Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25 TEMMUZ 1997 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 11
Once MehmetAğar'ın genelgesi, sonra ŞevketKazan 'ın inadı 12 cana mal oldu
REFAHYOL'un bedeli ağır olduMİYASE İLKNUR
ANAYOL koalisyonunda Adalet
Bakanı olarak görev yapan Mehmet
Ağar'ın 6 Mayıs 1996 tarihinde çıkar-
dığı genelgenın. 10 tnayısta değiştiri-
lerek yûrürlüğe ginnesıni protesto et-
mekamacıyla 20 Mayıs 1996 günü 36
ildeki toplam 41 cezaevinde başlayan
ve 69 gûn sûren ölüm oruçlan 13 ki-
şınin ölûmüyle sonuçlandı.
Ağar'ın çıkardığı genelgenın "tu-
tuklulann yargılandıklan yerin dışm-
daki başka bir Ue se\ kini" ıçeren mad-
desi, cezae\ lerindeki mahkûm ve tu-
tuklulann ölüm orucuna kadar varan
tepkilerine yol açtı. Savunma hakkını
ortadan kaldırdığı, başka şehre sevk -
edilen tutuklunun mahkemeye gidip
gelmesınin güçleştırildıği ve davanın
sürdüğü şehirde bulunan avukatıyla
görüşemeyeceği gerekçeleriyle tepki
gösterilen genelge, Ağar'dan sonra gö-
reve gelen REFAHYOL hükümetinin
Adalet Bakanı Şevket Kazan tarafin-
dan daha da ağırlaştınldı ve sevlder
başladı. 20 Mayıs 1996 tarihinde, Tür-
kiye genelinde siyasi tutuklulann bu-
lunduğu 41 cezaevinde sûresiz açlık
grevıne başlandı. Cezaevlerinde çe-
şitli sol örgütlere mensup tûm tutuk-
lulann katıldığı süresiz açlık grevine
• Geçen yıl 69 gün süren ölüm orucunun yaralan hâlâ sanlamadı. Ağar'ın ANAYOL
hükümeti döneminde çıkardığı genelgeyi daha da ağırlaştırarak yürürlüğe koyan
REFAHYOL hükümetinin Adalet Bakanı Şevket Kazan, ölümlerin sorumlusu olarak
tarihe geçti. Eylem sonucunda 12 siyasi tutuklu yaşamını yitirirken onlarcası tedavisi
mümkün olmayan arazlarla yaşamaya mahkûm edildi.
başlangıçta PKK'li tutuklular da des-
tek verdi ve ayn bir talep listesini ka-
muoyuna açıkladı. Ancak bir süre son-
ra PKK'liler açlık grevi eylemine son
verdiler. Bakan Kazan, PKK'li siyasi
tutuklulann talebini tüm siyasi tutuk-
lulara mal ederek kamuoyunu yanılt-
tı. Kazan bununla da kalmayarak aç-
lık grevine katılanlann tümünün P-
KK'li olduğunu açıkladı. Açlık grev-
lerinin ölüm orucuna dönüştüğü ve
bazı eylemcilerin vaşam fonksıyonla-
nnın durduğu günlerde nihayet med-
yanın manşetlenne çıkan eylem içın
Adalet Bakanı Şevket Kazan, "ÖKim
orucu için itirafçılan seciyorlar".
u
Ko-
ğuşlara bizdeği]örgütler hâkim. Silah-
lan, faksları var" dı\ erek kamuoyunu
yanıltmayı sürdürdü. Başta Türk Ta-
bıpler Birliğı. Türkiye Barolar Birliği,
DİSK yaptıklan açıklamalarda, hükü-
meti ölümlere duyarsız kalmakla suç-
ladı. Toplumdaki infialin yükselmesi
üzenne Şevket Kazan, siyasi tutuklu-
lann en önemlı ıstegi olan Eskişehir
Cezaevi'ndeki 102 siyasi tutuklunun
Istanbul'daki cezaevlerine sevki veri-
ne Sakarya Cezaevi'ne sevk edebile-
ceklerini açıkladı. Bu önerisi kabul
edilmeyince operasyon hazırlıklanna
başlayan Kazan, cezaevlerinin örgüt-
lerin eline geçmesınden CHP'li ba-
kanlan suçladı.
Ve sonunda hükümetin hiçbir şey
yapmayıp seyretriği eylemin 63. günü
akşama doğru ilk ölüm haberi Ümra-
niye Cezaevi'nden geldi. TKP (ML)
davasından 12 yıl 6 ay ceza alan Ay-
gün Uğur'un bedeni 63. gün iflas etti.
Cezaevı kapısında baba Gülabi L'ğur,
"Geçen ay para bulamadığım için Ay-
gün'ü görmeve «elememistim. Şimdi
borç alarak onu görmeye geküm ama
Açlık 60 giinden soııra öldüriiyorÖlüm orucunda 12 kişi can verdi. Peki
kimdı buölümeyatan 12 kişi?
Aygün Uğur (63 gün):
1971 yılında Tunceli-Mazgirt ilçesine
bağlı Deroç Köyü'nde doğdu. Tuncelı
Lisesi'ni bıtirdi. 1990'da lzmit'e gelerek
ışçiliğe başladı. 30 Mart 1993'te
gözaltına alındı ve tutuklanarak
Sağmalcılar Cezaevi'ne gönderildi.
TKP(ML) örgütüne üye olduğu
gerekçesiyle 12.5 yıl ceza aldı. Daha
sonra Ümranıye Cezaevi'ne sevk edilen
Uğur, ölüm orucunun 63. gününde
yaşamını yitirdi.
Altan Berdan Kerimgiller(65.
gün):
1968 yılında Tarsus'ta dünyaya geldi. İlk
ve ortaöğrenimini Tarsus ve Adana'da
tamamladı. 1987 yılında Basm Yayın
Yüksekoklu'na girdi. 1993 yılında
Ankara'da yakalanan ve DHKP-C örgütü
"SUahlı Devrim Birukieri" üyesi olan
Altan Kerimgiller, emekli generaller
Adnan Ersöz, Kemal Kayacan ve Hulusi
Sayın'ın öldürülmelerinin de aralannda
bulunduğu pek çok eyleme katılmak
suçundan ıdamla yargılanıyordu.
Kerimgiller, ölüm orucunun 65. gününde
yaşamını yitirdiğinde henüz hiçbir davası
sonuçlanmamıştı.
İlginç Özkeskin (66 Gün):
DHKP-C davasından yargılanan
Özkeskin, 35 yaşındaydı. Tıp öğrencisi
olan İlginç Özkeskin 1980 öncesi
üniversite yıllannda Dev-Genç hareketi
içinde yer aldı. 1994 yılında yeniden
turuklandı ve davası karar aşamasındaydı.
Bayrampaşa Cezaevi'nde öldü.
Hüseyin Demircioğlu (67. Gün):
196O'ta Bıngöl'ün Kiğı ılçesi Sütlüce'de
doğan Demircioğlu, 1981 yılında
Istanbul'da MLKP samğı olarak
gözaltına alındı. Tutuklanarak Alemdağ
Cezaevi'ne gönderildi. Sultanahmet ve
Bayrampaşa cezaevlerinde kaldı. 1987
yılında tahliye oldu. 6 Mart 1996 yılında
Ankarada MLKP il sorumlusu olduğu
savıyla tutuklandı. Demircioğlu, binnci
ölüm orucu ekıbındeydi.
Çok uzun zamandır çocuklanndan aynydılar... Canlanndan can verdi kleri oğullan ve kızlan öhneye yatmışlardu. Ve bir gün yaşa-
maktan vazgeçtikleri haberi geldi. Ana yüreğiydi bu, dayanabilir miydi, anlayabilir miydi?
AIİ Ayata (67. gün):
25 Eylül 1965 yılında Tunceli ili, Ovacık
ilçesi Yeşilyazı Köyü'nde doğdu. ilk ve
ortaöğrenimini Adana'da tamamladı.
Liseyi doğum yeri Ovacık'ta bitirdi. 1988
yılında Adana'da gözaltına alınarak
tutuklanan Ayata, 6 ay cezaevinde kaldı.
7 Eylül 1994 tarihinde Mersin'de tekrar
gözaltına alındı ve TKP(ML) üyesi
olmaktan 12 yıl 6 ay ceza aldı. Cezası
kesinleştikten sonra Bursa Cezaevi'ne
sevk edildi. İlk ölüm orucu ekibinde de
yer aldı ve Bursa Cezaevi'nde öldü.
Müjdat Yanat (67 g
1965 lzmir Urla doğumlu. 1988 Yeni
Çözüm Dergisi lzmir Temsilciliğı yaptı.
1991 yılı sonlannda Devrimci Sol örgütü
operasyonunda tutuklanarak Buca
Cezaevi'ne gönderildi. Buca Cezaevi'nde
bulunan tünelden sonra tek başına
yargılandı ve müebbet hapis cezası aldı.
Davası sürerken 27 arkadaşıyla birlikte
Aydm Cezaevi'ne sürüldü. DHKP-C
davası tutuklusu Müjdat Yanat, 67.
gününde yaşamını yitiren üçüncü
direnişçi oldu.
Tahsln Yılmaz (68. gün):
1959 Kars doğumlu. Bir yıla yakın Tariş
Yağ Fabrikasf nda çalıştı. Tariş'te işçi
kıyımına karşı direnişi örgütlediği için
işten atıldı. 7 yıl Tekel Fabrikasf nda
çalıştı. 1989 yılında TİKB
operasyonunda tutuklandı. 1991 "de
tahliye oldu. 2 Mayıs 1996'da tekrar
tutuklanan Yılmaz, TİKB üyesi olduğu
iddiasıyla 15 yıldan az olmamak üzere
ağır hapis cezası istemiyle
yargılanıyordu.
Ayçe idil Erkmen (68
1970 yılında Kırklareli'nde doğdu.
lstanbul Ünıversitesi öğrencisiyken 1990
yılından itibaren Ortaköy Kültür
Merkezi'nde çalışmaya başladı. Daha
sonra Özgürlük Türküsü Grubu \e Tavır
Dergisı'nde çalıştı. Ayşe Gülen Halk
Sahnesi'nde tiyatro oyuncusu olarak
çalışan Erkmen, 1994 yılının ekim
ayında yurtdışı turnesi dönüşü, Ankara'da
gözaltına alındı. DHKP-C örgütüne
yardım ve yataklık ettiği savıyla
tutuklanan Erkmen. 6 ay sonra
Çanakkale Cezaevi'ne sevk edildi.
HİCabİ KÜÇÜk (69 gün):
1972'de Bayburt'ta doğan Küçük. Ankara
Üniversitesi öğrencisiydi. TtKB
davasından yargılanan Küçük. ölüm
orucunda yaşamlannı yitiren en genç
eylemciydi. Bursa Cezaevi'nde öldü.
Yemllha Kaya (69 gün):
1968'de K. Maraş'ta doğdu. 1989'da
işportacılann örgütlenmesi için çalıştı.
Halkın Gücü Gazetesı'nin sahipliğini
yaptı. DHKP-C davasından yargılanan
Kaya, Bayrampaşa Cezaevi'nde öldü ve
Kocasinan Mezarlığf nda toprağa
\erildi..
Osman Akgün (69 gün):
1965 yılında Rize'de doğdu. Açık
Öğretim Fakültesi lş ldaresi
Bölümü'nden mezun oldu. 1991 'de
girdiği siyasi çatışmada yaralı olarak ele
geçirildi. TİKB davası sanığı Akgün,
Umraniye Cezaevi'nde öldü ve
Kocasinan Mezarlığf nda toprağa verildi.
Hayati Can (70. gün):
1973 yılında Erzincan ili Tercan ilçesi
Balyayla Köyü'nde doğdu. 30 Mart 1995
yılında TKP(ML) örgütüne yönelik bir
operasyonda yakalandı. Tutuklanarak
Sağmalcılar Cezaevi'ne konuldu.
TKP(ML) üyesi olmak suçundan 12 yıl 6
ay ceza aldı ve Bursa Cezaevi'ne sevk
edildi. Sağmalcılar Cezaevi'nde daha
önce yapılan ve 45 gün devam eden
süresiz açlık grevine de katılan Can,
ölüm orucunun 69. gününde eyleme son
venlmesinden bir gün sonra kaldınldığı
hastanede yaşamını yitirdi.
ancakölüsünü afap gitmek nasipokhı"
diyordu. Aygün Uğur toprağa veril-
meden eylemin 65. günü ikinci ölüm
haberi bu kez Bayrampaşa'dan geldi.
DHKP-C davasından yargılanan Al-
tan Berdan Kerimgiller, Uğur'dan iki
gün sonra yaşamını yitirdi. Onu bir
gün aravla DHKP-C davası sanığı Ö-
ginç Ozkeskin'in ölümü izledi. Ölüm
orucunun 67. günü arka arkaya üç
ölüm haberi geldi. Bayrampaşa Ceza-
evi'nden Hüseyin Demirdoğlu, Bursa
Cezaevi'nden Ali Ayata ve Aydm E
Tipi Cezaevi'nden Müjdat Yanat ya-
şamını yitirdi.
68. gün Tahsin Yılmaz ve Ayçe İdil
Erkmen'in ölûmüyle ölü sa-
yısı 8'eyükseldi. Arabulucu-
luk girişimlerinin yoğunlaştı-
ğı 69. gün de Bursa Ceza-
evi'nden Hkabi Küçük. Bay-
rampaşa'dan Yemlttia Kaya
ve Hayati Can ölüm oruçla-
nnda can verdiler. Ölü sayı-
sının 11 "e yükselmesi ile
Türkiye ayaga kalktı. Sağ
partiler ile hükümeti destek-
leyen yayın organlan bile
ölüm orucunun bitmesi için
çağn yapmaya başladı. Her-
kes operasyon yapılacağı
beklentisine gırdi. Ancak ta-
leplerin yerine getirilmemesı
içın ayak direten Adalet Ba-
kanı Şevket Kazan, by-pass
yapılarak RP Genel Başkan
Yardımcısı Bahri Zengin ile
lstanbul Milletvekıli Mtıkad-
der Başeğmezhükümet adına
gorüşmelen sürdürdü. Siyasi
tutuklular adına da başta Eş-
ber Vağmurdereli olmak üze-
re Oral Çahşlar, Yaşar Kemal
ve Züifü Lrvaneli devTeye gir-
dı. Zengin ve Başeğmez. Er-
bakan'la görüşerek tutuklu-
lann taleplerinin en önemli
maddesi olan sevklerin dur-
durulması ve sevk edilenlerin
eski yerlerine gönderilmesi
konusunda gen adım attılar.
Siyasi tutuklular bundan son-
ra cezaevindeki durumun bir
komite tarafından düzenli
olarak izlenmesi koşuluyla
eyleme son verdiler. Ancak
28 Temmuz 1996 sabahı has-
taneye kaldınlan Hayati Can
da yaşamını yitirince ölü sa-
yısı 12 yeyükseldi.Tedavıal-
nna alınan eylemcılerden 15
mahkûm belleğını yitirirken
bırçoğunda görme bozuklu-
ğu, kas erimesi ve konuşma
güçlüğü tespıt edildi. 69 gün
süren eylemin bilançosu; 12
ölü. bedeninde tedavisi im-
kânsız arazlar kalan onlarca
tutuklu oldu.
YARIN: HERKESİN
İDEALLERİ OLMALI
CEZAEVLERİNİN
SORUNLARI
19 yaşındaki Evrim Kaya ölüm orucunu Eskişehir Cezaevi'nde karşıladı
6
Olüm gözümüzde küçülmüştü'
Adı Evnm Kaya. Yaşı 19. Cezaev inden çıkalı he-
nüz 6 gün olmuş. Kapıdan girdiğinde ilk sözü "Ku-
sura bakmayın, ölüm oruçlarının sonucunda
belleğim zayıfladı. Buna bir de görme bozuklu-
ğu eklenince gazetenin yerini bulmakta zorlan-
dım ve geç kaldım" oluyor. Ölüm orucunu meş-
hur 6 Mayıs genelgesinden sonra sevk edildiği Es-
kişehir E Tipi Cezaevi'nde karşılamıştı. 1 Mayıs
1996'da arkadaşlanyla birlikte katıldıgı kutlama-
lardan dönüşte gözaltına alınmış, Terörle Mücadele
Şubesi'nde 9 gün "konuk" edildıkten sonra Met-
ris Cezaevi'ne götürülmüş. Kısa bir süre kaldıktan
sonra da arkadaşlanyla birlikte sevk otosuna bin-
dınlerek yola çıkanlmış. "Nereye gidiyoruz?"
sorusunda "sürpriz!" yanıtını almış her seferin-
de. Eskişehir Cezaevı gerçekten de sürpriz olmuş
Evrim içın. Terörle Mücadele Şubesi ile Metris Ce-
zaevi'ndeki karşılama töreninin bir benzeri de Es-
kişehir'de yapılmış. Kaba dayak ve küfür, siyasi tu-
tuklular içın alışılagelmiş bir "hoşgeldin" törenı.
Eskişehir E Tipi Cezaevi'nde günlük vayınlan iz-
lemeleri engellendiğınden diğer cezaevlerinde baş-
layan ölüm orucunu ancak 26 gün sonra televizyon-
dan öğrenebilmişler. 26 gün sonra onlar da gence-
cik bedenlerini ölüm orucuna yatırmışlar.
"Diğer cezaevlerinde başlamasa da biz zaten
ölüm orucuna başlayacaktık" dıyor. Yargılan-
dıklan ilden kilometrelerce uzakta bir cezaevine
göndenlmelerinı, savunma haklannın engellenme-
si olarak yorumlayan Evrim Kaya, bu durumun ai-
lelenni de olumsuz yönde ctkilediğini belirterek
kendilerini ölüm orucuna iten koşullan şöyle an-
latıyor: "Siyasi tutuklulann sadece kendileri
üzerinde değil aUeleri üzerinde de korkunç bas-
kıları vardı. Bu baskıları daha 16 yaşımdayken
yaşamak zorunda bırakıldım. Abim TİKB da-
vasından yargılanıyordu. Bayrampaşa Ceza-
evi'nde annem, teyzem ve ben her görüşe girtik-
ten sonra gözaltına alınıyor şubede kaba daya-
ğa maruz kalıyorduk. Bu durum periyodik ola-
rak yıllarca sürdü. Görüşte teslim ettiğimiz eş-
yalar ve paralarzamanında teslim edilmiyordu.
Daha sonra ben gözaltına alındığımda bu kez
içerdekilerin yaşam koşullannı bizzat yaşarak
görmüş oldum. Ailelcrimiz Eskişehir'e bizlerle
görüşmeden çıktıktan sonra otogarda gözaltına
alınıyordu. Paramız kesilerek verildiği için ilaç,
şeker ve diğer zorunlu ihtiyaçlanmızı karşıla-
yamıyorduk. Bu durum ölüm orucu sırasında
da değişmedi. Bunlar yetmezmiş gibi bir de yar-
gılandığımız illcrin kilometrelerce uzağındaki
cezaevlerine gönderildik. Buna şiddetle karşı
çıkışımızın temel dayanağını 'araç yok' ya da
'benzin ödeneğimiz yeterlı değıl' denilerek duruş-
malara götürülmev işimiz oluşturuyordu. Gıya-
bımızda karar alınıyordu. Avukatlanmızla gö-
rüşemiyorduk. Avukatlanmız görüşmeye geldi-
ğinde bir bayan gardiyan bizim yanunızda, er-
kek gardiyan da avukatın yanında sürekli du-
ruyordu. Avukatla görüşe gittiğimizde tam üç
kez aranıyorduk. Bu şikâyetlerimizi iletecekyet-
kililer görüşme taleplerini reddediyordu. Ta ki
ölüm orucunda ilk bir ayımızı dolduruncuya
kadar."
Ölüm orucuna isteyerek yattıklannı söyleyen
Evnm Kaya. eylemcilerin en önemli ihtiyacı olan
şekerin bile kendılennden esirgendiğini belırtiyor.
Ancak 25.günde şeker alınmış.
Ölüm orucunun uzun olacağını hesaplamışlar.
"ölüm ne ki, gözümüzde o kadar küçülmüştü ki.
Zaten kazanacağımızı biliyorduk. ilk ölüm ha-
berini aldığımızda 'bu iş tamam' kesinlikle ka-
zanacağız" dedıklenni hatırlatıyor. Bilekleri kü-
çük bir cocuğunkı kadar cılız. Ölüm orucuna baş-
larken 60 kilo olan Evrim Kaya, 40 kiloya düşmüş.
Onıcun 26.gününde ishal ve sık sık kusmalar mey-
dana gelmiş.
Tutuklu ve hükümlülerin 8 maddelik istek listesi
Bu talepler için can verdiler
ANAYOL hükümeti döneminde
Adalet Bakanı olan Mehmet
Ağar'ın 6 Mayıs 1996 tarihinde
yayımladığı genelgede özellikle
siyasi tutuklulann
yargılandıklan il dışındaki
cezaevlerine sevk edilmesini
öngören maddeye yer vermesi
cezaevlerinde ilk kıvılcımın
çakmasına neden oldu.
Savunma hakkının ortadan
kaldırmaya yönelik bu adımı
protesto eden siyasi tutuklular,
açlık grevine başladı. Ardından 20 mayısta
genelgede yapılan değişikliklerle cezaevi iç
işleyişinde ruruklu ve hükümlülenn aleyhine yenı
maddeler eklenmesi, açlık grevlerinin kısa sürede
yaygınlaşmasma \e süresiz açlık grevlerinin ölüm
oruçlanna dönüşmesine yol açtı. Ölüm orucuna
yatan siyasi tutuklular, taleplerini bir liste halinde
cezaevi yönetimine ve kamuoyuna açıkladılar.
Ancak Ağar'dan sonra göreve gelen REFAHYOL
hükümetinin Adalet Bakanı Şevket Kazan, bu
talepleri çarpıtarak kamuoyuna açıkladı. Çeşitli
örgütlere mensup siyasi tutuklulann bu insani
talepleri yerine bir süre önce açlık grevine başlayıp
10 gün sonra terk eden PKK'li tutuklulann siyasi
taleplenni açıklayarak kamuoyunu yanıltmaya
çalıştı. Basının ve sivil toplum örgütlerinın yaptığı
açıklamalar sonrasında gerçek talepler
öğrenilebildi.
• Önce süresiz açlık grevi
ile başlayan eylem bir süre
sonra ölüm orucuna
döndü. İsteklerini bir liste
halinde kamuoyuna
duyuran siyasi tutuklulann
en çok üzerinde
durduklan konu savunma
hakkı idi.
-Tutuklular yargılandıklan il
dışına göndenlmemeli, 6 mayıs
genelgesinden sonra başka
illere sevk edilenler
yargılandıklan il içindeki
cezaevlerine nakledilmelidir -
Daha önceki "Kapasitesi
300'ü aşmadıkça yeni tüm
tutuklular Bayrampaşa
Cezaevi'ne konacak.
Kapasitesi dolduğunda ise
yeni tutuklulara yer açmak
için istege bağlı kalınarak
istekli tutuklular l mraniye'\e nakledilecektir"
anlaşması devam etmelidir.
-Eskişehir Cezaevi siyasi tutuklulara
kapatılmalıdır.
-Hastanelere, mahkemelere sevk sırasında
uygulanan baskı ve şiddetten vazgeçilmelidir.
-Tüm cezaevlerinde insani yaşam koşullanna
uygun ortak ve tek bir statü oluşturulmalı.
-Ailelerimize yönelik gözaltı, baskı ve işkence
uygulamalanndan vazgeçilmelidir.
-Kazanılmış demokratik haklann uygulanmasına
devam edilmelidir.
-Dış güvenlikten kaynaklanan keyfi uygulamalara
Adalet Bakanlığı önlem almalıdır.
-Mektup ve yayın alanında hiç bir engel
çıkanlmamah, kazanımlann ve yasal haklann
uygulanmadığı cezaevlerinin sürekli olarak
heyetle takibi sağlanmalıdır.