29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 AĞUSTOS 1997 PAZAR 8 PAZAR YAZILARI Polis eşliğindejogging yapan kadınlarIsveç'in en büyük sabah gazetesi Dagens Nyheter'ın birinci sayfasında renkli. kocaman bir fotoğraf: İki kadın, ağaçlarla çevrili bir koşuyolunda koşuyor ve yeleğinde polis yazan bir kadın. bisikletinin yanında durmuş, onlan izliyor. Haberin aynntılannın yer aldığı sayfada ise, arkasında üç kadın olarak jogging yapan bir polisin fotoğrafı var. Stockholm'de 4 hafta içınde 12 kadının ırzına geçilmesinden ve bunlardan birkaçının ölümün eşiğinden dönmesınden sonra dar bütçesıyle çaresizlik içinde kıvranan polis, kendi kültür fizik saatini çarşamba günleri 18.00'e alarak korku içındeki kadınlan, birlikte koşmaya davet etti. Geçen çarşamba başlayan girişim 3 hafta sürecek ve ilgi sürerse devam edecek. Oysa yalnız ve güçlü kadınlann ülkesidir Isveç; pariamentoda oran olarak dünya birincisidir kadınlar. Ücret ve hak eşitliğinde, en eşit olanlardır erkeklerle. Hemen her meslek dalında diğer ülkelerden çok daha fazla kadına rastlanır. Kadınlann orduda, inşaat sektöründe, özel koruma şirketlerinde çalışması olağan bir durum haline geldi. En son kadın yangın söndürme erleri de mezun oldular. Ama evinin önündeki parkta bir tek atmaya cesareti yok kadının. Gece otobüsüyle evine dönerken duraktan evine kadar olan mesafeyı bacaklan titreyerek alıyor. Korku öyle büyük bir boyutlara ulaştı ki bazı taksi şırketleri. yalnız kadınlara indirimli tarife STOCKHOLM GÜRHAN UÇKAN uyguluyor ve şoförler kadın evının kapısını açana kadar bekliyor. Otobüslerde bir örnek ceketli gönüllü gruplar, dileyen kadına evine kadar eşlik ediyor. Açın tsveç edebiyatının temel taşını oluşturan "proJeter yazarlan": Ivar Lo Johansson, Vılheün Moberg unutulmaz kadın tipleri çizmışlerdi. Mevsimlik iş için yılın yansı evinden uzakta kalan erkeklerin, çok sayıda çocuğuna ve evine bakan, ırgatlık yapan, karda buzda ekmeğini taştan çıkaran kadınlan. Kata Dahktröm. Fredrika Bremer gibi kadın haklannın ilk öncülerinin takipçisi çağdaş kadınlar. aydınlık gecelerde bile evlerinin dışına çıkmaya korkuyorlar. Şiddete karşı bir başka grup ise, erkek ve kadın eşcinseller. Bu satırlann yazıldığı gün, ülkenin 25 yerleşim yerindeki 2000 eşcinselın doldurduğu anketin sonuçlan açıklandı. Her dört eşcinselden biri, en az bir kez cinsel eğiliminden ötürü kaba şiddete maruz kalmış. Birçok eşcınsel, işyerinde üzerine düşen görevleri kusursuz olarak yaptığı halde, cinsel tercihinden ötûrû her an işini kaybetme korkusuyla yaşıyor. Göçmen kadınlann durumu da bir başka hazin manzara oluşturuyor. Doğulu ve Ortadoğulu erkekler u afle namusu" için kız kardeş öldürme "geleneğiııi'' buraya da getirdiler. Yetkililer "tsveç toplumuna uyum sağlayamamıs. olduklannı" söyleyerek bir çeşit günah çıkanyorlar. O zaman akla şu soru geliyor: "Hangi îsveç toplumuna? Gece evine yalnız dönerken alnna edecek hale gelen kadınlann, cinsel tercihinden ötürü her yirmi dört saati korku içinde geçen eşcinsdlerin, görüşkrini çekinmeden dik getirdiği için geceler boyu aralannda meslektaşlan da olan erkeklerin telefon terörüne uğrayan ve bu yüzden gtzli adreste yaşamak ve adını telefon rehberinden sildirmek zonında kalan kadınlann İsveçine mi?" 'Rusya seninle gurur duyuyor' MOSKOVA HAKAN AKSAY Yahu, kaç yıldır bu memleketteyim; ekmeğini yedim, suyunu içtim. Bari bir faydam dokunsun. Hiç olmazsa "çam sakızı çoban armağanT türünden. Mesela, Türkiye'nin yaşadığı zengın deneyimleri aktarayım Ruslara. Yararlansmlar. Dünyalannı zenginleştirsinler. Bizim parlamenter demokrasimızin inceliklerini, siyasi-çamurlu mücadele yöntemlerini. ayak kaydırma taktiklerini, iftira ve küfûr sanatını (küfürde Ruslann kısa sürede yenılilderi kapacağından kuşkum yok), yapay ittifak göstenlerini yalakalık edebiyatına dönüştürme hünerini, *ya olacak, ya olacak" gibı dil harikası vurucu sloganlan... Evet, evet! Sloganlardan başlamalı işe. Kitleleri ayartıp oylannı kapmak için de. rakipleri sersemletip morallenni bozmak için de ustaca bulunmuş sloganlardan daha iyi bir ilk adım düşünülemez. Hangisinden başlasak? "Vur vur inlesin; Mesut Yıbnaz dinlesin" olur mu? Mesut Yılmaz yerine Boris Yeltsin desek, örneğin. Ama olmaz. "Vur" deyince Ruslar şaşırabilirler. "Kime, neden vuracağız; kavga nu. savaş mıçıkü" diye sorabilirler. Fazla üstelersek. vur deyince öldürebilırler. Zaten hem Zyuganov hem de Lebed. Yeltsin'den daha genç ve gürbüz; işin vurduya kırdıya dönmesine bayılırlar. 8 yıllık eğitime karşı çıkan kalabalığın bağırdığı, televizyondan tam olarak duyamadığım "Mesut bir gün öleceksin. imamın eline düşeceksin" gibi bir slogan vardı. Ama galiba bu da uymaz. Hem "Boris bir gün öleceksin" deyince Rus doktorlannın malum kalp amelıyatındaki başansına gölge düşürmüş olacağımızdan. hem oraya imam getirmenin münasebetsiz bulunacağından, hem de zaten sloganı pek iyi duyamamış olmamdan dolayı. bu da olmaz. Buldum! En iyisi "Türkiye seninle gunır duyuyor" sloganı. Son zamanlarda bizim memlekette herkesin agzında bu slogan. Ister sağcı, ister solcu, ister futbolcu, ister polis, isterse de hırsız olsun; bu slogan herkese uyuyor. Adam hangi özelliİderi taşıyor ve hangi cevizleri kınyor olursa olsun pek fark etmiyor. Yandaşlan gırtlaklannı parçalarcasına "Türkiye seninle gurur duyuyor" diye bağınyorlar. Aslında akıllı bir slogan. Bir taşla üç kuş vuruyorsun. Birincısi, liderine okkalı tarafindan yağ çekiyorsun. tkıncisi. sahip olduğun kadar gururu duyabilmek için çabalarken, özbenliğini bütün Türkiye'nin yerine koyarak kendi kendine "Ben neymişim be abi" gibısinden pas atıyorsun. Üçüncüsü, hık mık diyecek olanlara karşı "Ulan. görmüyor musun. memîeket davası; kendimiz için bir şey istiyorsak namerdiz" havalanna girebiliyorsun. Sloganın çok farklı kesimlerin ağzına sakız olmasma gelince. Zaran yok. Kim daha sıkı bağınrsa, sloganın hakkını o veriyor demektir. Haydi aslanlanm! Haydi koçlanm! Yırtının, vatan aşkma!.. Ey Ruslar! Buradaysanız üç defabağınn! Bağınn bakahm, Rusya'nın resmi şirketlerini eşine dostuna ucuz tarafindan "özeUeştiren" Çubays'a: "Rusya seninle gurur duyuyor!" Bağınn bakalım, sanki 1993'te parlamentoyu yakıp gazeteleri kapatan kendisi değilmiş gibi bugün "Demokrasi muhalif görüşe saygıdır" diye dersler veren Yeltsin'e: "Rusya seninle gurur du>ııyor!" Haydi aslanlanm! Haydi koçlanm! Yırtının, vatan aşkına!.. niivİiltİİlİİgllt UllUlU Ç««li ve Makzyalı davul ustalan d ete verip dünyanın en büyükçift y ^ davulunu yaratü. 33 metre çapındaki dev davul Malezya'nın başkenti Kuala Lumpur'da diizenlenen bir vardım balosu için yapıldı. Çin'in Ciangzhou bölgesinden gelen 45 Çinli davulcu hep birlikte dev davulu bütün hünerlerini göstererek çaldı. Baloya katüanlar bu gürültülü konseri ilgiyle dinledi. Budalanın ses ve öfke dolu öyküsü Yazarlar içinde. yaratılan eserin tadını en çok oyun yazarlan çıkanyor olmalı. Yazdıklan, bir kitabın ıçine hapsolmuyor oyun yazarlannın. Tersine, sözcükler sayfalardan fırlıyor, hareket ediyor, ağlıyor, gülüyor ve alkışlanıyor. Oyun yazannın kitabı, varolmak için dile gelen tek yazın ürünü. Perderün açılıp Johannesburg Şehir Tiyatrosu'nun sahneye koyduğu l mabatha: Zulu Macbeth'i adh oyunun dile gelmesini beklerken oyun yazannın şansına ımrenmeye devam ettim düşüncelerimde. Kendi kendimle bahse gırdim. Acaba oyun yazan tahmin ettiğim kadar şanslı mıydı? Sözcükler anlamsız seslere dönüşseler de oyun varlığını sürdürebılecek miydı? l mabatha: Zulu Macbeth'i, VVekome Msomi tarafindan yazılmış ve yönetilmiş. Olaylann gelişimi, Shakespeare'in cinnet, cinayet ve ahlak çöküntüsünü anlatan öyküsüne çok yakın. Vahşıce öldürülen bir kral, acımasızca canlan alınan korumasız anne-çocuk ve şölen yemeğıni altüst eden bir hayalet. Ancak oyun Ortaçağ Iskoçyası'nda değil, Güney Afrika'nın savaşta olan kabileleri JOHANNESBURC AYSU ÖNEN arasında. 19. Yüzyıl başlannda geçiyor. Macbethin trajedısini başlatan hırs. liderlik ve güç dürtülenni 19. Yüzyıl Afrikası'nın varlıklannı sürdürmeye çalışan kabilelennin kaderlerini çizen etkenler olması, Shakespeare'in oyununun, Zulu diline ve kültürüne uyarlanmasını olası kılıyor. Oyunun Zulu versiyonunda Macbeth, Mabahatta; Lady Macbeth. Ka Madonsela: öldürülen Kral Duncan ise Dangane adını almış. Shakespeare'in Macbeth'ıyle. Zulu Macbeth'ını ayıran en büyük fark, karakterlerin oyunun ağır trajedisiyle başa çıkma yöntemleri. Zulu Macbeth'i. yazın tarihinin en gamlı karakterlerinden bırinin öyküsünü son derece ntımli ve neredeyse şenşakrak bir tonla anlatmayı başanyor. Cinayet, vicdan azabı ve iç hesaplaşmalar. dansçılann hayvan postlan, kartal tüyleri ve boncuklarla süslü muhteşem kostümleri içinde sunduklan kabile danslanyla vurgulanıyor. 66 kişilik kadro sahneyi doldurduğunda, oyunun eneıjisi seyirciye geçiyor. Oyuncular bedenlerini, alışıhnadık dans figürleri ve Batılı göze yabancı bir vücut dili yardımıyla olmadık şekillere sokuyorlar. Yüzler, Afhka maskeleri kadar sert ve çeşitli. Ka Madonsela ya da Lady Macbeth'i canlandıran oyuncu, kâh yüz mimikleriyle her şeyi anlatıyor kâh taş kesilip hiçbir ipucu vermiyor seyirciye. Ne tıknaz vücut yapısı ne zaman zaman takındığı "başbelası eş" tavırlar hayallerdeki Lady Macbeth görüntüsüne hiç uymuyor, ama kanlı canlı ve kalçalı bir kadın olarak en gerçekçi Lady Macbeth yorumlanndan binni sunuyor. Macbeth, içine düştüğü ikılemi ve duyduğu suçluluk duygusunu sadece tıradlannda. sınik bir mızahın arkasına saklamak zorunda kalmaz. Tiradlar, karakterlerin, diğerleri duymadan seyirciye günah çıkarmasıdır. Mabatha ise, içindeki gerilimi ve acıyı davullarla ve ritmik dans figürlenyle açığa vurmaktadır. Mabatha'nınki günah çıkarmaktan çok seyirciyle yüzleşmedir. Yüzleşme anında, oyunun karakterleri arasında gizli saklı kalmaz. Bütün karakaterleri tek ses, Mabatha'nın sesi olurlar. Tamtam sesleri. tepınerek tahta zemini davul gibi çalan çıplak ayaklann ritmi ve çok seslı koro, Mabatha'nın Zulu dilinde söylediklerini tercüme ediyor ve oyun. tam o anda dile geliyor. Oyun başlamadan önce kendimle girdiğim bahsi kazanıyorum. Bir Shakespeare trajedisi iyi yağlanmış bır sürü minik çarktan oluşur. Ölüm, hıyanet ve acı bırbırine bağımlıdır. Korku, vicdan azabını harekete geçırir. Shakespeare trajedisi hatasızdır. Herkesin kaderi en baştan bellıdir. Umuda yer yoktur. Karakterler kapana kısılmıştır. Trajedi o kadar kusursuzdur kı, zaman. mekân ve kültür çarkm dışında kalır. Sadece yalın insan zaaflanna yer vardır. Shakespeare, esennin Zulu diline aktanldığının görseydi hiç kızmazdı. Ne de olsa Macbeth bir budalanın anlattığı ses ve öfke dolu bir öyküden başka bir şey değil. Benzinci mi, bakkal dükkânı mı? STUTTCART AHMET ARPAD Almanya'da 196O'lı yıllann sonunda47 bin benzin ıstasyonu vardı. Aradan geçen 30 yılda ülkede kaç araç sayısı yüzde 100 arttı. Günümüzde 30 milyonun üzerinde otomobil ve kamyon, 18 bin istasyondan akaryakıt alıyor. Görüldüğü gibi trafığe çıkan araç sayısında patlama olurken benzincilerin yüzde 6O'ı kapanmış. llginç bir tersine gelişme. Alman ekonomisinin güçlendiği dönem sayılan 196O'lı yıllarda benzin istasyonlan küçüktü, iki en fazla üç pompadan benzin alınırdı. Benzinci müşterilenni tek tek tanırdı. Kasanın karşısındaki küçük bölmeyi bırkaç plastik iskemle, bir masa. camın önünde kauçuk ağacı süslerdi. Üzerinde motoryağı kutulan, cam sileceğı, yol haritalan duran raftan otomobil sahipleri alışveriş yapardı. Benzin istasyonlan otomobilleT içindi. Benzincide benzin satılırdı. Gelelim günümüze. 30 yıl sonra 199O'lı yıllann sonunda, Almanya'da benzin istasyonlan yıyecek-içeceğin yanı sıra akaryakıt da satmakta. Diyelim ki, aracınızın deposunu doldurdunuz, ödemek için içeri giriyorsunuz. Kasanın üzennde kocaman bir levha sizi karşılıyor: "Sadece benzin mi aknnız?" Etrafınıza şöyle bir bakının. Kendinizi koskoca bır süpermarkette sanırsınız. Istediğinız içecek var. Raflar yiyecek de dolu Böyle benzin istasyonlan haftanın 7 gününde gece- gündüz açık. Genelde kentlerden, kasabalardan çıkan anayollarda kurulu. Müşterilenn sadece yüzde 4O'ı benzin alıyor. Yüzde 16'sı benzin aldıktan sonra alışveriş de yapıyor. Büyük çoğunluğun ise benzin filan aldığı yok. En iyi müşteri, otomobilinin deposunu "full" yaptıktan sonra yıkamaya veren, o arada bankomattan acele para çekip Espresso içen, dondurucudan pizza ile dondurmayı sepetıne koyan, kasaya giderken de birkaç gazete ile dergiyi kolunun altına sıkıştıran kişi. Istasyon sahiplerinin akaryakıttan artık pek şey kazandığı yok. Petrol şirketlerinin lıtre başına verdiği 2-3 pfennig ile yaşayamıyorlar. Büyük şişe Cola, bir depo benzin ile aynı kazancı bırakıyor. Aylık cironun % 30'u akaryakıt satışından, geri kalanı ise servis ve yiyecek-içecek satışından oluşuyor. Benzin istasyonlan gittikçe büyüyor. Pastalar, ekmekler. fotoğraf makineleri, yurtdışı gezileri satıyor. Lotto-Tozo kabul ediyorlar. Bilindiği gibi Almanya'da hemen hemen her şeyin araştırması, incelemesi, istatistiği var. Benzinci- süpermarket kanşımı bu "istasyonlar"da, tabii araştırmalar doğru ise- 3 bin değişik çeşit mal satıyormuş. Müşterilenn % 70'i erkek, yaş ortalaması 30, bekâr, lise/ yükseokul mezunu, aylık ortalama kazancı 3.724. Alman Markı. Raflan dolduran mallar genelde bu gibilerinin alacağı cinsten. Piyasaya oranla yüzde 5- 15'lik fıyat farkına da pek ses çıkarmıyorlar. Birçok üretici, kent içi süpermarketlerinde satışa sürmeye düşündüğü malın denemesini daha önce böyle benzincilerde yapıyor. Oralarda iyi satanı. sürümü olanı sonra piyasaya veriyor. Özellikle, saat 24'ü geçtiğinde benzinci-süpermarketleri "gece kuşlan" istila ediyor. tlginç tiplere rastlanıyor. Yaş ortalaması 18- 20'ye düşüyor. Eğlenceden evine dönen. diskoya giden, diskodan çıkmış, karnı acıkmış, buzdolabında birası bıtmışler benzinciye "depo doMurmaya" ugruvor. REKLAM MÜDÜRÜ: (KOD: RM) DERGİ'NİN REKLAM SORUMLULUĞUNU USTLENEBILECEK, DENEYıMLı. REKLAM ELEMANI: (KOD: RE) DERGI'NIN REKLAM BOLUMUNDE ÇALıŞACAK, DENEYIMLI VE YETIŞTIRILMEK ÜZERE. PROJE SORUMLUSU: {KOD: PS) DERGI'NIN DEVAM ETMEKTE OLAN 3 FARKLI PROJESININ SORUMLULUKLARINI ALABİLECEK, INGILİZCE VE/VEYA ALMANCA DİLLERINE HAKIM. İLGINIZİ ÇEKİYOR, YOĞUN ÇALIŞMA TEMPOSUNA ALISKINSANIZ, KISA OZGEÇMİ5INIZI POSTAYLA VEYA C AX İLE ULAŞTIRINIZ. SON BAŞVURU TARIHI: 31 AĞUSTOS 1997 FAX: (0.212) 252 94 14 ADRES: AĞAHAMAMI SOK. 5/3 ClHANGİR-İSTANBUL TlYATRO... TlYATRO... BAŞVURULARI GİZLİ TUTAR. DUlerden düşmeyen, göniillerden çıkmayan dostunuz VEYS FM 87.7 Değerli üyemiz ve Topkapı Sarayı Müzesi Müdürü AHMET MENTEŞ'in kaybından dolayı ailesine, yakınlanna ve tüm arkadaşlanna başsağlığı dileriz TARİH VAKFI BAŞSAĞUĞI Topkapı Sarayı Müzesi Müdürü, meslektaşımız, dostumuz AHMET MENTEŞ'm 1.8.1997 tarihınde \efat ettıgını büyük bır üzüntü ile öğrenmış bulunuyoruz. Ailesine ve tüm müzeler camıasma başsığlıgı dileriz. TÜRK ve İSLAM ESERLERİ MÜZESl MÜDÜRLÜĞÜ ELEMAN ARANIYOR Şoför ve hizmetliler alınacaktır. Şoför • Tercihan emekli • Deneyimli • Istanbul'u iyi bilen • Levent civarında oturan • Mesai saatleri dışında da çalışmaya engeli olmayan Hizmetliler • Deneyimli • Levent civarında oturan • Mesai saatleri dışında da çalışmaya engeli olmayan GORUŞMELER IDARIIŞLER MERKEZIMIZDE VE YÜZ YÜZE YAPILACAKTIR TEMA TÜRKİYE ERQZYONLA MÜCADELE, AĞAÇLANDIRMA VE DOGAL VARUKLARI KORUMA VAKFI Adres: Çayır Çımen Sk. Emlak Kredı Btoklari A/2 B. No: 9 Levent/lstanbul Tel (0 212) 283 78 16 2. Levent'te işyerine bilgisayar bilen, prezentabl yönetici sekreteri aranıyor. (0 212) 281 49 51 İLAN T.C. DİYARBAKIR ASIİYE 3. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Sayı: 1996,161_Esas Davacı Toprak Mahsulleri Ofisı Genel Müd. Vekili Av. Fevzı Üçeş tarafindan davalı Okaylar Tunzm Ticaret Üretım Ithalat thracat Lmt. Şti. aleyhine açılan alacak davasının yapılan ara karan uyannca. Davalı Okaylar Turizm Ticaret Uretım Ithalat thracat Limited Şırketi Müdürü Mehmet Şirinşahin adına duruşma gü- nünü havi teblıgat çıkartılmış. çıkartılan tebligatta davalının adresinde tanınmadığı ve aynldığı bildirilmiş, mahkememi- ze tebligat bıla tebliğ iade edilmiş, yapılan zabıta araştırmasında tebligata yararlı adresının tesPıt edılmediği, anlaşıldı- ğından, Adı geçen davalı Okaylar Turizm Ticaret Üretım Ithalat thracat limited Şirketı Müdürü Mehmet Şirinşahin Bağ- dere'Silvan/Diyarbakır'ın 23.9.1997 günü mahkememizde duruşmaya gelmesı, gelmediği takdirde duruşmaya devam olunarak karar verileceği tebligat yerine geçerlı olmak üzere ılan olunur. 1.7.1997 Basuı: 33872 İngilizcenizi llertetmek ve Amerikalı Mektup arkadaşınız Olsun istiyorsanız, Hemen bu adrese Yazın! Cül international Pen-Frıend Department p.o. Box 1691 Lake Clty FL 32056-1691 USA Dünii bugüne, bugünü yarma ta§ıyocak kültürköprüsü... VEYS FM 87.7
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle