Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27OCAK1998SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Kısa... Kısa...
• Kamuoyunda "Söylemez
Kardeşler" olarak bilinen
organize suç örgütü
üyelerine rüşvet karşılığı
yardımcı olduklan öne
sürülen emniyet
mensuplannın
yargılanmasına devam
edildi.
• YüksekTahsilKız
Yurdundan Yetişenler
Eğitim ve Kültür Vakfi
Vönetim Kurulu. kadın
haklanndan sonımlu Devlet
Bakam Işüay Saygın'ı
kınadı.
• Kadın ve aileden sorumlu
De\let Bakanı Işılay Saygm,
bekâret konusunda yaptığı
açıklamalar için özür
dılemediğini söyledi.
• tnsan Haklan Derneği
(İHD) İstanbul Şubesi
Başkanı Ercan Kanar,
Resmi Gazete'de yayımianan
"Kimlik BUdirme
YönetmeliğTnin, tüm
coğrafyamn olağanüstü hal
kapsamına atınması
anlanuna geldiğini belirtti.
• Atatürk hakkında 25'e
yakın araştırma türü kitabı
bulunan basın şeref kartı
sahibı araştırmacı-yazar
Sadi Borak ölümünün
bırinci yıldönümü olan
bugün saat 12.00'de
Zıncirlikuyu'daki mezan
başında anılıyor.
• Kadıköy
Küçükbakkalköv'deki Faik
Somer Lisesi Müdürii AB
Osman Güner'e ait 34 MRY
55 plakalı otomobile, dün
saat 1630 sıralannda.
kimliği belirienemeyen 3 kişi
taraündan molotofkokteytli
saJdın düzenlendi.
I Yazar Recep Bilginer'in,
Almanya'da sahnelenen
"lsyancılar" adlı yapıtına
telif verilmemesi nedeniyle
baş\ urduğu istanbul 9.
Aslıye Ticaret Mahkemesi,
Devlet Tiyatrolan Genel
Müdürlüğü'nü 2 milyar 513
milyon lira tazminat
ödemeye mahkûm etti.
• Gözaltma alındıklan
Manisa Kmniyet
Miidürliiğü'nde işkenceye
hedef olan ve örgüt üyesi
olduklan suçlamasıyla
yargılandıklan tzmir DGM
tarafından çeşitli hapis
cezalanna çarptınlan
gençlerin temyiz
duruşmasının karan yann
açıklanacak.
• Millı Eğitim
Bakanlığı'nın, öğretmenlere
yapılan yüzde 18'hk ek
ücret zammında ilköğretim
müfettişlerini de\Te dışı
bırakmasına Tüm Eğitim
Müfettışlen Sendikası
(TEM-SEN) tepki gösterdi.
• Üniversite harçlannı
protesto etmek amacıyla
TBMM'de pankart acan
öğrencilere destek olmak için
Kı/ila> "da yapnklan
e>lemde tutuklanan 6
öğrenci tahliye edildi.
Açıklama
Elazığ Mılietvekili
Mehmet Ağar. dün
gazetemizın 4 sayfasında
"Mumcu'nun Katilleri
Devletten Himaye Gördü"
başlıklı haber üzerine bir
açıldama yaptı. Ağar yaptığı
açıklamada, "Devlet Bakanı
Eyüp Aşık'ın şahsımı hedef
alan ıddialan, sahibinin sesi
plaklanndaki ağıza yakın
tarzda, gerçek ve cıddıyetle
ilgisi olmayan, laf olsun
diye söylenmiş boş
sözlerdir. Aslında cevap bile
verilmeye gerek olmayan bu
iddia tamamen hayal
mahsulüdür. Gerçek dışıdır.
Gerçeklere uzaktan
yakından ilgisi yoktur" dedi.
T>
Anayasa Mahkemesi üyeleri, RP'nin Meclis'teki tüzelkişiliğinin sona erdiğini söylediler
Refah hukuken kapahANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anaya-
sa Mahkemesi üyelen. RP'nin hukuken ka-
pah olduğuna dikkat çekerek TBMM. Baş-
bakanlık, Maliye ve Hazine'nin gerekçeli ka-
ran beklemeden her türlü ışlemi yapmalan
gerektığini belirttiler.
Anayasa Mahkemesi üyeleri, TBMM Baş-
kanı Hikmet Çetin'in, ıstediği an RP'nin
Meclis'teki tüzelkişiliğıne son verebileceği-
ni bildirdiler. Yüksek Seçim Kurulu, Bakan-
lar Kurulu, tçişleri ve Maliye bakanlıklan.
bazı uygulamalanyla karan "fiilen" uygula-
maya İcoyarken TBMM Başkanlığı'nın işlem
yapmaması tartışma yarattı.
Cumhuriyet'e bilgi veren Anayasa Mahke-
mesi üyelen, TBMM'mn. gerekçeli karann
Resmi Gazete'de yayımlanmasını bekleme-
den, RP'nin Meclis'teki tüzelkişiliğine son
vermesi gerektiğini söylediler. Üyeler.
RP'nin şu anda hukuken kapalı olduğunu.
ancak TBMM'nın siyası tutumu nedeniyle
partinin tüzelkişiliğinin fiilen devam ettiğinı.
Meclis grubunu toplayabildiğini anlattılar.
Aynı üyeler, partinin kapatılmasına neden
olan "odak olma" konusunu değerlendirir-
ken. "Biz bu da\ada siyasi jüri olarak huku-
ki karar verdik. Başsavcılığın tddianamesine
bağlı olarak karar verdik, iddianame dışına
çıkmadık. Dahasonra bize sunulan ekleri dik-
kate almadık. Bunlar sadece bizde kanaat
oluşturdu" dediler.
Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Güven
Dinçer, heyetin, RP'nin kapatılmasına ilişkin
Necati utkan
'Demokrasi'yi
Suriye'den
öğrenecek
değüiz'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Dışişleri
Bakanhğı. RP'nin
kapatılması nedeniyle
Türkiye'yi eleştiren
Suriye'ye "Ne
demokrasiyi ne de dinde
hoşgörüyü sizden
öğrenecegiz'' diyerek
tepkı gösterdi.
Bakanlık Sözcüsü
Büyükelçi Necati Utkan,
dün düzenlediği basın
toplantısında, Sunye
Savunma Bakanı
Mustafa Laz'ın geçen
hafta ıçinde RP'nin
kapatılmasıyla ilgili
yaptığı "Eğer ordu,
Müslümanlığa saygı
göstermezse, Türk halkı
harekete geçer ve
Türkiye yeni bir Cezayir
olur" içeriklı
açıkJamalann
yalanlanmadığını,
dolayısıyla bir yanıtı
hak ettiğini söyledi.
Utkan. Sunyeli bakanın
açıklamalannın
uygunsuz olduğunu ve
ıki ülke arasındaki
ilişkiler açısından
yararlı olmadığını
belirterek "Türkiye
Suriye'den ne demokrasi
ne de dini hoşgörü
konulannda ders
alacakür" dıye konuşru.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
KAPAR OİPf-
«APAR
LUK Ş
Ç/A2İ&/A/...
M/ \/AA ?!
gerekçeli karann yazımını bayTam sonrasın-
da bitirebileceğini söyledi. Dinçer, bir soru
üzerine, 2 üyeyle birlikte bölümler halinde
gerekçeli karann yazımını sürdürdüklerini
belirterek karann heyet tarafından okunup
imzalanarak son şekline kavuşturulacağını
kaydetti. Dinçer, bu işlemlerin tamamlanma-
sı ve karann Resmi Gazete'de yayımlanma-
sının 10 veya 15 Şubat'ı bulabileceğini söy-
ledi. Dinçer. kapatma karanna muhalif kalan
üyeler Saicit Adalı ile Haşim Kıhç'ın karşı oy
yazılannı da aynı süreçte so-
nuçlandıracaklannı ve karann
gecıkmesinin söz konusu ol-
madığını belirtti.
Cumhuriyet'in görüştüğü
Yargıtay Cumhunvet Başsav-
cılığı yetkililen. RP'nin yerine
kurulacak yeni parti hakkında,
eski partinin devamı olduğuna
ilişkin karine oluşmaması ha-
linde, yeni bir kapatma davası
açamayacaklannı bıldırdı. Par-
tinin kapatılmasına söz \ e ey-
lemleri ile neden olan Necmet-
tin Erbakan ve diğer üyelerin,
5 yıl süreyle siyası partilerin
hiçbir organına seçilemeye-
ceklerini kaydeden yetkililer.
partinin yasaklı olmayan mil-
letvekilleri ile 4 mılyona yakın
üyesinin yeni kurulacak parti-
ye girebileceğini anlattılar.
Yetkililer, "Eğer Anayasa
Mahkemesi kapatma kararuu
verirken Siyasi Partiler Yasa-
sı'nın95. maddesine göre hare-
ket etsey di, o zaman yasaklı ol-
mayan millenekilleri ile 4 mil-
yona yakın ü>esi yeni partiye
giremezdi. Oysa mahkeme,95.
maddeyi görmemeztikten get-
di" diye konuştular.
tşçi Partisi Genel Başkan
Yardımcısı Hasan Yalçın. dün
yaptığı açıklamada, gerekçeli
karar beklenmeden kapatma
ışlemlennin yapılabileceğini
belirterek şunlan söyledi:
"Anayasa Mahkemesi'nin
karannı ilgiti yeıiere tebh'ğ
amndan itibaren. RP diye bir
parti artık me\cul değildir.
Mahkemenin daha önceki bü-
rün parti kapatma karariann-
da yetkililer ertesi gün kapaü-
lan partinin kapısına dayan-
mışlar, maüanna el ko\ maya
girişmişler, berhangi bir faali-
yette bulunamayacağını bildir-
mişlerdir. RP ise Anayasa Mah-
kemesi'nin karannı ve buku-
ku alenen çiğneyeDiliyor.''
Tekdal: Karan Meclis onaylamahANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - "Kurtancı formül" arayış-
larını sürdüren RP kurmaylan
"Parti kapatma kararlannın TB-
MM'nin onayına sunulmasuu"
sağlamaya yönelik anayasa de-
ğişikJiği hazırlığından sonra şim-
di de referandum önensinı gün-
deme getirdiler.
RP'li hukukçular bir yandan
da Avrupa İnsan Haklan Mahke-
mesi'ne (AİHM) yapılacak baş-
vuruyla ilgili çalışmalan sürdü-
rüyoriar. Kararda adı geçen mil-
letvekillerinin bıreysel başvuru-
da bulunacaklan belirtilirken
başvTirunun tüm mılletvekilleri-
ne yaygınlaştınlması planlanı-
yor. RP Genel Başkanı Necmet-
ün Erbakan'ın Başbakan Mesut
Yılmaz'la görüşmesinin ardın-
dan ANAP grup başkanvekille-
riyle temasa geçerek kapatılmay-
la ilgili bazı yasal düzenlemeler
için destek arayışına gıren RP
kurmaylan, kapatma karannı or-
tadan kaldırmaya yönelik anaya-
sa değişiklikleri peşindeler. RP
Genel Başkan Yardımcısı Ahmet
TekdaL dün parlamentoda dü-
zenlediği basın toplantısında,
Anayasa Mahkemesi'nin parti
kapatmayla ilgili kararlannın
TBMM'nin onayına sunulması-
nı öngören bir anayasa değişik-
liği yapılması gerektiğini savun-
du.
ldam kararlannın TBMM'nın
oyuna sunulduğunu ve onay ve-
rilmesi durumunda infazın ger-
çekleştiğini anımsatan Tekdal,
siyasi partiler için kapatma ka-
rarlannın
u
idam cezası" niteli-
ğınde olduğunu söyledi. Tekdal,
bu yol benimsenmezse referan-
dum yöntemine başvumlabilece-
ğini belirterek "tkinci bir yol ola-
rak halk o> laması gündeme geti-
rilebilir. Parti kapatma kararla-
n> la ilgili olarak referandum ya-
pılır, eğer halk karan onaylarsa
yürüıiüğe girer, onaylamazsa o
zaman karar düşer" dedi. RP'li
hukukçular AİHM'ye yapılacak
başvuru üzerinde çalışmalannı
sürdürürken tüzelkişılik olarak
başvuruda bulunmak yerine bi-
reysel başvuru yapılması görüşü
ağırlık kazandı.
Öncelikle Erbakan' ın da arala-
nnda bulunduğu 5 mıllenekili-
nin "Tabü mahkemelerde yargî-
lanmadıklan" gerekçesiyle
AlHM' ye başvunıda bulunacak-
lan belirtildi.
DYP,ANAP'ı incelemeye aldı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
DYP, devlette çeteleşme sürecini genel
başkan Tansu ÇiDer' in başbakanlık dö-
neminden başlatan Susurluk raporuna
karşı ANAP dönemini incelemeye al-
dı.
DYP, Başbakan MesutYıimaz'ın ön-
ceki iktidan döneminde eşi Berna Yd-
maz ile 50'ye yakın ANAP milletveki-
linin Emlakbank'tan ucuz cv akhklan
iddiasını belgelemeye çalışıyor.
DYP Genel Başkan Yardımcısı Ha-
san Ekinci. Başbakan Mesut Yıimaz'ın
Budapeşte gezisinde yaşanan olaylann
mercek altına alındıgını, kaset ve bilgi
araştırmasını derinleştirdiklerini söyle-
di. Ekinci, "Bir Alpaslan Pehlivanlı'nm
öJdürûlmesi \ar. Bu zinrirde Sedat Bu-
cak'ın tespitleri \ar. Ondan yararlana-
cagu" dedi. Ekinci, Karadeniz otoyolu
ihalesi için müteahhitlere yapılan öde-
melerin de altemarif raporda yer alaca-
ğına dikkat çekti.
Ekinci, genel hırul salonuyla triryon-
luk skandalın odağma oturan eski TB-
MM Başkanı Mustafa Kalemli için Em-
lakbank'tan edindiği ucuz konut yönte-
minin benzer şekilde ANAP'lılar tara-
fından da kullanıldığının belgelenmek
üzere olduğunu kaydetti.
Meclis TV'deyolsuzluk iddiası
ANKARA(ANKA)- TBMM'nin es-
ki Başkanı ANAP Kütahya Milletvekili
Mustafa Kalemlinin adının da kanştığı
TBMM Genel Kurul Salonu ihalesi yol-
suzluğunun ardından Meclis TV ile ilgi-
li ihale için de yolsuzluk şüphesiyle so-
ruşturma açıldı. ANAP Kocaeli Millet-
vekili Hayretttn Uzun ise Meclis'teki
kıymetli hah ve tablolann değiştirildiği-
ne dair kuşkulann bulundugunu bildır-
di.
TBMM Başkanlığı'nca 2886 sayılı
Devlet thale Kanunu'nun 51'inci mad-
desi (j) fikrasına göre pazarlıkla ihalesi
yapılarak taahhüde bağlanan "Türidye
Büyük Miflet MecHsi Genel Kıınıl Sato-
mı TV yaym ststemleri" işmın ihalesin-
de fazla fiyat verildiği iddialan ortaya
aüldı. TBMM yetkilileri soruşturma ko-
nusunda aynntılı bilgi vermekten kaçı-
nırken soruşturmanın Meclis TV'nin
elektronik donanımının fahiş fiyatla
Meclis'e satılmasından kaynaklandığı
öğrenıldi. 'irıale işjemienm' kapsayan so-
ruşturma, ihaleye katılan, ancakkazana-
mayan diğer firmalann şikâyeti üzerine
açıldı. Soruşturmayı TBMM Başkanlı-
ğı'nabağh birimlerinyürüttüğü. TBMM
Başkanı Hikmet Çetin'in de bizzat so-
ruşturma aşamalannı izlediği öğrenildi.
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HtKMET ÇETİNKAYA
Korku...
Gözleri pırıl pırıl ışıldayan bir çocuk gördüm An-
kara'daki memur eyleminde...
Çocuk, ellerinde beyaz eldivenler bulunan polis
amcalarla tokalaşıyordu...
Kırmızı giysiler giymiş çocuk, siyah eldivenli polis
amcaya gelince elini uzatmadı; birden arkasını dön-
dü ve koşmaya başladı...
Bir kadın onu kucakladı oracıkta...
Birtelevizyon kanalında izledimyukarıdaki görun-
tüleri...
Sonra gözlerimi yumdum. Kendi çocukiuğumu
düşündüm...
Düşlerimde yarattığım bir evrenin içinde kaybol-
dum...
Siyah eldivenli polisten neden korkmuştu çocuk?
Beyaz, özgürlük; siyah, korku muydu?
Bir gözaltı öyküsünü anımsadım...
Gözleri bantlı genç kızlan, erkekleri düşündüm...
Sordum kendi kendime:
"B/r beyaz güverc/n mıd/rbanş, sevgi, kardeşlik?"
Yarasasimsiyahtır...
Neden güvercinleri severiz, yarasadan nefret ede-
riz? Siyah neden umutsuzluk, beyaz niçin sevgidir?
Derin birtasa, çılgınca bir isyanın izdüşümü gibiy-
di ve ben siyah eldivenli polisten korkan kırmızı giy-
sili çocuğu düşünüyordum...
Üniversiteli gençlerin, memurlann. işçilerinfotoğ-
raflan düşüyordu masamın üzerine...
Karanlık çökmüş, simsiyah bir bulut beni boğacak
gibi iniyordu üzerime...
Yargısız infazlardan sonra yükselen çığlıklar, eli
kanlı çeteler dolduruyordu çevremi...
Tek bir insanın şarkısı, tek bir insanın umudu yok-
tu hiçbir yerde...
Zulüm, baskı, işkence!..
1970'lerde 18-20 yaşlanndaki gencecik fidanlan
kırdıkacımasızca... 1980'lerde aynı işi bir dahayap-
tık zevk alarak... 1990'larda evleri bastık, delik de-
şik ettik genç bedenleri güle oynaya...
Ölümlere alkış tutuyor, bir bakıma öç alıyorduk
gençlerden...
O güzel iklimleri, yaşlı-genç hiç düşünmedik...
Yaşamın içinden gençliğe sevgiyi hiç taşımadık...
Korkuyla uyuduk, korkuyla uyandık...
• • *
Geceydi ve üşüyorduk...
İstanbul Avcılar Öğrenci Yurdu derin bir sessizli-
ğin içine gömülmüştü...
Kar haftften serpiştiriyordu...
Öğrenci yurdunun ışıklan yanıyordu ama oğren-
ciler uyuyordu...
Yüzleri maskeli topluluğun ellerinde bıçaklar ve
satırlarvardı...
Kurt ulumasını andıran sesler yükselmeye başla-
dı. Elleriyle kurt işareti yapan saldırganlar, "Ya Allah,
Bismillah, Allahuekber" diyerek yurt binasından içe-
riye girdiler...
Kan gövdeyi götürüyordu...
Yatakhanelere dalan gözü dönmüş maskeli saldır-
ganlar önüne gelene satır, pala ve muştalarla vurur-
ken bağırıyorlardı:
"Komünistler Moskova 'ya!.."
Yıllar öncesi hazırianıp sahneye konulan bir oyu-
nun yeni versıyonuydu o görüntüler...
Abdullah Çatlı, Haluk Kırcı, Mehmet Şener,
Yalçın Özbey ve diğerierinin Bahçelıevler, Balgat, İs-
tanbul Üniversitesı, Izmir Inciraltı yurtlannda
1970'lerden 1980'lere dek uzanan 10 yıllık süreçte
rol aldıklan 'kanlı oyun'un tekranydı yaşananlar...
Hüseyin Bilgin, Çağlayan Deniz, Mustafa Inan,
Yusuf Bilgehan, Çağn Evliyakulu yaralanmış, has-
taneye kaldınlmıştı...
SaJdın çok kısa sürmüş, yüzleri maskeli ülkücü çe-
teler, yıllar önce olduğu gibi yine ellerini kollarını sal-
laya sallaya kaçmayı başarmışlardı...
Bir süre önce ellerinde balta, pala, bıçak bulunan
saldırganlar, güvenlik güçlerinin gözlerinin içine ba-
ka baka İstanbul Üniversıtesi'ne girip kanlı eylem
yapmamışlar mıydı?
Malatya'da otobüs durağında Ümrt Cihan Tar-
ho'yu bıçakla delik deşik ederek öldürenler de ülkü-
cü çeteler değil miydi?..
•••
Kırmızı giysiler içindeki çocuk, beyaz eldivenli po-
lis amcalann elini sıkıyor, siyah eldivenliyi görünce
niçin kaçıyordu?
Televizyon kanallarında gezıntiye çıkmıştım...
Gecenin karanlığı sokak lambalarının san ışığın-
da daha da insanın içini ürpertiyordu...
Başbakan Mesut Yılmaz Erzurum'daydı ve ca-
miden çıkarken bu kez yüzleri maskeli olmayan top-
luluk elleriyle kurt işareti yapıp slogan atıyordu:
"Ya Allah, Bismillah, Allahuekber!"
Birden 15 Temmuz 1977'ye gittim...
Doç. Orhan Yavuz'un Erzurum Atatürk Üniversi-
tesi Kampusu'nda bıçak, muşta, satıria alçakça kat-
ledilişini anımsadım...
Yirmi yıl önce ve yirmi yıl sonra...
Acaba değişen neydi?
Yeniden gözlerimi yumdum. Bir hüznün içinde
umuda yolculuğa çıktım...
Televizyonlar son haberleri verdi. İstanbul Avcılar
Öğrenci Yurdu'nu bir kez daha gösterdi..
Hava soğuktu ve ben üşüyordum...
E. Posta: Hikmet.Cetinkaya (n raksnetcom
Faks numaramız: 0212/513 90 98
ÜZ Z4Z//ORHAN BİRGİT
Gazetelerde bizım Susurluk raporu
ile Amerika kamuoyunun "7" numaralı
olayı olan Bill Clinton'm "Zippergate"i
ile ilgili gelışmelerı okudukça, bu yaşım-
dan sonra neredeyse ABD hayranı kesi-
leceğimi düşünüyorum.
Clinton, doğrudan doğruya halkın
seçtiği bir "başkan." Ülkesini de geniş
yetkilerle yönetiyor. Ama ülkesınin ana-
yasası hangi koşullarda başkanın görev-
den alınabileceğini belirtirken, "vatana
ihanet, rüşvet ve diğer suçlar"6an söz
etmiş. Şjmdı her geçen gün yeni skan-
dal öyküleri çıkan Bill'e olan güvenini
azaltan Amerikan kamuoyunda başka-
nm Kongre tarafından görevinden alına-
bıleceği olasıhklan tartışılırken, anayasa-
daki "diğersuçlar" ibaresine dayanılıyor.
Böyle bir deyımin, bizim anayasamızda
ya da yasalanmızda yer aldığını hiç dü-
sündünüz mü?
• • •
Bırakınız, anlı şanlı cumhurbaşkanla-
nnı. Düz ve yoz vatandaşlanmız ile ada-
letin ilişkilerinde neler yaptıklanmıza ba-
kalım.
Pazar.günkü "Hürriyet" gazetesinın
"Yaşar Öz'e beraat" başlıkJı haben şöy-
le bâşlıyordu:
"Susurluk skandalının kilit isimlerin-
den Yaşarûz, pasaportta sahtecilik, rvh-
satsız silah bulundurmak suçlanndan 6
Ah, Keşke Amerika'ya Benzeseydik...
yıl hapis istemıyle yargılandığı davada,
'Şüphe sanık lehıne kullanılır' gerekçe-
siyle delılyetersızliğinden beraat etti."
Yaşar Oz yakalandığında, evinde Ta-
nk Ümrt adına 2 yeşil, 17 Türk, 8 Ingi-
liz pasaportu ve 5 adet silah bulun-
muşmuş.
Yaşar, götürüldüğü İstanbul Mali Şu-
be'de serbest bırakılmış. öz'ü serbest
bırakan mali şube yetkilileri, Mehmet
Ağar'dan aldıklan emir üzerine hareket
ettiklerini, evinde bulunan silah ve pasa-
portlan da genel müdürlennın aynı emri
doğrultusunda Ankara'ya gönderdiklerı-
nı söylemışler.
Önce Devlet Güvenlik Mahkeme-
si'ndeyargılanan YaşarÖziçin, "Tempo"
dergisinin Susurluk skandalı ile ilgili bir
ekinde, şunlar yazılmıştı:
"MehmetAğar'ın imzasını taşıyan uz-
man belgelerinden birine sahip olan
uyuşturucu kaçakçısı olduğu ileri sürû-
lüyor. Aynca Maliye Bakanlığı'nda uz-
man gözükerekyeşilpasaport sahibi ol-
duğu da iddia ediliyor. 12 Ocak 1994 ta-
rihinde Adana Havaalanı'nda sahte pa-
saportlayakalanan Metin Bozdoğan'/n
ifadesi üzerine aralannda Tank Umıt'in
de bulunduğu altı kişi adına düzenlenen
yeşil pasaportlar, iki ayn ehlıyet, özel si-
lah belgesi ve seri numaralan silinmış i-
ki sılahla Ataköy 'de yakalandı. Olay yar-
gıya intikal etmedi. öz serbest bırakıldı.
Yaşar öz, Abdullah Çaüı'nın kansı tara-
fından dayısı..."
Devlet Güvenlik Mahkemesi, "çete"
kurmak iddıasıyla önüne getiriten Öz'le
ilgili dosyada, çete bulgulanna rastlama-
dığını belirterek görevsizlik karan verir ve
sanık Bakırköy 3. Asliye Ceza Mahkeme-
si'ne gönderilir.
Biryıl süren duruşmalar sırasında, Em-
niyet Genel Müdürlüğu sahte pasaport
ve silahlan bulamadığını ileri sürerken,
Yaşar Öz açık açık sahte pasaporta ihtı-
yacı olmadığını şu gerekçeye dayanarak
söylemektedir.
"Kırmızı, yeşil ve özel pasaportlanm
var. Bu pasaportlan kimlenn düzenledi-
ğini söyleyemem. Benim zaten taşıma
njhsatlı silahım var. Devlet sım olması
nedeniyle evimde saklıyordum. Başka
silaha ihtiyacım yok."
Kırmızı pasaportun resmi adı "diplo-
matikpasaporf"tur. Cumhurbaşkanı, ba-
kanlar kurulu üyeleri, milletvekillen. dı-
şiştert bakanlığının bejirlı düzeydekı men-
supları tarafından görevlerınde bulun-
duklan süre taşımalanna izın verilen bir
pasaportun, Yaşar Öz'ün cebıne kımin
tarafından konduğunu merak etmez mı-
sıniz? Keza, belırlı düzeydekı devlet gö-
revlilerince taşınabılen "yeşil pasaport"
için de aynı türden bir soru kafanızda
yer etmez mı?
Alın size Susurluk raporu ile ilgili yeter-
lıydi, değıldi tartışrnaları arasında Bakır-
köy 3. Aslıye Ceza Mahkemesi'nin Sa-
yın Başkanı'nın ve Sayın Cumhuriyet
Savcısı'nın hiç mi hiç huzurianndaki sa-
nığa sormak, araştırma ıstemek zahme-
tinde bulunmadıklan bir soru. Ama böy-
le bir zahmete ne Sayın Mahkeme Baş-
kanı ne de Sayın Bakırköy Cumhunyet
Savcısı anlaşılan girmiyoriar.
Ya da böyle bir sorunun araştırılması-
nı, kendi görev alanlarının dışında görü-
yorlar.
Ve Yaşar Öz, cebınde beraat karan ile
kendi itiraflarına dayanan pasaportların
üzerine çekilmiş "çarpı" işaretlerinı kapa-
tılmış bir dosyada bırakıp, özgür vatan-
daş olarak aramıza kanşıyor.
Yani sanık olarak girdiği mahkeme-
den, kırmızı. yeşil pasaportlannı göstere
göstere elini koiunu sailayarak çıkıyor.
• • •
Aynı günlerde, uzak Batı'da, koskoca
Amerika kıtasının kuzeyınde, Kenneth
Starradında bırsavcı, ülkesinın "başka-
r»"nın, yeminlirfadesindeyalan söyledi-
ği. başkasının ıfade verirken yalan söy-
lemesini istedıği iddialan ile soruşturma-
sını sürdürüyor.
O ülkenin Emniyet Genel Müdürlüğu
olan FBI mensuplan, savcının istediği
delilleri bulabilmek amacı ile canla baş-
la çalışıyor, ıpın ucu devlet başkanına da-
yanırsa gibılerden bir düşünceyi hiç mi
hiç taşımıyorlar.
• • •
Daha iki akşam önce, Türkiye Büyük
Miltet Meclisi'nın Susurluk Araştırma Ko-
misyonu'nda DSP üyesi olarak görev ya-
pan Aydın Milletvekili Sema Pişkinsüt,
birtelevizyon kanalında, komısyonun is-
tedıği bılgilerın resmi makamlardan, o
makamlardaki kimi kişilerin istedikleri öl-
çülerle geldiğini söylüyordu. Yaşar Öz ile
ilgili son beraat karan, Pişkinsüt'ün söy-
lediklerinı mahkeme ilamı ile de ortaya
koyuyor.
Susurluk raporunun yeterli olup olma-
dığı tartışmalanndan çok, asıl uğraşma-
mız gerekenlerin neler olduğunu hâlâ an-
layamayacak mıyız?
Bilican'dan genelge hazırlığı
Çatışmalarda ele geçen
para kayda geçirilecek
ANK.\R\ (Cumhuri-
yet Bürosu) - Emniyet Ge-
nel Müdürü Necati Bilican.
özel harekât polıslennın.
öldürdüklen PKK'liİCTden
çıkan paralan kayda geçir-
melerini sağlamak için ge-
nelge hazırlıyor. Başba-
kanlık Teftiş Kurulu Baş-
kanı Kutlu Savaş'ın hazır-
ladığı Susurluk raporunda,
öldürülen PKK'lilerin
üzerinden çıkan paralann
alındığı, kayda geçirilme-
dıği bildinlmiştı.
Bilican, genelgede özel-
likle güneydoğuda görev
yapan özel tım elemanla-
nnın buna çok dikkat et-
mesı gerektiğini vurgula-
yacak. Polis adlıye muha-
birleri için dün akşam iftar
yemeği veren Bilican, yö-
neltilen sorulan cevaplan-
dırdı. Bilican, 5 vıldır ka-
tılleri yakalanamayan ga-
zetemiz yazarı Uğur
Mumcu suikastıyla ilgili
bir soru üzerine "Uğraşı-
yoruz. Kapanmaz bu dos-
ya" diye konuşru.
Bilican, Susurluk dava-
sınnı kilıt isimlennden Sa-
mi Hoştan hakkında da
"Ya yakalanacak yada tes-
lim olmak zorunda kala-
cak" dedi.
Bilican, bacağından
vurulan Sabah gazetesi
muhabın Kamil Eübol'u
vurdurtan Kasım Genç-
yümaz adlı kişinin gaze-
tecileri tehdit etmeyi sür-
dürdüğünün hatırlatılma-
sı üzerine de "Bacağm-
dan vurmaya alışık lartla-
n biz bacağından vuru-
ruz, meraketmeyin. Yapı-
lanlar kimsenin yanına
kâr kalmaz" dedi.