18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Ya>ın Yönetmenr Orhan Erinç 9 Genel Yayın Koordjnatörü Hikmet Çetinkaya # Yazıışlerı Müclüru. Ibrahim Yıldız '• SorumJu Müdûr Fikret llkiz # Haber Merkezı Müduru Hakan Kara 0 Görsel Yonecmen Fikret Eser Istıhbarat: Cengiz Yıldırım • Kültür: Handan Şenköken # Spor: Abdfllkadir Yüeelman # Makaleler. Sami Karaören # Düzeltme: Abdullah Yazıcı • Fotoöraf. Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge Edibe Buğra # Yurt Haberleri: Mehmet Faraç Ya>ın Kurulu: llhan Selçuk (Başkan). Orhaa Erinç, Oktay Kurtfaöke, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, Ergun Balcı. Ibrahim Yıidız. Orhan Bursalı. MusUfa Balbay. Hakan Kara. Ankara Temsılcısı. Mustafa Balbay Atatürk BuKarı No- 125, Kat-4, Bakanlıkiar-Ankara Tel 4195020(7 hat), Faks: 4195027 •IzmırTemsılcısı: SerdarKıak, H.ZiyaBlv. 1352 S. 23 Tel 4411220, Faks. 4419117 # Adana Temsılcısı Çetin Yiğenoğlu, tnönüCd. 119 S No.l Kat.I.TeI-363 12 11, Faks: 363 12 15 Mûessese Mudüru Üstüo Akmeo # Koordmatör Ahmet Konıhan • Muha- sebe Büknt Yener • Idare Hüseyin Gürer •Ulctme Önder Çdik • Bıip- tşlem Nail tnal • Bılgısayar Sıstem Mflrüvtt ÇlertSaOş FazOetKna MEDYA C: • Yonetım Kuı Başkanı - Genel Mudur Gfil Erduran • Koordınatör R< Işıtman • GCIKI MudûrYaniıını SevdaÇoban Tel 514 07 5 5139580-513846O«l,Faks 513» Ya>ımla\aD \e Basan: Yem Gun Haber Aıansı. Basın \e Yaymcılık A Ş Turkocai! t'ad 39 4) CagaJoglu 34334 Ist'PK 246 Istanbul Tel (0 212)512 Ü5 05 (20 hal) Faks (0 212) 513 85 95 6EKIM 1998 tmsak:5.32 Güneş: 6.58 Öğk: 13.00 Ikindi: 16.11 Akşam: 18.47 Yatsı: 20.07 Versace modası • Haber Merkezi - Milano'da süren moda gösterilerinde Gianni Versace'nin kız kardeşi Donatella Versace yenı kreasyonunu tanıttı Siyah renkteki gece elbisesinde göğüs dekoltesi oldukça cesurdu. ADD'den eğitime katkı • TRABZON (Cumhuriyet) - Atatürkçü Düşünce Derneği Sürmene Şubesi 8 yıllık eğitime katkı için gece düzenledi. Gecede konuşan dernek başkanı Ertan Malkoç, toplanan 750 milyon lira ile köy okullanndaki 500 öğrenciye kitap. defter ve diğer araç gereç yardımı yapılacağını söyledi. Alman turistler azaldı • ANKARA (ANKA)- Türkiye'yı zıyaret eden turistler içinde en büyük grubu oluşturan ve adeta Türk turizminin sigortası olarak görülen Almanlar, bu vıI Türkiye'ye daha az geldıler. Alman turistlerin sayısı bu yıl yüzde 10.4 gerileyerek 1 milyon 393 bin 584 kışiye düştü. Geçen yılın eş döneminde 1 milyon 555 bin 861 Alman Türkiye'yi ziyaret etmişti. Almanlann toplam turist sayısında geçen yılın ilk sekiz ayı itibanyla yüzde 24 olan payı, bu yılın aynı döneminde yüzde 21'e geriledi. Orman mülkiyet sorunları • Haber Merkezi - Orman Genel Müdürlüğü ile Karadeniz Teknık Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesı'nce düzenlenen "Doğu Karadeniz Bölgesi'nde Orman Mülkiyet Sorunlan Sempozyumu'", 8-10 Ekim tarihlen arasında Trabzon'da yapılacak. Orman Genel Müdürlüğü \e çeşitli üniversitelerden bilim adamlannın katılacağı sempozyumda. Dogu Karadeniz Bölgesı'nin orman ve mülkıyet sorunlan geniş bir biçimde ele alınacak. Bursa'da deprem • BURSA (Cumhuriyet) - Bursa'da dün sabah karşı hafif şiddette yer sarsıntısı meydana geldi. Kandilli Rasathanesi'nden yapılan açıklamaya göre saat 03.26'da meydana gelen ve merkez üssü Bursa'nın Gemlik ilçesi olduğu belirtilen 3.4 şiddetindeki yer sarsıntısında can ve mal kaybı olmadı. Errtre'deki kafatası • ANKARA (UBA)- Afrika boynuzundaki Eritre'de bulunan kafatası, insanhk tarihine ışık tutacak bulgulan da beraberinde getirdi. Alet kullanan modern ınsanın ilk temsilcilerinden "Homo Sapiens'e ait bir kafatası, iki diş ve bir leğen kemiği ile, aynı katmanda bulunan bazı aletler, kafatası ve dişler 1 milyon yıl öncesine kadar gidiyor. TÜBlTAK'ın yayın organı Bilim Teknik Dergisi'nde yer alan habere göre arkeologlar bu kafatasının sahibi olan insanın. alet kullanmayı ve avlanmayı bılen. 'Modern insanın ilk temsilcısi' olduğunu kaydediyorlar. Savaş, açlık, yoksulluk, hastalıklar nedeniyle bu yıl da Dünya Çocuk Günü buruk geçti Çoculdar barış istiyortstanbul Haber Servisi - Savaşlar, açlık, yoksulluk, ekolojık ve ekonomik dengesiz- likler. hastalıklar, felaketler... Hepsi. önce ço- cuklan vuruyor. Her v ıl ekım ayının ilk pa- zartesı günü kutlanan "Dünya Çoeuk Gö- nü". vaşanan ağır sorunlar nedeniyle yine 'buruk' kutlandı. UNICEF'in katkılanyla gerçekleştirilen ve dünyanın dört bir yanında kutlanan gün kapsamında. Öze! Eİcin Lısesi Ilkögretim Okulu öğrencileri bir bülten yayımlayarak büyüklerden beklentileruıı sıraladılar. Bü- yükleri temız ve bakımlı bir çevre içın du- yarlı olmaya çağıran çocuklar, hayvanlara gereken degenn venimesiru. ormanlann ya- kılmayıp ço|altılmasını. trafik kazalannın son bulmasını ve iyı öğretım sağlaranasını ıstediler. Öğrencileraynca büyüklerinden ba- nştan yana olmalan talebinde bulunarak sa- vaşlann son bulmasını dıledıler. Son 10yıldakı savaşlarda 2 milyondan çok çocuğun öldüğü, 4-5 milyon çocuğun sakat kaldığı, 5 milyon çocuğun da mülteci kamp- lannda olduğu belirtılıvor. UNICEF'in yayımladığı raporlara göre, yoksul durumdâki 40-50 ülkenin dünya top- lam geliri içindeki paylan yüzde 1-1.5 ara- sında. Bu dengesizlik nedeniyle, 600 mil- yon çocuk beslenmeyetersizlıği içinde. 1 mil- yar 300 milyon çocuk yoksulluk sınınnın al- tında ve sağlıklı ev ortamından uzakta ya- şıyor. Yaşlan 6-11 olan 130 milyon çocuk okula gidemezken 400 mılyonu temiz su • BM verilerine göre 1 milyar 300 milyon çocuk yoksulluk sınınnın altında yaşıyor. kullanma olanağından yoksun. BM'nin AIDS konusundaki ortak prog- ramı UNAIDS de dünya çocuklannın AIDS salgınmm artan tehdıdi altında olduğunu belirtiyor. UNAIDS tarafından yapılan ba- sın açıklamasında geçen yıl 500 binden faz- la bebeğe. doğumdan önce veya doğum sı- rasında ya da anne sütü alırken AIDS'e yol açan HIV virüsü bulaştığı kaydediliyor. Türkiye'de ise yüz binin üzerinde çocuk, sokaklarda yaşıyor. 3 milyon çalışan çocuk ise sokaklarda açlık, uyuşrurucu bağımlıh- ğı, cinsel istismar ve diğer tehlikelere ma- ruz kalarak yaşayan çocuklara oranla 'şans- Iı' sayılıyor. Sokak çocuklannın sayısı hız- lı göç, yoksulluk, aile içi şiddet ve istismar gibi nedenlerden dolayı artarken ülkemiz- de bu çocuklara yönelik çalışmalar yapan bir devlet kurumunun hâlâ olmaması, sivil toplum örgütlerini ellerindeki kısıtlı imkân- lan harekete geçirmeye ıtıyor. "Sokak ço- cuklan" için somut çalışmalar yapan kuru- luşlardan Türkiye Sokak Çocuklan Vakfı, kimsesız çocuklan korumakla yükümlü Sos- yal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kuru- mu'nu (SHÇEK) elindeki olanaklan değer- lendirememekle eleştinyor. Türkıye Sokak Çocuklan Vakfı Başkanı Cumhur Onur, Türkiye'de sokak çocuğu olmaya aday 1 milyon çocuk olduğunu, dev- letin sokakta yaşayan ve kimsesiz çocuklar konusunda mutlaka sivil toplum örgütleriy- le işbirlığı yapması gerektğıni söyledi. Onur, SHÇEK'in bugün ancak 23 bin çocuga ba- kabildiğini, oysa yine bu kurumun rakam- lanyla sokak çocuğu olmaya aday 1 milyon çocuk bulunduğunu kaydetti. Vakfin telefonnumarası: 0-212-259 89 91 Vakfin hesap numarası: Türkiye Sokak Ço- cuklan Vakfı Akbank Valideçeşme Şubesi 10060/01-2 Başbakan MesutYıtanaz'ın eşı Berna Yü- maz ise dün Bakırköy Beledıyesı tarafindan yaptınlan 'LmutÇocuklanllkAdını İstas- }onu"nu hızmete açtı. Yılmaz, "Buradaki gibihiçbirçocuksokakta kalmagn, bö>1e \v- valan olsun" dıleğinde bulundu. 'Karar verebilen insanlar yetiştirflıneK' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ODTÜ ögretım üyesi Prof. Dr. Ahmet tnam, cumhunyeti yeniden yorum- lamadan eğitimin ıyileştirılemeyeceğinı vurguladı. Cum- hurıyetı •biryaşamabiçimi' olarak algılayan ınsanlanngi- derek azaldığını söyleven Inam, "Cumhuriveti aktarabi- lecek bir egitim. bir eğitim cumhuriveti olmalı. Kendj ken- dine karar verebilen: betgelerin, bilgilerin ışığuıda öğren- dikleriv te değişebilen insanlar vetiştirilmeli'" dedı. Türkiye Eğitim Derneğı 'nce (TED) eğitimin sorunlan- na dikkat çekmek ve cumhunyeti yeniden anlamak ve an- latmak üzere "75. Yıluida Cumhurryet ve Eğitinıi' başlık- lı bir bilimsel toplantı düzenlendi. Toplantıda konuşan ODTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet tnam, cumhuriye- • ODTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet înam, cumhunyeti yeniden yorumlayarak diri tutmak gerektiğini vurguladı. tı yeniden yorumlayarak diri tutmak gerektiğini vurgula- dı. Cumhuriyetin bir yaşama biçimi, bir tutum, bir tavır olduğunu anlatan tnam. "Yazıkkicurahuriyetiyaşayajıin- sanlanmız arasında bu tavra sahip olanlar. karşıt görüşlü kişüere oranla sayıca azaimaktadır" dedı. Cumhunyetın başlangıçta taşıdığı coşkuyu yıtirdiğıni kaydeden Inam, "Cumhuriyet bir çıkıştır. varolma çabastdır" dedi. Cumhunyeti, yaşama biçimi olarak algılayan insan sa- yısı azaldıkça eğitimin de yozlaştığına işaret eden tnam, sorunlann günübirhk çözümlerle aşılmaya çahşılmasıru da eleştirdi. Toplumda köşeyi dönme ilkesinin yerleştiğini; pragmacılık, yararcılık anlayışımn kültüre egemen olma- ya başladığını vurgulayan tnam, eğitim politikalannın mutlaka gözden geçirilmesı gerektiğini söyledi. tnam, "Kola> yakınan. 'bız adam olmayız' görüşüyle beslenen cumhumet insaıu, devraküğ) mirası nasıl gekceğe taşıya- cak?" diye tepki gösterdi. Eğitimin içindeki insanlann; zamanı dünü, bugünü ve geçmişiyle üç boyutlu olarak yaşaması gerektiğini akta- ran Inam, Türkiye'de zamanın sadece 'şündide' yaşandı- ğına dikkat çektı. tnam, eğitimin 'cumhuriyeti' aktaracak şekilde kurgulanması gerektiğini vurguladı. *>.V.* frfl&S&a&ff &$fil Dünyaya 'merhaba* Kim der ki bir süre sonra vahşi birer ha>\ana dö- nüşecekkr™ Henüz bir a\ lık bile değiller™ Şaşkm ba- kışlanyla uysal birer kedivi andırıvorlar... Dünya Hayvanlan Koruma Günü'nü kutlamadan kısa bir süre önce lOEylürdeİsviçre'de dünyaya 'merhaba' dedi dört yavru aslan. Dünv a hav v anları nasıl koru- yacağını tartışırken, onlar hay vanat bahçesinde do- ğaıun ve insanlann vahşetinden nzak, konınarak bü- yüyecekler... (Fotoğraf: REUTERS) Türk dili panelî 'Özentisiz dil kullanılsın' GAZİANTEP(Cumhu- riyet) - Cumhuriyet'in 75. yılı etkinlikleri çerçevesin- de Gaziantep Üniversitesi Türk Dili Bölümü tarafın- dan düzenlenen 'Türk Di- linin Dünü Bugünü' konu- lu panelde konuşan öğretim göreviisi Nurel Taner, "Üç dilin birleşjminden meyda- na gelen Türkçe, Tanzi- mat'tan sonra Almanca, Fransızca ve tngilizcenin de kaülmasıyla bu kez 6 diün birleştiği bir dil dunımuna geldi" dedi. Taner. yabancı kelimele- rin kullanılması gerekse bi- le günümüze uyarlanması gerektiğini savundu. Taner, "Özentisiz bir dil kıülaıup, özentisiz yazma- mız gerekir. Bir kelimenin yabancı dillerdeki karşüığı- m kullanmak dilimiz içüı zenginlik değüdir" dedi. Dünya Öğretmenler Cünü kutland Eğitim-Sen 24 Kasım'ı protesto ettitstanbul Haber Servisi - Eğıtim-Sen'in tstanbul'daki 8 şube başkanı. "5 Ekinı Dün- ya ÖğretmenlerGünü" nede- niyle ll Mıllı Eğitim Müdü- rü Ömer Balıbey'i ziyaret ederek öğretmen ve eğitim hizmetlilerinin taleplerini içe- ren dilekçe verdiler. Eğitim-Sen şube başkan- lan, "5 Ekim Dünya Öğret- menler Günü" nedeniyle Ömer Balıbey'e verdikleri dilekçede özlük haklan ve maddi konulardaki sorunla- nnı ilettiler. Eğitim-Sen'li- ler aynca aday öğreönenle- rin eğitim programlannın dü- zenlenmesinde sendika görii- şünün alınmasını, sendika şubelerinin ilçelerdeki bina olanakJanndan yararlandınl- masını, danışma kurullan- nın işlevsel hale getiriimesı için eğıtim-öğretim yılı ba- şında ve sonunda toplanan kurul raporlanndan sendika- nın bilgilendirilmesini ve Uluslararası Çalışma Örgü- tü'nün (ILO) 87, 98 ve 151 sayılı sözleşmeleriyle ana- yasanın 53 ve 90. maddele- rine dayanılarak yaptıklan sendikal örgütlenmeye ılişkin okullarda pano ve işyeri tem- sılcilerı bulundurulmasına engel olan okul idarecileri hakkında yasal işlem yapıl- masını da ıstediler. Balıbey ise doğum yapan kadın öğretmenlere emzir- me odası sağlanması ve Eği- tim-Sen duyurulannın ıl mil- li eğitim müdürlüğünde ası- lacağı bir pano oluşturulma- sı konusunda çalışma yapa- caklannı söyledi. Balıbey, öğretmenlere indirimli seya- hat kartı verilmesi girişimiı de bulunmalanna karşm ti tanbul Büyükşehir Beled yesi 'nin bu taleplerine yan vermediğinı söyledi. Balı bey, öğretmenevleri yapıla cağını belirterek tstanbul' 600 sınıföğretmeni daha ata nacağını bildirdi. Balıbej Cumhuriyet muhabirini "tmam-hatip Bseterinde kılıl kryafet geuejgesinin uvgulan maması karşısında ne vapıl dtğı" yönündekı sorusu üze rine, türbanlı stajyer öğret menleri görevden almalann; karşın kadrolu öğretmenle hakkında yalnızca maaş ke sün ve uyan cezalan verebil diklerini söyledi. Eğitim-Sen'in yaptığı ba sm açıklamasında, 12 Eylü darbesinden sonra getiriler 24 Kasım'ı, Eğıtim-Sen'l öğretmenlerin kabul etme dikleri kaydedildi. Açıkla mada, *irtica bahaneshie ye nilenen" personel yasa tasa nsıyla iş güvenliklerinin or tadan kaldınlmasına izin ver meyecekleri belirtildi. Açık lamada, zorunlu din dersle ri ve Kuran kurslanna gö; yumularak irticanın engelle nemeyeceği de vurgulandı. Öte yandan Milli Eğitirr Bakanı Hikmet Uluğbay d; yayımladığı mesajda öğret menlerin 75 yıldır büyük biı özveriyle cumhuriyetin ema net edildiği kuşaklan yetiş tirdiğini söyledi. Uluğbay Atatürk'ün "Öğretmenler gelecek kuşaklar sizin ese riniz olacaktır" deyişi ilc milli eğitimin hedeflerini be- Iirleme görevini öğretmen- lere verdiğini söyledi. e-posta : tan (a prizma. net tr dingin bir uykuya daldı IŞIL ÖZGENTÜRK Geçen hafta her yaştan "yakm dost- ları" çok olan, her zaman genç bir ka- dın öldü. 16 yıldır kanserle savaşıyor- du. Daha doğrusu kanserle o, 16 yıl- dır bırlikte dans ediyorlardı. Sonunda müzik sustu ve dans bitti. Bu her zaman genç kadın, 1997'nin başında 16 yıl süren bu dansın tüm ay- nntılannı, sevinç ve hüznünü anlatan bir günce rutmaya başlamıştı. Amacı; insanlan ağlatmak değil, şu hayat de- diğimiz sonsuzluğun içinde, kendi çok özel 16 yılını anlatmaktı. Öyle de yap- h. Kanserli bir anneyle birlikte büyü- yen çocuklannı, kanserli bedeniyle ya- şadığı olağanüstü iki büyük aşkı, onu asla yalmz bırakmayan, her an gülme- ye hazır dostlannı, 16 yıl içinde geçir- diği ameliyatlan v e motosikletle yapı- lan bir düş yolculuğunu anlattı. Onun, güncesini yayımlamaya hiç ni- yeti yoktu. Ama dostlan bu kez onu din- lemediler ve günce, kitap olarak yayım- landı. O. "bir gökyüzü, motosiklet ve bistüri öyküsü"nde şöyle diyordu: "Ölüm duygusunu çok daha sonra yaşadım. İlk anlar şaşkınlı k içüıde geç- ti. Hele bir de benim gibi sorumluluk duvgusuabarOlmış'bınyscniz' başka- lannı düşünmek v ü/ünden. kendiiuze su^ çok geç geliyor. Bence olüm duy- gusu' ya da "ölüm korkusu' ile karşı- laşmak, kendinle baş başa-yalnız kal- maya başladığm ilk an oluyor. Yaşa- dıklann bir film ol- maktan çılayor vv ger- çeğe dönüşüyor. ' Ölüm' bir tokât gibi suratuıda patlıyor ve kendine geliyorsun. 'Ölüm'ün yarartığı panikle, hastabkla arandaki bağı artık görüyorsun \etüm in- sanca duygular açığa çıkıyor. Kendine acı- yorsun, pişmanlık du- yuyorsun, çaresiz ka- fayorsun, korkuyorsun ve ağüyorsun. Buniar o kadargerçek duv gu- lar ve o kadar voğun, o kadar içten yaşanı- yorlar, "ölüm' deneno suııra o kadar yaklaş- nktan sonra,insanıöy- le bir başka yere firia- üyorlar ki, işte, gerçeğin öbür yüzüyle karşı karşıya geliyorsun. O güne kadar hiç düşünmediğin şeyler sanki beynin- den dökülüvor. Buniar. birçok insan- dan farklı vaşadığm bir gerçeğin tam göbeğine birdenbireduşmekten kaynak- lanıyor. Sanki önünde bugüne kadar görmediğin başka bir dünya açılıyor, sanki'üçüncügöz' denilenyenibirgö- zün oluyor. Bu yüzden, >aşadıklanma nep' şükran' duymuşumdur. Bugünkü 'ben'de bunlann önemli payı var. ... Nerede kalmıştık? Takside oturu- yorum, elimde küçük bir şişe, şişemin içinde biri büyükçe, ikisi küçük üç kit- le. Kendisine daha önce neden bu ka- dar yakmdan bakmayı akıl edemedi- ğinıi düşünüyorum. Oysa bu hücreler yabana anlmayacak şeylerdi. Asunda çok zeki ve anarşLsftiler. Dalak hücre- si, yanındaki dalak hücresiyle, kalp hücresi kalp hücresiyle, damar hücre- si damar hücresiyle uvum içindedir. Böylece de işler yolunda gider. Ama kanser hücresi vücuda yeni bir anlayış getirivor. Bu hücreler bulunduklan ye- ri pek önemsemiyor- lar. Dalakmış,böbrek- miş, pankreasmış, varsm kendikurah dî- şma çıkmayı bir kez bfleakıl etmesia Kan- ser hücresi farklı! Pankreastatseonauy- mujor, bağırsakta ise ona uymuyor, çünkü onun kendi kurallan var. Evet eser anarşist ama kendi içinde uyumlu. Çünkü o her- hangi bir organ hüc- resi değil, o kanser hücresi Uyıunsuzluk işte buradan kaynak- lanıyor. Onu, bulun- duğu yere uyum gös- teremediği için suçlu- yorlar ama o, zaten oraya ait değiL Her- hangi bir organ hücresi, bulunduğu organın hücreleriyle uyumlu yaşarken çoğahnalan da uyumlu olur. DeU gibi çoğalıp üç dalakh olnıuvoruz. Nasıl ya- pıyorlarsa sayıyı ayarhyorlar. Gel gele- lim bizimkikre... Hani, ya hiç sopa ye- memişler ya da sayı sa> masını bilme- yenler var ya, işte o sülaleden gelijor- lar. Bir çoğabna tutkusu ki. sorma git- sin. Yahu bu organ, bu beden. bu ka- dar hücreyi bakalım kaldırabilir mi? Düşünen kim? Bu güvensizUknereden geliyor (ay pardon bu psikoloji alanı- na giriyor, belki Freud'yen bir açıkla- ması vardır). Bir ezikliği çoğalarak ka- patmak mı istiyor? tste buradan son- rasını henüz çözemedim. Çünkü ken- disi son derece güzeL, zeki kendi için- de uyumlu,anarşist (bu tarafi beniçok etkiliyor), ama öyle mannksız ve çıl- gmca çoğahyor kisonunda kendini yok ediyor. Zoriayacağın her şeyin bir sını- n vardır, her şeyin bir kapasitesi, isti- ab haddi vardır; bu sının aştm mı' bü- yük patlama'. Tabii kendisiyle birlikte bulunduğu bedeni de yok ediyor. İşte kendisineyakıştıramadığım 'son' bu. Ama bu.benim insan akhmla vardıgım sonuç, onun gibi düşünmeyi henüz hiç- birimiz bilmhoruz. Kanseri anlatan cilt cilt kitaplar ya- zan hocalar. bunlan okuyunca neler düşünecekler acaba? Amfide ögrenci- lere kanseri böyle anlatabUme nrsaüm olsaydı, hem öğrencilerin hem de ho- calann suratlan ne hal alırdı? Bu yaz- dıklannun bilimsel olarak doğnı olup olmadığını bilmiyorutn. buniar benim duvgularun ve düşüncelerim; ama yi- ne de kanseri bir ders konusu değil de, tanıdık biri haline getirivor. Bunlan ona âşıkolun diye değil, tanımanız için anlartım. Çünkü o var ve böyie yaşa- nıyor." O, her yaştan yakın dostlan çok olan genç kadın güncesinde 16 yıllık part- neri kanseri böyle anlatmış. Bir aşk gibi, bir tutku gibi... Ama artık müzik çalmıyor ve dans bitti. Geriye adı Makbel olan bu genç kadından bir kitap, iki yetişkin çocuk ve yüzlerce dost öyküsü kaldı. Makbel, dingin bir uykuya daldı. isoz50(g hotmail.com Uluslararası Frankftırt Kitap Fuarı açıhyor METİNGÜR FRANKFURT - Ünlı Uluslararası Frankfurt Ki- tap Fuan 50. kez yazılı \t görüntülü dünya medyası- na kapılannı açıyor. Yaym- cılar, yazarlar, sanatçılar okurlar, 7-12 Ekim tarih- leri arasında yeni yayınla- nnı tanıtacaklar, edebiyatır evrenselleşmesi doğrultu- sunda ilişkiler kuracakJar yayın dünyasındaki yen gelişmeleri sergileyecek- ler, tanıyacaklar. tkinci Dünya Sava- şı'ndan sonra Uluslararas Frankfurt Fuan'nin süre- ğenlik içinde yanm yüzyı- la girdiğini belirten fûaı yetkililerinden edinilen bil- gilere göre 9.500 yayıne- vinin katılacağı fuard; 300.000 yeni kitap tanıtıla- cak. Fuar süresince yakla- şık yanm milyon ziyaretçi- nin fuan gezeceği bekleni yor. Geleneksel olarak heı yıl fuar yönetimince belir- İenen fuann konuk ülkesi bı yıl, tsviçre. Türkiye'nin kaülımı Türkiye, 1989'dan ber Kültür Bakaniığı'mn dü zenlemesı altında Ulusla- rarası Frankfurt Kitap Fu- an 'na katılıyor. Bakanlık Yayınlar Daire- si Başkanlığı'na göre fuar- da, 80 yayınevinin yayım- ladığı kitaplar Kültür Ba- kanlığı'nın standında tanı tılacak. Diyanet Vakfi'nır fuara katılacağı ve fuanr dini yayınlar bölümündt yaymlannı sergileyeceğ öğrenildi. 40 yıldır Almanya'da ya- şayan, çevirilerle birlikfc yaklaşık 50 kitabı bulunar yazar-gazeteci Yüksel Pa- zarkaya, 50. Uluslararas Frankfurt Kitap Fuan'n gazetemiz için değerlendir- di. Pazarkaya, "Türki>e'de Id yaynncıhk sanayB Abnan- ya ile karşüaştırılaınaz. Al manya'daki vvrieşik vayım- cılık Türkiye'de yok. AJ- mam-a'daki gibidağmm ağ da Türkiye 'deyok. Alman- ya'daki kitapçılık, Türki ye'debirkaçşehirdekibirik kitapçı dışında göriiimüyor Almanya'da kitapçı ağı ka- sabalara, köyiere kadar gir miştir"dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle