Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25TEMMUZ1997CUMA
12 KULTUR
Avignon Festivali 51. yılını kutluyor, Avignon 2000 yılında Avrupa kültür başkenti
Bu >T1 Rus tiyatrosu ağırbktaKültür Servisi - Adını Fransa'nın gü-
neydoğusunda bulunan Avignon kentın-
den alan ve 194O'lı yıllardan bu vana her
yaz gerçekleştirilen geleneksel Avignon
Festivali bu yıl 51. sanat yılmı kutluyor.
Dünün 'Papalar Kenti' olarak adlandı-
nlan Avignon, uzunca bır süre Batı dûn-
yasmı etkisi altına alan sanatsal ve siya-
si açıdan çok önemli bir din merkeziyken
günümüzde uluslararası bir kimliğe ka-
vuşmuş, bünyesinde çok sayıda kültürel
etkınliğı banndıran \e 'sahne sanatlan-
nın tartışmasız başkenti' olarak anılan
imtıyazlı bır mekân halıne gelmiş. Öyle
kı, bu kent, 2000 yılında Avrupa'nın kül-
tür başkenti olarak lanse edilmesinın ya-
nı sıra Fransa'yı bütün Avrupa'da temsil
edebilecek nitelıkte tek kültür merkezi
olarak da adından sıkça söz ettınyor.
Tıvatro. resım, dans, sergı gibı çok çe-
şıtli etkinlıklere ev sahipliği yapan bu
kent, şu sıralar, Ikinci Dünya Savaşı son-
rasından günümüze dek gelen en kap-
samlı kültürel etkinliklerden birine sah-
ne olmanın gururunu taşıyor. Her yıl ol-
duğu gıbı bu yıl da tıyatroseverlere unu-
tulmaz bir tiyatro şöleni sunan festival, şu
sıralar verli ve yabancı basınm da gözde-
si. Dünyaca ünlü pek çok tiyatro toplulu-
ğunu, tiyatrocuyu ve oyunu ağırlayan fes-
tivalde. tiyatronun yanı sıra dans ve mü-
zik de önemli bir yer tutuyor. Festivalde
ilk olarak göze çarpan bir diğer şey ise bu
yıl Rus Tiyatrosu'na çok kapsamlı bir
yer ayrılmış olması. Avignon Festivali
kapsamında yer alan Rus tıyatrosu etkin-
likleri bu yıl, Rusya Fransız Elçilıği Kül-
tür Servısı, Moskova Fransız Kültür Mer-
kezi, Rus Federasyonu Kültür Bakanlığı
Uluslararası Tiyatrolar Birliği Konfede-
rasyonu, Dışışlen Bakanlığı- Fransız Sa-
natsal Faalıyetler Derneğı, Kültür Bakan-
lığı Uluslararası Departmanı ve Avrupa
Komısyonu'nun özel destekleri sayesin-
de gerçekleştinldi.
Festival bu yıl yine dopdolu
Av ıgnon kentinın Papalar Sarayı, Sa-
int Joseph Lisesi ve pek çok larihi mekâ-
nında süren festıvalin kapsamı bu yıl yi-
ne dopdolu. Gösterilerin en önemlileri
arasında ılk sırayı kuşkusuz 27 at ve 12
oyuncuyla birlikte sahneye çıkacak olan
'Zingaro Tiyatrosu'nun yorumladığı 'Tu-
tulma'/Eclipse adlı oyun alıyor. Barta-
bas'ın sahneye koyduğu 'Tutulma', ne
sözcüklerle ne de notalarla asla tanımla-
namayan. ancak insanlann ve atlann vü-
cutlannın armonısiyle anlam ve hareket
kazanan Zingaro Topluluğu'nun sanatı-
nı yansıtan, festivalin en ilgi çekicı ve en
görkemli oyunu olmanın yanı sıra yeni bir
us tiyatrosuna çok kapsamlı yer aynlan festival
programı bu yıl da dopdolu. 27 at ve 12 oyuncuyla
birlikte sahneye çıkacak olan Zingaro Tiyatrosu'nun
yorumladığı. Bartabas'ın sahneye koyduğu 'Tutulma', en
ilgi çekici ve en görkemli oyunu olmanın yanı sıra özgün
bir müzikal olma özelliğini de taşıyor. E. Lessing'in
yazıp Denis Marleau'nun yönettiği 'Bilge Nathan',
Olivier Py'ın hem yazıp hem sahneye koyduğu
'Orphee"nin Yüzü', Philippe Genty'nin hem yazıp hem
yönettiği 'Dedale' gibi ilginç gösterilerin yanı sıra bu yıl
Istanbul Tiyatro Festivali'nde izlediğimiz Hanna
Schygulla da Avignon'da sahneye çıkacak.
çelişkiyi berabennde getiren, renklerin
olmadığı, sadece siyah ve beyazın kavga-
sının hüküm sürdüğü, gölge ve ışığın sü-
rekli çarpıştığı özgün bir müzikal olma
özelliğini de taşıyor.
Festivalde yer alan bir diğer oyun,
E.Lessingın yazıp Deniş Marteau'nun
yönettiği 'Bilge Nathan'/Nathan LeSage-
adlı oyun. 1779 yılında, Lessing'in öl-
meden iki yıl önce yazdığı bu oyun, Fran-
sız thtilali'nden on yıl öncesinı yansıtı-
yor ve o dönemin baskın değerlennin
adeta bir tablosunu çiziyor. Festivalde
üçüncü sırayı genç yetenek Olivier Py'ın
hem yazıp hem sahneye koyduğu 'Orp-
hee'nin Yüzü' / Le Visage D'Orphee adlı
müzikal çalışma alıyor. Olivier Py aynca
1995 yılında gerçekleştırdiği 24 saatlik
gösterisi 'Hizmetçi' / La Servante ıle de
dikkatleri üzerine çekmiş ve burada da
başanlı bir kompozisyon çizmışti.
Olivier Py'ın ardından festivalde bü-
yük yankı uyandıran bir diğer isim ise ül-
kemizde de yapıtlannı izleme olanağını
bulduğumuz Philippe Genty. Etkinliğe,
hem yazıp hem yönettiği 'Dedale' adlı
özgün bir çalışmayla katılan Genty, çalış-
malannda, izleyicıye, her an her şeyin
mümkün olabileceği gizemli bir 'kaos'
sunarken, bunu, bütün mantık, fizık ve
öyküleme kurallarına karşı geliştırdiği
dört boyutlu bir tür meydan okuma ola-
rak nitelendirıyor. Festivalde adı geçen
bir diğer önemli kişi de, Time Magazine
dergısınce 'Avrupa'nın en büyüleyici
oyuncusu' olarak tanımlanan Hanna
Schygulla. Bu yıl 9.Uluslararası İstanbul
Tiyatro Festivali'nde izlediğimiz ünlü
oyuncu, festival kapsamında Jean Marie
Senia'nın besteleri eşliğinde RainerWer-
ner Fassbinder,Jean Claude Carriere, Pe-
ter Handke, Heiner Müller ve Charles
Baudelaire gibi ısimlerin metmlerinden
derlenen 'QuelQue Soit Le Songe' adlı bir
resital sunacak. Festivalde aynca. Alfred
Jerry'nin 'Kral Ubu'sundan Jane Tay-
lor'm tiyatroya uyarladığı, Willam Kent-
ridge'm yönettiği Güney Afrika Handsp-
ring Kukla Tiyatrosu'nun yorumladığı
'Ubu And The Trurh Commission / Ubu
ve Gerçek Komisyonu'. Edward
Brezilyalı caz ve samba grubu
Georgia Dias Istanburda
Kültür Servisi -1 stanbul kültür sanat ya-
şamı temmuz sonunda Brezilya ezgileny-
le zenginleşecek. Marmara Grubu Sosyal
ve Stratejik Araştırmalar Vakfi müzikse-
verlen Georgia Dıas Grubu ile buluştura-
cak. 29 temmuz akşamı saat 21 OO'de Açık-
hava Sahnesi'nde gerçekleşecek konserin
gelıri vakfin eğitimıni üstlendiğı öğrenci-
ler yaranna kullanılacak.
Beş kişıden oluşan Georgia Dias Grubu
Brezilya'nın dünya çapında tanınan en iyi
gruplanndan biri olarak kabul ediliyor.
Brezilya müzığine tvvist ritimleri ekleyerek
oluşturduğu yeni stili ile müzik dünyasın-
da sağlam bir yer edinen grubun oluştur-
GeorgiaDias
duğu yeni müzik türü 1996-97 yıllannda
Güney Amerika ve Avrupa'daki caz kulüp-
lerinde büyük ilgi gördü. Grubun bütün
üyeleri uzun yıllardır ulusal müzikleri üze-
rine araştırmalar yaparak AvTupa'da
"Rumbata, Joia, Batida. Tv\isted Brasüian
ve Brasilian Jazz" türü müzikleri ıcra edi-
yor ve çeşith okullarda bu müziklerin eği-
timini veriyor.
Birçok müzik türünün aynı pota içınde
eridiği Amsterdam'da Güney Amerika kö-
kenli müzik türünün özel bir yeri var. Ün-
lü solistleri Georgia Dias önderliğindeki
grup bu türün oldukça popüler bir ömeği
haline gelmiş durumda. Gnıp konserlerin-
de hızlıritürüeriyledinleyicilerini Rio Kar-
navalı 'na taşıyor. 1995 yılında çıkardıkla-
n 'Inspiration' adlı CD ile listelere üst sı-
ralardan giren topluluk, bu yıl piyasaya çı-
karacaklan yeni albümlerinin çalışmalan-
nı sürdürüyor. Grubun müzik ve beste ça-
lışmalannı üstlenen Georgia Dias ve per-
küsyon sanatçısı Thomas Gemetsen sam-
ba. maracatu, baiao, samba ve Brezilya ca-
zı üzerine çalışmalar yapıyor. Londra,
Amsterdam, Madrid, Montreal, Roma kon-
serlerinin yanı sıra bu yıl Rio Karnava-
h'ndaki 'Brezilya Halk Festivali'ne de ka-
tılan grup Türkıye'de ilk kez konser vere-
cek.Grup Georgia Dias, Thomas Gerret-
sen, Ricardo Vılas Boes. Antonio Vrvoto ve
ChrisSmalt'tanoluşuyor. Konserin 1 mil-
yon lira değenndeki biletleri Vakkoroma
mağazalan, CRR gişesi ve Açıkhava Tiyat-
rosu gişelerinde temin edilebilir.
Kültür Servisi - Geçen yaz "Don Ki-
şot, Bir Deiinin Düşleri" adlı baleyi 1stan-
bullu sanatseverlerle buluşturan Genç
Pamukbank Sanat Etkinlikleri kapsa-
mında bu yıl da tngiltere'nin önde gelen
bale toplulukJanndan 'Northern Bale Ti-
yatrosu'nun "Romeo ve JııKef adlı ya-
pıtı sahnelenecek lstanbul'da. 35 kişilik
Northem Bale Tiyatrosu, 2-5 eylül ta-
rihleri arasında Harbiye Açıkhava Sah-
nesi'ne taşınacak.
Sanat yönetmenliğinı Christopher
Gable'ın üstlendiği **Romeo ve Juliefin
koreografı Massûno Moricone. Şef John
Pryce ve Gavin Sutheriand yönetiminde
27 kişilik Northern Bale Tiyatrosu Or-
kestrası eşliğinde sahelenecek olan gös-
teride Juliet'i Jane Regan ve Charİotte
Broom. Romeo'yu ise Denis Malinkine
ve Daniel De Andrade canlandıracak.
Romeo
ve Juliet
Açıkhava'da
• îngiltere 'nin ünlü bale
topluluklarından Northern
Bale Tiyatrosu 2-5 eylül
tarihleri arasında 'Romeo
ve Juliet'i lstanbul'da
sahnelevecek.
Balede aynca Jeremy Kerridge (Mercu-
to), Madelaine Brennan (dadı), Stephen
Walter (Tybalt), Amava Iglesias (Lady
Capulet) rol alıyor. Shakespeare'in 400
yıldır değennı yitırmeden sınemadan
müzığe pek çok yapıta esin kaynağı olan
'Romeo ve Juliet' adlı yapıtı güncelliği-
ni tüm zamanlar ve mekânlar için geçer-
li 'sevgi ve hoşgörü arayışı' temasını ış-
lemesine borçlu.
Gençliğe karşı yaşlılığın. sevgiye kar-
şı nefretin, yaşama karşı ölümün öykü-
sü olan yapıtta bırbirine düşman olan
Montague ve Capulet ailelenne mensup
bu ıkı gencin, tüm düşmanlıklara karşın
filizlenen ölümsüz aşklan anlatılıyor.
Romeo ile Juliet, sınır tanımayan tutku-
lanyla sonunda ölüme yazgilı olduklan-
nı bile bile çağımıza ulaşan bir aşk öy-
küsü yaratıyorlar.
Bond'dan uyarlanan ve Cario Brondt ta-
rafindan yorumlanan 'Check L'p 1', An-
tonio Tabucchi'nin eserinden tiyatroya
uyarlanan ve Didier Bezace tarafmdan
sahneye konan 'Pereira Pretend'. Home-
ros'a yönelik coşkun koşuklardan derle-
nen ve Laurent PeUj- tarafından sahneye
konan 'Des Heros et Des Dieux' / Kahra-
manlar ve Tannlar, Martvaux'nun 'La
Dispute'/Tarnşma'sından tiyatroya uyar-
lanan v e Stanislas Nordey tarafından yö-
netilen aynı adlı oyun, Lothar Trofle'un
Michel Roskine tarafından sahneye ko-
nan oyunu 'Les 81 Minutes De Mademo-
iseDe A.' / Matmazel Vnın 81 Dakikası gi-
bi oyunlar yer alıvor.
4 ayn yönetmen 4 gösteri
Neden Rus tiyatrosu ağırlıkta? Çün-
kü tiyatro geleneğiyle. başta Avrupa'nın
tamammı olmak üzere tüm Batı dünyası-
nı olumlu yönde etkileyen bu ulus, günü-
müzde toptan bir değişim ıçerisinde. Bu
büyük çalkantıyla doğru orantılı olarak,
Rusya'da tiyatro sanatmın genel yapısı,
sahneye yönelik metınler, dramaturjiler,
çalışma yöntemlen. bunlann yanı sıra
çokluk oyunculann içınde bulunduğu du-
rumlar. ideolojik olduğundan çok mali
birtakım güçlükler nedenıyle sürekli gün-
deme gelen konular arasında. Rus tiyat-
rosunun geçirdiği köklü değışımleri bü-
yük bir titizlikle gözlemleyen Avignon
Festivali yetkilileri, endişe verici çöküş-
lere olduğu kadar, yenıden yapılanmaya
yönelik yapılançalışmalaradaduyarlı bir
yaklaşım sergileyerek, bu yıl festival kap-
samında Rus tiyatrosuna ayncalık tanıdı-
lar.
Seçimmi, ufak hacımlı tiyatro salonla-
n için oluşturulmuş gösteriler doğrultu-
sunda yapan Avignon Festivali kapsamın-
da, Rus Tiyatrosunun ayırt edici özellik-
lerinı ortaya koyan oyunlara ağırlık veri-
yor. Bu tür ovunlar aynı zamanda Rus-
ya'nm içınde bulunduğu yeni ekonomık
durumu da oldukça iyi yansıtıyorlar. Bu
yeni anlayışa. çok sayıda oyuncunun bu-
lunduğu Piotr Fomenko Tiyatro Atölye-
si"nin çalışmasını örnek olarak verebili-
nz. Topluluk, aynı oyuncularla, dört ayn
tiyatro yönetmeni tarafından sahneye ko-
nan dört gösteri sunuyor.
Bir diğer çalışma. büyük tiyatro usta-
sı Anatoü Vassiliev tarafından gerçekleş-
tiriliyor. Avignon Festivali'ne 1988 yılın-
da davet edilen Vassiliev de ilham kayna-
ğı aynı, ancak birbırinden çok farklı iki
gösteri gerçekleştinyor. Bunlar dışında,
çahşmalannı büyük Rus tiyatro kurum-
lan dışında yürüten üç önemli ismi de
unutmamak gerekir. Bunlardan birincisi,
festivalde Gogol'den uyarla-
^ ^ ^ ^ — dığı bir oyunu yöneten Va-
leri Fokine, ikincisi Dosto-
yevski'nin ünlü 'Suç VfeCe-
za'sından' yola çıkılarak
sahneye konulan bir oyunda
ünlü komedyen Oksana
Missina yı yöneten Kama
Guinkas, üçüncüsüyse Gür-
cü asıllı olan ve kukla tiyat-
rosuyla festivale renk katan
Rezo Gabriadze
ısıamu 4.ULUSLARARASI
«°s«"t İSTKNBUİ.
»>fi CAZ FESTİVRLİ
7 -19 Tenmn 1997
Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı
4. Uluslararası Istanbul Caz Festivali programında yer alan
11.7.1997 tarihii "Goran Bregoviç Oüğün ve
Cenaze Müziği Orkestrası" konserinin
gerçekleştırilmesındeki değerli katkıları için
Turkcell Iletişim Hizmetleri A.Ş.'ye teşekkür eder.
TURKCELL
0 5 Î2 Kesmtısız ılenşjm ka)na&ı
Fest'val Sponsoru Kurumsal SporuortAr
^ CYAK SİGORIA ?=©«= V
Bu ılan Cumhuıtvei Gaıetesı'n
MÎMAR StNAN ÜNtVTRSİTESİ
"M.Y.O. İHKİB MODA KONFEKSIYON BÖLÜMÜ"NDEN DUYURU
GENÇ TASAREVICILARA
ULUSLARARASI FffiSAT...
500 YIL ÖNCEYDİ... YIL 1498... PORTEKİZLİ DENİZCİ VASCO de GAMA,
HİNDİSTAN'A ULAŞT1. BATI İLE DOĞL İLK KEZ KARŞILAŞTI- VE
BUGÜ1N; 500 YIL ÖNCEKİ KUCAKLAŞMA KUTLAMYOR...
22 Mayıs - 30 EyKil 1998 tanhleri arasında. Lizbon EXPO 98 Dünya Fuan'nda,
UNESCÜ tarafından, "Uluslararası Genç Moda Tasanmcılan Yanşması" gerçekieştirilecek.
Yanşmanın teması:
"GELECEK KUŞAKİÇN BİRLEŞİK BİR DÜNYA. ZAMAN ÖTESL OKYANUS ÖTESİ"
Ülkemizi temsil edecek 3 tasanmı belırlemek üzere T.C. Dışışlen Bakanhğı koordınasyo-
nunda düzenlenecek ulusal yanşma;
- 18 yaşını doldurmuş ve 30 yaşından gün almamış,
- Daha önce uluslararası bir isme sahıp olmayan.
- Moda alanında herhangi bir fırmayla profesyonel bağlantısı olmayan tüm genç tasanmcıla-
ra açıktır.
TASAR1M TESLİMÎ İCİN SON BAŞVURU 10 EYLÜL 1997
Bilgi ve başvuru: İTKİB
tstanbul Tekstil ve IConfeksiyon lhracatçı Birlikleri / Fuarlar Şb.
Tel. 0.212-274 30 30/10 hat.
Basın: 31891
9 oyun yer alıyor
Festivalin Rus tiyatrosu-
na aynlan bölümünde do-
kuz oyun yer alıyor. Bunlar
sırasıyla: 'Une Aventure' /
Yazar: Manna Tsvetaeva,
Yönetmen: Ivan Popovski /
Piotr Fomenko Tiyatro
Atölyesı 'Coups et Brebis' /
Kurüar ve Kuzular,' Yazar:
Alexandre Ostrovski, Yö-
netmen Piotr Fomenko' Pi-
otr Fomenko Tiyatro Atöl-
yesi 'L'n Mois A La Cam-
pagne'/Taşrada Bir Ay, Ya-
zar: Ivan Tourguenıev, Yö-
netmen Serguei Geovatch /
Piotr Fomenko Tiyatro
Atölyesi 'La Nuit Des Rois/
Krallann Gecesi' ' Yazar:
William Shakespeare. Yö-
netmen: Eugeni Kamenko-
vitch Piotr Fomenko Tiyat-
ro Atölyesı Incil'in 'Eski
Ahit" kitabından derlenen
'Les Lamentations De Jere-
mieV Jeremie'nin Ağrtlan/
Müzik: Vladmir Martinov,
sahneye koyan ve yöneten:
Anatqli Vassiliev / Mosko-
va Dram Sanatlan Okulu
'Amphitryon'' Yazan: Mo-
liere, Yönetmen: Anatoli
Vassiliev / Moskova Dram
Sanatlan Okulu 'Chant Pb-
ur La VolgaVVolga İçin Şar-
kı / Sahneye koyan, yazan,
kuklalan, dekoru, heykelle-
ri ve müziği yapan: Rezo
Gabiadze' Dijon Bourgog-
ne Ulusal Tiyatrosu, St. Pe-
tersbourg Ulusal Satir Ti-
yatrosu, Milano Performans
Sanatlan ve Berlin Hebbel
Tiyatrosu. Dostoyevski'nin
'Suç ve Ceza'smdan yola çı-
kılarak derlenen 'KJ.Du
Crime' / Yazan: Daniel Gu-
ink , Yöneten: Kama Guin-
kas Tiyatrosu' Oksana Mis-
sina. Öleg Raiev, Anna Ra-
ieva ve Dana Kınoutshenko
'Chambre DHotel Dans La
Vlüe De NN' / NN Şehrinde-
ki Otel Odası Nicolai Go-
gol'un 'Ames Mortes' /Ölü
Ruhlar'mdan sahneye uyar-
layan ve yöneten: Valen Fo-
kine / Moskova Meyerhold
Sanat Merkezi.
YAZI ODASI
SELEVl İLERİ
Işıklar, Sular, İstanbul
llkokul ders kitaplarımızdan birinde miydi, yoksa
evimizdeki bir kitapta mıydı; belki de Istanbul'u an-
latan bir kitap, Bedri Rahmi Eyuboğlu'nun "Pul Pui"
şiiriyle başhyordu:
"Yedi tepeye kurulmuş I Pul pul
"Gümüş gümüş balıklan I Pul pul
"Işıktan sudan örûlmüş I Canım Istanbul"
Ezberlemiş, ne kadar çok sevmiştim bu şiiri. O za-
man neler duyumsayıp sevdiğimi arük hatıriamıyo-
rum. Belki kırk yıl geçti.
Geçenlerde, Yapı Radyo'daki soyleşi programım-
da Willy Sperco'nun Yüzyıtın Başında Istanbul kita-
bından yola çıkarak bir Boğaziçi gezinmesini dile ge-
tirmeye çalıştım. Galiba şiiri yeniden dudağımın
ucunda buluvermem o konuşmadan.
VVİIIy Sperco, Çelik Gülersoy belirtiyor, "lstan-
bul'da yüzlerce yıl yaşamış olan, levanten kökenli,
Venedikli bir ailenin bireylerinden." Türkler, Dün ve
Bugün adlı kapsamlı bir eser yazmış. Fransızca bu
eserin bir bölümü de yukanda andığım adla, 1987'de
Gülersoy'un Istanbul Kütüphanesi yayınlan arasın-
da yer almıştı.
Sperco, dünkü Boğaziçi'ni ihtiyaryüzyılımızın baş-
langıcında görüyor. sonra 1950'lere kadar uzanıyor.
Boğaziçi'nde olağanüstü güzellikler görüyor. Son-
ra bu güzelliğin yıkımlarta yüz yüze gelmesini saptı-
yor. Ve nihayet 1950'leri şöyle tanımlıyor
"Ancak ahşap yalılar, yeşil ve mavi sulara yansı-
yan modem tarzda inşa edilmiş süslü evlerin hepsi
harap olmuş, eski saraylar tütün depolan haline gel-
miştir. Tavanlan yaldız işlemeli ve tablolarla bezen-
miş salonlarda, ayna ve fresklehe kaplı duvarlann sı-
caklığında, haremlerde, güzelpaşa hanımlannın ya-
şadığı bu yeher şimdı ışçı kadınlar, kokulu altın san-
sı tütün yaprakiannı dizerek ihracata hazırianıyortar."
Biraz merhametsız bir yaklaşım. Eski saraylann tü-
tün deposuna dönüştürülmesi mimari tarih bilinci
açısından elbette bağışlanır gibi değildir. Ama o ya-
nm yamalak aristokrasi savunusu da benim sinirimi
oynatıyor.
Bununla birlikte VVİIIy Sperco'nun anlatımını büs-
bütün gözden ırak tutamam. Remime Köymen'in
dilimize çevirdiği bu kitapta Istanbul renkleri ve ışık-
lan, ışıltılanyla belirir. Bakın, yukanki alıntıda, "yeşil
ve mavi" sular, deniz anlatılmış, hem de bir iki çizik-
tirmeyle.
O denizin herhalde son tanıklanndan biriyim. özel-
likle Boğaziçi'ni yeşil ve mavi sulanyla, bazan da he-
le güzün, beyaz köpüklü mor, hırçın sulanyla hatırlı-
yorum.
Kadıköyü yakasının sulan bu kadar geniş bir renk
yelpazesine açılamazdı.
Mehmed Rauf'un Eylûl (1900) romanında Boğa-
ziçi denızi gerçekten de birçok alacaya bürünür. Ye-
şil-mavi-mor derken, denizin siyah bile kestiği olur,
sonra lâcivert, gümüşî, kurşunî...
Moda'nın, Fenerbahçe'nin, Suadiye ve Cadde-
bostan'ın denizi hemen hep yeşil, çağla bademi ve
camgöbeğiydi. Daha dingin denizler olduklanndan
hemalde.
Kadıköyü'nün denizi, renk, alaca darlığına karşılık,
ışık bolluğunda yüzerdi. Bedri Rahmi şanki oradan
esinlenerek söylemiş şiirini. Işıklann Üsküdar'dan,
Kızkulesi'nden başlayarak sularda yansıyışı, sulara
damla damla dökülüşü bir rüyanın geçit töreni ola-
bilirdi ancak...
Zaten Istanbul renk, ışık ve sular kentiydi. Henüz
bir canavarmışçasına dört bir yanına, korulanna, or-
manlanna, tepelerine, ıssız köşelerine yayılmamış bu
kent, ister inanılsın ister inanılmasın, daha ışıklı, da-
ha ışıltılrydı.
Bugün bedbaht gecekondulann san ampullü kör
ışıklan, boş yere göz yakmak isteyen floresanlan 'ışık-
lar kenti' izlenimi uyandırmıyor. Tersine, ışıksız, ışıltı-
sız bir kentin tuhaf hüznünü yaşatıyor.
Sular çoktan bitti. Sular artık tek renk: Öldürülmüş
denizin çürük mavisi...
Boğaziçi'nde yaz, manolya yaprağının koyu yeşi-
li ve manolya çiçeğinin uçuk sanmsı beyazıydı.
Kadıköyü Yoğurtçu Parkı'nda sonbahar başlangı-
cı, öbek öbek ateşçiçeklerinin ateş kırmızısıyla çıka-
gelirdi.
Denizde, hele Boğaziçi'nde, sonbahar balıkçılann
lüfer avıyla, Tanpınar'ın deyişiyle bir "ateş opera-
s;"na dönüşür, sonbahar bir ışık denizinde yüzmeye
koyulurdu.
Bu renkler, bu ışıklar şimdi belleğimizde kaldı.
Takvimde İz Bırakan:
"Yeni modalar ve Amerikalılara benzeme hevesiy-
le Türkiye 'de pek çok insan çiklet çiğner. Sinema gi-
rişinde çocuklar 'Amerikan çikletü' diye bağınrtar.
Her markadan çiklet vardır. Bunlar Amerika 'dan it-
hal edilir ve fiyatı orada bir kuruşken Türkiye'de elli
kuruştur." VVılly Sperco, Yüzyılın Başında Istanbul.
K U L T U R » Ç İ Z İ K
K A M İ L M A S A R A C I