlemi olarak bu-
na hazırhklı olmalıyız" dedi. Devalüasyonun Tür-
kiye'yi batıracağını savunan Kayhan öncelildi ko-
nuları şöyle sıraladı:
"Lluslararası piyasalarda uygun faizlerie borç-
lanma, sosyal güvenlik reformu, dış tkarette yüz-
de 6'lık Ka>nak Kullanım Destekleme Fonu'nun
(KKDF) kaldınlmasu şirkctlerin arsa ve gayrimen-
kul sanşlannın sermayeye katılmak koşuluyia ver-
giden muaf tutulması. bankalar kanununun çıka-
nlması, antidamping \ergisi. peşin vergide esnek-
lik getirilmesi, Lluslararası Para Fonu (IMF) ile
yakın izleme sürecinin devam ettirilmesL"
Demirel:
Bunalım
geçici
BEKİRŞAHİN
GAZtANTEP- Cumhur-
başkanı Süleyman Demirel
u
Türki>«'de bir kriz var. An-
cak bunlar geçicidir. Paniğe
kapılma>a gerek yok. Yeter ki
siz posfu dektirmeyin" dedi.
Demırel. Beğendik mağa-
zasmm açılış törenine katıl-
mak üzere geldıgi Gazian-
tep'te Vali Muammer Güler
ve diğer yetkılıler tarafmdan
havaalanında karşılandı. Ga-
ziantep Ünrversitesi 'ne geçen
ve Ömer Asım Aksoy Konfe-
rans Salonu'nda Rektör Prof.
Dr. Hüseyin FDiz'den üniver-
siteyle ilgili brifıng alan De-
mirel, Türkiye'de bırtakım sı-
kıntılann olabileceğini, an-
cak paniğe kapılmaya neden
bulunmadığını söyledi.
Demirel şöyle konuştu:
"Hükümet meseleyle ilgileni-
yor. Bider ilgileniyoruz. Tür-
kiye geçmişte de birtakım
kıider yaşanuşb. Ham-madi
de yoktu, mal yoktu, yeterli
üretim de yoktu. Ancak o
günler aşıkü. O günkü krizk-
ri nasıl aşaysak bugün de aşa-
cağız. Bu nedenle bugünkü
şartiargeçicidir. Bakın 28 mü-
\ardolarükihracat vapnk. 10
miKvmturist gekliOdemder-
de aksama olmadi. Bu neden-
le paniğe kapılmayın. Birta-
kım durgunluklar olabüir.
Bunlarda kısa zamanda gide-
rifir. Kriz var diye biz sanayi-
leşmeyi yapmayacak mıyız?
Zengffileşmeyi istemeyecek
miyiz? 'Rızkına razı ol' ania-
yışmdamıolacağız? Bunuya-
pamavız. Bugünkü zorhıkbt-
n da yann karşunıza çıkacak
büyük küçük sıkıntüan da
aşacağız. Siz sıkı durun. Pos-
tu dekürmeyin."
Demirel, bir ülkenin va-
tandaşlannm önünün kesil-
memesi gerektiğini, sanayi-
de de eğitimde de gelişmenin
şart olduğunu söyledi. Demi-
rel, temaslannın ardından sa-
at 17.50'de tstanbul'a hareket
etti.
Öz Iplik-Iş Genel Başkanı
Yusuf Engin ise "Vergide
Vlali Milat diye sunulan
Vergi Yasası'nda finans
sektörünün tehdit ve baskı-
lan sonucu bir saatte geri
adım atanlar, üretim ve is-
tihdam sektörüne kulak b-
kamamair dedi. Engin.
bunalım ortamında acilen
"kriz yönetim zirvesi"
oluşturulması ve önlerrüe-
rin zaman geçirilmeden
alınması gerektiğine dikkat
çekti.
FP'K başkatıa soruşturma
ANKARA / SI\AS (Cumhuriyet)
- Türk Silahlı Kuvvetleri'ni (TSK)
hedef alan sözleri nedeniyle tepki
çeken FP'li Seljuklu Belediye Baş-
kanı lsmail Oksüzler hakkında
Tümgeneral Mehmet Kenzi Su-
ner'in başvurusu üzerine Konya
Cumhuriyet Başsavcılığı 'nca soruş-
turma başlatıldı. Suner, hakarete ka-
yıtsız kalamayacağını belirterek
"Biz gereken müdahaleyi yapük.
Gerisini Genelkurmay Başkanlığı
bfln-" dedi.
TBMM Komisyonu üyesi, CHP
Erzincan Milletvekilı MustafaKul;
Süleyman Mercümek dolandıncılı-
ğının kılit ismi olan Öksüzler'e bel-
gesiz ve kayıtlan tutulmadan gönde-
rilen paranın 60 milyon markı aştı-
ğını söyledi.
Öksüzler'in Mevlana'yı anma tö-
reninde "Her insan bir gün toprak
olacaktır. Başkan da olsa, vali de ol-
sa, paşa da olsa, herkes toprak gibi
olmalı. Haddini bihneli" sözlerine
tepkı gösteren Garnizon Komutanı
Suner'e. yurttaşlardan yoğun des-
tek geldiği öğrenildi.
Garnizon Komutanlığı santralı
kutlama telefonlanyla kilitlendi.
Alınan bilgiye göre Tümgeneral Su-
ner, yakın çevresine konuyu değer-
lendirirken "Hakaret edince gerek-
K tepkrvi gördü. Özür dileyerek otur-
du. Şahsıma yapılan bir hakaret de-
ğfldi,özrü benden değil başka yerler-
den dilemesi gerekir. Biz gereken
müdahaleyi yapük. Gerisini yapa-
cak olan Genelkurmay Başkanlığı
Adli Müşavirliği'dn-'' dedi.
Konya Cumhuriyet Başsavcısı ts-
met Balseven, Gamizon Komutanı
Tümgeneral Mehmet Kenzi Su-
ner'in başvurusu üzerine Öksüzler
hakkında soruşturma başlatıldığını
söyledi. Balseven, "Prosedür ne ise
o uygulanacaktu*" dedi.
CHP Konya îl Başkanı Hüsnii
Bozkurt Öksüzler'in konuşmasının
amacını aştığmı söyledi. ADD Kon-
ya Şube Başkanı Erdoğan Nalçacı
da Öksüzler'in konuşmasını "Tür-
kiye Cumhuriyeti'nin temeUerine
ayları bir hareket'' olarak'yorumla-
dı. Öksüzler ise, konuşmasınuı yan-
lış anlaşıldığını öne sürerek "Saym
Komutammız başka rürlü anlamış
olacak ki, hemen itiraz etti \ e ayağa
kalkü. Ben herkesin önünde özür cü-
ledim. Buna rağmen teskin edeme-
dim. Ama, yine de efendiltğimi/i. ki-
barfağumzı, nezaketimizi konıması-
nı bfldik" diye konuştu.
Öksüzler, Mercümek dolandıncı-
lığının kilit isimleri arasında yer alı-
yordu. RP'nin "gizJi kasası" olarak
nitelenen Mercümek'in, Bosna-
Hersek için toplanan yardım parala-
ruıı Almanya'ya aktardıktan sonra,
Türkiye'deki hesabına transfer etti-
ği, Türk ve Alman savcılann yanı sı-
ra tnterpol'ün de katıldığı bir dizi
araştırmayla ortaya çıkanlmıştı. İlk
aşamada, RP ve yan kuruluşlannuı,
1992 yılı temmuz ayında başlattık-
lan Bosna kampanyasında toplanan
milyonlarca markın, çeşitli tarihler-
de, Almanya'dan. Mercümek'in
Türkiye'dekı çeşitli hesaplanna
gönderildiği belirlendi. Kapatılan
RP'nin yöneticileri, "adil düzenin
mimarlanndan" olarak nitelenen
Süleyman Mercümek'in, daha önce
inkâr yolunu benimsemelenne kar-
şın parti üyesi olduğunu itıraf eder-
lerken Mercümek'in avukatı Fuat
Sagıroğhı'nun. 27 Mart 1994 yerel
seçimlennde RP'den Istanbul Bü-
yükşehir Belediye Meclisi üyeliği-
ne seçildiği saptandı. Almanya'da-
ki hesaplara yatan paranm bir bölü-
münün. Konya'nın RP'li Selçuklu
Belediyesi Bosna-Hersek Yardım
Komisyonu adına Ziya Özboyacı,
Cemal Valçındağ \ e Muzaffer Ata-
lay tarafinchn gönderildiği belirlen-
di. Freiburg Başsavcılığı, RP'nin
Almanya'da kurduğu Uluslararası
tnsani Yardım Örgütü'ne (1HH)
gönderilen yaklaşık 60 milyon mar-
kın, Konya Seydişehir'deki bir ban-
kaya dilimler halınde havale edildi-
ğini ortaya çıkardı. Freiburg Baş-
savcılığı, bu paralann, Suudi Ara-
bistan'daki Al Baraka ve Faisal Fi-
nans bankalanndan gönderildiğini
belirledi.
Cumhuriyet'in sorulannı yanıt-
layan Mustafa Kul. Öksüzler'in
Bosna'da katliamdan zarar görenle-
re yardım yapılacağı vaadiyle her-
hangi bir izin almaksızın belgesiz
bir biçimde para topladığını belirte-
rek şu bilgileri verdi: "Parti gecesi
olarak düzenleyip Bosna'ya gönde-
receğiz diye topladığı halde parayi
Almanya'daki Lluslararası Insani
Yardım Örgütü hesabına gönderdi-
ğini tespit etmiştik. İncetenip soruş-
turma açılmıştı. Konva'daki Ağır
Ceza Mahkemesi takipsizlik karan
vermişti. Bozma karanndan sonra
Mercümek'le ilgili dava dönüp dola-
şıp aynı mahkemeye götürüldiL Ora-
daki heyete güveniyorlardı. Bu ko-
nuda mutlaka kendilerini aklaya-
cakianna inanryorlardı."
Insani Yardım Teşkilatı ile Ulus-
lararası Islama Çağn Cemiyeti tara-
fından Bosna'ya gönderiliyor gö-
rüntüsü altında Öksüzler'e para ak-
tanldığını anlatan Kul. "Konya ta-
rafindan RP il ve ilçe örgütierine
gönderilen paralar vanü. RP, bir bu
konuda tedirgindi. Bir bunu ispatla-
yın. bütün kknalannızı kabul edece-
ğiz, diyorlardı. Almanya'dan aldığı-
mız makbuzlardaki para miktaria-
n 1 milyon800bin mark channday-
dLAhnanya'daki sava Peter Pulk'un
bize ifade ettiği kadanyla 60 milyon
markü. Kurban parası ile hac para-
sının trafiğini. akış yönünü kabul
ediyoriardı. Ancak Öksüzler'e geien
paranın kanıdanmasmıistiyorlann''
diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı ve Milli Sa-
vunma Bakanı Ismet Sezgin, "Bele-
diye reisi densizlik yapmış. Orada
haddini bilmesi gereken kişi \arsa, o
da belediye başkamdır. Ne olursa ol-
sun, halkm temsilcisi de olsa, bir gö-
rev yapıyor. O görevi yapan Idşfler,
görevinin zarafeti içinde hareket et-
mek zorundadır. O görevin sorum-
luluğu, onu bu zarafet dışında hare-
ket etmeye götünnez"dedi. Garni-
zon Komutanı 'nın tepkisini normal
karşıladığını da dile getiren Sezgin,
" Komutamn da. vaiinin de tepkisini
çok yerinde telakki ediyorum.
Sanınm idari makamlar olayı in-
celeyip gerekeniyapacaklardır" diye
konuştu.
Sulukar , Gok gurüttülü
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Ateş, Suriye sınınna gitti ve mesajı verdi:
- Suriye, Öcalan'ı oradan atmalıdır. Sabnmız taş-
mak üzeredir.
Bu mesaj adım adım yayıldı. Bildiğimiz süreç iş-
ledi. öcalan şimdi, Avrupa Birliği'ne "koz", Avrupa
gazetelerine "poz" veriyor.
Suriye'yle ilgili gelişmeleri ve düşüncelerimizi
madde madde aktaralım:
1- Eylül ayı ve sonrasında en çok sorulan soru,
"Neden şimdi? öcalan 14yıldırorada. Mademkibu
baskıyı yapabiliyorduk, neden bekledik" idi. Devle-
tin tepesinde buna ilişkin yapılan değerlendirmeye
göre, Suriye yakın tarihinin en zayıf döneminde. Giz-
li gizli devam eden bir iktidar kavgası var. Ekonomik
gücü azaldı. Türkiye, sınırda kimi manevralar yapar-
ken, Suriye tarafında hettıangi bir hareketlilik olma-
dı, olamadı!
2- Italya'daki gelişmelerin ardından dikkati çeken
o ki, Türkiye, Suriye'den öcalan'ı sınır dışı etmesini
isterken sonrası konusunda ciddi bir hazırlık yapma-
mış. Belki de daha başında Suriye ile daha farklı ko-
nuşulabilirdi.
3- Yıllardır Suriye ile şöyle bir ikilem yaşanıyordu:
Türkiye, teröre destek verilmemesini isterken Suri-
ye, "Haklısınız, vermemek gerekir. Biz de vermiyo-
ruz. öcalan bizde değil" diyordu. Ancak 20 Ekim'de
Suriye ile Adana'da yapılan anlaşmanın birmadde-
sinde, "Şu andan itibaren öcalan Suriye'de değil-
dir" deniyordu. Yani, o ana kadar orada olduğu ka-
bul ediliyordu. Böylece Türkiye'nin geçmişteki hak-
lılığı netleşti.
4- Üçüncü maddenin önemi sadece iki ülkeyi il-
gilendirmiyor. Genellemeyelim, ama Arap ülkeleri
çogunlukla Suriye'den yana tavır takınıyordu. Tür-
kiye'den üst düzey bir yönetici bu ülkelere girtiğin-
de karşısına çıkan sorular, aralanna kopya kâğıdı ko-
nulmuş gibi aynı oluyordu. Sorulann çoğunda da
"Suriye'ye neden haksızlık ediyorsunuz" tümcesi
yer alıyordu. Gelinen noktada Türkiye, Arap ülkele-
rine de anlatabileceği bir fırsat elde etti. Tabii, Tür-
kiye anlatabilirse, onlar anlamak isterse!
5- Yeri geldikçe vurguluyoruz, Türkiye büyük dü-
şünmek durumunda. Büyük düşünemeyeni küçük
düşürürier. Demek istediğimiz şu ki, Suriye'yle ha-
zır masaya oturmuşken, ilişkileri sağlamlaştırmak
gerekiyor. ömeğin, hemen birgüven arttıncı önlem-
ler paketi olabilir, karşılıklı anlaşmalar olabilir... Ko-
nuyla ilgili pek çok kesimin buna yanıtı hemen şu
olur
"Boşunakendiniziyormayın. Suriye'den dostol-
maz."
Hayır... Böyle düşünmemeliyiz. Adana anlaşma-
sınağöre, iki ülkenin heyetleri sürekli görüşüyor, ara-
da direkt telefon bağlantısı var. Eğer bu bağlantıyı
jyirşletemezsek, araya üçüncü biri girer. Biz onu
aranz; o, isteğimizi Suriye'ye iletir...
Başta Yunanistan olmak üzere Türkiye'nin kom-
şulanyla sorunlannın çözümünde-çözümsüzlüğün-
de..şöyle bir genelleme dikkati çekiyor:
Ülkeler aracısız baş başa görüşünce olumlu ge-
lişmeler oluyor. Araya üçüncü ülke girince, sorun
düğüm oluyor.
Hidropolitik...
Suriye'yle ilişkilerimizin ezeli malzemelerinden bi-
ri, su. Ortadogu'da daha çok "petropolitik" tanımı-
na alışığız. Ancak, gerek Ortadogu'da gerekse dün-
yada "hidropolitik" tanımı da petropolitikle yanşa-
cak. Mısır'la Sudan; Nil Irmağı üzerinde anlaşamı-
yor...
ABD ile Meksika; Rio Grande, Colorado, Tijuana
ırmaklan üzerinde anlaşamıyor...
Çin, Nepal, Hindistan, Bangladeş; Ganj Irmağı
üzerinde anlaşamıyor...
Güney Afrika Cumhuriyeti, çevresindeki ülkelerle
paylaştığı Senqu/Oranj sulan, Komati Irmağı üzerin-
de anlaşamıyor...
Türkiye'nin de Dicle, Fırat ve Asi'nin kullanımı ko-
nusunda Suriye ve Irak'la sorunu var...
Suriye, Asi'nin yüzde 90'ını kullanıyor, Amik Ova-
sı'na bir şey kalmıyor. Fırat ve Dicle konusunda ise
Türkiye'nin politikası, ülkelerin gereksinimi kadar
paylaşım. Ama Suriye, gereksinimsel değil, mate-
matiksel paylaşım istiyor.
Ülkeler arasındaki büyük sorunlar" ak\\\\ politika-
laria büyük olanaklara dönüşebilir.
Bu konuya önümüzdeki günlerde daha aynntılı
gireceğiz. Sözü bir özdeyişle noktalayalım:
"Banş, akıllı insanlann işidir!"
Barıs Partisi
Veziroğlu, programını
Diyarbakır'da açıklıyor
DÎYARBAKIR(CumhuriyetBürosu)-Banş Partisi Ku-
rucu Genel Başkanı Ali Haydar Veziroğlu. Türkiye'nin
demokratik bir gelecek içinde yaşaması için parti kur-
maylan tarafindan hazırlanan "Toplumsal Banş Projesi-
Yeniden Yapılanma Programı''nı bugün düzenleyeceği bir
basın toplanrısıyla açıklayacak.
Basın toplantısında, Türkiye'de demokratik bir gelecek
için siyasal, iktisadi ve toplumsal banşın sağlanmasını
Yeniden Yapılanma Programı içinde geniş bir şekilde an-
latacak olan Veziroğlu, Güneydoğu'da 15 yıldan beri de-
vam eden terör sorununun çözümüyle güvenlik harcama-
lanndan sağlanacak tasamıfun 50 milyar dolar, iç borç tas-
fiyesi sonucu sağlanacak faiz tasarrufunun 9 milyar 600
milyon dolar, kamu üniversitelerine aynlan ödeneklerden
de 8 milyar dolar olmak üzere toplam 67 milyar dolarlık
büyük bir tasarrufun projeye fınansman oluşturacağını
belirtecek.
VatanseveHer, insanlar, doğaseverler, toprak
ero7yonu size sevebileceğiniz hiçbir şey
bırakmtyor.
T.E.M.A.
Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve
Doğal Varhklan Koruma Vakfı
Tel: (0.212) 281 10 27 / 268 09 85