25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27OCAK1998SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kısa... Kısa... • Kamuoyunda "Söylemez Kardeşler" olarak bilinen organize suç örgütü üyelerine rüşvet karşılığı yardımcı olduklan öne sürülen emniyet mensuplannın yargılanmasına devam edildi. • YüksekTahsilKız Yurdundan Yetişenler Eğitim ve Kültür Vakfi Vönetim Kurulu. kadın haklanndan sonımlu Devlet Bakam Işüay Saygın'ı kınadı. • Kadın ve aileden sorumlu De\let Bakanı Işılay Saygm, bekâret konusunda yaptığı açıklamalar için özür dılemediğini söyledi. • tnsan Haklan Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Başkanı Ercan Kanar, Resmi Gazete'de yayımianan "Kimlik BUdirme YönetmeliğTnin, tüm coğrafyamn olağanüstü hal kapsamına atınması anlanuna geldiğini belirtti. • Atatürk hakkında 25'e yakın araştırma türü kitabı bulunan basın şeref kartı sahibı araştırmacı-yazar Sadi Borak ölümünün bırinci yıldönümü olan bugün saat 12.00'de Zıncirlikuyu'daki mezan başında anılıyor. • Kadıköy Küçükbakkalköv'deki Faik Somer Lisesi Müdürii AB Osman Güner'e ait 34 MRY 55 plakalı otomobile, dün saat 1630 sıralannda. kimliği belirienemeyen 3 kişi taraündan molotofkokteytli saJdın düzenlendi. I Yazar Recep Bilginer'in, Almanya'da sahnelenen "lsyancılar" adlı yapıtına telif verilmemesi nedeniyle baş\ urduğu istanbul 9. Aslıye Ticaret Mahkemesi, Devlet Tiyatrolan Genel Müdürlüğü'nü 2 milyar 513 milyon lira tazminat ödemeye mahkûm etti. • Gözaltma alındıklan Manisa Kmniyet Miidürliiğü'nde işkenceye hedef olan ve örgüt üyesi olduklan suçlamasıyla yargılandıklan tzmir DGM tarafından çeşitli hapis cezalanna çarptınlan gençlerin temyiz duruşmasının karan yann açıklanacak. • Millı Eğitim Bakanlığı'nın, öğretmenlere yapılan yüzde 18'hk ek ücret zammında ilköğretim müfettişlerini de\Te dışı bırakmasına Tüm Eğitim Müfettışlen Sendikası (TEM-SEN) tepki gösterdi. • Üniversite harçlannı protesto etmek amacıyla TBMM'de pankart acan öğrencilere destek olmak için Kı/ila> "da yapnklan e>lemde tutuklanan 6 öğrenci tahliye edildi. Açıklama Elazığ Mılietvekili Mehmet Ağar. dün gazetemizın 4 sayfasında "Mumcu'nun Katilleri Devletten Himaye Gördü" başlıklı haber üzerine bir açıldama yaptı. Ağar yaptığı açıklamada, "Devlet Bakanı Eyüp Aşık'ın şahsımı hedef alan ıddialan, sahibinin sesi plaklanndaki ağıza yakın tarzda, gerçek ve cıddıyetle ilgisi olmayan, laf olsun diye söylenmiş boş sözlerdir. Aslında cevap bile verilmeye gerek olmayan bu iddia tamamen hayal mahsulüdür. Gerçek dışıdır. Gerçeklere uzaktan yakından ilgisi yoktur" dedi. T> Anayasa Mahkemesi üyeleri, RP'nin Meclis'teki tüzelkişiliğinin sona erdiğini söylediler Refah hukuken kapahANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anaya- sa Mahkemesi üyelen. RP'nin hukuken ka- pah olduğuna dikkat çekerek TBMM. Baş- bakanlık, Maliye ve Hazine'nin gerekçeli ka- ran beklemeden her türlü ışlemi yapmalan gerektığini belirttiler. Anayasa Mahkemesi üyeleri, TBMM Baş- kanı Hikmet Çetin'in, ıstediği an RP'nin Meclis'teki tüzelkişiliğıne son verebileceği- ni bildirdiler. Yüksek Seçim Kurulu, Bakan- lar Kurulu, tçişleri ve Maliye bakanlıklan. bazı uygulamalanyla karan "fiilen" uygula- maya İcoyarken TBMM Başkanlığı'nın işlem yapmaması tartışma yarattı. Cumhuriyet'e bilgi veren Anayasa Mahke- mesi üyelen, TBMM'mn. gerekçeli karann Resmi Gazete'de yayımlanmasını bekleme- den, RP'nin Meclis'teki tüzelkişiliğine son vermesi gerektiğini söylediler. Üyeler. RP'nin şu anda hukuken kapalı olduğunu. ancak TBMM'nın siyası tutumu nedeniyle partinin tüzelkişiliğinin fiilen devam ettiğinı. Meclis grubunu toplayabildiğini anlattılar. Aynı üyeler, partinin kapatılmasına neden olan "odak olma" konusunu değerlendirir- ken. "Biz bu da\ada siyasi jüri olarak huku- ki karar verdik. Başsavcılığın tddianamesine bağlı olarak karar verdik, iddianame dışına çıkmadık. Dahasonra bize sunulan ekleri dik- kate almadık. Bunlar sadece bizde kanaat oluşturdu" dediler. Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Güven Dinçer, heyetin, RP'nin kapatılmasına ilişkin Necati utkan 'Demokrasi'yi Suriye'den öğrenecek değüiz' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Dışişleri Bakanhğı. RP'nin kapatılması nedeniyle Türkiye'yi eleştiren Suriye'ye "Ne demokrasiyi ne de dinde hoşgörüyü sizden öğrenecegiz'' diyerek tepkı gösterdi. Bakanlık Sözcüsü Büyükelçi Necati Utkan, dün düzenlediği basın toplantısında, Sunye Savunma Bakanı Mustafa Laz'ın geçen hafta ıçinde RP'nin kapatılmasıyla ilgili yaptığı "Eğer ordu, Müslümanlığa saygı göstermezse, Türk halkı harekete geçer ve Türkiye yeni bir Cezayir olur" içeriklı açıkJamalann yalanlanmadığını, dolayısıyla bir yanıtı hak ettiğini söyledi. Utkan. Sunyeli bakanın açıklamalannın uygunsuz olduğunu ve ıki ülke arasındaki ilişkiler açısından yararlı olmadığını belirterek "Türkiye Suriye'den ne demokrasi ne de dini hoşgörü konulannda ders alacakür" dıye konuşru. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART KAPAR OİPf- «APAR LUK Ş Ç/A2İ&/A/... M/ \/AA ?! gerekçeli karann yazımını bayTam sonrasın- da bitirebileceğini söyledi. Dinçer, bir soru üzerine, 2 üyeyle birlikte bölümler halinde gerekçeli karann yazımını sürdürdüklerini belirterek karann heyet tarafından okunup imzalanarak son şekline kavuşturulacağını kaydetti. Dinçer, bu işlemlerin tamamlanma- sı ve karann Resmi Gazete'de yayımlanma- sının 10 veya 15 Şubat'ı bulabileceğini söy- ledi. Dinçer. kapatma karanna muhalif kalan üyeler Saicit Adalı ile Haşim Kıhç'ın karşı oy yazılannı da aynı süreçte so- nuçlandıracaklannı ve karann gecıkmesinin söz konusu ol- madığını belirtti. Cumhuriyet'in görüştüğü Yargıtay Cumhunvet Başsav- cılığı yetkililen. RP'nin yerine kurulacak yeni parti hakkında, eski partinin devamı olduğuna ilişkin karine oluşmaması ha- linde, yeni bir kapatma davası açamayacaklannı bıldırdı. Par- tinin kapatılmasına söz \ e ey- lemleri ile neden olan Necmet- tin Erbakan ve diğer üyelerin, 5 yıl süreyle siyası partilerin hiçbir organına seçilemeye- ceklerini kaydeden yetkililer. partinin yasaklı olmayan mil- letvekilleri ile 4 mılyona yakın üyesinin yeni kurulacak parti- ye girebileceğini anlattılar. Yetkililer, "Eğer Anayasa Mahkemesi kapatma kararuu verirken Siyasi Partiler Yasa- sı'nın95. maddesine göre hare- ket etsey di, o zaman yasaklı ol- mayan millenekilleri ile 4 mil- yona yakın ü>esi yeni partiye giremezdi. Oysa mahkeme,95. maddeyi görmemeztikten get- di" diye konuştular. tşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Yalçın. dün yaptığı açıklamada, gerekçeli karar beklenmeden kapatma ışlemlennin yapılabileceğini belirterek şunlan söyledi: "Anayasa Mahkemesi'nin karannı ilgiti yeıiere tebh'ğ amndan itibaren. RP diye bir parti artık me\cul değildir. Mahkemenin daha önceki bü- rün parti kapatma karariann- da yetkililer ertesi gün kapaü- lan partinin kapısına dayan- mışlar, maüanna el ko\ maya girişmişler, berhangi bir faali- yette bulunamayacağını bildir- mişlerdir. RP ise Anayasa Mah- kemesi'nin karannı ve buku- ku alenen çiğneyeDiliyor.'' Tekdal: Karan Meclis onaylamahANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - "Kurtancı formül" arayış- larını sürdüren RP kurmaylan "Parti kapatma kararlannın TB- MM'nin onayına sunulmasuu" sağlamaya yönelik anayasa de- ğişikJiği hazırlığından sonra şim- di de referandum önensinı gün- deme getirdiler. RP'li hukukçular bir yandan da Avrupa İnsan Haklan Mahke- mesi'ne (AİHM) yapılacak baş- vuruyla ilgili çalışmalan sürdü- rüyoriar. Kararda adı geçen mil- letvekillerinin bıreysel başvuru- da bulunacaklan belirtilirken başvTirunun tüm mılletvekilleri- ne yaygınlaştınlması planlanı- yor. RP Genel Başkanı Necmet- ün Erbakan'ın Başbakan Mesut Yılmaz'la görüşmesinin ardın- dan ANAP grup başkanvekille- riyle temasa geçerek kapatılmay- la ilgili bazı yasal düzenlemeler için destek arayışına gıren RP kurmaylan, kapatma karannı or- tadan kaldırmaya yönelik anaya- sa değişiklikleri peşindeler. RP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet TekdaL dün parlamentoda dü- zenlediği basın toplantısında, Anayasa Mahkemesi'nin parti kapatmayla ilgili kararlannın TBMM'nin onayına sunulması- nı öngören bir anayasa değişik- liği yapılması gerektiğini savun- du. ldam kararlannın TBMM'nın oyuna sunulduğunu ve onay ve- rilmesi durumunda infazın ger- çekleştiğini anımsatan Tekdal, siyasi partiler için kapatma ka- rarlannın u idam cezası" niteli- ğınde olduğunu söyledi. Tekdal, bu yol benimsenmezse referan- dum yöntemine başvumlabilece- ğini belirterek "tkinci bir yol ola- rak halk o> laması gündeme geti- rilebilir. Parti kapatma kararla- n> la ilgili olarak referandum ya- pılır, eğer halk karan onaylarsa yürüıiüğe girer, onaylamazsa o zaman karar düşer" dedi. RP'li hukukçular AİHM'ye yapılacak başvuru üzerinde çalışmalannı sürdürürken tüzelkişılik olarak başvuruda bulunmak yerine bi- reysel başvuru yapılması görüşü ağırlık kazandı. Öncelikle Erbakan' ın da arala- nnda bulunduğu 5 mıllenekili- nin "Tabü mahkemelerde yargî- lanmadıklan" gerekçesiyle AlHM' ye başvunıda bulunacak- lan belirtildi. DYP,ANAP'ı incelemeye aldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP, devlette çeteleşme sürecini genel başkan Tansu ÇiDer' in başbakanlık dö- neminden başlatan Susurluk raporuna karşı ANAP dönemini incelemeye al- dı. DYP, Başbakan MesutYıimaz'ın ön- ceki iktidan döneminde eşi Berna Yd- maz ile 50'ye yakın ANAP milletveki- linin Emlakbank'tan ucuz cv akhklan iddiasını belgelemeye çalışıyor. DYP Genel Başkan Yardımcısı Ha- san Ekinci. Başbakan Mesut Yıimaz'ın Budapeşte gezisinde yaşanan olaylann mercek altına alındıgını, kaset ve bilgi araştırmasını derinleştirdiklerini söyle- di. Ekinci, "Bir Alpaslan Pehlivanlı'nm öJdürûlmesi \ar. Bu zinrirde Sedat Bu- cak'ın tespitleri \ar. Ondan yararlana- cagu" dedi. Ekinci, Karadeniz otoyolu ihalesi için müteahhitlere yapılan öde- melerin de altemarif raporda yer alaca- ğına dikkat çekti. Ekinci, genel hırul salonuyla triryon- luk skandalın odağma oturan eski TB- MM Başkanı Mustafa Kalemli için Em- lakbank'tan edindiği ucuz konut yönte- minin benzer şekilde ANAP'lılar tara- fından da kullanıldığının belgelenmek üzere olduğunu kaydetti. Meclis TV'deyolsuzluk iddiası ANKARA(ANKA)- TBMM'nin es- ki Başkanı ANAP Kütahya Milletvekili Mustafa Kalemlinin adının da kanştığı TBMM Genel Kurul Salonu ihalesi yol- suzluğunun ardından Meclis TV ile ilgi- li ihale için de yolsuzluk şüphesiyle so- ruşturma açıldı. ANAP Kocaeli Millet- vekili Hayretttn Uzun ise Meclis'teki kıymetli hah ve tablolann değiştirildiği- ne dair kuşkulann bulundugunu bildır- di. TBMM Başkanlığı'nca 2886 sayılı Devlet thale Kanunu'nun 51'inci mad- desi (j) fikrasına göre pazarlıkla ihalesi yapılarak taahhüde bağlanan "Türidye Büyük Miflet MecHsi Genel Kıınıl Sato- mı TV yaym ststemleri" işmın ihalesin- de fazla fiyat verildiği iddialan ortaya aüldı. TBMM yetkilileri soruşturma ko- nusunda aynntılı bilgi vermekten kaçı- nırken soruşturmanın Meclis TV'nin elektronik donanımının fahiş fiyatla Meclis'e satılmasından kaynaklandığı öğrenıldi. 'irıale işjemienm' kapsayan so- ruşturma, ihaleye katılan, ancakkazana- mayan diğer firmalann şikâyeti üzerine açıldı. Soruşturmayı TBMM Başkanlı- ğı'nabağh birimlerinyürüttüğü. TBMM Başkanı Hikmet Çetin'in de bizzat so- ruşturma aşamalannı izlediği öğrenildi. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HtKMET ÇETİNKAYA Korku... Gözleri pırıl pırıl ışıldayan bir çocuk gördüm An- kara'daki memur eyleminde... Çocuk, ellerinde beyaz eldivenler bulunan polis amcalarla tokalaşıyordu... Kırmızı giysiler giymiş çocuk, siyah eldivenli polis amcaya gelince elini uzatmadı; birden arkasını dön- dü ve koşmaya başladı... Bir kadın onu kucakladı oracıkta... Birtelevizyon kanalında izledimyukarıdaki görun- tüleri... Sonra gözlerimi yumdum. Kendi çocukiuğumu düşündüm... Düşlerimde yarattığım bir evrenin içinde kaybol- dum... Siyah eldivenli polisten neden korkmuştu çocuk? Beyaz, özgürlük; siyah, korku muydu? Bir gözaltı öyküsünü anımsadım... Gözleri bantlı genç kızlan, erkekleri düşündüm... Sordum kendi kendime: "B/r beyaz güverc/n mıd/rbanş, sevgi, kardeşlik?" Yarasasimsiyahtır... Neden güvercinleri severiz, yarasadan nefret ede- riz? Siyah neden umutsuzluk, beyaz niçin sevgidir? Derin birtasa, çılgınca bir isyanın izdüşümü gibiy- di ve ben siyah eldivenli polisten korkan kırmızı giy- sili çocuğu düşünüyordum... Üniversiteli gençlerin, memurlann. işçilerinfotoğ- raflan düşüyordu masamın üzerine... Karanlık çökmüş, simsiyah bir bulut beni boğacak gibi iniyordu üzerime... Yargısız infazlardan sonra yükselen çığlıklar, eli kanlı çeteler dolduruyordu çevremi... Tek bir insanın şarkısı, tek bir insanın umudu yok- tu hiçbir yerde... Zulüm, baskı, işkence!.. 1970'lerde 18-20 yaşlanndaki gencecik fidanlan kırdıkacımasızca... 1980'lerde aynı işi bir dahayap- tık zevk alarak... 1990'larda evleri bastık, delik de- şik ettik genç bedenleri güle oynaya... Ölümlere alkış tutuyor, bir bakıma öç alıyorduk gençlerden... O güzel iklimleri, yaşlı-genç hiç düşünmedik... Yaşamın içinden gençliğe sevgiyi hiç taşımadık... Korkuyla uyuduk, korkuyla uyandık... • • * Geceydi ve üşüyorduk... İstanbul Avcılar Öğrenci Yurdu derin bir sessizli- ğin içine gömülmüştü... Kar haftften serpiştiriyordu... Öğrenci yurdunun ışıklan yanıyordu ama oğren- ciler uyuyordu... Yüzleri maskeli topluluğun ellerinde bıçaklar ve satırlarvardı... Kurt ulumasını andıran sesler yükselmeye başla- dı. Elleriyle kurt işareti yapan saldırganlar, "Ya Allah, Bismillah, Allahuekber" diyerek yurt binasından içe- riye girdiler... Kan gövdeyi götürüyordu... Yatakhanelere dalan gözü dönmüş maskeli saldır- ganlar önüne gelene satır, pala ve muştalarla vurur- ken bağırıyorlardı: "Komünistler Moskova 'ya!.." Yıllar öncesi hazırianıp sahneye konulan bir oyu- nun yeni versıyonuydu o görüntüler... Abdullah Çatlı, Haluk Kırcı, Mehmet Şener, Yalçın Özbey ve diğerierinin Bahçelıevler, Balgat, İs- tanbul Üniversitesı, Izmir Inciraltı yurtlannda 1970'lerden 1980'lere dek uzanan 10 yıllık süreçte rol aldıklan 'kanlı oyun'un tekranydı yaşananlar... Hüseyin Bilgin, Çağlayan Deniz, Mustafa Inan, Yusuf Bilgehan, Çağn Evliyakulu yaralanmış, has- taneye kaldınlmıştı... SaJdın çok kısa sürmüş, yüzleri maskeli ülkücü çe- teler, yıllar önce olduğu gibi yine ellerini kollarını sal- laya sallaya kaçmayı başarmışlardı... Bir süre önce ellerinde balta, pala, bıçak bulunan saldırganlar, güvenlik güçlerinin gözlerinin içine ba- ka baka İstanbul Üniversıtesi'ne girip kanlı eylem yapmamışlar mıydı? Malatya'da otobüs durağında Ümrt Cihan Tar- ho'yu bıçakla delik deşik ederek öldürenler de ülkü- cü çeteler değil miydi?.. ••• Kırmızı giysiler içindeki çocuk, beyaz eldivenli po- lis amcalann elini sıkıyor, siyah eldivenliyi görünce niçin kaçıyordu? Televizyon kanallarında gezıntiye çıkmıştım... Gecenin karanlığı sokak lambalarının san ışığın- da daha da insanın içini ürpertiyordu... Başbakan Mesut Yılmaz Erzurum'daydı ve ca- miden çıkarken bu kez yüzleri maskeli olmayan top- luluk elleriyle kurt işareti yapıp slogan atıyordu: "Ya Allah, Bismillah, Allahuekber!" Birden 15 Temmuz 1977'ye gittim... Doç. Orhan Yavuz'un Erzurum Atatürk Üniversi- tesi Kampusu'nda bıçak, muşta, satıria alçakça kat- ledilişini anımsadım... Yirmi yıl önce ve yirmi yıl sonra... Acaba değişen neydi? Yeniden gözlerimi yumdum. Bir hüznün içinde umuda yolculuğa çıktım... Televizyonlar son haberleri verdi. İstanbul Avcılar Öğrenci Yurdu'nu bir kez daha gösterdi.. Hava soğuktu ve ben üşüyordum... E. Posta: Hikmet.Cetinkaya (n raksnetcom Faks numaramız: 0212/513 90 98 ÜZ Z4Z//ORHAN BİRGİT Gazetelerde bizım Susurluk raporu ile Amerika kamuoyunun "7" numaralı olayı olan Bill Clinton'm "Zippergate"i ile ilgili gelışmelerı okudukça, bu yaşım- dan sonra neredeyse ABD hayranı kesi- leceğimi düşünüyorum. Clinton, doğrudan doğruya halkın seçtiği bir "başkan." Ülkesini de geniş yetkilerle yönetiyor. Ama ülkesınin ana- yasası hangi koşullarda başkanın görev- den alınabileceğini belirtirken, "vatana ihanet, rüşvet ve diğer suçlar"6an söz etmiş. Şjmdı her geçen gün yeni skan- dal öyküleri çıkan Bill'e olan güvenini azaltan Amerikan kamuoyunda başka- nm Kongre tarafından görevinden alına- bıleceği olasıhklan tartışılırken, anayasa- daki "diğersuçlar" ibaresine dayanılıyor. Böyle bir deyımin, bizim anayasamızda ya da yasalanmızda yer aldığını hiç dü- sündünüz mü? • • • Bırakınız, anlı şanlı cumhurbaşkanla- nnı. Düz ve yoz vatandaşlanmız ile ada- letin ilişkilerinde neler yaptıklanmıza ba- kalım. Pazar.günkü "Hürriyet" gazetesinın "Yaşar Öz'e beraat" başlıkJı haben şöy- le bâşlıyordu: "Susurluk skandalının kilit isimlerin- den Yaşarûz, pasaportta sahtecilik, rvh- satsız silah bulundurmak suçlanndan 6 Ah, Keşke Amerika'ya Benzeseydik... yıl hapis istemıyle yargılandığı davada, 'Şüphe sanık lehıne kullanılır' gerekçe- siyle delılyetersızliğinden beraat etti." Yaşar Oz yakalandığında, evinde Ta- nk Ümrt adına 2 yeşil, 17 Türk, 8 Ingi- liz pasaportu ve 5 adet silah bulun- muşmuş. Yaşar, götürüldüğü İstanbul Mali Şu- be'de serbest bırakılmış. öz'ü serbest bırakan mali şube yetkilileri, Mehmet Ağar'dan aldıklan emir üzerine hareket ettiklerini, evinde bulunan silah ve pasa- portlan da genel müdürlennın aynı emri doğrultusunda Ankara'ya gönderdiklerı- nı söylemışler. Önce Devlet Güvenlik Mahkeme- si'ndeyargılanan YaşarÖziçin, "Tempo" dergisinin Susurluk skandalı ile ilgili bir ekinde, şunlar yazılmıştı: "MehmetAğar'ın imzasını taşıyan uz- man belgelerinden birine sahip olan uyuşturucu kaçakçısı olduğu ileri sürû- lüyor. Aynca Maliye Bakanlığı'nda uz- man gözükerekyeşilpasaport sahibi ol- duğu da iddia ediliyor. 12 Ocak 1994 ta- rihinde Adana Havaalanı'nda sahte pa- saportlayakalanan Metin Bozdoğan'/n ifadesi üzerine aralannda Tank Umıt'in de bulunduğu altı kişi adına düzenlenen yeşil pasaportlar, iki ayn ehlıyet, özel si- lah belgesi ve seri numaralan silinmış i- ki sılahla Ataköy 'de yakalandı. Olay yar- gıya intikal etmedi. öz serbest bırakıldı. Yaşar öz, Abdullah Çaüı'nın kansı tara- fından dayısı..." Devlet Güvenlik Mahkemesi, "çete" kurmak iddıasıyla önüne getiriten Öz'le ilgili dosyada, çete bulgulanna rastlama- dığını belirterek görevsizlik karan verir ve sanık Bakırköy 3. Asliye Ceza Mahkeme- si'ne gönderilir. Biryıl süren duruşmalar sırasında, Em- niyet Genel Müdürlüğu sahte pasaport ve silahlan bulamadığını ileri sürerken, Yaşar Öz açık açık sahte pasaporta ihtı- yacı olmadığını şu gerekçeye dayanarak söylemektedir. "Kırmızı, yeşil ve özel pasaportlanm var. Bu pasaportlan kimlenn düzenledi- ğini söyleyemem. Benim zaten taşıma njhsatlı silahım var. Devlet sım olması nedeniyle evimde saklıyordum. Başka silaha ihtiyacım yok." Kırmızı pasaportun resmi adı "diplo- matikpasaporf"tur. Cumhurbaşkanı, ba- kanlar kurulu üyeleri, milletvekillen. dı- şiştert bakanlığının bejirlı düzeydekı men- supları tarafından görevlerınde bulun- duklan süre taşımalanna izın verilen bir pasaportun, Yaşar Öz'ün cebıne kımin tarafından konduğunu merak etmez mı- sıniz? Keza, belırlı düzeydekı devlet gö- revlilerince taşınabılen "yeşil pasaport" için de aynı türden bir soru kafanızda yer etmez mı? Alın size Susurluk raporu ile ilgili yeter- lıydi, değıldi tartışrnaları arasında Bakır- köy 3. Aslıye Ceza Mahkemesi'nin Sa- yın Başkanı'nın ve Sayın Cumhuriyet Savcısı'nın hiç mi hiç huzurianndaki sa- nığa sormak, araştırma ıstemek zahme- tinde bulunmadıklan bir soru. Ama böy- le bir zahmete ne Sayın Mahkeme Baş- kanı ne de Sayın Bakırköy Cumhunyet Savcısı anlaşılan girmiyoriar. Ya da böyle bir sorunun araştırılması- nı, kendi görev alanlarının dışında görü- yorlar. Ve Yaşar Öz, cebınde beraat karan ile kendi itiraflarına dayanan pasaportların üzerine çekilmiş "çarpı" işaretlerinı kapa- tılmış bir dosyada bırakıp, özgür vatan- daş olarak aramıza kanşıyor. Yani sanık olarak girdiği mahkeme- den, kırmızı. yeşil pasaportlannı göstere göstere elini koiunu sailayarak çıkıyor. • • • Aynı günlerde, uzak Batı'da, koskoca Amerika kıtasının kuzeyınde, Kenneth Starradında bırsavcı, ülkesinın "başka- r»"nın, yeminlirfadesindeyalan söyledi- ği. başkasının ıfade verirken yalan söy- lemesini istedıği iddialan ile soruşturma- sını sürdürüyor. O ülkenin Emniyet Genel Müdürlüğu olan FBI mensuplan, savcının istediği delilleri bulabilmek amacı ile canla baş- la çalışıyor, ıpın ucu devlet başkanına da- yanırsa gibılerden bir düşünceyi hiç mi hiç taşımıyorlar. • • • Daha iki akşam önce, Türkiye Büyük Miltet Meclisi'nın Susurluk Araştırma Ko- misyonu'nda DSP üyesi olarak görev ya- pan Aydın Milletvekili Sema Pişkinsüt, birtelevizyon kanalında, komısyonun is- tedıği bılgilerın resmi makamlardan, o makamlardaki kimi kişilerin istedikleri öl- çülerle geldiğini söylüyordu. Yaşar Öz ile ilgili son beraat karan, Pişkinsüt'ün söy- lediklerinı mahkeme ilamı ile de ortaya koyuyor. Susurluk raporunun yeterli olup olma- dığı tartışmalanndan çok, asıl uğraşma- mız gerekenlerin neler olduğunu hâlâ an- layamayacak mıyız? Bilican'dan genelge hazırlığı Çatışmalarda ele geçen para kayda geçirilecek ANK.\R\ (Cumhuri- yet Bürosu) - Emniyet Ge- nel Müdürü Necati Bilican. özel harekât polıslennın. öldürdüklen PKK'liİCTden çıkan paralan kayda geçir- melerini sağlamak için ge- nelge hazırlıyor. Başba- kanlık Teftiş Kurulu Baş- kanı Kutlu Savaş'ın hazır- ladığı Susurluk raporunda, öldürülen PKK'lilerin üzerinden çıkan paralann alındığı, kayda geçirilme- dıği bildinlmiştı. Bilican, genelgede özel- likle güneydoğuda görev yapan özel tım elemanla- nnın buna çok dikkat et- mesı gerektiğini vurgula- yacak. Polis adlıye muha- birleri için dün akşam iftar yemeği veren Bilican, yö- neltilen sorulan cevaplan- dırdı. Bilican, 5 vıldır ka- tılleri yakalanamayan ga- zetemiz yazarı Uğur Mumcu suikastıyla ilgili bir soru üzerine "Uğraşı- yoruz. Kapanmaz bu dos- ya" diye konuşru. Bilican, Susurluk dava- sınnı kilıt isimlennden Sa- mi Hoştan hakkında da "Ya yakalanacak yada tes- lim olmak zorunda kala- cak" dedi. Bilican, bacağından vurulan Sabah gazetesi muhabın Kamil Eübol'u vurdurtan Kasım Genç- yümaz adlı kişinin gaze- tecileri tehdit etmeyi sür- dürdüğünün hatırlatılma- sı üzerine de "Bacağm- dan vurmaya alışık lartla- n biz bacağından vuru- ruz, meraketmeyin. Yapı- lanlar kimsenin yanına kâr kalmaz" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle