Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25TEMMUZ1997CUMA CUMHURİYET SAYFA
15
Trafikçilere
bir soru
istanbul'un trafîğinden
sorumlu kişilere,
vatandaş izzet
Yaşar'ın bir
sorusu var
"SayınMüdür, N,__^
Trafîk J-
ekiplerince,
yanlış yere park eden
araçlara ceza kesmek
yerine, ceza
almamaları için
uyarmak amactyia,
sinir bozucu çeşitli
sesler çıkaran sirenler
çalarak ve
hopariörlerden
bağırarak, konuyla hiç
bir ilgisi olmayan
suçsuz insanlan gün
boyu cezalandırmanın
bir mantığı var mı?
Varsa, lütfen açıklar
mısınız? Eğer yoksa,
bu mantıksız
uygulamayı lütfen
brtirir misiniz?"
Boğazîçi
Boğaziçi'ne nazır
Reşitpaşa Zergedan
Sokak'ta sanklı-
cüppelilerin
girip çıktığı
ve "tadilat"
bahanesiyle
her tarafı
kapatılmış binaya
Boğaziçi Imar
Müdüriüğü tarafından
Ali Bayramoğlu adına
verilmiş "çatı tamiri"
ruhsatı ile yeni bir kat
ekleyerek deniz
manzaralı 40-50
milyartık daire
yapılıyor...
Intemet: http: / / www.planet.com.tr / Xn Sektronik posta: Deniz£om®pJanetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Devlet Bakanı Güneş
Taner'e göre enflasvon
yûzde 100 olacakmış...
"Daha yüksek çıkacağına
vüzde 100 emin olabilirsiniz.'
A
FYON - Gazeteci Metin Göktepe'yi
gözattında öldürdükleri iddiasıyla
yargılanan polislerin Afyon'daki
duruşması dün basının şey gününde
yapılırken acı bir gerçek ortaya çıktı: 55.
Hükümetin Başbakanı Mesut Yılmaz henüz daha
başbakan olamamış.
Üzüldük...
Önceki gün Mesut Yılmız kendisini ziyarete gelen
bir grup gazetecinin önünde keşke telefonu
kaldınp da Içişleri Bakanı Murat Başesgioğlu'na
"Gıyabi tutuklu polislerin yann Afyon'daki
duruşmada hazır bulunmasını istiyorum"
demeseydi...
Gıyabi tutuklu polisler Başbakan'ın talimatına
rağmen bulunduklan mahalden ya da görev
yerlerinden alınıp duruşmaya getirilmeyince
Başbakan'ın henüz Başbakan olmadığı 55.
hükümette Içişleri Bakanı'nın da Içişleri Bakanı
Göktepe Davasıolamadığı dolayısıyla anlaşılmış oldu...
Konuyla pek ilgileri yok ama Başbakan Yardımcılan
ve öteki bakanlar hakkında aynca bir yoruma
gerek kalmadı.
Ama Adalet Bakanı Oltan Sungurlu'nun adını
anmadan geçmek olmaz. Çünkü Afyon'daki
mahkemenin duruşma salonu Adalet Bakanı'nın
makam odasından küçük. Küçücük salonda iğne
atılsa birinin başına çarpıp yere düşmeyecek denli
bir kalabalık, temmuz sıcağında herkes sınlsıklam,
avukatlar ve gazeteciler sandalyelerın tepesinde
birbirinin omuzunda, içerı alınmayan, giremeyen
bir o kadar gazeteci sokakta ve dışanda slogan
atan, şarkı söyleyen yüzlerce kişi, polisin zaman
zaman tartakladığı insanlar ve kırılan sembol
SESSÎZSEDASIZ(!) NURÎKURTCEBE
kalem. Sokağın uğultusu duruşma salonunda.
Istanbul'da işlenen bir cinayetin duruşması neden
Afyon'da yapılıyor?
Dönemin Adalet Bakanı eski polis şefi Mehmet
Ağar'a göre Istanbul'da görülmesi halinde
güvenliğin sağlanması mümkün olmayacağı
gerekçesiyle önce Aydın'a sonra Afyon'a
gönderilen dava dosyası bu yanıyla da polis için
ayn bir ayıp. Koskoca Istanbul Emniyet
Müdüriüğü'nün fedekâr ve cefakâr polisleri alt
tarafı bir duruşmanın güvenliğini sağlamaktan aciz
mi, müdürieri gerekli önlemi alamayacak kadar
yeteneksiz mi? Istanbul polisi adına gerçekten
üzüntü verici bir durum. Bu üzüntüyü ortadan
kaldırmak yine Adalet Bakanı'na düşüyor. Sungurlu
isterse makam odasından küçük bir salonda ve
Afyon'da görülen bu davayı Istanbul'a aldırabilir ve
dahi Inönü Stadı'nı tahsis ettirebilir. Inanın koca
stad dolar. Yoksa buna Başbakan izin vermez mi?
Böptü Bacı'ya siyah sayta: Kuşku Burnu
ödül kazanmış olan, son yılların en
poşetengiz kara mizah denemesi."
"Kuşku Burnu çayını fazla kaçıran
Cihan Demirci, bizi bu kez gaf dağı-
nın ardındaki tanıdık bir ülkeye yani
Öreke'ye götürüyor. Burası potkıran-
ların hası, ak kaşıkların sultanı Börtü
Bacı'nın albızlar alası, kara paralar ka-
rası ülkesi Öreke... Burası, zümrütye-
şili sahte pasaportlu 'hasss' yiğitlerin
diyarı, burası 'şerefli' katillerin otağı,
yani burası bir yerde; Anamızın öre-
kesi! Evet beyler, burası öreke ve
şimdilerde burada KDV dahil her şey
vatan için!"
Cihan'ın onuncu ve son sıralama-
ya göre sonuncu kitabı "Kuşku Bur-
nu" Inkılap'tan çıktı çıkıyor.
Bir süre öncesine kadar "Laforiz-
malar"ı ile Vaziyet'e katkıda bulunan
arkadaşımız Cihan Demirci, son ki-
tabı "Kuşku Burnu" ile okurtarın
huzurunda:
"Kuş Burnu'nu içtikten sonra
herkesi 'kuş beyinli' sanmaya
başlayan Börtü Bacı'ya artık bir
kara mizah sahibinin 'Siyah Bir Say-
fa' açma zamanıdır. O halde şimdi sı-
raaa 'Kuşku Burnu'nda!"
"O hep Kuş Burnu içti... Bize ise
Kuşku Burnu düştü."
"Bu çayı kuşburnu çayından ayıran
en önemli özellik, bu çay içilince mı-
deye değil akla gidiyor."
"Demli bir mizahın parmak izlerini
taşıyan ve şu ana dek 18 ayrı sahte
PALAS PANDIRAS Hükümete değil devlete; başbakana değil
cumhurbaşkanına muhalefetet... Bu "postmodern muhalefet" olsa gerek...
iMüfftBozaci -1
Aktaş, görevi devraldığı Yenişen'e teşekkür plaketi verdi.
Istanbııl Valisi
göreve hızlı başladı
İstanbul Haber Servisi -
Merkeze çekilen Rıdvan
Yenişen, dün Istanbul
Valiliği'nde düzenlenen törenle
görevinı Kutlu Aktaş'a
devretti. Istanbul halkına ve
çalışanlara teşekkür eden
Yenişen, "kıtaları birleştiren
şehrin valisi olmanın ber
mülki amirin hedefi
olduğunu" söyledı. Göreve
başlayan tstanbul'un yenı Valisi
Kutlu Aktaş ise tek hedefınin
vatandaşa adil ve hukuk ilkeleri
çerçevesinde hizmet vermek
olduğunu vurguladı. Aktaş
aynca, basın mensuplannın
rahat çalışması için gerekli
önlemleri alacaklannı söyledi.
Törende yenı Vali Aktaş'a,
başan dilekleri sunan Yenişen,
"Görevimden aynldığım için
hiçbir burukluk ve üzüntü
duymuyorum. Çünkü
Istanbul'da devleti çok iyi
tenısil ettiğime inanıvorum"
diye konuştu. Istanbul'un
dünyadakı mega şehirler içinde
en huzurlusu olduğunu söyleyen
Rıdvan Yenişen, "ıstanbul'da
gece her yere gitmek
mümkün" dedi. Rıdvan
Yenişen, Türkiye nüfusunun
altıda birine sahip İstanbul'un
Türkiye potansiyelinin yansını
taşıdığını da belırterek.
çalışmalanndan dolayı tüm
çalışanlara ve Istanbul halkına
teşekkür etti. Istanbul Valisi
Kutlu Aktaş da konuşmasında.
Türkiye Cumhuriyeti
Anayasası'nın belirttiği ilkeler
doğrultusunda \atandaşlara
hizmet götüreceklerini
vurguladı. "Amacımız iyi
niyetii olarak çalışmak,
çalışmak, çalışmak" diyen
Aktaş, lstanbullulann
sorunlannı çözmek için elinden
geleni yapacaklanna söz verdi.
Kutlu Aktaş, hizmetlerinden
dolayı Rıvan Yenişen'e teşekkür
plaketi verdi. Valilıkteki devir
teslim törenıne 1. Ordu
Komutanı Orgeneral Hüseyin
Kıvnkoğlu, 3. Kolordu
Komutanı Korgeneral Edip
Baş-er. Kuzey Denız Saha
Komutanı Koramiral tlhami
Erdül, Hava Harp Okulu
Komutanı Tümgeneral Faruk
Cömert, Merkez Komutanı
Tuğgeneral Niyazi Hatipoğlu.
Istanbul Büyüİcşehir Belediye
Başkanı Recep Tayyip
Erdoğan, Istanbul Emniyet
Müdürü Ramazan Er, eski
Millı Eğitim Bakanı Nevzat
Ayaz, İTO Başkanı Mehmet
Yıldınm. tstanbul Sağlık
Müdürü Tolga Evren, DYP
Istanbul tl Başkanı Celal Adan.
işadamı Kadir Has, tstanbul
Universitesi Rektörü Bfilent
Berkarda, ilçe belediye
başkanlan ve ilçe kaymakamlan
katıldı. Törenin ardından basın
mensuplannı kabul eden Kutlu
Aktaş, basın mensuplannın
görevleri sırasında şiddete
maruz kalmalanyla ilgili olarak.
"Basın mensuplan kamu
görevi yapıyor. Rahat görev
yapacaklardır. tzmir'de
olaylar sırasında yanlarına
koruma vererek, onların
güvenliğini sağüyorduk"
1
diye
konuştu. Görevi sırasında
halkın sorunlannı halkla
konuşarak öğreneceğini ifade
eden Aktaş, vatandaşlarla sık
sık görüşerek onlan
dinleyeceğini belirtti.
Önümüzdeki günlerde
İstanbul'un sorunlannı
yetkililerden dinleyeceğini
kaydeden Aktaş. gazetecilere.
"Bize birkaç ay avans
tanıyın" dedi. Vali Kutlu
Aktaş. göreve başladığı gün
milli eğitım müdürlüğüne
gelerek, tl Milli Eğitim
Müdürü Ömer Balıbey'den
tstanbul'un eğitim sorunlanyla
ilgili brifing aldı. Milli Eğitim
Müdürü Balıbey ve il milli
eğitim müdür yardımcılannı
sorulanyla terleten Vali Aktaş,
eğitim istatistiklerine ilişkin
sayılar üzerinde ısrarla durdu.
Sultanbeyli ve Sangazi
bölgelerindeki okul ihtiyacının
kapatılması için çalışmalara
başlanmasını isteyen Vali
Aktaş, "Yapılacak okul
inşaatlarının hepsini ihale
ettireceğim. Beni asıl
korkutan. arsa durumu.
Bütün ihaleleri, encümene
başkanlık ederek ben
yapacağım. Adam
tutulmayacak. Adam tutanı,
kayıranı görevden alırım"
uyansında bulundu.
HAYVANLAR İSMAIL GLLGEÇ
KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇ AK
ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI
BULUT BEBEK NURAYÇiFrçt
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 25 Temmuz
BLEKlOT,UÇAĞ/
İLE POVSKt W-
OİSİ
UCAKLA İLK KEZ MANS'I AST/f.
19OS'DA BUGÖN.FIZANSIZ LÛUIS SLERIOT, UÇASlY-
LA MANŞ DBNİZİNİ AfM/f , İNGİLİZ SAZ£TSSİ
OAIL Y HAAIL 'IN KOYCMJĞU 8IN ST&eüNÜ/C ÖOÛLLJ
DE tCAZANMIÇTI. KEMbİ YAPIMI OLAN 'BLE&OT
Xi" MÛNOPLANE(JSK KANATll) ÜÇA& SOOAgAİ/*
LiĞtHM,8MEm£ UZUNLUĞutJMYDJ. /ZAMTAÇHC.
LI6l ?,8O METREitH. 7S km/Saat HOİA UÇA-
)
TEee SN VM £A*TT£ AIM/ŞT7.
SO YIL SONGA, UÇAĞtU 6* KDPrASI, ANI
Y Ü££E H4VetAMCX6NM P£N
HtWACt:"SOM ALTtN gİK. SAICAI SAATl AAZAAIUAK
İÇİN &İLE, fU ŞEYUE
HAVALAHMAZDfM "
DİYEC£ICTİR<.
ANKARA... ANKA...
MÜŞERREF HEKİMOĞLU
Tan Çiçeği
Yıllarca önce Ingilız devlet adamı Heath geldi Is-
tanbul'a. Bir tekne gezisinde karşılaştık, yemek
yedik; adaları, Anadolu kıyılarını, Boğaz'da eski
yalılan seyrederek güzel bir gün geçirdik. Müzik-
ten söz ettik, Atatürk'ün müzik devriminden,
Londra'da dinledıği Türk yorumculardan. Sonra
orkestralardan, o da bir orkestra yöneticisi. Vakit
buldukça Londra dışında da konser verdiğini an-
latınca şaşıranlar da yar. Dahası orkestra yönetici-
liği ile devlet yönetimini bağdâştıramayanlar.
Oysa yaşamı bu yan uğraşlar güzelleştiriyor.
Kimîiğini, kişiliğini kalın çizgiyi tırmandırarak, tek-
düzelıği aşarak buluyor insan. Başkent orkestra-
sını oluşturan çalgıcılan özenle izlerim yıllık konser-
lerinde. Kimi doktor kimi Yargıtay üyesi kimi bilim
adamı, ama ayda bir iki kez buluşup müzik ureti-
yorlar. Değerii bir bilim kadını olan Prof. Gülten
Kazgan ekonomiyi meslek seçmeseydı piyanist
olurdu belki. Ünlü bir işadamı Yüksel Erimtan da
piyanoyu bırakıp mühendisliğe yönelme kararını
hayli güç veriyor. Ama ikisi de vazgeçmiyor piya-
nodan, çalmayı sürdürüyor. Kimi çalıyor, kimi da-
lıyor. Cem Duna'nın bankadamlıgını yeni öğren-
dim. Bozburun'da batık bir gemiye ulaşmayı amaç-
lıyor. Rüşdü Saracoğlu halâ uçuyor mu bilmem,
ama Merkez Bankası Başkanlığı döneminde ilginç
uçuşlan var. Biri de Libya Merkez Bankası Başka-
nı'yla. Kimi resim kimi heykel yapıyor: kimi roman,
öykü yazıyor. Yargıtay üyesi Naci Ünver*in ne gü-
zel romanlan, öyküleri var.
Tan Çiçeği nedeniyle yazıyorum bunlan. Anaya-
sa Mahkemesi Başkanı Sayın Yekta Güngör Öz-
den'in son günlerde yayımlanan şiir kitabı nede-
niyle.
Kimileri soğuk bakar orta, çok konuştuğu için
eleştirilir; ama bildiğini okur, inandığını söyler Sa-
yın Özden. Konuşması gerektiği zaman susmayı
yeğlemez, dahası konuşması gerekenler sustuğu
zaman da sessizliği güzel deler. Yoğun trafiği var;
protokol görevlerini yerine getırmekten, sergilere,
konserlere gitmekten geri ka'maz, çağrılara katılır,
kimi zaman bir selamlık, ama yeri boş kalmaz. Sö-
zün kısası yoğun bir yaşam, ama şairlikten geri
kalmıyor.
O gerilime, yorgunluğa şiırie direniyor besbelli.
Anayasa Mahkemesı'nin her zaman yüklü günde-
mi var. Başkan da, uyeler de yoğun çalışıyor, bir
hukuk devletinin varlığını kanıtlayacak karariar ver-
mesi bekleniyor. 1982 Anayasası'nın eleştiriye açık
maddeleri de az değil; ama, değişmediği sürece o
doğrultuda çalışmak, anayasal kuruluşlann, örne-
ğin sıyasal partılerin aykırı davranışlarını da yargı-
lamak gerekıyor, belki de kapatmak... Böyle ger-
gin bir ortamda şiir kitabı yayımlayan bir başkanı
yadırgayanlar da var ama kimler? Belki de şiirı cid-
di bir uğraş diye düşünmeyenler, dahası şiir oku-
mayanlar, şiirsiz bir yaşamın boşluğunu, anlam-
sızlığını hissetmeyenler.
Sayın Ecevit'in "Atinalı Kardeşim" şiirini anım-
sar mısınız? Onu da yadırgadılar, Kıbns ile ilgili sı-
cak olayların yaşandığı günlerde havayı soğutmak
için kürsüde okuyan muhalif milletvekilleri de var.
Güzel yanıt verdi onlara:
- O şiiri bugün de imzalarım!..
Yan uğraşlara saygı duyanm ben. Hangi dalda
olursa olsun yaşamı yeşertıyor, asıl uğraş için güç
ve hız veriyor, insanın özüne bir şey katıyor. Belki
bıliyorsunuz, vaktiyle bir büyükelçimiz vardı Was-
hington'da. Lozan konferansına katılan, sonra Pa-
ris'e, Londra'ya atanan değerii bir diplomat; Mü-
nir Ertegön. Son görevi de VVashington. Başkan
Roosevelt ile yakın dostluğu var. Massachusetts
Avenue'deki güzel elçievine sık sık geliyor Baş-
kan, alt katta bir arka odada baş başa oturuyoriar.
Başkan'ın elinde bozuk bir saat, onarmaya çalışı-
yor; Büyükelçi Ertegün de gümüş yüzükler, iğne-
ler yapıyor! MünirErtegün çok saygın bir diplomat
VVashington'da. Öldüğü zaman ABD'nın ünlü sa-
vaş gemisi Missouri getırdi cenazeyi. Adı hâlâ say-
gıyla anılıyor, kuyumculuğu da masal türü anlatılı-
yor. Yazarken hüzünleniyorum. Başkan Clinton'ın
VVashinton Büyükelçiliğimizegelmesi düşünülebı-
lir mi bugün? VarsayaTım geliyor, Büyükelçimizle
eşit düzeyde bir söyleşi, bir dostluk düşünülebilir
mi? Arada yıllar da var dağlar da; Büyükelçi Erte-
gün, Atatürk'ün Büyükelçisi. Kurtuluş Savaşı'nı,
Lozan'ı başaran, bağımsızlığını kazanan, içeride
ve dışanda banşçı politika uygulayan bir devleti
temsil ediyor VVashington'da. Oysa bugün Kıbns
sorununa Türkiye'nin dışında çözüm aranıyor! Ül-
kemiz yalnızlığa itiliyor her yerde. Vatandaşlık onu-
runu zedeleyen olaylar yaşanıyor. VVashington,
New York, Londra, Paris, Roma; diplomatlar figü-
ranlık görevi üstleniyor ancak.
En iyisi şiir okumak! Şiiri önemli bir uğraş diye
düşünür, ozanlarımızla mutlanır, onurlanınm her
zaman. Başucumda birkaç şiir kitabı durur, kimi ge-
celer karanlığı sevdiğim dizelerle delerim. Nâ-
zım'dan, Ahmed Arif ten, Melih Cevdet'ten, Or-
han Veli ya da Külebi'den. Dağlarca'dan, bir şi-
irie gülümserim yeni güne. Son günlerde Tan Çi-
çeği de katıldı o kıtaplara. Rasgele bir sayfa açı-
yor, okuyorum. Şiirsever okuriarıma da öneriyo-
rum. Bir dize belleğime yerteşiverdi:
Yüreğime yürek vurdum
Yüreğim güneş!
B U L M A C A SEDAT YAŞAYA\
1 2 3 4 5 6 7 8
1 2 3 4 5 6 7 8
SOLDANSAĞA:
1/ Hızla dönen
rüzgârlann oluş-
turduğu şiddetlı
siklon fırtınası.
2/Eskrimdekul- 3
lanılan üç silah-
tan bın... Saz,
kamış. 3/ Kav-
rulmuş ceviz ya
da bademle ya-
pılan şekerle-
me...Türkmüzi-
ğınde bır ma-
kam. 4/ Başkala-
nnm sırtından
geçtnen kimse... Radon
elementinin sımgesi. 5/ -j
llen süriilerek savunulan _
düşünce... Bır nota. 6/
Başlıca üyesi Jules Ro- 3
mains olan ve toplumun 4
ortak bılincıni dile getır- ^
meyi amaçlayan edebiyat
akımı. 7/ Atasözlerine fa
dayanan didaktik Çin şi- 7
in... Müslümanlıkta 8
mezhep kuran kimse. 8/ g
Japon lırik dramı... Şid-
detli acı ve sıkıntı. 9/ Doğu Karadenız, özellıkle Rıze yö-
resinde dokunan çamaşırlık ınce bez.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Divan şıınnde. bırbırıyle ilgili sözcük ya da kavramla-
nn bır dize ya da beyıtte toplanması sanatı. 2/ Bestelenış
sırasına göre numaralanmış müzik yapıtı... Torun sahıbı
kadın. 3/ Bır tür yelkenlı \e motorlu yarış teknesı... Müs-
tahkem yer. 4/ Herkesın gözü önünde yapılan 5/ Bır renk...
Yola çikma, gidış. 6/ Pirınci kabuğundan ayırmak ya da
bulgur dövmek için kullanılan dibek... "Ati çıkınca orta-
ya — silinmeli" (Tevfik Fikret). II tspanyollann sevınç
ünlemı... Duygu ve düşüncelerı belırtecek bıçımde yüz-
de beliren kımıldanışlar. 8/ Yurdumuzda kurulmuş yirmi
bır köy enstıtüsünden bırı... Numaranın kısa yazılışı. 9/
Namaz çağnsı... Düz ve ensız kılıç.