Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 AĞUSTOS 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
ORÜS işletmeleri
özelleştipildi
• ANKARA
; (Cumhuriyet Bürosu) -
Onnan Ürünlen Sanayii
AŞ'ye (ORÜS) aıt
Dursunbey tşletmesi için
yapılan pazarlık
eörüşmelerinde en yüksek
teklifî. 470 bin dolar ile Or-
Saşirketi\erdı.ORÜS'e
ait Kalkım tşletmesi'ne en
yüksek teklif, 500 bin dolar
ile Batu-Denge ortak
girişimi tarafından verildı.
Demirköy Işletmesi'ne ise
en yüksek teklifi, 750 bin
dolarla Demirköy Orman
Ürünleri Sanayii Teşebbüs
Grubu verdi.
Akbank, kâr
rekortmeni
• Ekonomi Servisi - Altı
aylık bilançolann
açıklanma döneminın sona
ermesinin ardından
Akbank. Istanbul Menkul
Kıymetler Borsası'nda
(İMKB) ışlem gören
bankalar arasında kârlılık
ve vergide birinci sırada yer
aldı. 58.5 trilyon liralık
vergi öncesi kâr ile birinci
sırada yer alan Akbank"ı
37.6 trilyon liralık kâr ile tş
Bankası. 30.4 trilyon lira ile
Garanti Bankası izledi.
Akbank, 17.5 trilyon lira ile
en yüksek vergi karşılığı
ayıran banka konumuna
yükseldı.
Dünya suları
tarüşılacak
• Ekonomi Servisi -
Dünyanın çeşitli
yerlerindeki su projelerinın
geliştirilmesi ve finansmanı
konusu. önümüzdeki ay
Istanbul'da Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'in
himayesınde düzenlenen
"Dünya Sularının Finansal
Geleceği" başlıklı bır
konferansta tartışılacak.
International Herald
Tribune tarafından 30
eylül-1 ekim tarıhleri
arasında düzenlenen
konferansın açılışını,
Cumhurbaşkanı Demirel
yapacak.
Hyundai, eylülde
üretime başlıyor
• Ekonomi Servisi -.
Bünyesindekı 48 şırketı ile
Kore'nin ve dünyanın en
büyük gruplanndan biri
olan Hyundai Grubu
şirketlerinden Hyundai
Motor Company ortaklığı
ile gerçekleştirilen Hyundai
Assan tzmit Otomotiv
Tesisleri. 20 eylülde
açılacak. Bir milyon
metrekarelik arazi üzerinde
kurulan tesislerin yıllık
üretim kapasitesinin 120
bin otomobil ve hafif ticari
araç olduğu bildirildi.
İSO'dan Doğu
çıkarması
• ERZLRUM(AA)-
tstanbul Sanayi Odasi
(İSO). 12-14 eylül tarihleri
arasında Erzurum ve Kars'ı
kapsayan bir gezı
düzenledı. İSO Yönetim
Kurulu Başkanı Hüsamertin
Kavi imzasıyla Erzurum
Valiliği'ne gönderilen
yazıda, geziye oda yönetim
kurulu ve Meclis üyelennin
katılacağı bildirildi. Yazıda,
gezının amacı. Doğu
Anadolu Bölgesi'nin
ekonomik durumunun
yerinde görülmesi ve odalar
arası işbirliğinın
güçlendirilmesi olarak
açıklandı.
Emlakbank'tan
konut satışı
Ekonomi Servisi - Emlak
Bankası, 1992yılıOcak
ayından bugiine kadar, 107
trilyon lira tutannda 27 bin
956 adet konut ve işyeri
satışı yaptı. Emlakbank'm
açıklamasına göre, bu
satışlardan 69 trilyon lira
nakit tahsilat yapıldı.
Bankanın bu dönemde
kullandırdığı "yuva
kredısi" ise 38 trilyon
liraya ulaştı. Açıklamada,
konut bedelinin yüzde
75"ine kadar 10 yıla kadar
vadeli ve düşük faizli yuva
kredisi kullandınldığı
belirtildi.
Enflasyon uyarısı
• KOCAELİ (AA) -
Doğuş Holding Yönetim
Kurulu Başkanı ve Genel
Müdürü Zekeriya Yıldınm.
enflasyonun
düşürülebilmesı için,
yapısal değişım
reformunun yapılmasınm
şart olduğunu söyledi.
Zekenya Yıldınm, Kocaeli
Sanayi Odası Meclis
Toplantısf nda verdiği
konferansta, enflasyon
aşağıya çekilmeden önemli
sorunların
çözülemeyeceğini bildirdı.
Hükümet, zorunlu tasarrufu emekliliğe bırakarak uzun vadede tasfiye etmeyi planlıyor
Nemalara kavuşmak güçleşiyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Zorunlu Tasarruf Hesabı'nı tasfiye etme
hazırlığına girişerek, geri ödeme için for-
mül arayan hükümetin, geri ödemeleri
emekliliğe bırakma formülü üzerinde de
durduğu öğrenildi. Hazine Müsteşarlığı
ise, Zorunlu Tasarruf Hesabı'nın tasfiye
edilmesine yönelik çeşitli alteraatifler
içeren bir taslağın Devlet Bakanlığı'na
gönderildiğine ilişkin haberleri yalanla-
dı.
Hükümet, 6 milyon çalışanın yaklaşık
720 trilyon liralık birikiminden oluşan
Zorunlu Tasarruf Hesabı'nı tasfiye et-,
meyi planlarken, geri ödeme için formül
arayışını sürdürüyor. Bütçe açığının yıl
sonunda 2.5 katrilyon liraya çıkâcagını he-
saplayan hükümet, zorunlu tasarrufu, ge-
ri ödemeyi geciktiren formüllerle tasfi-
ye etmek istiyor. Hükümetin, "geri öde-
mede 100-150 trilyon liralık bölümü yıl
sonuna kadar ödeyip. kalanı için 1-2
yıl vadeli tahvil verilmesi". '"aylıklara
eklenerek ödeme" formüllerinin yanı-
sıra "emeklilikte ödeme" seçeneği üze-
rinde de durduğu öğrenildi.
Hükümetlerin uygulamanm başladığı
1988 yılından bu yana zorunlu tasarruf-
ta bıriken paralan enflasyonun çok altın-
da oranlarla değerlendirerek erittiğini be-
lırten sendikalar ise. 2 katrilyon liradan
720 trilyon liraya indirilen Zorunlu Ta-
sarruf Hesabı'nda birıken paralann hü-
kümet tarafından peşın ödeme dışı for-
müllerle tasfiye edilmesine yönelik ha-
zırlıklara tepki gösterdiler.
Türk Harb-lş Sendıkası Genel Başka-
nı İzzet Çetin, zorunlu tasarruflann eri-
rilmesinin tartışmanın sona erdirilmesi-
ne değil. yeni tartışmalann açılmasma
yol açacağını söyledi. Zorunlutasarrufun
"geri ödememe" formülleriyle tasfiye
edilmesine karşı her düzeyde mücadele
edeceklerini belirten Çetin. sözlenni şöy-
le sürdürdü:
"Sorun, zorunlu tasarruflann nasıl
eritileceği ve bütçe açıkları için nasıl
kaynak olarak sunulaeağı değildir. So-
run. çalışanlardan ve çalışanlann ge-
lirleri için devlet \e işverenlerden ya-
pılan kesintilerin ve bunların nemala-
rının hak sahiplerine geri ödenmesi
sorunudur.
Zorunlu tasarruf fonunda biriken
paralar yalnızca çalışanlarındır. Çalı-
şanlann hiçbir hak kavbına uğrama-
dan zorunlu tasarruftaki birikmeleri-
ni almaları gerekmektedir. Sorun büt-
çe açıklarını kapatmak olarak aigıla-
nırsa ve uygulamalar buna göre oluş-
turulursa milyonlarca ücretliye bir kez
daha haksızlık edilecek. en hafif deyi-
mi ile onların birikimleri gasp edilecek-
tir."
Hükümetin nema açıklamasına tepki
4
Odemeler nakit yapılsın'
İstanbul Haber Ser\isi - Hükümetin.
zorunlu tasarruflann enflasyonda eriyen
haliyle çalışanlara gen ödeneceğı anla-
rruna gelen açıklamalanna, sendikalardan
tepki yağıyor. DİSK ve Türk-tş'e bağlı
Perrol-İş Sendikası. dün yaptıklan yazılı
açıklamada. zorunlu tasarruf gaspına der-
hal son verilerek ana para ve nemalann hak
sahiplerine bır kalemde nakit olarak öden-
mesi ve yüzde 3'lük işveren katkısının da
ücretlere eklenmesini istedi.
Doğuda işsiz
ordusu büyüyor
BEKİR ŞAHÎN
GAZİANTEP - Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin.
Siirt Adıyaman'm ilçe ve köylerinden sanayi ken-
ti Gaziantep'e iş bulmak üzere gelenler perişan
halde kahve köşelerinde bekleşiyorlar. Göçün dur-
durulmasına yönelik hükümetin ve yerel yönetim-
lerin çözüm getirmemesi, işsizlik sorununun dev
boyutlara ulaşmasına neden oluyor.
Son yıllarda sanayi alanındaki atıkmıyla dikkat-
len üzçrüıe topjayanjpazjantep, işsizlerin de utnut
kapısıoldu. GAP'm ticaret merkezi olarak nıtelen-
dirilen Gaziantep'e, bölge illerinden göçün artma-
sıyla birlikte ildekı işsizler ordusu da çığ gibi bü-
yumeye başladı. Sayılan gün geçtikçe artan ve ek-
mek parası için kahve köşelerinde, duvar diplerin-
de bekleyen yurttaşlann en büyük sıkıntısı ise ha-
len inşaati devam eden büyük mağazalarda çalış-
mak üzere başka illerden işçi getirilmesi.
DÎSK Genel Sekreteri Kemal Daysal,
ABD Dolan baz alınarak yapılan bir he-
sapla ücretlılenn 3.7 katrilyon lirasının
zorunlu tasarruf adı altında ahndığını. an-
cak kışi başına 7 yüz milyon lira olması
gereken birikimlerin, tümüyle bilinçlı ola-
rak uygulanan politikalar sonucu yüz mil-
yon lira olarak açıklandığını söyledi. Zo-
runlu tasarruflann bu biçimde entilmesi-
nin "soygun" anlamma geldiğini. bu po-
litikalan uygulayanlara da "soyguncu" de-
nilmesı gerektiğıni ilen sü-
ren Daysal, şunlan söyledi:
"Anayasada yazıldığı gi-
bi, bir sosyal hukuk devle-
tinc yakışan, emekçileri za-
rara uğratanların yargı
önünde hesap \ermesini ve
ortaya çıkan zararın gide-
rilmesini sağlamaktır. Hü-
kümet. bu sovgunu dur-
durmak ve birikimleri da-
ha fazla zarara yol açma-
dan bir an önce hak sahip-
lerine vermek zorundadır."
Petrol-lş Genel Başkanı Bay-
ram Yıldınm da zorunlu ta-
sarruflann geri ödenmesine
ilişkin eleştirilerinin yanı sı-
ra şunlan söyledi:
"Ekonomik ve Sosyal
Konsev 'de tartışılan SSK
sorunu, emeklilik yaşının
vükseltilmesi ile değil,
özerk ve demokratik bir
yönetimle çözümlenir. Bu-
nun için öncelikle prinı af-
larına son verilerek kaçak
işçilikle etkin bir mücadele
sürdürülmelidir."
Kaçak işçi konusu dışında somut adım atılamadı
Emeklilikyaşı yalanlandı
BENCE
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Ekono-
mik ve Sosyal Konsey'in
(ESK) gündemli ilk top-
lantısında kaçak işçi çalış-
tınlmasına karşı etkin ta-
kip karan dışında hiçbir
konuda somut sonuca ula-
şılmadığı. tartışmalı ko-
nulann alt komısyonlara
gönderildiği öğrenıldi.
Devlet PlanlamaTeşkila-
tı'nca (DPT) hazırlanan
"gizli" raporia ekonomi-
nin içinde bulunduğu du-
rumu işçi ve işveren ke-
simlerine anlatan hükü-
met, sendikalardan ülke
koşullannı dikkate alma-
lannı istedi. Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı
Nami Çağan, ESK'de
emeklilik yaşının günde-
me gelmediğini belirte-
rek, SSK'nin açıklannın
asıl nedeninin emeklilik
yaşının düşüklüğü değil, devletın sosyal
güvenlik kurumlanna yüklediği "sosyal
yardım zammı" ödemelen olduğunu söy-
ledi. Çağan, SSK pnm ödemelerinde iş-
verenin yüzde 5*lik kesintisinin kaldınl-
masını önerdi. Kapsamlı bir ekonomik
paket hazırlığı içindeki hükümet, geçen haf-
ta yapılan Yüksek Planlama Kurulu (YPK)
toplantısında ele alınan DPT'nin "1997
Makro Ekonomik Gelişmeleri ve Yatı-
nmlar" başlıklı gizli raporunu, ESK top-
lantısında işçi ve işveren örgütleri baş-
kanlanna da anlattı. Gelecek hafta topla-
nacak YPK toplantısında ana unsurlan
Bayram Meral
belirlenecek olan ekono-
mik karariann 15 gün son-
ra toplanacak ESK'de iş-
çi ve işveren örgütlerine
de anlatılacağı bildirildi.
Türk-tş Başkanı Bay-
ram Meral, toplantıda
hükümetin kendilerine sü-
rekli maliyet ve açık ra-
kamlan sundugunu be-
lirtti. Çalışanlann artık fe-
dakârlık edecek durumu-
nun kalmadığını vugula-
yan Meral, kaynağın ver-
gilendirilmeyen kesimle-
rin kapsama alınmasıyla
sağlanması gerektığini
söyledi. Hükümetin geçı-
ci ve mevsimlik ışçilen
kadroya geçirme niyetin-
de olmadığını belirten
Meral, kaçak işçi çalıştır-
ma uygulamalanyla etkin
mücadele edilmesi için
sendikalann örgütlenme-
sine yardımcı olunması
gerektiğini söyledi. Kaçak işçi çalıştırma
uygulamalannın hem vergi hem de sigor-
ta primi kaybına yol açtığını vurgulayan
Meral, "Sendikalar güçlendirilirse, biz
müfettiş gibi çahşırız" dedi
Meral, eşel mobil sisteminin kaldınl-
ması için belli bir formülde anlaşma sağ-
lanmadığını belirterek, konunun alt komis-
yona gönderildiğini beliıtti. Bürokratlar ile
sendika temsilcilerinden oluşturulan Eşel
Mobil Alt Komisyonu'nun dünkü ilk top-
lantısında, eşel mobilin kaldınlması halin-
de. geriye dönük 6 ayhk zammın ekono-
miye getireceği yük tartışıldı.
ÇÎFTÇİ D O S T U / SADULLAH USUMİ
Zeytinyağında îthalat Tuzağı
BURHANİYE - Hükümetin
zeytinyağı ıthalatına izin ver-
diği yolunda yayılan haberler,
ortalığı bir anda kanştırdı. Üre-
ticiler adeta ayaklandı... Tep-
kiler yoğunlaştı... Zeytinyağı
bölgelerinde ithalat konusu
tek gündem maddesi haline
geldi. Devlet Bakanı Işın Çe-
lebi'nin kulakları çınlasın...
Zeytinyağı üreticileri burnun-
dan soluyor... Aralannda "Top-
lanalım ve Ankara'yayürüye-
lim" diyenler bile var...
Türkiye'de son dört yılın iki
yılında zeytinyağı bolluğu ya-
şandı. Geçen yıl 175 milyon,
bu yıl ise tam 220 milyon kilo
zeytinyağı üretildi. Şu anda
TARlŞ'in depolannda zeytin-
yağı dolu... Tam 40 milyon ki-
lo... Üreticilerin elinde de 60
ile 80 milyon kilo arasında zey-
tinyağı bulunduğu ileri sürülü-
yor. Tüccar ve sanayici elin-
de stok yapmıyor ama, sü-
rekli alıp satıyor. Bolluk yü-
zünden fiyatlar sürekli düştü.
TARİŞ 5 asit zeytinyağının fi-
yatını 280 bin lira ilan ettiği
halde, üreticinin çoğunluğu
ürününü 150 ile 200 bin lira
arasında satabildi. Piyasalar-
da tam bir rezalet yaşandı...
Verilen bilgiye göre zeytin-
yağı stoklarımız şu anda 110
ile 130 milyon kilo arasında
tahmin ediliyor. Birkaç aya ka-
dar da 1997 yılı ürünü piyasa-
ya çıkacak. Tahmin edilen ye-
ni rekolte 60 ile 80 bin ton ara-
sında. Demek ki 1997 yılı so-
nunda veya 1998 yılı başında
Türkiye'nin elinde 180 ile 200
milyon kıloya yakın zeytinya-
ğı olacak!..
İç tüketim son yıllarda 40
milyon kiloya kadar düştü. Di-
yelim ki 1997 ve 1998 yılların-
da 60 milyon kilo da ihraç et-
tik. Buna rağmen elimizde 80
ile 100 milyon kiloya yakın
stok kalacak... Üreticiler, stok-
ların fiyatları yarı yarıya düşü-
receği kuşkusunu yaşarken
birdenbire "ithal /zn/"nin gün-
deme gelmesi, milyonlarca
üreticiyi şaşkınaçevirdi. İtha-
lat ile ilgili gelişmeler yüzün-
den, on binlerce üreticinin gö-
züne uyku girmıyor. Bu konu-
Birlikier ve çeşitli kuruluşlar duyulur duyulmaz zeytinyağı ıthalatına şiddetle karşı çıktılar.
da bugüne kadar verilen ya-
nm yamalak bilgi veya güven-
celer de hiç kimseyi tatmin
etmedi.
Devlet Bakanı
söz vermış
Bazı ihracatçıların açıkla-
masına göre zeytinyağı itha-
latı için söz veren bakan Işın
Çelebi... İzni isteyen de Egeîh-
racatçı Birlıkleri Yönetim Ku-
rulu adına başkan. istanbul'da
yapılan bir toplantıda ihracat-
çılar Birliği Başkanı Erden Bil-
ginogullan, Işın Çelebi'ye "Da-
ha önceleri ithalat izni istedi-
ği halde, reddedildiğini" ileri
sürerek eleştirilerde bulun-
muş. Devlet bakanı da bunun
üzerine söz vermiş...
Tabii, gelişmeler bu kadar-
la kalmamış... Erden Bilgino-
ğulları, Bakan Çelebi'ye Ihra-
catçılar Birliği adına, ithalat
izni verilmesi için resmen baş-
vuruda bulunmuş. Bakanlığa
sunulan dilekçede ileri sürü-
len gerekçeler şöyle:
"ihracatın ufkunu açmak için
kısa vadede üretimi arttıramı-
yacağımıza göre Üçüncü Dün-
ya Ülkeleh ile dış ticareti art-
tıracakönlemlerigündeme ge-
tirmek durumundayız.
Üçgen ticaret olarak vasıf-
landırılan bir ülkeden alıp iş-
leyerek başka bir ülkeye sat-
mak veya bir ülkeden alıp, di-
ğer bir ülkede işleyerek baş-
ka bir ülkede pazahamak ko-
nulannda düzenlemeleryapıl-
malıdır.
Zeytinyağının yan ürünü olan
prina yağı, ülkemizde sabun
hammaddesi olarak tüketil-
mekte ve bir kısmı Amerika 'ya
ihraç edilmektedir.
Kuzey Afrika ülkelehnden
taze işlenmiş düşük asitli pri-
na yağı ithal edilerek en büyük
pazar olan Amerika 'ya amba-
lajlı olarak ihraç etmek müm-
kündür.
Dahilde işleme rejimi kapsa-
mında ithal edilen 600 bin ton
nebatiyağ ve yüzde 50'ye va-
ran birartı değerde ihraç edil-
mektedir. Aynı uygulamaya
prina vezeytinyağı için de mü-
saade edilmelidir."
Bakanlığa yazılan yazının
altında da Ege Zeytin ve Zey-
tinyağı İhracatçılan Birliği Yö-
netim Kurulu Başkanı Erden
Bilginoğullan'nın imzası var...
Bu yazı, yıllardan beri tüc-
car ve sanayici tarafından ezi-
len ve sömürülen zeytinyağı
üreticileri için yeni bir tuzak-
tır. iç ve dış piyasalardaki zey-
tinyağı fiyatları na göre Türki-
ye'yeyurtdışından zeytinyağı
getırtmek tüccar ve sanayici-
lere para kazandırmaz. Hatta,
zarar etmesine neden olur. Zi-
ra, ithal edilecek bir kilo zey-
tinyağının Türkiye maliyeti 320
bin lira civannda olacaktır. Hal-
buki, Türkiye'de en kaliteli ve
pırıl pınl zeytinyağının fiyatı şu
anda 235 bin liradır. Beş gün
öncesine kadar bu zeytinyağ-
ların fiyatı 200 ile 210 bin lira
civarındaydı. Hele birkaç ay
öncesine kadar tüccar fiyat-
lan o kadar aşağıya çekmişti
kı özellikle Aydın ve Muğla
bölgelerinde üreticiler zeytin-
yağlannı 150 ile 100 bin lira
arasında satmak zorunda bı-
rakılmıştı.
Zeytinyağının büyük bölümü
üreticinin elinden çıktığı için
fiyatlar artık yavaşyavaş yük-
selmeye başladı. Orneğin, fi-
yatlar bir hafta öncesine ka-
dar 210 bin lira iken birden bi-
re 235 bin liraya doğru tırman-
dı. 220 milyon kilo olarak ger-
çekleşen zeytinyağı rekolte-
sinden şu anda üreticinin elin-
de 60 ile 80 milyon kilo kaldı-
ğı tahmin ediliyor. Bu neden-
le fiyatlar, artış eğilimine gir-
di. Her yıl aynı gelişmeler ol-
duğu için bu artış bekleniyor-
du. Belkı önümüzdeki günler-
de daha da artacak ve üreti-
ci elindeki 60 ile 80 milyon ki-
lo zeytinyağını yükselen fiyat-
laria satmış olacaktı. Böylece,
üreticiler kaybedecek, sana-
yici ve tüccar da bıraz daha az
kazanmış olacaktı.
işte... Bazı ihracatçılar ve
sanayiciler üreticinin elindeki
80 milyon kilo zeytinyağına
göz dikti ve daha ucuza ka-
patabilmek için ithalat formü-
iünü buldu. iş yapmak için de-
ğil, ama fiyat kırmak için itha-
lat yapılacaktı.
Nihayet en yetkili ağızdan da
ithalat sözü alındı. Bundan
sonra iç piyasalardaki bu ka-
dar bolluğa rağmen ithalat
yapmak mümkün... Artık, ih-
racatçı ve sanayicilerin işi iş...
Tabii, ithalatın gerçekleş-
mesine gerek kalmadan, it-
halatın sözü bile 250 bin lira-
lara doğru fırlama eğilimi gös-
teren zeytinyağı fiyatlannı, 200
bin liraya doğru çekecektir. İt-
halat başladıktan sonra ise
üreticiler zeytinyağlarını 170
ile 180 bin liraya satacak yer
bulamayacaklardır.
Fakat, asıl ortalığı kanştıran
ve Ege Bölgesi'ndeki Ticaret
ve Ziraat Odaları'nı ayağa kal-
dıran Devlet Bakanı Işın Çe-
lebi'nin Yeni Yüzyıl gazetesin-
de çıkan demeçi oldu. Çele-
bi belki de siyasi hayatının en
büyük hatasını işledi. Zira, de-
mecinde ileri sürdüğü görüş-
lerin ve iddiaların gerçeklerîe
hiçbir ilgisi yoktu. Hatta, zey-
tinyağı bölgelerindeki geliş-
meler, şöylediklerinin tam ter-
siydi. İthalata karşı olanları
"mafya ile işbiriiği" yapmakla
suçlaması ve "spekülatör"
benzetmesi çok çirkindi.
Üretici bırlikleri ve çeşitli ku-
ruluşlar daha duyulur duyul-
maz zeytinyağı ithalatına şid-
detle karşı çıktılar. Karşı çı-
kanlann arasında ihracatçı tüc-
car ile sanayici de vardı. Maf-
ya ve spekülatör suçlaması
her iki kesimin de oldukça ca-
nını sıktı. Aynca, Işın Çelebi'ye
olan güveni de sarstı...
Tüm Ege Bölgesi'nde Işın
Çelebi gibi düşünen bir tek
kişı bileyok... Hemen herkes,
ithalatın üreticinin başına ha-
zırlanan bir tuzak olduğu
görüşünde... •
IZZETTIN ONDER
Vergiye Bakış
Batı yazınında vergi karşılığında kullanılan söz-
cüklerde bir sorumluluk ya da hatta dayatma an-
lamı sezilmektedir. Oysa Tükçe yazında kullan-
dığımız "vergi" sözcüğünde dayatma ya da zor-
lamayı bir tarafa bırakalım, rıca anlamı dahı gö-
rülmemektedir. Sanki vergi, verenin insafına bı-
rakılmış, olsa da oluf olmasa da olur gibi ıhtiyari
bir ödentidir. Belki de öyledir!
Vergiye yönelik ideolojiler de aynı paralelde ge-
lişip, topluma yayılmaktadır. Çoğu zaman vergi-
ye, devletin vatandaşın cebıne elini sokarak aldı-
ğı (ayıp olmasın diye "çaldığı" sözcüğü kullanıl-
mamakta. herhalde!) para olarak bakılmaktadır.
Bu mantık, vergi yükümlülerini vergi ile bağlantı-
lı olarak diğer konuları pazarlık gündemine getir-
meye kadar cesaretlendirmektedir. Örneğin, bir
vergi zammı söz konusu olduğunda, alternatif
avantaj kanalları zorlanmaktadır. Böyle bir pazar-
lıkta ya ücret bastırmaları veya kıdem tazminatı
konusu ya da daha başka bir avantaj ileri sürüle-
rek oradan pay koparılmaya çalışılmaktadır.
Vergi bağlamında yükümlünün rahatsız olduğu
diğer bir konu da denetimdir. Ulusal şiarlarımız-
dan olan, kendimize ait sır vermeden, diğer kişi-
lere ait her tüıiü bilgiye ulaşma histerisi vergide
de sıkça kendini göstermektedir. Bilinmesi gere-
kir ki yükümlü olmanın bir sonucu da denetime
açık olmaktır.
Ne var ki vergide gizlilik sadece yükümlüye ait
bir konu olmayıp, idarenin kamuoyuna bilgi ver-
mesi bağlamında da kendini göstermektedir. Ver-
gi yükümlüsünün gizlilik lehinde olmasını anlamak
kolay olmakla beraber, idarenin niçin ve kimin
adına ya da lehine gizlilik perdesi arkasına sak-
landığı aynı derecede anlaşılır gelmemektedir.
Saygın bir kurumun başkanının, idarenin geç-
miş hesap ve incelemelerden vazgeçmesi karşı-
lığında, üyelerinin belirli oranda fazla vergi öde-
yebileceklerini söylemesı, bana hıç de doğru ve
etiksel gelmedi. Böyle biryaklaşım iki açıdan fev-
kaladeyanlıştır. Birincisi, denetimden vazgeçilme-
sı halinde ilave bir yükün altına girmeye razı bir
grubun olduğunu ileri sürmek, denetimin olması
halinde zaten böyle bir yükün olduğu mantığını
yasıtır kı bence bu mantık grubu yaralar. Zira, 3e-
lil olmadan, etrafa kuşku salmak fazla doğru ol-
masa gerek. Öte yandan, bir kurum başkanı ola-
rak eğer grubun içinde şüpheli ya da çürük ele-
manlar varsa, başkanın görevı bunlan garıp bir bi-
çimde korumak olmayıp, gruptan atmak olmalı-
dır. Zira, çürüklerden temizlenmeyen bır sistem
ayakta duramaz.
Yaklaşımdaki ikinci hata ise toplumdaki dene-
tım bılincini metalaştırmaktır; yani, denetim me-
kanizmasını başka bir çıkar ile değiştirilebılir bir
tür alım-satım malzemesi haline getirmektir. De-
netim, sadece devletin değil, fakat tüm örgütle-
rin, içlerindeki çürükleri temizleyerek ayakta kal-
malarını sağlayacak bir mekanizmadır. Bu meka-
nizmadan vazgeçilemez.
Bir maliyeci dostla konuşurken bana şunu söy-
ledi: Toplumun bir yüzde 20'si gelirden yüzde 55,
diğer bir yüzde 20'si ise ancak yüzde 4.5 pay alı-
yorsa, bu iş böyle gitmez. Toplumun alt katman-
lannı kutsal duygulan yozlaştıran dincihk aldatma-
cılan ya da başka yollarla baskı altında tutmak,
fazla akılcı olmasa gerek. Eğer vergi vermemek
ekonomik kalkınma ve refahın tetikleyicisi olsa idi,
Türkiye, aynı anda, hem vergi cenneti hem de hâ-
lâ fert başına 3500 dolar düzeyinde yüzen bir ül-
ke olma çifte başarısını birden gösteremezdi. Öte
yandan. hiç kimse insanların gırtlağına sarılmayı
da düşünmemektedir. Istenen şey sadece şudur:
Toplumun bize kazandırdığını topluma dönüştü-
relim. Bu dönüştürmeyi ertelemek ya da kaldır-
mak için devletin müsrif ve büyük olduğu vb gi-
bi artık söyleyenlerin de fazla inanmadığı baha-
nelere sarılmayalım. Hele de denetleme mekaniz-
masını, lütfen, dumura uğratmayalım. Af mantı-
ğını bilınçlere kazımayalım.
İran itibar
kaybettirdi
Sınırdan giren ürünler Türk
malı olarak ihraç ediliyor
MERİH AK
İZMİR - Sınır
ticaretiyle Türkiye'ye
özellikle lran'dan giren
tanmsal ürünler. sıkıntı
yaratıyor. Türk malı
olarak ihraç da edilen bu
ürünler Türkiye'nin
pazardaki itibannı
yitirmesine neden
olurken, sınır ticareti
nedeniyle gümrük
vergisi ödenmemesi
sonucu devlet de
milyarlarca lira
kaybediyor.
Sınır ticaretiyle alınan
malın hiç bir sağlık
taramasının yapılmadığı
için özçllikle toksinli
ürünlerin bu yolla
Türkiye'ye girdiği
savlanıyor.
Sınır kentlerindeki
yurttaşlann
yararlanması ve iki ülke
sınınndaki illerin ticaret
hacimlerini arttırması
için başlatılan sınır
ticareti amacını aştı.
Demir-çelik, çımento
gibi ürünlerin de
sokulduğu sınır
ticaretinde kapsam dışı
ürünlerin de girmeye
başlaması, sektörleri
olumsuz yönde
etkilemeye başladı.
Tanmsal ürünlenn
yüksek oranda girdiği
sınır ticaretine yeni bir
düzenleme getirilmesi
isteniyor. Özellikle
lran'dan eelen tanmsal
ürünlerin başını kuru
üzüm. kuru incır, ceviz
içi. fıstık. kuru kayısı,
karpuz. badem, kavun
çekiyor. Fonlarla birlikte
viizde 4O'ı bulan bir
gümrük vergisi bulunan
kuru üzümün lran'dan
sınır ticareti adı altında
bedava Türkiye'ye
sokulması da
milyarlarca liralık vergi
kaybına neden oluyor.
İzmir Ticaret Borsası
Meclis Ba§kanı Tuğrul
Yemişçi, sınır tıcaretinin
kaldınlması gerektiği
beliıtti. Yemişçi,
karşılıklı ticaretten
oluşan kazancın
yöredeki insana
verilmesinı istedi.
Bu yolla ülkeye sokulan
tanmsal ürünlerin yerli
ürünle kanştınlıp ihraç
edilmesinin de
Türkiye'ye büyük bir
kötülük olduğunu dıle
getiren Yemişçi, sağlık
açısından bu tıcaretin
risk taşıdığını söyledi.
Yemişçi, lran'dan
sokulan kuru üzümün,
kuru incirin, kuru
kayısının bu ülkede iki
merkezde toksin
kontrolünün yapıidığını
belirterek. şöyle
konuştu:
"Ama sınır ticaretiyle
gelenlerin hiç bir
araştırılması
yapılmıyor. Bu yolla
gelen ürünler belgesiz,
kalite kontrolü vok."