25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyetİmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç # Genel Yayın Koordinatörü: Hikmet ÇetinkayaO Yazıişlerı Müdürlerı fbrahimYıldız, Dinç Tayanç (Sonımlu) • Haber Merkezı Müdürii. Hakan Kara • Görsel Yönetmen: Fikret Eser Dış Haherler: Şinasi Danışoğlu # lsühbarat Cengiz Yıldınm • Kültür: Handan Şenköken • Spor Abdüikadir Yücelman 0 Makaleler Sami Karaören 0 Düzeltme: Abdullah Yazıcı • Fotoğraf Erdoğan Köseoğln • Bilgı-Belge. Edibe Buğra • Yurt Haberleri: Mehmet Faraç Yaym Kurulu. İlhan Sdçuk(Bajkan), Orhan Erinç, Okta> Kurtböke, Hikmet Çetinkaya, Şüknuı Soner, Ergun Balcı. Dinç Tayanç, İbrahim Yüdız, Orhan Bprsah, Mustafa Balbav Hakan Kara. AnkaraTemsılcısı: Mustafa Balba> 9 Haber Müdurü Doğan Akın Atatürk Bulvan No: 125, İCat 4. Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020 (7 hat). Faks: 4195027 • Izmır Temsılcısı SerdarKızık,H.ZıyaBK 1352S 2/3Tel 4411220. Faks 4419117 • Adana Temsılcısı: Çetin Yiğenoğlu. lnönü Cd. 119 S No 1 Kat 1. Tel: 363 12 11, Faks 363 12 15 Koordinatön Ahmet Korukan 0 Muhasebe: Bülent Yener 0 Idare HüseyinGürer0tşletme Önder Çelik0Bılgı-Işlem Nail Inal 0 Bılgısayar Sıstem. Mürûvet Çiler MEDYA C: • Yönetım Kurulu Başkanı - Genel Mudur Gülbin Erduran # Koordinatör Reha Işıtman 0 Genel Müdür Yaıdımcısı: Mine Akdağ Tel 514 07 53 - 5139580-5138460-61.Faks 5138463 Yavımlatan ve Basan: Yenı Gûn Haber Ajansı. Basın ve Yayıncılık A Ş TüAocağıCad39 41Cagaloğhı34334tst PK 24« Islanbul Tel 10 2121 512 05 05 <20hatl Faks (0212)513 85 95 25TEMMUZ1997 tmsak: 3.56 Güneş: 5.46 Öğle: 13.18 Ikindi: 17.12 Akşam: 20.35 Yatsı: 22.17 Bacak giizefi seçildi • İstanbul Haber Servisi - 30 yılı aşkın bir süredir kadınlann tercıh ettiği SeSu, sponsorluğunu yaptığı Miss Globe yanşmasının adaylan arasından "SeSu Bacak Güzeli"ni seçti. Annada Oteli'nde yapılan basın toplantısında güzeller hem moral topladı, hem de SeSu ürünleri ile tanıştı. Çeşitli ülkelerden 40 adayın katıldığı yanşmada, Kırgızistan'dan 19 yaşındaki Pirogova Janna birinci seçildi. (Fotoğraf: KADER TUĞLA) hayal kırıklığı • BERGAMA (Cumhuriyet) - Eurogold'un siyanürlü yöntemle işletmek istediği Bergama'Ovacık'taki altın madeninin Bakanlar Kurulu karan ile kapatıldığı söylentisi üzerine kutlamalar yapan yöre halkı, haberin doğru olmadığını öğrenince hayal kınklığına uğradı. Eurogold Bergama Ofisi yetkililen, gazetelerde yer alan 'maden kapatılıyor' haberleri üzerine. Çevre Bakanlığı'nın şirketi arayarak. bunun doğru olmadığını ilettiklerini söyledıler. Maden sahasındaki çalışmalann yaklaşık yüzde 50'lik bölümünün tamamlandığını, açık ocak ve yeraltı çalışmalannın ise tüm hızıyla sürdüğünü kaydeden yetkililer, "Açık saha stoku birikmeye başladı. Kasım ayında ilk altın üretimine başlayacağız" dediler. Bu arada. ilçeye bugün geleceği açıklanan Çevre Bakanı Imren Aykut ile bazı bakanlann gezılerini erteledikleri bildirildi. Onarım, trafiği ettilelç İstanbul Haber Servisi - İstanbul'daki köprü ve viyadüklerde 'genleşme derzlennın değişımi' nedeniyle Karayollan 17. Bölge Müdürlüğü'nce 22 nisandan itıbaren sürdürülen bakım çalışmalan, kentin yoğun # olan trafiğini daha da ağırlaştırdı. TEM'deki çalışmalann sona ermesiyle Boğaziçi Köprüsü'nün Ortaköy v iyadüklerinde dün başlatılan çalışma. okulların kapalı olmasına karşın bunaltan sıcakJarla birlikte İstanbullulan bezdırdi. IMilüfer Rumeli Hîsam'nda • İstanbul Haber Servisi - Rumeli Hisan Konserleri kapsammda önceki akşam saiıne alan Nilüfer, kalabalık izleyici toplulugu önünde eski ve yeni parçalannı seslendirdi. Sanatçının yoğun istek üzerine tekrar tekrar söylediği "İspanyol Meyhanesi" adlı parça ise Nilüfer hayranlan tarafmdan büyük alkış aldı. Alışık için tiyatro • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Kültür Bakanlığı. İstanbul'daki Küçük Sahne Tiyatrosu'nu, 3 yıllığına Çolpan tlhan'a tahsis etti. İlhan. tiyatroya Sadri Alışık'ın adını vereceğini bildirdı. Küçük Sahne Tıyatrosu'nun Çolpan Ilhan'a tahsisini öngören protokolün imzalanması sırasmda konuşan Kültür Bakanı Istemihan Talay, "Sadri Alışık'ın ismini yaşatacağınıza ve orada en güzel eserleri sahneleyerek İstanbul tiyatroseverlerine gûzel hizmetler yapacağınıza inanıyoruz" dedı. Lozan Antlaşması'nın 74. yılında, Kurtuluş Savaşı'nın kapitalist ülkelere ve irticaya karşı verildiği vurgulandı Türk ıılıısıımııı başarısı: Lozan• Demirel, yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada, Türk milletinin;; büyük fedakârlıklarla elde ettiği başanlannın, hürriyet ve bağımsızlığının ve devletin değerini çok iyi bildiğini ve onu koruyup güçlendirmek için gereken gayreti gösterdiğini belirtti. İSTANBUL/ADANA/ tZMİR (Cumhuriyet)- Lo- zan Antlaşmasf nın 74. yıl- dönümü tüm yurtta coş- kulu etkinliklerle kutlandı. Cumhurbaşkaru Süleyman DemireL Türk milletinin, hürriyet ve bağımsızlığın- dan hiçbir şart altında vaz- geçmeyeceğini, Kurtuluş Savaşı'yla dünyaya gös- terdiğini vebaşansını Lo- zan Antlaşması'yla per- çinlediğini söyledi. Cumhurbaşkanlığı Ba- sın Merkezi'nden yapılan, açıklamaya göre. Demi- rel, yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada, Türk milletinin, büyük fedakâr- lıklarla elde ettiği başan- lannın, hürriyet ve bağım- sızlığının ve devletin değe- rini çok iyi bildiğini ve onu koruyup güçlendirmek için gereken gayreti gösterdi- ğini belirtti. Demirel, Tür- kiye Cumhuriyeti'nın ge- çen 74 yılda kaydettiği bü- yük atıhmın bunun en iyi göstergesi olduğunu söz- lerine ekledi. CHP istanbul ll Örgü- tü'nce Maçka'daki İsmet lnönü Anıtı'na çelenk konuldu. ll Başkanı Meh- met Ali Ozpolat, burada yaptığı konuşmada, Lozan Antlaşması'nın Türki- ye'nin felsefesi ve sınırla- nnı ortaya koyduğunu be- lirtti. Özpolat, Lozan'da tüm dünyanın Türkiye'yı resmen tanımak zorunda kaldığını anımsattı ve şöy- le dedi: "Lozan'da Türkiye uy- Lozan AndaşmasıdolayısrylaCHP İstanbul Ü Orgütü, Maçka'daki İsmet İnönü Anı- tı'na çelenk bıraktı ve İl Başkanı Mehmet An Özpolat, Lozan'dan güç aldıklannı, Ay- dmlanma DevTİmi'ne sahip çıktıklannı be- lirtti (solda). 199 kuruluşun bir ara\ a gelerek oluşturduğu Siyil Toplum Kuruluşlan Bir- tiği de (STKB), İTL Maçka Maden Fakül- tesi'nde bir toplanu düzenledi. STKB'liler toplannya üzerinde iiyesi olduklan örgütün adı yazıh pankartiarla kaoldılar. (Fotoğraf: KUBİLAY TÜNTÜL) gar dünyanın tüm hakla- nna sahip, eşit, bağun&ız ve sa>gın bir devlet olarak kabul edildi. Türkhe Kur- tuluş Savaşı'nın kazanım- lannı masa başı stratejile- riyle de bir dipkomasi za- ferine dönüştürdü. Bu za- ferin altındaki imza tsmet lnönü "ye aittir. Aydınlan- maDevTİmi'neyönelikteh- dinerin artöğl bu ortamda Lozan'a sahip çıkıyor, onunlaövünüyorveondan güç ahyoruz." 199 sivil toplum kurulu- şundan oluşan STKB de dün Maçka'daki İTÜ Ma- den Fakültesi'nde düzen- lediğı bir toplantıyla Lozan Antlaşması'nın ve basın- dan sansürün kaldınlma- sının yıldönümlerini kut- ladı. STKB adına konu- şan tiyatro sanatçısı Gök- sel Kortay, Se\T Antlaş- ması'yla Osmanlı devle- tinin tamamen parçalan- dığını ve sömürge haline geldiğini anımsatarak, Tür- kiye'nin esaret zincirini Atatürk'ün önderliğinde kırdığını ve Lozan Antlaş- ması'yla birlikte bugünkü Misak-ı Milli sınırlanna kavuştuğunu söyledi. Kur- tuluş Savaşı'nın biryandan kapitalist ülkelere bir yan- dan da irticaya karşı veril- diğini vurgulayan Kortay, "Bir kez daha gerçek de- mokrasiden, bağunsızhk- tan ve özgürlükten yana okUığumuzu, siyasi parti- lerin oy sağlamave iktidar olma kaygısı ile dinin siya- sete alet edilmesine ve her türlü gericüiğe karşmefldn mücadele edeceğimizi be- nrtiriz" dedi. Multivizyon gösterisi Multivizyon gösterisiy- le Türkiye haritası üzerin- de Sevr ve Lozan antlaş- malannı anlatan Prof. Tür- kân Saylan da Lozan 'ın dünyada eşi benzeri gö- rülmeyen bir antlaşma ol- duğunu belirterek "Lozan, savaşta yenilmiş. veçökmüş bir ulusun kısa bir süre sonradünyanmenguçlüül- kelerini nasıl dize getirdi- ğinin tek örneğkür" diye konuştu. Lozan'ın imza- landıktan sonra değişikli- ğe uğramaması nedeniyle de tarihte önemli bir yeri olduğunun altını çizen Say- lan, bu zaferin yüreklerde tutulmamasını, sürekli ola- rak dilden dile dolaşması- nın gerektiğini belirtti. Lozan Antlaşması'nın büyük miman tsmet İnö- nü'nün kızı Özden Toker de toplantıya katılarak, Türkiye'nin dünya harita- sına Lozan'la kabul edil- diğini söyledi. Toker, "Bu başandayalnız İsmet İnö- nü ve Atatürk'ün değil siz- lerin hepinizin babalan- nın, dedeierinin katkısı \ar. Bu bir ulusun başansıdır" dedi. Toplantının ardından Maçka Parkı'ndaki lnönü Anıtı'na kadar yürüyen STKB'liler İnönü'ye şük- ran duygulannı temsilen anıta çiçek bıraktılar. Atatürkçü Düşünce Der- neği (ADD) İstanbul Şu- besi üyeleri de Taksim Ata- türk Anıtı'na çelenk bırak- tılar ve saygı duruşunda bulundular. Dernek adına bir açıklama yapan ADD istanbul Şube Başkanı Bfl- ge Bilgjç. Türkiye'nin Lo- zan öncesini ve LozanAnt- laşması'nı çok iyi kavra- ması gerektiğini vurgula- dı. Türkiye'nin Kurtuluş Savaşı ile emperyalizmin suratına bir tokat indirdi- ğini anımsatan Bilgiç şöy- le konuştu: "Lozan, yabuzca Sevr'i ortadan kaküran bir ant- laşma değiL a> nı zamanda ülkemtan tüm dünyacata- nuımasıru sağla>an bir ba- ğımsızlık bildirgesidir." DSP, CHP, İP, ÇYDD, ADD, Hacı Bektaş Veli Derneği ve Adana Barosu temsilcileri, Atatürk Par- kı'nda bir araya geldiler. Lozan Antlaşmasrnın bir onur belgesi olduğu belir- tilen konuşmalarda, "Lo- zan, Osmanh'nın kaybet- ügi itibann. gururun, onu- run yeniden ulusumuza, Türkiye Cumhuriyeti'ne dönüşünün adjdır" denil- di. Lozan Antlaşması, lnö- nü'nün İzmir'de bulunan doğduğu evde düzenlenen bırtörenle de kutlandı. Çe- şitli kitle örgütü temsilci- lennin katıldığı törende konuşan ÇYDD Şube Baş- kanı ve demokratik kitle örgütleri sözcüsü Asuman Boyacıgiller. Türkiye'nin, çağdaş dünyanın onurlu ve bağımsız bir üyesi ol- mayı Lozan Antlaşması ile hak ettiğıni belirterek. "Bundan böyle, bilinçli ve sonımluhıksahibi yurttaş- laruı oluşturduğu örgütlü toplum olarak, yakm za- manda yaşadığımız yoz- laşmaya. karmaşaya, nü- fuz tkaretine, ahkksızhkve erdemsizlik eylemlerine, cumhuriyedmize yapılan tahribata, inanç ve etnik köken sömürülerine izin vermeyeceğiz'' dedi. De- mokratik kitle örgütlen temsilcileri daha sonra, lnönü'nün doğduğu eve çiçek bıraktı. Modacı Versace dahil 5 kişiyi öldürdüğü sanılıyordu Katil zanlısı ölü bulundu SÖYLEŞİ ATTİLA LHAN Çeviri Servisi - Miami polısi, ünlü modacı Versace'nin evinin 5 kilometre uzağındaki yüzen evde cesedi bulunan kişinin, Versace dahil 5 kişinin katil zanlısı Andrew Cunanan olduğunu açıkladı. Polis şefi Richard Barreto, gazetecilere yaptığı açıklamada, cesedin parmak izinin Cunanan'ınkine uyduğunu söyledi. Cunanan'ın intihar edip etmediğinin henüz bilinmediğini kaydeden Barreto, Cunanan'ın işlediği 5 cinayetin üçünde kullanılan ve polis tarafmdan • Polis şefi Barreto, Cunanan'ın işlediği 5 cinayetin üçünde kullanılan ve polis tarafmdan aranan 40 kalibrelik silaha benzeyen bir silahın olay yerinde bulunduğunu belirtti. aranan 40 kalibrelik silaha benzeyen bir silahın olay yerinde bulunduğunu da sözlerine ekledi. Miami polisi, Cunanan'a benzeyen bir kişinin yüzen evde olduğuna dair yapılan ihbann ardından, dün söz konusu eve baskın düzenlemişti. Baskında 100'den fazla polis ve dedektif, 4 saat süreyle yüzen evi ablukaya aldı. Önce içeriye gözyaşartıcı bomba atan polisler, yine yanıt alamayıp eve girdiklerinde yüzünden yaralanmış ceset ile karşilaştılar. Miami Belediye Başkanı Seymour Gelber, resmi olmayan açıklamalannda, intihar eden kişinin Cunanan olduğuna inandığını ve bu habere çok memnun olduğunu belirtti. Şilebeüşenlikleri . Şile Belediyesi'nce düzenlenen 12. Şilebezi Kültür ve Sanat Şenlikleri, CHP Genel Başkanı Deniz BaykaPın da katüdığı u şenlik yürü\üşü n ile başladı. CHP milletvekilleri ve tiyatro sanatçılannın da yer aldığı yürüyüşün ardından konuşan Belediye Başkanı Secaattin Güney, festivalin, ülkede yaşanan sıkuıOh günlerin geride kaldığı ve milletçe neşelenmeyi hak ettiğimiz bir döneme rastladığını belirterek "Çünkü Türkiye'vi bir Atatürk Cumhuriyeti olarak yaşatacagumzdan Idmse arok kuşku du\ muyor" dedi. Şenlikte, Baykal, Şileli bahkçılar anısına dikilen heykelin açüışmı, Şile'nin yaşayan en yaşlı balıkçısı ile bhiikte yapü. 5 gün sürecek defilenin de düzenlendiği Şile Kültür ve Sanat Şenliği süresince çeşitli etkinlikler gerçekleştirilecek. Cazetemiz kitap kulübünün standının da yer aldığı şenlikte son gün İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvan, "DünGece Yolda Giderken Çok Komik Bir Şey Oldu" adh tiyatro oyununu sahneleyecek. (Fotoğraflar: KAAN SAĞANAK) Emniyet Gizli fuhuş yapanlar artıyor EVİNGÖKTAŞ ANKARA - Emniyet Ge- nel Müdürlüğü, Türkıye'de genelev kadmı sayısındaki düşüşe karşın, gizli fuhuş ya- pan kadın sayısının giderek arttığını açıkladı. Emniyetin raporunda. cinsel yolla bu- laşan hastalıklarda daha ak- tif rol alan erkeklerin de, fu- huşa kanşmalan durumun- da sağlık denetimden geç- meleri önerildi. Emniyet Genel Müdürlü- ğü Asayiş Daire Başkanlığı, Türkıye'de fuhuş trafiğini araşnrdı. Ülke genelınde ya- pılan araştırmadan sonra Şu- be Müdürii Halil Yümazta- rafindan hazırlanan raporda, Türkiye'de il ve ilçelerde ha- len faaliyet gösteren 56 ge- nelevde toplam 2 bin 600 ci- vannda kadmın çalıştığı kay- dedıldi. TCY'de fuhuşun 3 ayn madde başlığı altında düzenlendiğinm ammsatıl- dığı raporda, adli soruşturma- nın fuhuş yapan kişiler için değil, fuhuş yapılmasını teş- vik ve tahrik edenler ile fu- huşa aracılık edenler için söz konusu olduğu kaydedildi. Raporda. "Evlilikdışıcin- sel ilişkide adli takibat öngö- rülen tek durum. zinadır. Zi- na cürümlerinden dolayı so- nışturma, sadece mağdur oianeşinşikâyetinebağhdır" denildi. Raporda, fuhuşa sü- rüklenen veya bu tehlıke ile karşı karşıya bırakılan 18 ya- ştndan küçüklerin. 6972 sa- yılı Korunmaya Muhtaç Ço- cuklar Hakkındaki Yasa hü- kümlerine göre, "korunma karan'' alınarak sosyal hiz- met kuruluşlanna teslim edil- diği bildirildi. Raporda şöyle denildi: "Cinsel yolla bulaşan hasta- lıklann yay ılmasında erkek- lerin daha aktifrole sahip ol- duklangörühnektedir. Bula- ŞKI hastalık taşıyan erkekler belirlenemediği ve sağhk ön- lemleri alınamadığı için. has- taltğın başka kadınlara bu- laşması söz konusudur." Yukardan Aşağıyac Çoğulculuk'., Ozamanlar, -yâni savaş, ülkede karaborsa, tifüs veyoksulluk-, TekParti, TekŞef, Tek Millet'slo- ganı, faşizmin sloganı gibi görünüyordu ya; gerçek- te bu sloganın, gündelik hayat gerçeğine dönüşme- diği Avrupa ülkesi, kalmamış gibiydi. Yanlış hatıria- mıyorsam, 4O'lı yıllann ilk yansında, isviçre, Isveç ve Ingiltere hâriç, bütün Avrupa 'totaliter' iktidar- larca yönetilmekteydi; dolayısıyla, hiçbirinde, 'çok partili, demokratik ve pariamentersistem' işlemiyor- du; demokratik bir ülkede, çeşitli siyasi partilerin, hal- kın önüne farklı programlarla çıkıp oy istemesi, se- çimi kazananın iktidar olması; bizim kuşağın çocuk- lan için, neydi bilir misiniz? Bir hayal! Savaş ertesi Fransa'sına gidip, oradaki 'partiler ye/pazes/'ni görünce; uzak bir galaksideki müstes- na bir gezegene, gitmiş gibi olmuştuk; klâsik geliş- me şemasına göre şekillenmiş ülkelerde, birbirinden cidden farklı -farklı da lâf mı, düpedüz karşrt- prog- ramlar içeren, 'tabanı' son derece iyi örgütlenmiş, bir sürü siyasi parti vardır; bu da, seçmenlere, fark- lı program ve öneriler arasından, kendi çıkarlanna en uygun gördüğünü seçebilmek imkânını verir. Tür- kiye'de, ne zaman 'çoğulcu demokrasi' deneyine geçilse -Devlet-i Âliyye'nin de 'deneyleri' var- or- taya sürü sepet 'parti' çıkıyor ama; nehikmetse, bun- lann çoğu 'tabelâ partisi' olarak kalıyor; serpilip ge- lişebilenler ise, üç aşağı beş yukan aynı programla- n öneriyorlar. Geçen gün, -nereden takılmışsa,- belleğimde Chopin'in 1. numaralı piyano konçertosundaki o ince ve zarif melodi, Harbiye'den Taksim'e doğru yürürken, yine benzer bir konjonktürü yaşadığımızı düşündüm. Sınıflar ortaya çıkınca... efik Hüsnü, daha Mütâreke yıllannda, Türki- • ye'de işçi sınrfının gelişmediğini yazmıştır. Ge- liş'emezdi de. Halide Edip, 'hatıralannda', Gâzi'nin, 'Müdafaa-i Hukuk'un o bunalımlı günlerinde, 'sos- yalizm alternatifini' ciddi şekilde incelediğini; 'Tür- kiy&'de amele sınıfı bulunmadığından, kaabil-i tat- bikbulmadığını'yazm\ş\\T. Sanayiin, dolayısıyla pro- letaryanın yeterince gelişmemiş olması, elbette, sa- nayicinin de -yâni sanayi burjuvazisinin de- gelişme- miş olmasını gerektiriyordu; buysa, işçi (sosyalist/ko- münist) partilerin gerekli tabanı bulamayacağını gös- terdiği gibi; burjuva (muhafazakâr, liberal demokrat) partilerin de, 'askıda' kalacağına işaretti. Gâzi, bel- ki de bu yüzden, 'Halk Fırkası'tv tesis ederken, 'sı- radan bir parti' düşünmemiş; bütün halk kesimleri- ni içerecek, Türk modeli bir 'halk cephesi' tasaria- mıştı. Bu tasarımın, gerilerinde bir yerde, Galryefçi tezlere yaslandığı iieri sürülebilir. 1946 sonrasında 'MHIÎŞef, biraz da olaylann zor- lamasıyla 'çokpartili' parlamenter düzene yöneldi- ği zaman, bu geçiş süreci, tabii bir süreç olmamış- tı: deyim uygun düşerse, denebilir ki, 'sivil olması' gereken demokratik kumluşlann hepsini, iktidar, yâni 'siyasi toplum' basbayağı yukardan aşağı- ya önceki 'rejimin prensipleri dahilinde' kendisi örgütlemişti: yerine iktidara tâlip olacak, muha- lefet partisi de buna dahil! Nasıl, 'erken' cumhu- riyet döneminde, 'Terakkiperver Cumhuriyet Fırka- sı', ya da 'Serbest Fırka', üç aşağı beş yukan, 'Halk Fırkası'nm platformu üzerinde görülüyoriarsa, 1950'ler- deki birkaç parti de, CHP'nin 'uzanf/s/'gibi görünür- dü; kadrolan, eski CHP'lilerden oluştuğu için; iste- seler de, başka türlü görünemezlerdi ki! Şimdi an- laşıltyormu, bizim kuşağın, gelişmiş ülkelerdeki 'par- tiler yelpazesi'ne neden gıpta ve hasretle baktığı? 'Aynı davula oynuyorlar Demokrasi, 'sosyalsınıf gerçeğini 'içerir'; 'ulu- saldemokratikdevrim', burjuvazi'nin -yâni baş- ka bir sosyal sınıfın- 'hâkimiyetini devirip', onun ye- rini almak amacıyla yapılıyor (141/142'nin kulaklan çınlasın!) 'Sistem'in, sosyal sınırlan sildiği üçüncü dünya ülkelerınde, çatışma ister istemez, emperya- lizm ve onun işbiriikçileri arasında geçer ama; eğer ülke belirii bir gelişme düzeyine yükselir de, sos- yal sınrflar oluşmaya başlarsa, 'demokrasi'nin - yâni çok partili parlamenter düzenin- sosyal sı- nrflara dayanan partiler aracılığıyla işletilmesi zorunludur. Gâzi'nin Balıkesir nutkunda, bu ger- çek, böylece belirtilmiştir; o zaman, anti/emperya- list savaşın en keskin dönemi, burjuvazi 'kozmopo- lit ve komprador' yâni 'işbiıiikçi', Gâzi bütün halkı bir 'sa'ymisâk-ı millî'si çerçevesinde, ona karşı ulu- sal platformda örgüttüyor; oysa, iyi kötü yerli bur- juvazinin belirdiği dönemde, aynı şeyî yapmak mümkün mü, elbette değil; bırakacakstnız işçi sınıfı kendi partisini kursun, burjuvazi kendi par- tisini! 'Sınıf' kavramı, 'TekParti, Tek Millet, TekŞef'öö- nemi yöneticilerini dehşete düşürdüğü için, 'diken- siz gül bahçesi yaratmak' fikri, Türkiye'de her za- man geçerli olmuş, bu yüzden de, siyasi partileri- miz amiplergibi bölünerek, birbirinin içinden çıkmış- tır; bu elbette, programlan, tüzükleri, dünya idrak- leri ve yönetim anlayışlan birbirinin aynıdır anlamı- na gelir. Siz bugün Anavatan Partisi ile Demok- ratik Sol Parti, CHP ile Doğru Yol Partisi arasın- da ne fark görüyorsunuz Allah aşkına? Hangisi iktidara gelirse gelsin, aynı davula oynuyorlar; daha da kötüsü, başka davula oynayacak her- hangi bir partinin iktidar olasılığı belirirse, bunu önlemek için ellerinden geleni ardlanna koy- muyorlar: Silahlı Kuvvetler'e davetiye çıkarmak dahil! http-7/ www. prizma.net tr/ A İLHAN http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlrn
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle