27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 AĞUSTOS 1997 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 15 Dilsiz Türkiye'de ti- yatro okulu mezunu ol- mayan, Amerika'dâ gördüğü söylenen ti- yatro eğitiminin sıra- dan bir kurs olduğu an- laşılan, Devlet Tiyatro- ları Genel Müdürü Boz- kurt Kuruç'un yakını bir bayanın en yüksek ma- aşla sınavsız kadroya alındığını, hayatında hiç sahneye çıkmamış bu kişinin Ankara Dev- let Tıyatrosu'na atandı- ğını ve Türkçeyi Ameri- kalı gibi konuştuğu için yurtdışından konuk re- jisör getirtilip sahnele- nen bir oyunda başrol olan "dilsiz" rolünün verildiğini biliyor musu- nuz? Çituik MuzafferAy- ten'in yazdığı "Kiıii Dizi" seri- sinden "Enişteye Dra- homa / Haberieşme- miz" kitabını okuyan TürkTelekom müfettiş- leri, yolsuzluklan Ulaş- tırma Bakanlığı Baş- müfettişi Ahmet Çan- kaya'nın örtbas ettiğini öne sürüp "Müfettiş olarak utanç duyuyo- ruz" diyorlar. Belki, Ulaştırma Bakanı Nec- det Menzir kitabı alır okur da Telekom Genel Müdürü Cengiz Bulut'a sorar: Çiller Ailesi'nin Kuşadası'ndaki çiftliği- ne döşenen yedi kilo- metrelik fiber optik kablonun parası neden tahsil edilmedi? tntemet http: / / www.pianetcom.tr/Xn Etektronik posta: Deniz.Soin@pianetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Güneş Taner IMF için hazıriantvormuş... "Yes... Yes... Yes..." ergama Belediye Başkanı Sefa Taşkın "Oku- manızı rica ediyorum" diyerek bir yazı gön- dermiş. Siyanürle altına karşı dokuz yıldır onurtu ve örnek bir mücadele veren belde- nin temsilcisinden gelen yazı okunmaz mı hiç... 30 mi- ligramı insanı hemen öldürmeye yeten siyanürden se- kiz yılda 4 bin ton kullanılacak ve attın çıkanldıktan son- ra geriye bir de arsenik kalacak olması dehşeti karşı- sında Bergama gerçeği nasıl göz ardı edilebilir... Birlik- te okuyalım: "Siyanürle altıncılık genellikle 3. Dünya ül- kelerinde yapıldığı için bugüne dek fazla ses duyulma- mış; ancak yaşanan felaketlerin örnekleri Papua Yeni Gine'de, Guyana'da, Şili'de ve Güney Afrika'da görül- müştür. Dünya Sağlık Örgütü, bu tür işletmelerde 50 ki- lometre yarıçaplı bir alanı risk bölgesi ilan etmiştir. İTÜ'de düzenlenen uluslararası bir sempozyumda 'Bi- limin şu andaki durumuna göre, teknoloji ve kültür ala- nında son verilerin ışığında Bergama yöresinde yapıl- ması planlanan altın işletmeciliği kabul edilemez' de- nilmiştir. Danıştay 6. Dairesi, 'Siyanür yöntemiyle işle- Siyanürcülertilmek istenen madende kamu yaran yoktur' diyerek daha önce Bergama aleyhine verilen kararı bozmuştur. Bergamalılarbu lanetli madeni istemiyor. Bu, sıradan bir 'istemezük' değildir. Bilimsel ve hukuki temelleri vardır. Bergamalılar seslerini duyurmak için direniyor. Banşçıl eylemlerini dünyada duymayan sağır sultan bi- le kalmadı. Buna karşılık siyanürcü şirket çalışmalarını bütün hızıyla sürdürüyor. Doğayı paramparça ediyor, zeytin ve çam ağaçlarını kesiyor, güzelim pamuk tarla- larını toza buluyor. Devlet yetkilileri ise ne yazık ki sey- rediyor. Siyanürcü şirket, siyanürü sevimli göstermek için korkunç paralar harcıyor, lobiler kuruyor." Bu nok- tada şirketin ortaklannı tanıyalım: "Şirketin çokuluslu ortaklan dünyaca sabıkalı. Güney Afrika'da ırkçılığı desteklemışler. Guatemala'da nikel madeni karşılığı diktatörlere arka çıkmışlar. Ikincı Dün- ya Savaşı'nda Nazilereyardım etmişler. Kuzey Buz De- nizi'ne nükleer atık bırakmışlar. ABD mahkemelerinde 'şerefsiz' olarak nitelenmişler. Bunlann hepsi belgeli." Birkaç-satır üste dönelim: "Siyanürcü şirket Berga- ma'da çalışmalannı bütün hızıyla sürdürüyor. Korkunç paralar harcıyor. Devlet yetkilileri ise ne yazık ki şeyre- diyor." Yoksa burası Guatemala mı, Papua Yeni Gine mi? Bu soru Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin zirvesin- de oturan Süleyman Demirel'i de ilgilendiriyor. Demi- rel, rakamlara meraklıdır: "Şirketin verdiği bilgiye göre yılda 14 milyon dolar kâr elde edilecek ve Maden Yasası'na göre bunun yüzde 10'u yani 1.4 milyon dolan devlete kalacak. Oysa, Ber- gama Belediyesi'nin bütçesi 15 milyon dolar. Bergama 42 milyon dolariık pamuk, tütün, zeytinyağı, sebze üre- tiyor. 20 milyon dolar ihracat yapıyor. Yılda 1 milyona yakın turist ağıriıyor. Bir avuç altın için bu kadar variık riske atılır mı?" Atılmaz... Atılırsa bunun altında başka bir hesap var- dır. O hesap da gün olur ortaya çıkanlır... Siyanürcüle- rin peşini bırakmayacağız... SESSİZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE 1 rtof: &EAJ BU l£AB.fk!A7İJBÜ 1Q •yiL. ÖNCE Kaplumbağaların yerine göz diktiler Arkadaş Çevre Grubu Mersin Söz- cüsü Remzrye Eryılmaz'ın bildirdiğine göre, Mersin'in doğu kısmında bugü- ne dek bâkir kalmış Kazanlı bölgesin- de kaş yapalım derken göz çıkarılıyor. Kıyısı, koruma altındaki deniz kaplum- bağalan caretta carettalann üreme ala- nı olan bölgede 30 bin dönüm arazinin imara açılması planlanıyor. Doğal SİT alanı projesinin de bir par- çası olan bölgede yüksek olmayan bi- nalarla 100 bin yatak kapasitesi yara- tılmak isteniyor. Daha aynntılı bilgi al- mak ya da destek vermek isteyen çev- reciler için Eryılmaz'ın faks numarası: 0.324.32719 44. Kınkkale'ye Milli Eğitim Müdürü -i* "Kınkkale'de kimin Milli Eğitim Mü- dürlüğü'ne atanacağı günün konusu oldu" diyor Kırıkkale'den bir grup de- mokrat öğretmen: "DSP il yönetimini aniden görevden alan genel merkezin atadığı yeni il başkanının, ANAP'a çalışan, oy top- layan hatta bunu saklamayan bir öğ- retmenin adını Milli Eğitim Mü-' dürlüğü'ne getirilmesi için Ankara'ya ilettiği konuşuluyor. Sekiz yıllık kesintisiz temel eğitimi Meclis'ten geçirmek için yoğun çaba harcayan DSP'nin bu kanunu Kınkka- le'de ANAP kadrolanyia uygulayıp uy- gulamayacağı merak ediliyor." LPALAS PANDIRAS T Postmodern Türk deyişleri serisi: "Yığidi öldür ama yoğurdunu yeme!" MüfftBozaa ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ İzmir "suçlu ellerde...Birkaç aydır Türkiye'nin (bel- ki de dünyanın) en "hızlı" inşa- atı îzmir'deki Kordonboyu kıyı- sında sürüyor. Daha doğrusu. "Kordonyolu" adıyla, "denizin doldurulması" olarak sürüyor... Kamyonlann ve işçılerin, ge- ce-gündüz demeden. böylesıne görülmemiş birtempoda ve ülke- mizın hasretini çektigi herdüzey- de sergiledikleri "çaüşkanlığın" asıl nedeni. elbette ki sadece pat- ronlanndaki "iş ve hizmet tut- kusu" değil. Izmir Büyükşehir Belediye Başkanı Burhan Özfatura. Kor- donboyu'ndatıpkı bir "gecekon- du" yapan vatandaş gibi davra- nıyor. Olası birmüdahaleden ön- ce, bu "yasadışı" dolgu inşaatı- çeye dayanıyordu: "2863 sayılı Koruma Yasa- srnın 17. maddesine göre SİT alanında önce Koruma Planı yapılmalıdır. Bu yapılmadan böylesi bir yol projesi uygula- mak yasaya ve şehircilik ilkele- rine aykındır..." Peki, bir Büyükşehir Belediye Başkanı. aslında çok bilınen bu yasal kuralı neden bir kenara it- mişti? Bu sorunun yanıtı da as- lında yine aynı yasanın "amacı ve içeriğinde" vardı. Eğer önce bir "koruma planı" yapılsaydı, Kordonboyu'nun güzelliğini ve İzmir için tarihsel ve kültürel de- ğerını 'yok eden' bir proje bu plandan çıkabilir miydi?.. Özfatura. işte bu "bilinç" Kaçak bina yıkılabilir, ama bu yasa dışı dolgu artık nasıl ge- ri alınabilir?.. nı hızla "tamamlamak" peşin- de. Böylece yaratacağı "fiili du- rum" sayesinde. kente karşı suç niteliğindekı bu eylemınde de ''geri dönülmez bir aşamayı" yakalamayı hedefliyor... . Doğrusu Özfatura. bir bakıma bu amacınada ulaşmış gibi görü- nüyor. Eğer gerçekten bir "yetki- H" çıkar da "yargının iptal etti- ği bu projeyi durdurmak" gibi Türkiye için artık "mucize" sa- yılabilecek anayasal bir kamu j»örevini yerine getirmeye kalkış- sa bile, çok "geç" kalmış olacak. - Çünkü, aylardır aynı yetkilile- rin gözleri önünde, günde 3 var- "diya hukuk çiğnenerek sürdürü- len inşaat örneğin bir bina değil ki yıkılabilsin. Mahkeme karan- TII uygulayabilmek için acaba kim ve hangi teknolojiyle bugü- ne dek dökülen binlerce ton taşı, toprağı ve kayalan denizın için- den geri alabilir. Bu "korsan" uygulama, he- nüz böylesi bir geri dönülmez duruma gelmeden önce müdaha- le olanaklarını kullanmayan ve bekleyen "tüm yetkililer'", şim- di oturup bir güzel "kına" yaka- bilirler! Kimler mi° Onlar, ken- dilerini iyi bilirler... İzmir 3. ldareMahkemesı"nin, 'Mimarlar Odası'nca açılan dava »sonucunda. Kordonyolu projesi için. 19.06.1996 tarihinde verdı- gi "iptal" karan özetle şu gerek- içerisinde kente karşı "taammü- den" işledığı suça en büyük des- teğı de REFAHYOL'un Bayın- dırlık Bakanlığı yönetimınden aldı. Yargının iptal ettiği bir pro- jeyi 13.01.1997 günü onaylaya- rak inşaat için sözde resmi "da- yanak"(!) yaratan RP'li Bakan- lık kurmaylan, DYP'li bir bele- diyeye siyasi destek vermek adı- na tzmir'in gözbebeğini "ikti- dar hesaplarına" kurban etti- ler... Kordonboyu'ndaki dolgunun önünde uzanan teneke perdele- rin üzerinde, gelecekteki "Kor- donyolu görüntülerini" betim- leyen renkli resimler var. Nasıl olacaksa, "yemyeşil bir otoyol" içinde gezinen sadece "birkaç" otomobil ve göz alabildiğine pal- miyeler... Kimi Ege gazetelerinin de iki- de bir yayımladıklan bu "göz bo- yayıcı" resme bakıp da: "Hani bu dolgu yol, İzmir'in trafik yükûnü alacaktı; nerede o yo- ğun trafik" diye de anlaşılan kimse bir şey sormuyor. Ama; sorsa bile neye yarar?.. "Türk milleti adına" venlen mahkeme kararlanna uymayan "seçilmiş- lerin" bir türlü sorgulanamadığı bu ülkede, halkı "resimle kan- dırmanın" da temelde yine o yargıya "hakaret" anlamına geldiğini hangı savcı anımsaya- bilır?.. HAYVANLAR ISMAIL GÜLGEÇ KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI H A R B İ SEMtH POROY TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN lOAğustos GREEMIV/Cf/ GÛZLEMEM 1675'TB BU6ÜU, İNGİLTERE'DEKİ ÜUUJ Ge£EMWKH ÇŞgİUİÇ') 6ÖZLEIAEVI AÇICOt. KBAL R. CHARi£S'lN GMRİYL3, OEUUCİÜK /ÇİM <S£££*£A/ YILOtZ HA&TALAZIUIN ÇlX*f!ILABİLMESJ AMAClYLA <oeULMUfTV. İLEHHİ YÜZYtLLA&DA, AEALAI&H- bA HALLEV tOjyeiJKJ-U YtLPIZINA ADI VERıLEN 6DMUNO HALLEY 'İN D€ SULUUPUGu YÖNE- TİÇİLERCB. GEÜŞT/&LECEtCri'. İ884'TE, BÜ- TİİM OÛNYA mRAFlNOAN ONAYLANAN BÎR KARAI2LA G£EENWiCH &ÖZ.L£MEVİ'N/U BU UJNPUĞU AJOKTH, BAŞLANGIÇ M£/SİI>YENP A//A/ fBOYLAM~) GBCTİĞt YES. OLAKAt? 8£- LİXieMMİŞTt. gU DUBUM, N'AJ SÖ S' A£ BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 4 5 6 7 8 SOLDAN SAĞA: 1/ Ana bitkıden kesilenbırparça- nın toprak ya da suda köklendiril- mesi temel ine dayalı bitki üret- me yöntemı. II Bir bılim ya da sanat kolunda özel ve belirgın yöntem... Yaba- nıl incir ağaçla- nndadöllenmeyi sağlayan sınek. 3/ Eskiden mest üzerine gıyılen sarı pa- buç... Nazılenn politıka- 1 sında Germen ırkından kimselereyakıştınlanad. 2 4/Yanağınaltkısmı...Vi- 3 etnam'ın plaka işareti. 5/ 4 Genellikle altbölümükıl- _ li ve kumlu. üst bölümü tebeşır olan II. jeolojik 6 çağın son dönemı. 6/ Tü- 7 mör... lnveborubıçimın- g de beyaz ya da san renk- q li çıçeğı olan bir süs bıt- y kisı. II Yeteri kadar aydınlık olmayan... Coşkun, esınle do- lu. 8/ Batı Samoa'nın başkenti... Şıırde ıkı ya da daha çok dizeden oluşan bırim. 9/ Osmanlı devletinde işlemekle yü- kümlü olduğu toprağı terk eden reayaya venlen ad. YLKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Tahıl yığını... Behrteç olarak kullanılan eylem soylu sözcûk. 2/ Kurnaz. açıkgöz... Halatta kaymayı önleyen bir düğüm bıçımı. 3/ Yol yapımmda kuilanılan bir makıne... Pamuk kozası. 4/ Bir nesneye zorunlu olarak bağlı olma- yan ve onun özünde bulunmayan nıtelık... Bir hayvan. 5/ Çirişlı bir çeşıt parlak bez. 6/ Lıtyum elementının sımge- si... Bırtürpamuklukumaş. 7/Bırgözrengi... Kayseri'nın bir ılçesı. 8/ Mekke'de bir tepe... Verme. ödeme. 9/ Kül- tür... "Boşuna değil dökülen —tanhin akışından anlıyo- rum" fNecati Cumalı). GöRÜŞ/ DENtZ KAVUKÇUOĞLU Siena, Kadıköy ve "Türk Olmak!" Italya'nın Toscana bölgesinin ünlü Siena kentin- de seçmenleryıllardırsürdürdüklerı geleneği boz- mayıp yine bir komünisti belediye başkanı seçtiler. "Zeytin Hareketi" çerçevesinde 15 siyasi parti ve yurttaş girişimi ile Komünist Yeniden Kuruluş tara- fından desteklenen Pieriuici Nenni dört yıl boyun- ca, zamanında Floransa'ya rakip olmuş bu küçük fakat önemli kentı yönetecek. Sienalılar dört yıl bo- yunca, bir "tarih incısi" olan, ilk kez Etrüsklüler ta- rafından kurulmuş ve 1240 yılından ben bir üniver- siteye sahip kentlerini güvenli ellere teslim etmiş olmanın rahatlığını yaşayacaklar. Italya'da insanlar komünist yerel yöneticilere gü- veniyorlar. Çünkü onlar Gramsci'den, Togliat- ti'den, Berlinguer'den bu yana kentlerine ve yö- nettikleri kentlerinin insanlanna "hiçbirzaman" iha- net etmediler. Santa Margaretha Ligure, Reggio gibi Riviera'nın, Adriyatik kıyılannın hertürtü yolsuz- luğa açık turizm merkezlerini; Cenova, Torino, Bo- jogna gibi liman ve sanayi kentlerini; bir süre baş- kent Roma'yı ve İrifi ufaklı yüzlerce yerteşim böl- gesini yöneten komünist belediye başkaniarından "hiçbiri" ünlü Temizlik Operasyonu sırasında yar- gıç önüne çıkarılmadı. italyan Komünist Partisi dö- neminde kitleler önünde kazanılan saygınlık son seçimlerde İtalyan solunu merkezi iktidara taşıdı. Bu saygınlık şimdı Solun Demokratik Partisi ve Ko- münist Yeniden Kuruluş tarafından titızlikle koru- nup geliştiriliyor. Komünist yerel yöneticilerin kazandıkları saygın- lığın kaynağı tek başına "dürüstlükleri" değildi. On- lar, Hıristiyan Demokratlann yaklaşık elli yıl süren merkezi iktidarian döneminde yönettikleri kentle- rin parasal kaynaklannı büyük ölçüde kendıleri ya- rattılar. Yurttaşlardan toplanan yerel vergiler dina- mik bir üretkenlikle yeniden yurttaşların hizmetine döndürüldü. Italya'nın ilk arıtma tesısleri onların yönettikleri yerleşim merkezlerinde kuruldu; çev- renin ve doğanın korunmasına ilışkin ilk radikal ön- lemleri onlar aldılar. Altyapı projeleri, kent sorunla- nna getirdiklen çozümler ve tarihsel dokuları zede- lemeden geçmişle çağdaş kent teknolojilenni bü- tünleştinmede elde ettikleri başarılar, ama her şey- den önce emek ağıriıklı yönetim anlayışlan onlan ülke genelinde ayncalıklı kıldı. 1980'li yıllaria birlikte Avrupa'nın gelişmiş sana- yi ülkelerinde yükselen çevre ve doğa bilinci ile bu bilinçlenmenin yansıdığı ekolojik-toplumsal talep- ler ilk önce komünist yerel yönetimler tarafından benimsendi. Modern teknolojilerin denetimsiz kul- lanımlannın ve ekonominin büyüme hırsının yaşam temellertni sarsan, çevreyi ve doğayı yıkıma uğra- tan, gelecek kuşakların varoluş olanaklannın önü- nü tıkayan etkilerini ortadan kaldırmak için sefer- beroldular. Italya'nın birçok köyü, kasabası ve ken- ti onlann uğraşlan sonucu emekliler, yaşlılar, çocuk- lar, bedensel engelliler ve çalışan kesimler için ya- şanılacak yerler haline geldi. Bu yerleşim birimle- rinde, çalışan insanlann boş zaman ve dinlenme haklan, "temel ve vazgeçilmez haklar" olarak ka- bul edildi. Inandıkları sosyalist düşüncenin temel değerlerini günlük siyasal ve yönetsel uygulama- lanna yansıtan, kent yaşamını, savundukları sıya- sal-ideolojik düşüncelerinin yaratıcılığıyla biçım- lendiren bu yöneticiler diğer kentlere de örnek ol- dular. İtalyan solu, merkezî iktidara dürüst, çalış- kan ve tutarlı yerel yöneticilerinin omuzlan üzerin- de yükseldi. Siz bu yazıyı okurken, ben, "olağan koşullarda" yaşamaktan keyif aldığım Kadıköy-Feneryolu'nda- ki evimde, onlarca komşum gibi balkon kapımı ve pencerelerimi kapatmış, buram buram ter döküyor olacağım. Yanımızda bir inşaat var ve haftalardır her pazar olduğu gibi bugün de çalışıp gürültü üre- tecek. Çalışan insanlann dinlenebilecekleri tek günlerinde, dinlenme hakkının bir insan hakkı ol- duğunu kuşkusuz hiç duymamış bir müteahhidin yol açtığı gürültü kirlilıği karşısındaki çaresizliğim beni yine öfkelendirecek. Belki başka şeyler düşünürsem öfkem geçer di- ye, ayn coğrafyalarda aynı günü yaşadığımız Ital- yanları düşünüp onlan kıskanacağım. Belki de programında yurttaşlarımıza, "ana rah- minden ölüme kadar, süreklilik içinde bedenen ve ruhen tam sağlıklı olarak, sağlıklı çevre, ortam ve koşullarda gelişmek ve yaşamak vaat eden" sos- yal demokrasimizin yönettiği yörelerde yaşayan yurttaşlannın tatil günlerinde kitap okumak, müzik dinlemek, konuk ağırlamak ya da hiçbir şey yap- maksızın yalnızca dinlenebilmek haklarını savuna- mazken, tüm bu vaatlerini nasıl yerine getireceği- ni düşüneceğim. Sonra mutlaka, "Burası Türkiye, olur böyle şey- ler" deyip, öfkelenmekten ve daha da önemlisi dü- şünmekten vazgeçip, dışarıda bir yerlerde ken- dime huzurlu bir köşe arayacağım. Ne de olsa, ben bir Türk'üm!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle