23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 AĞUSTOS 1997 PERŞEMBE HABERLER Göktepe cinayetinin üzerinden 20 ay geçmesine karşın ilk kez bugün, 11 sanık polisten 9'u yargılanacak Saruk polisler lıâkim karşısında MELTEM FIRATLI Gazetecı MetinGöktepe cınayeti da- vası 'nihayet başladı.' Göktepe"nin öl- dûriilmesinm üzerinden 20 ay geçme- sine rağmeailk kez bugün. sanık 11 po- listen 9'u mahkeme önüne çıkacak ve 'kasten adam öldürmek' suçundan yar- gılanacak. Afyon Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın 7. oturumunda, Metin Göktepe'yı döverek öldürdüğü iddia edilen 11 polisten 9"u hazır bulunacak. Haklannda giyabi tutuklama karan ol- masına rağmen aylardır teslim olma- makta direnen Emniyet Amiri Seydi Battal Köse ile polis memurlan Şua>ip Mutluer, Fedai Korkmaz, Murat Poİat, Burhan Koç, İhsan Sanoğlu, Selçuk Bayraktar, Metin Kuşat, Saffet Hızarcı. Başbakan Mesut Yılmaz'ın da talima- tına uymayarak geçen oturuma katıl- mamışlardı. Teslim olmamalarını 'gü- • Afyon Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın 7. oturumunda nihayet 11 sanık polisten 9'u hazır bulunacak. Haklannda gıyabi tutuklama karan olmasına rağmen aylardır teslim olmamakta direnen Emniyet Amiri Seydi Battal Köse ile polis memurlan Şuayip Mutluer, Fedai Korkmaz, Murat Polat, Burhan Koç, thsan Sanoğlu, Selçuk Bayraktar, Metin Kuşat. Saffet Hızarcı, Başbakan Mesut Yılmaz'ın talimatına da uymayarak geçen oturuma katılmamışlardı. venliklerinin sağlanamayacağr gerek- çesine dayandıran sanık polislerden 6'sı 28 temmuzda, 3 "ü de 2 ağustosta teslim oldular. Afyon Cezaevi'nde yatmakta olan polislerin bugün saat 10.00'da başlaya- cak olan 7. oturuma katılmalan gereki- yor. Diğer sanık 2 polis Tuncay Uzun ile Fikret Kayacan'ın ise bu oturuma katıl- mamalan halinde haklannda gıyabi tu- tukJama karan çıkanlması bekleniyor. Metin Göktepe'nin öldürülmesinden sonra başlayan soruşturma sırasmda ve davanın açılmasından sonra müdahıl avukatlar sık sık sanık polislerin tutuk- lanmasını istemişlerdi. Müdahil avu- katlaren son tutukJama istemini Afyon Ağır Ceza Mahkemesi'nde 28 Mayıs 1997 tarihinde yapılan oturumda dile getirmişlerdi. Avukatlar, mahkemeye verdikleri dilekçede polislerin tutuklan- ması istemini şu gerekçelere dayandır- mışlardı: "Davamız sanıklaruıdan Fedai Kork- maz, gözaltına alınanlan dövmek için özel olarak hazuiandığı ve saıuklar ta- rafından ' Haydar' olarak isimlendiren sopayı kendisi ile birtikte Murat Polat ve Metin Kuşat tarafindan da kullanıkiığı- nı; Şuayip Muüuer. Metin Göktepe'nin Metin Kuşat ve Saffet Hızarcı tarafin- dan dövüldüğünü; Fikret Kayacan ve Tuncay Uzun, Metin Göktepe'nin ba- şucunda Seydi Battal Köse'yi gördüğü- iıü; Metin Kuşat, Metin'i Şuayip Mut- luer'in zıplayarak tekmelediğini söyle- miş ve bu saıuklar amirleri durumunda bulunan Seydi Battal Köse'nin olayı kinıseye anlatmamalannı tembih ettiğj- ni beürtmişler. Seydi Battal Köse ise Me- tin Kuşat ve Şuayip Mutluer'in Metin'i tekmelediğini. Burhan Koç'un da döv- diiğünü sö> lemiştir. Sanık Yalçın Akde- niz ise Saffet Hızarcı, Fedai Korkmaz, Murat Polat ve Şuayip Mutluer'i suçla- nııştır. Dosyamıza ifade veren pek çok tanıkda sanıklann Metin Göktepe'yi iş- kence ve ezivet ederek öldürdüklerini söylemişlerdir. L'stelik bu sanıklann o- lay gün ve mahallinde görevli olduklan ve olay günü birçok insanla büiikte Me- tin Göktepe'yi de gözaltına aldıklan. Metin Göktepe'nin emniyet güçlerinin karakol gibi kullandıklan tamamen kontrolünde bulunan bir mekânda öl- dürüldüğü bellidir. Tanık Deniz Özcan mahkemenizde dinlenmiştir. Hem bu ta- nığın anlatımı ve hem de diğer tanık Ali Ekber Palabıyık'uı anlatımları; yaşa- nan olayın boyutlannı bir kez daha ka- mtiamış ve tüm dosya kapsamı ile bir- likte sanıklara isnat edilen suçun ağır cezalık bir suç olduğunu bir kez daha göstermiştir." Müdahil avukatlann tutuklama is- temlerini kabul eden mahkeme, aynı oturumda 5 sanık polis hakkında tutuk- lama karan vermişti. Afyon Ceza Mah- kemesi 24 temmuz günkü oturumda da 4 sanık polis hakkında tutuklama karan vermişti. Oltan Sungurlu 'Savcılara yetki verilmeli' EVİN GÖKTAŞ AJVKARA - Adalet Bakanı Oltan Sungurlu. mılletvekjlleri hakkındakı yolsuzluk ıddıalan karşısında yargıya engel oluşturan dokunulmazlık zırhının parlamentoya "itibar kaybettirdiğini" söyledı. Türkıye'deki savcılara da ltalya'dakıne benzer yetki ler tanınmasını isteyen Sungurlu. " Milletvekilleri ve bakanlann dokunulmazlıkları yüzünden parlamento kendûıi müdafaa edemez hale geldi" dedi. Sungurlu, "Gerekli kanunlar çıkanlıp yeterli yetkiler verilmesi halinde, bizim savcılarımız İtalya'daki savcılara pabucu ters gjydirirler" dedı. Son zamanlarda sık sık meydana gelen yolsuzluk olaylan nedenıyle TBMM'nin büyük iribar kaybına uğradığını kaydeden Sungurlu. önceki gün siyasi partilerin grup başkanvekıllerine gönderdigi yasa tasansıyla ağır cezayı gerektiren suçlarla ilgıli başbakan, bakan ve milletvekilleri hakkında hiçbir izne tabi olmadan soruşturma yapma yetkisi verileceğini bildirdi. Yargıtay yargüayacak Sungurlu, anayasa değişikliğinin sağlanması durumunda milletvekillennın. anayasanın 83. maddesınde yapılacak değişiklık kapsamında. Yargıtay'da yargılanacaklannı belirttı. Sungurlu, şunlan söyledi: "Biz diyoruz ki bu ülkede milletvekillerinin. bakanlann, hâkimlerin, yüksek mahkeme üyelerinin dokunulmazüklan var. Y'ani bunlann yargılanmalarında bir dizi problem var. Yargılanmalannda problem olmayan birileri varsa o da köyiü, çiftçi ve esnaf. Parlamenterlerin dokunulmazlıkları yüzünden, parlamento kendini yeterince müdafaa edemiyor. Bunun içüı de önce milli iradenin güçlenmesi gerekir. Milli iradenin güçlenmesi de paıiamentonun güçlenmesine bağudır. Bu itibaria parlamentoyu güçlendirmek, onlann üzerindeki şaibeyi kaldırmak ve yargılanma imkânını getirmek lazını. Bu hazuiıklan, toplumdaki yolsuzluk ve hırsızhk söylentilerinin azalması içüı yapök. Daha önemlisi de temiz toplum özlemi içüı vaptık." Dışişleri Bakanlığı, Brüksel-Diyarbakır Banş Treni projesine tepki gösterdi 4 Banş değfl, terör trenTANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Dı- şişleri Bakanlığı. Kürt sorununun ba- nşçı yöntemlerle çözülmesine ilişkin olarak bir Alman sivil toplum örgütü ta- rafindan gündeme getirilen "Brüksel- Diyarbakır Banş Treni" projesinin, P- KK bağlantılı bir propaganda olduğunu belırterek büyük tepki gösterdi. Brük- sel'den 26 ağustosta hareket edeceği kaydedilen rrenin, Türkiye'ye sokulma- ması bekleniyor. Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcı- sı Sermet Atacanlı. dün düzenlediği ba- sın toplantısında "Banş Treni" ile ilgı- li bir soru üzenne,u Biz bunun terör ör- gütü bağlanülı bir propaganda guişimi olduğunu düşünüyoruz " yanıtını ver- dı. Atacanlı, bu girişimle ilgili gerekJi önlemlerin ahnmasının da doğal olaca- ğtnı kaydetti. İP Genel Sekreteri Mehmet Bedri Gühekin de dün düzenlediği basın top- lantısında, "Banş Treni" girişimini, "mandacı ve emperyalist güçlerin çö- züm getirmeyecek bir başka müdahale- si" olarak değerlendirdi. Hiçbir soru- nun Batı'nın müdahalesiyle çözümle- nemeyeceğini, bunun banş olan yerle- re bile savaş getireceğinı kaydeden Gül- tekin, "Emperyalistlerin desteğindeki sözde banş gü-işünleri, ancak yeni Sevr'lere giden yolun açılmasına hizmet eder"dedi. Gültekin, Banş Treni girişi- mini destekleyen ÖDP. IHD ve HADEP gibi kuruluşlann da emperyalist güç- lenn amaçlanna alet olduklannı ıddıa etti. Gebze'de CHP, HADEP, ÖDP, EMEP. Kiistal-Iş, Eğit-Sen ve Tabip Odasf nın katılırruyla oluşturulan Demokrasi Plat- formu. Güneydoğu'da yaşanan sorun- lann demokratik çözümü için Musa An- ter Banş Treni projesini destekledik- lerini belirttiler. Cumhurbaskanı Demirel 'Halk sorumlularla sorumsuzlan ayırdı' MERlH AK DemireL, Kale Grubu'nca organize sanayi böigesinde yapılacak Kalekün fabrikasuun temelini atö. ISPARTA - Cumhurbaş- kanı Süleyman Demirel. Türkiye'de yurttaşlann hür ve serbest düşünceye sahip olduğunu belırterek, "Be- nün yurttaşım önüne çıkan yanlışlıklan elinin tersiyle iter. Hür ve serbest düşün- celi bu ülkede sorumsuzla- n ve sorumlulan ayırt etti" dedi. Demirel memleketi Is- parta'da bir dizi temel atma törenlerine ve açılışlara ka- tıldı Demirel berabennde getirdıği çok sayıda sanayi- ciyi de kente yatınma ça- ğırdı. Cumhurbaskanı Demi- rel daha sonra kardeşi Şev- ket Demirel'in de ortağı ol- duğu Göltaş Çimento'nun ek tesisinin temelini atar- ken Elca Salça Fabrikası'nı da hizmete soktu. Demirel'in gezisinde Bayındırhk ve tskân Baka- nı Yaşar Topçu ile Turizm Bakanı İbrahimGürdalda yer aldı. ÇİLLER'E İZMİR'DE İLGİ GÖSTERİLMEDİ 'Hükümet talimatla çalışıyor' ASUMAN ABACIOĞLU HAKAN DİRİK İZMİR- DYP Genel Başkanı Tansu ÇUler. 8 yıllık zorunlu temel eğıtimin çağdaş bir eğitim olmadığını belirterek, "Türkiye'yi çağdışı bir eğitime yönlen- dirmek, oba olsa talimatla olur" dedı. Çiller. kendisını "demokrasi âşığı'" ola- rak nitelendirerek. talimatla ıcraat yap- madıklannı söyledi. Tansu Çiller. dört günlük Ege gezi- sine dün başladı. Partisinin bütün lzmir milletvekilleri ıstifa eden Çiller'i gezi- sinde, diğer ıllerden kalabalık bir mıl- letvekili grubu >alnız bırakmadı. Ad- nan Menderes Havaalanı'ndan Gazi- emir'e geçerek bir okulun açıhşını ya- pan Çiller'e yurttaşlar ilgi göstermedı. Okul açılış töreninde bir konuşma yapan Çiller, 8 yıllık eğıtımı eleştirerek, halkın yüzde 88'ınin zaten sekiz yıllık eğitimini tamamladığını, yeni yasayla yüzde 12'nin de buna dahil edildiğini söyledi. Sekiz yıllık kesintisiz eğitimin çağdaş bir eğitim olmayacağını kavde- den Çiller, çağdaş bir eğitimde beş yıl- dan sonra mesleğe yönlendırme oldu- ğunu savundu. Yeni yasanın yabancı dilde eğitim yapan okullan, meslek okullannı ve özel okullan olumsuz et- kileyeceğinı öne süren Çiller, "Bu ya- sa, imam-hatipler için çıkaniıyorsa, i- mam-hatiplerdeki vanlışlıklar düzelti- lebilirdL Türkiye'yi çağdışı bir eğitime yönlendirmek, olsa olsa talimatla olur" diye konuştu. Buca'da Balık Hali'nin açıhşını ya- pan Çiller, şöyle konuştu: "Burada söy- lenilen anlaşılır. Milli irade demek ne demek,demokrasidemeknedemek,de- mokrasi ile hizmet neden bağdaşır, öy- ledemokrasi olmazsa halka inen hizmet neden ohnaz, nhe sadece zamlar yapı- lır, niye o zamlar sadece rantiye kesimi- ne aktanlır. onlan buralan çok rvi an- lar. onun için aranızdayım zaten" Karşıyaka'da Büyük Kanal Projesı çerçevesinde pompa istasyonunun açı- lışına katılan Çiller, burada vaptığı ko- nuşmada da yeni bir seçim öncesi he- sap verecekleri anda başlannın her açı- dan dik olacağını vurguladı. Çiller. da- ha sonra Çiğli, KoyTindere. Menemen, Aliağa \e Foça'ya giderek inceleme- lerde bulundu. Başbakan Yılmaz, RP'yi eleştirdi 'Din üzerinden siyasete izin yok' EMtNE KAPLAN DtNAR - Başbakan Me- sut Yılmaz, 8 yıllık kesinti- siz eğitime *"Din eğitimi en- geüeniyor" diyerek karşı çı- kan RP'nın asıl amacınm kendisine militan yetıştir- mek olduğunu viirgulaya- rak, sıyasetçilerin kutsal de- ğerler üzenne siyaset vap- malanna izin vermevecek- lenni belirttı. Yılmaz. "Din benim dinimdir. Bana oy wnneyen gâvurdur, diyen- lercezayi milletten görecek" dedı. Başbakan Yılmaz. dün Cumhurbaskanı Süleyman Demirel ile Dınar'da bazı açılış törenlerine katıldı. Törenlerin öncesinde halka hitap eden Yılmaz, deprem- den zarar gören Dinar'ın yaralannın sanlmasında devletin İ>T bir görev yaptı- ğını belirttı. Geçen süre içinde 2 bin 500 yeni konut, 20Oişyeri\e 1500ahırya- pıldığını belirtti. Ezan okunması nedeniyle konuş- masına bir süre ara veren Yılmaz. "Hiçkimseninşüp- hesi olmasın ki, ezan hiçbir zaman susmayacak, bayTak üımeyecek. bu memleket bölünmevecek. Siyasetçiler arnk kutsal değerler üzeri- ne siyaset yapamayacaklar- dır. Din benim dinimdir. Ba- na oy vermeyen gavurdur, diyenlercezayı milletten gö- recektir" dedi. Afet konutlannın temel- lerini kendılerinın attığını. organize sanayi bölgesinin de temelini atacaklannı be- lirten Yıhnaz, önemli bır kavşak olan Dinar'a yeni fabrikalar kurulacağını, iş- yerleri açılacağını belirtti. Il olmak için tezahüratta bulu- nan Dinarlılara il yapma yetkisinin kendisinde olma- dığını, bunun Meclıs'ın ışi olduğunu, diğer partileri bunun için ıkna ermeye ça- lışacaklannı söyleyen Yıl- maz. çiftçinın geçen yıl borçlarının enelendiğini, tanm kredilennde çıkan so- runlann da çözüleceğini be- lirtti. Yılmaz, hükümet programında ılk hedefin eğitim reformu olduğunu belırterek. şöyle dedi: "Erbakan vapamazsınız. dedi yapök. Hükümeti ku- ramazsınız. dedi kurduk. 8 vih geçiremezsiniz, dedi ge- çirdik. Ben onun yerindeol- savdım agzımı bile açmaz- dım. Şimdi ifüra abyorlar. 8 yıllık eğitimde dinin engel- lendiğini sö>1üyorlar. 8 yda rağmen S. sınıfı bitiren ço- cuklann Kuran kurslarma gitmesine ilişkin 4. madde geçmedL Niye? RP oy vçr- mediği için geçmedi. Bu maddeyi reddettiler. Arzu- lannda saminüdeğiller. On- lann amacı kendilerine RP militanı yetiştirmek." İIFîA NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR ANASOL-D Hükümeti işbaşına geldiği günden beri zam yapıyor. RE- FAHYOL Hükümetı'nin ekonomiyi mahvettiğini söyleyen Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Güneş Ta- ner, bu ışın düzeltilmesıni de sıradan yurttaşın sırtına yıkmış durumda. 8 yıllık eğitime para mı lazım, yap te- mel ihtiyaç maddelerine bir zam, so- run çözülsün. Hazine'de para mı kal- madı, yurttaşın cebine bir kürekle uzan. Güneş Taner, hükümetin daha iki ayı dolmadan petrol ürünlerine arka arkaya yüzde elli civarında zam yap- tı. Petrol ürünlerine zam yapmak de- mek, her şeye zam yapmak demek. Ulaşımdan, birçok alandaki üretimin temel girdisi petrol. Zamlar yapılın- ca devletin kasasına para giriyor, böylece kaynakları istediklerı gibi kullanma olanağı doğuyor. Temel maddelere zam yaparak va- Zam Yoluyla Ekonomi... tandaşın elindeki üç kuruşa ortak ol- mak yoluyla ekonomiye çözüm bul- mak, dünyanın en kolay yolu. Taner, Turgırt Özal'ın yetiştirmesi. O da Özal gibi fukaranın tepesine binerek sorunları çözmeyi marifet sanıyor. Türkıye, zaten bir eşıtsizlikler ül- kesi. Ücretler, gelirler arasında uçu- rumlar oluşmuş durumda. Özal dö- nemi, dengesizliğin aşırı ölçülere u- laşmasının başlangıcı sayılabilir. Dünyanın gelişmiş ülkelerinin en te- mel niteliklerinden birisi, ücretler ara- sındaki makasın fazla açılmaması. Örneğin Almanya'da nüfusun yüzde doksanından fazlasının aylık geliri i- ki bin ile dört bin Alman Markı ara- sında değişir. Fark en çok bire ikidir. Bizde ise bir kurumun içinde bire yüz farklılıklara rastlayabilirsiniz. Böyle bir ülkede, fukaranın cebin- deki son kuruşa göz dikerek ekono- miyi halletmeye kalkmak en hafrfin- den acımasızlık. Bunu sokaktaki Mehmet Efendi de yapabilir. Ekono- mi politikaları bir tercih sorunu. Pa- rayı nereden elde edeceksiniz? Ver- gi vermeyen, vergi kaçıran zengin- den, işadamından, vergi almak isti- yor musunuz? Buna niyetiniz var mı? Türkiye'de gelişmiş ülkelerden farklı olarak büyük bir vergi adalet- sizliği yaşanıyor. Sabit gelirliden ver- gi almak dünyanın en kolay işi. Cum- huriyet gazetesindeki bir bölüm yö- neticisinin ne kadar vergi verdiğini sizlere aktararak sabit gelirliden ne kadar insafsız bir tahsilat yaptığını göstermek istiyorum. Bu arkadaşı- mızın brüt maaşı 197 milyon 175 bin- Türk lirası. Bu paranın 63 milyon 746 lirası gelır vergısi olarak kesiliyor. Si- gorta, damga vergisi. zorunlu tasar- ruf fonuyla birlikte ayda toplam 74 milyon 642 bin lira devlet tarafindan alınıyor. Bu durumda 120 milyon lira maaş alan bir Cumhuriyet çalışanı senede 900 milyon lira vergi ödüyor. 83 milyon lira maaş alan bir arkada- şırnız ise ayda 51 milyon lira vergi veriyor. Ekonomiden Sorumlu Devlet Ba- kanı Güneş Taner Beyefendi, çözüm olarak zaten maaşının yarısına yakı- nını vergi olarak geri aldığı yurttaşa ek zamlar bindirerek bır çözüm üret- tiğini sanıyor. KasılakasıîaTVekran- larında boy göstererek ne büyük iş- ler yaptığını anlatıyor. Gelişmiş ülke- lerin bir başka özelliği çok kazanan- dan çok vergi alması.. Az kazananla- n ise sosyal yardımlar yoluyla takvi- ye etmesi. Güneş Taner benzine zam yapar- ken Türkiye'de diğer ülkelere göre benzinin çok ucuz olduğunu iddia ediyor. Onlara yetişmek için böyle bir yola başvurduklarını söylüyor. Doğru değil. Şu anda benzinin dün- yada en pahalı olduğu ülkelerden bi- risi Türkiye. Avrupa ülkelerinin yap- tıklanna o kadar meraklıysanız, adil bir vergilendirme sistemi geliştirin. Yüz milyarlık düğünler yapan görgü- süzlerden vergi alın. Gecekondu ma- hallesindeki Ayşe teyzenin ununu, şekerini pahalandırarak ekonomiyi çözmeye kalkışmayın. Her yeni zam, ülkedeki dengesiz- liği daha da arttınyor ve iç çelişme- leri kızıştıracak bir eylem haline ge- liyor. Yeter artık. Bu anlayışı değiş- tirin. PERŞEMBE ORHAN BURSALI İstanbul ve Ani Çöküş "Binalannızın hepsi kaçak, hiçbirinin izni yok; biz insanlık yapalım diye size göz yumuyoruz, siz de kalkmış bize saldtnyorsunuz..." Bu sözler, İstanbul kentinin aslında nasıl ve ni- çin çoktan yitirilmiş olduğunun kanıtıydı. Özellik- le Alibeyköy'ü dereler götürdükten sonra, bele- diye başkanı, kendisini yeterli önlem almamakla suçlayan kazazedelere TV'de böyle diyordu. Ayazağa'da ise, aralarında yapı malzemeleri de üreten ünlü bir holdingimizin fabrikasının da bulunduğu çok sayıda fabrika seller altında kal- dı. Evet kent, biraz düzenli yağan yağmura her zaman teslim oluyor. Aslında, İstanbul sadece yağmurun değil, sık sık susuzluğun, pısliğin, elektrik kesilmelerinin, ulaşım imkânsızlıklarının da, bazen hepsinin bir- den denetimi altına girmektedir. Doğan Kuban'a göre ise Istanbul'u aslında teslim alan cehaleüir kültürsüzlüktür; veya kırsal kültürdür. Kuban, "Collapse= Ani Çöküş" kura- mında (Cumhuriyet Bilim Teknik, 1994; sayı 390), Istanbul'un bu yönetilemezliğinin nedenle- rıni anlatmaktadır. "Ani Çöküş" kuramına göre, kenti oluşturan nüfus artışı, suç, su kıtlığı, kötü eğitim, devlet ve mahalli idare kontrolünün ortadan kalkması, ya- şam kalitesinın bozulmasının doğurduğu beyin göçü vb gibi sayısal ve niteliksel özelliklerin, kentin sosyal ve fiziksel sınırlarının ötesine taş- masıyla kaos sürecı başlar. Aslında bu sürecı başlatan etken, kentin kültürel yetmezliğidir. Ya- nı kentte yaşayanların kültürel ortalaması bu ka- osun üzerinden gelebilecek durumda değildir; göç vb gibi nedenlerle bu kültürel ortalama dü- zeyı düştükçe de, kent, karmaşayı, kaotik du- rum ve davranışları denetleyebilecek yetenekten giderek uzaklaşır. Kentte çeşitli süreçler, denet- lenemez hale gelır. Yer yer mini ve maksi çöküş- ler yaşanır. Işin acı yönü, bu çöküşlerin asla sır olmaması, hepsini önceden bilmenin mümkün olması ve herkesin bilgisi dahilinde cereyan et- mesidir. ,- ! • • • Küçük bir kuraklık. kenti hemen susuz bırak- makta, küçük bir yağmur insanlara hayatı ce- hennem etmektedir. Yarın ise bunlann büyüklerini, örneğin büyük bir kuraklığı ve büyük bir depremi yaşamaya başladığımızda, istanbul'da bütün alanlarda bir- den ani çöküş kaçınılmaz olacaktır. Ancak, bu gidişle, söz konusu büyük felaket- lere bile gerek kalmadan, yaşamın normal akışı içinde bile büyük çoğunluk için hayat giderek daha alt düzeylere inmektedir. İstanbul sınırsız büyüyen bir kenttir. Bu kentte sınırsız büyüyen sadece nüfus değildir. Kentin' hemen hemen bütün özellikleridir ve "Doğa'da sınırsız büyüme olayı yoktur. Doğa sınırsız büyü- meyi ölümle sonuçlandınr". Bu sınırsız büyümeyle uygun adım gitmesi ge- reken, bu sınırsız büyümeyı denetim attında tu- tabilecek özellikjerin/etkenlerin ise hiçbiri büyü- memektedir; tersine varlıklan etkileri küçülmek- tedir. Kent kültürünün ortalaması düşmektedir; kentlilik bilinci, bilinçli bir kent politikasından söz etmek mümkün değildir. Bunları seferber ede- cek, geliştirecek ve kent yönetimine egemen kı- lacak bir politik irade de ufukta görülmemekte- dir. ••• Öyle görülüyor ki kent, "Binalannızın hepsi ka- çak, hiçbirinin izni yok; biz insanlık yapalım diye size göz yumuyoruz, siz de kalkmış bize saldın- yorsunuz.." diyen kırsal görüşün; daha önce de, bırkaç bin oy hesabına gecekonduya kenti peş- keş çeken sözde kentlı görüşün yönetimleri ara- sında el değiştirecek duracaktır. İstanbul da çöküşü sanki yazgısıymış gibi ya- şayacak ve daha büyük çöküşleri bekleyıp du- racaktır. Ta ki hesapta olmayan bir mucize gerçekleş- sin. obursali ' prizma.net.tr Huzur operasyonlanı süniyor • İstanbul Haber Servisi -İstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir'ın göreve başlamasıyla denetimlerini yoğunlaştıran İstanbul polisi. dün gece 02.00"de Vatan Çaddesi'nde bulunan Hislon Oteli ile Eminönü'nde bulunan Anzade Hotel'e baskın düzenledi. Asayiş Şube Müdürü Bünyamin Tark'ın yönettiği. Fatih Emniyet Müdürü Ahrnet Pek'ın de katıldığı operasyonda 34"ü kadm 68 kişi "fuhuş ; yaptıklan" gerekçesiyle gözaltına alındı. Silah satışına baskın • : • İstanbul Haber Servisi - Düzce'de ürettiği "köstebek" olarak adlandınlan kısa namlulu silahlan istanbul'da pazarladığı öne sürülen Hüsamettin Kuşçuoğlu ile silahlan satın aldığı savlanan 64 kişi, . 116 adet kısa namlulu sılahla birlikte Üsküdar Emniyet Müdürlüğü Asayiş Bürosu ekiplennce gözaltına alındı. , İBDA-C davası • İstanbul Haber Servisi - İBDA-C örgütüne üye olduklan ve bu örgüt adına, aralarında kiliselerin de j bulunduğu çok sayıda yeri bombaladıklan ve 2 : kişinin ölümüne neden olduklan iddia edilen 9'u tutuklu 20 kişinin yargılanmasına İstanbul 4 No'lu DGM'de devam edildi. Mahkeme heyeti dosyanın esas hakkmdaki göriişünü açıklaması için DGM Cumhuriyet Savcısı'na verilmesini öngörerek dunışmayı erteledi. Uyuşturucu kaçakçisı yakalandı • İstanbul Haber Servisi - ltalya'ya gitmek üzere Atatürk Havalimam'na gelen Alman uyruklu ve koltuk değnekli bir kişinin kamera çantasında, 2 kilo 250 gram eroin ele geçirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle