07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
AĞUSTOS 1997 PERŞEMBE • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 Istanbut Edırne Kocaelı Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denizli PB PB PB PB A A A A 27 27 28 28 30 33 34 3Ü Sınop 24 Adana A 35 Zonguldak Y 23 Antalya Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskışehır Konya Sıvas Y Y Y PB PB PB PB 24 23 23 24 24 25 23 35 Kars Mersın Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Sıirt Hakkârı Van A A A A A A A 31 36 38 33 35 31 27 Y 26 Yurdun kuzey ke- simleri parçalı bu- lutlu. Batı Karade- niz kıyılan. Orta ve Doğu Karadeniz ıle Doğu Anadolu'nun kuzeyi sağanak ya- ğışlı, öteki yerler az bulutlu ve açık ge- çecek. Hava sıcak- lığında önemli bir değişiklik olmaya- cak. Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn A A A PB A A A PB 27 25 29 29 29 29 30 29 Münih Y 26 Milano Berlın Budapeşte Madrıd Vıyana Belgrad Sofya Roma Atina PB PB A Y Y A Y A 27 30 37 27 27 27 29 30 Y 29 Kar\\re* ÂSYA Moskova 24 Aşkabat Almatı Taşkent» Bakü Bişkek Tiflis Kahire A PB PB PB PB Y A 36 34 35 34 35 30 31 Şam 30 m^b Gök gurüftulyParçalı bulutlu Sıslı (£22: Bulutlu ^ Çok bulutlu Yağmuriu Karlı \*.s-q*.° Sulukar j G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada idinsel öğretileri olduğundan daha fazla yayacağı- ;nı anlatmaya çalışıyordu. ; Hükümet, "siz misiniz bu görüşleri savunan" dercesine şaşırtıcı bir yöntem getiriyor: 1 Diyanet Işlen Kuran Kurslan Yönetmeliği'nde öy- ;le değişiklikler yapılıyor ki... > 5. sınıftan 6. sınıfa geçen 12 yaşını doldurmuş •kız-erkekçocuklarımız, bundan böyle "uykusaat- Jeri dışında" günün herhangi bir saatinde Kuran Ikursu alabılecek. ', Hükümet, yasanın 4. maddesi reddedilir edil- Tnez, "din eğitiminde doğabilecek boşluğu kapat- makamacıyla" Diyanet Işleri Başkanlığı'nın Kuran •kurslarıyla ilgili yönetmeliğinde değişikliğe yönel- di. : "Boşluk" nasıl doldurulacaktı? Öncelikle redde- dilen maddenin içeriğini yönetmeliğe aktaracaktı. l Aktarmasına aktardı ama; AA'nın verdiği bilgiye ğöre, "yapılan değişiklikle eski yönetmeliğin 4. fnaddesindeki 'tanımlara' yenileri eklendi". ; "Yeni tanımlar" şunlar: ; "Akşam kursu - camilerde Kuran öğretimi - ge- Çici öğretici." • Kuran kurslan kısıtlanıyor havasını veren tanım îse yönetmelikte "hafta sonu veyaz kursları" diye lyer alıyor. ! Çocuklarımıza, hafta sonu ya da yaz kurslarına jgitmeleri kuralı getirilirken, "akşam kurslan, cami- lerde Kuran öğretimi" gibi "tatil saatlerine" gire- bilecek dinsel öğreti olanaklan da sağlanıyor. ' Üstelik okulların tatil günlerine "hafta sonlan" <Ja ekleniyor. Yok farkları ! Yaztatillen mi?.. ; Zaten, "bugüne kadar okulların tatil olduğu yaz eylannda isteyen öğrencilere Kuran öğretmek ve dini bilgiler vermek üzere kurslar" düzenleniyor- jdu. '• Böylece Kuran kurslan yeni bir düzenlemeye bağlanmıyor, bu yönetmelikle genişletiliyor. Bir zahmet yönetmeliğin 12. maddesi değiştiri- lerek; kurslan Diyanet açıyor, MEB "denetım gö- revi"ne soyunuyor. ! Din eğitimi desteğinde şeriata açılanlara karşı gi- hşilen kavganın laik cumhuriyet kavramı yerli ye- rine oturuncaya kadar süreceği anlaşılıyor. ; Bu arada zam fırtınası laiklik kavgasının içine çe- kiliyor. Şaibe Hanım ıle Tansukolik yetkililer ko- ro halinde bu temayı işliyor. ' Istanbul'da Şaibeler Sultanı, Ankara'da Paçacı Cihan, halkın elındeki beş ekmekten 3'ünü devle- kin aldığı gibi belleklerde yaşlanacağını sandıkları Lcuz.kiyasiamalaryapıyorlar.,f ,._,,_ ,J J ( I ^ V , B ! Türk siyasetindeki trajikomik durumu kanıtlaya- fcak örnekler sergileniyor. ; Şöyle çevremize bakalım. Başka kimler karşı çı- kıyor son zamlara? f Şaibe'nın bir numaralı destekçisi, geçen hükü- metlerin ekonomik kararlarında, hızlı zamlannda onayı ve imzası bulunan bir hafta öncesınde DYP'Iİ, bugün DTP'lı Ufuk Söyiemez! • DTP'de görevı ne şimdi? Ufuk Söylemez; Şaibe Hanım adı geçınce hırsızlığı. soygunculuğu, arsız- iığı, zam deyınce halkı Çiller hükümetlerinin soy- tiuğunu dilinden eksik etmeyen DTP Genel Baş- kanı Cindoruk'un bir numaralı yardımcısı görevi- pi yürütüyor. ; Başbakan Yılmaz da inandırıcı değil ama, hafıf uyutucu söylemlerde: "Enflasyonun" diyor, f 7998'de düşürülmesi için gerekenler 'çekinme- den' yapılacak". i "Çekınmeden". Ne demekse?.. Belki de Başba- kan demek istiyor ki. enflasyon için bir şey yapıl- hnayacak. ' Bir kez buyıldan hayır yok, enflasyon yüksele- cek, asla düşmeyecek. , Umut gelecek yılda. Öyle mi? ! 1998'de seçim yapılacak. Hazine fora. • Yanı? Umıt dağın ardında. • Ye Mehmet (millet) ye! Din ticareti yapıyorlar I Baştarafi I. Sayfada zılarının zammla bozuldu- ğu kavdedile^k şöyle de- hildi: "Şeyhik babadan oğula geçer hıle gelmiş, si- yasi vc maddiçıkarlar, şeh- vet ve şöhret kanşmış, ifrat ve tefrite kaçJmıştır. Bazı t&rikatlar. saiklerini, iba- İetten muaf tıtarken, baa- İân inianlarımiskinliğe ve tembdüğe se'k etmiş, Bir hırka Dİr lokna yeter' sap- lantısna götirmüştür. İn- sanlan ahlakn eğiten, gii- nah bataklığndan kurta- raıu Llamın «inüllere taht kurmısını sadayan Yunus Emre AhmeiYesevı. Mev- Fana, Hacı Bataş-ı Velı gi- bi büviik mirşitlerin ya- nındacahil vı sahtekârlan çıkmjjtır." ".Aİah'uı dçisiyim" di- yen -v; peygmberden rü- yatLa :mır akklannı söy- İeyeriNeyhlen düsünce \ e u.yguamalarnın ayet ve hadLisere cLalı imanla bağdîşmadı | belırtilen ra- por«±£. "Hattbantarikat- larnxtarikatşeriattan üs- tün ;örmelei tamamen batal jir düşıncedir. Tari- ve b ı doğrutuda hareket etn»ei. zonuiladır" denıl- di. i^porda.'irinsanm Is- larr»ı -aşama- için bir şey- he Ijşlanmizorunluluğu bul«aımadı&ra dikkat çe- kilirrien. -Acak tekke ve der-^oihlartlada şeyh ve müJTtolabifc Bunlann İs- laıraaujgun ir şekilde in- sanjjra i>i>; i.oğru> u, hak- kı, kardeşliği. birtik ve bera- berliği anlatması gerekir" görüşü kaydedildi. Hazreti Muhammed ve raşit halifeler zamanında tasavvuf ve tarikatın olma- dığı vurgulanan raporda, şu görüşlere yer verildi: "Müslümanlar hayatlannı kitap ve sünnete göre dü- zenlivorlardı. Emevilerdö- neminde zühd hayaû başla- dı. Abbasiler döneminde gelişti ve tasavvuf disiplini oluştu. Selçuklular ve Os- manlılar döneminde tari- katlar vaygın bir şekilde or- taya çıktı. Tarikat İslamı yaşamak üzerine kurul- muştur. İslamı bilip yaşa- yan bir tarikat şcyhinin yö- netinıinde ona intisap eden denişler, gönül terbiyesin- den geçen olgun mümin ol- may ı amaçlar. Önceleri her yönüyle İslama uygun olan tasa\Tuf düşünccsi ve tari- katlardan bazılan zaman- la bozulmuş, yabancı un- suriarı bümesine almış; servet, şöhret, siyaset ve menfaat peşine düşen sah- te şey hler ve müritler türe- miştir. İslamı yaşamak iste- yene, rehber oiarak Kuran ve sünnet, önder ve örnek oiarak da Hz. Muhammed yeter. İlla bir tarikat şevhi- ne, bir mürşide gereksinim duyanlar. şeriatı bilip yaşa- mak konusunda, özünde sözünde ve davranışlann- da dosdoğru olan, servet, şöhret ve şehvet düşkünü olmayan. salih. muttaki ve işin ehli olanını bulmalıdır." Dini yayında pürüz çıktıHÜLYA KARABAĞLI ANKARA - Hükümetin, TRT'- den dini eğitim veritmesine ilişkin ilke karannın hemen uygulamaya konulamayacağı belirtildi. TRT Genel Müdürû Yücel Yener, 2954 sayılı TRT Yasasf nda "dini eği- tim'' yayını yapılabileceği ya da kanallardan birinin bu amaçla kul- lanılabileceğini öngören bir hüküm bulunmadığını kaydetti. TRT, uz- man ve hukukçulannı bu konuyla ilgili çalışma için yönkndirirken, özel radyo ve televizyon kuruluş- lanna verilen "dini yayın" izni en çok köktendinci kanallann işine yaradı. RTÜK Yasası'ndaki boş- luktan yararlanan kanallar özellik- le Arapça içerikli programlara ağırlık verdiler. TRT, hükümetin kararlaştırdığı "dini eğitim yayını" konusunu ma- saya yatırdı. TRT Genel Müdürû Yücel Yener, konunun aynntılı bi- çimde incelenmesinin zorunluluk olduğunu söyledi. "Mezhep fark- lılıklan var, hassas bir konu, hiç kimsenin incitilmemesi gereği var" diyen Yener, eğitim uzmanı ve hu- kukçulardan oluşturulan komisyo- nun çalışma yaptığını kaydetti. Ya- yınm hemen mümkün göriinmedi- ğini, yasal engellerin olup olmadı- ğının da tartışıldığını vurgulayan Yener, "TRT Vasası'nda ve yayın planında "dini eğitim" verüebilece- ğine ilişkin hüküm yok Yasaya rağ- men düzenleme olmaz. Bu nedenle yeniden düzenlenmesi gerekjr" gö- rüşünü dile getirdi. Yener. Bakan- lar Kurulu"ndan TRT'ye alınan ka- rarla ilgili bir yazının da gelmedi- ğini, gelecek günlerde Diyanet'le görüşeceğini kaydetti. Yener, TRT'nin bu çalışmalar ışığında ha- zırlayacağı raporu bir sonraki Ba- kanlar Kurulu toplantısına "TRT'nin görüşü" oiarak sunacak- lannı bildirdi. TRT'nin olası en- gelleri aşması durumunda dini eği- tim yayınlannı kendı kadrosuyla yapmak istediğini, hükümete de bu konuda telkinde bulunacağı öğre- nildi. 3984 sayıh Özel Radyo ve Tele- vizyon Yasası'nda "dini ağıruklı" yayın yapılabileceğine ilişkin hük- mün bulunması en çok köktendin- ci kuruluşlann işine yaradı. Yayın kuruluşlannı denetlemekle yü- kümlü kılınan RTÜK, bu kanalla- nn "din programlannı". " kültür programı" kapsamında denetledi. RTÜK, RP'li üyelenn göz yıımma- lan nedeniyle Arapça yayınlara bi- le sessız kalırken, ulusal düzeyde izlenen Kanal 7, STV, Mesaj TV, TGRT'nin yayın ihlallerine kayıt- sız kaldı. RTÜK, yerel ve bölgesel ölçekte din istismarcılığı yapan Akra FM, Arifan Radyo, Çağn Radyo, Hedef Radyo, V'ahdet Rad- yo, Yeşil Radyo"nun ihlallerine ve- rilecek cezalan 2 ay askıya aldı. Tarîkatlar çok parçabANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye'deki en büyük tarikatlan NurcuJar ve Nakşibendiler oluştu- ruyor. Muhammed Bahaüddüı tarafından kurulan Nakşibendilik kendi içerisinde Menzil, Çarşamba, Is- kender Paşa, Kıbnsi ve Erenköy cemaatleri oiarak aynlıyor. Nakşibendi Şeyhi Mehmet Zahid Kot- ku'nun ölümünden sonra yerine Malunut Esat Coşan geldi. Nurculuk tarikatı da, "Fethullah Hoca Cema- ati", Yeni Nesil, Aczmendiler ve Kadiriler oiarak gruplanıyor. Bu iki tarikatı, büyüklük sırasına göre, Süleymancılar, Rıfailer, Işıkçılar, Cerrahiler, Darül Takrib, Vehabiler. Mevuleviler, Melamiler ve thvan- ı Müslim'in izlediği tahmin ediliyor. Diyanet Işleri Başkanlığı'nın "Zühd, Tasavvuf ve Tarikat" raporunda tarihtekı ünlü tarikatlar ve kuru- culan şöyle sıralandı: "Kadiriyye (Abdülkadir Gay- laniX Yesevviye (Ahmet Yesevi)^ Rıfaiyye (Ahmed Rı- fai), Kübreviyye (Necmeddin Kübra), Şazeüyye (Şa- zeli), MevlevTyye(Mevlana Celaleddin-i Rumi),Nak- şibendiyye (Bahaüddin Muhammed b. Muhammed), Bayrammiye (Hacı Bayram-ı Veli), Bedevviyye (Ah- med b. AJi Bedevi), Celvetiyye (Aziz Mahmut Hüda- yi), Çestiyye (Hasan Çeşti), Sühreverdiyye (Ebu Hafs Ömer Süherverdi)." KKTC'ye flk su kasımda taşınacak SERKAN DEMIRTAŞ A.NKARA - ICKTC Dışişleri Bakanı Taner Etkin. KKTC'nin acil gereksinmesinin gidenl- mesine yönelik oiarak Manavgat Çayı'ndan su taşınmasına kasım ayında başlanacağını bildir- di. Rum yönetiminin aşın silahlanma politika- sını sürdürdüğünün altını çizen Etkin, "Rumla- nn atoklan her adıma yanıt verilecektir" dedi. Dışişleri Bakanı Etkin, Başbakan Yardımcısı Bü- Jent Ecevifin 20 temmuzda gerçekleştirdiği zi- yarette gündeme gelen KKTC'nin su gereksin- mesınin Türkiye'den karşı lanmasına yönelik ça- lışmaların sürdüğünü bildirdi. KKTC'ye ilk su- yun büyük olasılıkla kasım ayında ulaşımı de- nizden sağlanan balonlarla getirilmesinin öngö- rüldüğünü kaydeden Etkin, "tld ülke arasına bo- ru hatü kurulması ile ilgili projenin üzerinde ça- lışddıgınu ancak yaşama geçirUmesinin zaman alacagını" vurguladı. Etkin. Glion'da yapılan doğrudan görüşmele- nn başanlı obnadığını belirterek Türkiye ve KK- TC arasında başlatılan "ortakhk sürecinin" hız- landınlacağını kaydetti. Ortakhk konseyi anlaş- ması kapsamında taraflann 5'i hükümetten 5'i de parlamentodan olmak üzere 10 kişilik bir kon- sey oluşturma çabalannı sürdürdüğünü belirten Etkin, "Konsey, ortakhk ile ilgili oiarak önerece- ği hususlan gündeme getirecek Anlaşmaııın iş ol- sun diye imzalanmadığını gösterdik. İlk adımlar anktı, bundan sonra da aülmaya devam edile- cek"dedi. Montreux görüşmelerinin Avrupa Birliği'nin uluslararası hukuka aykın oiarak Fvibns Rum kesımi ile tam üyelik görüşmelerine başlaması ve S-300 füzelerinin adaya konuşlandınlmalan takvimınin gölgesinde kaldığını ve Türk tarafi- nın bu görüşleri dile getirdiğini belirten Etkin, şu görüşlen ılertı: "lldtakvün var. Bunlardan bi- ri AB'nin 6 Mart 1995te aldığı karardır. Bu ka- rar, Rum yönetiminin uluslararası kurallara ay- kın oiarak yaptığı başvurunun kabui edilmesidir. Hükümetler arası konferansın bitimüıden itiba- ren 6 av içinde tam üyelik görüşmelerinin başla- masına yönelik bir karardır. Zaman daralmak- tadır. İkinci takvim S-300'lerin alınması takvimi- dir. Bu, Rumlar tarafından konulan bir takvim- dir. Türkiye ve KKTC, 20 Ocak deklarasyonuy- la buna karşı ne yapacaklannı çok açık oiarak meydana koymuşlardır. Tedbiıierden biri VIa- raş'ın yerleşime açılmasıdır. Iürkiye ile özel Uiş- ki kapsamında kısmi bütünleşmenüı sağlanma- sıdır. Zamana orada da darahnaktadır." Etkin, Rumlann S-300 füzelenni konuşlandırmalanna karşı alınacak önlemler arasında yer aldığı söy- lenen Geçitkale Havaalanı'nın hava ussüne çev- rilmesine ilişkin bir soru üzerine. "Bu konuda siyasi irade ve politik bir karar vardır. Gerisi bu- nunla ilgilenecek uzmanlara kalmıştır. Gerekli adım neyse atılır. Politika bellidir. Durum çok açık ve nettir. Rumlar attıklan her adıma karşı- lık alacaklardır" yanıtını verdı. Güney Kıbns Rum yönetimi, Rusya Federasyonu ile 4 Ocak 1997'de bir anlaşma yaparak Anadolu toprakla- nnı da vurabılecek menzile sahıp olan S-300 füze sistemlerini alma sürecini başlatmıştı. 6 Kanser ilacım medya abarltı9 • Baştarafi 1. Sayfada aşamalannda etkiü olduğunu gördük. İlacın daha birçok de- ney aşamasından geçmesi ge- reİdyor." Dr. Rıfat Pamukçu, kendini bildi bileli tıp dünyasının için- de. Şimdi emekli olan babası mide-bağırsak hastahklan uz- manı; annesi de kalp hastahk- lan uzmanı. Babasının asker- lik görevi sırasmda daha kü- çücük bir çocukken Türkiye'de kalmış ve o döneme ilişkin ha- tırladıklan çok az. "Hayatçok yoğun geçiyor ve ben de çok meşgulüm. Bu yüzden en son 3 yıl önce Türkiye'yi ziyaret ede- bildim" diyen Dr. Pamukçu, "kansere ilaç bulan Türk" di- ye gazeteler ile televizyonlar- da yer alınca, akrabalannın "çok duygulandığını", kendi- sine gelen telefonlann sayısı- nın 400'ü geçtigini söylüyor. Pamukçu. daha çok roma- tizma, kas ve bel ağnlan için kullanılan Sulındac (piyasada Clinori adıyla tanınıyor) ısım- li ilaçtan yola çıkarak gehştir- dıği "FGN l"ı anlatırken keli- melerboğazına düğümlenir gi- bi oluyor, çok heyecardanıyor. "Dünyadaki araştırma klinik- leri ile üp merkezlerinin dik- katleri bize çevrilmiş durum- da. Yakından izliyorlar. Ancak daha kat edilecek çok yol var. ABD'de ve Avrupa'da ilacımı- zaonay almaya çauşacağız" di- yen Dr. Rıfat"Pamukçu. "FGN l"e ilişkin şunlan anlatıyor: "Biz gelişen tümörleri engelle- yen bir ilaç buMuğumuzu dü- şünüyonız. Bazı insanlann bünyesi genetik(ırsi) oiarak tü- mör oluşumuna ve gelişimine daha yatkındır. Bu tip Idşüerin en geç 50 yaşuıda öleceği tah- min edilir. Eğer senede 3-4 de- fa bir insanda tümör oluşuyor- sa bu, kanserin oluşacağı riskJi bir bünye kabul edilmektedir. Biz bu riir tümöroluşumunu ilacumzlaengelle- meyi ümit ediyoruz. ABD'de bu so- runu olan 5-10 milyon kişi var. Bu bi- rinci grup. Diğeri de kanser ohnuşve tedavi görmeye başlamış ikinci grup- ta yer alan kişiler... Orneğin. bir adam kalın bağırsak kanseri ohnuş, tümör bütün beyne ve vücudun baş- ka yerlerine de yayürnış. Bizim bulu- şumuz olan FGN 1 adlı ilaçtan me- :nııi(tnı,rtn Kurtuluş gazetesi çahşaman barikat laıraı^ rjolislerin arama y-apmasını engeUemek istedi. (ALPER TURGUT) Emniyetmüdürünün TGC'yiTİyareâ sırasında Kurtuluşgazetesi vdnsiz arandı İstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nı (TGC) ziyaret eden İstanbul Emniyet Müdürû Hasan Özdemir, basına yönelik saldınlan önlemek için çalışacakJannı belirtirtti. TGC Başkanı NaU Güreli ise toplumsal olaylar sırasmda gazetecılerin güvenlik içinde çalışmalannın sağlanmasına yönelik isteklerini yineledi. Özdemir. dün öğle saatlennde Güreli ve yönetım kurulu üyelerini ziyaret etti. Özdemir, toplumsal olaylarda gazetecilerin güvenlik içinde çalışmalarını sağlamak amacıyla bir güvenlik binmı kurduklannı belirterek, yaşanan son toplumsal olaylarda da gazetecilerin bu bırim tarafından korunduğunu anımsattı. Özdemir. gazetecilerin. doğru bılgıye en hızlı şekilde ulaşmalan için Basın Protokol HalkJa İlişkiler Şube Müdürlüğü, karakollar, haber merkezi ve nöbetçi müdürlüklere talimat vereceklerini söyledi. Özdemir. gazetecilenn güvenhğini ve rahat bilgi almalannı sağlayacaklannı söylediğı sırada Cağaloğlu'ndaki Kurtuluş gazeîesi, polis tarafından "izinsiz" aranmak istendi. Gazetenin demir kapısını zorlayan ve çalışanlan tehdit ettikleri öne sürülen sivil polisler, kapımn arkasına kurulan barikat nedeniyle ıçeri giremedi. İHD. ÇHD. İstanbul Barosu. Halkın Hukuk Bürosu ve basın kuruluşlannı arayan gazete çalışanlan. pencerelere. "Yasadışı baskını protesto ediyoruz" \e "Halkın sesi Kurtuluş susturulamaz" yazılı pankartlan astı. Özgür-Der Başkanı Havva Suiçmez, Grup Yorum üyesı .Vefa Saygm Öğütler ile 3 yaşındaki bir çocuğun da aralannda bulunduğu 18 kişi. avukatlann olay yenne gelmesi üzerine barikatı kaldırdı. Hasan Çakan isimli kişiyi aradıklannı belirterek. kimlik kontrolü yapan güvenlik güçleri aradıklan kişiyi bulamayınca olay yeriru terk ettı. Baskın ginşımını kınamak için bina dışında bekleyen yaklaşık yüz kişilik bir grup. "Sosyalist basın susturulamaz" sloganlannı atarak alkışlı protesto göstensi yaptı. det umuyor. Üzgünüm ki bu ilaç, rü- mörün tüm vücuda yayıldığı vaka- larda bir işe yaramaz, çare değildir. Bugün daha güçlü etkisi buiunan ve yaygın kanser \ akalannda etkisi ola- bikcek çokdaha güçlü ilaçlarüzerin- de bilimsel çalışmalar yapılıyor. An- cak hastalar üzerinde bu ilaçlann de- nenmeye başlanması 1998'den önce gerçekleşmeyecek Benim ilacıma ge- lelim; örneğin göğüs kanserinden ameliyat olmuş bir bayan var. Diye- lim ki kanserii göğsü aunmış ve ke- moterapiye başlanmış. İşte bu aşa- madailacımızm faydah olabileceğini, kanserin yeniden ortaya çıkmasını önleyebileceğimizi ümit ediyoruz. Ozetie, bu ilaç, daha önce kanser ol- muş ve tedavisine başlanmış kişiler- de ya da kanserin henüz başlangıç aşamasında, erken teşhis edilmiş \a- kalarda. bir başka ifadeyle tümörün viicudu kaplamadtğı bünyelerde et- ki gösterebileceğini düşünüyoruz. Oaha her şey tam kesinlik kazandı diyemiyoruz. Henüz deneyler ve araştırmalar yiizde yüz tamamlan- mış değil. Dünyada çeşhli ülkelerde labaratuvar araştırmalarında vaka çauşmalanna devam ediyoruz." Dr. Pamukçu. insanlar üzerindeki klinık denemelerin dünyanın bazı ül- kelerinde ve ABD'deki 10 kentte ger- çekleştırilebilmesi için çalıştıklannı, bunlar arasında Türkiye'nin de yer almasını arzuladığını kaydetti. G U N D E M MLSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada ağustos başına kadar yapılan zamlarla eridi. Görü- nen o ki, ağustos da kalan dilime tosladı... Ekonomide gelenekselleşti, "paket" deyince için- den zamdan başka bir şey çıkmıyor. Yurttaş umutlanıyor... Paketten bize azık çıkar mı? Paket açılıyor... Azık olmuş kazık... Bu tür durumlarda şu tanımlama yapılır Hükümet kaşıkla verıyor, kepçeyle alıyor... Şimdi şöyle diyebiliriz: Hükümet kevgirte veriyor... Almasına gerek yok. Zaten mutfağa gidinceye kadar ne varsa dökülüyor. Son zammın başka bir özelliği var: Sekiz yıllık kesintisiz temel eğitim... Etiketi değiştiren, "Eğitime katkı" diyor. Harb-iş Sendikası Genel Başkanı Izzet Çetin do- ğal oiarak yakınıyor: "Uygulamaya sokulan yüksek oranlı zamlar eko- nomik bunalımın daha da artması sonucunu doğu- racaktır. Zammın, eğitime katkı amacını taşıdığını belirtmelerine karşın amaç, bütçe açıklannı kapat- maktır. Oysa bütçe açıkfan, ücretlilere ve geniş halk kesimlerine aktanlan kaynaklar nedeniyle büyüme- miştir, rant kesimlerine aktanlan kaynaklarla artmış- tır." REFAHYOL döneminde sık sık altını çizmiştik, Necmettin Çiller'in ekonomiye ilişkin attıklan adım- lann çoğu, rantiyecilere yaramıştı. O günlerde sü- rekli denk bütçe edebiyatı yapıyorlardı ama, denk olan tek şey Hacı'yla Bacı'nın keyfiydi. Rakamlar sonradan açıklanınca bu durum daha net ortaya çıktı. Sekize içelim... Son zamlara gelirsek... Eğer, "eğitime katkı için" deniyorsa bu yasada öngörülen kesintileri kat kat aşıyor. Sekiz yıllık eğitim yasasında en geniş yer mali kaynaklara ilişkindi. Bu kaynak zamlardan çok, devlet kurumlannın hemen her türlü hizmetinden sağlanacak. Neredeyse resmi dairelerin önünden geçerken bile, sekiz kesintisi yapılacak. Eğitime en büyük katkıyı Tekel ürünleri sağlaya- cak. Bundan böyle akşamcılar, "Şerefe" demeye- cek, "Sekize" diyecek... Ama hesapta, tüpgaz, ekmek gibi dar gelirli yurt- taşın yaşamsal gereksinimlerinden pay kesmek yoktu. Eğer, "bütçe açığının kapatılması için" deniyor- sa, bu yükün büyük diliminin yurttaşa yüklenmeme- si gerekirdi. Başbakan Mesut Yılmaz ve Başbakan Yardım- cısı Bülent Eceyit dün ortak basın toplantısı yapıp, din eğitimiyle ilgili düzenlemeleri açıkladılar, soru- lan yanıtladılar. Kimi sorular da doğal oiarak son zamlara ilişkindi. Yılmaz ve Ecevit, halktan alınan paranın yine hal- ka hizmet oiarak döneceğıni, REFAHYOL'un cum- huriyet tarihinin en büyük bütçe açığını bırakıp git- tiğini söylediler. Bütçe kapatmanın da bir usulü var. Kısa sürede gerçekleşmesinin zor olduğunu biliyoruz ama, "az kazanandan çok, çok kazanandan az vergi alma" sisteminde değişiklik olmadıkça, bütçe yükünün dengeli yayılması olanaksız. Bu gerçekleşinceye dek, hemen zamma yüklen- mek yerine, ranta yüklenmek daha sosyal adaletçi bir tavır olmaz mıydı? Devlet Istatistik Enstitüsü (DİE) rakamlan ortada. Gelirdağılımındakidengesizlikuçurumlaanlatılabi- tecek gibi değil. Bir tarafta kötürümcüler bir tarafta götürümcüler... Fark giderek açılıyor. Nüfusun ilk yüzde 20'lik di- limi ulusal gelirin yüzde 5.2'sini, ikinci yüzde 20'lik dilimi 9.6'sını alıyor. Nüfusun yüzde 40"ı karnını güç- lükledoyuruyor... Tüpgaza, şekere, çaya zam yaptığınızda bundan ilk kim etkilenir? Hükümete munta'zam' dedik... Muaz'zam' dedik... Bunun hüz'zam'ı var... Olmadı, cüz'zam'ı da var... GazetecHere yaprian saldınlar • .4NKAR\ (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit. Cumhurbaşkanhğı ve Başbakanlık Muhabirleri Demeği Yönetim Kurulu Başkanı Coşkun Kartal ve Yönetim Kurulu üyelenni kabul etti. Ecevit. gazetecilere yapılan saldınlann, aslında demokrasiye. düşünce. ve halkın haber alma hakkına yapılan saldınlar olduğunu söyledi. TGC'den uyan • İstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC). yurttaşlan cemiyet adını kullanarak para toplayanlara aldanılmaması için uyardı. Cemiyet tarfindan yapılan yazılı açıklamada, bazı kişilerin TGC isminı kullanarak yemek düzenlediklerinin ve davetiye karşılığı para topladıklarmın öğrenildiği, TGC'nin böyle bir girişimı olmadığı kaydedildi. Öymen toprağa verHdi • istanbul Haber Servisi - Dışışlen Bakanlığı Müsteşan Büyükelçı Onur Öymen'in babası Münir Raşit Öymen, dün Erenköy Galip Paşa Camii'nde kılınan cenaze namaztndan sonra Nakkaştepe Mezarlığı'nda toprağa verildi. Budak'a efeştîri • İstanbul Haber Servisi - DlSK'e bağlı Nakliyat-tş Sendikası Genel Başkaru Ali Rıza Küçükosmanoğlu, DtSK Genel Başkanı Rıdvan Budak ve mevcut yönetimi, DlSK'i sermaye örgütüne dönüştürmeye çabaladıklan gerekçesiyle eleştirdi. Ceytan bıçaklandı I İstanbul Haber Servisi - Kamuoyunda "Ceylan" oiarak tanınan şarkıcı Ceylan Avcı, dün akşam Beşıktaş'ta tartıştığı Banş Cakar tarafından bıçaklandı. Sağlık durumunun iy i olduğu bildirilen Avcı, Şişli Etfal Hastanesi'nde kaldınlırken, Çakar gözaltına alındı. Nüfijs cüzdanımı ve ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. VOLKANBAŞOGLU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle