Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
hntiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yonetmenr Orhan Erinç
9 Genel Ya\ın Koordınatörü Hikmct
Çetinkava# Yazıışlen Müdüru tbrahim
Yıldız • Sorumlu Mudüı Fikret tlkiz
# Haber Merkezı Mudurii Hakan
Kara 9 Gorsel Yönetmen Fikret Eser
tstıhbaıat Cenglz Yıldınm # Ekonomı Özlem
Yüzak • Kültur Handan Şenköken # Spor
AbdüJkadir Vücelman • MakaJeler Sami
Karaören A Düzeltme Abdullah Yazıcı •
Fotograf Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge-
Edibe Buğra • Yurt Haberlen Mehmet Faraç
Yaym Kurulu tlban Selçtık
(Başkan). Orhan Erinç, Oktav
Kıutböke, Hikmet Çetinka\a.
Şükran Soner. Ergun Balcı.
(hrahim V ıldız, Orhan Bursah,
MusUfa Balba>. Hakan Kara.
Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay AtaturkBuhan
No 125, Kat 4. Bakanlıklar-Ankarâ Tel 4195020 (7
hat), Faks 4195027 #LzmırTemsılcısı SerdarKızık,
H ZıyaBlv 1352 S 23Tel 4411220, Faks 4419117
• Adana Temsılcısı Çetin Yiğenoğlu, InonüCd. 119
S No 1 Kat 1. Tel- 363 12 11, Faks 363 12 15
Muessese Mudurü. Üstön Akmen #
Koordmator Ahmet Konünn V Muha-
sebe Büicnt V eoer • Idan.- Hüseyin
Gürer • işletmc Önder ÇeBk • Büg-
Işlem Nail İnal 9 Bılgısayar Sıstem
Mûnrvet ÇilerVSaa; FaziktKaz»
MEDY* C: • Yönetım Kunı
Başkam - Genei Müdur Cülb
Erduran 9 Koordmator Rel
Işrtmafl # Genel \füdurYarduncı
SevdaÇoban Tel 514 07 53
5139580-5138460-61.Faks 5I384<
}g>ımla}aa veBasan: Yenj Gun Haber Ajansı. Basın \e Yayıncılık \ Ş
Türkocagı Cad 39 41 Cağaloglu 34334 Ist PK 246 lstanbul fel (0 212) 512 05 05 (20 hall Fak* (0 112) 513 85 95
11ARALIK1998 îmsak. 5.38 Güneş:7.12 Öğle: 12 04 tkındı: 14.22 Akşam: 16.43 Yatsı: 18.11 v, ww.cumhuriyet.com.)
Diyabetliler
yararma defile
I tstanbul Haber Servisi -
Türk Dıyabet Cemıyetı
Kadınlar Sosyal Yardım
Kolu. dıyabetlıleryaranna
dün Hyatt Regency
Oteh'nde bır kermes
düzenledı. Kermeste,
modacı Gülderen Kırer'in
yalnızca bu kermes ıçin
hazırladığı 30 parça elbıse
ve gelinlikler. ünlü
mankenler tarafından
sergilendi. Türk Dıyabet
Cemiyetı Başkanı Prof. Dr.
Nazıf Bağrıaçık. bu tür
etkınlıkler yardımıyla
kamuoyunda dıyabethlerle
ilgılı bılınç >aratmaya
çalıştıklannı söyledı.
Kanser ilacı
deneniyor
• CHICAGO(AA)-
Amenkan Ulusal Kanser
Enstitüsü (NCI), köpekbalığı
kıkırdaklanndan yapılan bir
kanser ılacının klinik
denemelennın başladığını
bıldirdı. Daha önce
köpekbalığından elde edilen
çeşitli ilaçlann bırçok fırma
tarafından denendiği. NCI
tarafından ıse ilk defa.
Neovastat adlı ılacın
denemelennın yapıldığı
belırtıldı. Kanada'nm
Aeterna laboratuvarlan
tarafından üretılen ılacın,
yenı kuşak bır ılaç olduğu ve
kanser tümörlerine gıden
kanı engelleyerek tümörlenn
beslenmesını durdurduğu
ifade edıldı
TBMM TV beş
yaşında
• TV Servisi - Dönemın
Meclıs Başkanı Hüsamertin
Cındoruk önderliğınde 10
Aralık 1994 yılında kurulan
TBMM TV beş yaşında.
Halkın parlamentoyu
yakından takıp etmesinı
sağlamak amacıyla, eski
TRT Daire Başkanı Ülkü
Kuranel tarafından kurulan
TBMM TV'nın ya>ınlan
TRT3'ten\enlıyor. Meclis
TV'nın genel yayın
yönetmenlığını Bülent
Güllapoğlu üstleniyor.
Afiş yanşması
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - 'Cumhunyetın 75.
Yıiında Türkıye' konulu afiş
yanşmasında, Manısa
Akhısar Lisesı'nden Hüiya
Çetın birincılığı kazandı.
Millı Eğitim Vakfı'nca
hseler arasında duzenlenen
yanşmada Antalya Metin
Nuran Çakalhklı Anadolu
Lisesfnden Hanka Esra
Oskay ikıncı, İstanbul
Kadıköy Anadolu Meslek
Lisesi'nden Dılek Şengül
üçüncü oldu.
Uzmanlar aşın kilolu olmanın bir hastalık olduğuna dikkat çekti
ismanhk kahtnnsalİstanbul Haber Servisi - Türkiye
Endokrinoloji ve Metabolizma
Derneği Obezıte ve Lipıd
Metabolizması Çalışma Grubu
Başkanı Prof. Dr. Üstün
Korugan, şişmanlığin ınsan
ömrünü kısaltan bır hastalık
oiduğunu söyledı. Normal
kilosunun üstündek] her insanın
şişman olarak kabul
edilemeyeceğıni belirten
Korugan. "Şişmanlığın
belirienmesi için kiloyu boyun
karesine bölmek gerekiyor.
Çıkan sonuç 19-26 arasındaysa
normal, 30'a kadar kilolu, 30'ün
üstündeyse şişman olarak kabul
edilir" dedı. Korugan,
şişmanlıkta genetık ve çevresel
faktörlenn etkili olduğunu
söyledi.
Knoll Alman Ilaç tarafından
duzenlenen
u
Obezite"(şişmanlık) konulu
• Şişmanlıkta çevre ve genetik faktörün
rol oynadığını ifade eden uzmanlar,
şişmanlığın belirienmesi için kiloyu boyun
karesine bölmek gerektiğini söylüyorlar.
Çıkan sonuç 19-26 arasındaysa normal.
30'a kadar kilolu, 30'ün üstündeyse
şişman olarak kabul ediliyor
toplantı, Divan Oteli'nde
yapıldı. Prof. Üstün Korugan,
bedendeki yağ kitlesı arttıkça
ölümlenn de arttığını söyledi.
Hava karardıkça
oburUşıyoriar
Şişman insanlann hava
karardıkça ve soğudukça daha
da oburlaştığını belirten
Korugan, kilo artışının neden
olduğu hastahklan şöyle
sıraladı:
"Şeker, kan basmcı arbşı, inme,
kan yağlan dengesinin
bozulması, koroner kalp
hastahğı, safra taşlan, kanser,
nefes darhğs, uyku bozukluğu,
kadında hormonal bozukluklar,
rüylenme arOşu gebelikte düşük,
yüksek tansîyon. eklem
hastaüklan ve psişik depresyon."
Yüzde 10 gibi bir kilo kaybıyla
kazanılan yararlan ise şöyle
sıraladı:
"Ölüm yüzde 20, şeker yüzde 30,
kanser yüzde 40, şişman şeker
hastalannda yüksek aclık kan
şekeri yüzde 50, kan yağlan
vüzde 20 azalır."
Şişmanlıkta çevTesel ve genetik
faktörlerin etkili olduğunu ifade
eden Prof. Korugan, tedavi
prensıplennı "Uygun beslenme,
egzersiz ve ilaç" olarak sıraladı.
Tedavının uzman hekım
kontrolü altında yapılmasının
önemine dikkat çeken Üstün
Korugan, şöyle devam ettı:
"15 günde 5 kilo veren diyetler
kabul edilemez. Kolay olmasa da
insanlann alışkanlıklannı
degiştirmek gerekiyor. Kişinin
günlük kalorisinin 600 kalori
altında yeter miktarda yağ ve
karbonhidrat içeren bir diyet
olmalı. Buna egzersiz eklenmelL
Egzersiz haftada 3 gün 20'şer
dakika olarak başlayıp zamanla
artünlmalı. Genetik faktör
baslansa hekim kontrolünde
iştab kesici ilaçlar kullanılmah.
Patates, kesme ve toz şeker, beyaz
un, pirinç, nıuz. üzüm, bağdat
hurması ve kavun, uzak
durulması gereken gıdalar."
1^ Nobel ödüllerini kaza-
n a n | a r a < ödülleri İsveç'in
başkentiStockholm'deduzenlenen törenle ><erildi Bu
yıl Nobel kazananlarfYanda, ayaktakiler, soldan)
Horst L. Stoermer ve Robert B. Laughlin (fızik):
Amartya Sen (ekonomi); John A. Pople(kinrva); Fe-
rid Murad (rıp). (Oturanlar, soldan) Louis J. Ignar-
ro (üp); Daniel C. Tsui (fîzik); Jose Saramago (ede-
bivat) ve Robert F. Furchgott (tıp) toplu halde. 1998
Nobel Banş Ödülü'nü alan İrlandalı politikacılar
John Hume (üstte sagda) \e David Trimbie, ödül tö-
reninde. Nobel Kim\a ()dülü'nü kazanan Walter
Kohn'a ödülü gelecek >ıl verilecek. (Fotoğraf: AP)
Sagjıklı bebek için bir damla kan
Çocuğun zihinsel engelli olmasına yol açan 'Fenilketonüri' doğumda belirleniyor
FİGENAmLAY
Anne-babalar. bebeğınız doğdu-
ğunda topugundan kan örneğı alı-
nıp alınmadığmı mutlaka sorun. Bu
bir damla kan onun zihinsel engel-
li olmasına yol açabılecek "FenBke-
tonüri" hastası olup olmadığını or-
taya çıkaracak. Hastaysa, erken ta-
nj konulduğu için özel diyetle tama-
men sağlığma kavuşacak. Kan alın-
mazsa tedavi için çok geç kahnmış
olacak.
istanbul Üniversıtesi istanbul Tıp
Fakültesı Çocuk Sağlığı ve Hasta-
hklan Anabılım Dalı Beslenme ve
Metabolizma Bilım Dalı ögretım
elemanı uzman doktor Giilden Hü-
ner'in \erdiğı bilgilere göre Fenıl-
ketonün. (PKU) aıleden geçen ka-
lıtsal bır hasfalık. Bu hastalık bir
enzım eksikliği sonucu ortaya çıkı-
yor. Bebek tamamen normal doğu-
yor, ancak beslenme>
r
e başlajmca be-
sinlenn ıçındeki fenilalanin adlı
madde parçalanamıyor, kanda yük-
selip çocuğun gelışmekte olan bey-
nıni harap ediyor. Bu da bebeğın zi-
hinsel engelli olmasına yol açıyor.
tIk aylarda belirtiler anne-babalar ta-
rafından fark edılmiyor. Ailelenn
dikkatini çekecek düzeyde belırtı-
ler başladığında ıse tedavi için geç
kahnmış oluyor. Ancak erken tanı
konursa, bebek tedavi edilerek sağ-
lığına kavuşabılıyor
Bütün dünyada, yenı doğan bebek-
ler, topuklanndan bır damla kan alı-
narak ınceleniyor ve hastahk sapta-
nırsa, hasta bebeğe ulaşılarak teda-
%n edılmeye başlaruyor. Bu sağlık hiz-
metı, Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk
Sağlığı \e Aıle Planlaması Genel
Müdüriüğü Yenıdogan Fenilketo-
nüri Tarama Programı çerçevesin-
de, Fenılketonünlı Çocuklan Tara-
ma \ e Koruma Derneği 'nin deste-
ğiyle Hacettepe, İstanbul ve Dokuz
Eylül tıp fakülteleri tarafından uy-
gularuyor.
Ülkemızde doğum hizmeti veren
tüm sağlık kuruluşlannda bebekler
taburcu olmadan hemen önce to-
puktan özel fıltre kâğıdına kan alı-
Erken tanı çok önemli
Bebeklikte tanı konulmayan. dolayısıyla tedavi edilmeyen çocuk-
larda, beiirtilerin her zaman aynı olmadığını belirten Dr. Hüner, şun-
lan söyledi: "Her çocukta belirtiler farklı olabüiyor. Motor gdişimin-
de. nhinsel gelişimde davranışlarda bozukluk çıkabüryor. Oğrenme
güclüğü, hiperaktivite. konsantrasyon bozukluğu gözlemlenebiliyor.
Anne-baba dikkarliyse bebekteki değişikliği dördüncü avda fark ediks
bilhor. Ama genellilde 12. ayda fark edilivor. İdeali bebek iiç haftalık-
kea tedaviye bajJanıak. Geç kaiınırsa beyinde hasar kaiabiliyor.''
narak bu merkezlere göndenlmesı
gerekiyor. Ancak tarama oranı he-
nüz yüzde 70'lerde. Dr. Hüner,
1997'de kayıtlı olarak doğan 130
bin bebekten 100 bınınin taraması
yapıldığına dikkat çekerek şunlan
söyledı:
" Halen yenı doğan bebeklerde
tarama oranı yüzde 70. Arnaç yüz-
de 100'e ulaşmak. Özel hastaneler-
den, SSK hastaneleruıden düzenü
olarak kan ömekleri geliyor, ama
de\ k?t hastanelerindeoranyüzde 50.
E\ doğumlanna. adresi olmayanla-
ra ulaşmak zor. Tarama sonucu ta-
kibi gereken bebek oram 2500'de
bir. Yurtdısında on binde bir. Bizde
akraba evliUginin > aygın olması ne-
denh le oran > üksek. ideali. kan ör-
neğinin doğumdan üç gün sonra
aunmasıdu-. Kan örneği doğumdan
sonraki ilk 24saattealınmışsa bunun
yinelenmesigerekir.Ancakülkemiz-
de yeni doğan bebek ve anneler, ge-
nellikle 24 saat sonra taburcu edüi-
vor" dedı.
1 1 A r a l ı k D ü n y a A s t ı m C i i n i i
'Düzenli tedavi riski düşürür'
e-posta : tan (a prizma. net tr
İstanbulHaberServisi- Ye
dikule Göğüs Hastalıklan Has
tanesı Klimk Şefi ve Toraki
Derneği istanbul Şubesi Yö-
netim Kurulu Üyesı Doç. Dr
Güngör Çamsan, astımın sık
rastlanan bır hastalık olduğu-
nu ve Türkıye'de astıma yaka-
lanma oranının yetışkinlerde
yüzde 2-4, çoculdarda yüzde
5-6 olduğunu söyledı. Çamsa-
n. "As&mmgöriifanesıkhğı yrf-
dan >ila arüyor" dedı.
"llArabk'DüınaAsumGü-
nü" nedeniyle Yedıkule Göğüs
Hastalıklan Hastanesi'nde top-
lantı düzenlendı. Dr. Güngör
Çamsan, astımın "kabom ve
çevreselfaktörlerle'' ortaya çı-
İcan bir solunum yolu hastalı-
ğı olduğunu belirttı. Çamsan,
"Yeterli önlemlerve koruyucu
tedavi ile asümlı hastalar nor-
mal hayanannı sürdüreDüirter"
dedı Çamsan. "Astım hasta-
lannın bulunduğu ortamlarda
sigara içilmemelidir. Bu ne-
denle Sigara Yasası kesinlikle
uygulanmab" dıye konuştu.
Cerrahpaşa Tıp Falcültesi
Göğüs Hastalıklan Anab'lim
Dalı Öğretim Üyesi Dr. Ahmet
Rasim Küçükusta ıse büyük
kentlerde yaşayan her 8 ço-
cuktan binnin astımlı olduğu-
nu belırtti.
SÖYLEŞİ ATTİLA İLHAN
Benzerlik Bu Kadar OlurL
A ndreySiniavskiy'i, hanginiz hatır-
r"\lar? Yürekli bir adamdı: 60'lı yılla-
nn, boğucu 'Soğuk Savaş' ortamın-
da, 'Hür Dünya' basınını allak bullak
etmışti. O tanhte Sovyet aydını, No-
menklatura 'düzenini' -eğer ona ya-
manmamış ıse-, ya sıyasete küserek
protesto ediyor; -eğeryürekli ise- 88CB
dışında, onu eleştiren yazılar yayımla-
yarak! Andrey Siniavskry, dostu ve
kader arkadaşı Yuli Daniel'le, işte bu
sonuncusunu yapmıştı. Sonuç, 'yurt-
dısında Sovyetler Birliği'ne haka-
retten, ilkine yedi yıl, ikincisine beş
yıl, hapis ve kamp sürgünü'! Bunun
ne manaya geldığını, meraklısı bilmez
mi?
Acaba haberiniz oldu mu? Andrey
Siniavskiy, Rusya'daki son başkanlık
seçımlen sırasında, aynı şeyi bir daha
yaptı: 'ecnebı' basına geçtiği biryazı-
da, Boris Yeltsin'Oin Rusya için ya-
pılabilecek tercihlerin en kötüsü oldu-
ğunu açıkladı. Bu kadarla kalsa, yine
iyi; onun arkasından, SSCB'nin son li-
deri Mihayıl Gorbaçof'un seçim kam-
panyasına katılıp, ona destek çıkıyor:
bilinmez kaç düzeyde, her bakımdan
anlam taşıyan, bir hareket!
Demek Andrey Siniavskiy, Gorba-
çofun 'Glasnosf (Açıklık) ve 'Perest-
roika' (Yeniden yapılanma) program-
lanyla; 'dondurulmuş' sosyalist ihti-
lâl ve inkılâbf, asıl amacına doğru, ya-
nı 'özgüriükçü' bir 'sosyalizm'e götür-
meyi amaçladığını; Boris Yeltsin'inse,
istediği kadar liberal ve demokrat ge-
çinsin. RusyaVı 'Sistem'esatan adam
olduğunu, anlamıştı;! Nasıl ki biz, Tür-
kiye'detekçıkaryolun, 'dondurvlmuş'
Anadolu Ihtilâl ve Inkılâbı'nı, son ne-
ticelenne kadar göturmek olduğunu;
Özal'ın 'Sistem'le. Güneydoğu'da
'federasyon hesaplanna' gırdığini, an-
lamış îsek!
'Yerli' değil, 'kozmopolit';
'ulusal' değil, 'komprador'!
Yeltsin, Rusya'yı nereye getirmiş?
Bilmediğimiz bir yere mi? Yooo,
biz neredeysek, oraya: Moshe Le-
win'in ve Claude Frioux'nun -ikisf de
'ecnebi'- gözlem ve tesprtlerinden, bu
açıkçaanlaşılıyor. Gezegenin ikinci 'sü-
per gücü', gelişmesi duraklamış bir
'çevre ülkesi' mertebesine indirilmiş-
tir! Kötü ve yanlış da olsa, bir sosya-
lizm tecrübesinden, geriye, yâni 'vah-
şi' liberalliğe dönüşün, sonucu bu; çı-
kışancak, yanyolda 'dondurvlup', 'to-
taliter' bir merkeziyetçi bürokrat/tek-
nokrat diktasına yozlaştınlmış, inkılâp
ve ihtilâli, nihai amacına, dolayısıyla
gerçek kimliğıne ulaştırmaktı.
İşte orada bir soru: Yeni Dünya Dü-
zeni çarkına kapılmış Rusya'yla, aynı
düzenin 'kurbanı' Türkiye arasındaki
benzerlik, hangı düzeyde meydana çı-
kıyor? Isterseniz, bir bakalım:
A/Onlarda 'açık', bizde 'gizli' hü-
küm süren 'oligarşi'; liberalliğin si-
hirli değneği dokununca, bürok-
rat/işadamı (mafioso)/siyasetçi'nin
oluşturduğu, o 'lânetii üçgene' dö-
nüşüyor; artk, 'devteti ve küttürü' on-
lar talan ediyorlar.
B/Onca emek ve alınteriyle kurul-
muş, kamu ekonomisinin 'kaleleri'
KİT'ler, her iki ülkede yerlerini, gör-
güsüz ve para oburu yeni 'holding-
lere' bırakmış ve bırakmaktadır, ki
sahipleri ya Nomenklatura'nın eski
gözdeleri ya da 'bürokrasi+burju-
vazi'nin dışında kalmışlardan Türk
Yeftsin'i Özal'ın ürettiği işadamlan-
dır.
C/ Bunlar, Çokuluslu şirketlerie
symbiosis (ortakyaşam) halinde ya-
şar, özelleştirme kanalıyla, ulusal
servetin küreselleştirilmesine ara-
cı olurlar. 'Yerli değil, Kozmopolit;
ulusal değil, komprador'durlar; 'ka-
ra' servetleri, daha ziyade, Ameri-
kan, Alman ya da Isviçre bankala-
nnda mahfuzdur.
D/ Ülkelerinde, styaseti, artk ec-
nebiyle özdeşleşmiş çıkarlan için
araç sayar; bu aracı kullanırken de,
ne muhafazakâr (ümmetci) ahlâkı ts-
nır, ne de lâik (burjuva) ahlâka ku-
lak asarlar.
Peki, ya kültür ve sanat çevreleri di-
yeceksiniz?
Ne Moskova'da
hoşnuttular, ne Istanbul'da...
Nasıl Rusya'da, Stalin/Brejnef dö-
nemi, 'ilericilik' kisvesı attında, Jda-
nof/Beria sultasının 'eyyamcı' kültür
politikalan geçerli olmuşsa; Türkiye'de
de, Inönü/Bayar döneminde, -ki, ilk
'Tek Parti Diktası'dır. ikincisi. 'Soğuk
Savaş Diktası'- aynı sanat dışı bas-
kılann etkisiyle, aynı 'eyyamcı' politı-
kalar geçerli olmuştur Kültürve sanat,
ya iktidann davuluna oynamak zorun-
dadır ya da siyaset dışı kalmak! Onla-
n, gördük; bizde, 'Garip Harekeri/Bi-
rinci Yeni', Inönü yandaşı "yenilıkçi' idi;
'İkinci Yeni Hareketi' ise, 'Soğuk Sa-
vaş Diktası' döneminin, 'apolrbque'
yansıması! Aydınlar ve sanatçılar, ne
Moskova'da hoşnuttular, ne Istan-
bul'da: kulpunu bulan, kapağı Bat ül-
kelerine atıyordu.
Yeni Dünya Düzeni, estetik düzey-
de yânı post/modernizm, her iki ül-
kede nereye varmış, bakar mısınız?
Aynı çıkmaza:"... elini ayağını tama-
mıyta toplumdan çekmiş yaratcı in-
telligentsia -yani sanatçı aydınlar-
vicdan azaplarını, mutlak bir kö-
tümserliğin egemen olduğu eser-
lerine döküyoriar ki, gerekte bu eser-
lerde, ülkenin şimdi içinde yaşadı-
ğı gerçek, insandan ümidini mut-
lak olarak kesmiş bir dünya görü-
şünü anlatmak için, bahane olarak
kullanılıyor..." (Claude Frioux)
Evet! Sınrfsal tabandan yoksun, 'to-
talüer' bürokrasi diktalan, gizli yadaaçık
oligarşiler; her iki ülkeye de pek yara-
mıyordu ama; her ikisine de, ne de ol-
sa uluslararası arenada birer 'idmlik'ver-
miş; iyi kötü bir itibar kazandırmıştı;
oysa 'vahşi' liberalliğin, siyasette, eko-
nomide ve kültürde, aslında ikisi de
köklü ve güçlü bu ülkeleri, düpedüz
'kimliksizleştirdiği'; uluslararası arena-
da, ıtilir kakılır ve sıradan ülkeler dere-
kesine düşürdüğü açıkça görülmekte-
dir. Ikisini de, 'Asya'lı ve 'barbar
1
ad-
deden, ünlü Ingiliz siyasetçisi Glads-
tone, bu vaziyeti görseydi, kim bilir ne
kadar memnun olurdu!
'Kendi Avrasya'lannı
oluşturmalı...
Washington'ın 'Avrasya Projek-
siyonu', biliyorsunuz Kafkas-
ya/Ort Asya/Ortadoğu petrol bölge-
sinde, dizginlennı elinde tuttuğu iki ana
ülkeyi (Türkiye ve Rusya) 'kullana-
rak', hem bu stratejik alana egemen ol-
mak hem de 'Avrasya Gücünü', -
Uzakdoğu'da Asya Kaplanlan'na,
Batı'da Avrupa Birliği'ne karşı-, bel-
ki biraz 'denge', fakat daha çok 'şan-
taj' ve 'tehdif diye öne sürüp, duru-
munu sağlama almaktır. Neresinden
bakılırsa bakılsın, bu tasanm, iki Avras-
ya (Turan) ülkesinin hem aleyhinedir
hem de zararına! Zaranndan geçtim,
son derece haysiyet kıncı, be!
Bunu ne Türkiye hak etmiştir, ne de
Rusya! Ötekı Avrasya ülkelerini de
aralanna alarak; el ele verip, 'kendi' Av-
rasya Projeksiyonlarını'nı oluştur-
malı; siyasi düzeyde bunu, gerçekleş-
tirme sürecine sokmanın, yollannı ara-
malıdırfar.
http^/ www. prizma.net tr/ AILHAN
httpy/www.eda.tr/-
bilgiyay/yazar/ailhan.htlm