25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 AĞUSTOS 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI ORÜS işletmeleri özelleştipildi • ANKARA ; (Cumhuriyet Bürosu) - Onnan Ürünlen Sanayii AŞ'ye (ORÜS) aıt Dursunbey tşletmesi için yapılan pazarlık eörüşmelerinde en yüksek teklifî. 470 bin dolar ile Or- Saşirketi\erdı.ORÜS'e ait Kalkım tşletmesi'ne en yüksek teklif, 500 bin dolar ile Batu-Denge ortak girişimi tarafından verildı. Demirköy Işletmesi'ne ise en yüksek teklifi, 750 bin dolarla Demirköy Orman Ürünleri Sanayii Teşebbüs Grubu verdi. Akbank, kâr rekortmeni • Ekonomi Servisi - Altı aylık bilançolann açıklanma döneminın sona ermesinin ardından Akbank. Istanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda (İMKB) ışlem gören bankalar arasında kârlılık ve vergide birinci sırada yer aldı. 58.5 trilyon liralık vergi öncesi kâr ile birinci sırada yer alan Akbank"ı 37.6 trilyon liralık kâr ile tş Bankası. 30.4 trilyon lira ile Garanti Bankası izledi. Akbank, 17.5 trilyon lira ile en yüksek vergi karşılığı ayıran banka konumuna yükseldı. Dünya suları tarüşılacak • Ekonomi Servisi - Dünyanın çeşitli yerlerindeki su projelerinın geliştirilmesi ve finansmanı konusu. önümüzdeki ay Istanbul'da Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in himayesınde düzenlenen "Dünya Sularının Finansal Geleceği" başlıklı bır konferansta tartışılacak. International Herald Tribune tarafından 30 eylül-1 ekim tarıhleri arasında düzenlenen konferansın açılışını, Cumhurbaşkanı Demirel yapacak. Hyundai, eylülde üretime başlıyor • Ekonomi Servisi -. Bünyesindekı 48 şırketı ile Kore'nin ve dünyanın en büyük gruplanndan biri olan Hyundai Grubu şirketlerinden Hyundai Motor Company ortaklığı ile gerçekleştirilen Hyundai Assan tzmit Otomotiv Tesisleri. 20 eylülde açılacak. Bir milyon metrekarelik arazi üzerinde kurulan tesislerin yıllık üretim kapasitesinin 120 bin otomobil ve hafif ticari araç olduğu bildirildi. İSO'dan Doğu çıkarması • ERZLRUM(AA)- tstanbul Sanayi Odasi (İSO). 12-14 eylül tarihleri arasında Erzurum ve Kars'ı kapsayan bir gezı düzenledı. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Hüsamertin Kavi imzasıyla Erzurum Valiliği'ne gönderilen yazıda, geziye oda yönetim kurulu ve Meclis üyelennin katılacağı bildirildi. Yazıda, gezının amacı. Doğu Anadolu Bölgesi'nin ekonomik durumunun yerinde görülmesi ve odalar arası işbirliğinın güçlendirilmesi olarak açıklandı. Emlakbank'tan konut satışı Ekonomi Servisi - Emlak Bankası, 1992yılıOcak ayından bugiine kadar, 107 trilyon lira tutannda 27 bin 956 adet konut ve işyeri satışı yaptı. Emlakbank'm açıklamasına göre, bu satışlardan 69 trilyon lira nakit tahsilat yapıldı. Bankanın bu dönemde kullandırdığı "yuva kredısi" ise 38 trilyon liraya ulaştı. Açıklamada, konut bedelinin yüzde 75"ine kadar 10 yıla kadar vadeli ve düşük faizli yuva kredisi kullandınldığı belirtildi. Enflasyon uyarısı • KOCAELİ (AA) - Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Zekeriya Yıldınm. enflasyonun düşürülebilmesı için, yapısal değişım reformunun yapılmasınm şart olduğunu söyledi. Zekenya Yıldınm, Kocaeli Sanayi Odası Meclis Toplantısf nda verdiği konferansta, enflasyon aşağıya çekilmeden önemli sorunların çözülemeyeceğini bildirdı. Hükümet, zorunlu tasarrufu emekliliğe bırakarak uzun vadede tasfiye etmeyi planlıyor Nemalara kavuşmak güçleşiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Zorunlu Tasarruf Hesabı'nı tasfiye etme hazırlığına girişerek, geri ödeme için for- mül arayan hükümetin, geri ödemeleri emekliliğe bırakma formülü üzerinde de durduğu öğrenildi. Hazine Müsteşarlığı ise, Zorunlu Tasarruf Hesabı'nın tasfiye edilmesine yönelik çeşitli alteraatifler içeren bir taslağın Devlet Bakanlığı'na gönderildiğine ilişkin haberleri yalanla- dı. Hükümet, 6 milyon çalışanın yaklaşık 720 trilyon liralık birikiminden oluşan Zorunlu Tasarruf Hesabı'nı tasfiye et-, meyi planlarken, geri ödeme için formül arayışını sürdürüyor. Bütçe açığının yıl sonunda 2.5 katrilyon liraya çıkâcagını he- saplayan hükümet, zorunlu tasarrufu, ge- ri ödemeyi geciktiren formüllerle tasfi- ye etmek istiyor. Hükümetin, "geri öde- mede 100-150 trilyon liralık bölümü yıl sonuna kadar ödeyip. kalanı için 1-2 yıl vadeli tahvil verilmesi". '"aylıklara eklenerek ödeme" formüllerinin yanı- sıra "emeklilikte ödeme" seçeneği üze- rinde de durduğu öğrenildi. Hükümetlerin uygulamanm başladığı 1988 yılından bu yana zorunlu tasarruf- ta bıriken paralan enflasyonun çok altın- da oranlarla değerlendirerek erittiğini be- lırten sendikalar ise. 2 katrilyon liradan 720 trilyon liraya indirilen Zorunlu Ta- sarruf Hesabı'nda birıken paralann hü- kümet tarafından peşın ödeme dışı for- müllerle tasfiye edilmesine yönelik ha- zırlıklara tepki gösterdiler. Türk Harb-lş Sendıkası Genel Başka- nı İzzet Çetin, zorunlu tasarruflann eri- rilmesinin tartışmanın sona erdirilmesi- ne değil. yeni tartışmalann açılmasma yol açacağını söyledi. Zorunlutasarrufun "geri ödememe" formülleriyle tasfiye edilmesine karşı her düzeyde mücadele edeceklerini belirten Çetin. sözlenni şöy- le sürdürdü: "Sorun, zorunlu tasarruflann nasıl eritileceği ve bütçe açıkları için nasıl kaynak olarak sunulaeağı değildir. So- run. çalışanlardan ve çalışanlann ge- lirleri için devlet \e işverenlerden ya- pılan kesintilerin ve bunların nemala- rının hak sahiplerine geri ödenmesi sorunudur. Zorunlu tasarruf fonunda biriken paralar yalnızca çalışanlarındır. Çalı- şanlann hiçbir hak kavbına uğrama- dan zorunlu tasarruftaki birikmeleri- ni almaları gerekmektedir. Sorun büt- çe açıklarını kapatmak olarak aigıla- nırsa ve uygulamalar buna göre oluş- turulursa milyonlarca ücretliye bir kez daha haksızlık edilecek. en hafif deyi- mi ile onların birikimleri gasp edilecek- tir." Hükümetin nema açıklamasına tepki 4 Odemeler nakit yapılsın' İstanbul Haber Ser\isi - Hükümetin. zorunlu tasarruflann enflasyonda eriyen haliyle çalışanlara gen ödeneceğı anla- rruna gelen açıklamalanna, sendikalardan tepki yağıyor. DİSK ve Türk-tş'e bağlı Perrol-İş Sendikası. dün yaptıklan yazılı açıklamada. zorunlu tasarruf gaspına der- hal son verilerek ana para ve nemalann hak sahiplerine bır kalemde nakit olarak öden- mesi ve yüzde 3'lük işveren katkısının da ücretlere eklenmesini istedi. Doğuda işsiz ordusu büyüyor BEKİR ŞAHÎN GAZİANTEP - Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin. Siirt Adıyaman'm ilçe ve köylerinden sanayi ken- ti Gaziantep'e iş bulmak üzere gelenler perişan halde kahve köşelerinde bekleşiyorlar. Göçün dur- durulmasına yönelik hükümetin ve yerel yönetim- lerin çözüm getirmemesi, işsizlik sorununun dev boyutlara ulaşmasına neden oluyor. Son yıllarda sanayi alanındaki atıkmıyla dikkat- len üzçrüıe topjayanjpazjantep, işsizlerin de utnut kapısıoldu. GAP'm ticaret merkezi olarak nıtelen- dirilen Gaziantep'e, bölge illerinden göçün artma- sıyla birlikte ildekı işsizler ordusu da çığ gibi bü- yumeye başladı. Sayılan gün geçtikçe artan ve ek- mek parası için kahve köşelerinde, duvar diplerin- de bekleyen yurttaşlann en büyük sıkıntısı ise ha- len inşaati devam eden büyük mağazalarda çalış- mak üzere başka illerden işçi getirilmesi. DÎSK Genel Sekreteri Kemal Daysal, ABD Dolan baz alınarak yapılan bir he- sapla ücretlılenn 3.7 katrilyon lirasının zorunlu tasarruf adı altında ahndığını. an- cak kışi başına 7 yüz milyon lira olması gereken birikimlerin, tümüyle bilinçlı ola- rak uygulanan politikalar sonucu yüz mil- yon lira olarak açıklandığını söyledi. Zo- runlu tasarruflann bu biçimde entilmesi- nin "soygun" anlamma geldiğini. bu po- litikalan uygulayanlara da "soyguncu" de- nilmesı gerektiğıni ilen sü- ren Daysal, şunlan söyledi: "Anayasada yazıldığı gi- bi, bir sosyal hukuk devle- tinc yakışan, emekçileri za- rara uğratanların yargı önünde hesap \ermesini ve ortaya çıkan zararın gide- rilmesini sağlamaktır. Hü- kümet. bu sovgunu dur- durmak ve birikimleri da- ha fazla zarara yol açma- dan bir an önce hak sahip- lerine vermek zorundadır." Petrol-lş Genel Başkanı Bay- ram Yıldınm da zorunlu ta- sarruflann geri ödenmesine ilişkin eleştirilerinin yanı sı- ra şunlan söyledi: "Ekonomik ve Sosyal Konsev 'de tartışılan SSK sorunu, emeklilik yaşının vükseltilmesi ile değil, özerk ve demokratik bir yönetimle çözümlenir. Bu- nun için öncelikle prinı af- larına son verilerek kaçak işçilikle etkin bir mücadele sürdürülmelidir." Kaçak işçi konusu dışında somut adım atılamadı Emeklilikyaşı yalanlandı BENCE ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Ekono- mik ve Sosyal Konsey'in (ESK) gündemli ilk top- lantısında kaçak işçi çalış- tınlmasına karşı etkin ta- kip karan dışında hiçbir konuda somut sonuca ula- şılmadığı. tartışmalı ko- nulann alt komısyonlara gönderildiği öğrenıldi. Devlet PlanlamaTeşkila- tı'nca (DPT) hazırlanan "gizli" raporia ekonomi- nin içinde bulunduğu du- rumu işçi ve işveren ke- simlerine anlatan hükü- met, sendikalardan ülke koşullannı dikkate alma- lannı istedi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Nami Çağan, ESK'de emeklilik yaşının günde- me gelmediğini belirte- rek, SSK'nin açıklannın asıl nedeninin emeklilik yaşının düşüklüğü değil, devletın sosyal güvenlik kurumlanna yüklediği "sosyal yardım zammı" ödemelen olduğunu söy- ledi. Çağan, SSK pnm ödemelerinde iş- verenin yüzde 5*lik kesintisinin kaldınl- masını önerdi. Kapsamlı bir ekonomik paket hazırlığı içindeki hükümet, geçen haf- ta yapılan Yüksek Planlama Kurulu (YPK) toplantısında ele alınan DPT'nin "1997 Makro Ekonomik Gelişmeleri ve Yatı- nmlar" başlıklı gizli raporunu, ESK top- lantısında işçi ve işveren örgütleri baş- kanlanna da anlattı. Gelecek hafta topla- nacak YPK toplantısında ana unsurlan Bayram Meral belirlenecek olan ekono- mik karariann 15 gün son- ra toplanacak ESK'de iş- çi ve işveren örgütlerine de anlatılacağı bildirildi. Türk-tş Başkanı Bay- ram Meral, toplantıda hükümetin kendilerine sü- rekli maliyet ve açık ra- kamlan sundugunu be- lirtti. Çalışanlann artık fe- dakârlık edecek durumu- nun kalmadığını vugula- yan Meral, kaynağın ver- gilendirilmeyen kesimle- rin kapsama alınmasıyla sağlanması gerektığini söyledi. Hükümetin geçı- ci ve mevsimlik ışçilen kadroya geçirme niyetin- de olmadığını belirten Meral, kaçak işçi çalıştır- ma uygulamalanyla etkin mücadele edilmesi için sendikalann örgütlenme- sine yardımcı olunması gerektiğini söyledi. Kaçak işçi çalıştırma uygulamalannın hem vergi hem de sigor- ta primi kaybına yol açtığını vurgulayan Meral, "Sendikalar güçlendirilirse, biz müfettiş gibi çahşırız" dedi Meral, eşel mobil sisteminin kaldınl- ması için belli bir formülde anlaşma sağ- lanmadığını belirterek, konunun alt komis- yona gönderildiğini beliıtti. Bürokratlar ile sendika temsilcilerinden oluşturulan Eşel Mobil Alt Komisyonu'nun dünkü ilk top- lantısında, eşel mobilin kaldınlması halin- de. geriye dönük 6 ayhk zammın ekono- miye getireceği yük tartışıldı. ÇÎFTÇİ D O S T U / SADULLAH USUMİ Zeytinyağında îthalat Tuzağı BURHANİYE - Hükümetin zeytinyağı ıthalatına izin ver- diği yolunda yayılan haberler, ortalığı bir anda kanştırdı. Üre- ticiler adeta ayaklandı... Tep- kiler yoğunlaştı... Zeytinyağı bölgelerinde ithalat konusu tek gündem maddesi haline geldi. Devlet Bakanı Işın Çe- lebi'nin kulakları çınlasın... Zeytinyağı üreticileri burnun- dan soluyor... Aralannda "Top- lanalım ve Ankara'yayürüye- lim" diyenler bile var... Türkiye'de son dört yılın iki yılında zeytinyağı bolluğu ya- şandı. Geçen yıl 175 milyon, bu yıl ise tam 220 milyon kilo zeytinyağı üretildi. Şu anda TARlŞ'in depolannda zeytin- yağı dolu... Tam 40 milyon ki- lo... Üreticilerin elinde de 60 ile 80 milyon kilo arasında zey- tinyağı bulunduğu ileri sürülü- yor. Tüccar ve sanayici elin- de stok yapmıyor ama, sü- rekli alıp satıyor. Bolluk yü- zünden fiyatlar sürekli düştü. TARİŞ 5 asit zeytinyağının fi- yatını 280 bin lira ilan ettiği halde, üreticinin çoğunluğu ürününü 150 ile 200 bin lira arasında satabildi. Piyasalar- da tam bir rezalet yaşandı... Verilen bilgiye göre zeytin- yağı stoklarımız şu anda 110 ile 130 milyon kilo arasında tahmin ediliyor. Birkaç aya ka- dar da 1997 yılı ürünü piyasa- ya çıkacak. Tahmin edilen ye- ni rekolte 60 ile 80 bin ton ara- sında. Demek ki 1997 yılı so- nunda veya 1998 yılı başında Türkiye'nin elinde 180 ile 200 milyon kıloya yakın zeytinya- ğı olacak!.. İç tüketim son yıllarda 40 milyon kiloya kadar düştü. Di- yelim ki 1997 ve 1998 yılların- da 60 milyon kilo da ihraç et- tik. Buna rağmen elimizde 80 ile 100 milyon kiloya yakın stok kalacak... Üreticiler, stok- ların fiyatları yarı yarıya düşü- receği kuşkusunu yaşarken birdenbire "ithal /zn/"nin gün- deme gelmesi, milyonlarca üreticiyi şaşkınaçevirdi. İtha- lat ile ilgili gelişmeler yüzün- den, on binlerce üreticinin gö- züne uyku girmıyor. Bu konu- Birlikier ve çeşitli kuruluşlar duyulur duyulmaz zeytinyağı ıthalatına şiddetle karşı çıktılar. da bugüne kadar verilen ya- nm yamalak bilgi veya güven- celer de hiç kimseyi tatmin etmedi. Devlet Bakanı söz vermış Bazı ihracatçıların açıkla- masına göre zeytinyağı itha- latı için söz veren bakan Işın Çelebi... İzni isteyen de Egeîh- racatçı Birlıkleri Yönetim Ku- rulu adına başkan. istanbul'da yapılan bir toplantıda ihracat- çılar Birliği Başkanı Erden Bil- ginogullan, Işın Çelebi'ye "Da- ha önceleri ithalat izni istedi- ği halde, reddedildiğini" ileri sürerek eleştirilerde bulun- muş. Devlet bakanı da bunun üzerine söz vermiş... Tabii, gelişmeler bu kadar- la kalmamış... Erden Bilgino- ğulları, Bakan Çelebi'ye Ihra- catçılar Birliği adına, ithalat izni verilmesi için resmen baş- vuruda bulunmuş. Bakanlığa sunulan dilekçede ileri sürü- len gerekçeler şöyle: "ihracatın ufkunu açmak için kısa vadede üretimi arttıramı- yacağımıza göre Üçüncü Dün- ya Ülkeleh ile dış ticareti art- tıracakönlemlerigündeme ge- tirmek durumundayız. Üçgen ticaret olarak vasıf- landırılan bir ülkeden alıp iş- leyerek başka bir ülkeye sat- mak veya bir ülkeden alıp, di- ğer bir ülkede işleyerek baş- ka bir ülkede pazahamak ko- nulannda düzenlemeleryapıl- malıdır. Zeytinyağının yan ürünü olan prina yağı, ülkemizde sabun hammaddesi olarak tüketil- mekte ve bir kısmı Amerika 'ya ihraç edilmektedir. Kuzey Afrika ülkelehnden taze işlenmiş düşük asitli pri- na yağı ithal edilerek en büyük pazar olan Amerika 'ya amba- lajlı olarak ihraç etmek müm- kündür. Dahilde işleme rejimi kapsa- mında ithal edilen 600 bin ton nebatiyağ ve yüzde 50'ye va- ran birartı değerde ihraç edil- mektedir. Aynı uygulamaya prina vezeytinyağı için de mü- saade edilmelidir." Bakanlığa yazılan yazının altında da Ege Zeytin ve Zey- tinyağı İhracatçılan Birliği Yö- netim Kurulu Başkanı Erden Bilginoğullan'nın imzası var... Bu yazı, yıllardan beri tüc- car ve sanayici tarafından ezi- len ve sömürülen zeytinyağı üreticileri için yeni bir tuzak- tır. iç ve dış piyasalardaki zey- tinyağı fiyatları na göre Türki- ye'yeyurtdışından zeytinyağı getırtmek tüccar ve sanayici- lere para kazandırmaz. Hatta, zarar etmesine neden olur. Zi- ra, ithal edilecek bir kilo zey- tinyağının Türkiye maliyeti 320 bin lira civannda olacaktır. Hal- buki, Türkiye'de en kaliteli ve pırıl pınl zeytinyağının fiyatı şu anda 235 bin liradır. Beş gün öncesine kadar bu zeytinyağ- ların fiyatı 200 ile 210 bin lira civarındaydı. Hele birkaç ay öncesine kadar tüccar fiyat- lan o kadar aşağıya çekmişti kı özellikle Aydın ve Muğla bölgelerinde üreticiler zeytin- yağlannı 150 ile 100 bin lira arasında satmak zorunda bı- rakılmıştı. Zeytinyağının büyük bölümü üreticinin elinden çıktığı için fiyatlar artık yavaşyavaş yük- selmeye başladı. Orneğin, fi- yatlar bir hafta öncesine ka- dar 210 bin lira iken birden bi- re 235 bin liraya doğru tırman- dı. 220 milyon kilo olarak ger- çekleşen zeytinyağı rekolte- sinden şu anda üreticinin elin- de 60 ile 80 milyon kilo kaldı- ğı tahmin ediliyor. Bu neden- le fiyatlar, artış eğilimine gir- di. Her yıl aynı gelişmeler ol- duğu için bu artış bekleniyor- du. Belkı önümüzdeki günler- de daha da artacak ve üreti- ci elindeki 60 ile 80 milyon ki- lo zeytinyağını yükselen fiyat- laria satmış olacaktı. Böylece, üreticiler kaybedecek, sana- yici ve tüccar da bıraz daha az kazanmış olacaktı. işte... Bazı ihracatçılar ve sanayiciler üreticinin elindeki 80 milyon kilo zeytinyağına göz dikti ve daha ucuza ka- patabilmek için ithalat formü- iünü buldu. iş yapmak için de- ğil, ama fiyat kırmak için itha- lat yapılacaktı. Nihayet en yetkili ağızdan da ithalat sözü alındı. Bundan sonra iç piyasalardaki bu ka- dar bolluğa rağmen ithalat yapmak mümkün... Artık, ih- racatçı ve sanayicilerin işi iş... Tabii, ithalatın gerçekleş- mesine gerek kalmadan, it- halatın sözü bile 250 bin lira- lara doğru fırlama eğilimi gös- teren zeytinyağı fiyatlannı, 200 bin liraya doğru çekecektir. İt- halat başladıktan sonra ise üreticiler zeytinyağlarını 170 ile 180 bin liraya satacak yer bulamayacaklardır. Fakat, asıl ortalığı kanştıran ve Ege Bölgesi'ndeki Ticaret ve Ziraat Odaları'nı ayağa kal- dıran Devlet Bakanı Işın Çe- lebi'nin Yeni Yüzyıl gazetesin- de çıkan demeçi oldu. Çele- bi belki de siyasi hayatının en büyük hatasını işledi. Zira, de- mecinde ileri sürdüğü görüş- lerin ve iddiaların gerçeklerîe hiçbir ilgisi yoktu. Hatta, zey- tinyağı bölgelerindeki geliş- meler, şöylediklerinin tam ter- siydi. İthalata karşı olanları "mafya ile işbiriiği" yapmakla suçlaması ve "spekülatör" benzetmesi çok çirkindi. Üretici bırlikleri ve çeşitli ku- ruluşlar daha duyulur duyul- maz zeytinyağı ithalatına şid- detle karşı çıktılar. Karşı çı- kanlann arasında ihracatçı tüc- car ile sanayici de vardı. Maf- ya ve spekülatör suçlaması her iki kesimin de oldukça ca- nını sıktı. Aynca, Işın Çelebi'ye olan güveni de sarstı... Tüm Ege Bölgesi'nde Işın Çelebi gibi düşünen bir tek kişı bileyok... Hemen herkes, ithalatın üreticinin başına ha- zırlanan bir tuzak olduğu görüşünde... • IZZETTIN ONDER Vergiye Bakış Batı yazınında vergi karşılığında kullanılan söz- cüklerde bir sorumluluk ya da hatta dayatma an- lamı sezilmektedir. Oysa Tükçe yazında kullan- dığımız "vergi" sözcüğünde dayatma ya da zor- lamayı bir tarafa bırakalım, rıca anlamı dahı gö- rülmemektedir. Sanki vergi, verenin insafına bı- rakılmış, olsa da oluf olmasa da olur gibi ıhtiyari bir ödentidir. Belki de öyledir! Vergiye yönelik ideolojiler de aynı paralelde ge- lişip, topluma yayılmaktadır. Çoğu zaman vergi- ye, devletin vatandaşın cebıne elini sokarak aldı- ğı (ayıp olmasın diye "çaldığı" sözcüğü kullanıl- mamakta. herhalde!) para olarak bakılmaktadır. Bu mantık, vergi yükümlülerini vergi ile bağlantı- lı olarak diğer konuları pazarlık gündemine getir- meye kadar cesaretlendirmektedir. Örneğin, bir vergi zammı söz konusu olduğunda, alternatif avantaj kanalları zorlanmaktadır. Böyle bir pazar- lıkta ya ücret bastırmaları veya kıdem tazminatı konusu ya da daha başka bir avantaj ileri sürüle- rek oradan pay koparılmaya çalışılmaktadır. Vergi bağlamında yükümlünün rahatsız olduğu diğer bir konu da denetimdir. Ulusal şiarlarımız- dan olan, kendimize ait sır vermeden, diğer kişi- lere ait her tüıiü bilgiye ulaşma histerisi vergide de sıkça kendini göstermektedir. Bilinmesi gere- kir ki yükümlü olmanın bir sonucu da denetime açık olmaktır. Ne var ki vergide gizlilik sadece yükümlüye ait bir konu olmayıp, idarenin kamuoyuna bilgi ver- mesi bağlamında da kendini göstermektedir. Ver- gi yükümlüsünün gizlilik lehinde olmasını anlamak kolay olmakla beraber, idarenin niçin ve kimin adına ya da lehine gizlilik perdesi arkasına sak- landığı aynı derecede anlaşılır gelmemektedir. Saygın bir kurumun başkanının, idarenin geç- miş hesap ve incelemelerden vazgeçmesi karşı- lığında, üyelerinin belirli oranda fazla vergi öde- yebileceklerini söylemesı, bana hıç de doğru ve etiksel gelmedi. Böyle biryaklaşım iki açıdan fev- kaladeyanlıştır. Birincisi, denetimden vazgeçilme- sı halinde ilave bir yükün altına girmeye razı bir grubun olduğunu ileri sürmek, denetimin olması halinde zaten böyle bir yükün olduğu mantığını yasıtır kı bence bu mantık grubu yaralar. Zira, 3e- lil olmadan, etrafa kuşku salmak fazla doğru ol- masa gerek. Öte yandan, bir kurum başkanı ola- rak eğer grubun içinde şüpheli ya da çürük ele- manlar varsa, başkanın görevı bunlan garıp bir bi- çimde korumak olmayıp, gruptan atmak olmalı- dır. Zira, çürüklerden temizlenmeyen bır sistem ayakta duramaz. Yaklaşımdaki ikinci hata ise toplumdaki dene- tım bılincini metalaştırmaktır; yani, denetim me- kanizmasını başka bir çıkar ile değiştirilebılir bir tür alım-satım malzemesi haline getirmektir. De- netim, sadece devletin değil, fakat tüm örgütle- rin, içlerindeki çürükleri temizleyerek ayakta kal- malarını sağlayacak bir mekanizmadır. Bu meka- nizmadan vazgeçilemez. Bir maliyeci dostla konuşurken bana şunu söy- ledi: Toplumun bir yüzde 20'si gelirden yüzde 55, diğer bir yüzde 20'si ise ancak yüzde 4.5 pay alı- yorsa, bu iş böyle gitmez. Toplumun alt katman- lannı kutsal duygulan yozlaştıran dincihk aldatma- cılan ya da başka yollarla baskı altında tutmak, fazla akılcı olmasa gerek. Eğer vergi vermemek ekonomik kalkınma ve refahın tetikleyicisi olsa idi, Türkiye, aynı anda, hem vergi cenneti hem de hâ- lâ fert başına 3500 dolar düzeyinde yüzen bir ül- ke olma çifte başarısını birden gösteremezdi. Öte yandan. hiç kimse insanların gırtlağına sarılmayı da düşünmemektedir. Istenen şey sadece şudur: Toplumun bize kazandırdığını topluma dönüştü- relim. Bu dönüştürmeyi ertelemek ya da kaldır- mak için devletin müsrif ve büyük olduğu vb gi- bi artık söyleyenlerin de fazla inanmadığı baha- nelere sarılmayalım. Hele de denetleme mekaniz- masını, lütfen, dumura uğratmayalım. Af mantı- ğını bilınçlere kazımayalım. İran itibar kaybettirdi Sınırdan giren ürünler Türk malı olarak ihraç ediliyor MERİH AK İZMİR - Sınır ticaretiyle Türkiye'ye özellikle lran'dan giren tanmsal ürünler. sıkıntı yaratıyor. Türk malı olarak ihraç da edilen bu ürünler Türkiye'nin pazardaki itibannı yitirmesine neden olurken, sınır ticareti nedeniyle gümrük vergisi ödenmemesi sonucu devlet de milyarlarca lira kaybediyor. Sınır ticaretiyle alınan malın hiç bir sağlık taramasının yapılmadığı için özçllikle toksinli ürünlerin bu yolla Türkiye'ye girdiği savlanıyor. Sınır kentlerindeki yurttaşlann yararlanması ve iki ülke sınınndaki illerin ticaret hacimlerini arttırması için başlatılan sınır ticareti amacını aştı. Demir-çelik, çımento gibi ürünlerin de sokulduğu sınır ticaretinde kapsam dışı ürünlerin de girmeye başlaması, sektörleri olumsuz yönde etkilemeye başladı. Tanmsal ürünlenn yüksek oranda girdiği sınır ticaretine yeni bir düzenleme getirilmesi isteniyor. Özellikle lran'dan eelen tanmsal ürünlerin başını kuru üzüm. kuru incır, ceviz içi. fıstık. kuru kayısı, karpuz. badem, kavun çekiyor. Fonlarla birlikte viizde 4O'ı bulan bir gümrük vergisi bulunan kuru üzümün lran'dan sınır ticareti adı altında bedava Türkiye'ye sokulması da milyarlarca liralık vergi kaybına neden oluyor. İzmir Ticaret Borsası Meclis Ba§kanı Tuğrul Yemişçi, sınır tıcaretinin kaldınlması gerektiği beliıtti. Yemişçi, karşılıklı ticaretten oluşan kazancın yöredeki insana verilmesinı istedi. Bu yolla ülkeye sokulan tanmsal ürünlerin yerli ürünle kanştınlıp ihraç edilmesinin de Türkiye'ye büyük bir kötülük olduğunu dıle getiren Yemişçi, sağlık açısından bu tıcaretin risk taşıdığını söyledi. Yemişçi, lran'dan sokulan kuru üzümün, kuru incirin, kuru kayısının bu ülkede iki merkezde toksin kontrolünün yapıidığını belirterek. şöyle konuştu: "Ama sınır ticaretiyle gelenlerin hiç bir araştırılması yapılmıyor. Bu yolla gelen ürünler belgesiz, kalite kontrolü vok."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle