Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHÜRİYET 27OCAK1998SAU
8 DIŞ HABERLER
Papa
ambargoyu
kınadı
Dış Haberier Servisi - Pa-
pa 2.Jean PauL, Küba'ya uy-
gulanan ekonomik ambargo-
yu, yoksullan yaralayan ge-
lişigüzel bir önlem şeklinde
değerlendırerek. ABD yap-
tınmlannı kınadı.
Papa, Küba'ya düzenledı-
ği 5 günlük gezinın bitimin-
de Havana Havaalanı"nda ön-
ceki gün yaptığı konuşmada,
Küba'ya uygulanan ambar-
gonun, gıda, sağlık ve eğitim
gibi insanın temel ihtiyaçla-
nnın karşılanmasını daha da
zorlaştırdığını söyledi. Papa,
Küba'daki yoksulluğa, dışa-
ndan uygulanan. haksız ve
ahlaki olarak kabul edilemez
olan ambargonun neden oldu-
ğunu belirtti.
Küba Lideri FıdeJ Castw
ise Papa'yı uğurlarken yaptı-
ğı konuşmada, ülkesine 35
yıldır uygulanan ambargoyu
eleştirerek, Küba'yı, Golyat'a
(Hazreti Davut'un öldürdü-
ğü dev) karşı yaşam mücade-
lesı veren, yeni bir Davut ola-
rak tanımladı. Caslro, Papa'ya
hitaben "Siz bazılan tarafin-
dan komünizmin son kalesi
olarak tanımlanan bir ülkeyi
ziyaret ediyorsunuz. Biz ise,
Avrupa "da sosyalizmi bitiren
kişi gözmle bakılan bir dini
lideri ağirtıyoruz" dedi ve bu
ziyaretle ikisınin dünyaya ör-
nek teşkil ettiğinı söyledi.
Papa 2. Jean Paul, Küba'dan
ayrılmadan önce halen
ABD'de sürgünde bulunan
rejim aleyhtan Kübalılara,
yararsız karşı çıkışlardan vaz-
geçmelerini isteyerek. Kü-
ba'nın gelişmesi için daha ba-
rışçıl ve uzlaşmacı bir tavır
sergilemeleri çağnsında bu-
lundu.
Bu arada, Vatikan, Küba
hükümetinin, Papa 2. Jean
Paul'un düşünce suçlulannın
serbest bırakılması yönünde-
ki isteğine olumlu baktığını
bildirdi. Vatikan tarafmdan
yayımlanan bırbildiride, "Kü-
ba'nın konuyu dikkatti birbi-
çimde ineetediği ve en kısa za-
manda bir açıklama yapaca-
gT belirtıldı.
Bölgede etkili olan güçlerin, Arap ülkesini hesaplaşma alanı olarak gördüğü öne sürülüyor
Ürdiin Lübnan'laşıyorDış Haberier Servisi - Ürdün'ün.
bir dönemin Lübnan'ı gıbı Orta-
doğu'nûn güçlü ülkelennın iç çe-
kişmelerinin kanlı hesaplaşmalar-
la çözüldüfü tehlikelı bırbölge ha-
line geldiğı ileri sürüldü.
tngihere'de yayımlanan Indepen-
dent gazetesi, geçen hafta Ürdün'ün
başkenti Amman'da aralannda üst
düzey Iraklı bir diplomat, iki Irak-
lı işadamı vediğer5 kişinın bulun-
duğu bir grubun Irak güvenlik güç-
leri olduğu ileri sürülen kişilerce öl-
dürülmesinedikkatçekildi Gaze-
• tsrail ve Irak kaynaklı saldınlar, Ürdün'de oynanan oyunlara işaret ediyor. Irak
lideri Saddarn Hüseyin'in, Ürdünlülerin sempatisini kazanırken ABD ve îsrail'e
yanaşan Ürdün Krah Hüseyin'i bertaraf etmeyi amaçladığı tahmin ediliyor.
teye göre Amman'daki cinayetler, olarak kullanıldığını gösteriyor. tn- rulan müttefik güçlere katılmayı
aynı zamanda, Irak lideri Sad-
dam'ın. köşeye sıkışan Ürdiin Kra-
lı Hüseyin'i bertaraf etmeye yöne-
lik yeni bir stratejisi olarak da yo-
rumlanıyor.
Gazeteye göre Ürdün'de işlenen
bu son cinayetler ve olayla ilgilı
hiç kimsenin gözaltına alınmama-
sı, ülkenın bir hesaplaşma bölgesi
dependent. geçen eylül ayında yi-
ne Amman 'da Israilli ajanlann Ha-
mas lideri Halid Meşal'i öldürme
ginşımınde bulunduklanna dikka-
ti çekıyor.
Independent'e göre Irak, fsrail,
Sunye ve Suudi Arabistan arasın-
da sıkışıp kalan Ürdün, Körfez Sa-
vaşı sırasında Irak'a karşı oluştu-
reddettiği için savaştan en fazla za-
rar gören ülkelerden biri oldu. Pa-
raya ve ABD'nin himayesine gerek-
sinimi olunca tavır değiştirerek
1994 yılında Israil ile bir anlaşma
imzaladı. Bir yıl sonra, Saddam
Hüseyin'e karşı gelerek Bağdat'tan
kaçan General HüseyinKamd'e ka-
pılannı açtıgı için Irak ile ilişkile-
Ürdün'ün
başkenti
Amman'da halk
Irak lideri
Saddam
Hüseyin'e destek
amacıyla
yûrüyor. Ürdün
Kralı Hüseyin
ülkesini tsraİTe
yanaştınrken.
halk arasında
Irak'a sempati
yükseliyor.
Saddam
Hüseyin'in bu
çelişkiden
yararlanmak
istediği öne
sürülüyor.
ri iyice zedelendi.
Gazete. Ürdün liderinin Körfez
ülkeleri ile olan rlişkilerini yeni-
den canlandırma çabasına girdiği-
ni yazdı. Ancak Israil ile imzalanan
anlaşma, üstelik Irak ile bağlann
kopmuş olması Ürdün halkı ara-
sında hoşnutsuzluk yaratmış bulu-
nuyor. Gazetedeki haberegöre Kral
Hüseyin'in bu köşeye sıkışık duru-
munu fırsat bilen Irak devlet Baş-
kanı Saddam. var gücü ile Ürdün
Kralına yüklenerek onu yıpratma-
ya çalışıyor.
Gazete, aralık ayında Saddam
Hüseyin'in Irak'ta kaçakçılık su-
çundan tutuklu bulunan 4 Ürdün-
lü'yü idam ettirmesini Ürdün'e
uyan olarak değerlendiriyor. Zira
Saddam rejimi karşıtlannın Ürdün
tarafından barındırılmasını Irak
kendi ıç işlerine bir müdahale ola-
rak görüyor. Independent, Irak'ın
bu konudaki politikasuıın açık ol-
dufunu ileri sürüyor: Ürdün halkı
arasında Irak sempatisini güçlendir-
mek, bu arada Kral Hüseyin'i ber-
tarafetmek. Gazete buna somutör-
nek olarak, Saddam Hüseyin'in Ür-
dün Krah'nın Irak hapishanelenn-
de bulunan 50 Ürdünlü'nün ser-
best bırakılması için yaptığı girişim-
leri göz ardı ederek, Ürdün'deki
muhalefet liderlerinden LeitŞube-
ilat'ın sözünü dinlemesı vejest ola-
rak Ürdünlü tutuklulan serbest bı-
rakmasını gösteriyor. Ürdün'ün baş-
kenti Amman'da geçen hafta işle-
nen cinayetler ve bu kişilerin usta-
ca öldürülüş biçimleri Irak'ın ge-
lecekte de Ürdün'Ie nasıl uğraşaca-
ğının bir işarerj olarak tanımlanıyor.
Kiliselere yapılan saldınlar
'Türkiye'dekiRumlar korkuyor'Dış Haberier Servisi - İki ay ıçen-
sınde lstanbul'da Ortodoks kılısılen-
ne yönelik iki saldın gerçekleşmesi.
Ortodoks kilisesınin önderlen arasın-
da, Türkiye'nin. kilisilenni korumak
için verdiği sözü tutup tutmadığı ile il-
gili sorular dogmasına yol açtı
New Yorks Times gazetesınde çıkan
haberde, 12 Ocak'ta Sultanahmet'te-
ki birkiliseye yönelik kundaklama ey-
leminin ve kilisenin bekçisının öldü-
rülmesinin bu tür kuşkulan arttırdığı
belirtildi.
Yazıda, Türkiye'de birkaç bın Orto-
doks kaldığı ve Ortodoks kilisesınin
ruhani önderinin lstanbul'da bulun-
duğuna dikkat çekıldi.
Türklerin Ortodoks mancmı, Tür-
kiye'nin Avrupa'dakı en bü>oik rakı-
bi Yunanıstan'la özdeşleştırdığı öne
sürülen yazıda. Ortodoks kilisesınin et-
kınlıklerine de kuşkuyla yaklaşıldığı
kaydedıldı.
Yazıda. Ayasofya yakınlanndaki
Aya Terapon kılisesınine düzenlenen
saldın \e kılıse bekçısı Yasilios Havi-
aropoutos'un öldürülmesıne yer ve-
rildı. Ha\iaropoulos'un cesedı kilısi-
nin bahçesindeki bir kuyuda bulunmuş-
tu. Haberde. polısın bekçinin saldı-
ganlardan kaçmak ıçın kuyuya saklan-
dığını ve boğularak öldüğünü iddia
etmesine karşm, rahıp olan oğlunun bu
iddiayı kabul etmedıği kaydedildi.
Yazıda. Patnkhane'den yapılan açık-
lamada bu tür olaylann. Ortodoks inan-
cını benımseyen kişilerin ülkeden ay-
nlmasına yol açacağına dikkat çekil-
dığı vurgulandı. ABD'deki Ortodoks
Rumlann olayı kınayan açıklamalan-
na da yer venlen haberde. \ay ımladık-
lan bıldınden şu bölumler aktanldı.
"Ortodoks geçmişi olan \merika-
lılar. Hıristhan dostiannın uluslara-
rası hukuk kurallan çerçevesinde ko-
runnıasını bcklemektedir."
Yazıda, olayı soruşrurmakJa görev-
li Komıser Mustafa Sagam'm. soruş-
turmanın tüm hızıyla sürdüğü açıkla-
malannın, Ortodoks liderlerin korku-
lannı yatıştırmaya yetmediği belirtil-
di. Haberde. Patriğın bir sözcüsüne
"YetldHlerin Ortodoks kilisOerini ko-
rumak ve suçlulan yakalamak için el-
lerinden gelen her şeyi yaptıklanna
inanıyormusunuz" dıye sorulduğunu
ve sözcünün soruyu şöyle yanıtladığı
kaydedildi.
" Bazılan gerçekten kaygı duyuyor
veyapabilecekleri her şe>i>apı>or.An-
cak, daha fazlasını yapabilecek ve da-
ha fazlasını yapması gereken büyük
bir kesim de mevcut"
Karadayı'dan
uluslararası
işbirliği çağrısı
HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ'NDEN
Üniversitemiz, Atatürk llkeleri ve Inkılap Tarihi, Fen Bilim-
leri, Sağlık Bilimleri ve Sosyal Bilimler Enstitülerinin aşağı-
da belirtilen Yüksek üsans, Yüksek Mühendislik, Doktora
Ataturk llkeleri ve Inkılap Tarihi Enstitüsü
Ataturk llkelen ve Inkılap Tanhı Enstrtusü
Sosyal Bilimler Enstitüsü
Proaram
Antropok)|i Anabılım Dalı
Arkeoloıı Anabılım Dalı
Sanat Tanhı Anabılım Dalı
Alman Dılı ve Edebıyatı Anabılım Da
Alman Dılbihmı
Alman Eüebıyatı
Sosyolojı Anabılım Dalı
Tarih Anabılım Dalı
Turk Dılı ve Edebıyatı Anabılım Dalı
Eskı Tûı* Edebıyatı
Eğıtım Bılımlen Anabılım Dalı (*)
Eğıtım Yön. Tef. Plan re Eko.
Eğıtımde ö/ç ve Değ.
llköğretımde Prog. Geı. ve ûğr.
Fransız Dılı Eğrtımi Anabılım Dalı
Alman Dıli Eğrtımı Anabilım Dalı
Malıye Anabılım Dalı
Hıdropolrtik Anabilim Dalı
Resım Anasanat Dalı
Tıyatro Anasat Dalı
Piyano-Arp Anasanat Dalı
Pryano
Yaylı Çafgdar Anasanat Dalı
Keman
Vıyola
Vıyolonsel
Kontrbas
Bale
lı
T.C. u
Y.üsans
10
Y.üsans
Tedj
5
10
8
5
5
7
10
-
-
-
5
6
8
20
10
Y.Usans
îezJİ
10
2
9
t
2
2
2
2
5
yruklu
Doktora
8
ygıklu
Doktora
2
5
5
3
3
9
5
5
10
5
5
-
5
-
San. Yet
5
-
2
2
2
2
-
Yabancı uvruklu
Y.üsans
1
Doktora
1
Yabancı uyruklu
Y.Lısans
Tezti
2
-
-
2
-
-
-
-
2
1
-
1
Y.Usans
Tezli
1
.
1
1
1
1
-
f) Bu anabılım dalı programlanna yalnızca yabancı dılı Ingılızce olanlar başvurabılır
Fen Bilimleri Enstitüsü
T.C. uvruklu
Yüksek Lisans
Prooram Bıl.Uzm. Yük.Müh
Ağaç Işlen End. Müh.
Btyomuhendıslık 6
Elek. ve Elekronık Muh.
Gıda Mühendisliği
Istatıstik D 5
Jeoloıı Mühendisliği D
Kımya H 35
Kımya Mühendisliği
Maden Mühendisliği
Metamatik 10
Nükleer Enerjı Müh. (*•*)
5
6
-
7
30
-
10
22
-
10
, Doktora
4
5
3
5
16
10
5
7
5
5
Doktora
-
1
-
-
1
2
-
2
1
-
-
-
-
-
San.Yet
1
1
1
1
1
-
Yabancı uvruklu
Yüksek Lisans
Bil. Uzm.
1
-
-
1
-
1
-
1
-
Yük.Müh.
1
1
1
-
1
-
1
1
-
1
Doktora
-
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
D Istatıstik Anatolım Oalına art 5 adet btlım uzmanlığı kontenjanı Aktuerya programı ıçındır
n Jeoloıı Mühendisliği Anabılım Dalı'na aıt 10 adet yüksek muhendıslık ile 4 adet doktora
kontenıanı Hıdrojeoloıı Mühendisliği programı ıçındır
(*") Kımva ve Nuk Enen> Muh Anabılım Dallannda eğitim yalnızca Ingılızce olarak yapılmaktadır
Saâlık Bilimleri Enstitüsü
Proaram
Anatomı f )
Analrtik Kimya
Beslenme ve Dıyetetık
Bıyoıstatıstık
Bıyokımya (**)
Bıyofarmosotık ve Farmokokınetıfc
Çevre Hekımliğı (~)
Çocuk Gelişimı ve Eğitimi
Endodontı (Dış)
Ev ıdaresı ve Aıle Ekonomısı
T.C. uvruklu
Doktora
3
-
6
3
3
1
9
2
1
Y.üsans
-
1
-
5
6
1
3
15
-
18
Yabancı uvruklu
Doktora
-
-
-
1
-
-
-
-
1
Y.üsans
-
-
-
1
-
-
-
-
ve Sanatta Yeterlik programlarına 1997-1998 Öğretim Yılı
Bahar Yarıyılı için belirtilen kontenjanlarla öğrenci alınacak-
tır.
Program
Eczacılık Işletmeciliği ve Mevzuatı
Farmakotojı
Farmagoknozı
Farmasotık Bryoteknolojı
Farmasötık Botanık
Farmasotık Kımya
Farmasötık Teknotojı
Farmasotık Toksıkoiojı
Fızık Tedavı Rehabılıtasyon
Halk Sağlığı
Hemşırelık
Kozmetolo|i
!ş Sağlığı
Mıkrobıyolo|i
Orol Dıagnoz ve Radyoloıı
Ortodontı
Protez (Dış)
Radyofarması
Sağiık Kurumlan Yönetımı
Spor Hekımlığı
SağlıkYonetımı
Tedavı (Dış)
Toksıkoloji
Tıbbı Bıyolo)i (~*~)
lmmûnolo)i ( " ^
Nütnsyon ve Metabolizma (*"*)
Temel Norolojık Bilimler
Nöro, Elektrofizyoloji
ilen Nörolojik Bilimler
Radyasyon Tedavısı Fızıği ve Plan.
Kanser Bıyokımyası
Türnör Bıyolojısı ve lmmunolo|isı
0 Anatomı programına başvuracak adaylann tıp doktoru olmalan ve çok lyı derecede
Ingılızce bılmeten gerekjr.
(") Bıyokımya prograrra kontenjanlannın 1 doktora. 2 yükseklısans Eczacılık Fakûltesı Bıyokımya
Anabılım Oalına aıttır
(~) Çevre Hekımlığı programına başvuracak adaylann Halk Sağlığı Dahılıye Pedıatn ve Aıle
Hekımlığı Uzmanlıgını yapmış tıp doktoru olmalan gerekır
(—) lmmunolo)i, Nütnsyon ve Metabolizma programlanna başvuracak adaylann tıp doktoru
olmalan gerekır.
("—) Tıbbı Bıyolojı programına başvuracak adaylann yabancı dıllennın Ingılızce olması gerekır
Başvuru koşuHan, şekli ve giriş sınavlan;
1) Adaylan- a) 1 adet fotoğraf, bl Dıploma veya mezunıyet belgesının onaylı suretı. c) Mezunıyet
derecesını gostenr onaylı not dokumu (Transknpt) ve d) LES Sonuç Bögesı ile ılgılı enstıtuye
lAtaturk llkelen ve Inkılap Tarihi, Fen Bılımlen ve Sosyal Bilimler Enstıtulerı Beytepe
Kampusu nde, Sağlık Bılımlen Enstıtûsu Hacettepe Merkez Kampus'te) şahsen başvurmalan
gerekır bir başkası vasıtasıyla, faks vb yoltarla başvuru kabul edılmez
2) Yüksek üsans programlan adaylannın lisans veya dengı oğremmı başan duzeylen not
ortalamasının en az 60/100, doktora'sanatta yeterlik programıan adaylannın lisans veya dengı
öğrenımı başan duzeylen not ortalamasının en az 60/100. yükseklısans oğrenımı başan
duzeylen not ortalamasının ise en az 70/100 oknası gerekır
3) Yüksek lisans ve doktora/sanatta yeterlik programlan adaylannın LES'ten Eşrt Ağırlıklı Puan
olarak, tıyatro, pryano-arp, yaylı çalgılar ve bale anasanat dallan ıçm en az 35, ötekı anabılım
dallan ıçın ise en az 40 puan almış olmalan gerekır
4) Başvuru ve Sınavlar Başvurular
Ataturk llkelen ve Inkılap Tanhı Enstitüsü 2-13 Şubat 1998
Sosyal Bilimler Enstrtusü 2-13 Şubat 1998
Fen Bılımlen Enstıtûsu 2- 6 Şubat 1998
Sağlık Bılımlen Enstrtusü 2- 6 Şubat 1998
Bu Sınavlar ılgılı anabtlım/anasanat dallannda yapüacak ve sınavlann gun. yer ve saatlen ılgılı
enstıtulerde ve anabılım/anasanat dallannda ılan edılecektır
5) Yabancı dıl ve bılım/sanat sınavlannda başanlı sayılmak ıçın. tam notun yükseklısans adaylan
ıçm en az 65/100'unu. doktora/sanatta yeterlik adaylan ıçın en az 75/100'ünu aknak gerekır.
Gınş sınavlannı kazanan adaylann lısteien ılgılı enstrtulerde ılan edılecektır
6) Ingılızce, Fransızca ve Almanca dıllennden bırınde yapılrrış uluslararası standartta bir yabancı
dıl sınavında TOEFL-500 (Bir yabancı dıl ve edebıyatıAulîuru alaranda oğretım yapan bınmler
ıçın 550), IELTS-5.5 (Bir yabancı dıl ve edebıyatıAülturü alanında öğretim yapan bınmler ıçın 6),
CPE-C ve KPDS-60 veya yukarı puan/not alan ve sınav sonuç bekjesı beş yıldan eskı olmayan
adaylar yabancı dıl gınş sınavlarından muaf tutulur Basın 2403
T.C. uyruklu
Doktora
1
4
2
1
-
2
1
-
1
2
7
-
-
2
2
.
2
4
.
1
4
2
1
1
1
1
2
-
Y.üsans
-
2
2
-
3
6
2
3
5
-
-
2
1
-
-
-
1
15
2
.
-
-
2
_
-
4
1
Yabancı uvruklu
Doktora
-
1
.
" _
1
1
-
.
2
-
-
-
1
_
-
-
-
Y.üsans
-
1
-
-
1
1
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
2
1
Giriş Sınavlan
18-20 Şubat 1998
18-20 Şubat 1998
10-12 Şubat 1998
10-12 Şubat 1998
VİYANA (AA) -Genel-
kurmay Başkanı Orgene-
ral fsmail Hakkı Karada-
yı, dünyanın karşı karşıya
kaldıgı yeni risk ve tehdit-
lerin başında. uluslararajı
terorizm ve etnik çatışma-
lann geldiğini söyledi.
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Karadayı, Avru-
pa Güvenlik ve İşbirliği
Teşkilatf nın (AGtT) dün
Viyana'da başlayan Savun-
ma Politikalan ve Askeri
Doktrinler Semineri'nin
sabahki açılış oturumunda
ilk konuşmayı yaptı. Ka-
radayı. "Değişime Neden
Olan Faktörler \e Bunlann
Güvenlik Konseptlerine Et-
kisi" konulu sunuşunda,
özellikle yeni dengeler ve
tehditler üzerinde durarak
uluslararası işbirliği çagn-
sında bulundu.
Güvenlik kavrammın as-
keri boyuttan çı-
karak siyasi,
ekonomik ve
sosyal boyutlar-
labirliktegeniş-
lediğini söyle-
yen Orgeneral
Karadayı, bu
bağlamda orta-
ya çıkan yeni
risk ve tehditle-
ri iki kategori-
ye ayırarak şöy-
le konuştu:
"Bunlann birin-
cisi, yasadışı si-
lah \ç ııyus^uru-
cu rrafıği. ulus-
lararası tero-
rizm ve teroriz-
me bazı ahval-
de bağımsızlık
savaşı sayılarak
gözyumulmasu
hatta desteklenmesi, kitle
imha silahlan \v atma araç-
lan başta olnıak üzere silah-
lann yayılması \e çe»Tesel
tahribatlar şeklinde orta-
ya çıkan global tehditleri
içermektedir. İkinci kate-
goride, etnik çatışmalar,
hoşgöriisüzlük, radikal mil-
liyetçilik \e her türlü ay-
nmcılık \e göçgörünûmüıı-
de insan ticareti sa> ılabilir.
Bu risk ve tehditler kiasik
düşnıan konseptinde oldu-
ğu üzere açıkça görüleme-
diklerinden, daha tehlike-
Udirier."
tkınci Dünya Sava-
şından bu yana Batılı gü-
venlik kurumlannın. Av-
rupa'dakı banş ve ıstikra-
nn korunmasında oynadı-
ğı önemlı rolü vurgulayan
Genelkurmay Başkanı.
NATO'nun. AGtT içinde
adeta bir "sigorta" olmaya
de\am ettiğinı ve hem ıs-
tikrarlı ortamlar yaratma
yoluyla AGtT faaliyetleri-
ne ve hem de Bosna- Her-
• AGlT
Askeri
Doktrinler
Semineri,
30'dan fazla
genelkurmay
başkanmın
katılımıyla
Viyana'da
başladı. İlk
konuşmayı
yapan
Karadayı,
uluslararası
terör ve etnik
çatışmalan ön
plana çıkardı.
sek krizinde görüldüğü üze-
re bölgesel krizlerin çözü-
müne katkı sağladığını be-
lirtti.
Terörie mücadele
Orgeneral Karadayı,
uluslararası terorizmin, de-
mokrasinin yerleşmesine
ve tüm dünyada güveniik,
banş ve istikrann yaygın-
laştınlmasına karşı en bü-
yük engeli oluşturduğunu
söyledi.
AGlT bölgesinin, Orta
Asya, Kafkaslar ve Akde-
niz gibi AGlT anlayış ve
standartlannm mevcut ol-
madığı, politik ve ekono-
mik istikrarsızlıklar ve ra-
dikalizmlebütünleştiği böl-
gelerle karşı karşıya oldu-
ğunu vurgulayan Genel-
kurmay Başkanı Orgene-
ral Karadayı, bu çerçevede
Türkiye'nin bir cephe ülke-
si konumunda
olduğunu belirt-
ti. Türkiye'nin
askeri doktrini-
nin, güvenlik ih-
tiyaçlanve mev-
cut riskler ışığın-
da asgari yeter-
liliğevekolektif
savunmaya da-
yandığını söyle-
yen Orgeneral
Karadayı. silah-
sızlanma ve si-
lahlann kontro-
lü müzakereleri-
ni samimiyetle
desteklemeye
devam edecekle-
rini belirtti ve
Atatürk'ün
"Yurtta sulh CH
handa sulh" öz-
deyişinin, bu ko-
nudaki temel rehber oldu-
gunu hatırlartı. Genelkur-
may Başkanı Orgeneral ls-
mail Hakkı Karadayı, ko-
nuşmasında Balkanlar,
Kafkasya ve Ortadoğu 'da-
ki istikrarsızlıklara da dik-
kat çektı. Bu bölgelerdeki
çözülmemiş sorunlardan
kaynaklanan gerginlik ve
sıcak savaşlann. yalnız A\ -
rupa'nın değıl rüm dünya-
nın yaşamsal çıkarlannı et-
kilediğini söyledi.
Karadayı, konuşması bo-
yunca pek çok kez \TJrgu-
ladığı uluslararası işbirliği
çağnsını yineleyerek söz-
lennı şöyle bıtırdi: "Sonuç
olarak hiçbir organizasyo-
nun tek başına başanlı ol-
ması mümkün değildir. Bu
hıısus. kurumlar \e organi-
zasyonlaarası işbirliğinin
gereküliğini ortaya ko%mak-
tadır. Ve işbirliği ümidi do-
ğurur. Evlatlanmıza böyle
bir ümidedayalı daha iyi bir
gelecek kurabilmek için,
gelin biriikte olahm."
BIÇAK SIRTI
EROL MANİSALI
20001i YıHarda
Türkiye'nin Yeni Konumu
Türk dış ilişkilöri 2000'li yıllara, büyük değişiklikler-
le başlamak durumunda. Bu değişiklik, Türkiye'nin ken-
di seçeneği değil. Geleceğin Avrupadevleti içinde yer
alamayacağı artık kesinleşen Türkiye, bu devlete sı-
nın olan bir bölge ülkesi olacak, 2020'ye kadar 11 'le-
ri içine alacak olan AB, artık bu bölgedeki sınırlarını
belirledi. Burada Türkiye için tek umut, Almanya'nın
fazla öne çıkarak AB'yi parçalaması, ancak bu çok
zayıf bir olasılık.
Ortadoğu ve Hazar çevresinde ABD ve israil ile ya-
kın bir ilişki düzeni kurmakta olan Türkiye, bu ilişki dü-
zenini "esas alarak" bölgesel konumunu güçlendir-
meye çalışacak. Buna paralel olarak, Kafkasya-lç
Asya ekseni ve Rusya-Ukrayna boyutu ile ekonomik
ilişkileri gelişecek. Boru hatları konusunda Türkiye
atılım yapabilirse Hazar çevresi-ABD-Türkiye işbirli-
ği büyük bir itici güç yaratacak. Ancak bugün, belir-
sizlik ortamı içindeyiz.
Asya'nın doğusu, özellikle Japonya ile Japon ya-
tınmlannın ve ithalatın artışına bağlı olarak ekonomik
ilişkiler büyüyecek.
Ortadoğu belirsizlik içinde. 10-15 yılda Irak soru-
nu çözülür, iran ile normalleşme sağlanırsa, ekono-
mik ilişkilerde hızlı büyümeler olur...
ABD boyutu, ekonomik ve politik olarak "bölgesel
bağlamda" gelişecek. Avrupa'nın dışında kalan Tür-
kiye, ABD ile daha yakın ekonomik ve politik ilişkiler
içine girecek.
Türkiye'nin dış ekonomik ve politik ilişkileri, önü-
müzdeki 10-15 yıl içinde yeni dengelere oturacak, bu
kaçınılmaz. Yeni dengelere yol açan en büyük etken,
Türkiye'nin AB dışında bırakılmasıdır. AB'nin karan-
nın değişeceğini kimse beklemesin, gerçekçi olalım.
AB açısından nesnel öğeler (gerekçeler), önümüzde-
ki 20-30 yıl içinde, "Avrupa'nın karan bakımından",
daha da aleyfıimize gelişecek. Çünkü bu öğeler, met-
re ile kilo ile ölçülebilecek net öğeler ya da gerçek-
lerdir.
Bölgede yeni dengeler ve Türkiye
Türkiye bölgesinde, bölgesel politika olarak ABD'ye
yakın olacak, "kendi yaratacağı ekonomik güç oda-
ğı" ile ayakta durabilecektir. AB'nin Türkiye bakımın-
dan ekonomik ağıriığı, "göreceli olarak azalacaktır".
Avrupa'nın bu bölgeye yönelik politikası yüzünden,
politik ilişkilerde sorunlar sürecektir. Çünkü AB'nin böl-
geye yönelik politikası, Türkiye'nin ulusal çıkarlan ile
ters düşmektedir. AB, daha bugünden, bölgesel Kürt
sorunuile"/ç/çe" başladı. 11991 'de ABD'nin Körfez'e
fazla yerleşmesine karşılık, AB de bölgede, eline "Kürt
kartım" geçirmek ve AB çıkarlannı bölgede genişlet-
mek istemektedir. Bölge üzerindeki "güç kavgasın-
da", hem ABD hem de AB, birbirlerine karşı, aynı kart
üzerine oynamaktadıriar. Bundan da en büyük zara-
n, Türkiye görmektedir. Aynı rekabet iran konusunda
da yavaş yavaş sinyaller vermeye başladı. AB Türki-
ye'yi, AB dışında, ancak AB'nin ekonomik güdümün-
de bir devlet olarak tutmak istemektedir. 6 Mart bel-
gesi, eğer kalırsa, AB'ye bu olanağı sağlıyor. Türki-
ye, dışında kaldığı ve kalacağı AB'ye karşı, 6 Mart bel-
gesini değiştirerek, eline çok önemli kozlar geçirebi-
lir. Aynca Türkiye, ABD, Japonya-AB üçgenindeki re-
kabetten, ancak bu durumda yararlanabilir, pazarlık
gücünü kuvvetlendirebilir. Özellikle, bölgesel güç ol-
ma yolunda başan sağlarsa, Türkiye'nin elindeki kart-
lar daha da güçlenir. Ancak bu konu, biraz da "tavuk
yumurta-yumurta tavuk" durumundadır.
Türkiye bölgesel güç olma konusunda önemli ola-
naklara sahiptir: a) Coğrafyasının ABD, AB ve Ja-
ponya için taşıdığı önem büyüktür, b) Oldukça güç-
lü ve dinamik, hatta saldırgan bir girişimci yapısına
sahiptir, c) Ekonomik ölçeğinin büyüklüğü ve çeşitli-
liği söz konusudur, d) Bölgenin su kaynaklanna sa-
hiptir, e) GAP'ın büyük bir potansiyel gücü vardır, f)
Enerji ulaşım yollan üzerindedir, g) Türk cumhuriyet-
leri ile özel ilişkileri vardır. Bu nedenlerle Türkiye yal-
nız, ABD-Japonya-AB geniş üçgeninde değil, Balkan-
lar-Kafkasya-Ortadoğu dar üçgeninde de önemli ola-
naklar yaratabilecek durumdadır.
Türkiye bugün bile, Avrupa'da 15 mityardolar, 5 Türk
cumhuriyetinde 7 mtfyar dolar sabit sermaye yatın-
mını, sadece özel sektörü ile yapabilmiştir. Önünde-
ki 10-15 yıllık dönemde Türkiye'nin dış ekonomi iliş-
kiler ağıriığı, Karadeniz-Kafkasya-lç Asya yönünde kay-
ma gösterecektir. Ortadoğu normalleşirse, buna Or-
tadoğu'yu da eklemek gerekır.
En önemli sorunumuz, hükümetlerin, iç paylaşım
kavgalan ile uğraşmaktan, bölgesel sorunlara ve dış
ilişkilere yeterii ağırlık verememeleridir. Buna, tüm
devlet kademelerini de eklememiz gerekir. Türkiye ar-
tık yeni bir yaklaşımla, "uzun dönem stratejilen be-
liheyip, uygulayabilen" birkonumagelmelidir. Bu ay-
nı zamanda, Türkiye için bir "varolup olmama" so-
runudur. Yukarıda çizilen tablo biraz karamsar görü-
nebilir. Ancak her şey bizim becerimize göre şekille-
necek. Türkiye, "zor, oyunu bozar" kuralını işletebi-
lirse, bu kritik tarihsel süreç içinde elindeki olanakla-
rı değerlendirebilirse, bu dönemeci de başarıyla
tamamlayabilir. Yeter ki ne yaptığımızı iyi bilelim, taş-
ları yerli yerine oturtalım.
Dünya Bankası ve
AB'den Sırplara
nuıli destek
BRÜKSEL/BANJA
LL'KA (,\A) - Bosna'nın
Sırp kesımındeki Sırp
Cumhunyeti'nde ılımlı bir
yeni hükümetin kurulma-
sındanmemnunluk du>an
Avrupa Birlıgı (AB) \e
Dünya Bankası, yeni hükü-
mete mali destek venyor.
Dünya Bankası, yeni
Deviet Başkanı Biljana
Plavsic ile 17 mılyon do-
lar tutannda yenıden ya-
pılanma anlaşması imza-
ladı. AB Dışışlen Bakan-
lan da, ılımlı yeni bir hü-
kümetin kurulmasından
duydukları memnuniyetı
dıle getırdıler ve hüküme-
tı 7 mılyon Avrupa para bı-
rımi (6.48 milyon dolar)
tutannda bir başlangıç pa-
ketı ile desteklemeye karar
verdiler.
Dünya Bankası "nın Bos-
na bürosu başkanı Rory
O'Sullivan. "Proje, Sırp
Cumhuriveti'nin veniden
inşaasını desteklemevi
amaçlıyor" dedi. Sullı-
\an. SırpCumhunyetı'nın
65 milyon dolara mal ola-
cağı tahmin edılen yenıden
vapılanması için 17 mıl-
\on dolann sağîanacağı-
nı kalanın ise çeşitli bağış-
çılartarafından karşılana-
cağmı söyledi.
Bu arada, AB tarafın-
dan sağlanacak fonun. Bos-
na Sırp hükümetinin. fonk-
siyonlanna en kısa zaman-
da başlamasını amaçladı-
ğı kaydedildi Avrupa
Konseş ı sözcüsü Norbert
Schwaiger, "bu bir çeşit
kumar. ancak. oynama-
mız gereken bir kumar"
dedi. AB Dışışlen Ba-
kanlan tarafından yapılan
ortak açıklamada. Sırp
Başbakanı Milorad Do-
dik'ın. Dayton banş an-
laşmalannın tam anlamıy-
la yerine getirilmesi \a-
adi hatırlatıldı.