15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4OCAK1998PAZAR PAZAR KONUGU AB 'nin Dönem Başkanı îngiltere 'nin Ankara Büyükelçisi DavidLogan la Kıbns veAvrupa 'nın tutumunu konuştuk 'Dünya Rumlan devlet olarak tanıyor'SUNUŞ Avrupa Birliği, Doğu ve Orta Avrupa ile tarihi birleşmesini gerçekleştirdiği 13 Aralık 1997 Lüksemburg zirvesinde, 34 yıllık ortağı Türkiye'ye adaylık statüsü vermedi. A\Tupa kapısını ise kimi kabul edilemez koşullan yerine getirmesi karşılığında aralık bıraktı. AB bu karan ile 21. yüzyıl Avrupası'nm sımrlannı. Kıbns Rum kesimi ve 10 eski Doğu Bloku ülkesini alacak biçimde çizdi. Türkiye tepki olarak AB ile siyasi ilişkileri askıya aldı. Lüksemburg zirvesi, Kıbns Türk toplumunu herhangi bir azınlığa indirgeyen ve Rum kesiminin adanın tek temsilcisi olduğunu teyit eden karan ile de Doğu Akdeniz'in bu stratejik adasında bir çözüm için belki de kapılann tamamen kapanmasına katkıda bulundu. Şimdi tüm gözler; AB'nin 1 Ocak'tan itibaren 6 ay süreyle dönem başkanhğını üstlenen. Türkiye ve Yunanistan ile birlikte Kıbns'ın garantörü olan tngiltere'de. ABD'ye yakın politikalar izleyen İngiltere'nin, Türkiye'nin birlik ile kestiği ilişkileri yeniden başlatmak için izleyeceği yöntem merak konusu. Garantör ülke sıfatıyla İngiltere'nin, AB'nin çıkmaza sokruğu Kıbns sorununun çözümü konusundaki yaklaşımı ise Ankara'ya umut vermiyor. Adadaki egemen üsleri aracılığıyla NATO'nun Akdeniz'deki gözü kulağı konumundaki İngiltere'nin Rum yanhsı politikalar izlediği biliniyor. AB'nin dönem başkanı İngiltere'nin Türkiye Büyükelçisi David Logan ile Londra'nın izleyeceği strateji ve Kıbns'ı konuştuk. SÖYLEŞİ LALE SARIİBRAHİMOĞLU Dönem başkanı olarak Türkiye ve AB arasında, Ankara tarafından kesilen siyasi iliş- kileri düzeltme yolunda sihirli bir formülünüz LOGAN - Türkiye ve AB olarak aranuzda cid- di bir algılama ve bakış açısı sorunu var. Lüksem- burg zirvesi sonuçlannı farklı anlıyoruz ve bu yanîiş algılama aramızda bir endişe konusu ol- malı. Bu nasü aşûabilir? LOGAN - Sihirli bir formülüm yok. Türk hükümetyetkilileri AB'nin lük- semburg zirvesinde aldığı kararlar ile Türki- ye 'yi aldattığını belirtiyorlar? LOGAN - Türk hükümet yetkililerinin açıkla- malan üzerine yorum yapmam. Genel olarak Lüksemburg zirve sonuçlannı da mükemmel olarak nitelendirmiyorum. Ancak bu zirveler 6 ayda bir yapılıyor ve tarihi yenilgi ve zaferlerin ılan edildiği Viyana Kongresi benzeri bir zirve değil. Aynca bu zirve toplantılannda herülke is- tediğini elde edemiyor. Yani bir ülkenin her şe- yi elde edip diğerinin hiçbir şey elde etmediği bir zero-sum oyunu değil. Dolayısıyla "Biz kandı- nldık" yaklaşımı Lüksemburg zirvesinin niteli- ğinı yanlış anlamadan kaynaklanır. Türkiye oyu- na getinldiğı duygusuna kapılmamahdır. ^ ^ ^ " Sizce Türkiye 'yi tatmin etmekten uzak sonuçlan değertendirildiğinde, Başbakan Me- sut Yılmaz'ın dediğigibi Lüksemburg zirvesin- de Htristiyan kulübü taraftarları mı galip gel- di? LOGAN - Zirve sonuç bildîrisinin hiçbir ye- rinde AB'nin Hınstiyan kulübü olduğu yazmı- >or. Îngiltere'de yaklaşık 3 milyon Müslüman vaşıyor. Bunlann çoğu Ingiliz vatandaşı ve yö- netim içinde yer alıyorlar. İngiltere'nin AB'yi Hıristıyan kulübü olarak nitelendirmesi kendi Müslüman halkına ihanet anlamına gelir. Batı basınını da ızlediğinizde pek çok üye ülkenin zirve sonuçlanndan memnun olmadığı görüle- cektir. ••••1 Türkiye, birlik içinde öngörülen duru- munun düzeltilmesi için bir sonraki zirve toplan- tısının yapılacağı haziran ayına kadarsüre ver- dl Dönem başkanı olarak taraflar arasındaki bu tıkanıklığı aşmak için nasd bir politika izleye- ceksiniz? LOGAN - Biz Türkiye'nin tepkisini ciddiye alıyoruz. Ancak tngiltere olarak Lüksemburg zirvesi sonuçlannı Türkiye açısından ilerleme kaydedilmış sonuçlar olarak görüyoruz. Dönem başkanlığımız sırasında Lüksemburg zirvesinde Türkiye için gelıştirilen stratejileri temel alarak Avrupa ve Ankara arasında bir ilişki kurmaya ça- lışacağız. Tabii buna izin verilirse. Türkiye için adaylık statüsü verecek mısınız LOGAN - Türk basınında Türkiye'nin AB adaylığının reddedildiği yolunda yer alan haber- ler doğru değıldir. Lüksemburg sonuçlan Türki- ye ile işbırlıği öngörüyor. Ama Türk hükümeti 'İngiliz dönem başkanlığı ile konuşacak bir şeyi- miz yok' derse bunu üzüntüyle karşılanm. Îngil- tere olarak Türkiye'nin tam adaylığı için ortaya atılan koşullan diğer aday ülkeler gibi yerine ge- tirmesi halinde AB ile bütünleşme yolunda önü- nün açık olduguna inanıyoruz. ^ ^ ^ H Türkiye 'nin tam üyelik konusunun tar- tışılmayacağı Avrupa Konferansı 'na katüması için bile Ankara 'nın kabul edemeyeceği bir di- zi koşul ortaya attınız- Kapıları Türkiye'ye önemli ölçüde kapattınız. LOGAN- Türkiye'nin. kendisi için öngörülen ve tam üyelik yolunda geliştirilecek strateji için son derece zor ve katı olan Kopenhag knterleri- ni yerine getirmesi gerekiyor. Ve bunlar katılım müzakereleri iyin koşuldur. Ama Avrupa Konfe- ransı'na katılım için öngörülenler, altını çiziyo- rum koşul değil, ilkelerdir. •^HBI Bundan sonraki ilişkileri nasd görii- yorsunuz? Şimdi ne olacak? LOGAN - Bu sonıyu Türk hükümetine sorun. Türk hükümeti AB ile siyasi diyaloğu kesmek- le bırlıkte AB ile mevcut anlaşmalar çerçevesin- de işbirlığinin sürdürüleceğini belirtiyor. Bu açıklamayı Lüksemburg zirvesi sonuçlan ile mu- kayese ediniz. Zirvenin Türkiye'ye ilişkin bö- lümleri de Türkiye ile yapılan Ankara anlaşma- lan gibi mevcut anlaşmalar temelinde ilişkilerin geliştirilmesini öngörüyor. Ancak Türkiye ve AB arasındaki ilişkilerde bir belirsizlik olduğu kesin. Çünkü Türk hükümeti çok sert bir tepki göster- di. Avrupa Komisyonu'nun şimdi Türkiye için bir strateji geliştirme görevi olduğu anlaşılıyor. ^ ^ ^ " Cumhurbaşkanı DemireL Türkiye'nin SATO üyesi olarak sınırlan korurken görevini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, ama sofraya davet edilmediğini söyledt Buna ne diyeceksi- açısından büyük önem veriyoruz. Türkiye bizim dünyanm bir parçasıdır, Güneydoğu Avrupa'nın büyük ve önemli bir ülkesidir. Demokratik ve is- tikrarlı Türkiye bizim çıkanmızadır ve Anka- ra'nın Avrupa yönelimini sürdürmesi halinde en iyi hizmeti verecektir. Ama NATO üyesi her ül- ke aynı zamanda AB üyesi değildir. NATO üye- si bir ülkenin AB üyesi olması gerektiği gibi bir doğrudan bağlantı olduğunu zannetmiyorum. Bu nedenle Sayın Demirel'in sofraya Türkiye'nin çağnlmadığı eleştirisini anlayamayız. Türki- ye'nin NATO üyesi olarak oynadığı tarihi rol ve oynamaya devam edeceği rolde bir soru işareti yok. Bir trlandah (AB üyesi ama NATO üyesi de- ğil) olsam Türkiye'nin bu eleştirisini anlamakta zorluk çekerim. ^ ^ ^ H 1963 Ankara Anlasması ile Türkiye ye tam üyelik yolu açümadı mı? LOGAN - Lüksemburg kararlannın Türkiye bölümünü Türkiye'de insanlann ve de basının okumadığı anlaşılıyor. Bu okuma konusu Anka- ra Anlaşmasf nın okunmasına benziyor. Türk in- DAVİD LOGAN 54 yaşında olan David Logan, ilk büyükelçilik görevine 1997 Martı 'nda Îngiltere 'nin Ankara Büyükelçisi olarak başladı. Ankara 'ya gelmeden önce ABD ve Rusya dahil çeşitli ülkelerdeki büyükelçiliklerde müsteşarhk görevinde bulundu. 1965 yılında îstanbul ve Ankara daki tngiltere büyükelçilik ve konsolosluklarında görev yaptı. 32 yıllık bir aradan sonra yeniden Türkiye 'ye, bu kez büyükelçi olarak döndü. Pek çok Ingiliz diplomatı gibi Türkçeyi çok iyi biliyor. Judith Margaret Walton Cole ile evli olan büyükelçinin biri hz diğeri erkek iki çocuğu var. şuluk ilişkilerine saygı ve toprak sorunlannı La- hey Uluslararası Adalet Divanı'na gidilmesi de dahil, banşçıl yollarla çözümünden yana olma- dığını mı söylüyorsunuz? Burada belirli bir ko- nunun Lahey'e götürülmesinden bahsedilmiyor. Türkiye'nin Lahey'in yargı yetkisini tamamen tanımadığmı mı söylüyorsunuz? Avrupa Konfe- ransı'na davet edilen 11 ülke ve Türkiye'nin ya- nı sıra AB üyesi 15 ülkenin Avrupa Konferan- sı'na katılırken ortaya atılan ilkeleri kabul etmiş olması gerekiyor. Karar metninde istisnai olarak Lahey'in yargı yetkisinin tanınması taahhüdü yer almıyor. Bu önemli bir farkhlık. i^^^^B Türkiye, Lüksemburg kararlanna tep- ki olarak AB ile Kıbns konusunu da görüşme- yeceğini bildirdl Bu durumda AB dönem baş- kanhğını İngütere 'nin üstlenmesiyle birlikte bir- liğin Kıbrıs koordinatörlüğü görevini de üstle- nen Sir David Hannay 'in Türkiye 'yiyine de û- yaret etmesi bekleniyor mu? LOGAN -Türk hükümetinin açıklamasından Hannay'in Kıbns koordinatörü olarak Türki- ye'de memnunlukla karşılanmayacağını anlıyo- rum. Ancak Hannay'in gelmesini ümit ediyo- rum. Türk hükümetinin üç konuyu ele almama konusunda AB'ye getirdiği yasağı biliyorum. Lüksemburg zirvesi, Rumlar ile Kıb- ns 'm tanınan tek devleti olarak mart sonunda tam üyelik müzakerelerine başlanacağını kara- ra bağladı ve Türk toplumunu herhangi bir aun- lık olarak niteledi Diğer yandan Birleşmiş MU- letler, Kıbns Türk ve Rum toplumları ile eşit bi- rimler olarak müzakereleri sürdürüyor. Lük- semburg karan ile BM müzakerelerinde temel alınan ilkeler birbiriyle tamamiyle çelişiyor. Bu- nu nasü açıklayacaksuıız? LOGAN - Kıbns ile müzakerelere başlanaca- ğı konusunu yeni bir gelişme olarak görmenizi anlayamıyorum. 1995 yılında Kıbns (Rum kesi- mi) ile tam üyelik müzakerelerine başlanması karan alınmıştı. Binncisi, Kıbns'ın tam üyeliği- nin gerçekleşme noktasmda adadaki soruna çö- züm bulunması gerektiğinin altını çizeceğiz. tkincisi. tam üyelik müzakerelerinde her iki top- lumun katılımı olması gerekiyor. Rumlar ile ya- sorunlan bulunan bir ülkenin birliğe katılımını kabul etmemesi. nız LOGAN - Biz Türkiye'ye kendi çıkarlanmız sanı Ankara Anlaşması'nın 28. maddesinin Tür- kiye'ye tam üyelik hakkı verdiğini ve bunun bir zorunluluk olduğunu söylüyor. Bu tamamen saç- madır. 28. maddeyi İngiiizce ya da Fransızca, hangi dilde okursanız okuyun son derece açık- tır. ^ ^ ^ ^ * Yani Türkiye 'nin tam üyelik hakkı 28. madde ile garanti altında değil mi? LOGAN - Tabii ki değil. Sorun okuma ve yo- rumlamadan kaynaklanıyor. 28. madde tabii ki önemli. Türkiye'nin topluluğa katılımını (o za- manki adı birlik değil) olası kılıyor. Sofraya da- vet edilmediğıniz konusuna gelince. Lüksem- burg zirvesi sonuçlanna baktığınızda. ilk kez AB devlet ve hükümet başkanlan düzeyinde diğer tam üye adayı ülkeler ile aynı kriterleri yerine ge- tirmesi halinde Türkiye'nin tam üyeliğe ehil ol- duğu teyit ediliyor. Yine ilk kez Ankara'nın bir- liğe katılımı için strateji hazırlanmasına karar veriliyor. Dönem başkanlığımız sırasında Türki- ye için öngörülen Avrupa stratejisini geliştirece- ğiz. Lüksemburg Türkiye için gerçek bir ilerle- me oldu. 12 ay öncesine gittiğimizde başbakan- lık düzeyini bir kenara bırakın, dışişleri bakan- lan düzeyinde dahi Türkiye'nin tam üye adayı ül- keler ile aynı kriterler ile tam üyeliğe ehil oldu- ğu teyit edilmemışti. 12 ay önce Türkiye için bir Avrupa stratejısi dahi yoktu ve Avrupa Konferan- sı da öngörülmemişti. ^^^^m Türkiye 'nin tepkisi ağırlıklt olarak ge- tirilen koşullara? LOGAN - Türkiye'nin Lüksemburg kararlan- na tepkisi ve hayal kınklığının asıl nedeni -ki bunu da anhyorum- bu zirvede, birliğe tam üye yapılacak birinci dalga ülkeler ile ikinci dalga ya da kategorideki ülkelerin izlenecek katılım stra- tejilerinde birbirlerine çok yakınlaştınlmış ol- malandır. Zirve karannın ilk paragrafinı okudu- ğunuzda, iki ayn kategorideki tam üye adayı ül- kelerin birbirlerine çok yakınlaştınldıklan görü- lecektir. Türkiye'deki rahatsızlığın ve mutsuzlu- ğun temel nedeni de bu. AB'ye tam üyelik yo- lunda bir yanda 11 ülke (Rum kesimi ve 10 ül- ke) diğer yanda Türkiye. Bu durum Türkiye ve 11 'ler arasındaki açığı büyütüyor. Bu açığı kapatacak mısınız? Ortada aynca iki dalga ülkeler grubunun birbirineya- kmlaşttrdması karşısında Ankara açısından psi- kolojik bir sonın da var? LOGAN - Kesinlikle durum psikolojik. 11 'ler ile Türkiye arasında bir mukayese yapmanın öne- mi yok. Önemli olan Türkiye ile ilişkilerin ge- liştirilmesidir. İki ayn kategorideki ülkeler gru- bunun tam üyelik konusunda izlenecek strateji- lerde birbirlerine yakınlaştınlmalan hiçbir za- man İngiltere'nin benımsediği bir görüş olmadı. Biz çok sayıda üye adayı ülke ile ciddi müzake- reler yapılmasını gerçekçi bulmuyoruz. Gerçek dünyada ilk 6 ile 5 ülke arasındaki açığın tam ter- sine büyüyeceğini düşünüyoruz. Bazı ikinci grup ülkeler için tam üyelik çok uzun bir zaman ala- bilecektir. Ne kadar çabuk tam üye olacağı ise Türkiye'nin elindedir. Bu nedenle Türkiye'nin sonuncu sırada olduğu sonucuna varmıyorum. ^ ^ • ^ B Lüksemburg karannda tam üyelik için istenen koşullardan biri de azınlıklara saygu Lozan Antlaşması Türkiye'deki azınlıklar ko- nusunda belirii ilkeleri saptamış bulunuyor. Bu- rada kastedilen, Avnıpa Parlamentosu 'nun da sürekli dile getirdiği gibi Kürtler mi? LOGAN - Azınlık ifadesinin vurgulanmasın- dan bazı Türk yorumculann mutlu olmadığını bi- liyorum. Kopenhag kriterlerine baktığınızda bu konuya çok daha fazla yer verildiğini görürsü- nüz. Londra ya da Paris'te oturuyorsam azınlık ifadesinin kullanılmasına Ankara'daki tepkiyi anlayamam. Bu konuda "Kürtteri mi kastettiği- miz" ifadesini kabul etmiyorum. AB açısından düşünmeye çalışın. Ben bir kulübün üyesiyim ve her kulüp gibi bu kulübün de belirli kurallan var. Bu kulübe üye olmak isteyen bir ülke bana gelip de "Siz bu ketimeyi kullanıyorsunuz ve bi- zim bunu kabul etmemiz çok zor" derse ne olur? ^ ^ ^ ^ B Cumhurbaşkanı Demirel'in yani sıra hükümet yetkilileri de AB 'nin Türkiye'yi birli- ğe almamak için her zaman bir bahane bulacak- lan düşüncesinde. îngiltere Türkiye için getiri- len koşullan yumuşatacak mı? LOGAN - Bunlar koşul değil, konferansa ka- tılmak isteyenler için getirilen ilkeler. Avrupa Konferansf na davet edilen her ülkenin bu ilke- lere yönelik taahhütleri bulunduğu düşüncesin- den hareket ediyoruz. Siz Türkiye'nin, iyi kom- pılacak katılım müzakereleri. her iki toplumun görüşlerinin alınmayacağı anlamına gelmiyor. Her iki toplumun AB 'ye üyelik müza- kerelerine eşitstatüde katılımını destekliyor mu- sunuz? LOGAN - Ben öyle bir şey demedim. Ben ana- yasa hukukçusu değilim. Sanınm siz ve ben ege- men devletlere inanıyoruz. KKTC'yi egemen bir devlet olarak da tanımıyoruz. Ancak BM'deki görüşmelerde bir sorun yok. çünkü burada her i- ki toplum da eşit birimler olarak kabul ediliyor. Lüksemburg kararlan, Kıbns'ın tam üyelik mü- zakerelerinin BM'nin gözetimindeki toplumlar arası göriişmelere katkıda bulunacağını da vur- guluyor. AB ile yapılacak katılım müzakereleri ile BM'nin toplumlar arası görüşmeleri, gerek doğası gerekse statü açısından tamamen farklı. Bir yanda egemen Kıbnslılar diğer yanda Kuzey Kıbnslılar arasındaki eşit olmayan statünün bir- liğe katılım müzekerelerinde bir sorun yarataca- ğını söylemekte haklısmız. Zannediyorum bu so- runu aşmak için Îngiltere olarak elimizden gele- ni yapacağız. Ama sonuçta tüm bunlar mart so- nunda Kjbns hükümeti ile tam üyelik müzake- relerine başlanacağı gerçeğini değiştirmez. ^ ^ ^ ^ Kıbns Türkleri, eşit siyasi birim ve ege- men bir varlık olarak tanınmadıklan sürece top- lumlar arası görüşmelere de artık katümaya- caklannı bildirdiler. Buna tepkiniz ne olacak? Nasıl bir uzlaşma içine gireceksiniz? LOGAN - Egemenlik ve tanınma gibi sorun- lann ele alınmakta olduğu BM gözetimindeki toplumlar arası görüşmeler başanlı olabilir. Or- tada birbirinden doğası ve amaçlan tamamen farkJı iki ayn müzakere zemini var. Biri AB'ye katılım müzakereleri, diğeri BM'nin gözetimin- deki toplumlar arası görüşmeler. Bunun ikisi yi- ne de birbiriyle bağlantılı. çünkü aynntılara inil- diğinde AB'ye katılım müzakerelerinin, toplum- lar arası görüşmeler için aranan çözümlere uy- gun düşebıleceğını düşünebiliyorum. Ancak AB Kıbrıs sorununu çözmeye çalışmıyor. AB ile bağlantılı olan sorun gerek Avrupa hükümetleri gerekse dünyanın geri kalan ülkeleri Kıbns'ta Rumlan devlet olarak tanıyor. Ve bu durum de- ğışmeyecektir. Bu olguyu yaşamın bir gerçeği olarak kabul etmeniz gerekiyor. Ve ortada iki aşın uçtapozisyonlarvar. Bunlardan biri, AB'nin AB ilkeleri bir ülkenin sorunlannı çöz- meden birliğe alınmasını öngörmüyor? LOGAN - Bu sorunuz tabii bir devletin ne ol- duğu sorusunu da gündeme getiriyor. İkinci ar- zu edilmeyen sonuç ise bir ülkenin Kıbns'ın tam üyeliğini veto etmesidir. AB, bölünmüş bir ada- nın tam üyeliğinin mümkün olmadığını söyleme- yecek, ancak oldukça arzu edilmeyen bir durum olduğunu vurgulayacaktır. • ^ ^ ^ Nasıl bir Kıbrıs İngilizçıkarlanna hiz- met edecekür? LOGAN - Kıbns'ta federasyon, konfederas- yon ya da eşit siyasi varlık gibi teknik aynntıla- ra girmeyeceğim. Ancak şu da bilinmeli ki İn- giltere'nin tam üyeliği, müzakerelere başlama- sından 13 yıl sonra gerçekleşti. ^ ^ ^ • i Kıbns küçük bir ülke? LOGAN - Başka bir şey söylemeyeceğim. An- cak Kıbns'ın çözüm parametrelerinde bir gizem yok. Bu da iki toplumlu, iki bölgeli federasyon olduğudur. ^ ™ ^ * îngiltere 'nin terör örgütü IRA ve PKK arasındaki benzeriikler var mı? îngiltere hükü- meti, IRA 'nın siyasi kanadı Sinn Fein ile müza- kerelere oturdu. Türkiye için de benzer bir öne- riniz olacak mı? LOGAN - Öncelikle hükümetimiz Sinn Fein ve IRA'yı farklı görüyor. Ancak bazılan her iki- sini de aynı olarak nıtelendirebilir. Sinn Fein'in Avam Kamarası'nda seçilmiş temsilcileri bulu- nuyor. Dolayısıyla biz banşçıl çözüm istediğini belirten bir siyasi parti ile diyalog ıçindeyiz. În- giltere olarak PKK ve IRA'yı terörist örgütler olarak görüyoruz. Bu konuda ikisi de aynı. Di- ğer yandan IRA, ülkenin bir bölümünü diğeri ile siyasi birim altında birleştirmek istiyor. (Kuzey trlanda'nın Güney ile birleşmesi.) PKK ise ülke- yi bölmek istiyor. Dolayısıyla aralannda farklı- lık bulunuyor. PKK çok uzun süredirayakta kal- dı. Bence bu terörist örgüte sempatinin en aza in- dirilmesi için elden gelen her şey yapılmalıdır. Kürtlere, televizyon yayınlan gibi bir dizi kültürel jestler yapılmast göriişünde misi- LOGAN - Herhangi bir somut öneri yapmak istemiyorum. Ancak dünyanın çeşitli yerlerinde benzer sorunlar bulunuyor. Kimileri bu tür sorun- lann çözümünde başanlı olamıyor kimileri ba- şanlı oluyor. Bu nedenle bu konuyla ilgilenmiş olan dünyanın diğer ülkelerindeki örneklere ba- Jdlabilir. Türkiye'nin insan haklan durumunu nasd değerlendiriyorsunuz? Bir önceki dönem başkanı Lüksemburg Başbakanı Jean Claude Juncker'in, "İşkenceci Türkiye ile masayaotur- mayız " sözlerine katüıyor musunuz? LOGAN- Türk hükümetinin insan haklan ala- nında açıkladığı iyileştirmeleri uygulamaya koy- ması bizim açımızdan büyük önem taşıyor. Baş- bakanınız insan haklan sorununa çözüm bulun- ması konusundaki kararlılığını dile getirdi. Hü- kümetin bu konuda kararlı ve ciddi olduğunu gözlüyoruz. Îngiltere olarak insan haklan konu- sunda hem yasalarda hem de uygulamalarda ak- saklıklar olduğunu düşünüyoruz. Bu konuda biz Türk hükümetine kendi deneyimlerimizi paylaş- ma önerisi götürdük. Diğer bir deyişle bir ülke- yi eleştirmek yerine sorunun çözümüne dene- yimlerinizi önererek katkıda bulunabilirsiniz. in- san haklan alanında Türk hükümeti ile işbirliği yapıyoruz. Türk hükümetinin bu alanda fazla bir ilerleme kaydetmediğini söylemek için zaman çok erken. Juncker'in sözlerine gelince, bu onun kendi görüşüdür. Türkiye AB ile Ortaklık Kon- seyi ve Avrupa Konseyi gibi platformlarda aynı masaya oturuyor. ^ • i B ^ Türkiye'de ordunun rolünü nasıl de- ğerlendiriyorsunuz? LOGAN - Anayasada yer alan ifadeler ile or- dunun rolünün değiştiğini düşünüyorum. Bu anayasa. Milli Güvenlik Kurulu'na daha büyük rol veriyor. Yani ilerici anlamda ordunun rolü değişti. Ben Türk ordusu demokratik ya da de- mokratik değil demiyorum. Böyle bir rolün ar- zu edilir ya da edilmez olduğu şeklinde bir açık- lama da yapmıyorum. En basit anlamda yaşamın bir gerçeği olarak durum böyle. Anayasa MGK'ye daha olumlu bir rol veriyor. 1960 Ana- yasası'nda ordunun böyle bir rolü belirlenme- mişti. ^ ^ M B / 965 yılında genç bir diplomat olarak Türkiye 'de görev yaptınız. Türkiye 'de neler de- ğişti, olumlu ve olumsuz anlamda? LOGAN - Türkler hep aynı. Türkleri çok se- viyorum ve geri dönmekten memnunum. Ara- mızda ortak şeyler var. Onlar da biz lngilizler gi- bi değişken mizaçlı insanlar. Türkiye'deki en bü- yük olumlu değişikiliğin özel sektörde olduğu- nu gözlüyorum. 1960'lardan çok farklılar. Biz AB içinde Türkiye'nin 4. büyük ticaret ortağı- yız. Türkiye'yi yalnızca bir pazar olarak değil, iş ortağı olarak da görüyoruz. Türkiye'deki olum- suz değişikliklere gelince. Basın çok sansasyo- nel. Türk basınında her şey ya büyük zafer, ya büyük felaket, ya büyük şok ya da büyük skan- dal olarak sunuluyor. Ikisinin ortası yok. Bir di- ğer konu da Türkiye'ye kirlı havanın geri dön- müş olması. Artan sayıda Ankaralınrn, kirli ha- vanın geri dönmesine karşı şikâyetçi olmaması benim için sürpriz oldu. ^ ^ ^ ™ Türkiye ile Rusya arasındagelişen Uiş- kiler AB 'ye alternatif olabilir mi? LOGAN - Türkiye ile Rusya arasındaki iyi ilişkileri hem memnunlukla karşılıyor hem de önemli bir gelişme olarak görüyonım. Rusya, Türkiye için önemli bir pazar. Ikili ilişkilerin ge- liştirilmesini, birinin kazanıp diğerinin kay be- deceği 'zero-sum' oyunu gibi görmüyorum. Tür- kiye ve AB arasındaki ilişkiler ile Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkiler birbirinin alternatifi değil. İlişkilerin doğası farklı. Bu, elmalar ve portakallann ayn ayn olgunlaşması gibidir ve birbirlerine alternatif değiller.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle