Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27OCAK1998SALI CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
Bu yıl İnkılap Edebiyat Ödülü'nü öykü dalında alan genç yazar Yeşim Eyüboğlu
'Kekelediğim atılar için yazıyorum'NURDAN CtHANŞÜMUL
Geçen yıl ikincisi düzenlenen
İnkılap Edebiyat Ödülleri bu yıl
öykü dalında 'Geleceğiııi Biliyor-
dum' isimli dosyasıyla Yeşim
Eyüboğlu na verildi.
Lise yıllannda Ali Poyrazoğ-
lu Tiyatro Atöîyesi'nde iki yıl
boyunca tiyatro başta olmak üze-
re sinema, edebiyat, dekor-kos-
tüm ve mask dersleri alan Yeşim
Eyüboğlu, Ankara Gazi Üniver-
sitesi tktisadi ve tdari bilimler
Fakültesi Kamu Yöneti-
mi mezunu. Üniver-
site yıllannda An-
kara'da kurduğu
Tiyatro Özgün
Denemede
(TÖD) edebi ya-
pıtlardan yola çı-
karak oyun çalış-
maJan gerçekleştirdi.
Sahneye uyarladığı ve
rejisöriüğünü yaptı|ı yapıtlarara-
sında Orianna Fallaci'nin 'Dog-
mamış Çocuğa Mektup'. Neval
ElSaddavf nin 'SmrNoktasmda-
ki Kadın'. Dostoyevski'nm 'Bir
Yufka Yürekli', Erendiz Ata-
sü'nün 'Duflara Yas YaJoşır', Bur-
hanGünelın 'Aksayan'ı yerah-
yor.
- 'Geteceğini Biliyordum' isim-
li dosyanızda yer alan öykü/öykü-
lerin içeriği nedir? Nasıl bir an-
latım tarzı seçtiniz?
YEŞİıM EYÜBOĞLU - Kuş-
ku yok kı, kafarruzda dolanıp du-
ran düşünceler yazıva geçme-
den. kendi başlanna edebi bir
değer oluşturamazlar. Edebiyat
üzerine. öykü üzenne ıki çift laf
etsem. bu bana, bize ne sağlaya-
cak? Belki birilerimizın zihnin-
de hızlı yavaş adımlarla yürü-
yen, gidip gelen. çarpıp geri dö-
nen sesler, atmosferler ya-
ratacak. Fakat hıçbirimi-
ze öykünün kendisini
veremez. Öykünün
kendisini ise yalnızca
bır'öykü'verebilir Öy-
le değil mi? Kekeledı-
ğim zamanlar ıçın yazı-
yorum ben. Dilımın rutul-
dugu. elimin avağımın bırbı-
rine kanştıgı. donakaldığım. par-
mağımı kıpırdatamayacak kadar
güçsüz olduğumu hatırlatan za-
manlar için. Adına hayat dedık-
leri ve bunca profes>onelce akan
bir nehrin karşısında bana da ola-
bildiğimce acemileşmek düştü.
- Daha önce yayımlanmış ö>-
aykünün kendisini ise
yalnızca bir 'öykü'
verebilir. Öyle değiJ mi?
Kekelediğim zamanlar
için yazıyorum ben.
Dilimin tutulduğu, elimin
ayağımın birbirine
kanştığı, donakaldığım,
parmağımı
kıpırdatamayacak kadar
güçsüz olduğumu
hatırlatan zamanlar için.
kıi kitabınız var mı?
'Gelecegini Biliyordum' ilk kı-
tabım olacak. İnkılap Kitabevi
mart a> ında yayımlamak istiyor.
Kıtap çıktığında ben de okuya-
cağım. Bu dünyanın hep artarak
önüme çıkan nimetlerinden ya-
rarlanamayacak kadar saşkınla-
şabilmek ıstiyorum. Daima ye-
nılebılmek üzere çıktığım bir sa-
vaş meydanındaymışım gibi ge-
li\or. Yenılebilmenin yollarını
araştırıyorum sanki. Başından
beri öyküvii, kâğıttaki semboller
dizisiyle aktanlmaya çalışılan
olayiar yığını olarak değıl de.
sesleriyle birlikte yaratılan etki
alanı olarak algıladığımı fark edi-
yorum şimdi. Zannediyorum, ben
kitabımı değil, kitabım bu dü-
şüncelerimi değerlendirecek.
- AKRoyrazoğhı Tiyatrosu 'nda
dersler aldıktan sonra üniversi-
te yıllannda kurduğunuz
TÖD'den biraz bahseder misi-
niz?
- Şimdi düşündüğümde, isli
sisli görüntüler arasında Attila
Dorsay, Selim 1leri, Osman Şen-
gezer, Melih Yassaf, Feyker Ha-
nım, geçiyor gözlerimin önün-
den. Liseli>ıllanm. Başta tiyat-
ro olmak üzere, sinema. edebi-
yat. dekor-kostüm. mask dersle-
ri arasında geçen bir dizi günler.
Yaldaş.ık olarak iki yıl geçti. Atöl-
ye içindeyken kullanılan kelime-
lerin birçoğunu anlayamadığımı
zannediyordum. Kamu yöneti-
mi okumak için Ankara "ya gel-
dim. Sanki ne yapmam gereki-
yorsa onu yapıyordum. Tiyatro
Özgün Deneme'yı 'Doğmamış
Çocuğa Mektup'u oynamak için
kurduk.
- Buyıllarda baa VBpidan uyar-
laduiız ve rejisörlük yapbnız. Bu
süreçten bahseder misiniz?
- Bir gün bir kitabevinde eli-
me Doğmamış.Çocuğa Mektup'
geçti. Bazı sayfalannı kanştır-
dım ve orada. o sırada karar ver-
dım: Bu kıtabı oyunlaştıracağım,
rejisöriüğünü yapacağım.
'Havva'nın Örrülü Yüzü'nü
okuduğumda kadınlann sünnet
edildiklennı öğrendim. Gecikti-
ğim sayısız bilgilerden bir tane-
si daha işte!.. Ardından 'Sıfir
Noktastndaki Kadın"a kaydı dik-
katim. Mısır'da geçen, bir fahi-
şenin gerçek yaşam öyküsü. Ya-
şamlar başanlı edebiyat eserleri
ortaya çıksm diye biröngörüyle
geçmiyor. Hayatlan edebi me-
tinlerin ortaya çıkmasına hizmet
edecek şekilde önceden kodlaya-
mazsınız.
- Öykiileriniz bugüne kadar
hangi dergilerdc yayımlandı?
- Genellikle adı pek iyi bilin-
meyen. okuyucusu az dergılerde
yayımlandı öykülerim. Önce
Karşı'da sonra Yaafta. 'Varoş"ta
üç sayı üst üste üç öykümü bas-
tılar. Fakat 6. sayıya gidemedi
Varoş. Ama ben yolculuğa çık-
mıştım artık. Geri dönmeye kal-
kışamayacak kadar uz gitmişim
meğer.
- Nedenöykü yazmayı tercih et-
tiniz?
- Şunu söyleyebilmek istenm:
Kız kardeşiniz. anneniz. yenge-
niz, babanız değilim çok şükür.
Fakat görüyorsunuz ki bağlanmı-
zın güçlenmesi ya da gevşeme-
si için yeterli değil. Heryanıma,
her yanınıza döndüre döndüre
monte ettiğımiz vidalardan ko-
nuşalımbiraz! Özellikledevida-
nın bedenimize ıyice girmesi ve
çıkması için dönerkenİci sürecin-
den. Zaman dediğimiz işte bu
süreçtir gibi geliyor bana. Bir
öykü kadar kısacık... Değil mi?
Fransa da düzenlenen 10. Uluslararası Angers Film Festivali Zeki Demirkubuz 'un zaferiyle sonuçlandı
Büyüködül 'Masumiyet'in;HalııkBüginer 'en iyi oyuncu
9
• Fransa'nın en Önemli
festivallerinden biri olan 10.
Uluslararası Angers Film
Festivali sonuçlandı. Festivalde
yönetmenliğini Zeki
Demirkubuz'un yaptığı
'Masurniyet' jürinin oybirliği ile
Büyük Ödül'ü kazanırken,
Haluk Bilginer de En iyi Erkek
Oyuncu Ödülü'nün sahibi oldu.
Jüri Başkanı ünlü Fransız
yönetmen Claude Chabrol,
'Masumuyet'in Fransa'da
gösterimi için elinden geleni
Y^pacagını söyledi.
VECDfSAYAR
- '10. Uluslararası Angers Film Festiva-
li, Türk sinemasının yeni birbaşansına
tanık oldu. Festivalin uluslararası yanş-
ma bölümüne davet edilen Zeki Demir-
kubuz'un "Masumi>
r
et"i jürinin oybir-
liği ile Büyük Ödül'ü kazanırken, Ha-
luk Bilginer de En İyi Erkek Oyuncu
Ödülü'nün sahibi oldu. Fransa'nın en
önemli film festivallerinden biri olan
Angers Fesrivali. Avrupa ülkelerinden ilk
iki filmini gerçekleştiren yönetmenle-
rin katıldıği uluslararası yanşma bölü-
mü ile on yıldır pek çok ünlü yönetme-
ni ilk kez dünyaya tanıtmış, bu yönüy-
le dünyanın en önemli etkınlikleri ara-
sında yerini almış bir fesrival. Avrupa si-
nemasının dağıtım örgütü "Europacine-
ma"nın yöneticisi Claude-Eric R)ire-
aux'un sanat yönetmenliğini üstlendiği
fesrival. "Premier PJans" (İlk Planlar)
başlığı altında dünyanın dört köşesinden
gelen yetenekli sinemacılan dünya si-
nema pazanna tanırma işlevini üstlen-
miş. Poıreaux, festivalin onuncu yıldö-
nümü için zengın bir program hazırla-
mış. On bir filmin yer aldığı uzun met-
rajlı filmlerdalındaki uluslararası yanş-
ma bölümünün yanı sıra uluslararası kı-
sa film yanşması. sinema okullan ara-
sı uluslararası yanşma. Jean Eustache
ve Artavaz Pelesyan'ın fılmlerineve in-
giliz güldürülerine aynlmış toplu gös-
terilerin. "Sinema ve Kentler" temalı
bir uluslararası buluşmanın da yer aldı-
ğı festivalde en büyük başan, iki büyük
ödül kazanan "Masumiyet"' fılminin ol-
du.
Dünya prömıyerinı son \enedik Film
Festivali'nde yapan, ardından Strasbo-
urg'daki "A\Tupa Sinema Forumu"nun
"AvTupa'nın En İyflerP programında, Ar-
jantin'deki Mar Del Plata ve Yunanis-
tan'daki Selanık Film Festivali'nin >a-
nşma dışı bölümlenne göstenlen "Ma-
sumh
r
et"in. katıldığı ilk uluslararası ya-
nşmada Büyük Ödül'ü kazanarak genç
Türk sinemasının son yıl içinde kazan-
dığı başanlara biryenisinı eklerken Ze-
ki Demirkubuz'un. uluslararası sinema
alanına parlak bir giriş yaptığını söyle-
yebiliriz. Demirkubuz'un bundan son-
raki filmlerine uluslararası finansman
bulmakta zorlanmayacağını belırtmek
kehanet olmaz.
CHuncuJara büyiik ilgi
"Masumi\et"e Bü>ük Ödül'ü veren
uluslararası jüri. ünlü Fransız yönetmen
Claude Chabrol'un başkanlığında, An-
gefopulosun "L'lis'üı Baktşı" filminden
tanıdığımı? Rumen ovuncu Maia Mor-
gensterruKiLssmitz'ın "Nefret" filminin
başrolü ile sinemada önemli bir çıkış
yapan Cezayırasıllı o> uncu Said Tagh-
maoui, Fransız yapımcı ChristopheRos-
signonve Fransız oyuncu EmmadeCa-
unes'den oluşuyordu.
Jüri, Demirkubuz'un yapıtını en iyi
film olarak değerlendırirken, başta Gü-
venç Kıraç ve Haluk Bilginer olmak
üzere, fılmın tüm oyuncu kadrosunu da
çok başanlı buldu. Ne var ki şans Ha-
luk Bilginer'e güldü ve Bilginer En iyi
Erkek Oyuncu Ödülü'nü kazandı. Jüri
üyelen. kadın oyuncu alanında da Der-
ya Alabora'vı çok başanh bulduklannı.
fakat festivalin iki büyük ödülünü ver-
dikleri bir filme üçüncü bir ödül vere-
mediklenni belirtiyorlardı. Jüri Başka-
nı Chabrol ise "Masumiyefin Fran-
sa'da gösterime çıkması için elinden ge-
leni yapacağını söylüyordu.
Almanya'dan Jan Rabke'nin "Bir Aşk
Şarkısı Değil". Bosnalı François Lu-
ncl'ın "BekienmedikBirGezinn". tspan-
va'dan Fernando Leon'un ".4ile" (Izle-
vıcı Ödülü). Ingiltere'den Carine Ad-
ler'in "Derinin Attında" ve Share Me-
adows'un "24^7" (Jüri Özel Ödülü) film-
lerinin, Fransa'dan Jacques Nolot'un
*Hinterfand",YmcentDirtechy'nin "Ju-
lie Aşık",Manuel Pradal'in "Marie Ba-
le des Anges". Laurent Cantet'in "Les
Sanguinaire"ının ve Italya'dan Matteo
Garrone'nin "OrtadaJd Toprak" adlı
yapıtlannın katıldığı yanşmada. Zeki
Demirkubuz'un "ı\fasumiyet"inin kazan-
dığı başan. genç ve bağımsız Türk si-
nemasının sinema dünyasmda sesini du-
yurmaya başladığını, YdmazGüney'den
sonra Türkiye'de ikinci bir sinema rüz-
gânnın Batı "ya ulaşmakta olduğunu ka-
nıtlıyordu.
Umudumuz. genç yönetmenierimi-
zin yeni yapıtlan ile dünyada oluşmak-
ta olan bu beklentinin yersız olmadığı-
nı kanıtlamalan
Bireysel imgelerin Utle iletişim araçlarıyla sorgulanışı
NECMİSÖNMEZ
DÜSSELDORF-Geçen yıl Venedik Bienalı'nde
Gerhard Merz ile birlikte Almanya'yı temsil eden
KatharinaSieverding'in 1970'lenn başından itiba-
ren gerçekleştırdığı çalışmalanndan oluşan retros-
pektıf karakterli bir sergı Düsseldorf'taki Kutst-
sammlıuıgNordrhein-WEstfeleD'deaçıldı 1964-72
yıllan arasında Düsseldorf Akademisi'nde Joseph
Beuys'un öğrencisi olarak eğitim alan sanatçının
fotoğraf tekniğini kullanarak gerçekleştirdiği bü-
yük boyutlu çalışmalan, içerdikleri kavramsal eği-
limlerin yanı sıra, kitle iletişim araçlannda görü-
len imgelerin sorgulanarak, deforme edilerek fark-
lılaştinlmasıyla gündeme gelen "yabanalaşma" ol-
gusunu büyüteç altına alıyor. Düsseldorf 'ta olduk-
ça büyük bir alana yayılan sergi, sanatçının deği-
şik baskı teknikleri kullanarak gerçekleştirdiği bü-
yük boyutlu siyah-beyaz ve renkli fotoğraflannı ta-
rihsel olmayan bir şekilde izle>icıye sunarken. gün-
lük yaşamda, televizyon seyrederken, gazete okur-
ken karşılaştığımız imgelerin sorgulanmasına, fark-
lılaştınlmasına dayanan. yabancısı olmadığımız
birdünyanın görüntülerini gündeme getiriyor. Ça-
lışmalannda kullandığı imgeleri kitle iletişim araç-
lannda gördüğü fotoğraflardan yola çıkarak seçen
Sievıerding'in bu imgeleri kimi kez flu kımi kez ko-
f\x. kimi kez de farklı renklereşliğinde onlann ya-
nlannı, kimi mesajlar aktaran özelliklerini boza-
ak kullanması, izleyicide öncelikle soru işaretle-
i uyandıran görüntülerin çözümlenmesi. onlann
neoldukları" sorusuna yanıt arama eğilimini gün-
leme getiriyor. Bu für sorular, sanatçının bilinçli
larak seçtiği ve kimi kez yazıyla da desteklediğı
örsel imgelerin taşıdığı potansıyeli hakkında
nemli ipuçlanna sahipler. Çünkü çoğu kez ofset
:kniğini bir tür "yabancılaştıncı eleman olarak"
orumlayan sanatçının bilgısayartomografilerin-
e, gen araştırmalannda ve tıp biliminde kullanı-
ın görüntüleri farkJılaştırarak sergi salonuna ta-
şıması. onun "gövde" konusuna olan ilgısıni orta-
ya çıkanyor Sieverding'in kavradığı anlamda "göv-
de", bir bütünlük oluşturmuyor, aksine parçalan-
maya ve her bölünüşünde aslmdan uzaklaşan ve gı-
derek metafor halinı alan bir özelliğe sahip. İnsan
kanının damarlarda akış sürecini, kafatası rönt-
genlerini ya da uzaydaki yıldızlann durumunu gös-
teren görsel imgeleri, 1 100.1 150oranlanndabü-
yüterek izleyiciye sunan sanatçı, sergide ver alan
"Norad
rP
dizisine ait resimlerde daha açık olarak
gözlemlendiği gibi, bu büyütme olgusu sayesinde
anıtsallığa varan bir görsel tadı yakalamış oluyor.
Ancak bu anıtsallık izleyicide saygı değil, mistik
bir etki uyandırdığı için, ne olduğunu bildığimiz
ancak kesin olarak nıtelendiremediğimiz viizen. akış
halindeki imgeler Sieverdıng'in çalışmalanna ki-
mi kez mistik bir etki de yükleyebiliyor.
Sanatçının uluslararası alanda gündeme gelme-
sıni sağlayan, kendı yüzünü değişik koyuluk ve
açıklıklarda gösteren yüzlerce renkli fotoğrafı
yanyana getirerek oluşturduğu "Die Sonne um Mit-
ternacht Schauen" isimli büvük boyutlu çalışma-
lan (1988-90) olmuştur. Düsseldorf sergısinde bu
diziye ait çalışmalan yanı sıra "Maton" serisinin
de izleyiciye sunulmuşolması, sanatçının aynı gö-
rüntüyü defalarca kullanarak yakaladığı. adeta
"büyüJeyici" olarak nitelendırebileceğımiz bıret-
kiyı. gözle görülür ve dujıımsanır hale getiriyor.
Çoğu kez fotoğraf tekniğinın olanaklannı aşarak
deneylere giren ve bu yolla edindiği "farkhlaştın-
cT etkileri, imgelerinı kavramsal bo>oıtlara çek-
mek amacıyla kullanan Sieverding "mistik tanım-
sızlığı'' anlarımcılıga düşmeksizin izleyiciye sun-
ma becerisine sahip. Bilgisayarprogramlan saye-
sinde gündeme gelen "farklılaşiınc]'' imkânlan, sa-
natçı medya-yerİeştinnelerinde gözlemlenen deko-
ratıf izleyiciyi kendine doğru çeken bıralbeniyle
değil, "sertbirgerçeklik", kavranması kolay olma-
yan bir uygarlık eleştirisiyle birlikte yorumladığı
için ortaya son derece yetkin işler çıkanyor. Uy-
garlık eleştirisi derken v^ırgulamak istediğim, düz
anlamıyla teknik gelişmeler karşısında duyulan
endişe dünyanın sonu geldi söylemleri değil. Si-
everding kendı kuşağına ait birçok sanatçıda gö-
rülen "dünyava eleştirel'' bakma, teknik gelişme-
ler sonucunda yıtirilen değerlerin sorgulanması ol-
gusunu etkileyici bir tonda ama görsel, yalın im-
gelerin arkasına adeta ikinci bir deri gibi yerleştir-
meyi başanyor. Ancak görsel kodlan çözen, bun-
iarla hesaplaştıktan sonra biryoruma varan izleyi-
cinin anlayabileceği. yorum getireceği "uygarlık
eleştirisi" serginin tamamında kendini alta alttan
duyuran bir özelliğe sahip.
Bu sergi nedeniyle ilk kez izleyici karşısma çı-
kan 1997 tarihli birçok çalışma, Sieverding'in ka-
fatası motifı başta olmak üzere birçok imgeyi ken-
di ıçınde bölerek. iki. üç bazen de 4 parçalı büyük
birpanohalinegetirme eğilimini ortaya çıkanyor.
Bir imgenın kendisi içinde bölünüşü. bütünlükten
sıynlmak ve parçalanmanın etkisıyle oluşan "ay-
nşmanın" göz önüne çıkması demek oldugu için
sanatçının burada da kendine özgü bir söylemle
"gövde" olgusunu sorguladığmı düşündürüyor.
Doğanın ve insanın teknik gelışmeleri sonucunda
değişen çehresi. Sieverding'in çalışmalannda me-
taforlara bağımlı, ancak bu metaforlar sayesinde
tanımlanabilecek olan özellikleri gündeme getir-
diği için izleyici her yönüyle kendisini adeta bir bil-
mecenin karşısında hissediyor.
Serei 1 Mart tarihine dek izlenebilir.
Tarih Vakfı'ndan paket' satiş
• Kültür Servisi - Tanh
Vakfı, Istanbul dergisi abone
kampanyasından sonra yeni
bir kitap satış kampanyası
daha başlattı. Okurlan için
10 kitap seçen Tarih Vakfi
Yurt Yayınlan, bu paketi 15
milyon yerine 11 milyon
liraya satışa sunuyor. Aynca
bu paketle birlikte, yine Yurt
Yayınlan'ndan seçilecekbir
kitap da okura armağan
ediliyor. 6 ciltlik 'Sicil-i
Osmani' ile birlikte toplam 16 cilt kitabı içeren bu
'paket' sınırlı sayıda basıldı. Şubat sonuna kadar
sürecek kampanyadan yararlanmak için Istanbul'daki
Tarih Vakfı Bınalan'na ve Ankara temsilciliğine
başvurulabilir. Pakette yer alan kitaplann adlan ise
şöyle: 'Dünya Ekonomisi îçinde Türkiye" (Çağlar
Keyder), 'Eyüp: Dün/Bugün' (Sempozyum kitabı),
'Hacılar ve Sultanlar' (Suraiya Faogqhi), "Hüve'l
Baki-lstanbul'da Osmanlı Mezarlıklan ve Mezar
Taşlan", Istanbul ve Anadolu'dan Sınıf Profilleri'
(Korkut Boratav), 'Osmanlı Ekonomisinde
Bağımlılık ve Büyüme' (Şe\ket Pamuk), 'Sicil-i
Osmani', 'Tarih ve Toplumsal Kuram" (Peter Burge),
"Tarihimiz ve Cumhuriyet" (Zeki Ankan) ve
'Toplumsal Tarih'te Çocuk' (Sempozyum kitabı).
Sait Faik Hikaye
• Kültür Servisi - Darüşşafaka Cemiyeti tarafından
1964 yılından bu >ana Sait Faik'in anısını yaşarmak
amacıyla düzenlenen ödüllü hikâye yanşmasının, bu
yıl 34.'sü gerçekleştirilecek. Seçiciler Kurulu, Fethi
Naci. Prof. Dr. Şara Sayın. Hilmı Yavuz, Tank
Dursun K.. Füsun Akatlı. Ferit Edgü ve Umur
Çeklı'den oluşuyor. Yanşmada. 1997 yılında basılıp
yayımlanmış hikâye kitaplan arasından seçilecek bir
yapıtın yazanna. Sait Faik anısma bir ödül verilecek.
Yanşmaya katılma şa'rtlan ise şöyle: Daha önce aynı
ödülü kazanmış yazarlar beş yıl geçmedikçe
yanşmaya katılamıyorlar. Yanşmaya katılacak
yazarlann yapıtlanndan 15 adedini. en geç 28 Şubat
1998 günü saat 17.00'ye kadar, Darüşşafaka
Cemiyeti Müdürlüğü. Büyükdere Caddesi, Derbent
me\kii. Darüşşafaka Kampusu 80884-Sanyer
adresine teslim etmeleri gerekiyor. Seçiciler
Kurulu'nun değerlendirmesi sonucunda elde
edilecek sonuçlar 1998 yılı Mayıs ayında
açıklanacak.
Rafi Ohanoğlu resim sergisi
• Kültür Servisi - Rafi Ohanoğlu'nun, Yaşarbank
Harbıye Şubesı Sanat
Galerisi'ndeaçılan
kişisel reşim sergisi
13 Şubat tarihine dek
sürecek. LCC'de lç
Mimari
Bölümü'nden mezun
olduktan sonra 1992
yılında Bahattin
Odabaşı'ndan resım
ve desen dersleri alan
Ohanoğlu, aynı yıl Marmara Üniversitesi Atatürk
Eğitim Fakültesi Resım Iş Eğitim Bölümü'nü
kazandı ve Berika lpekoğlu denetiminde heykelle
uğraşmaya başladı. Halen kendi atölyesinde
çalışmalannı sürdüren sanatçı, yapıtlannda ı "'i >/ /r,ı
tstanbul'u ve geçrrt'işî yaşatmaya çalışıyor/'• ''••< '-•-_, '3
Hikmet Şimşek'e plaket
• ANKARA (AA) - TRT Genel Müdürlüğü ile
Kültür ve Milli Eğitim Bakanlıklan müzik eğitimine
katkılanndan dolayı şef Hikmet Şimşek'e birer
teşekkür plaketi verdiler. Hikmet Şımşek'in
hazırlayıp sunduğu 'Birlikte Söyleyelim"
programının 250. bölümünün çekimleri sırasında
düzenlenen törene, Milli Eğitim Bakanhğı müşteşan
Bener Cordan, TRT Genel Müdürü Yücel Yener,
Kültür Bakanlığı Basın Müşav iri Ergun Erden
katıldı.
Andon'da Kapsül
FtLBUN
• Kültür Servisi -Andon'da geleneksel olarak her
hafta salı günü düzenlenen 'Alternatif Müzik
Konserleri'ne bu hafta 'Kapsül' adlı grup davet
edildi. Armağan Kulualp (klavye). Hakan Baycılı
(klavye). Burak Şentürk (vokaller), Emrah Şener
(gitar, geri vokal) ve Kerem Tüzün'den (bas gitar)
oluşan grubun konseri 27 Ocak Salı günü saat
23.00'de Andon Cafe'de izlenebilir. 'Salı
Konserleri'nın amacı, kendi müzığıni yapan Türk
gruplannı müzikseverlere tanıtmak.
Albüm'le zamanda yolculuk
• Kültür Servisi -
Türkıye'nın ilk görsel
kültür dergısi 'Albüm'
şubat ayından itibaren
okuyucusuyla buluşacak.
Türkiye kültür tarihinin
görsel mirasını bugüne
taşımayı amaçlayan
dergıde fotoğraftan
gravüre. kartpostaldan •
grafik ürünlerine, üç
boyutlu objelere kadar
her tür görüntü
kullanılıyor. Albüm
dergisinin ilk sayısında;
Zati Sungur'un dünya illüzyon tarihine geçişinin
hikâyesmden gravürlere, avam edebıyatında
müstehcenlikten otomobılın Türkiye'ye gelişine,
parfüm şişelen koleksiyonuyla ıtriyat tarihimizde bir
gezıntiye kadar geniş bir yelpazeye uzanan ilginç
konularyer alıyor. 'Albüm'ün ilk sayısında set
fotoğraflanyla sinema dünyamızın kamera arkası
hikâyelen. 45'lik kapaklan, Istanbul vampir tarihi,
gravürlerle Anadolu gibi konular, çeşıtli yazarlar
tarafından ele alınıyor.
Istanbul'a yeni bir tiyatro
• Kültür Servisi - Istanbul'un Gülsuyu semti bir
tıyatroya kavuştu. Gülsuyu Anadolu Sahnesı perdelerini
'Kolkola Girdik Bir Akşamüstü" adlı oyunla açtı.
Oyunu Sev da Özdemir ve Mehmet Esatoğlu yönetiyor.
O>unda rolleri Alı Akar. BiIIur Yavuzer. Deniz
Bozkurt, Denız Tosun. Dürdane Doğan. Fidan Beslek,
Nergıs Yıldız, Suna Yavuzer. Sündüz Danacı. Türkan
Dokuyan ve Yılmaz Deringül paylaşıyorlar.
BUGUN
• AKSANAT'ta saat 12.30 ve 18.00'de Schubert
'Stnng Ouartet Op. 29 - Rosamunde' konseri lazer
dıskten dinlenebilir.
• CRR Konser Salonu'nda saat 20.00'de 'Lale-Zar
Konseri' izlenebilir.
• tDOB AKM Büyük Salon'da saat 20.00'de
'Caımen'i sahneliyor.
• TARIK ZAFER TUNAYA KÜLTÜR
MERKEZİ'nde saat 19.00'da 'Gençlik Toplanhlan'
kapsamında "Yolumuzun Üstündekiler' başlıklı
söyleşi izlenebilir.