Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 AĞUSTOS 1997 ÇARŞAMBA
HABERLER
Çağlayan için
TBMM'de triren
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Ankara'da öncekı gün
trafik kazasında ölen eski
ANAP Kırşehir
Milletvekili Kazım
Çağlayan için TBMM'de
dün tören düzenlendi.
TBMM'deki törene
Çağlayan'ın ailesi ve
yakınlannın yanı sıra
TBMM Baskanı Mustafa
Kalemli. Başbakan
Mesut Yılmaz, TBMM
Başkanvekili Kamer
Genç, bakanlar,
milletvekilleri ile
vatandaşlar katıldı.
Çağlayan ve aynı trafik
kazasında ölen oğlu
Sinan Çağlayan'ın
cenazeleri Kırşehir
Caddebey Camii'nde
kılınacak ikindi
namazının ardından.
Mucur ilçesinde toprağa
verildi.
'Sevgi
Hastanesi'yle
Kşkimiz yok'
• Jstanbul Haber Servisi
-Türkiye Insan Haklan
Vakfı (TİHV). sahibi
işkenceye kanştığı
sa\ lanan Sevgi Hastanesi
ile parasal ılişkiyi
kestiklerini bildirdi.
TİHV Başkanı Yavuz
Önen. dün yaptığı yazılı
açıklamada. "Sevgi
Hastanesi çok ortaklı bir
yer olmuş olsa bile,
işkenceye kanştığı
yolunda bilgiler olan
Orhan Özcanlı'nın
oradaki karar
mekanizmasında ağırlığı
olan birisi olması
nedeniyle, kurumsal
ilişkiyi çağnştınlabilecek
parasal ilişkilenn
kesilmesi uygun
görülmüştür" dedi.
Barış Günü
etkinlikleri
• Istanbul Haber
Servisi - Beykoz'daki
ÖDP ve HADEP ilçe
örgûtleri ile Belediye-lş.
Kristal-İş, Eğitim-Sen.
demokratik kitle örgûtleri
ve aydınlann katkılanyla
oluşturulan Beykoz
Girişimi. l Eylül Dünya
Banş Günü'nde çeşıtli
etkinlikler yapma karan
aldı. Öncekj akşam ÖDP
Beykoz İlçe Merkezf nde
toplanan girişim adına
konuşan ODP fiçe
Örgütü Başkanı Can
Kayabal, banşın herkesin
ortak talebi olduğunu
belirterek, "Banş isteyen
herkes ginşimimizin
doğal üyesidir. Banş
gününde tüm banş
gönüllülerini bize
katılmaya çağınyoruz"
dedi.
Akıllı bilet
uygulaması
• İstanbul Haber Servisi
- Şehiriçi ulaşımda akıllı
bilet (Akbil)
uygulamasına tûmüyle
geçilmesi için başlatılan
hazırlıklann hızla
sürdürüldüğü belirtilerek
eylül ayından ıtibaren
mavi kart kuponu
satışının yapılmayacağı
bildirildi. Mavi kart
kuponu kullanan
vatandaşlar, Akbil
uygulamasından
yararlanmalan için
gerekli işlemleri yerine
getirmeleri yönünde
uyanldı.
İGDAŞ'tan uyarı
• İstanbul Haber Servisi
- İGDAŞ'ın doğalgaz
cıhazlannda TSE şartı
aradığı ve TSE'siz cihaz
ve malzeme kullanan
konut ve işyerlerine gaz
vermediği bildirildi.
İGDAŞ Halkla İhşkiler
Müdürlüğü'nce yapılan
açıklamada, kuruluşun,
doğalgaz tesisatlannda
kullanılan cıhazlarda
belli bir standart aradığı
kaydedildi.
Karadeniz'de PKK öııleıııi
Emniyet Genel Müdürü Necati Bilican, PKK'nin bölgeye sızma girişimlerine karşı hem
özel harekât hem de komando eğitimi gören özel birliklerin oluşturulduğunu açıkladı.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Emniyet Genel
Müdürü Necati Bilican, kuzey
ve güneyden bölge dışına
sızmaya çalışan PKK'ye karşı.
hem özel harekât hem de
komando eğitimi gören özel
birliklerin oluşturulduğunu
bildirdi. Özellikle Karadeniz
bölgesinde görev yapmalan
beklenen birlikleri anlatırken
"Özel Harekât Timlerr
dışında yeni bir örgütlenmenin
işaretini veren Bilican,
teröristlere yardım
yapılmaması için Moldova,
Rusya, Gürcistan, Eımenistan
ve tran ile temaslannın
sürdüğünü söyledi. Bilican,
Moldova Curnhuriyeti
Gagoğuz Yeri Polis Genel
Müdürü Albay Stamat İlia
Lion ve beraberindeki heyetle
dün görüştü.
Güvenlik işbiriiği
Moldova ile güvenlik
işbirliğini daha ileri noktalara
götürmek istediklerini belirten
Emniyet Genel Müdürü
Necati Bilican, Türkiye'nin
teknik olanağından Gagoğuz
Türklerinin de yararlanması
için teknolojik ışbirliğı
yapacaklannı söyledi.
Bir gazetecinin "PKK'nin
Karadeniz bölgesinde son
zamanlarda eylemlere
giriştiğini'' anımsatması
üzerine Necati Bilican,
PKK'nin Doğu ve
Güneydoğu'da sıkıştığını,
etkisini kaybettiğini, bu
amaçla da ülke genelinde
"vanm havası" vermeye
çalıştığmı, örgütün içinde
bulunduğu çıkmazdan
kurtulabilmek için yeni
stratejiler geliştirmeye
başladığım söyledi. Orgütün
faaliyetlerine son verebilmek
için Moldova, Rusya,
Gürcistan, Ermenistan, tran
gibi ülkelerle temaslann
sürdüğünü bildıren Bilican,
terör örgütünün Karadeniz'e
açılma eğilimine karşı çok
ciddi önlemler aldıklannı
söyledi. Türkiye'nin terörle
mücadelede uzmanlaşmış
sılahlı gücü olduğunu belirten
Bilican, şöyle konuştu:
*O bölgede, terörle mücadeie
edebilecek, özel olarak
yetiştirümiş, komando eğitimi
görmüş, özel harekât eğitimi
görmüş kırsal alanda
teröristlerle mücadeie eden
organize eldplerimiz var.
Karadeniz'e açılma
eğilimkrine karşı iller arası
koordinasyonlarla tedbirier
abyoruz. Yalnız Karadeniz'de
değil, terör eylemlerinin
olabUeceği, muhtemel
alanlarda da karşı tedbirier
geüştirfvoruz. Bunlann
faaliyetlerine karşu güvenlik
tedbirteri ne gerektirivorsa
yerine getiriyoruz."
«rÜ**f1f> r i î l V ^ t CHP İstanbul İIKadınKuruhı BaşkaruMuazzezÇe-
Ş U 1 C I 1 C U d V C l Jebi ile il yöneticileri Ozgür Bayazıt Kıvanç ve Nazlı
Bilgin Arıkan. dün gazetemizi ziyaret ederek Cenel Yayın Yönetmenimiz Orhan Erinç ile bir süre sohbet ettiler. CHP İs-
tanbul İl Örgütü'nce 1 Eylül Dünya Banş Günü'nde Fenerbahçe Stadı'nda düzenlenecek "Dünya Banş Cünü Şöleni"
hakkında görüşlerini açıklayan CHP yöneticileri, tüm banşseverleri şölene davet ettiler. CHP Genel Başkanı Deniz Bay-
kal'ın da katılacağı şölenin ücretsiz olarak izlenebileceğini belirten CHP'liler, şölene Çelik, Mahsun Kırmızigül ve Bulut-
suzluk Özlemi'nin yanı sıra çok sayıda sanatçının katılacağım söylediler. (Fotoğraf: KADER TUĞLA)
Savcılık 258 polis ve jandarma için takipsizlik kararı verdi
Umraniyesoruşturmasıkapatıkh
HÜLYATOPCU
Üsküdar Cumhunyet Savcılı-
ğı, Gazi olaylan sırasında Ümra-
niye'de 5 kişinin ölümüne neden
olduklan öne sürülen 234 polis
ve jandarma hakkında 2 yıldır
sürdürdüğü soruşturmada takip-
sizlik karan verdi. Savcılık yetkı-
lileri, kurşünlann hangi silahtan
çıktığının tespit edilemediğini
vurguladı. Gazi Mahallesi'nde 7
kişinin ölümü. bir kişinin de ya-
ralanmasına neden olan 20 poli-
sin yargılanmasına ise 16 Ey-
lül'de Trabzon AğırCeza Mahke-
mesı'nde başlanacak.
Gazi Mahallesi'nde 12-13
Mart'ta meydana gelen olaylar,
kimlıği belirsiz kişilerin bir kah-
vehaneye açtıklan ateş sonucu
Halil Kaya'nın yaşamını yitirme-
siyle başlamıştı. Aynı saatlerde
taksi şoforü Mesut Efe de açılan
ateş sonucu ölmüş, 12-13 Mart'ta
öfkeli halk sokaklara dökülmüş-
tü. Bu sırada güvenlik güçlerinin
açtığı ateş sonucu 13 kişi daha
yaşamını yitirmişti. Gazi olayla-
nnı protesto etmek isteyen Um-
raniyelilerin yaptıklan yürüyüş
sırasında polisler tarafindan kala-
balığın üzerine açılan ateş sonu-
• 5 kişinin yaşamını yitirdiği Umraniye olaylannı
soruşturan Üsküdar Cumhunyet Savcılığı, olay
yerinde görev yapan 234 polis ve jandarma
hakkında takipsizlik karan verdi.
cu 5 kişi daha yaşamını yitirmiş-
ti. Olaylardan sonra aileler, gü-
venlik güçlen hakkında suç du-
yurusunda bulunmuştu.
Umraniye'de beş kişinin ölü-
müne neden olan polisler hakkın-
daki soruşturmayı Üsküdar Cum-
huriyet Savcılığı yürüttü. Savcı-
lık, olaylarda yüzlerce polis görev
yaptığı için silahlann balistik in-
celemesinın uzun süreceğıni be-
lirtti. Iki yıl aradan sonra soruş-
turmayı tamamlayan savcılık, o-
lay günü görev yapan 234 polis ve
jandarma hakkında takipsizlik
karan verdi.
16 kişinin öldüğü Gazi Mahal-
lesi'nde 7 kişinin ölümü, bir ki-
şinin ise yaralanmasına neden ol-
duklan gerekçesiyle 20 polisin
yargılanmasına 16 Eylül'de Trab-
zon Ağır Ceza Mahkemesi'nde
başlanacak. tstanbul, Ankara,
Trabzon ve Rize arasında mekik
dokuyan davada polisler hakkın-
da ıdam cezası isteniyor.
KARADUMAN ANKARA EMNİYET MÜDÜRÜ OLUYOR
Ddnci emniyet kararnamesi hazır
ANKARA (Cumhunyet Bürosu) - Hükümetin
hazırladığı ikinci emniyet karamamesinin de ha-
zır olduğu bildirildi. Başbakan Yardımcısı Bülent
Ecevit'in eski koruma müdürü Mümtaz Karadu-
man'ın. Ankara'ya emniyet müdürü olarak atana-
cağı öğrenildi. /
Içişleri Bakanlığı kaynaklaruıdan alman bilgiye
göre Karaduman'ın, Ecevit'in isteği üzerine An-
kara Emniyet Mûdürü olarak atanmasına karar ve-
rildi. Aynı kaynaklar, RP'ye yakınlığı ile tarunan
Ankara Emniyet Müdürü Mehmet Cebe'nin ise
Emniyet Genel Müdürlüğü APK Daire Başkanlı-
ğj'na atanacağını belirttiler. Cebe, hükümetin, se-
kiz yıllık kesintisiz eğitim çalışmalanna karşı irti-
cacılann Kızüay Meydanı'nda yaptiğı gösterilersı-
rasında telsizle göre\'lilere, "Cemaat ne kadar"
diye sormuştu. Bülent Ecevit'in başbakaniığı dö-
neminde uzun yıllar koruma müdürlüğünü yapan
Karaduman, DYP-SHP hükümeti sırasmda, döne-
min SHP lideri Erdal İnönü'nün de kısa bir süre
koruma müdürlüğünü yürüttükten sonra Amasya
Emniyet Müdürlüğü'ne atanmıştı. 1992 yıhndan
1997'ye kadar Amasya'da görev yapan Karadu-
man, bu yılın başlannda Emniyet Genel Müdürlü-
ğü APK Daire Başkanhğı'na tayin edilmişti.
ikinci emniyet müdürleri kararnamesinin gele-
cek günlerde Cumhurbaşkanı SüfcyraaD Demi-
rd'in onayına sunulacağı kaydedildi.
Banş treni
yerine banş
otobüsü
İstanbul Haber Servisi- Brük-
sel'den yola çıkıp 1 Eylül Dün-
ya Banş Günü'nde Diyarba-
kır'da olması planlanan "Musa
Anter BanşTreni"nin iptal edil-
mesinin ardından, banş yolcula-
n 31 ağustos pazar günü İstan-
bul Kadıköy'den otobüslerle ha-
reket edecekler. Banş Treni Ko-
ordinasyon Kurulu sözcüsü Ah-
met Cihan, hükümete seslene-
rek banş heyetine engel olun-
mamasını istedi.
Banş Treni Koordinasyon
Kurulu'nun Pera Palas Ote-
li'nde dün düzenlediği basın
toplantısında, yurtdışından ha-
vayoluyla 29 eylülde gelecek
olan katıhmcılarla birlikte 31
eylül saat 10.00'da da Kadıköy
Meydanf ndan otobüslerle Di-
yarbakır'a hareket edileceği
açıklandı. Toplantıda, söz ko-
nusu banş girişiminin hiçbir
güç tarafindan engellenemeye-
ceği vurgulanarak Kürt sorunu-
nun acilen demokratik yollar-
dan çözümlenmesi istenildi.
Koordinasyon Sözcüsü Ahmet
Cihan, toplantıda hükümete
seslenerek banş heyetine engel
olmak yerine, heyetle birlikte
hareket etmeleri çağnsında bu-
lundu. Hükümet yetkililerinin
banş treni için "terör treni" suç-
lamasına karşı dava açtıklannı
belirten Cihan, otobüslerin
Adana ve Urfa üzerinden Diyar-
bakır'a ulaşacağını bildirdi.
Kamu Emekçileri Sendikala-
n Konfederasyonu (KESK) Ge-
nel Sekreter Yardımcısı Faysal
Ozçift, hükümet yetkililerini
kastederek "Savaş tacirleri, ba-
nş trenini terör treni olarak ni-
teledi. Biz 31 ağustosta KESK
olarak en büyük kitiemizle Di-
yarbakır'a giden heyeti ağıriaya-
cağız" dedi. Halkın Demokrasi
Partisi (HADEP) İstanbul İl
Başkanı Hikmet Fidan. ülkeye
egemen olan güçlerin banş ge-
tinnek gibi bir ihtiyacı duyma-
dıklannı belirterek "Halk, kar-
deş kanı akmasuu istemiyor ar-
nk. Halkın talepleri doğrultu-
sunda 31' inde yola çıkacak olan
banş heyetini Idmse engelleye-
meyecek" diye konuştu.
Mezopotamya Kültür Merke-
zi Başkanı Nuray Şen ise banş
istemenin. savaş istemekten da-
ha büyük bir suç haline geldiği-
ni kaydederek "Ancak bize da-
yanlan kirli savaşa karşı onurlu
banşı desteklemekte direnmeye
devam edeceğiz'' dedi. Demok-
rasi ve Banş Partisi İstanbul II
Başkanı Kemal Yüksel de cum-
hunyet kurulduğundan bu yana
ister Türk isterse Kürt olsun, ba-
nş isteyen herkesin terörist
damgası yediğini söyledi.
SIFIRNOKTASIIORAL ÇALIŞLAR
Milliyet'ten Yalçın Doğan,
hükümetin Boğaz'dan geçiş
konusundaki tercihini köprü-
den yana yapmak niyetinde
olduğunu yazıyor. Boğaz köp-
rüsünün yeniden gündeme
gelmesiyle 196O'lı yıllarda
yaptığımız köprü tartışmalan-
nı anımsadım. O dönemde
Süleyman Demirel Boğaz'a
köprü yapacağını söylüyordu,
biz 68'li gençler de karşı çıkı-
yorduk.
Onlar iktidar olduklan için,
son otuz sene içinde bir değil
iki köprü yaptılar. Her köprü-
nün bitirilmesinden sonra da
ne kadar haklı olduklanyla
övünmeyi ihmal etmediler.
Hızlannı alamadılar, üçüncü-
yü yapacaklarını söylüyorlar.
Üçüncü köprünün ne getirip
ne götüreceğini görebilmek
için önceki iki köprünün bir
değerlendirmesini yapmak
gerekiyor. İki köprü; (stan-
bul'un iki yakası arasındaki
Boğaz'a Yeni Köprü...
gündelikakışı hızlandırdı. Kısa
sürede yoğunlaşan gidiş ge-
lişler, İstanbul trafiğinin bütü-
nünü içinden çıkılmaz halege-
tirdi. Bir köprünün yeteceği
sanıldı, yetmedi ikincisi yapıl-
dı. O da yetmeyince, üçüncü-
sü üzerinde hesaplar günde-
me geldi.
Eğer iki köprü de yapılma-
saydı ne olurdu? İstanbul iki
şehir gibi ayrı ayrı gelişirdi.
Belki de iki ayrı ana kent ve i-
ki ayrı vilayet olarak şekillenir-
di. Işyerleriyle konutlar da bu
ayrılmaya bağlı olarak iki ayn
yakada ayn ayrı yoğunlaşırdı.
Halbuki şimdi, Istanbulluların
önemli bir bölümü bir yakada
oturuyor, diğer yakada çalışı-
yor. Bu durum ise evden işe,
işten eve gidiş-gelişi bir işken-
ceye dönüştürüyor.
Köprü sayısını arttırmak bu-
na çare olamıyor. Nüfus art-
tıkça bir yakadan diğerine gi-
dip gelen sayısı da artıyor.
Böyle giderse her on senede
bir yeni köprü yapmak gere-
kecek. Köprü yapmak yalnız-
ca trafik sorunu yaratmıyor.
Köprüye bağlı olarak yapılan
çevre yolları ve yan yollar yü-
zünden, dünyanın en güzel
yerierinden birisi olan Boğaz
giderek yok oluyor. Yapılan
yan yollar, büyük bir kısmı ka-
çak olan inşaatların kapısını
açıyor, çarpık kentleşme ne-
deniyle su havzalan kirleniyor
ve kullanılmaz hale geliyor.
Artık bu iki köprü yapıldığı
için, Istanbul'un iki ayrı şehir
olarak şekillenmesi mümkün
değil. Tüp geçit ve deniz altın-
dan yapılacak raylı sistem
önemli kolaylıklar sağlayabilir.
Örneğin metro yoluyla yapıla-
cak toplu ulaşım, araba kulla-
nımını azaltır ve hava kirlen-
mesini asgariye indirir. Trafik
akışını kolaylaştırır. Bu yolla
Boğaz'ın daha fazla tahrip
edilmesinin de önüne geçilmiş
olur.
Yalçın Doğan'ın yazdığına
göre hükümet kalıcı bir eser
bırakmayı amaçladığı için
köprüyü tercih ediyormuş.
Çok yanlış. Yeni köprü, sonra-
ki nesiller tarafindan olsa olsa
bir felaket diye anılabilir.
Boğaz köprüsüne, 1968'li
yıllarda karşı çıktığımızda çok
haklıydık. Bu iki köprü yapıl-
mamalıydı. İstanbul iki ayrı
kente bölünmeliydi. Ne yazık
ki o zaman bizim çok haklı
tepkilerimiz, sol düşmanı ikti-
dariartarafından bastınldı. Ya-
şanmış bu deneyden ders çı-
karmak gerekiyor.
O dönemde Boğaz köprüsü
aleyhinde gösteri yaptığımız
birçok arkadaşımız, çeşitli
partilerden milletvekili ve ba-
kan oldular. Geçmişte söyle-
dikleri haklıydı. Aradan 30 se-
ne geçti, bu haklılıkyaşanarak
kanıtlandı. Kendi geçmişleri-
ne, haklı davalanna şimdi sa-
hip çıksınlar. Metro. modern
ve uygar bir taşıma aracı. Tüp
geçit yoluyla bu modern ula-
şıma kavuşabiliriz.
Yol yakınken bu sevdadan
dönmek ve çağın gereklerine
göre davranmak akla en uy-
gun olanı. Trafik felaketi her-
kesin yüreğini yakıyor. Zama-
nında demiryollarına yatırım
yapılsaydı, bu duruma düş-
meyecektik. Demiryoluna ko-
münistlik diyenler, Boğaz köp-
rüsünü solculann inadına ya-
panlar, sonunda her şeyi taru-
mar ettiler. Bu kafayla savun-
dukları modern kapitalizme
bile ulaşamayacaklar.
GLOBAL POLİTİKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
Vaat Edilmiş
Topraklara Beş Kala...
Son birkaç aydır adeta birileri bizi vaat edilmiş top-
raklara ulaştığımıza inandırmak istiyor. Israrla, heye-
canla muştulanan iyi haberler listesinin başında he-
men her zaman şu ikısi var: ABD'de artık iş devrele-
ri (business cycle) dönemi geride kaldı. Artık reses-
yon ya da enflasyon tehlıkesi yok. Bu bir "Yeni Eko-
nomi". İkinci güzel haber de artık dünya ekonomisi-
nin bir banş dönemine girdiğine ilişkin. Banş ise eko-
nomik istikrarı destekleyip büyümeyi teşvik ettiğine
göre... Nereden baksanız adeta vaat edilmiş toprak-
lara geldik. Ancak, bildiğiniz gibi tarih ironiyi çok se-
ver. Bir inanç genelleşmeye başlasa hemen bunun
tersini kanıtlayan iyi ya da kötü bir kaza bekler insan-
lığı. Yaşadığımız dönem de bu kurala ters düşecek
gibi görunmüyor.
Banştan başlayalım isterseniz. Doğru, gelişmiş ül-
keler arasında uzun süredir bir savaş yok. Ama bu
dünyada önemli savaşlann olmadığı anlamına gel-
miyor; gelişmiş ulkelerin birbirleriyle başka ülkeler
aracılığıyla savaşmadıklan anlamına da. Arada sıra-
da, bu köşeden göz attığımız orta Afrika'ya bakalım.
Hutu-Tutsi çekişmesi, son Zaire krizi. Bunlann arka-
sında Fransa ile ABD arasında bir nüfuz rekabeti yok
muydu? Ya Ortadoğu banş süreci ne âlemde? Son
aylarda burada ne kadar barış kaldı dersiniz? Şimdi
Arafat köşeye sıkıştıktan sonra, Hamas'ın etkisinin
arttığına ilişkin haberler, Israil'in gittikçesertleşen uz-
laşmaz tutumu. Bir başka barış da Balkanlar^da. A-
ma ne kadar sürecek dersiniz? Şu sıralarda NATO
bünyesinde ingiliz güçlerinin Başkan Plavsiç'in ya-
nında, Karadziç'e karşı yürüttükleri askeri operas-
yonun, daha doğrusu maceranın, sonunda ne var
acaba? Hele, Karadziç'in dişinden tırnağına kadar si-
lahlı ve Plavsiç'in de Karadziç kadar fanatik bir Sırp
milliyetçisi olduğunu ve etnik temızliği desteklemiş
olduğunu hatırlarsak... Peki ya Keşmir'e ne dersiniz?
Nükleer silahlara sahip iki ülke, Pakistan ve Hindis-
tan bu uzun süreli krizin ortasında, yine doğrudan
karşı karşıya gelmeye başladılar. Sonra Afganistan,
Endonezya-Tamil savaşı. Çökme noktasına doğru
yaklaşan Kuzey Kore. Bazı eyaletlerinden aynlık/oto-
nomi seslen yükselmeye başlayan Çin. Örnekleri art-
tırmak mümkün. Ama gelın biz Latin Amerika'ya ve
eski SSCB Cumhuriyetleri'ne uğramadan siyaset
alanını fark edıp ekonomiye geçelim.
Pazartesi günü UPS grevinin önemini vurgularken
aktardım. ABD'nin en büyük şirketlerinin yöneticile-
ri bir ekonomik gerilemenin başladığını düşünüyor-
lar. Geçen yıllarda kurulan kapasitenin önemli bir kıs-
mının ürettiği mallann giderek birtalep sıkıntısı ile kar-
şılaştığını göaıyorlar. Ancak onlan esas korkutan şu:
Geçmişte benzer durumlarda, dış pazarlara giderek
iç pazardaki talep sıkıntısını azaltmak mümkündü;
şimdi küreselleşme sayesinde, bu kapasite fazlası
her yerde oluştuğu için, dış pazartara kaçmak olası-
lığı pek yok. Orası da dolu. Dünya ekonomisinin, kü-
reselleşırken krizi engelleyen bir emniyet supapını ip-
tal etmiş olduğu anlaşılıyor. Tabii bu madalyonun
öbür yüzünde iş bulmak üzere her gün kırdan kente
gelen (yine küreselleşme sayesinde) yüz binlerce
köylü ve şehirde emek pazanna giren yeni kuşaklar
ve küçülen şırketlerden çıkanlanların oluşturduğu bir
işsizler ordusu var. Ancak 1995 Fransa grevleri,
1996'da Almanyave Belçika, Italya, Ispanya grevle-
ri, 1997'de Güney Kore'deki işçi protestolan ve ni-
hayet geçen hafta ABD'de işçilerin zaferi ile sona
eren UPS-Teamsters grevi gösteriyor ki bu sefer iş-
çi hareketi de, 1980'lerden farklı olarak direnmeye
nıyetli.
Devam edelim. Asya mucizesini hatırlıyor musu-
nuz? "Kaplanlar", hazirandan bu yana bir para krizi
içinde kıvranıyoriar. Kriz sona ermek şöyle dursun
Hong Kong piyasasını da etkilemeye ve gitierek Wall
Street borsasının eteklerine vurmaya başladı. Şu
günlerde yaygın bir şaka şöyle; eskiden ya Ayı Pa-
zan vardı (Borsa sürekli geriler) ya da Boğa Pazan
(Borsa sürekli yükselir). Şimdi birde Balık Pazan var.
(Borsa bir sıçnyor bir batıyor, bir sıçnyor bir bat...)
Ve "Yeni Ekonomi". En büyük rüyalardan biri de
galiba bu: Enflasyonsuz, sürekli ekonomik büyüme.
Ancak bazı rakamlar ABD'de hane halkının toplam
harcanabilir gelirinin yüzde 96'sı kadar borçlanmış ol-
duğunu ve tasarruf oranının ise 4.5'e gerilediğini gös-
teriyor. Bu oranlar 1980'lerin başında sırasıyla yüz-
de 67 ve yüzde 8 civarındaymış. Buna ABD'nin dış
borçlannın bu yılın sonunda 1 trilyon dolara ulaşmış
olacağını ekleyelim. Ekonomik büyümenin gelecek-
te kazanılması beklenen gelirier üzerinde, yani vere-
siye gerçekleştiği ortaya çıkmıyor mu? Ya artık hiç
tehlike arz etmeyen enflasyona: Hafta sonunda Fi-
nancial Times'dan Tony Jackson şirket aktif (assets)
fiyatlannın ABD ve Ingiltere'de son yıllarda nominal
GSMH'den çok daha hızlı arttığına dikkat çekti ve Ja-
ponya'da 1990'lann başında benzer bir durum orta-
ya çıktığını hatırlattı. Sonra bir düzeltme ve ression
gelmişti. Jackson, bu fiyat artışının da arkasında li-
kidite bolluğu olduğunu ileri sürdü. Dikkat edilirsebu
durum yukarıda değindiğim talep sıkıntısı, diğer bir
deyişle sermaye fazlası sorunuylatam bir uyum için-
dedir.
Anlaşılan vaat edilmiş topraklara henüz gelmedik.
Acaba tarih yine birileriyle alay etmeye mi hazır-
lanıyor?
Diyanet tartışması
Alevileri böldü
ANK\R.\ (Cumhuri-
yet Bürosu) - DSP'nin,
Alevilerin Diyanet lşleri
Başkanlığı bünyesinde
temsil edilmesi önerisi
Alevi dernekleri ve vakıf-
lan böldü. Pir Sultan Ab-
dal Kültür Derneği ve Ha-
cı Bektaş Veli Anadolu
Kültür Vakfi, Dinanet lşle-
ri 'nin kapatılmasımn laik-
liğın gereği olduğunu be-
lirtirken, Tunceli Vakfı
Başkanı Gürsel Erol. "Di-
yanet'in kaldınlması ha-
yaldir. Aleviler de bu ku-
rumda temsil edUmeli" gö-
rüşünü savoındu.
Diyanet İşleri Başkan-
lığı'mn kapatılması iste-
miyle TBMM'ye verdik-
leri dilekçe iade edilen ve
ardından mahkemeye baş-
vuran 12 Alevi dernek ve
vakfa karşın bazı Alevi ör-
gütler Diyanet bünyesin-
de temsil edilmeyi istiyor.
Pir Sultan Abdal Kültür
Derneği Başkanı Murta-
za Demir ve Hacı Bektaş
Veli Anadolu Kültür Vak-
fı İstanbul Merkez Başka-
nı İsmail Saçlı, "Diyanet'e
girnıek dcmokraskkn, la-
iklikten uzaklaşmaktır"
diye konuştular.
Başkan Murtaza Demir,
bürokraside Aleviliğin ya-
saklandığım, bugün dev-
let kurumlannda Alevi
müsteşar ya da genel mü-
dür bulunmadığını söyle-
di.
Tunceli Vakfı Başkanı
Gürsel Erol ise, şeriatçı
gösterilerin arttığı günler-
de Diyanet'in kapatılması
konusunun gündeme geti-
rilmesinin doğru olmadı-
ğını söyledi.