15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4OCAK1998PAZAR 4 HABERLER ADD'den Güldemir'e tepki • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'ndan emekliye aynlan Yekta Güngör Özden'i, şenat savunucusu eski RP"li Şevki Yılmaz'la kjyaslayarak küçûk düşürmeye çalışan Interstar TV yorumcusu Ufiık Güldemir'i kınadı. ADD Genel Merkez Yönetim Kurulu adına Güldemir"e bir mektup gönderen Burhan Apaydın. Özden'den ve milyonlarca Türk yurttaşından özür dilemediğı sürece ADD üyelerinin Interstar televizyonunu izlemeyeceğini bildirdi. DKP'nin kuruluş yıldonumu • ANKARA (AA)- Demokratik Kitle Partisi (DKP), l. kuruluş yıldönümünü bir kokteylle kutladı. DKP Genel Başkanı Şerafettin Elçi, Büyük Erşan Otel'deki kokteylde yaptığı konuşmada, partisinin Güneydoğu sorununun çözümünü ana ilke olarak belirlediğini söyledi. DKP'nin demokrasi ve banşa katkı sağlamak üzere kurulduğunu ifade eden Elçi, partisi hakkında, kuruluşunun 5. ayında Anayasa Mahkemesi'nde kapatma davası açıldığını belirtti. Davanın henüz karara bağianmadığını hatırlatan Elçi. "DKP ile ilgili Anayasa Mahkemesi "nden çıkacak kapatma karan, bu ülkede demokratik ve banşçıl yöntemlerle hak aramanın tıkanık olduğu anlamına gelir ve bunun tescili olur" görüşünü dile getirdi. RP'de demokrasi dersi • ANKARA (UBA)- RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan. yeni yıl stratejisini 'Demokrasi ve Insan Haklan' olarak belirledi. Genişletilmış il divan toplantılanna milletvekilllerini konuşmacı olarak gönderen Erbakan'ın toplantıya katılanlara, özellikJe demokrasi ve insan haklan konulannda aynntılı bilgi verilmesini istediği öğrenildi. Kennetfy toprağa verildi • WASHINGTON (Cıunhuriyet) - Her türlü skandallanyla sürekJi Amerika'nın gündeminde kalmayı başaran Kennedyler, dün bir kez daha cenaze için bir araya geldiler. 1997'nin son günü kayak yaparken ağaca çarparak ölen Micheal Kennedy toprağa verildi. Kennedy, 1968 yılında suikasta kurban giden senatör Robert Kennedy'nin 11 çocuğundan biriydi. Üç çocuk babası olan ve 39 yaşında ölen Micheal Kennedy'nin adı, geçen yıl çocukJannın bakıcısı olan 14 yaşında bir kızla girdiği ilişki nedeniyle gündeme gelmişti. Hepatit-B aşısı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Tabipleri Birlıği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Füsun Sayek, Türkiye'de her 10 kişiden birinin 'Hepatit- B' taşıyıcısı olduğunu belirterek Hepatit-B'nin en riskli gruplardan başlayarak ulusal aşı programına alınması gerektiğini söyledi. Hepatit-B aşısındaki fiyat kannaşasına da dikkat çeken Sayek, Sağlık Bakanlığı'nın iilke ekonomisi ve halk sağlığı açısından fiyatlandırma politikaiannı gözden geçirmesi gerektiğini vmguladı. Ankete Katılanlann Partilerini Değiştirme Gerekçesi (Sayılar ve Yûzdeler - Genel) Halk) kandırıyor Partisinin liderinden memnun degil Partisi ilkelerıne sahip çıkmadı Poiitikası kendısine daha vaJun Partisi vaatlerini tutmadı Diger nedenlerden (aılesel, bireysel) Karşıt bir parti ile koalisyon vaptı Yeni partisinin liderinı begeniyor Iktıdarda başansız oldu Ekonomik açıdan başansız Parti içı kaostan dolayı Partısine güvenmıyor lktidarda denemek için Kendi partisine dönüyor Dinı istismar ediyor ve yıpradyor Aynı politik çizgide oldugu için îktidann suyunda gidıvor Daha milliyetçı bir parti lmam-hatıplen kapattı Daha Müslûman bir parti Gerekçe belirtmiyor Kararsız TOPLAM 9.21 921 8.29 7.36 6.44 4.49 4.14 4.14 3.91 3.68 3.22 2.53 127 1.04 1.04 10.4 0.92 0.69 0.58 0.58 14.15 12.08 100.00 Çiller, DYP seçmenini, Ecevitler ise DSP seçmenini partilerinden uzaklaştmyorlar Seçmen liderlere giivensiz Hücre gerginliği büyüyor Erzurum CezaevTnde 20 eylemci ölüııı sınırmda HaberMerkezi-E rzu- rum Özel Tip Ceza- evi'nde devam eden aç- lık grevi 45'inci gününü doldururken 20 tutuklu ve hükümlünün ölüm sı- nınnda olduğu bildirildı. Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde de ölüm oruçlan başlatılacağı bil- dirildi. Insan Haklan Derneği Adana Şubesi'nde bir araya gelen tutuklu ve hükümlü yakınlan Erzu- rum Cezaevi'ndeki açlık grevlerinin ölüm sının- na geldiğini bildirdiler. tHD Adana Şube Sekre- teri Songül Çapartaş, Er- zurum Özel Tip Ceza- evi'nde 20 kişinin ölüm sınınnda olduğunu ve her an ölümlerin meyda- na gelebileceğini belirtti. Çapartaş, cezaeviyle ya- pılan anlaşmanın iki gün geçmeden cezaevi yöne- timı tarafından bozulma- sı ve üzennde anlaşılan haklann verilmesinden vazgeçilmesi üzerine ye- niden açlık grevi başla- tıldığını kaydetti. Halen Türkiye'nin hemen her cezaevınde Erzurum'da- ki eyleme destek vermek amacıyla 3'ergün dönü- şümlü olarak açlık grev- leri yapılıyor. Erzurum Özel Tip Ce- zaevi'nde yakınlan bu- lunan tutuklu ve hüküm- lü aileleri ölümlerin an meselesi olduğunu belir- terek, siyasi partilerin, basının ve ilgili binmle- rin konuya ilgi göster- mesıni istediler. 1984 ve 1996'da oldu- ğu gibi çocuklannın ölü- müne seyirci kalmaya- caklannı belirten bir tu- tuklu yakını. "Devlet açıkça söylesin, biz ço- cuklannızı öldüreceğiz, desin. Ama bu sefer önce biz anneler öleceğiz. Oy için bizlere koşanlar şim- di cezaevleri kapılanna koşsunlar" diye konuş- tu. ÎHD Genel Merke- zi 'nin sorunun çözümü için sürekli görüşmeler halinde olduğu belirtilir- ken Adalet Bakanı Ottan Sungurhı'nun durumun aciliyetine karşın 5 Ocak Pazartesi ,günü saat 14.00'e randevu verme- si de tepkiyle karşılandı. Cezaevinden mektup var Ankara Merkez Kapa- lı Cezaevi'ndeki 'Ekün davası' mahkûmlan adı- na sendikalara ve kitle örgütlerine birer mektup gönderen Habip Gül isimli tutuklu, devletin, saldın politikaiannı ma- sumlastırmaya çalıştığı- nı savunarak, hücre sıste- minin de zulüm ve tes- lim alma poiitikası oldu- ğunu söyledi. Gül, hücre sistemi ile siyasi tutsaklann birbir- lerinden tecrit edilmek istendiklerini, tek tek ve üçer kişilik hücrelere ka- patılarak itirafçı olmaya zorlandıklannı söyledi. Gül, mektubunda "En doğai hakkunız olan or- tak yaşama ve direnme koşıillanmız ortadan kaldınlmak isteniyor. Bütün bu zulüm ve tes- lim alma politikalarına karşı direnişimizisürdü- receğk" dedı. Gül, cezaevlerindeki baskjlar konusunda tüm kamuoyuna duyarlılık çağnsında bulundu. • Istanbul Üniversitesi îletişim Fakültesi ve Diyojen îletişim Danışmanlık Şirketi işbirliği ile yapılan "Seçmen ve Siyasal Partiler- Seçmenin Parti Değiştirme Gerekçeleri" konulu araştırmanm sonuçlan açıklandı. DYP tabanı ANAP'a, DSP tabanı ise CHP'ye kayıyor. Istanbul Haber Servisi-Türk seçme- ninin partilere ve politikacılara güven- mediği, DYP seçmeninin ANAP'a, DSP seçmeninin ise CHP'ye kaydığı belirlendi. Fazilet Partisi'nin, seçmeni- ni en yüksek düzeyde koruyan RP'nin devamı olarak algılansa da. onun yeri- ni dolduramayacağı savunuldu. Îletişim Vakfi'nın eşgüdümünde Is- tanbul Üniversitesi Îletişim Fakültesi ve Diyojen îletişim Danışmanlık Şir- keti işbirliği ile, 24-29 Aralık 1997 ta- rihlerinde, 16 ilde, 2 bin 686 seçmen- le gerçekleştirilen "Seçmen ve Siyasal Partiler-Seçmenin Parti Değiştinne Gerekçeleri" konulu araştırma Türk seçmeninin partilere ve politikacılara güvenmediğini ortaya koydu. Seçme- nin partisini değiştirmesinin en önem- li nedeninin "vaatlerin yerine getiril- memesi" olduğu belirtilerek, karizma- tik liderler döneminin kapandığı ve seçmenin liderinı tartışmayabaşladıgı öne sürüldü. ÖzellikJe ılımlı ve mer- kezdeki seçmenin güvensizlik ve vaat- lerin rutulmaması nedeniyle partisini değiştirdiği. her 100 seçmenden 9'u- nun halkı kandırdığı. 9'unun liderini beğenmediğive 8'inin de ilkesel tutar- sızhkgerekçesiyle partısınden vazgeç- tiği kaydedildi. Seçmende istikrar Araştırma REFAHYOL hüküme- tinin DYP'ye, yeni hükümetin ise DSP'ye yaramadığını ortaya koydu. 24 Aralık 1995'te yapılan son genel seçimlerde DYP'ye oy veren her 100 seçmenden 53 'ü. DSP'ye oy veren her 100 seçmenden 61'i, ANAP'a oy ve- ren her 100 seçmenden 66'sı, CHP'ye oy veren her 100 seçmenden 77'si ve RP'ye oy veren her 100 seçmenden 80'i yine aynı partilere oy verecekle- Cumartesi Anneleri'nin 138. haftası KayıpAli Efeoğlu anıldı Cumartesi Anneleri'nin 138. buluşmasında, 5 Ocak 1994 günü tznik- tstanbul yolunda gözalüna alınan ve bir daha kendisinden haber aiınamayan inşaat nıühendisi Ali Efeoğlu anıldı. Hasan Ocak'uı kxz kardeşi Maside Ocak tarafından okunan açıklamada, Ali Efeoğlu'nun kardeşi Ayhan Efeoğlu'nun da kaybedildiği belirtilerek "Efeoğlu ailesinin 2 oğlu da gözaltinda kaybedildi Bütün kayıp yalanlaruun acısını kendi içimizde duymak, sesimizi onlann sesine katmak hepimizin sorumluluğudur. Gözaltinda kayıp oiaylaraıın peşini bırakmayacağız. Cumartesi insanlan hesap sormaya devam edecek" denildi. Haklar ve Özgürlükler Platformu (HÖP) sözcüsü Oya Gökbayrak ve Karadeniz Mahallesi Yunus Emre Sevgisini Yaşatma ve Tanıtnıa Derneği üyeierinin destek verdiği kayıp yakınlan. "Analann öfkesi katüleri boğacak" sloganını atarak sessizce dağıldılar. (Fotoğraf: ALPER TURGUT) rini söyledi ler. Yani RP ve CHP seç- men kitlelerini en yüksek düzeyde ko- rumayı başaran partiler olurken, DYP ve DSP seçmenlerinin partilerinden uzaldaştıkJan dikkat çekti. Son genel seçimde ANAP'a oy vermesine karşın olası bir seçimde vermeyeceğini söy- leyenlerin yüzde 11 'i ekonomik politi- kalardaki başansızhğı gerekçe göster- diler. Son seçimden bu yana seçmeninin yansına yakınını yitiren DYP'de ise en önerrüi uzakJaşma nedeninin partinin genel başkanı olduğu kaydedildi. Önü- müzdeki seçimde DYP'ye oy atmaya- cağını söyleyenlerin yüzde I8'i buna gerekçe olarak Tansu ÇiBer'i gösterdi- ler. Her 100 DYP seçmeninden 7'si RP ile yapılan koalisyon yuzünden, yüzde 11 'i halkı kandırdığı için. yüzde 6'sı da iktidarda başansız olduğu için DYP'ye oy vermeyeceklerini açıkladılar. DSP'den kopan seçmenlerin ise sağa açık biryönelim içine girdikleri göriil- dü. Bu durum sağa açık poiitikası ne- deniyle DSP'ye oy veren seçmenlerin. aradıklannı bulamayıp yine sağ parti- lere döndükleri şeklindedeğerlendiril- di ve partideki sol seçmenin de CHP'ye yöneldiği orta- ya çıktı. Her 100 DSP'li seçmenden 15'i Eceviuer'- in aile yönetimi nedeniyle başka partilere yöneldiğını. yüzde 11 'i DSP'ninilkeleri- ne sahip çıkmadığı. >r üzde 8'ı halkı kandırdığı. yüzde 8'i karşrt parrüerk koalis- yona girdiği ve yüzde 6'sı ise vaatlerini rutmadığı için olası bir seçimde DSP'ye oy vermeyeceklerini açık- ladılar. Seçmen kitlesini koruma konusunda en başanlı par- tilerden olan CHP seçme- ninin ise partisinin daha solda ve ilkeli politikalar or- taya koymasını istediği gö- rüldü. Her 100 DSP seçme- ninden 15'i CHP'ye yöne- lirken, her 100 CHP seçme- ninden sadece 2'sinin DSP'ye kaydığı ortaya çık- tı. Bu durum CHP seçme- nindesol vesınıfsal \urgu- lann daha belirgin olduğu- nu ortaya koyarken. parti- sinden uzaklaşan CHP seç- meninin ÖDP ve HADEP gibi partilere dahâıçok yö- nelmesi, partinin daha sol- da politikalar izlemesi ge- rektiği yönunde parti taba- nında bir istek olduğu biçi- mindeyorumlandı. Son ge- nel seçimde CHP'ye oy ver- diği halde, olası bir seçim- de oy vermeyeceğini açık- layan her 100 seçmenden 13 ü CHP'nin ilkeierine sa- hip çıkmadığı yüzde 9'u ise vaatierini tutmadığı ve hal- kı kandtrdığı için bu tavn gösterdiklerini vıırguladı- lar. RP gûcünû koruyor Son genel seçimlerden birinci çıkan RP, seçmenini en yüksek düzeyde koruyan parti oldu. Her 100 seçme- ninden 80"ini korumayı ba- şaran RP, seçmenlerinin yüzde 4'ünü BBP, yüzde 3'ünü MHP ve yüzde 2'sini ise ANAP'a kaptırdı. RP'den vazgeçen her 100 seçmenden 10'u parti içi kansıklıklan, 8'i partinin vaatlerini tutmamasını, 8'i halkı kandırmasını ve 4'ü ise partinin ilkeierine sahip cıkmarnasını buna gerekçe olarak gösterdiler. Seçme- nin bu tavn, iktidarda dene- nen RP'nin en azından seç- menin bir bölümü için fark- lılığını ve çekiciliğini yitir- diğini ortaya koydu. SIFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR oral.calislar(â raksnet.com Cumhuriyet'in dünkü man- şeti, "Taze Başlangıç Zirve- s/"ydi. Hükümeti oluşturan par- tilerin liderleri yeni yılın başında bir araya gelerek değerlendir- me yapmayı kararlaştırdılar. Bu yazıyı kaleme aldığım sırada li- derler zirvesi devam ediyordu. Toplantı bitmeden, üç aşağı beş yukan nasıl bir sonuç vere- ceğini biliyoruz. Hükümete devam karan ala- caklar. Şimdilik bir seçimden söz edilmeyecek. Zaten onlann ortaklaşa top- lantıda ne konuşacaklannın fazla birönemi olduğu inancın- da da değilim. Liderleri uzun yıl- lardırhepimiztanıyoruz. Fikiıie- rini, performanslannı biliyoaız. Onlann nasıl bir "faze başlan- gıç" yapabileceklerini de az çok kestirebifiyoruz. Türkiye yeni bir yıla giriyor. Önünde çok ciddi sorunlar dağ gibi yığılı duruyor. Enflasyon ay- nı tempoyla gidiyor. Çeteler, devlet içinden aldıklan destek- le cesaretle faaliyetlerini sürdü- rüyoriar. Güneydoğu'daki sa- Bayat Liderlerle Taze Başlangıç' vaş, Türkiye'ye kan kaybettir- meye devam ediyor. Metin Göktepe cinayetinde yargıla- nan polisler terfi ediyorlar. Ma- nisalı gençler, Ankaralı gençler, mahkemelerce "silahlı çete" kabul ediliyorlar. Cezaevlerinde baskıcı mantık hâkim durum- da. Mahkûmlara insan gibi dav- ranan savcılarsüründürülüyor- lar. Bu tablo daha da uzatılabilir. Bu kadar ağır soaınlaria yüklü Türkiye'nin önü nasıl açılabilir? Öncelikle ve ancak cesaretli ve demokrasiye gerçekten inan- mış bir yönetimle. Temel sorun- lar konusunda hükümetin tutu- muna bakıyoruz: Umut verici değil. "Çeteleri ortaya çıkaramayız" diyen bu hükümetin başı, yani Başba- kan. Kürt sorunu konusunda bu hükümetin ciddi hiç bir kararal- madığını biliyoruz. Genelkur- may, onlara Milli Güvenlik Ku- rulu toplantılannda asayişe iliş- kin bilgi veriyor, onlar da onay- lamakla yetiniyorlar. Ondan öteye bir fikir beyan ettiklerini duyan, gören oldu mu? Enflasyona karşı ne yapıldı? Sadece zam. Işçi ve memura düşük ücret, vergiyi sabit gelir- liden almaktan başka hangi adımlar atıldı? Bundan sonra yoksullar lehine, gelir dengesiz- liğini giderrnek yönünde yeni bir şey yapmalan mümkün mü? Güneş Taner mi yapacak bun- lan? Sadece gülünür böyte bir iddiaya. Yargı kurumlan tamamen if- las etmiş durumda. 40 yılın bü- tün sağcı ve demokrasi dışı an- layışlan bu kurumlan teslim al- dı. Işte yargı kararlan ortada. In- sanın vicdanını sızlatan sahne- lerle yüz yüzeyiz. Cinayet işle- diğinden artık emin olduğumuz bir çok devlet görevlisi, çeşitli gerekçelerle dışanda dolaşıyor, onlara gelince yasalar ve mah- kemeler birden yumuşuyor, iş muhalefet eden, hakkını arayan yurttaşa, gence, yazara, solcu- ya gelince bütün makineler, hı- şımla çalışıyor. Mesut Yılmaz'ı düşünüyo- rum, Bülent Ecevit'i, Süley- man Demirel'ı, Deniz Bay- kal'ı, Hüsamettin Cindoruk'u. Bu liderterin neredeyse tamamı bizim çocukluğumuzdan bu yana Türkiye'yi yönetiyoriar. Onlar yönetimdeyken iki aske- ri darbe oldu. Onlar yönetim- deyken, Güneydoğu'daki sa- vaş binlerce gencimizi alıp gö- türdü. Onlar yönetimdeyken, sürekli gerici kanunlar çıkanldı, gençlerimiz sokaklarda kurşun- lanıp, canına kıyıldı. Bu liderler, geçmiş hatalann- dan hiç ders çıkardılar mı? Ör- neğin Demirel umut veriyor mu? Çıkardığı tek ders, askeri darbelere engel olmak amacıy- la, önemli sorunlan askere ha- vale etmek. Işte Ecevit, Mec- lis'teki RTÜK yasası tekellerin istediği yönde komisyonlardan geçti. Ne Ecevit'in, ne de Bay- kal'ın sesi çıktı. Bunlann neresi solcu? Medyadaki tekelleşme- ye karşı çıkamayan, işçinin hak- kını nasıl koruyacak? ••• Türkiye, hâlâ soğuk savaş ar- tığı, demokrasiden nasibini al- mamış liderlerin hegemonyası altında. 12 Eylül hukuk düzeni, onlann ölünceye kadar partile- rin başında kalacağı bir sistem yarattı. Yepyeni birdünya kuru- luyor, Türkiye çok yeni sorunlar- la karşı karşıya. Türkiye'de ise ne liderler ne de anlayışlan de- ğişiyor. Şimdi biz onlardan 'ta- ze baş/anovç'larbekliyoruz. Be- nim inancım o ki, bu yükü onlar kaldırabilecek çapta değiller. Bu siyasi elit, bu yönetme biçi- mi değişmedikçe, fazla ilerie- yebileceğimizi sanmıyorum. Türkiye'nin taze başlangıçlar yapabilmesinin en önemli ko- şulu, partilerin ve liderlerinin ciddi bir değişim geçirmesi. Yoksa bir ileri, iki geri gitmeye devam ederiz. MtKRO DİNÇ TAYANÇ Koltuk Tantanası "Koltuk" demokrasi(!) "tarihçemizin " en önem- li nesnesi... Öncelikle demokrasimiz "kelle koltukta" gidi- yor; hatta, koltuk uğruna kellenin gittiği de oluyor! Bir kez oturan, koltuğa yapışıyor; hatta, ayakla- nnın üstüne basabilmesi için koltuğuyla birlikte devrilmesi gerekiyor! Koltuk kavgasından koltuk sevdasına, koltuk meyhanelerinde MV pazarlıklarından lider kottuk- lamaya, liderini koltuklayana koltuk çıkmaktan devlet malını koltuk atmaya dek aklınıza gelebıle- cek türlü çeşitlemesi yaşanıyor bu nesnenin... Şimdi de ortalık TBMM'nin koltuklannın yenilen- mesi için "harcanan" parayla çalkalanıyor. Merakım kurusun, bendeniz koltuk fiyatlannı ni- cedir yakından izliyorum. Izledikçe de, bir imza- nın ya da "OK" demenin fiyatlarının yanında, "Tür- kiye'nin gurur duyduğu" muhterem mabatlann oturacağı koltuk fiyatları hiç mi hiç pahalı gelmi- yor! Hatta, bıtirilen işlere ve de bitirileceğinden asla kuşku duymadığım nice yenilerine baktıkça, bu mabatlara koltuk değil, taht yakışacağını bile dü- şünüyorum... Kolay mı, adamcağızlar o koltuklarda oturup; en düşük ücretin "insanca yaşama düzeyine" çıkar- tılması için ter dökecekler, kara paranın aklanma- sını önleyecek yasalar için savaşım verecekler, devletin uluslararası saygınlığının yeniden kazanı- labilmesi için düşünce üstüne düşünce üretecek- ler, yolsuzluklarlahırsızlıklarla, vurgunlarladişediş savaşacaklar da bu millet, vergi niyetine cebinden çıkan üç beş kuruşun rahat koltuklara harcanma- sına aldıracak(l). Münafıklık işte n'olacakü! Sanki adamcağızlar, o koltukJan liderlerinin her buyruğuna parmak kaldırmak, kendi maaşlanna zam yapmak ya da birbirlerini düşürmek için kul- lanacaklar! \ Laflü Üstelik bu koltukların öne arkaya devinmek, ' aşâğı yukan yaylanmak, sağa sola meytetmefc gi- bi "marifetlerı"; bir düğmeye basmakla ayağa kalkmak "zahmetıne" katlanmaksızın yoklamaya kaMımı ya da oy kullanmayı sağlamak gibi "kolay- lıkları" dacabası... Kim bilir; parti değiştırecek değerli MV'lerin kol- tuklan, kendiliğınden yeni partilerinin saflanna ka- tılacak denli becerili bile olabilirler. Hatta, bu kol- tuklar; particek TBMM'den şutlanacak MV'ler ile birlikte tarihin derınliklerine gömülebilecek denli geliştirılebilir; hatta, TBMM'ye uğramayan MV'ler için "görünmez" koltuk neden olmasın? Haaa; birileri bu koltuk yapma işinden "sebep- lenmiştir" diyen münafıklara da birkaç çift laf söy- lenebilir! Bre muhteremler, koltuğa oturanın kıçı- nın bal tuttuğu bir demokraside, koltuk yapımın- dan birkaç gariban bal yalamışsa çok mudur!.'.' Varsılın biri tutturmuş "llle de dünyanın en na- dide dehsinden bir çanta isterim " diye. Dünya ka- zan henf kepçe, lazar derisinden gazal derişine ne kadar çanta varsa seriliyor önüne; beğendirebilir- seniz beğendirin! Sonunda, Afrika'da totemin uğramadığı yerde, izbe bir dükkâna gıdiliyor. Zebella misali dükkân- cı "Bakın" diyor, "bende tamaradığınızçanta var. Var ama, fiyatı bir milyon dolar"\ Paranın lafı mı olur, haydan gelen huya gitsin! Varsıl herif takılıyor dükkâncının peşine, iniyoriar mahzene. Ortada pamuklara sanlmış bir nesne. Dükkâncı övünçle açıyor pamuklan ki, içinde bum- buruşuk, küçücük, parmak kadar bir çanta bozun- tusu. Varsıl köpürüyor: "Bu ne rezillik. Bunun nesibir milyon dolar ediyor?". Dükkâncı gururla sırıtıp: "Bu çanta" diyor, "beyaz aslanın penisinden ya- pılmadır. Siz bir elınize alın, bavul bile olur!". Ana fikir "Ben de bir zamanlar Süleyman idim I Denize rüzgâra hükümran idim I Sanma ki Sul- tan Süleyman idim I Haliç'te kayıkçı Süleyman idim." (Mezar taşı yazısı). Ana fikrin ana fikri: Altın hil'at nene gerek, zer- düs-ü palan vursan eşşek yine eşşektir (Kanuni Suitan Süleyman) Yoksulım parasıyla repo yapdıyor ANKARA Türkiye genelındeki bazı vali ve kaymakamlann. Sosyal Yardımlaşmayı ve Dayanışmayı Teşvik Fo- nu'(SYDTF) tarafından fakirlere dağıtılmak üze- re gönderilenparalan, fu- karaya dağıtmak yerine repoda \ eya banka hesap- lannda tuttuklan ortaya çıktı. Fon'dan sorumlu Dev- let Bakanı Hasan Gemici. Türkiye genelındeki 925 adet Sosv al Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'na bir genelge göndererek söz konusu vakıflann ay- nı zamanda başkanı olan vali ve kaymakamlan. fu- kara paralannı gecıktır- meden dağıtmalan konu- sunda uyardı. Bakan Gemici'nin, 29 Arahk 1997 tarihli ilgili genelgesinde, yoksul ke- sime zamanında yardım yapılmasınm sosyal ve si- yasi çalkantılan önle- mekte büyük önem taşı- masına rağmen, bazı va- kıf baskanlannın fukara- lara dağıtılması gereken parayı repoda değerlen- dirdiğine dikkat çekti. Gemici genelgesinde, "Ancak yapılan tespitler sonucu Sosyal Yardımlaş- ma Dayanışma Vakıfla- rı'nın gerek Sosyal ^ar- dımlaşmayı Teşvik Fo- nu'ndan gerekse diğer ka> naklardan elde ettik- leri meMağlan yoksul ke- sinılere ulaşürmakyerine, banka hesaplanuda \eya kasalannda muhafaza et- tikleri görülmüştür" de- dı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle