15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHÜRİYET 27OCAK1998SAU 8 DIŞ HABERLER Papa ambargoyu kınadı Dış Haberier Servisi - Pa- pa 2.Jean PauL, Küba'ya uy- gulanan ekonomik ambargo- yu, yoksullan yaralayan ge- lişigüzel bir önlem şeklinde değerlendırerek. ABD yap- tınmlannı kınadı. Papa, Küba'ya düzenledı- ği 5 günlük gezinın bitimin- de Havana Havaalanı"nda ön- ceki gün yaptığı konuşmada, Küba'ya uygulanan ambar- gonun, gıda, sağlık ve eğitim gibi insanın temel ihtiyaçla- nnın karşılanmasını daha da zorlaştırdığını söyledi. Papa, Küba'daki yoksulluğa, dışa- ndan uygulanan. haksız ve ahlaki olarak kabul edilemez olan ambargonun neden oldu- ğunu belirtti. Küba Lideri FıdeJ Castw ise Papa'yı uğurlarken yaptı- ğı konuşmada, ülkesine 35 yıldır uygulanan ambargoyu eleştirerek, Küba'yı, Golyat'a (Hazreti Davut'un öldürdü- ğü dev) karşı yaşam mücade- lesı veren, yeni bir Davut ola- rak tanımladı. Caslro, Papa'ya hitaben "Siz bazılan tarafin- dan komünizmin son kalesi olarak tanımlanan bir ülkeyi ziyaret ediyorsunuz. Biz ise, Avrupa "da sosyalizmi bitiren kişi gözmle bakılan bir dini lideri ağirtıyoruz" dedi ve bu ziyaretle ikisınin dünyaya ör- nek teşkil ettiğinı söyledi. Papa 2. Jean Paul, Küba'dan ayrılmadan önce halen ABD'de sürgünde bulunan rejim aleyhtan Kübalılara, yararsız karşı çıkışlardan vaz- geçmelerini isteyerek. Kü- ba'nın gelişmesi için daha ba- rışçıl ve uzlaşmacı bir tavır sergilemeleri çağnsında bu- lundu. Bu arada, Vatikan, Küba hükümetinin, Papa 2. Jean Paul'un düşünce suçlulannın serbest bırakılması yönünde- ki isteğine olumlu baktığını bildirdi. Vatikan tarafmdan yayımlanan bırbildiride, "Kü- ba'nın konuyu dikkatti birbi- çimde ineetediği ve en kısa za- manda bir açıklama yapaca- gT belirtıldı. Bölgede etkili olan güçlerin, Arap ülkesini hesaplaşma alanı olarak gördüğü öne sürülüyor Ürdiin Lübnan'laşıyorDış Haberier Servisi - Ürdün'ün. bir dönemin Lübnan'ı gıbı Orta- doğu'nûn güçlü ülkelennın iç çe- kişmelerinin kanlı hesaplaşmalar- la çözüldüfü tehlikelı bırbölge ha- line geldiğı ileri sürüldü. tngihere'de yayımlanan Indepen- dent gazetesi, geçen hafta Ürdün'ün başkenti Amman'da aralannda üst düzey Iraklı bir diplomat, iki Irak- lı işadamı vediğer5 kişinın bulun- duğu bir grubun Irak güvenlik güç- leri olduğu ileri sürülen kişilerce öl- dürülmesinedikkatçekildi Gaze- • tsrail ve Irak kaynaklı saldınlar, Ürdün'de oynanan oyunlara işaret ediyor. Irak lideri Saddarn Hüseyin'in, Ürdünlülerin sempatisini kazanırken ABD ve îsrail'e yanaşan Ürdün Krah Hüseyin'i bertaraf etmeyi amaçladığı tahmin ediliyor. teye göre Amman'daki cinayetler, olarak kullanıldığını gösteriyor. tn- rulan müttefik güçlere katılmayı aynı zamanda, Irak lideri Sad- dam'ın. köşeye sıkışan Ürdiin Kra- lı Hüseyin'i bertaraf etmeye yöne- lik yeni bir stratejisi olarak da yo- rumlanıyor. Gazeteye göre Ürdün'de işlenen bu son cinayetler ve olayla ilgilı hiç kimsenin gözaltına alınmama- sı, ülkenın bir hesaplaşma bölgesi dependent. geçen eylül ayında yi- ne Amman 'da Israilli ajanlann Ha- mas lideri Halid Meşal'i öldürme ginşımınde bulunduklanna dikka- ti çekıyor. Independent'e göre Irak, fsrail, Sunye ve Suudi Arabistan arasın- da sıkışıp kalan Ürdün, Körfez Sa- vaşı sırasında Irak'a karşı oluştu- reddettiği için savaştan en fazla za- rar gören ülkelerden biri oldu. Pa- raya ve ABD'nin himayesine gerek- sinimi olunca tavır değiştirerek 1994 yılında Israil ile bir anlaşma imzaladı. Bir yıl sonra, Saddam Hüseyin'e karşı gelerek Bağdat'tan kaçan General HüseyinKamd'e ka- pılannı açtıgı için Irak ile ilişkile- Ürdün'ün başkenti Amman'da halk Irak lideri Saddam Hüseyin'e destek amacıyla yûrüyor. Ürdün Kralı Hüseyin ülkesini tsraİTe yanaştınrken. halk arasında Irak'a sempati yükseliyor. Saddam Hüseyin'in bu çelişkiden yararlanmak istediği öne sürülüyor. ri iyice zedelendi. Gazete. Ürdün liderinin Körfez ülkeleri ile olan rlişkilerini yeni- den canlandırma çabasına girdiği- ni yazdı. Ancak Israil ile imzalanan anlaşma, üstelik Irak ile bağlann kopmuş olması Ürdün halkı ara- sında hoşnutsuzluk yaratmış bulu- nuyor. Gazetedeki haberegöre Kral Hüseyin'in bu köşeye sıkışık duru- munu fırsat bilen Irak devlet Baş- kanı Saddam. var gücü ile Ürdün Kralına yüklenerek onu yıpratma- ya çalışıyor. Gazete, aralık ayında Saddam Hüseyin'in Irak'ta kaçakçılık su- çundan tutuklu bulunan 4 Ürdün- lü'yü idam ettirmesini Ürdün'e uyan olarak değerlendiriyor. Zira Saddam rejimi karşıtlannın Ürdün tarafından barındırılmasını Irak kendi ıç işlerine bir müdahale ola- rak görüyor. Independent, Irak'ın bu konudaki politikasuıın açık ol- dufunu ileri sürüyor: Ürdün halkı arasında Irak sempatisini güçlendir- mek, bu arada Kral Hüseyin'i ber- tarafetmek. Gazete buna somutör- nek olarak, Saddam Hüseyin'in Ür- dün Krah'nın Irak hapishanelenn- de bulunan 50 Ürdünlü'nün ser- best bırakılması için yaptığı girişim- leri göz ardı ederek, Ürdün'deki muhalefet liderlerinden LeitŞube- ilat'ın sözünü dinlemesı vejest ola- rak Ürdünlü tutuklulan serbest bı- rakmasını gösteriyor. Ürdün'ün baş- kenti Amman'da geçen hafta işle- nen cinayetler ve bu kişilerin usta- ca öldürülüş biçimleri Irak'ın ge- lecekte de Ürdün'Ie nasıl uğraşaca- ğının bir işarerj olarak tanımlanıyor. Kiliselere yapılan saldınlar 'Türkiye'dekiRumlar korkuyor'Dış Haberier Servisi - İki ay ıçen- sınde lstanbul'da Ortodoks kılısılen- ne yönelik iki saldın gerçekleşmesi. Ortodoks kilisesınin önderlen arasın- da, Türkiye'nin. kilisilenni korumak için verdiği sözü tutup tutmadığı ile il- gili sorular dogmasına yol açtı New Yorks Times gazetesınde çıkan haberde, 12 Ocak'ta Sultanahmet'te- ki birkiliseye yönelik kundaklama ey- leminin ve kilisenin bekçisının öldü- rülmesinin bu tür kuşkulan arttırdığı belirtildi. Yazıda, Türkiye'de birkaç bın Orto- doks kaldığı ve Ortodoks kilisesınin ruhani önderinin lstanbul'da bulun- duğuna dikkat çekıldi. Türklerin Ortodoks mancmı, Tür- kiye'nin Avrupa'dakı en bü>oik rakı- bi Yunanıstan'la özdeşleştırdığı öne sürülen yazıda. Ortodoks kilisesınin et- kınlıklerine de kuşkuyla yaklaşıldığı kaydedıldı. Yazıda. Ayasofya yakınlanndaki Aya Terapon kılisesınine düzenlenen saldın \e kılıse bekçısı Yasilios Havi- aropoutos'un öldürülmesıne yer ve- rildı. Ha\iaropoulos'un cesedı kilısi- nin bahçesindeki bir kuyuda bulunmuş- tu. Haberde. polısın bekçinin saldı- ganlardan kaçmak ıçın kuyuya saklan- dığını ve boğularak öldüğünü iddia etmesine karşm, rahıp olan oğlunun bu iddiayı kabul etmedıği kaydedildi. Yazıda. Patnkhane'den yapılan açık- lamada bu tür olaylann. Ortodoks inan- cını benımseyen kişilerin ülkeden ay- nlmasına yol açacağına dikkat çekil- dığı vurgulandı. ABD'deki Ortodoks Rumlann olayı kınayan açıklamalan- na da yer venlen haberde. \ay ımladık- lan bıldınden şu bölumler aktanldı. "Ortodoks geçmişi olan \merika- lılar. Hıristhan dostiannın uluslara- rası hukuk kurallan çerçevesinde ko- runnıasını bcklemektedir." Yazıda, olayı soruşrurmakJa görev- li Komıser Mustafa Sagam'm. soruş- turmanın tüm hızıyla sürdüğü açıkla- malannın, Ortodoks liderlerin korku- lannı yatıştırmaya yetmediği belirtil- di. Haberde. Patriğın bir sözcüsüne "YetldHlerin Ortodoks kilisOerini ko- rumak ve suçlulan yakalamak için el- lerinden gelen her şeyi yaptıklanna inanıyormusunuz" dıye sorulduğunu ve sözcünün soruyu şöyle yanıtladığı kaydedildi. " Bazılan gerçekten kaygı duyuyor veyapabilecekleri her şe>i>apı>or.An- cak, daha fazlasını yapabilecek ve da- ha fazlasını yapması gereken büyük bir kesim de mevcut" Karadayı'dan uluslararası işbirliği çağrısı HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ'NDEN Üniversitemiz, Atatürk llkeleri ve Inkılap Tarihi, Fen Bilim- leri, Sağlık Bilimleri ve Sosyal Bilimler Enstitülerinin aşağı- da belirtilen Yüksek üsans, Yüksek Mühendislik, Doktora Ataturk llkeleri ve Inkılap Tarihi Enstitüsü Ataturk llkelen ve Inkılap Tanhı Enstrtusü Sosyal Bilimler Enstitüsü Proaram Antropok)|i Anabılım Dalı Arkeoloıı Anabılım Dalı Sanat Tanhı Anabılım Dalı Alman Dılı ve Edebıyatı Anabılım Da Alman Dılbihmı Alman Eüebıyatı Sosyolojı Anabılım Dalı Tarih Anabılım Dalı Turk Dılı ve Edebıyatı Anabılım Dalı Eskı Tûı* Edebıyatı Eğıtım Bılımlen Anabılım Dalı (*) Eğıtım Yön. Tef. Plan re Eko. Eğıtımde ö/ç ve Değ. llköğretımde Prog. Geı. ve ûğr. Fransız Dılı Eğrtımi Anabılım Dalı Alman Dıli Eğrtımı Anabilım Dalı Malıye Anabılım Dalı Hıdropolrtik Anabilim Dalı Resım Anasanat Dalı Tıyatro Anasat Dalı Piyano-Arp Anasanat Dalı Pryano Yaylı Çafgdar Anasanat Dalı Keman Vıyola Vıyolonsel Kontrbas Bale lı T.C. u Y.üsans 10 Y.üsans Tedj 5 10 8 5 5 7 10 - - - 5 6 8 20 10 Y.Usans îezJİ 10 2 9 t 2 2 2 2 5 yruklu Doktora 8 ygıklu Doktora 2 5 5 3 3 9 5 5 10 5 5 - 5 - San. Yet 5 - 2 2 2 2 - Yabancı uvruklu Y.üsans 1 Doktora 1 Yabancı uyruklu Y.Lısans Tezti 2 - - 2 - - - - 2 1 - 1 Y.Usans Tezli 1 . 1 1 1 1 - f) Bu anabılım dalı programlanna yalnızca yabancı dılı Ingılızce olanlar başvurabılır Fen Bilimleri Enstitüsü T.C. uvruklu Yüksek Lisans Prooram Bıl.Uzm. Yük.Müh Ağaç Işlen End. Müh. Btyomuhendıslık 6 Elek. ve Elekronık Muh. Gıda Mühendisliği Istatıstik D 5 Jeoloıı Mühendisliği D Kımya H 35 Kımya Mühendisliği Maden Mühendisliği Metamatik 10 Nükleer Enerjı Müh. (*•*) 5 6 - 7 30 - 10 22 - 10 , Doktora 4 5 3 5 16 10 5 7 5 5 Doktora - 1 - - 1 2 - 2 1 - - - - - San.Yet 1 1 1 1 1 - Yabancı uvruklu Yüksek Lisans Bil. Uzm. 1 - - 1 - 1 - 1 - Yük.Müh. 1 1 1 - 1 - 1 1 - 1 Doktora - 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 D Istatıstik Anatolım Oalına art 5 adet btlım uzmanlığı kontenjanı Aktuerya programı ıçındır n Jeoloıı Mühendisliği Anabılım Dalı'na aıt 10 adet yüksek muhendıslık ile 4 adet doktora kontenıanı Hıdrojeoloıı Mühendisliği programı ıçındır (*") Kımva ve Nuk Enen> Muh Anabılım Dallannda eğitim yalnızca Ingılızce olarak yapılmaktadır Saâlık Bilimleri Enstitüsü Proaram Anatomı f ) Analrtik Kimya Beslenme ve Dıyetetık Bıyoıstatıstık Bıyokımya (**) Bıyofarmosotık ve Farmokokınetıfc Çevre Hekımliğı (~) Çocuk Gelişimı ve Eğitimi Endodontı (Dış) Ev ıdaresı ve Aıle Ekonomısı T.C. uvruklu Doktora 3 - 6 3 3 1 9 2 1 Y.üsans - 1 - 5 6 1 3 15 - 18 Yabancı uvruklu Doktora - - - 1 - - - - 1 Y.üsans - - - 1 - - - - ve Sanatta Yeterlik programlarına 1997-1998 Öğretim Yılı Bahar Yarıyılı için belirtilen kontenjanlarla öğrenci alınacak- tır. Program Eczacılık Işletmeciliği ve Mevzuatı Farmakotojı Farmagoknozı Farmasotık Bryoteknolojı Farmasötık Botanık Farmasotık Kımya Farmasötık Teknotojı Farmasotık Toksıkoiojı Fızık Tedavı Rehabılıtasyon Halk Sağlığı Hemşırelık Kozmetolo|i !ş Sağlığı Mıkrobıyolo|i Orol Dıagnoz ve Radyoloıı Ortodontı Protez (Dış) Radyofarması Sağiık Kurumlan Yönetımı Spor Hekımlığı SağlıkYonetımı Tedavı (Dış) Toksıkoloji Tıbbı Bıyolo)i (~*~) lmmûnolo)i ( " ^ Nütnsyon ve Metabolizma (*"*) Temel Norolojık Bilimler Nöro, Elektrofizyoloji ilen Nörolojik Bilimler Radyasyon Tedavısı Fızıği ve Plan. Kanser Bıyokımyası Türnör Bıyolojısı ve lmmunolo|isı 0 Anatomı programına başvuracak adaylann tıp doktoru olmalan ve çok lyı derecede Ingılızce bılmeten gerekjr. (") Bıyokımya prograrra kontenjanlannın 1 doktora. 2 yükseklısans Eczacılık Fakûltesı Bıyokımya Anabılım Oalına aıttır (~) Çevre Hekımlığı programına başvuracak adaylann Halk Sağlığı Dahılıye Pedıatn ve Aıle Hekımlığı Uzmanlıgını yapmış tıp doktoru olmalan gerekır (—) lmmunolo)i, Nütnsyon ve Metabolizma programlanna başvuracak adaylann tıp doktoru olmalan gerekır. ("—) Tıbbı Bıyolojı programına başvuracak adaylann yabancı dıllennın Ingılızce olması gerekır Başvuru koşuHan, şekli ve giriş sınavlan; 1) Adaylan- a) 1 adet fotoğraf, bl Dıploma veya mezunıyet belgesının onaylı suretı. c) Mezunıyet derecesını gostenr onaylı not dokumu (Transknpt) ve d) LES Sonuç Bögesı ile ılgılı enstıtuye lAtaturk llkelen ve Inkılap Tarihi, Fen Bılımlen ve Sosyal Bilimler Enstıtulerı Beytepe Kampusu nde, Sağlık Bılımlen Enstıtûsu Hacettepe Merkez Kampus'te) şahsen başvurmalan gerekır bir başkası vasıtasıyla, faks vb yoltarla başvuru kabul edılmez 2) Yüksek üsans programlan adaylannın lisans veya dengı oğremmı başan duzeylen not ortalamasının en az 60/100, doktora'sanatta yeterlik programıan adaylannın lisans veya dengı öğrenımı başan duzeylen not ortalamasının en az 60/100. yükseklısans oğrenımı başan duzeylen not ortalamasının ise en az 70/100 oknası gerekır 3) Yüksek lisans ve doktora/sanatta yeterlik programlan adaylannın LES'ten Eşrt Ağırlıklı Puan olarak, tıyatro, pryano-arp, yaylı çalgılar ve bale anasanat dallan ıçm en az 35, ötekı anabılım dallan ıçın ise en az 40 puan almış olmalan gerekır 4) Başvuru ve Sınavlar Başvurular Ataturk llkelen ve Inkılap Tanhı Enstitüsü 2-13 Şubat 1998 Sosyal Bilimler Enstrtusü 2-13 Şubat 1998 Fen Bılımlen Enstıtûsu 2- 6 Şubat 1998 Sağlık Bılımlen Enstrtusü 2- 6 Şubat 1998 Bu Sınavlar ılgılı anabtlım/anasanat dallannda yapüacak ve sınavlann gun. yer ve saatlen ılgılı enstıtulerde ve anabılım/anasanat dallannda ılan edılecektır 5) Yabancı dıl ve bılım/sanat sınavlannda başanlı sayılmak ıçın. tam notun yükseklısans adaylan ıçm en az 65/100'unu. doktora/sanatta yeterlik adaylan ıçın en az 75/100'ünu aknak gerekır. Gınş sınavlannı kazanan adaylann lısteien ılgılı enstrtulerde ılan edılecektır 6) Ingılızce, Fransızca ve Almanca dıllennden bırınde yapılrrış uluslararası standartta bir yabancı dıl sınavında TOEFL-500 (Bir yabancı dıl ve edebıyatıAulîuru alaranda oğretım yapan bınmler ıçın 550), IELTS-5.5 (Bir yabancı dıl ve edebıyatıAülturü alanında öğretim yapan bınmler ıçın 6), CPE-C ve KPDS-60 veya yukarı puan/not alan ve sınav sonuç bekjesı beş yıldan eskı olmayan adaylar yabancı dıl gınş sınavlarından muaf tutulur Basın 2403 T.C. uyruklu Doktora 1 4 2 1 - 2 1 - 1 2 7 - - 2 2 . 2 4 . 1 4 2 1 1 1 1 2 - Y.üsans - 2 2 - 3 6 2 3 5 - - 2 1 - - - 1 15 2 . - - 2 _ - 4 1 Yabancı uvruklu Doktora - 1 . " _ 1 1 - . 2 - - - 1 _ - - - Y.üsans - 1 - - 1 1 - - - - - - - - - - - - - - - - 2 1 Giriş Sınavlan 18-20 Şubat 1998 18-20 Şubat 1998 10-12 Şubat 1998 10-12 Şubat 1998 VİYANA (AA) -Genel- kurmay Başkanı Orgene- ral fsmail Hakkı Karada- yı, dünyanın karşı karşıya kaldıgı yeni risk ve tehdit- lerin başında. uluslararajı terorizm ve etnik çatışma- lann geldiğini söyledi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Karadayı, Avru- pa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatf nın (AGtT) dün Viyana'da başlayan Savun- ma Politikalan ve Askeri Doktrinler Semineri'nin sabahki açılış oturumunda ilk konuşmayı yaptı. Ka- radayı. "Değişime Neden Olan Faktörler \e Bunlann Güvenlik Konseptlerine Et- kisi" konulu sunuşunda, özellikle yeni dengeler ve tehditler üzerinde durarak uluslararası işbirliği çagn- sında bulundu. Güvenlik kavrammın as- keri boyuttan çı- karak siyasi, ekonomik ve sosyal boyutlar- labirliktegeniş- lediğini söyle- yen Orgeneral Karadayı, bu bağlamda orta- ya çıkan yeni risk ve tehditle- ri iki kategori- ye ayırarak şöy- le konuştu: "Bunlann birin- cisi, yasadışı si- lah \ç ııyus^uru- cu rrafıği. ulus- lararası tero- rizm ve teroriz- me bazı ahval- de bağımsızlık savaşı sayılarak gözyumulmasu hatta desteklenmesi, kitle imha silahlan \v atma araç- lan başta olnıak üzere silah- lann yayılması \e çe»Tesel tahribatlar şeklinde orta- ya çıkan global tehditleri içermektedir. İkinci kate- goride, etnik çatışmalar, hoşgöriisüzlük, radikal mil- liyetçilik \e her türlü ay- nmcılık \e göçgörünûmüıı- de insan ticareti sa> ılabilir. Bu risk ve tehditler kiasik düşnıan konseptinde oldu- ğu üzere açıkça görüleme- diklerinden, daha tehlike- Udirier." tkınci Dünya Sava- şından bu yana Batılı gü- venlik kurumlannın. Av- rupa'dakı banş ve ıstikra- nn korunmasında oynadı- ğı önemlı rolü vurgulayan Genelkurmay Başkanı. NATO'nun. AGtT içinde adeta bir "sigorta" olmaya de\am ettiğinı ve hem ıs- tikrarlı ortamlar yaratma yoluyla AGtT faaliyetleri- ne ve hem de Bosna- Her- • AGlT Askeri Doktrinler Semineri, 30'dan fazla genelkurmay başkanmın katılımıyla Viyana'da başladı. İlk konuşmayı yapan Karadayı, uluslararası terör ve etnik çatışmalan ön plana çıkardı. sek krizinde görüldüğü üze- re bölgesel krizlerin çözü- müne katkı sağladığını be- lirtti. Terörie mücadele Orgeneral Karadayı, uluslararası terorizmin, de- mokrasinin yerleşmesine ve tüm dünyada güveniik, banş ve istikrann yaygın- laştınlmasına karşı en bü- yük engeli oluşturduğunu söyledi. AGlT bölgesinin, Orta Asya, Kafkaslar ve Akde- niz gibi AGlT anlayış ve standartlannm mevcut ol- madığı, politik ve ekono- mik istikrarsızlıklar ve ra- dikalizmlebütünleştiği böl- gelerle karşı karşıya oldu- ğunu vurgulayan Genel- kurmay Başkanı Orgene- ral Karadayı, bu çerçevede Türkiye'nin bir cephe ülke- si konumunda olduğunu belirt- ti. Türkiye'nin askeri doktrini- nin, güvenlik ih- tiyaçlanve mev- cut riskler ışığın- da asgari yeter- liliğevekolektif savunmaya da- yandığını söyle- yen Orgeneral Karadayı. silah- sızlanma ve si- lahlann kontro- lü müzakereleri- ni samimiyetle desteklemeye devam edecekle- rini belirtti ve Atatürk'ün "Yurtta sulh CH handa sulh" öz- deyişinin, bu ko- nudaki temel rehber oldu- gunu hatırlartı. Genelkur- may Başkanı Orgeneral ls- mail Hakkı Karadayı, ko- nuşmasında Balkanlar, Kafkasya ve Ortadoğu 'da- ki istikrarsızlıklara da dik- kat çektı. Bu bölgelerdeki çözülmemiş sorunlardan kaynaklanan gerginlik ve sıcak savaşlann. yalnız A\ - rupa'nın değıl rüm dünya- nın yaşamsal çıkarlannı et- kilediğini söyledi. Karadayı, konuşması bo- yunca pek çok kez \TJrgu- ladığı uluslararası işbirliği çağnsını yineleyerek söz- lennı şöyle bıtırdi: "Sonuç olarak hiçbir organizasyo- nun tek başına başanlı ol- ması mümkün değildir. Bu hıısus. kurumlar \e organi- zasyonlaarası işbirliğinin gereküliğini ortaya ko%mak- tadır. Ve işbirliği ümidi do- ğurur. Evlatlanmıza böyle bir ümidedayalı daha iyi bir gelecek kurabilmek için, gelin biriikte olahm." BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI 20001i YıHarda Türkiye'nin Yeni Konumu Türk dış ilişkilöri 2000'li yıllara, büyük değişiklikler- le başlamak durumunda. Bu değişiklik, Türkiye'nin ken- di seçeneği değil. Geleceğin Avrupadevleti içinde yer alamayacağı artık kesinleşen Türkiye, bu devlete sı- nın olan bir bölge ülkesi olacak, 2020'ye kadar 11 'le- ri içine alacak olan AB, artık bu bölgedeki sınırlarını belirledi. Burada Türkiye için tek umut, Almanya'nın fazla öne çıkarak AB'yi parçalaması, ancak bu çok zayıf bir olasılık. Ortadoğu ve Hazar çevresinde ABD ve israil ile ya- kın bir ilişki düzeni kurmakta olan Türkiye, bu ilişki dü- zenini "esas alarak" bölgesel konumunu güçlendir- meye çalışacak. Buna paralel olarak, Kafkasya-lç Asya ekseni ve Rusya-Ukrayna boyutu ile ekonomik ilişkileri gelişecek. Boru hatları konusunda Türkiye atılım yapabilirse Hazar çevresi-ABD-Türkiye işbirli- ği büyük bir itici güç yaratacak. Ancak bugün, belir- sizlik ortamı içindeyiz. Asya'nın doğusu, özellikle Japonya ile Japon ya- tınmlannın ve ithalatın artışına bağlı olarak ekonomik ilişkiler büyüyecek. Ortadoğu belirsizlik içinde. 10-15 yılda Irak soru- nu çözülür, iran ile normalleşme sağlanırsa, ekono- mik ilişkilerde hızlı büyümeler olur... ABD boyutu, ekonomik ve politik olarak "bölgesel bağlamda" gelişecek. Avrupa'nın dışında kalan Tür- kiye, ABD ile daha yakın ekonomik ve politik ilişkiler içine girecek. Türkiye'nin dış ekonomik ve politik ilişkileri, önü- müzdeki 10-15 yıl içinde yeni dengelere oturacak, bu kaçınılmaz. Yeni dengelere yol açan en büyük etken, Türkiye'nin AB dışında bırakılmasıdır. AB'nin karan- nın değişeceğini kimse beklemesin, gerçekçi olalım. AB açısından nesnel öğeler (gerekçeler), önümüzde- ki 20-30 yıl içinde, "Avrupa'nın karan bakımından", daha da aleyfıimize gelişecek. Çünkü bu öğeler, met- re ile kilo ile ölçülebilecek net öğeler ya da gerçek- lerdir. Bölgede yeni dengeler ve Türkiye Türkiye bölgesinde, bölgesel politika olarak ABD'ye yakın olacak, "kendi yaratacağı ekonomik güç oda- ğı" ile ayakta durabilecektir. AB'nin Türkiye bakımın- dan ekonomik ağıriığı, "göreceli olarak azalacaktır". Avrupa'nın bu bölgeye yönelik politikası yüzünden, politik ilişkilerde sorunlar sürecektir. Çünkü AB'nin böl- geye yönelik politikası, Türkiye'nin ulusal çıkarlan ile ters düşmektedir. AB, daha bugünden, bölgesel Kürt sorunuile"/ç/çe" başladı. 11991 'de ABD'nin Körfez'e fazla yerleşmesine karşılık, AB de bölgede, eline "Kürt kartım" geçirmek ve AB çıkarlannı bölgede genişlet- mek istemektedir. Bölge üzerindeki "güç kavgasın- da", hem ABD hem de AB, birbirlerine karşı, aynı kart üzerine oynamaktadıriar. Bundan da en büyük zara- n, Türkiye görmektedir. Aynı rekabet iran konusunda da yavaş yavaş sinyaller vermeye başladı. AB Türki- ye'yi, AB dışında, ancak AB'nin ekonomik güdümün- de bir devlet olarak tutmak istemektedir. 6 Mart bel- gesi, eğer kalırsa, AB'ye bu olanağı sağlıyor. Türki- ye, dışında kaldığı ve kalacağı AB'ye karşı, 6 Mart bel- gesini değiştirerek, eline çok önemli kozlar geçirebi- lir. Aynca Türkiye, ABD, Japonya-AB üçgenindeki re- kabetten, ancak bu durumda yararlanabilir, pazarlık gücünü kuvvetlendirebilir. Özellikle, bölgesel güç ol- ma yolunda başan sağlarsa, Türkiye'nin elindeki kart- lar daha da güçlenir. Ancak bu konu, biraz da "tavuk yumurta-yumurta tavuk" durumundadır. Türkiye bölgesel güç olma konusunda önemli ola- naklara sahiptir: a) Coğrafyasının ABD, AB ve Ja- ponya için taşıdığı önem büyüktür, b) Oldukça güç- lü ve dinamik, hatta saldırgan bir girişimci yapısına sahiptir, c) Ekonomik ölçeğinin büyüklüğü ve çeşitli- liği söz konusudur, d) Bölgenin su kaynaklanna sa- hiptir, e) GAP'ın büyük bir potansiyel gücü vardır, f) Enerji ulaşım yollan üzerindedir, g) Türk cumhuriyet- leri ile özel ilişkileri vardır. Bu nedenlerle Türkiye yal- nız, ABD-Japonya-AB geniş üçgeninde değil, Balkan- lar-Kafkasya-Ortadoğu dar üçgeninde de önemli ola- naklar yaratabilecek durumdadır. Türkiye bugün bile, Avrupa'da 15 mityardolar, 5 Türk cumhuriyetinde 7 mtfyar dolar sabit sermaye yatın- mını, sadece özel sektörü ile yapabilmiştir. Önünde- ki 10-15 yıllık dönemde Türkiye'nin dış ekonomi iliş- kiler ağıriığı, Karadeniz-Kafkasya-lç Asya yönünde kay- ma gösterecektir. Ortadoğu normalleşirse, buna Or- tadoğu'yu da eklemek gerekır. En önemli sorunumuz, hükümetlerin, iç paylaşım kavgalan ile uğraşmaktan, bölgesel sorunlara ve dış ilişkilere yeterii ağırlık verememeleridir. Buna, tüm devlet kademelerini de eklememiz gerekir. Türkiye ar- tık yeni bir yaklaşımla, "uzun dönem stratejilen be- liheyip, uygulayabilen" birkonumagelmelidir. Bu ay- nı zamanda, Türkiye için bir "varolup olmama" so- runudur. Yukarıda çizilen tablo biraz karamsar görü- nebilir. Ancak her şey bizim becerimize göre şekille- necek. Türkiye, "zor, oyunu bozar" kuralını işletebi- lirse, bu kritik tarihsel süreç içinde elindeki olanakla- rı değerlendirebilirse, bu dönemeci de başarıyla tamamlayabilir. Yeter ki ne yaptığımızı iyi bilelim, taş- ları yerli yerine oturtalım. Dünya Bankası ve AB'den Sırplara nuıli destek BRÜKSEL/BANJA LL'KA (,\A) - Bosna'nın Sırp kesımındeki Sırp Cumhunyeti'nde ılımlı bir yeni hükümetin kurulma- sındanmemnunluk du>an Avrupa Birlıgı (AB) \e Dünya Bankası, yeni hükü- mete mali destek venyor. Dünya Bankası, yeni Deviet Başkanı Biljana Plavsic ile 17 mılyon do- lar tutannda yenıden ya- pılanma anlaşması imza- ladı. AB Dışışlen Bakan- lan da, ılımlı yeni bir hü- kümetin kurulmasından duydukları memnuniyetı dıle getırdıler ve hüküme- tı 7 mılyon Avrupa para bı- rımi (6.48 milyon dolar) tutannda bir başlangıç pa- ketı ile desteklemeye karar verdiler. Dünya Bankası "nın Bos- na bürosu başkanı Rory O'Sullivan. "Proje, Sırp Cumhuriveti'nin veniden inşaasını desteklemevi amaçlıyor" dedi. Sullı- \an. SırpCumhunyetı'nın 65 milyon dolara mal ola- cağı tahmin edılen yenıden vapılanması için 17 mıl- \on dolann sağîanacağı- nı kalanın ise çeşitli bağış- çılartarafından karşılana- cağmı söyledi. Bu arada, AB tarafın- dan sağlanacak fonun. Bos- na Sırp hükümetinin. fonk- siyonlanna en kısa zaman- da başlamasını amaçladı- ğı kaydedildi Avrupa Konseş ı sözcüsü Norbert Schwaiger, "bu bir çeşit kumar. ancak. oynama- mız gereken bir kumar" dedi. AB Dışışlen Ba- kanlan tarafından yapılan ortak açıklamada. Sırp Başbakanı Milorad Do- dik'ın. Dayton banş an- laşmalannın tam anlamıy- la yerine getirilmesi \a- adi hatırlatıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle