Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenr Orhan Erinç
# Genel Yayın Koordınatörü. Hikmet
Çetinkaya • Yazuslen Mudürien tbrahim
Yıldız - Dinç Tayanç 0 Sorumlu Mudür.
Fikret tlkiz • "Haber Merkezı Müdürü:
Hakan Kara •Görsel Yönetmen: Fîkret Eser
Dış Haberier Şinasi Danışoğju 9 tsühbarat Cengiz
Yıldınm 0 Ekonomı Mehmet Saraç • Kıihür
Handan Şenköken 9 Spor Abdülkadir Yücebnan
4 Makaleler Sanıi Kantören 9 Düzeltme Abdullah
Yazıcı9Fo(ograf. Erdoğan Köseoğtu •Bılgı-Belge
Edibe Buğra • Yurt Haberleri: Mebmet Faraç
YaymKunılu. tDıanSdçuk(Başkan>.
Orhan Erinç, OkUy Kurtböke.
Hikmet Çetinkaya, Şûkrıın Soner.
ErgunBalcL,Dinç Taysuıç. tbrahim
Y ıldız, Orhan Bursalı, Mustafa
Balba>, Hakan Kara.
Ankara Temsilcısı: Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No
125, Kat.4. Bakanlıklar-Ankara fel. 4195020 (7 hat),
Faks: 4195027 • IzmırTemsilcısi Serdar Kıok, H. Ziya
Blv. 1352 S.2/3Tel.4411220, Faks:4419117# Adana
Temsücısi: Çetin Yiğenoğlu. Inonü Cd 119 S. No: 1 Kat. 1,
Tel. 363 12 11, Faks-363 12 15
Müessese Mudunı Üstün Akmen 9
Koordınatör Ahmet Korulsan #
Muhasebr Bûfcnt YenerCldarc Hiiseyin
Gürer • lşletme. Önder Çcok • Bılgı-
tşlem Nail tnal 9 Bılgısayar Sıstem
Mflrnvet Çiler 9 Saüş F«ale< Kuza
MEDYA C: 9 Yönetım Kurulu
Başkanı - Genel Mudur Gûlbin
Erduran 9 Koordınatör Reha
Iptman 9 Genel Mudur Yardımcısı
SevdaÇoban Tel 514 07 53 -
5139580-5138460-61,Faks 5138463
Ya>ımlavao >e Basan: Yenı Gun Haber Ajansı, Basın ve Yayıncılık A Ş
TurkocagıCad 39 41 Cagaloglu 34334 lsl PK 246 lstanbul Tel (0 112) 512 05 05 (20 hat) Faks (0 212)513 85 95
4OCAK1998 Imsak:5.49 Güneş: 7.22 Öğle: 12.16 İkindi: 14.35 Akşam: 16.55 Yatsı: 18.23
Cemal Süreya
Şiir Ödülleri
• İstanbul Haber Servisi -
Aydınlık dergisi tarafından
bu yıl sekizıncisi
düzenlenen Cemal Süreya
Şiir Ödülleri'ni kazananlar
belli oldu. Eray Canberk,
Cevat Çapan, Tank
Dursun K. ve Tuğrul
Tanyol'dan oluşan seçıci
kurul, yayimlanmış kitap
dalında Ahmet Erhan'm
'Çağdaş Yenilgiler
Ansiklopedisi'ni,
yayımlanmamış kitap
dalında ıse Özlem
Sezer'in 'Denn' başlıklı
dosyasını ödüle değer
buldu. Ödüller 9 Ocak
tarihinde Nâzım Hikmet
Konferans Salonu'nda
düzenlenecek törenle
sahiplerine verilecek.
Tavla ustalarına
müjde
• İstanbul Haber Servisi -
Istanbulda dördüncüsü
gerçekleştirilecek Dünya
Tavla Turnuvası, 9-18
Ocak 1998tarihleri
arasında Conrad Hotel'de
yapılacak. Dünyanın en
prestıjli ta\ la turnuvası
kabul edılen rurnuvaya, 40
farklı ülkeden oyuncular
katılacak.
Balonla
dünya turu
• CHICAGO(AA)-
Dünyayı balonla dolaşmak
üzere ABD'den havalanan
Chicagolu serüvenci
Btave Fossett,
yolculuğunun ikinci
gününde. Londra'nın 320
kilometre batısına ulaştı.
Saatte 240 kilometre
süratle ve 9 bin metre
yükseklikten uçan
balonun, normal
güzergâhta beklenen kötü
hava şartlan nedeniyle
tekrar Libya üzennden
geçmesinin gerekebileceği
bildirildı. Daha önceki 3
girişimi başansız olan
Fossett. bu kez kararlı
olarak yoluna devam
ederken, kendisine yolda
katılacaklannı ıleri süren
iki baloncunun salı günü
hareket edeceğı açıkJandı.
'Düğün ve Cenaze' ile gündeme gelen Sezen Aksu: Acılan mutluluğa çevirmeyi öğrendim
Doğıım-öliim; ötesi SezenSERPİLGÜNDÜZ
Ölülerinin fotoğrafinı duvara asabili-
yor. "Bunıı yapabiliyonım artık" diyor.
Onno'nun Sezen'le çekilmiş bir fotoğrafi
var duvarda. Ancak sakladığı bir şey var.
Onno'nun Sezen için bestelediği ve kim-
senin duymadığı bir şarkı. "Balad for Se-
zen_" Ortaya çıkmasına henüz hazır de-
ğil. Belki de onda saklı kalmasını istiyor.
Salonda şöminenin tam karşısındaki
uzun koltukta Onno öldükten sonra 6 ay
yatrruş. Yine aynı koltuğun üzerinde ko-
nuşuyoruz. Grip geçiriyor. "Düğün ve Ce-
naze" kasetinin henüz piyasaya verilme-
diği günler... Birlikte dinliyoruz. Hayatı da
üpkı "dûğün ve cenaze™" Sevdiği insan-
larla arasına ölüm aynlığı girmiş hep. Li-
se yıllanndan arkadaşlan var erken kay-
bettiği. Ahmet'le Londra'ya giderken bir-
den uçağı terk edip ölümüne zor yetiştiği
arkadaşı Innak var.
Uzay var, Onno var...
"Hayaü çözmeye ve
çakmaya çahşmak ge-
rek" gibi bir söz ediyor.
tki gerçeği kabul etmiş;
"doğumveölüm." Son-
ra rahatlanuş. "Dipsiz
kuyularda yaşamanın
bir anlamı yok" diye
düşünmüş. Bakmış ola-
cak gibi değil, hemen
bir doktora başvurmuş.
Şimdi acılan mutluluğa
çevirmeyi öğrendiğini
söylüyor. Gizli kalmış
hiçbir şey yok gibi ha-
yatında. Kapılannı ne kadarbize açıyor bil-
miyoruz ama 1980"lerden 1990'lara uza-
nan yıllarda bizim için
u
hayatı scslendir-
di." Onun için "Hayat kokan kadın" de-
mek çok abartılı olmaz herhalde.
Evinde Sezen'den önce köpeği Rock
karşılıyor bizi. Ardından da kuzu kadar bir
kedi. trma... Birtekdeodorantfısfisından
korkuyor lrma. Salonun güneş alan bir
köşesinde sırtüstü, insan gibi yatmış gü-
neşlenen kedi görmek de bir tuhaf oluyor.
Evin içinde 5-6 insan bırden hareket
halinde. Yeni basın danışmanı Tansu Ha-
nım, neredeyse 20 yıllık emektan Kara-
denizli Perihan,yani Peruş... Sezen'in her
şeyine kanşıyor Peruş. Hatta zaman zaman
kıskanıyormuş bile. "Bir gün meşhur ol-
madan giderse gözleri açık gidecek Pe-
rtış'un..." Sesi de güzel, hep ağlayarak
söylediği bir ICaradeniz türküsü var.
Sabahlan çok erken kalkıyor. Kaçta ya-
tarsa yatsm 05.00-06.00 gibi ayakta Sezen.
• Sezen Aksu'nun
sevdiği insanlarla arasına
ölüm aynlığı girmiş hep.
Liseden arkadaşlan var
erken yitirdiği. Olümüne
zor yetiştiği arkadaşı
Irmak var. Uzay var,
Onno var... îki gerçeği
kabul etmiş: "Doğum ve
ölüm." Sonra rahatlamış.
"Dipsiz kuyularda
yaşamanın bir anlamı
yok" diye düşünüyor.
Saat 10.00'a kadar spor yapıyor, yazıyor,
okuyor. Yani bu 4-5 saat ona ait.
tki şarkıyla çıkıp kendisine "sanatçı"
diyenlere alışmış bir piyasada, kendisin-
den "Şartaa Sezen Aksu" diye söz etme-
si dikkatimizi çekiyor. "Starhkfalan hep-
si hikâye" diyor. "Bunlara takarsan, ka-
fayı yersin." Anlatırken hiçbir şeyin rast-
lantı olmadığını savunuyor. "Aşkundade-
ğişebûir gerçeklerim de_ Hepsinden bir da-
kikadacayarıın7
' diyor, ama hayatından da
kolay kolay insan çıkaramıyor.
Rüyalanndaki Izmir
Rüyalan hep Izmir'de geçiyor. tstanbul
hiç yok rüyalannda. Hep "dikkatçekmek
derdmdeolan barçocuk." 2.5-3 yaşında oku-
yor. Daha 8 aylıkken annesinin yumakla-
nndan meme yapıyormuş kendisine. Li-
sedeki adı "Yedi Bela Sezen." Bilek güre-
şinde kimse onu yenemiyor. Hoşlandığı bü-
tün oğlanJan dövüyor.
Hâlâ kızdığı adamlar
ondan dayak yiyor. 13
yaşında bisikletle kam-
yonun üstüne çıkıyor.
Kafası karpuz gibi ya-
nlıyor. Saçlannı arala-
yıp izinı göstenyor. "O
zamandan beri vidalar
yerinden mnadı" diyor.
Izmir Köprü-Konak tro-
leybüsünde "bfletçi am-
cayı" kandınp otobüs-
ten hiç inmeden şarkı
söyledikleri günleri
unutmuyor.
Sonra lstanbul...
"Aramızda \
r
aşanacak yarun kalan şeyler
var" dönemi geliyor. Sezen Aksu yaşama-
lan yanm kalmış insanlar için söylüyor.
Git, gitme, geri dön, beni unutma, sen ağ-
lama, beni yak kendini yak dönemleri baş-
lıyor. Şarkılanndaki duygu, acı, masumi-
yet insanlan etkiliyor. Herkes biraz ken-
dini buluyor o şarkılarda. Alkış ve başan
geliyor ardından.
Her şeyin başının üretim olduğuna ina-
nıyor. Acı da olsa sevinç de olsa "Yeteri
kadarcoşkuiuysan üretim yaparsm" diyor.
Ahmet Utlu ile evliliğini bitirmiş ama
duygulannı yitirmemiş görünüyor. Şu an-
da kimse yok hayatında. Boşandıktan son-
ra kimi erkeklerin ona nasıl yaklaşmaya
çalıştıklannı anlatıyor alay ederek.
Şimdi "hayatia başka bir rür hesaplaş-
mayagirmiş'' Sezen varsanki... "Topluro-
sal grvdirmelerte köşeye sıkışmışük" di-
yor. Starlık umurunda değıl artık. Sadece
"Hayaün kendisi öyle denk düşmûş-"
"Starlık falan hepsi hikâye. Bunlara takarsan kafayı yersin" diyor Sezen Aksu. De-
ğişimi savunuyor: "Aşkım da değişebilir gerçeklerim de~ Hepsinden bir dakikada
cayanm." Ama hayaündan da kola\ kola> insan çıkaramıyor.
Yesilcam'ın serüveni
Türk sineması
83 yılda 5.909
filme imza attı
• îlk Türk filmi olan ve 1914 yılında
çekilen "Ayastefanos'taki Rus Abidesinin
Yıkıhşı" adlı tarihi belgeselden bu yana tam
5 bin 909 film üretildi. 1930 yılında hiç film
çevrilmezken 301 filmin çekildiği 1972 yıh,
en çok film üretilen yıl oldu.
İSTANBUL(AA)-Son
yıllarda gişe rekorlan kı-
ran fîlmlerin çevrilmesiy-
le yeniden yükseliş trendi-
ne giren ve geçen yıl
83 'üncü yıldönümünü kut-
layan Türk sinemasmda.
sinemanın resmi tarihi olan
1914 yılından bu yana top-
lam 5 bin 909 film üretil-
di. En fazla film 1914-73
yıllan arasında çevrilir-
ken, 1972 yıh tam 301 film
ile 'alnn yü' olarak kabul
edildi. Araştırmacı-sine-
ma yazan Agah Ozgüç'ün
hazırladığı 'Türk FOmle-
ri Söztüğü'nden derlenen
bilgilere göre Türk sinema-
sımn resmi tarihi 14 Kasım
1914'te başladı. Osmanlı
lmparatoriuğu'nun 1. Dün-
ya Savaşı'na girdiği ilk
günlerde Ayastefanos'taki
(Yeşilköy) Rus anıtı yıkı-
lırken, yedeksubay Fuat
Uzkınaytarafindan görün-
tülenen ve 'A\-astefanos'ta-
ki Rus Abidesinin Y'ıkıhşı'
adh tarihi belgesel, ilk Türk
fılmi olarak kabul edildi.
Türk sinemasmda en
fazla film, 1914-1973 yıl-
lan arasında üretildi ve
bu dönemde tam 3 bin
359 film çekildi. Arşiv-
lerde, 1930 yılında çekil-
miş hiçbir film buluna-
mazken; 1914,1918,1924,
1929,1931-32,1937-1940
yıllannda sadece birer film
çekilebildi. Bu dönemi ız-
leyen 1974-1990 yıllan
arasında ise üretilen film
sayısı 2 bin 219'a düştü.
Sosyal içerikli fantastik
filmler, 12Eylülfîlmleri,
arabesk filmler, seks ko-
medileri nedeniyle eleşti-
rilen bu dönem, aynı za-
manda Türk sinemasının
yurtdışında ödüller aldıği
bir dönem de oldu. Bu dö-
nemde Yılmaz Güney'in
senaryosundan Şerif Gö-
ren'in yönettiği 'Yol' fılmi,
1982 Cannes Film Festiva-
li'nde en iyi film seçildi.
1990'lara doğru çekilen
fıhn sayısı ise maliyetlerin
yüksekliği nedeniyle gi-
derek düştü. 1991-1997
yıllan arasında çevrilen
film sayısı 33l'de kaldı.
ÖdûHûyıllar
Son 7 yıl içinde sayısal
düşüşe rağmen, çevrilen
filmler gişe rekorlan kır-
maya başladı. 1993 yılın-
da 'Amerikalı' filmiyle
başlayan gişe rekorlan, iki
yıl gösterimde kalan 'E$-
kıya' ile devam etti. Bu dö-
nem aynca, Türk sinema-
sının yurtdışında bol ödül-
ler alması ile de dikkati
çekti. Sinan Çeön'in yönet-
tiği 'Berlin in Berlin'de oy-
nayan Hülya Avşar, 1993
Moskova Film Festiva-
linde"EnlyiKadmOyun-
cu",MemduhÜnde"Z»k-
kımın Kökü" adlı fılmi ile
1993 yılında tspanya Sıne-
ma Festivali'nde "En l>i
Yönetmen" ödülünü aldı.
Yine son dönem filmler-
den "Tabutta Rövaşata"
ve "Hamam" filmleri
uluslararası ödüller aldı.
1990'h yıllann en faz-
la film üretilen dönemi
1993-94 olurken, en az
film de 20 film ile 1997'de
çekildi.
SAK USTUNDE MÜJDATGEZEN
Ne yaptın acaba soranm sana
1997 ?.. Geldin, memleketi altüst
ettin ve sanki hiçbir suçun yokmuş
gibi, arkana bile bakmadan çekip gıttin? Ayıptır.
Koskoca yılın içinde olanlarda senin hiç mi suçun
yok?.. Yani REFAHYOL kendi kendine mi oldu?
Çiller ile Erbakan kendi kendilerine mi gelin güvey
oldular?.. Bunda senin hiç mi parmağın olmadı?..
Hadi canım sen de. Kime yutturuyorsun?.. Asıl
suçlu bal gibi sensın işte. Bakalım kardeşin neler
yapacak?.. Goreceğiz. Daha dört günlük bebek.
Ama o da buyüdükçe kimbilir bize neler edecek?..
Giderayak ona bazı öğütler ver. Hiç olmazsa senin
yaptıklannı yapmasın... El Nino falan da istemez,
sağ olun. Haydi güle güle. Yolun açık olsun...
Işılay Saygın
Kendisi Devlet
Bakanı. Hem de
kadından sorumlu.
"Bekâret kontrolü
yüzünden üç beş kız
intihar edecekse
edecektır, bekâret
kontrolü şarttır"
dedi... Benım için her
bakan saygındır.
Sadece Işılay Hanım
saygın değıl.
Bakanlık, bir
makamdır.
Sorumluluk ister. Bu
nedenle ben, Işılay
Saygın'ın bakanlığına
saygı duyuyorum,
soyadına ise ı ıh....
Meslekler
Atıcılık ülkemizın, memteketimizin, yöremizin,
beldemizin çok, ama çok önemli bir mesleğidir.
Bu atıcılık mesleğini, avcı atıcılığı veya yivli- setli silah
atıcılığı ile kanştırmamak gerekir. Bu atıcılık çok farklı,
bir o kadar da zartlı bir meslektir. Aynca zurtludur da.
Değerlı büyüklerimizin tekelinde olan bu mesleği
zaman zaman avcılar da kullanmışlardır, ama
onlannki çok basit kalır büyüklerimizin atıcılığı
yanında. Bir avcı, alt tarafı avdan eli boş
döndüğunde, kasaptan bir iki bıldırcın satın alıp
"Bunlan bugün vurdum" gibilerden ufak bir atmada
bulunabilir. Ya da "Dün avda karşıma birkaplan çıktı,
tam ateşleyeceğim tüfeği, ateş almaz. Vurdum
yumruğu hayvana, bayılttım" gibilerden, zararsız
atımlarda bulunabilir. Zaten kimse de ona, "Yahu
bizim memlekette kaplan yaşamaz ki" diye bir karşı
çıkmada bulunmaz. Onlar aralannda atar tutarlar,
ama bu kimseye zarar vermez. Büyüklerimizin atıcılığı
öyle değildır. Onlar attı mı inandınriar. Inandın mıydı
da ayvayı yedin demektir. Burada atıcılıklan
konusunda örnekler vemrıek isterdim, fakat bana
aynlan yer ancak bu kadar. Eğer bir gün gazetenin
tamamını veririerse size büyük atıcılanmızın attıklannı
yazarım. Eğer ona da "Ohoooo, biz bunlan zaten
biliyoruz, bilmediğimiz bir şey söyle" derseniz,
diyeceğim yok. Ülkemdeki bütün büyük atıcılara
saygılanmı sunuyor ve yeni yılın onlara bol yalan esini
getirmesını dilıyorum. Atıcılık az buz bir iş değildir...
98'de neler olacak?
Bunu bilmek o kadar zor bir
şey değil. Bir deste iskambil
kâğıdı, bir bardak su, bir de aşık
kemiği olursa, size hemen neler
olacağını söyleyebilirim.
Koskoca televizyonlann koskoca
haber bültenleri, falcılan çıkartıp
bir bardak suya baktırarak bize
neler olacağını anlatmaya
çalışıyoriar. Biz de salak salak
ekran başında onlan izliyoruz.
Çünkü ertesi gece, reyting
Maden işçisi
Benim için en kutsal ve
emeği en simgeleyen
iş maden ışçiliğidir. Yerin
yüzlerce metre dibinde
canını dişine takıp maden
çıkartmak için gece
gündüz aynmı olmaksızın
çalışmak ve simsiyah
yüzle, ellerie, yeryüzüne
çıkmak ve bunun
karşılığında, can güvenliği
bir yana, aldıği maaş
hiçbir zaman o aileyi rahat
geçindiremeyecek
oranda... Onlan
seviyorum. Ama bu hiçbir
şeye yetmez. Bu mesleği,
işçi sınıfının en anlamlı
bölümü olarak
görüyorum.
rekorlannın altüst edildiği yazıyor
gazetelerde ve ne kadar çok kışı
bunlan izlemiş, onlar
konuşuluyor... Şu anda önümde
bir bardak su yok, iskambil de
yok. Aşık kemiği de cuk
otunmadıkça doğruyu söylemez.
iyisı mı ben size 98 yılında neler
olacağını özel bir kehanetle
açıklayayım olsun bıtsin:
Enflasyon düşmeyecek... (Tabıi
bunu bilmek için falcı olmaya
Beni güldürenler
Birkaç yıl önce, özgün müziğin
eşsiz sesi Selda, sinemacı
Ferhan Üçoklar, ben, Kıbrıs'a bir
konsere gittik. Aylardan temmuz.
Selda ile Ferhan çektiler mayolan,
kendilerini denize attılar. Kıbrıslı bir
doktor arkadaş bana: "Aman sakın
buradan denize girme, kolibasili
var" dedi. Ben de bunu duydum ya,
artık kimse beni o denize
sokamaz... Selda'ya ve Ferhan'a
da, "Sakın girmeyın, burada
kolibasili varmış' dedim. Ferhan
bana bir soru sordu, "Peki sen
Istanbul'da nereden denize
giriyorsun" diye. Ben de:
"Florya'dan" dedim. O günkü
gazetede manşet: "Florya,
kolibasilinde en yüksek seviyede"
diyor. Ferhan'la Selda buna gün
boyu güldüler. Hâlâ gülüyorlar.
Çünkü Florya'nın hali malum..
gerek yok) Yeni TBMM Salonu
açılacak ve artık yalanlar oradan
söylenmeye başlanacak. (Doğru
soyleyenler de aynı çatı altında
olabilir, onlara "sözüm
Meclis'ten dışarı" diyoruz.)
Futbolda, sporun diğer
dallannda bir değişiklik
olmayacak. Eski tas eski
hamam. (Bunlann hepsini siz de
biliyorsunuz, ne diye harfler
harcıyorum.)
Güle güle
Özden
Cumhuriyet
düşmanlan, gericiler,
Onu hiçbir zaman
sevmediler. Yüzüne gülüp
arkasından sövdüler.
Onlann en belirgin yani
da zaten budur. Yalan
dolan, riya, sahtekâriık
onlann asıl işidir. Akıllan
sıra bunu Allah adına
yaptıklanndan sevabı
vardır. Yersen tabii...
Yekta Güngör Özden,
şair duyarlılığı taşıyan bir
Atatürkçü ve
vatanseverdi. Anayasa
Mahkemesi
Başkanlığı'ndan emekli
oldu. Yenı yasamı belki
şimdikinden de çetin
olacak. Ama bu gibi
insanlan emekliliklerinde
yalnız bırakmamak
gerekir. Bizler Onun
yanında olacağız. Güle
güle Sayın Özden ve hoş
geldiniz.
1998 YILININ
HEPİNİZE SAĞLJK,
MUTLULUK VE
GÜZELLİKLER
GETİRMESINI
DİLERİM.
Onunla 1970 yılında tanıştım. Ben
tiyatrodan sahneye geçmiş genç bir
komedyendim, o da bana eşlik eden
orkestrada trombon çalıyordu. Çok yetenekli,
besteler yapan, eline aldıği her enstrümandan en
güzel sesleri çıkartabilen acayip bir müzik adamı
idi. Yıllar sonra bir gün ona gittim. "Bir kabare
açıyorum, amblem şarkımı besteler misin?" dedim.
Besteleri bilgisayannda çaldı, tüm enstrümanlan
ayırdı, yükiedi, nefis bir şarkı çıkardı ortaya.
"Borcum ne?" dedim. Oyle ya, bir sürü zaman,
emek ve yaratıcılık var ortada "Ayıp oluyor, çeyrek
asırtık dostuz" dedi. Aradan yıllar geçti, bir TV
dizime Sezen Aksu beste yaptı, o da
kemanıyla çaldı. Sezen bunu bana
armağan etti. Ama o, Onno ile beraber bir
emek vermişti. Stüdyo masraflan, çalışma saatleri
falan. Gene aynı şeyi yaptı. Üçüne de birer anı afbnı
armağan ettim. Geçenlerde Ağır Roman filminin
kasetinı dinledim. Bestelerini yapmış. Sanıyorum,
Goran Bregoviç'ın Atila'dan oğreneceği çok şey
var. Hepinize salık veririm, bu kaseti edinin ve AtHa
Özdemiroğlu'nun nasıl bir besteci olduğunu bir
kez daha görün. O her zaman gözümdeki dost,
arkadaş, iyi adam, büyük müzikçi imajını koruyacak
nrtelikte biri. Seni seviyorum Atila.
Pazarın fıkrası
Vehbi Koç dilenciye para
vermeyi doğru bulmazmış.
Çalışıp kazanılmasından
yana nasihatlerde
bulunurmuş. Bir ramazan
günü gene bir dilenci yolunu
çevirmiş. Koç:
- Şimdi sana az para
versem bu bana uygun
değil.
Dilenci:
- E, o zaman çok para verin,
deyince Koç:
- O da sana uygun değil,
demiş.
Sezen ve...
Sezen Aksu ile yaşamını
anlatan bir magazin
programı yapmışlar. TV'de
izledim. Hemen ardından da
iki şarkıcı çıktı ekrana. Biri
sahici, ötekiler yapaydı. Biri
üreten bir sanatçı, ötekiler
icra eden kadınlardı. Farkı
anlayanın salt ben
olmadığımı biliyorum. Sizler
de izlediyseniz hemen ne
demek istediğimi
anlamışsınızdır. Ama
izlemeye de pek gerek yok
hani...
Eski şarkılar
Televizyonlarda
dinleyebiliyoruz. Bakıyorum
yeni çıkan kasetlerin hemen
tümünde eski şarkıiardan
var. "Nostaljiler", "Anılar"
vesaireler hep eski şarkılan
yeniden almış içine. Acaba
tükendi mi bu sanatçılar?
Neden yeni bir şeyler
üretemiyoriar? Yoksa taşıma
suyla değirmeni bu kadar mı
döndürebildıier. Çünkü bu
pop müzik bizim değil.
Çiller'in çarkı
Tansu Hanım artık Refah'tan
çok Refahçı. Çünkü bir ara
Meclis kulislerinde
Refahlılann da Yüce Divan
konusunda Tansu Hanım
aleyhinde oy kullanacaklan
dedikodusu esınce, Çiller
hemen Refah'a koltuk çıktı.
Aslında zaten refah içinde.
Bir eli yağda bir eli balda.
Oteller, pansiyonlar, arsalar,
yalılar... O zaten Refahta.
Okuyun: Mustafa Kemal /
Benoıst-Mechin / Bılgı /
Izleyin: NTV Sevin: 1998'i
AZİZ NESİN İLKÖĞRETİM OKULU
Bu hafta elime ulaşan bağış listesi son derece
mutluluk verdi. Bir yeni yıl armağanı gibi oldu
adeta. MEF öğretmenlerinin aralannda
başlattıklan kampanya sonucu BİR MİLYAR ELLİ
MİLYON lira geldi. Aynca MEF kurucusu Ibrahim
Ankan da 450.000.000 TL bağışta bulundu.
Aynca yüz milyon lira ile de Hasan Özen
kampanyaya destek verdi. Daha yüzü aşkın ismi
kapsayan bir liste var elimde. Ama yerim yok.
Hepinize teşekkürier. VAKIFBANK ÇATALCA ŞB.
Türk sineması
Sayın büyükler... Yerli filmlerden yeniden rüsum
almak fıkri acaba nereden aklınıza geldi? Herkes
bu dâhiyane buluşu merak edip duruyor... Doğrusu
ben de merak ediyorum. Türk sineması rahat bir
soluk alıp iki üç film gişe yapınca bir aklıevvel çıkıp
"Neden bunlardan vergi alınmıyor efendim?" dedi,
siz de vergiyi koydunuz... Vay anasını!.. Bence
hemen kaldınn vergiyi.
Çocuklar için
Sevgili çocuklar. Yeni yılın hepiniz için sağlıklı ve
başanlı geçmesini diliyorum. Tabii dersler iyi
çalışılacak ve hafta sonları tiyatroya gidilecek. Çünkü
tiyatro insanın ufkunu açar. Bu haftaki minik şiirimiz
size yeni yıl armağanı olsun: kardeş olmak.
yaklaş bana / uzat elini / sana değmek istiyorum.
seni tutmak / yaklaş / uzat ellerini
kardeş olmak istiyorum / kardeş olmak.
Pazarlık ve duvarlık sözler
ALDATMAYA VE ALDANMAYA EN ELVERİŞÜ
ŞEYLER, BİLMEDİĞİMİZ ŞEYLERDİR. Montaigne.
Futbolcu-aktör
j kisi arasında ne fark vardır?.. Biri yaşlandıkça
I değerlenir, öteki ise yaşlanınca emekli olur. Ama
onlarda yaş otuz sınınnda, otuz yaş ise bir oyuncu için
henüz mesleğin başlan. Ama bir de sonuç var ortada.
Ünlü bir futbolcu miryariann sahibi olabilirken, ünlü bir
aktör, geçimini ancak sağlayabilecek parayı kazanır.
Ama şimdi televizyonlar var. Oyuncular buradan para
kazanmaya başladı. Yoksa tiyatroya kalsa, vah vah
hallerine.