28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 OCAK 1998 SALI • • • * CUMHURİYET SAYFA HABERLERİN DEVAM 15 TURKJYI istanbul JK 5 Sinop Edirne Kocaeli K Çanakkale B Izmir 3 Samsun 20 Trabzon 5 Giresun B Manisa B Aydın 11 Ankara _8 Eskişehır -Denizli ' Zonguldak K 13 Konya 10 Sıvas 5 Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van y Y K K K K K B 13 12 6 6 7 2 -1 01 15 Kars j Guney Ege, Akdenız, Iç Anadotu'nun guneyi, Gü- neydoğu Anadolu, Doğu Anadolu'nun guney ve OslO doğusu ıle Marmara'nın doğusu ve Batı Karade- nız kıyılan yağışlı. ötekı .erler bulutlu geçecek. "ağışlar Guney Ege ıle AKdenız k/yılannda yağ- nur. ötekı yerierde karia kanşık yağmur ve kar şeklinde olacak. Hava s- caklığında önemlı bir de- ğişıklik olmayacak. Münih AVRÜPA PB 0 He/sinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn K K PB PB PB PB PB 3 2 6 3 2 0 1 PB 0 Milano Beriin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atına PB PB Y PB PB PB PB PB 0 -1 11 -2 0 0 11 11 PB 10 ASYA Moskova Aşkabat Akmoîa Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire K PB PB K K K K Y -1 -1 -8 5 4 4 5 20 Şam 14 0Açık Parçalı bulutlu Sıslı Bulutlu > Çok bulutlu Yağmurfu •JJAftf Karlı Sulu kar > GOK gurultulü G Ü N C E L CÜNEYTARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada sözleri, Yüksek Mahkeme'deki konuşması yücei- ,tici sıfatın gerekçesi. Bu manzarayı izleyen Aydın ANÂP Milletvekili Yüksel Yalova, düşünmüştaşmmış. Araştırmalar- dan "aile"yi çok yakından tanıdığı için Şaibe Ha- nım'la mahkemelik kocasının Rp sloganını kıska- :*nacaklarını tasarlamış. C Şaibe Hanım'a yeni ve uygun bir sıfat bulmuş: "Çırpınan kadın". Basit bir gerekçesi var: Şaibe'nin "2. demokra- si hareketi" adını verdiği son siyasal çıkışlara "ken- dini ve ailesini 'yargının pençesinden kurtarmak' için" giriştiğini söylüyor. Takkeli'nin Anayasa Mahkemesi kararını saptır- m a çabalan, Şaibe'nin kendini ve kocasını yargı- dan kaçırmak için güya demokrasi adına giriştiği siyasal eylemler... Bir noktada birbiriyle çakışryor, buluşuyor: - "Savunan adamla çırpınan kadın" hangi kanal- larda ilişki kurdularsa, geleceklerini güvenceye ala- 'bilmek için aynı siyasal temaları birlikte savunarak Türkiye'ye kabul ettirmenin peşine düşmüş görü- •fiüyoriar, Takkeli de Şaibe de "demokrasiyi kurtarma ve yeniden yapılandırmanın" peşine düşmüş iki de- mokrasi havarisi rolünde. - Her iki partiden erkeği RP'yi kapatan anayasal ve yasal maddeleri kaldırmanın peşinde. Dişi lider Şaibe ile ortak olduklan asıl nokta, REFAHYOL'u iktidardan ettiğine inandıkları TSK'den intikam al- •manın yollan üzerinde bulunuyor. . Takkeli'nin -hâlâ hayretle izliyoruz- siyasal parti • lideıieriyle yaptığı görüşmelerdeki istekleri neden- -se kamuoyuna yansrtılmıyor, gizleniyor. Dış görünüşte Takkeli, hukuksal ayıp saydığı ka- patma davasının dayanağı olan anayasal madde- leri kaldırmanın uğraşısını verdiğini söylüyor. Şimdi gerçegin üzerindeki örtüyü kaldıımaya ça- Jışalım: ; Önce/ikle Takkeli'nin bir süre önce partilere gö- •türdüğünü yazdığımız önerilerin, Şaibe ile ne den- li uyum ve birliktelik içinde olduğunu kanıtlamak için bir kez daha kısaca yinelemek gerekiyor: Al birini vur ötekine Takkeli; parti kapatmaların önlenmesinin yanı sı- ra Genelkurmay Başkanlığı'nın anayasa değişikli- ğiyle MSB'ye bağlanmasını, MGK'de sivillerin oy ^çısından ağırlıklı olmasını, TSK Iç Hizmet Yasa- ^ın (darbelere olanak verdiği savıyla) değiştiril- îini, ordunun resen harekete geçmeşinin önlen- ,^öi ve bir 'makama' bağlanmasını istiyor. Şatbe Harffrri fse "Ybter hak milletind/r u âdfn)" i verdiği 2. demokrasi hareketinin Takkeli'ye koşut ana ögelerini çizmiş, kamuoyuna duyuruyor: "Anayasanın 117. ve 118. maddelerinin değiş- tirilmesini, MGK toplantılarında asker kanadından sadece Genelkurmay Başkanı'na oyhakkı tanın- masını, MGK Genel Sekreterliği'nin başbakana bağlı bir sivil bürokrat tarafından yürûtülmesini, Genelkurmay ve kuvvet komutanlan Milli Savun- ma'ya bağlanırken Yüce Divan yetkisinin Anaya- sa Mahkemesi 'nden ahnarak Yargıtay Ceza Daire- leri'ne verilmesini" öneriyor ya da önermeye ha- zırlanıyor. İki siyasetçinin söylemleriyle partilere götürülen öneriler yanyana gelince, dolaylı dolaysız yollardan hangi öğeler üzerinde görüşüp anjaştıkları kanıt- lanıyor, hatta belgeleniyor. Kuşkusuz, Takkeli ile yandaşı Şaibe Hanım, Tür- kiye'nin yaşadığı ve hâlâ içinde bulunduğu koşul- lann ayırdında değiller. Adeta uzayda yürüyorlar. . Şaibeli olanı Anadolu'yu baştan aşağı gezerek £. demokrasi hareketine halkı katmayı düşlüyor. Takkeli olanı düşlerâleminde "Milletin setlerhalin- de RP'ye koştuğunu" savlıyor. Oysa, okuduğu bir iki kitapta geçenleri papağan gibi yineleyerek Türkiye'ye "nizam vermeye"çalı- şan yazar çizerler dışındaki gerçekçi çoğunluk, bu iki siyaset belasından kurtulacağımız günü bekli- yor. "Kurtuluşun" bu ikisinden "kurtulma" bilinci ile... Kaçakçılıkla suclanıyordu DYP'li başkana uyuşturucu cezası ;NVERSEV!Ş DÎYARBAKIR - Hakkâ- 'nin Yüksekova ilçesi Bü- ükçiftlik Belde Belediye aşkam Hasan Taşer. bele- yeye ait araçlarla eroin ta- dığı ve uyuşturucu kaçak- lıği yaptığı gerekçesiyle r yıldan bu yana tutuksuz rgılandığı Diyarbakır 3 )'lu Devlet Güvenlik ahkemesi'nce "Çete kur- ık ve umşturucu ticareti pmak" suçlarından 17.5 agır hapis cezasına ıhkûm edildi. vlahkeme, halen fırarda n Taşer hakkında gıyabi iklama karan çıkanrken ıi davadan tutuksuz ola- yargılanan uyuşturucu akçısı HurşitHan'ınkar- i ReşitHan ise beraat et- »iyarbakır Devlet Güven- 4ahkemesi, dün yapılan ışmada DGM savcısının hakkındaki mütalaası- ınmasının ardmdan son ınmalan aldıktan sonra 1yı karara bağladı. Son nmalannda tutukJu sa- ır Taşer'in kardeşi Salih r, şofor Hacı Biral ile eşi Emin Biral. olayın Zeydanlar tarafından yapı- lan bir komplo olduğunu öne sürdüler. Sanıklar, ero- inin bir Iranlıya ait olduğu- nu one sürerek tahliyelerini talep ettiler. Mahkeme heyeti Belediye Başkanı Hasan Taşer ile kar- deşi Salih Taşer'i 17.5 yıl, 86 kilo eroinle yakalanan belediye araç şoforü Hacı Biral'ı 7.5 yıl ve kardeşi EmınBiral'ı 17.5 yıl ağır ha- pis cezasına çarptırdı. Mah- keme heyeti, aynı davadan tutuksuz olarak yargılanan uyujturucu kaçakçısı Hurşit Han'ın kardeşi Reşit Han'ın da beraatına karar verdi. Yüksekova ilçesi yakınla- nnda geçen yılın mart ayın- da (indarmalar tarafindan yapılan biroperasyonda Bü- yükçiftlik Belediyesi'ne ait bir araçta 86 kilo eroin ele geçırilmiş, operasyon sıra- sınd; araç içerisinde jaka- lanar, Biral kardeşler yapı- lan sorgulamalan sırasında uvuşnırucuların Büyükçift- lik Belediye Başkanı Hasan Taşer. kardeşi Salih Taşer ile uyuşturucu kaçakçısı Hurşit Han'n kardeşi Reşit Han'a ait olduğunu söylemişlerdi. 4 Çetelerin üzerineLALE SARÜBRAHÎMOĞLU ANKARA -Hükümetin. halen ka- ranlıkta kalan noktalar bulunmakla birlikte Susurluk raporuyla devlet içinde marya örgütlenmesini kabul etmesı ve bundan sonra izleyeceği yöntemler, Türkiye ile uyuşturucu trafiğinde ortak sorunlar yaşayan Balkanlar ve AvrupaVia yakın izle- meye aluıdı. Balkanlar'da terörie mü- cadele ve uyuşturucu trafiğinin ön- lenmesini öngören üçlü sözleşmeye taraf olmaya hazırlanan Türkiye'nin bu bölgedeki etkinligi ve inandıncı- lığı, Susurluk raporunda yer alan id- dıaların üzerine gitme yöntemi ile test edilecek. Türkiye'nin Bulgaristan ve Ro- manya ile birlikte hazırlamakta oldu- ğu terör, uyuşturucu ve organize suç- larla mücadeleye ilişkin somut ön- lemleri içeren sözleşmenin uygula- nabilirliğinin. Ankara'nın çetelerin faaliyetlerine getireceği köklü yasal önlemlerle etkin olabileceğine dik- kat çekiliyor. Cumhurbaşkanı Süleyman Demi- rel, terör ve uyuşturucuyla mücade- lenin önlenmesine ilişkin ilk zirve toplantısını Romanya ve Bulgaristan cumhurbaşkanlan Emil Konstanti- nesku ve PetarSta>anov ile Bulgaris- tan'ın Vama kenrinde gerçekleştir- di. İkinci zirve toplantısı nisan ayı- nın ortalannda Antalya'da yapılacak ve bu zirvede liderler teknik uzman- lann üzerinde çalıştıklan sözleşme- yi imzalayacaklar. Türkiye; Hindistan ve Pakistan kaynaklı uyuşturucu maddenin Ba- tı'ya ulaştınlmasında geçiş güzergâ- hı olmasının yanı sıra kaçak yollar- dan üretici ülke konumuna da geldi. Türkiye'den geçen uyuşturucu madde Baikanlar üzerinden Avru- pa'ya ulaşıyor. Bu nedenle Türkiye. Romanya ve Bulgaristan gibi uyuş- tunıcunun geçiş güzergâhı üzerinde bulunun ve PKK taraftarlannın pa- ravan şirketler ile faaliyet gösterdik- Çeteye toplu yargıI Baştarafi 1. Sayfada rekiyor. Savcılann devmv girnıcleri tam olarak sağ- tanırsa,ayn bir yargıiama sistenıi \e bütünlükçü bir yargriama sistemİDo geçiürse kola>lıkJa bu rür iSşid- lerin üzerine gidilebilir. Bu sistem toplu yargdama olarak tanımianabiiir. Çok boyutJu bir olguyla kar- şı karyyayız." Susurluk raporunun uluslararası ilişkileri olum- su2 etkileyecek unsurlann dışında, basında yer al- dığını kaydeden Ecevit, ^Med>ada açıklananuı dı- şjnda kaç vıidır yazıJrvor. üğur Mumcu yıUar önct- sindenaçıklamı^ı.Giztisi saklısıkalnudı buişterin " dedi. Ecevit, ilişkilerin ayâınlaülması için yargtnın et- kin hareket etmesi gerektiğine, siyasi otorite devTe- ye girdiği zaman -$r»asi amaçla ^pıklığı" yorum- îannın dile getirildiğine işaret etti. Susurluk kaza- sının ardından çeşitli yargı kurumiannda toplam 11 dava açıldı. Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Girven Din- çer, Susurîuk soruşturmasında bir basbakan ya da bakan suçlanırsa Yüce Divan olarak davaya baka- bileceklerini açıkladı. Dinçer, dün bir grup gazete- ciyle yaptığı sohbet sırasında, Başbakan'ın Susur- Juk raporunu açıklatnasının ardından mevzuatm iş- letilmesinin siyasi mekanizmaya dûştûğünü söyle- di. Benzer bir durumun daha önce Yüce Divan'da göröşülup karara bağlanan "oto>r ol davasrnda da yaşandığını anımsatan Dinçer şunlan kaydetti: "O dava sırasında, dönemin Karayollan Genel Mfidürû Atalay Coşkunoğlu hakkında ^ T I bir da- va Kınkkale Adliyesi'ndegörüşülüvordu. Sonradan baktık ki o dava bizdeki da\a>la ilgili O zaman da- \a>ı oradan çekip aldık ve bizdekiyle birleştirdik. Şimdi aynı olav, Susurluk ola>ında soz konusu. Su- surluk olajının soruşturmasında bir basbakan >ada bakanın suçlu bulunması halinde, davayı fstanbul DGM'nin eHnden çekip alınz ve Yüce Divan srfatıy- la >"argılama>ı biz yaparu." Dinçer, DYP Eiazığ Milletvekili Mehmet Ağar ile Şanlıurfa Millervekili Sedat Bucak'ın, dokunul- mazhklannın kaldınlmasına ilişkin TBMM karan- na itirazlanyla ilgili gerekçeli karann yazımının, bayramdan sonra bitebileceğini söyledi. Anayasa Mahkemesi, Ağar ve Bucak'ın itirazını oybiriiğiy- le reddetmişti. leri Balkan ülkeleri arasmda bu alan- larda işbirliği büyük önem taşıyor. Susurluk raporunda ortaya atılan id- dialann üzerine gitmeyecek bir Tür- kiye'nin Balkanlar ile işbirliğininet- kili olamayacağına dikkat çekiliyor. Türkiye kaynaklı uyuşturucu tra- fiğinden en fazla etkilenen Batılı ül- keler arasında yer alan tngiltere, ül- kesine giren eroinin yüzde 85'inin Türkiye'den ya da Türkiye üzerin- den geldiğini belirtiyor. Ingiltere Büyükelçiliği'nden bir yetkili, Cıımhuriyet'in sorusu üzeri- ne "Türkne'de u^şturocu çeteteri- nin üzerinegidilmesini istiyonız" de- di. Türkiye'de kara paranın aklanma- sı yasasıntn 1996 Kasımı 'nda çık- masıyla birlikte Ankara ile uyuşturu- cu maddelerle mücadelede gerçek- leştirilen işbirliğinde ilerleme kay- dediidiğinı belirten aynı yetkili, u Uluslararası baskıJar sonucu 6 yıl aradansonrayasaTBMM'den çıkö" dedi. Türkiye'nin de üyesi oldugu Eko- nomik İşbirliği ve Kalkınma Örgü- tü'ne (OECD) bağlı mali eylem gru- bu, kara paraya ilişkin bir yasanın çıkmaması halinde Türkiye ile yapı- lacak her türlü mali işlemin şüpheli olacağı uyansını yapmıştı. tngiltere'deki uyuşturucu mafyası- nın önde gelen isimlerinin Türkler- den oluştuğunu belirten Ingiliz yet- kili, uyuşturucu madde operasyon- lannda Türkiye ile ikili işbirliğinin de olumlu sonuçlar verdiğine dikkat çekti. Susurluk raporunu da yorumlayan büyükelçilik yetkilisi, "Türkij'e'nin içtşlerine kanşmak istemiyoruz,ama' Susurluk'un aydınlaolmasındaTürk kamuo\ undan geln baskı etkili oldu. Türk halkı şaibeli işkrin aydınlatıl- masmı isti>or. Türkiye olaylann üz- erine gideceğini de zaten açıkladı" dedi. TCY\ledeğişikliktasansıimzayaaçddı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bakanlar Kurulu'nda. Terörie Müca- dele Yasası'nın "devletin böliinmez bürünlüğü ale>hine propaganda n hükmünü duzenleyen 8. maddesinin daraltılmasına ilişkin yasa tasansı ele alındı. Türk Ceza Yasası'nda 522 maddelik değişiklik öngören tasan- nın da imzaya açıldığı kurulda, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yatınmlann teşvik edilmesini öngö- ren yasanın 11 ilde daha uygulanma- sına karar verildi. Bakanlar Kurulu, dün Basbakan Mesut Yılmaz başkanlığında toplan- dı. Yaklaşık 2 saat süren toplantı so- nunda açıklama yapan Devlet Baka- nı ve Hükümet Sözcüsü Ahat Andi- can. Adalet Bakanlığı "nca hazırlanan ve Türk Ceza Yasası'nın yeniden dü- zenlenmesi ve çağın gereklerine uy- gun hale getirilmesine ilişkin çalış- malann da gündeme geldiğini anlatan Andican, bu çalışmalann yoğunlaştı- nlarakönümüzdekigünler içinde TB- MM'ye sunulacağmı kaydetti. Tasa- nnın. Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün dışındaki tüm bakanlarca imzalandığı belirtildi. Türk. insan haklanndan sorumlu bakan olması- na karşın taslağın daha önceden ken- disine gönderilmediğini belirterek taslağın demokratik kitle örgütleri ve barolar nezdinde tartışma>a açılma- sını istedi. Adalet Bakanı Oftan Sun- gurlu'nun. taslağın kamuoyunda tar- tışılmasının zaman kaybına yol aça- cağını belirterek TBMM komisyon- lan ve genel kurulda taslağın yeterin- ce tartışılacağını söylediği kaydedil- di. Tartışmalardan sonra Türk'ün, tas- lağı Şeker Bayramı sonuna kadar in- celedikten sonra imzalayacağını söy- lediği öğrenildi. Toplantıda. TMY'nin 8. maddesin- de değişiklik yapılmasına ilişkin ya- sa önerisi de ele alınırken Sungurlu, Bakanlar Kurulu çıkışında yaptığı açıklamada. "Bakanlar Kurulu'na şunu \apalim. bunu >apalun diye bir tekliflt gitmedik. Bilgi sunduk; konu- yu değerlendirecekler" dedi "Devle- tin bölünmezbürünlüğü alevhinepro- paganda" hükmünü duzenleyen 8. maddede yapılması planlanan deği- şıklıkle "bölünmezbütünlük" kavra- mının netleştirilmesi ve cezalann da- raltılması öngörülürken irtica tehdidi- nin de madde kapsamına alınabilece- ği belirtiliyor. Toplantıda. Devlet Bakanı Cüneş Taner'in "saadet zJnciri" olarak ad- landıralan "Tîtan" organizasyonu ile Hazine arazilerinin gasp edilmesi ve banka dolandıncılıği hakkında rapor hazırlamakla görevlendirildiği öğre- nildi. Hükümet Sözcüsü Ahat Andi- can, sağlık personelinin özlük hakla- nnm iyileştirilmesine ilişkin çalışma- lann gündeme geldiğini belirterek özellikle Doğu ve Güneydoğu Ana- dolu Bölgesi'nde ciddi sağlık perso- neli açığının sözkonusu olduğunu, 50 bin kadro istendiğini söyledi. OHAL Bölgesi ve kalkınmada öncelikli yö- relerde istihdam yaratılması ve yatı- nmlann teşvik edilmesine ilişkin ya- sada yer alan il sayısının 22'ye çıka- nldığını anlatan Andican; Adıyaman. Ağn,-Ardahan, Bayburt, Erzurum, Gümüşhane, Iğdır, Kars, Ordu, Şan- lıurfa ve Yozgat'ın da yasa da yer alan teşviklerden yararlanacağını belirtti. lzmir'de yaşanan su baskınıvla il- gili olarak da bilgi sunulduğunu kay- deden Andican, yurttaşlann zararla- nnın karşılanması için Sosyal Yar- dımlasma Fonu'ndan 35.5 milyar li- ralıkyardımyapıldığını bildirdi. An- dican, toplantıda Tarsus-Mersin oto- yolu için ek finansman sağlanması amacıyla Citibank ve Bayreyn Yatı- nm Bankası'ndanalınan I50milyon dolarlık kredinin onaylandığını be- lirtti. Andican, Devlet Bakanı Işın Çe- tebi'nin Güneydoğu Asya'da yaşanan ekonomik bunalımlar ve Türkiye'nin alması gereken önlemler konusunda bilgi sunduğunu da bildirdi. Ersümer; . Rapor, boru hattmı etkilemez ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer, Başbakanlık Tef- tiş Kurulu'nun Susurluk ra- porunda Azerbaycan ve Türkmenistan ile ilgili iddi- alara yer verilmesinin Bakû- Ceyhan petrol boru hattıyla Türkmenistan doğalgaz bo- ru hattıyla ilgili göriişmeie- ri etkilemeyeceğini ileri sür- dü. Ersümer. "Bu konudaki hususlar yapılan tespirJeri içerivor. Tarâflar da konuy- lâ Uçili görüşlerini zaten dÛe getin'yorlar'* dedi. Ersümer, dün Bulgaris- tan Enerji Bakanı Ivan Sil- yaskf yi kabul ederek bir sü- re görüştü. Türkiye'de ener- ji darboğazı yaşandığını kaydeden Ersümer, Bulga- ristan'ın da Türkiye'ye daha fazla elektrik satmak konu- sunda istekli olduğunu bil- dirdi. G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada eğitim programlanndan bina gereksiniminin karşılan- masına kadar bir dizi alanda çalışma yapıyor. Özellikle felsefe derslerini yeniden zorunlu hale getirme hazırlığının öneminin altını çizelim. Tarihçi- ler, Osmanlı Imparatorluğu'nun gerileme sürecine girişinin nedenlerinin başında, medreselerden felse- fe derslerinin kaldınlmasını gösteriyorlar. O dönem- den sonra haritalar bile, "resme benziyor" fetvasıy- la duvardan alınıp çöpe atıldı. Sekiz yıllık kesintisiz eğitimin tam anlamıyla ya- şama geçip geçmediğini kim kontrol edecek? Müfettişler... Başta bakan olmak üzere merkezdeki yöneticiler tek tek Anadolu'yu, okullan dolaşamayacağına gö- re bunu gerçekleştirecek olan kesim, müfettişler ola- cak. Ne var ki bu kurumun işlevini yerine getirmesi bu- günkü koşullarda çok güç. Deyiş yerindeyse müfet- tişler "denetleyen kişi" olmaktan "denetlenen kişi" konumuna düşürüldüler. Konunun birkaç boyutu var. Biçimden başlaya- lım. Denetim iki başlı: Bakanlık müfettişleri, ilköğretim müfettişleri. Bakanlık müfettişleri, lise ve dengi okullan denet- liyoriar. Temel işlevleri bu okullan her üç yılda bir de- netlemek. Ancak, denetim görmeden emekli olmuş öğretmenler de bulunduğuna göre bu mekanizma- nın ne ölçüde sağlıklı işlediği tartışma konusu. Ifköğretim müfettişleri için ise şu tanımlama yapı- labilin Kurmay hamallar. Bir kişi hem kurmay hem hamal mı olur demeyin, oluyor. İlköğretim müfettişleri temel eğitimin eksik- siz yerine getirilmesinden sorumlu tutulurken zaman zaman "istenmeyen" öğretmen ya da müdürün gö- revden alınmasını sağlamanın "tetikçisi" konumuna düşürülüyorfar... İlköğretim müfettişleri tüm temel eğitim kurumla- nndan güzellik kurslanna kadar çok geniş bir alan- dan sorumlu. Ama bu sorumluluğu yerine getirirken hemen hiç güvenceleri yok. Kaderleri İlköğretim Ge- nel Müdürü'nün iki dudağı arasında. Yani, iyi dene- tim yapması gereken bir kişi, sürekli denetlenen du- rumunda. Bugünkü İlköğretim Genel Müdürü Ekrem Yangın için kurumu soyadına çevirdi diyelim, devam edelim. Yangın'a daha sonra değineceğiz... Konuya yıllannı vermiş sağduyulu eğîtim emek- çilerinin üç önerisi var: - İki başlı denetim olmaz. Bu birleştirilmeli ve adı eğitim müfettişliği olmalı. - Müfettişler bakan adına hareket ettiğine göre ge- '/ieTrrİLJdüre bağfı öfmak yerine daha özerk bir statü- ye kavuşturulmalı. - Son olarak öğretmenlere verilen ek ücret zam- mtndan müfettişlerin yarariandınlmaması aynmcılık- tır. Bu düzeltilmeli. Vücut damarian kadar gençtir Konunun birde "müfettiş kaynağı" boyutu var. An- kara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi'nin başı YÖK'le dertte. YÖK, fakültenin şu bölümlerinin ka- patılmasım istiyor Eğitimde Psikolojik Hizmetler, Eğitim Programla- n ve Öğretim, Eğitim Yönetimi ve Planlaması, Halk Eğitimi, özel Eğitim... Bu bölümler sadece Milli Eğitim Bakanlığı'na de- ğil. kamu kuruluşlanndan bankalara kadar geniş bir alana eleman yetiştiriyor. Özellikle Eğitim Yönetimi ve Planlaması Bölümü eğitimin sağlıklı denetlenme- si veyönetimi için çok önemli. YOK bu bölümleri "gereksiz" buldu. Kapatılma- sını, bunun yerine sadece öğretmen yetiştirilmesini istiyor. Ankara Üniversitesi Rektörlüğü'nün YÖK'e sunduğu, "Size gerekli öğretmeni öteki kurumlan- mızda yetiştireHm ama bu bölümlere dokunmaya- lım" önerisi hâlâ yanıtsız... Prof. Mahmut Adem, 5 Ocak günü Cumhuriyet gazetesinin ikinci sayfasında konuyu, "YÖK dayat- macılığı" başlığı altında işlemişti. Eğitimi tüm unsurlanyla bir insan vücuduna ben- zetirsek, herorgan önemli. Kalpten bu organlara kan taşıyan, kirli kanı toplayan "damariar" eğitim uzman- lan, müfettişler... Bir doktordan dinlemiştim: - İnsan bedeni, damarian kadar gençtir... îsmet Sezgm: Devletî kullandılar 'Hükümet olayı hafîfleştiriyor' ÖMER ŞAN RİZE- Milli Savunma Bakanı İsmet Sezgin. Susurluk raporunda geçen olay- lann," Birilerinin hırsı, birilerinin işgü- zarlığı vc birilerinin de gayretkeşüği ile me\danageldiğini" söyledi. Türkiye'de dev let-siyaset-mafya üçgeninin oldu- ğuna inanmadığını belirten Sezgin, Uğur Mumcu cinayetinin de mutlaka çözümleneceğini söyledi. Rıze'de basın toplantısı duzenleyen Milli Savunma Bakanı Sezgin, gazete- cilerin Susurluk raporu ve Uğur Mum- cu cinayetiyle ilgili sorulannı yanıtla- dı. Susurluk raporunun yargıya yardım amaçlı birraporolduğunu belirten Sez- gin. şunlan söyledi: "1993yılının birin- ciyansma kadarTürkiye'de terörie mü- cadele>i, anarşnle ve PKK ile mücade- leyi hükümet vönetiyordu. Ondan son- ra gefen hükümet bu işin içinden çıka- rak bu mücadelevi başka kurumlara ihale etti. Birilerinin hırsı, birilerinin iş- güzariığı \e birilerinin de gayretkeşüği ile bu olaylar meydana geldi. Siz devle- tin görevlerini devlet görevüleri olma- yan kişilcre gördürmekisterseniz. onla- ra birtakım görev ve sorumluluklar ve- rerek onları kuüanırsantz onlar da sia kullanıriar. İşte Susuriuk'un temelinde bu vanür. Devlet-sijaset-mafja üçgeni oiduğunu sanmıyorum. Türkiye'dedev- letin >a da siyasetçinin mafyava kanş- ması düşünülemez. Yani sijasetçilerin ve devletin içerisinden üç beş kişi kan- şabin'r, buradan devletin ve sivasetçile- rin tümüne bu olavlan mal etmenin ge- reği voktur. Hele buradan poUsimizi ak- lamak zorundayiz. Poiisin bu ise kanş- öğını ifade etmek son derece yanhşbr." Uğur Mumcu cinayeti ile ilgili olarak kendisineyöneltilen eleştirileri haksız- lık olarak değerlendiren Ismet Sezgin, "Ben dört ayımm sorumluluğuna razt- vım. Hem İçişleri Bakanhğı'nda kalmış oisaydım, bu olayın sonuçlanması için, sorumlulann bulunmasıiçingerekli her türlü gayreti gösterirdim" dedi. Mumcu cinayetinde ne kadar yol kat edildiği sorusu üzerine Sezgin şun- lan söyledi: "Çok büyük aşama kayde- dildi. Birtakım ipuçlanna vanidı. Bu ipuçlannın bir bölümünün basında er- ken vavımlanmasmdan kavnaklanan birtakım gecikmeier oldu. Bu arada da, ozaman da ifade ettim. Bu olay Türk po- lisi için yepyeni bir olaydı. Cinayet tar- n, suikast tarzı, işleniş tara yepyeni bir oiaydı. Poüs buna hazırlanmamışn. A- ma ben şuna inanıvorum ki Mumcu ci- nayeti mutlaka çözümlenecektir." Ismet Sezgin, Devlet Bakanı Evıip Aşık'ın. "Mumcu cinayeti arasürması sırasında zaman zaman devlet içerisin- de bazı noktaJara ulaşOkJannı ve daha ileriyegidemediklerr şeklindeki sözle- ri üzerine de. "Şimdi Sayın Aşık devle- tin en vüksek kademesindedir. Muhale- fettev ken bu saptamalan vapan arkada- şımız, iktidardayken beliıîi noktalan herhalde vakalayıp tutabilir" dıye ko- nuştu. Oral Çelik serbest bırakıldı ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Hakkında yakaiama müzekkeresi bulunduğu gerekçesiyle Adana Havalaanı'ndan KKTC'ye gitmek isterken geçen cuma günû gözaltma alınan Oral Çelik dün serbest bırakıldı. Hakkındaki "baa belgdcrin bilgisayar kavitlanndan süinmemesi" dolayısıyla gözaltına alındığı biJdirilen Çelik, dün saat 14.40'ta avukatiYusuf Zafer ile birlikte Mercedes otomobiliyle Adana Emniyet Müdürlüğü'nden aynldı. Ankara Cumhuriyet Savcılığı, 28 Temmuz 1997 günü Ankara Emniyet Müdürlüğû'ne yazdığı yazıda BaşbakanMesut Yıünaz'a hakaret ettiğı iddiasıyla Oral Çelik'in ifadesinin alınmasını istemişti. Savcılık, 22 Ekim 1997 günü de Çelik hakkında Ankara 5. Asliye Ceza Mahkemesi'ne dava açmıştı. Çelik, Basbakan Yıimaz'a hakaret ettiği iddiasıyla 7 aydan 9 yıl 6 aya kadar hapis istemiyle yargılanıyor. • Baştarafi 1. Sayfada Basbakan Mesut Yü- maz'ın yaklaşık 6 aylık ça- lışma sonucunda ortaya çı- kan teftiş kurulu inceleme raporunu bir süre kamuoyu- na açıklamamasının ardın- dan şimdi de savcılan hare- kete geçirmek yerine yeni bir kurul oluşturması tartış- ma yarattı. Muhalefet, ANAP'm, hayali ihracatola- yında olduğu gibi devlet içindeki çetelerin de tüm bo- yutlanyla ortaya çıkmasını önleme çabasında olduğunu ileri sürdü. Fikri Sağlar. ANAP ikti- darları dönemindeki çete suçlannı örtbas etmeye yö- nelik Başbakanlık Teftiş ku- rulu raporunun, ANAP mil- letvekillerıni de tatmin et- mediğini savundu. Sağlar. "Ancak bu rapor. birçok ye- tersiztik ve yanlışlık içerme- sine rağmen, çok önemli bir işleviyerinegetirmistir. O da devletçetelerinin tasfiyesi so- rununu buiktidann çözeme- yeceğininçokaçıkolarakan- İaşılmış olmasıdır. Raponın takdimini yapan Basbakan Mesnt Yümaz. çelişkilerie dolu T\ konuşmasıyla bunu onaylamışör" dedi. Fikri Sağlar. şu görüşleri dile getirdi: "'Devlet içeri- sindeki çete sorununu çöze- mezsem başbakanlık bana haram olsun' diyen Mesut Yılmaz'ın iktidanmn yedin- ci ayinda geldiği noktada, Türİdye'vi 12 Eylül faşizmi- negötüren'ihtilalin şartlan- nın olgunlaşmasını.bekle- me' sürecindeld>asadışı iliş- ki ve eylemleri gizlenmiştir. BunJann içinde. birçok kitle katüanu, başta Abdi Ipekçi olmak üzere birçok avdının kadedilmesi. binlercecinavet vardır. 12 Eylül faşizminin birbaşka tanıamlavıcısıolan 24 Ocakkarariannın mima- n Turgut Özal dönemindeki ekonomide ve sivasette maf- yalaşma uygulamalannda zemin bulan ve azmanJasan devlet içerisindeki çetelerin kökleri ve oluşum nedenleri karartılarak olay basit bir mahalle çeteciliği veya bir- kaç devlet memurunun yan- bş uygulamalan düzeyinein- dirgenmiştir." CHP Sıvas Milletvekili MahmutIşıkda Susurluk ra- porunda belirtilen bankalar ve diğer konularda başlatı- lan teftişlerle ilgili olarak ka- mu kurumlarının ciddi ko- rumaya alınmasını istedi. Işık, "Aksi takdirde bu bi- rimlerin tümünden >akılma da dahil. her türlü evlemle suiistimah' içeren bilgive bel- gelerin vokedilmesi endişesi- ni taşiTOrum" dedi. ANAP Grup Başkanveki- li UğurAksöz ise Başbakan- lık Teftiş Kurulu Susurluk raporunda tespit edilen ko- nulardan hangilerinin he- men yargıya götürüleceği, hangileri konusunda yeni ve daha derinlemesine soruş- turma gerektiğinin belirlen- mesi için yeni bir çalışma gerektiğini söyledi. Bu çalışmanın da Başba- kanlık bünyesinde oluşturu- lacak soruşturma kurulu eliyle gerçekleştirileceğini ka)deden Aksöz, bayram- dan sonra da gerekli yasal düzenlemelerin Meclis'ten hızla geçirileceğinı bildirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle