Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet •
Imtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeni: Orhan Erinç
0 Genel Yayın Koordinatörü Hikmet
Çetinkaya 0 Yazıışleri Müdürü. tbrahim
Yıldız 0 Sorumlu Müdur. Fikret tlkiz
0 Haber Merkezı Müdürü: Hakan
Kara 0 Görsel Yönetmen: Fikret Eser
Istıhbarat Cengjz Yıldınm 0 Ekonomı: Özlem
Yüzak 0 Kültür: Handan Şenköken 0 Spor:
Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler. Sami
Karaörea 0 Düzeltme: Abdullah Y azıcı 0
Fotoğraf. Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge:
Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen: Mehmet Faraç
Yayın Kurulu. tlhan Selçuk
(Başkan), Orhan Erinç, Okt»y
Kurtböke, Hikmet Çettnkaya,
Şükran Soner, Ergnn Bslcı,
tbrahim \ ıldız. Orhan Bursah,
Mustafa BaJba». Hakan Kara.
Ankara Temsılcisr Mustafa Balbay Atatürk Bulvan
No: 125, Kat:4, Bakanlıklar-Ankarâ Tel. 4195020 (7
hat), Faks:4195O270tzmırTemsılcısı:SerdarKınk,
H.ZıyaBlv. 1352 S.2'3TeI'4411220, Faks: 4419117
0 Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu, tnönüCd 119
S Nol Kat.l, Tei: 363 12 11, Faks: 363 12 15
Müessese Mudunî C'stân Akroen 0
Koordmatör Ahmet Konıtauı # Muha-
sebe Bâlent >eııer»Idare Höseyin
Gûrtr»Utetme Önder ÇeUk • Bıigı-
tşlem Nail tnal 0 Bılgısayar Sıstem
Mörihrt Çüer#Sanş FazfletKuza
MEDYA C: • Yonetım Kurulu
Başkanı - Gene! Mudür Gülbin
Erduran 0 Koordınalör Reh*
Işıtman • Genel MûdürYarduncısr
SevdaÇoban Tel 514 07 53 -
513 95 80-51384#V61,Faks. 5138463
Yıvıml*\an te Basan: Yenı Gün Haber Ajansı, Basın ve Yaymcıllk A Ş
iTütkocağı Cad 39 41 Cagaloglu 34334 lst PK 246 Istaobul Tel (0^212) 512 05 05 (20 hal) Faks (0712) 513 85 95 12ARALIK1998 Imsak: 5.39 Güneş: 7.12 Öğle: 12.05 tkindi: 14.22 Akşam: 16.43 Yatsı: 18.11 www.cumhuriyet.com.tr
Uzay YoJu: İsyan
• Haber Merkezi - Uzay
. Yolu fılmlennin sonuncusu
'StarTrek: Insurrection
(İsyan)'m galası önceki
akşam Las Yegas'ta Balley's
Hotel'ın casınosunda
gerçekleştınldi. Filmin
yıldızlanndan Marina Sirtis
gece boyunca ilgiyi üzerinde
topladı.
Balkan TV-
Magazin
Konsorsiyumu
• İstanbui Haber Servisi -
Balkan ülkelen arasında
ortak program yapımı.
televızyon programı
değışimı, teknık işbirliği ve
personel eğitimı konulannda
çalışmalar yapan "Balkan
TV-Magazin
Konsorsiyumu", yılın son
toplantısını lstanbul'da yapn.
Satranç
turnuvası
• İstanbui Haber Servisi -
Bakırkö) Beledıyesi
tarafından yann Bakırköy
Beledıyesi Kültür \e Sanat
Merkezi'nde, ••Cumhunyet
Satranç Tumuvasr'
düzenlenıyor. Yanşmada
birincıye 100 milyon,
ikınciye 75 milyon, üçüncüye
50 milyon lira ödül verilecek.
Hastalanmamayı
öğretmeli
• İstanbui Haber Servisi-
Avrasya Bir Vakfı'nca
"Hastalar, hastaneler ve
sağlık sorunlan" konulu
toplantı düzenlendi.
Toplantıda, sağlık
sorunlannda karamsar bir
tabloya sahip olduğumuz
belirtilerek koruyucu
hekimliğe önem verilmediği,
koruyucu hijyen konusunda
toplumun yeterli bilgiye
sahip olmadığı kaydedildi.
MSÜ'den eğitim
sempozyumu
• İstanbui Haber Servisi -
Mimar Sınan Üniversitesi
Bina Bılgısı Bilim Dalı
tarafindan 17 Aralık
Perşembe günü, "Türkiye'de
Eğitim Sorunlan"
sempozyumu düzenlenecek.
adına ödül
• İstanbui Haber Servisi -
$air ve yazar tbrahım Yıldız
anısına şiır yanşması
düzenlenecek. Yanşmaya
katılmak isteyenler, "Halit
Nihat Yıldız P.K. 10
Karabük" adresine
başvurabilecekler.
Dünya Astım Günü
• İstanbui Haber Servisi -
Amenkan Hastanesi Göğüs
Hastalıklan Departmaru
Koordinatörü Dr. Ayse F.
Aykut. 11 Aralık Dünya
Astım Günü nedeniyie
yaptığı acıklamada.
"Çocuklanmıza nefes
almalannda yardım edelim"
dedi.
Gazeteciler Cemiyeti Sedat Simavi Odülü'nü kazanan Berin Nadi, gazetesini bugünlere getirmekten mutlu
^Cumhıııiyetl yaşatmak göre\Tm'
ŞÜKRAN SONER
"._ Herkes başlar ağlayarak / Uk dilsiz vari-
fesine, / Bak kızını sen bilmezsin /12 sene ev-
vel bugün sen de/sahnede göründün. / Bir fer-
yad okiu ilk sesin./ Hayat oyununda senin / di-
îerim olmasuı hüzün. / Daima gülsün gül yü-
zfln / Hep putlike (komedi) oyna Berin."
Türk dili ve edebiyatı konusundaki uzman-
lığı, devrimlere olan bağlılığı ile Atatürk'ün
sevgisini kazanmış, görüşlerine değer verdiği
şairCelalSahirErozan'm, sevgilı kızı Berin'e
12. yaş günü armağanı olarak yazdığı şiirde-
ki öğudü Berin Nadı'nin kulağına küpe ol-
muş. Yaşamı boyunca yaşadığı sorunlar, acı-
lar ne kadar büyük olursa olsun, hep gülüm-
semeye, babasının istediği gibi "koroedi" ay-
namaya çalışmış.
Gerçekten neşeli olmaya, gülümsemeyeça-
lıştığı bir günde anımsatmak istemedim. Ama
ben bir gün bunu yapamadığı bir ana tanık ol-
muştum. Bir kez gelen zıyaretcisi için ayağa
kaikamamış, divanda uzanmış, ağlamasını tu-
tamamıştı. Deyim yennde ise "üzüntüden ya-
tağa dtişmüsrü"-.
"Atatürk'ün gazetesini. Yunus Nadi'nin dev-
rimJeri vaşatmak iizere kurduğu gazeteyi, Na-
dir'in ölümünden sonra ben yaşatamadira. Bu
aaya dayanamıyorum-." diyor.. gözlerinden
yaşlann akmasıru önleyemiyordu.
Berin Nadi bu acıya dayanmanm, bu acıyı
yeranenin yolunu buldu. İlhanAğabey (Selçuk)
başta, güvendiği yakın dostlannın başının eti-
ni yiyerek, iflas noktasına gelmiş Cumhuriyet'i,
kaybettiği yazarlannı geri alarak yaşatmanın
yolunu buldu. Bağış Vakfi oluşturarak, okur-
lanmn, çalışanlannın özverisine, inancına gü-
venerek yola koyuldu. Ona sorarsanız her şe-
yi İlhan Selçuk ve arkadaşlan başardı.
İlhan Ağabey ise yeri her geldiğinde, Yadi-
gâr'ı (NadirNadi 'nin Yadigân) Berin Nadi 'ntn
onu nasıl ittiğinı, gözü kara, elini bir ağır ta-
şın aJtında bulduğunu anlanr. Medyada holding-
lerin cirit attığı bir dönemde. sermayesiz, if-
las masasına sürüklenmiş bir gazeteyi, geç-
mişine, onuruna, kimlığine güvenerek yaşat-
mak...
Dışardan göründüğü gibi olmadığını, kar-
şılıkJı anşmayı çok seven ikilinin bir şakalaş-
masuıdan hem de kendilerinden izin almadı-
ğımı vurgulayarak aktarmak isterim...
ilhan Selçuk, Berin Nadi'nin sehpasımn
üzerindeki bir güzel gümüş tablayı eline alır;
- Berin Hanım bu kaç para eder?
- İlhan kendine gel. Ben evi bağışladım.
Özel eşyamı değil.
- Ama Berin Hanım değerli ise bizi kurta-
rabilir.
- Hiç heveslenme, işine yaramaz.
Cumhuriyet sorumluluğu
Berin Nadi, Nadir Nadi'nin ölümünden son-
ra, gerçekten bir tek amaçla, Cumhuriyet ga-
zetesini yaşatmak sorumluluğu ile yaşıyor. O
en kötü, zorlu günlerin gitmesinden sonra,
şimdilerde daha huzurlu ve geleceğe umutla
bakabiliyor. Türkiye'nin yaşadıklan, güncel
sorunlarla Cumhuriyet gazetesinin çizgisinin,
bağımsızhğının, varhğının, daha bir degeri-
nin anlaşıldığmı düşünüyor.
Bütün olumsuz koşullara rağmen, sahip çı-
kacaklann çoğalacağma inamyor. Sözü istedi-
ğiniz kadar döndürün dolaştınn, kendi katkı-
sı üzerinde söz söylememekte diretiyor. Yap-
tıklan için ağzından "görevnndi"den başka
sözcük çıkmıyor.
Cumhuriyet kuşağının üç önemli evinde,
Cumhuriyet aydınlannın, sanatçılannın en
önemli isimleri ile dopdoiu anılar. Be-
rin Nadi 'yi amlann çekiciliğine sü-
rüklemek istiyorum. Aslında çok
hazır. Ama önemli bir kaygıdan
hiç sıynlamıyor. Anılann san-
sürsüz anlatılıp yazıldığm-
da bir anlamı ve değeri ol-
duğunu düşünüyor, bi-
zim toplumumuzdaki
hoşgörii, sevgı anlayı-
şımn insanlan olduğu
gibi anlamaya, sevme-
ye. değerlendirmeye
yetmediğının kaygısını
taşıyor. Benn Nadi, Cumhu-
riyet gazetesinin tlhan Selçuk
ve arkadaşlannın sorurn-
luluğunda yayın ya-
şamınadevam etmek-
te olduğunü görme-
nin huzurunda, kendi
ile banşık, Nadir Na-
di'yi özlemle fotoğ-
raflarından okşuyor,
anıları içinde yaşı-
yor...
Arnavutköy-Vaniköy arası 21 yıl önce de 2. köprü için dayatılmış ve tepki görmüştü
3. köprüde 1977'y^ dönüşOKTAYEKİNCt
Yıl 1977. yaz aylan... İstanbui, 2.
Boğaziçi Köprüsü'nün nereye
kurulacağını tartışıyor. Mimarlar Odası,
tıpkı I. köprüde olduğu gibi yine karşı
çıkıyor ve "Köprüler tuzağına
düşmeyetim, çözüm topiu
tasımacılıktadır" diyor. Odanın istanbui
Şube Sekreteri HaHs Çimen, ikinci
köprü\'ü gündeme getirenleri
"spekülatörler" olarak suçluyor ve asıl
amacın ulaşımı çözmek değil "arsa ve
arazi vağması" olduğunü söylüyor...
Yıl yine 1977. eylül ayı... Karayollan
Genel Müdürlüğü*nün 2. köprü için
belirlediği güzergâh, tartışmalann
üzerine bir bomba gibi düşüyor. Bölge
Müdürlüğü'nce "gizli" olarak
sürdürülen çalışma basuıa sızmış ve
sadece mimarlann değil. tüm
üniversitelerin ve aydınlann tepkisini
çekmiştir. Gizli proje çalışmalannda
belirlenen güzergâh ise "Arnavutköy-
Vaniköy" arasıdır. Yani, şu son günlerde
Baymdırlık Bakanı Yaşar Topçu'nun
üzerine "demiryolu geçişi" de ekleyerek
gündeme getirdiğı güzergâh...
Yaklaşık "21 yıl" önceye aıt, 27 Eylül
1977 tarihli Hürriyet gazetesini şimdi
birlikte okuyalım. "Arnavutköy-
Vaniköy arası tepki gördü" başlıklı
haberin ilk spotu şöyle: "Büim
adamlan, köprü konusunda Teknik
Ünhersite ve yetkili kuruluşlaria
işbirliği yapılmadıgını bildirdL.''
Haberin içinde ise şunlar yer alıyor:
"tstanbul Nâzım Plan Bürosu yetkilileri,
ikinci köprünün genel (nâzım) plan
üzerinde değerlendirilmesi gerektiğini
(.„) büdirdüer..."
Bugün de Arnavutköy-Vaniköy
arasında dayatılan 3. köprü konusunda
hemen aynı itirazlar yükseliyor. Meslek
odalan ve üniversitelerle işbirliği
yapılmadan, onlardan habersiz ve bilim
dışlanarak "ihale hazuiıklan1
' yapılıyor.
Tıpkı 21 yıl Önce olduğu gibi, Nâzım
Plan Bürosu da buna karşı çıkıyor ve
"bizûn onayunız ^ k " diyor...
"Reddedilmij" proje
Peki, 2. köprü için 1977'de belirlenen
Arnavutköy- Vaniköy arası değil de
neden şimdiki Fatih Sultan Mehmet
Köprüsü'nün geçtiği Kanlıca-
Baltalimanı hattı yeğlendi...
Aslında "yeğlenmedi", zorunlu olarak
Arnavutköy- Vaniköy'den
vazgeçilmişti. Çünkü 1970'lerin
iktidarlan. şimdikilere göre "hukuk
devletine" biraz daha saygılıydılar.
Arnavutköy-Vaniköy'e karşı çıkan
sadece bilim çevreleri değil, aynı
zamanda Anıdar Kurulu 'ydu. Amtlar
Lkınci bogaz koprusunun nereye kurulacğ! uzıııaıüar
arasında da tartışılıyor T
ş -ftııavutköy^ 1 H i
Umkoyarası tepki göriu"
Kara>ollan arşivlerinde tozlanan Arnavutköy-Vani-
köy projesi 21 jil sonra yeniden ortaya çıkö. 27 Ey-
hıl 1977 tarihli Hürriyet gazetesinin kupüriindeki ba^-
fak ise bugün de geçeriüiğini koruyor.
• Bayındırlık
Bakanlığı'mn 3.
Boğaziçi Köprüsü için
ihale hazırhğı yaptığı
Arnavutköy-Vaniköy
projesi, İ977yıltnda
da 2. köprü için
tasarlanmış, ancak
tarihsel ve kentsel
dokuda yapacağı
büyük tahribat
nedeniyie tepki
görerek Anıtlar
Kuruhı'nca
reddedilmişti.
Kurulu'nun karanna bakanlıkların bile
uyması "yasa gereği'' olduğu için de
köprü daha kuzeye çekiliyor, kültürel
mirasın ve kentsel dokunun yoğun
olduğu bölgeden uzaklaşılarak,
Anadolu ve Rumelihisan'nın da
etkilenmeyeceği yeni bir güzergâhta
karar kılınıyordu...
Yeniden bugüne dönersek. Koruma
Kurulu'nun yine "bakanlığin da uymak
zonında olduğu" 1993'tekı karanna
göre Boğaziçı'ne artık 3. köprünün
yapılmaması ve 3. geçişin kente ve
doğaya zarar vermeyecek olan
"demiryolu tüp geçişle" sağlanması
gerekiyor. Ancak, Baymdırlık Bakanı
Yaşar Topçu bu karan yasal bir kural
olarak saymıyor ve "Anıtiar
Kurulu'aun görüşü yanlış" diyerek bir
hukuk devleti bakanı olduğunü yine
unutuyor.
Çünkü o "göriiş" dediği 23.12.1993
tarih ve 6302 sayılı Koruma Kurulu
karan, 2863 sayılı yasanın 14.
maddesine göre kendisini de bağlayan
bir hüküm ve yine aynı maddeye göre
bakan isterse bu karan ancak idare
mahkemesinde dava açarak
durdurabilir. Kendi keyfi karan ve
siyasi baskısıyla değil...
"Eskimiş" kafalar
Şimdi yanıt bekleyen temel bir soru
daha var: 21 yıl önce 2. köprü için
hazırlanan, ancak devletin
kurumlannca uygun görüimediğ için
reddedilen bir projeyi, çeyrek yüzyıl
sonra tozlu zarİFından çıkartıp yeniden
lstanbul'a dayatmak acaba ne kadar
bilimseldir?
Üstelik bu "esldmiş" projeye bir de
"demiryolu geçişi yeri" eklemenin
ulaşım planlaması ve şehırcilik
açısından "ciddi" bir yanı bulunabilir
mi? Dahası, geçen çeyrek yüzyılda
kente, çevreye ve bilime karşı
duyarlılıkta hiç mi ilerleme olmamıştır?
Ömeğin 198O'lerdeÇe\TeBakanlığı'nın
kurulması; 1985-1990 arasında
demiryolu tüp geçiş projelerinin
hazırlanması; 2. köprüyle birlikte
yaşanan süreçte de köprülerin çözüm
olmadığının artık kesin olarak
kanıtlanmış olması... Bütün bunlar 21
yıl önceki kafalann değişmesi içht
yeterli gelişmeler değil midir?..
Evet. İstanbui şimdi de "esldmiş
projeterle" yok edilmek isteniyor.
1974'ten beri "SİT" olan Boğaziçi,
yap- işletme-devret modeliyle
otomobi1lerden toplanacak geçiş
ücretlerinin bilmem kaç yıllık rantı
uğruna tam ortasından parcalanacak.
Kültür Bakanlığı ise kendi Koruma
Kurulu'nun karanna sahip çıkıp, SİT
alanını bu \ahşete karşı korumak yerine
"devlet sanatçılan Bstesiyle'' uğraşıyor.
Hele Çevre Bakanlığı. bir yandan
"petrol tankerierine hayu-" deyip
Boğaziçi'nin, bir "çe\Te hazinesi''
olduğunü kabul ederken, öbür yandan
Yaşar Topçu'yu sessizce seyredip,
aylardır kılını bile kıpırdatmıyor...
^ J ! 3. Wj*0 güzorgâf»
• ••••• Metrohöb
Nısan W seçımlennden önce tesönaMmea ıçın uyguBma
pfDfefemm de yûMenicı Hrmaya yapMmasma karar verüery y
aft>0azKı5prfisûipn/Hzrtmın ihale dostosnOakı
güzargâh, yer seçmra AmaurtfcJy-l&raMy arasnda beflrtyof
m yenı karayokı/derrdryokı bayanMamm da StT alarJan
çirtden vyadükier ve Sınefietie çözûmlenmesm öngötûyor
PROJEYİ HIZLANDIRMA NEDENt
Tüp geçiş paniği
Istanbul'a bu dayatmamn
"ivedilik'' kazanmasmdaki te-
mel neden ise her ne pahasına
olursa olsun 3. köprüyü demir-
yolu tüp geçişten önce yapmak.
Çünkü tüp geçiş. saatte 75 bin
kişilik taşıma kapasitesi ile tam
"5 karayolu köprüsüne" eşit
ulaşım olanağı sağhyor. Ayn-
ca Istanbullular da artık hızlı ve
uygar bir ulaşım seçeneğine
kavuşup özel otomobil kullan-
ma zorunluluğundan kurtula-
caklan için, tüp geçiş devreye
girdiğinde birinci ve ikinci köp-
rülerde de ciddi rahatlama ola-
cagı bilimsel çalışmalarla şim-
diden kanıtlanmış durumda...
Işte böylesi birdurumda. ye-
ni bir köprü seçeneği artık "Tt-
üeD" ortadan kalkacağından,
3. köprüden büyük rantlar bek-
leyen kesimler de önemli bir
"para makinesüıden" yoksun
kalacaklar. Bu sorunu çözme-
nin tek yolu ise ne yapıp edip
köprüyü önce kurmak ve tüp ge-
çişi daha da ileri yıllara ertele-
terek, yakında 1 milyon liraya
çıkartılacağı söylenen geçiş üc-
retlerini bir an önce toplamaya
başlamak...
Bakalım istanbui artık bü-
tün bu oyunlan sineye çekecek
mi? 3. köprüye karşı direniş,
bundan böyle sadece bir ulaşım
ve kentsel değerler tartışması
şeldinde değil, bir soygun pro-
jesine karşı toplumsal haklan,
ülke çıkannı ve "genel ahlâkı"
savunma olarak da önem ka-
zanıyor.
Berin Nadi Cum-
huriyet gazetesi-
ni yaşatmak
üzereyapök-
laruu, Gaze-
teciler Ce-
miyeti'nin
ödülünü aJ-
masına ne-
den olan ö'z-
verisûıi,
Cumhuriyet'i
yajın yaşamın-
da tutabilmek üze-
rebağışvakfıkur-
masuuuya-
zariannın
döniişü
içindiren-
cini, tek
birkeiüne
ile özetli-
yorGöre-
vimdi!
DR. CEM İNCESU
'Cinsel sorunlar
çözümsüz değil'
Haber Merkezi- Dünya-
da her 100 kişiden 30-50'si-
nin yaşamlannın herhangi
bir döneminde cinsel so-
run yasadığı belirtildi. ln-
sanlann "cinsel sorunlann
çözümü yok" gibi yanlış
bir düsünceyle hekime git-
medikierini belirten Bakır-
köy Rııh ve Sinir Hastalık-
lan Hastanesi Cinsel tşlev
Bozuklukları Poliklini-
ği'nden Dr. Cem İncesu,
"Unufulmaması gereken.
bu sorunlann çoğunun te-
davisi okluğu" dedi.
Cinsel Eğitim Tedavi ve
Arasnrma Dernefi ve Kog-
nitif ve Davranış Terapile-
ri Dernegi'nin birlikte dü-
zenledıği "Cinsel Iştev Bo-
zukhıklanndaGüncelTeda-
viler ve Kognitif Psikotera-
pUerdeld Son Gelişmeler"
konulu panel başladı. Panel-
de, cinsel sorunlar, tedavi-
ler, seks terapisi gibi konu-
lartartışılacak. Dr. Cem İn-
cesu, cinsel sorunlann psi-
kolojik ya da fıziksel ola-
bileceğirıi söyledi. Cinsel
sorunlann genellikle ikti-
darsızhk diye adlandınldı-
ğını belirten İncesu, "Bun-
lar insanlan damgalayıp
aşağdıyor. Artık isteksiziik,
erken boşauna, sertteşme
gibi sorunlar var. Hepsinin
tedavisi de farkh. Sorunla-
nn çokönemli bir böiümü-
nün tedavisi var. Cinsellik,
bekimler arasında da bir
tabu. Biz hekimkrin de ko-
nuya açık oünasuu istiyo-
ruz."
Cornell Üniversitesi Tıp
Fakültesi Psüayatri veJine-
koloji Khniği Oğretim Üye-
si Dr. Barbara Barthk da
Amerikalılann hâlâ cinsel
baskı altında olduğunü söy-
ledi. Bartlık, özellikle ka-
dın lar konusunda hiç sdtm•
atılmadığını ifade etti.
Evde cinsel eğitim
Vatandaşlara. 21 ilde se-
çilen gönüllüler tarafindan,
ev ev dolaşılarak aile plan-
laması ve üreme sağlığı ko-
nusunda bilgi verilecek.
Projeye ilişkin protokol,
Sağlık Bakanı Halil Ibra-
him Ozsoy ve Çevre Baka-
nı tmren Aykut tarafindan
imzalandı.
e-posta : tan (S prizma. net. tr
MESELA DEDIK ERDAL ATABEK
T 7"ükûmet kuruluşu sırasmda "ta-
±1 banı nasıl olsun?" tartışması
epeyce önem kazandı. Tansu Hanım
"geniş tabanlı olsun" diye diretirken
Bülent Bey de "Tabanı olmasın, dı-
şandan desteklensin" önerisini yap-
tı. Böylece "taban" sorunu da poîi-
tik bir boyut kazanmış oldu. Hoş,
taban konusu her zaman günceldir
ya. "Tabansız" dediğimiz zaman
"korkak" demış oluruz. "Düzta-
ban" uğuru olmayan anlamına ge-
lir. "Tabanvay" vatandaşın gidece-
ği yere yürüyerek gitmek zorunda kal-
masını belirtir ki halkımızın dil zen-
ginleştirmelerindendir. Biz de bu
hafta "taban" konusunda biraz ufiık
açmanın yararlı olacağım düşündük.
Ola ki sıkışık bir zamanda işe yarar.
Devetabanı denense...
f < T~\ evetabanı" evlerde pek se-
LJ vilen bir bitkidir. Geniş, en-
li, etli yapraklan vardır. Çok az su
ister, çünkü konulan suyu geniş, et-
li yapraklannda depo eder. Deve de
aynca uzun çölleri geçmeye ahjjk
mübarek bir hayvandır. Az yer. az su
içer. Yediklerini hörgücünde depo
ettiği için büyük çöllerde bile zah-
met çekmez. Sonra her tarafi eğri-
dir. Bilirsiniz, deveye "Boynun ne-
den eğri?" demişler de o da "Benim
nerem doğru ki" demiş. Iştebu özel-
liklenne bakıhnca "devetabanı" bi-
•ff-
Tabanı nasıl olsun?
zim politikamıza epeyce uygun dü-
şüyor. "Devetabanı" örnek alınınca
buradan "devekuşu"na geçmek de
kolaylaşır. O da "uç" deyince "de-
ve>im", "gelyüktaşı" deyince "ku-
şum" dermiş ki bize hiç yabancı dur-
muyor. Onun için bu "devetabam"
taban konusuna bir örnek olabilir.
"Taban tamam da devesi ne oluyor?"
diyenlere yeni Meclis binasımn de-
ve yapılmasından bir yanıt çıkanla-
bilir. Beğenmeyenler de "yok deve"
diyebilirler, çünkü bilirsiniz ki biz-
de çok özgürlük vardır ve isteyen
"yok deve" diyebilir. Ama başka se-
çenekler de var.
Ortopedik taban olabilir...
aktınız ki ayağınıza hiçbir ta-
ban uymuyor, bir de ortopedik
tabanı deneyeceksiniz. Ola ki, aya-
ğınızın çukıirluğu yoktur, ayak taba-
na oturmuyordur. Durum buysa çi-
le çekmenin gereği yok. ortopedik ta-
ban kullanacaksınız. Ayağımzın öl-
çüsü almacak, neresine nasıl bir des-
tek konması gerekiyor, bakılacak.
Sonra da bu ölçüye uygun bir tüm-
sek yapılacak. Ayakkabı giyihneden
yapılan tümsek içine konulacak, ayak
da zamanla buna alışacak. Başlan-
gıçta sıkıntılı olabilir, "Ayağun hiç
rahat değil, bu tümsek denerden çık-
n?" denilebilir. Ama zamanla ayak
alışır, insan nelere alışıyor. Hem or-
topedik taban konusunda yabancılık
çekileceğini sanmıyoruz, zira bu
memlekette zaman zaman taban sı-
kıntısı olduğunda "ortopedik des-
tek"ler kullanılmışur. Ortopedik des-
tek işe yaramazsa "bopdedik taban"
denenebilir. Bu da "Ağır ol, vitesi
küçült. sen bu gidişle kaza yapacak-
sın" anlammda kullaruşlı bir taban-
dır. Kimi zaman bu da işe yaramaz,
zira gözler öyle döner ki işlerin ne-
ye saracağı görülemez, o zaman da
"hötdedik taban" devreye girer. "Höt-
dedik taban" bütün tartışmalan ke-
ser, uzlaşmazlıklan ortadan kaldı-
nr. O zaman bütün bu taban tartış-
malannı yapanlar, "Cannn, biz işin
buraya varacağuu nerden bfleiun?"
derler, ama hiç yaran olmaz. lyisi mi
ya taban meselesine biraz yakmdan
bakın, ya da...
Tabanları yağlayın...
D aktınız ki olmuyor, tabanlan
D yağlayın. Yağlı taban hızlı gider.
Otobana girerseniz daha da hızla-
nırsınız. Zaten taban taban olsa sizi
çoktan uçurur da ortada gerçek ta-
ban yok. Taban olmayınca tavan da
çivi tutmuyor. Şöyle hepinizi birden
tabana kuvvet tarihin altın sayfala-
nna nakledip bir de yerinize gelecek-
lere baksak.
Ama ohnuyor, olamıyor. Baştaki-
ler tabanı istedikleri gibi hazırladık-
lan için, bu taban bildiğiniz taban-
lardan değil. Tavan ne yaparsa yap-
sm taban kıpırdamıyor. Tavan ne is-
terse taban onu yapıyor. "Böyle ta-
vana böyte taban" diyeceksiniz, ol-
muyor. Çünkü siz de bu tabanla bu
tavan arasında yaşıyorsunuz. Siz ta-
banlan yağlayın ki biz de başımızın
çaresine bakalım. Bir tabana bir ta-
vana bakmaktan şaşı olduk. Belki
siz olmaymca biz kendi göbeğimizi
nasıl keseceğimizi düşünürüz. Ol-
mazsa bunu deneyelim.