Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OCAK 1998 SALI CUMHURİYET SAYFA
13
BSE/BSM
Marmara Üniversitesi
Bankacılık ve
Sigortacılık Enstitüsü
(BSE) eski genel
müdürü Prof.Dr.
Nazım Ekren, Dünya
Bankası Eğitim
Projesi'yle ilgili
iddialar ,
konusunda
açıklama yaptı:
"Dünya
Bankası ve bir
Alman teknik
kurumunun
projesini biz
Hazine'ye teklif
etmedik, teklif
Hazine'den bize geldi.
Hazine, BSE'den
başka kurumlara da
projeyi götürdü.
Verdiğimiz tekliften
BSE yönetim
kurulunun habersiz
olması söz konusu
değil. Tektifimizi BSE
antetli kâğıda yazdık
ve ihaleye BSM adlı
bir kuruluşla
korsorsiyum kurarak
katıldık. Hazine,
projeye ilişkin inaleyi
henüz
sonuçlandırmadı.
Rektörlüğün onayı ile
verdiğimiz teklif
nedeniyle üniversite
bünyesinde herhangi
bir soruşturma da
açılmış değil."
Ö M Ü R I L i K
Trafîk polisine değil
canavanna
rüşvet veri
Ömür E. Kurum
Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Bektronik posta: Deraz.Somdraksnetcom
- Çete Intemet'e airrniş...
"Aman 'password'lara
dikkat: sahte olabilir!"
Susurluk nasıl çozulmeyecek!
B
aşbakan Mesut Yılmaz için "Susurluk" in-
celemesi yaparak devlet sırtı ve üç yılla sı-
nırlı rapor hazırlayan başmüfettiş Kutlu Sa-
vaş'ın adı, önceki yıllarda kurulan Meclis
Hayali Ihracatı Araştırma Komisyonu'nun raporun-
da geçiyor. Meclis'in raporunda Kutlu Savaş, Tur-
gut Özal döneminin hayali ihracatlarını örtbas et-
mekle suçlanıyor.
Bu arada Başbakan Mesut Yılmaz, başmüfettiş Kut-
lu Savaş'ın öneriteri doğrultusunda "Susurluk" için
yeni kurullar oluşturarak altı ayrı soruşturma açtır-
maya hazırlanıyor... Altının altında ne var, niye yedi
değil de altı pek bilinmiyor. Vatandaşa da karanlık-
ta beklemek düşüyor. Sırlı ve sınırlı incelemesi altı
ay süren "Susurluk"un altı yeni soruşturmasının al-
tı yıl sürmesi bekleniyor. Yılmaz'ın "Susurluk" için
en büyük kozunun, Pişmanlık Yasası çıkartıp itiraf-
çılarla çeteyi çözmek olduğu anlaşılıyor.
Oysa, silah kaçakçılığından uyuşturucu kaçakçı-
lığına, adam kaçırıp fidye istemekten adam öldür-
meye kadar bir dizi eylemden sorumlu tutulan ve dev-
letin içine kadar sızan "çete üyeleri", Türk Ceza Ya-
sası'nın 313. maddesine göre yargılanıyor. Hukuk-
çular, cürüm işlemek için teşekkül meydana getiren-
leri kapsayan bu madde ile "mahalle arasında ör-
gütlü hırsızlık yapmak amacıyla anlaşan çoluk ço-
cuklann yargılandığını" söylüyor.
Varsayalım bir çete üyesi eger bulunup da yaka-
lanır, hakkındaki iddialara konu deliller devlet sım kap-
samına girmez ve mahkemeye intikal ettirilirse, yar-
gılanma sonunda alacağı ceza birkaç yıl hapis olu-
yor. Birkaç yıl hapisle kurtulmak varken itirafçı ol-
manın anlamı nerede kalıyor!
Yılmaz, "Susurluk" konusunda bölük pörçükaçı-
lan davaların bir bütün olarak ele alınacağını ve de-
ğişik illerdeki davaların özel bir mahkemede topla-
nacağını söyleyip karanlıktan aydınlığa çıkmak is-
teyenleri umutlandırıyor. Ama bu yeni düzenleme-
nin yasal zemini konusunda kimse bir şey söylemi-
yor. Davaların birleştirilmesini takdir hakkını kulla-
narak "Yalova Savcısı" mı yapacak, bilinmiyor!
Mevcut davalar, delillere "devlet sım" karıştığı için
sanıkların bir bir tahliyesi ile sürüyor.
Ortada raporlandırılmış bir "devlet sırrı"dır dola-
şıyor, bundan ne yargı organlarının ne de yasama
organı Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin haberi olu-
yor. Başbakan Mesut Yılmaz, kendi raporunu ken-
di yazdınp kendi okuyor.
Galiba Yılmaz da bildiğini okuyor!
SESSİZSEDASIZ(!)
\
NimÎKURTCEBE
^ —
Türkiye fişlenecek, çeteler bulunacak!
Epeydiryazıyorduk, Türkiye'nin ba-
zı il ve ilçelerinde vatandaşlardan muh-
tarlığa yapılan ikametgâh bildirimi gi-
bi polis ve jandarma karakollanndan
da bildirim istendiğini...
Istimi arkadan geldi... Kimlik Bildi-
rim Yönetmeliği'nde yapılan
değişiklik önceki gün Resmi
Gazete'de yayımlandı ve ev-
deki "misafir"lerin de güven-
lik kuvvetlerine bildirilmesi zo-
runluluğu getirildi.
Ev halkı yetmedi, misafirlerin de fış-
lenmesine geçildi.
CHP Izmir Milletvekili Sabri Er-
gül'ün dediği gibi 12 Eylül döneminin
fişlenme günlerine geri döndük.
Çeteleri ortaya çıkartamazsa baş-
bakanlığın kendisine haram olmasını
söyleyen Mesut Yılmaz' ı kutlamak
gerek. Türkiye'deki bütün vatandaş-
ları fişleyip gözaltında tutarak arala-
rından çete üyelerini tek tek ayıklaya-
caklar anlaşılan!
TBMM'dekilere Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 38 milyon dolara
koltuklanmasının aslında Türkiye Büyük Millet Mec-
lisi'nin 38 yıllıktarihininyağmalanmasıolduğunuanlatıyor bir süredirek-
randan Kent TV Haber Genel Yönetmeni Ümit Zileli ve başlattığı kam-,
panya ile "tarihimizi geri verin" diyor. Teknoloji başka salona taşınsın'
ya da eski salon tarihine uygun restore edilsin!
PALAS PANDIRAS
Fethullah Gülen! Medya patronlannca
tas-VlP edilmiş, onaylanmıştır...
MüfrtBozact
Cumhurbaskanlığı için restore edildi
Huber Köşkü'nde
usulsüz iıışaat
OKTAY EKİNCt
Boğaziçi "ndekı imar yasaklanna
uymayan "ayncalıklı" binalar
'sına şımdi de
Cumhurbaskanlığı
Külliyesi" ekleniyor...
Tarabya sahil yolu kenanndaki
Huber Köşkü'nün kesin imar
yasağı bulunan "tarihi
bahçesi" içinde yükselen inşaat.
aynı zamanda "SİT alanında"
kalmasına rağmen Koruma
Kurulu'ndan da izinsiz olarak
gerçekleşijor.
"Cumhurbaskanlığı köşk
hizmetleri" amacıyla yapılan
inşaat hakkındaki Büyükşehir
Belediyesi Basın Danışmanlığı
açıklamasında. binanın "imar
>asağına rağmen" ruhsatlı
olarak gerçekleşebilmesi için
Cumhurbaskanlığı Genel
Sekreterliği tarafından "askeri
savunma tesisi" şeklinde
göstenldıği \ urgulanıyor. Aynı
açıklamaya göre Genel
Sekreterliğin Boğaziçi imar
Müdürlüğü'ne yaptığı 23 Mart
1995 tarih ve 12 sayılı
başvuruda. Boğaziçi Yasası'nın
19. maddesine \e imar
Yasası'nın 26. maddesine göre
"gizlilik taşıyan savunma
yapısı" olarak ayncalıklı ruhsat
talebinde bulunuluyor. Yine
"askeri sır" sayıldığı için İmar
Müdürlüğü'ne projesi de teslım
edilemeyen yapı için ruhsat
düzenlenirken de "aynı
gerekçelerle" Koruma
Kurulu'na haber bile
verilmiyor... Böylece,
Cumhurbaşkanlığf nın "yazlık
köşkü" olarak restore edümekte
olan Huber Köşkü'nün tarihi
bahçesinde "Genel Sekreterlik
hizmet binalan" olarak yapılan
dev külliye. Boğaziçi İmar
Müdürlüğü'nün Genel
Sekreterlik beyanlanna
"inanması" sonucunda, ilgili
yasalara aykın düzenlenmiş bir
ruhsatla hızla yükseliyor. O
kadar ki Huber'in restorasyon
çalışmalan bile "ödenekler bu
yeni külliyeye aktanldığı için"
bir türlü tamamlanamıyor...
Yasalar ne diyor?
Cumhurbaşkanlığı'nın SİT
alanındaki tarihi bahçede
ayncalıklı ruhsat talebine
"gerekçe" gösterdiği Boğaziçi
Yasası'nın 19. maddesi aynen
şöyle: "Boğaziçi Alanı'nda
Milli Savunma Bakanlıği'na
tahsisli veya savunma
amacıyla kullanılması.
Genelkurma> Başkanlığı'nca
öngörülen alanlarda bu kanun
hükümleri u\gulanmaz..."
Bu özel kural, Istanbul'un ve
Boğaziçi'nin olası bir savaş
durumunda savunmasını
sağlamak üzere
"Genelkurmay" tarafından
yapımı "zorunlu" görülen
askeri tesislerin yine Boğaziçi
Yasası'ndaki genel imar
\asasiyla ilgili şu tür
hükümlerin "dışında"
tutulmalannı öngörüyor:
"Madde 3/a: (Boğaziçi'nde)
Kultürel ve tarihi değerler ve
doğal güzellikler muhafaza ,
edilir..." "Madde 5: J
(Beğaziçi'nde) Kamu veya \
mülkiyetteki koru vb. alanlar
yeşil alan sayılır..." Huber
Köşkü'nün bahçesi de yasadaki
ve planlardaki "yeşil alanlar"
içinde gösterildiğinden, bu
alanda askeri tesis adı altında
inşa edilen külliye bu
maddelerdeki koruma
kurallarının "ihlali" anlamına
geliyor. Yine
Cumhurbaşkanlığrnın İmar
Yasası'nın 26. maddesini ileri
sürerek "proje onaylatmadan"
bu inşaatı yapması ise
"Koruma Kurulu
denetiminin" devre dışma
çıkartılması sonucunu yaratmış
durumda. Çiinkü Boğaziçi
öngörünüm bölgesi aynı
zamanda SlT alanı olduğundan,
2863 sayılı Koruma Yasası'nın
9. maddesine göre, "Koruma
Kurulu izni olmadan"
uygulama yapmak mümkün
değil. Huber Köşkü bahçesi ise
hem SÎT alanındaki bir alan,
hem Boğaziçi Yasası'na göre
imar yasağı bulunan bir koru,
hem de 2863 sayılı yasa
kapsamında "tarihi köşk
bahçesi" niteliği taşıdığından,
Koruma Kurulu'nun bu inşaat
için olası "ret" karan almasının
"riski" de yok edilmiş oluyor.
Böylece yine 2863 sayılı
yasanın 57. maddesindeki "tüm
kamu kurumları ile kişiler
Koruma Kurulu kararlanna
uymak zorundadır..." hükmü
de Cumhurbaskanlığı
külliyesine kâğıt üzerinde askeri
savunma tesisi uygulaması
yapılarak baştan "etkisiz"
kıhnıyor...
Onaysız projeyle ihale
Öte yandan külliyenin "inşaat
ihalesi" ise ruhsatında izlenen
"askeri gizlilik" kurallarının
tersine "sivil yapılar için
uygulanan" mevzuata göre
yapılmış durumda. "Onaysız
projeyle" yapıldığı için ihale
hukukuna göre "keşifve
maliyet hesaplan" da yasal
denetim süreçleri
tamamlanmadan belirlenen
inşaatı ALARKO Holding ve
alt taşeron fırmaları yürütüyor.
Yine ruhsatına göre aslında
Milli Savunma Bakanlığf nın
(MSB) denetiminde ve MSB'ce
uygun görülen yüklenici ve
inşaat personelince
gerçekleştirilmesi gereken
"savunma amaçlı" külliyenin
her türlü işlemini ve
sorumluluğunu ise Bayındırlık
Bakanlığı tl Müdüriüğü
üstlenmiş. Yani. inşaat izni için
"askeri yöntem" izlenırken,
uygulamada herhangi bir kamu
binası için izlenen kurallara göre
hareket edilivor...
HAYVANI.AR tsMAtt. cPır.EC
Sn'i
1% mSUi 90 Ptti 9UWUl
oniinflnnnnnnn/.'
HARBÎ SEMtH POROY
BULUT BEBEK NVRAYÇtfrçt
i de
çıkarırlar mı
artık ?
MIRMIRLAR VĞVR DLRAK
Hcy!...
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 27Ocak
fSSO'û* BUGÜN, SAZİ IUUSTAPA XE*AAL, DİL O f f
MALARJ Srt&KMM ÖZ&UKUJK KCHJUSUNOA ÛÜ-
OÛGUNÜ ve DlL£T>İĞMI MtfTl/tK OL4&4K YAPABİL -
M£SİC>ie. BU, ÖZGÜKi-ÜK SĞZCÛĞÜNÛN £N S&J/Ç
AUUUAIDtR.İHSAMCAg. Bu AMLAMOA âzSÜRJJJĞE HrÇ
SAtHP OUU4M!ŞTtR, VE OLAMAZ. GÜMKÛ İM&VJ, DO-
ĞANIN YAKA^GıpHi. DOSAUIH K£NDİ BİLE MUTLAK
62GÜB. OESILCHZ ..EVgENiU YASMSVZJHA gAĞUPHi.
Bu MEPeNLE, İNSAN ÖNCE DO&4 >*GAIABINA ,MEJXH
HF ETKENLSe/A/E BAĞUOIİ?, ÖBAIEĞİKI, DÜNYAYA SEL
MEkC YA O4 GEIMEMEK IH£/IH/tJ £UMOe PESİLDİtC
GEÜUCE De,DOĞAA/M VE BİRÇPK YABATt&IN ETKİ-
SİUPePİB. KOIUJMMAti*,g
BÜYÜTÜUuieYE GSR£$C£İNİMİ
GÖRÜŞ
CEMAL ŞENER
Kuteybe, Diyanet ve
TÜPkçeİbadetBir TV kanalında. "Türicçe İbadet" üstüne yapılan bir tar-
tışma programında, program yönetıcısınin sorusu üstüne Di-
yanet Işleri Başkanı, ıkınarak sıkınarak düşüncelerini şöyle
anlatıyor:
''Efendim, Kuran'da bu konuda açık bir ayetyoktur. Ama
karşıtı da yoktur. Hadis ve sünnette de rastlanmıyor. Ama
Islam komutanı Kuteybe, Türkistan fethi sırasında Arapça
bilmeyen Farslara, KuranıKerim'inFarsça okunmasına mü-
saade etmiştir."
Yanı, buradan yapılacak çıkarsama Kuran, Farsça oku-
nabildiğine göre Türkçe de okunabilir. Halbuki, mesele sa-
dece Kuran'ın Türkçe okunması ile sınırlı değildir. Kaldı ki
tartışma konusunun esası da Kuran'ın Türkçe okunabilip,
okunamadığı ile sınırlı değildir. Esas konu: Kuran ile Türk-
çe olarak ibadet yapılıp yapılmayacağıdır. Yani her ulusun
kendi anadilinde ibadetini, Tann'ya karşı görevini yapabilip
yapamayacağı ile sınırlıdır.
Benı şaşkınlığa düşüren durum ise Diyanet Işleri Başka-
nı'nın Islam Tarihi'nde, daha önemlı kaynakları referans
göstermesi gerekirken yanı, Kuran ayetlennden, güvenilir-
liği tartışılmayan açık hadislerden, dört krtaya yayılan islam'ın
pratiklerinden, fıkıh bilimcilerden konu ile ilgili referanslar bek-
lerken onun Türkistan'ı fethe girişirkenTürklereyaptığı düş-
manlıklan ile dillere destan olan Türk şehirlerinde taş taş üs-
tünde koymayan Türkistan'ın tarihi boyunca tanıdığı, gör-
düğü en zalim ve Türk düşmanı Arap komutanını referans
vermesidir.
O halde Kuteybe kimdir? Bu yazı sınırlan içinde sizi Ku-
teybe ile tanıştırmak ıstıyorum.
Kuteybe, Arap ordulannın bitip tükenmeyen Türkistan
seferlerinde 705 yıliannda Horasan Valişi'dir. Aynı dönem-
de kendisı idari olarak Irak Genel Valısı Zalim Haccac'ın k o
mutasına bağlıdır. Genel Vali Haccac, bu zalimlik unvanını
yaptığı zulme borçludur. Tarih okuyucuları, Zalim Haccac'ı
bir ihtilaf nedeni ile mancınıklar kurup Kâbe'yi taarruza tut-
makla tanır...
Kuteybe, işte bu üne sahip komutana bağlı olarak Türk
illerini fethetmek için Horasan'a vali olarak atanmıştır. Ku-
teybe, Merv'de Türk yurtlanna saldırmak için etkin bir ordu
kuruyor ve askerierine verdiği bir fetvada şöyle diyor. "AJ-
lah kendi dininin aziz olması için size bu topraklan helal kıl-
dı." Kuteybe, Buhara'yı alırken Türklere çok kötü davranır.
Şehri sonunda tamamen yakar. Bunun üstüne Kuteybe, di-
ğer şehirlere yönehnce halk şehn terk.eder. Talkan şehrine
direnışsiz olarak ve boşaltılmış olarak giren Kuteybe; sırf ib-
ret olsun diye Ibni Taberi'nın yazdığına göre; "şehnn aha-
lisi kılıçtan geçırilir. Kuteybe'nin asken, hesapsız adam öl-
dürûr."
Tarihçiler diyortar ki Müslüman askerier bu tek yanlı kat-
liamda Türi< öldürmekten yoruldular. Bundan sonra Kutey-
be, askerierine daha ibret verici bir vahşet şekli önerdi. Ta-
rihçı Ibni Dahhak'ın yazdığına göre; halktan gen kalanlann
cevız ağaçlanna asılmalan emredildı. Bunun üstüne Müs-
lüman askerler, zaten kan, kesik baş ve ınsanlann çığlıkla-
n ile inleyen bu şehirde, tanımı imkânsız bir zorbalık ömeği
sergıleyerek Talkan şehn halkından geri kalanlar tek tek
ağaçtara asıldı. Şehre gıden yolun 24 km'lik kısmına boy-
dan boya asılan Türkler'in cesetleri, korkunç bir orman gö-
rüntüsüverdi.
Kuteybe, bununla da yetınmedı. Şuman'a girdi, yağma-
ladı. Taryab şehrinin tamamen yakılmasını emretti. Geçtiği
yerlerde tanımsız bir dehşet havası estirdi. Yaktı, kesti, as-
tı ve yağmalayıp, ırza geçerken, esır alarak Türkıstan'ı fet-
he devam etti. Kendılennden "aman" dileyen bir Türk yö-
netici, Tarhan için Haccac'dan gelen buyaık şudur: "Me-
cal vermeyın. öldürün, zıra o Müslümanlann dûşmandır."
Bunun üstüne Kuteybe, önce Tarhan'ın iki oğlunun satıria
başlannın kesılmesıni emreder. Acı çeken batsa Tarhan'a ise
"Acele etme, onlar ölecek, sıra sana gelecek" der.
Toplanmış halkın gözleri önünde, iki oğlunu ve Tartıan
1
!
boğazlstır. Arkasından 700 Türk'ün kellenni tek tek uçurup
derilermlyüzclürür^Kesilenfctaslarise toplanıp Genel Vali Za-
lim Haccac a göndanlir.
Gene Harzem'de "dört bin baş" esir alınır ve hepsi öldü-
rülür. Harzem yakılıp yıkılır. Halk kılıçtan geçirilir.
Savaş çıkmasını önlemek ısteyen Türk hakanları ile ya-
pılan sözleşmeleri Kuteybe şehir fethedildıkten sonra tören-
le ayaklannın altına alıp çığner. Arkasından da "Kâfire ven-
len söz Islamı bağlamaz" diye nara atar.
Kuteybe'nin Semerkant'a gırerken yaptığı sözleşmenin bir-
kaç maddesi, kendisini tanımak için çok öğreticıdır. İşte
bazı maddeler: a) Semertcant her sene iki milyon iki yüz bın
adet altın odeyecek. b) Otuz bin sağlıklı genç esir alınacak.
c) Tapınaklardaki tüm kıymetli eşya ve mücevherler, Kutey-
be'ye verilecek.
Semerkant halkının her şeyıne el koymaları yetmez, halk
çöle sürülür. O koşullarda yaşamaya dayanamayan halkta,
kitlesel ölümler başlar.
O sıradaki Halıfe olan Velid ise Kuteybe'ye yolladığı mek-
tuplannda özetle; "Müslümanlann düşmanlan Türklere kar-
şı verdiğın çetin mücadelelennde cihadını bılmekteyiz" di-
ye Kuteybe'yi teşvik etmektedir.
Taberi Tarihi; Enderhız Vadısı'nde kendılerinı savunacak
en küçük araçlan olmayan esir Türkler'in katledilışını şöyle
anlatıyor: "12 bin kişiyi böyle feci bir şekilde kılıçtan geçir-
dikten sonra tepeler gibi yığılıp kalan bu kafa, kol ve gövde-
ler, doğru suyun mecrasını değiştırdı. Bu kan nehn ilehde-
ki bir değirmene ulaşıyordu. En sonunda, bu kanlann öğüt-
tûğü unlardan ekmek yapılıyordu ve yeniyordu."
Sadece Cürcan şehnnde Arap komutanlann öldürdüğü
Türk sayısı, 40 bin kişıden fazla olarak tarih krtaplannda
geçmektedir.
Yüz binlerce Türkün kellesinı uçuran, kitlesel katliamlar
yapan, yakan, yıkan, asan, yağmalayan, tecavüz eden, kö-
le yapan bu Türk düşmanı, ınsan kasabı Arap komutanı Ku-
teybe'yi, Diyanet Işleri Başkanı, Türkçe ıbedet konusunda
bize referans gösterebilmektedir.
Sanki Diyanet işleri Başkanı bir ulusal kurtuluş savaşı ve-
rerek ulusal devletıni ve cumhurıyetı, laikliği kurmuş ülke-
nin devletinın Diyanet Işleri Başkanı değil de Suudi Arabis-
tan'ın Diyanet Işleri Başkanı gibi düşünüyor. işte ulusal ya-
bancılaşma, yozlaşma ve ulusal ınkârcılık bu olsa gerektir.
Pes doğrusu. Eğer biz 28 Şubat'ta kendısını ıfade eden ül-
kemizdeki şeriat tehdidini bu zihniyetteki kışılerle altetmeye
çahşırsak vay halımıze...
BULMACA SEDAT YAŞAYA1S
8 9SOLDAN SAĞA:
1/Seyrekdokun-
muş astarlık in-
cebez.2/Bezdc-
kuma tezgâhı...
Bır şeyin özünü
oluşturan ana
öğe.3/Dinleyici-
ler önünde, bir
konuşmacı gru-
bunun genellik-
lesosyalyadasi-
yasal bir konu>-u
tartıştıklan top-
lantı... "Kuruga-
zel gibi göğe sav-
rulma ' - - - poyraz gibi
esip yorulma" ((Karaca-
oğlan). 4/Küme... Çama-
şınn az kirli suvu. 5/ Gü-
ney Kutbu'na ilk ulaşan ve
Kuzey Kutbu'nu havada-
n ilk kez geçen Norveçli
kâşif. 6/ Hintlı kadınlann
ulusal giysisı... Bir gıda
maddesi. II Lezzet... Vol-
ga'nm kolu olan bir ır-
mak. %l Sahip... "Emin -
- -": Onlii mımanmız. 9/
Köy oyunlannı yöneten kimseye venlen ad... Asker.
YX'KÂRIDAN AŞAĞIYA: l/'Kişinın bilıncini kuşatan saç-
ma ya da yersiz düşünce. 2/ '"Belirtiler" anlamında eski söz-
cük... Üstün bir yetkinin gücünü simgeleyen değnek. 3/ Etı içıtı
avlanan kabuklu bir deniz hayvanı. 4/ Tanntanımaz... Olum-
suzluk belirten bir önek... Şöhret. 5/ Italya'da bir göl. d/ Pe-
ru'nun plaka işareti... Akıl hastalıklannın genel adı. 7/Özsu...
İki tarla arasmdakı smır. 8/ Fransız klasik trajedisinin en bü-
yük ustalanndan biri... Iskambilde bir kâğıt. 9/ Aralıksız ola-
rak... Balerinlenn geleneksel kostümü.